• Sonuç bulunamadı

AĞIZ CERRAHİSİ VE ANKSİYETE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AĞIZ CERRAHİSİ VE ANKSİYETE"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

*Ondokuz May s Üniversitesi, Di Hekimli i Fakültesi, A z Di Çene Hastal klar ve Cerrahisi Anabilim Dal , SAMSUN.

A IZ CERRAH S VE ANKS YETE

ORAL SURGERY AND ANXIETY

Mehtap MU LALI* Nurgül KÖMER K**

ÖZET

Amaç: Bu çal mada a z cerrahisi yap lan hastalarda i lem öncesi

kayg seviyesinin ve anksiyeteye etkili faktörlerin de erlendirilmesi amaçlanm t r.

Çal()ma yöntemi: Minör a z cerrahisi giri iminde bulunulan 133

hasta çal man n temelini olu turdu. Cerrahi i lem gerçekle tirilmeden önce, hastalar n anksiyete seviyelerinin tespitinde Spielberg Süreklilik-Anl k Anksiyete Skalas ve Corah Dental Anksiyete Skalas kullan ld . Yap lan i lemin hangi yönlerinin hastalarda kayg ya neden oldu u Görsel Analog Skalas ile tespit edildi. Hastalar n lokal anestezi ve yap lan i lemle ilgili a r beklentileri de Görsel Analog Skalas kullan larak kaydedildi.

Bulgular: Hastalar n % 30’unda hafif seviyede, %40’ nda orta

seviyede, %14’ünde yüksek seviyede ve %11’inde ise çok yüksek seviyede kayg mevcut oldu u tespit edildi. Kad n hastalar i lemin spesifik yönleriyle ilgili olarak benzer seviyede kayg hissederken erkek hastalar en çok a zlar nda s v toplanmas ve çenelerinin yorulmas ndan kayg duyduklar n belirttiler. Hastalar n planlanan i lemle ilgili olarak ortalama a r beklentileri (5±3), lokal anestezi a r beklentilerinden (4±3) anlaml olarak yüksek bulundu (p=0.0001). Hastalar n kayg seviyeleri ile lokal anestezi ve i lemden bekledikleri a r seviyeleri aras nda pozitif ili ki mevcuttu. Kad n hastalar n cerrahi i lemle ilgili olarak a r beklentileri ve kayg seviyelerinin erkek hastalardan daha yüksek oldu u gözlendi. Hastalar n ya ve e itim durumuyla a r beklentileri veya kayg seviyeleri aras nda bir ili ki gözlenmezken, daha önceki di tedavi tecrübeleriyle anksiyete ve a r skorlar aras nda ba lant saptand . Ayr ca, hastalar n süreklilik kayg seviyeleri ile a r beklentileri ve i lemle ilgili kayg seviyeleri aras nda da ili ki tespit edildi.

Sonuç: A z cerrahisi giri imlerinden önce hastalar n yüksek

seviyede kayg duyduklar ve kayg seviyesinin cinsiyet, geçmi dental tedavi tecrübesi ve ki ilik durumuyla ba lant l oldu u belirlendi. Hastalar n minimum anksiyete seviyesinde tutulmas i lemin hekim ve hasta için daha rahat gerçekle tirilmesini sa layacakt r.

Anahtar kelimeler: Dental korku, anksiyete, minör cerrahi

SUMMARY

Aim: The aim of this study was to determine the anxiety levels of

patients prior to minor oral surgery and to determine factors that can influence anxiety.

Study design: One hundred and thirty three patients who were to

undergo minor oral surgical procedures formed the basis of the study. Before the procedure, Spielberg State-Trait Anxiety Inventory and Corah Dental Anxiety Scale were used to measure the anxiety levels of the patients. Specific parts of the procedure which would cause anxiety were determined using Visual Analogue Scale. Pain expectation of the patients related to local anaesthetics and to the procedure was recorded by Visual Analogue Scale.

Results: Thirty percent of the patients had mild, 40% had

moderate, 14% had high and 11% had very high level of anxiety. Female patients had similar levels of anxiety in regarding to various parts of the procedure whereas male patients stated that collection of fluid in their mouth and their jaw getting tired were the highest causes of anxiety. The mean pain expectation (5±3) related to the procedure was found to be higher than pain expectation (4±3) related to the local anaesthesia (p=0.0001). There was a positive relation between anxiety and pain expectation in regarding to local anaesthesia and intervention. Female patients had higher levels of anxiety and pain expectation than male patients. No correlation was found between age and educational level of patients with pain expectation and anxiety levels while past dental experience was correlated with pain and anxiety scores. Moreover, state anxiety levels of patients were related to pain expectations and anxiety levels.

Conclusion: It was found that patients have high levels of anxiety

before oral surgical procedures and the anxiety level was related to gender, past dental experiences and personality of the patients. Maintaining minimum levels of anxiety provides procedures to be more comfortable both for the patient and for the surgeon.

(2)

G R 5

Etkin lokal anesteziklerin ve analjeziklerin kullan lmas na ra men, halen birçok hasta di hekimi korkusu ta maktad r. Bu korku nedeniyle uzun y llar di hekimine gitmeyi ihmal eden hasta say s oldukça fazlad r. Dental anksiyeteye neden olan faktörler aras nda lokal anestezi, a r , dönen alet korkusu say labilir.13

Dental anksiyete farkl komponentleri olan kompleks bir olgudur. Hastan n ki ilik özelli i,30 cinsiyeti, ya , e itim durumu ve geçmi te travmatik dental tecrübe ya anm olunmas19 gibi birçok faktör hastalar n dental kayg seviyelerini etkileyebilir.

Di er i lemlerle kar la t r ld nda a z cerrahisi giri imlerinin hastalar için en büyük kayg nedeni oldu u bildirilmi tir.10,29,33 Yüksek derecelerde anksiyeteye sahip olan hastalar n dental i lemlerinin gerçekle mesi hem hekim hem de hasta için güçlük yarat r ve klinik olarak zaman kayb na neden olur. A z cerrahisi giri imlerinde öncelikle hastalar n anksiyete seviyelerinin kontrol alt na al nmas önemlidir. Endi eli hastalar n dental i lemler s ras nda ve post-operatif dönemde daha iddetli ve uzun sureli a r hissedildi i bildirilmi tir.31 Bu çal man n amac , minör a z cerrahisi yap lan hastalarda i lem öncesi kayg seviyelerinin saptanmas d r. Ayr ca, bu çal mada hastayla; i lemle ve hekimle ba lant l olabilecek de i ik faktörlerin hastalar m zda anksiyete ile ba lant s incelenmi tir.

ÇALI5MA YÖNTEM

Minör a z cerrahisi giri iminde bulunulan ve herhangi bir belirgin psikolojik rahats zl mevcut olmayan 133 hasta çal ma materyalini olu turdu. Hastalar n 68’i Ondokuz May s Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesinde, 65’i ise Süleyman Demirel Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesinde tedavi gördü.

Cerrahi i lem gerçekle tirilmeden önce, hastalar n anksiyete seviyelerinin tayini için çe itli anksiyete skalalar kullan ld . Hastalar n genel anksiyete seviyeleri Spielberg Süreklilik Anksiyete Skalas ;23,28 dental i lemlerle ilgili genel anksiyete seviyeleri Corah Dental Anksiyete Skalas ;7,34 anl k anksiyete seviyeleri ise Spielberg Anl k Anksiyete Skalas uygulanarak ölçüldü.23,28 Ayr ca, yap lan i lemin özellikle hangi yönlerinin hastalarda kayg ya neden oldu unun de erlendirilmesi amac yla Görsel Analog Skalas27 kullan ld . Hastalar n lokal anestezi ve yap lan i lemle ilgili a r beklentileri yine Görsel Analog Skalas kullan larak kaydedildi. Ayr ca, haz rlanan formlara hastalar n ya , cinsiyet, e itim durumu, dental i lemlerle ilgili önceki

tecrübeleri ve yap lan i lemin türü gibi demografik bilgiler kaydedildi. Yap lan ölçümler, hastalar n kendilerine verilen formlar doldurulmas yla sa land . Hastalara veri de erlendirilmesinin bireysel de il; toplu olarak yap laca hat rlat larak hastalardan formlar olabildi ince samimi yan tlamalar istendi.

Sonuçlar; SPSS istatistik program uygulanarak analiz edildi ve s kl k ve yüzde olarak sunuldu. Gruplar n kar la t r lmas için Student t testi kullan ld . Cinsiyet, daha önceki di hekimi tecrübesi, ya , e itim gibi durumlar n n a r beklentisi ve kayg seviyelerine etkileri Ki-kare testi ile de erlendirildi.

BULGULAR

Çal maya dahil edilen hastalarla ilgili demografik bilgiler Tablo I’de sunulmu tur.

Tablo I. Hastalar n demografik bilgileri

Kad(n n=91 (%68) Erkek n=42 (%32) Toplam n=113 (%100) Ya) Ortalama Min.-Maks. 27,20 (±9,36) 13-27 30,50 (±12,09) 17-66 28.24 (±10,37) 13-66 EIitim durumu lk/orta Lise Üniversite 28 (%31) 21 (%23) 42 (%46) 12 (%29) 12 (%29) 18 (%42) 40 (%30) 33 (%25) 60 (%45) Geçmi) di) hekimi tecrübesi

Yok yi Orta Kötü 5 (%6) 47 (%52) 20 (%22) 19 (%20) 2 (%5) 20 (%48) 11 (%26) 9 (%21) 7 (%5) 67 (%50) 31 (%24) 28 (%21) AIr( hikayesi Var Yok 54 (%59) 37 (%41) 27 (%64) 15 (%36) 81 (%61) 52 (%39)

Tablo II’de hastalar n lokal anestezi ve i lemle ilgili olarak ortalama a r beklentileri sunulmu tur. Hastalar n yap lmas planlanan i lemle ilgili olarak ortalama a r beklentileri (5±3), lokal anestezi a r beklentisinden (4±3) anlaml olarak yüksek bulundu (p=0.0001). Tablo II. Hastalar n lokal anestezi enjeksiyonu ve cerrahi i lemden bekledikleri ortalama a r de erleri

Kad(n Erkek Toplam P deIeri

Lokal anestezi aIr(s( 4,79 (±3,09) 2,88 (±2,70) 4,18 (±3,09) 0,0001

(3)

Corah Dental Anksiyete Skalas kullan larak yap lan kayg seviyesi tespitinde hastalar n %5’inde di hekimi kayg s bulunmazken, %30’unda hafif seviyede, %40’ nda orta seviyede, %14’ünde yüksek seviyede ve %11’inde ise çok yüksek seviyede kayg mevcut oldu u tespit edildi (Tablo III). Corah s n flamas na göre kad nlarda erkeklere göre daha yüksek de erlerde kayg seviyesi saptand (p=0.001). Benzer farkl l k Spielberg Anl k Anksiyete Skalas kullan larak yap lan kayg seviyelerinde de izlendi (Tablo IV). Bununla birlikte hastalar n süreklilik anksiyete seviyeleri her iki cinsiyette de benzer seviyelerde kaydedildi.

Tablo III.Hastalar n Corah Dental Anksiyete Skalas na göre da l m

Kad(n Erkek Toplam

Kayg( yok 2 (%2) 4 (%10) 6 (%5)

Hafif-kayg( 25 (%28) 15 (%36) 40 (%30)

Orta-kayg( 34 (%37) 19 (%45) 53 (%40)

5iddetli-kayg( 16 (%18) 3 (%7) 19 (%14)

Çok )iddetli-kayg( 14 (%15) 1 (%2) 15 (%11)

Tablo IV. Hastalar n Spielberg Süreklilik (SSAS) ve Anl k Anksiyete (SAAS) Skalas de erleri

Kad(n Erkek Toplam P deIeri

SSAS 43,49 (±8,09) 40,57 (±7,62) 42,57 (±8,03) 0,051 SAAS 44,02 (±10,12) 39,00 (±8,90) 42,44 (±9,99) 0,005

Genel olarak hastalar hasta-hekim ili kileri ve vücut kontrollerinin bir ba kas nda olmas konular nda, i lemin yap l ile ilgili yönlerden daha az kayg duymaktad rlar. M lemle ilgili olarak kad n hastalarda kayg seviyesi erkek hastalara göre anlaml olarak yüksekti (p=0.003). Ancak, hekimin hastaya yakla m konular nda her iki grup aras nda anlaml bir fark bulunmad . Kad nlar n en kayg duyduklar durumlar enjeksiyon, bölgenin yeterince uyu mamas , aletlerin ses ve vibrasyonu, a zda s v toplanmas , çenelerinin yorulmas , çekim yap lmas ve i lem hakk nda yeterince bilgi verilmemesi olarak saptand . Erkek hastalar n ise i lemle ilgili olarak en çok a zlar nda s v toplanmas ve çenelerinin yorulmas ndan kayg duyduklar gözlendi (Tablo V). Kullan lan tüm kayg ve a r skalalar aras nda istatistiksel olarak anlaml bir ili ki mevcuttu (p=0.01). Hastan n ya ile kullan lan a r beklentileri ve kayg ölçekleri aras nda bir ba lant bulunamad . Hastan n cinsiyeti, e itimi, geçmi di hekimi tecrübesi, a r

aras nda bir ili ki saptanamad . Cinsiyet ile süreklilik ve doktor kayg s aras nda bir ili ki bulunamazken di er skalalarda (p=0.024) ili ki mevcuttu. E itimli hastalarda süreklilik kayg seviyesi e itimsiz hastalara göre daha dü ük görüldü (p=0.018). Geçmi di tecrübesi kötü olan hastalarda, dental kayg (p=0.016), sürekli kayg (p=0.001), anl k kayg seviyeleri (p=0.016); i lemden a r duyma beklentisi (p=0.004) ve i lemin spesifik yönleriyle ilgili kayg lar (p=0.007) aras nda bir ili ki saptand . Hastan n a r hikayesi ile dental kayg (p=0.035), anl k kayg (p=0.016) ve i lemin spesifik yönleriyle ilgili kayg lar aras nda bir ili ki mevcuttu. Tablo V. Hastalar n i lemin spesifik yönlerine göre ortalama anksiyete da l m

Kad(n Erkek Toplam P deIeri

Enjeksiyon 4,59 (±3,47) 2,33 (±2,88) 3,88 (±3,45) 0,0001

Bölgenin yeterince uyu)mamas( 4,59 (±3,62) 3,45 (±3,36) 4,23 (±3,57) N/S

Uyu)ukluk hissini sevmemek 3,81 (±3,41) 2,67 (±3,22) 3,45 (±3,38) N/S

Aletlerin sesi veya vibrasyonu 4,53 (±3,57) 2,50 (±3,01) 3,89 (±3,52) 0,001

AI(zda s(v( toplanmas( 4,92 (±3,65) 3,64 (±3,75) 4,52 (±3,71) N/S

Çenenin yorulmas( 5,29 (±3,54) 4,07 (±3,49) 4,90 (±3,56) N/S

Çekim yap(lmas( 4,89 (±3,67) 3,48 (±3,51) 4,44 (±3,67) 0,038

AIz(na zarar verilecek olmas( 4,54 (±3,62) 3,38 (±3,67) 4,17 (±3,66) N/S

Yeterince bilgi verilmemesi 4,57 (±3,93) 3,36 (±3,81) 4,19 (±3,92) N/S

Hekimi durduramamak 3,02 (±3,28) 3,21 (±3,98) 3,08 (±3,50) N/S

Soru soramamak 3,05 (±3,14) 2,50 (±3,44) 2,88 (±3,23) N/S

Dinlenmemek/ciddiye al(nmamak 2,76 (±3,36) 2,38 (±3,23) 2,64 (±3,32) N/S

Azarlanmak 2,97 (±3,89) 1,79 (±3,33) 2,59 (±3,75) N/S

Vücut kontrolünün kaybedilmesi 3,63 (±3,51) 2,71 (±3,33) 3,34 (±3,47) N/S

Toplam 57,36 (±30,14) 41,48 (±36,06) 52,35 (±32,83) 0,015

TARTI5MA

Dental anksiyetenin belirlenmesinde, sonuçlar n güvenirli i aç s ndan birden fazla skalan n kombine olarak kullan lmas önerilmi tir.26 A z cerrahisi i lemleri ile ba lant l anksiyetenin ölçümünde de i ik skalalar kullan lmaktad r. Bunlar içinde en s k olarak Spielberg Anl k Anksiyete Skalas ,4,16,18,35 Corah Dental Anksiyete Skalas4,11,12,16,18-20,29 ve Görsel Analog Skalas kullanm t r.8 Çal mam zda de i ik skalalar kullan larak elde edilen anksiyete de erleri birbiriyle korelasyon göstermektedir.

Çal mam zda Corah Dental Anksiyete Skalas kullan larak yap lan ölçümlerle hastalar n %14’ünde yüksek seviyede ve %11’inde ise çok yüksek seviyede anksiyete tespit edildi. Sri Lankal lar üzerinde yap lan çal mada benzer sonuçlar al n rken ( iddetli anksiyete oran %12),10 Kanada’da yap lan bir çal mada iddetli veya çok iddetli dental anksiyeteye sahip hastalar n oran %15 olarak belirlenmi tir.20 Bu durumun, ülkelerin

(4)

e itim ve sosyokültürel düzeylerindeki farkl l ktan ileri geldi i san lmaktad r.

Anksiyete ö renilmi negatif deneyimlerden kayna n alabilir. Daha önceki i lemlerde hastan n a r ve/veya rahats zl k hissetmi olmas , tedavisinin ba ar s z olmas , post-operatif komplikasyonlar veya negatif hasta-hekim ili kisinin ya anmas hastalarda anksiyetenin yükselmesine neden olabilir. Elter ve ark.12 ve Vassend32 geçmi dental tecrübe ile anksiyete aras nda bir ili ki oldu unu rapor etmi ; Stabholz ve Peretz29 ba lant saptamam t r. Thomson ve ark.30 ise dental anksiyetenin daha önce hiç di hekimine gitmeyen ki ilerde en yüksek, düzenli olarak di hekimine gidenlerde ise oldukça dü ük oldu unu bildirmi tir. Çal mam zda, hastalar n hekimlerine güvenmelerine ra men, önceki di tecrübeleriyle anksiyete ve a r skorlar aras nda korelasyon saptanm olmas nedeniyle anksiyetenin edinilmi negatif tecrübeye veya yap lacak i lem hakk nda bilgi sahibi olmadan belirsizlik duygusuna ba l olarak artabilece i kan s na var lm t r. Bu nedenle hastalara i lemin a r s z geçece i anlat larak rahatlat lmal ve a r s z bir i lem için tam ve derin bir anestezi sa land ndan emin olunmal d r.

Ki inin genel anksiyete seviyesi i lemle ilgili spesifik anksiyete seviyesini etkileyebilir; süreklilik anksiyete seviyesi yüksek hastalar n dental anksiyete seviyelerinin de genel olarak yüksek oldu u bildirmi tir.9,21,35 Çal mam zda da hastalar n süreklilik anksiyete seviyesi ile anl k anksiyete seviyesi, dental anksiyete seviyesi ve i lemin spesifik yönleriyle ilgili anksiyete seviyeleri aras nda pozitif bir ili ki bulunmu tur. Ayr ca, hastalar n süreklilik anksiyete seviyesi ile a r beklentisi aras nda ili ki tespit edilmi tir. Bu durum, hastan n ki ilik yap s yla a r ve anksiyete seviyelerinin ili kili oldu unu göstermektedir. Genel anksiyete seviyesi yüksek hasta grubunun i lemle ilgili kayg seviyesinin de yüksek olaca göz önünde bulundurularak bu grup hastalarda hastalar n i lem öncesi rahatlat lmas yönünde önlemler al nabilir.

De i ik ülkelerde yap lan çal malar kad nlar n dental anksiyete seviyelerinin ve a r beklentilerinin ortaya erkeklerden daha yüksek oldu unu koymu tur.10,24,30,35 Paralel olarak, çal mam za dahil edilen kad n hastalar n i lemle ilgili olarak anksiyete seviyeleri ve a r beklentileri erkek hastalara göre daha yüksek bulunmu tur. Bununla birlikte kad n hastalar n

i lemle ilgili olarak a r beklentileri ve anksiyete seviyeleri benzer de erlerde olmakla birlikte erkek hastalar n i lemle ilgili anksiyete seviyelerinin a r beklentilerinden dü ük oldu u gözlenmi tir. Süreklilik anksiyete seviyesi ile i lemle ilgili anksiyete seviyeleri aras nda genel olarak pozitif bir ba lant olmakla birlikte süreklilik anksiyetesinin her iki cinsiyette de benzer seviyelerde oldu u saptanm t r. Ayr ca, kad n hastalar i lemin spesifik yönleri tek tek incelendi inde genel olarak benzer de erler kaydetmi erkek hastalar ise i lemle ilgili olarak en çok kayg land klar durumun a zlar nda s v toplanmas ve çenelerinin yorulmas oldu unu bildirmi lerdir. Bu faktörler göz önüne al narak, erkeklerde dental anksiyetenin daha dü ük olmas n n sosyokültürel nedenlerden kaynakland , toplumumuzda erkeklerin daha dayan kl ve korkusuz olmalar gerekti i gibi bir önyarg n n olmas nedeniyle erkeklerin dental anksiyete seviyelerini aç a vurmak istemeyebilecekleri kan s na var lm t r.

Çal mam zda hastalar n ya ve e itim durumuyla a r beklentileri veya anksiyete seviyeleri aras nda bir ili ki gözlenmemi tir. Kimi ara t rmac lar e itim seviyesi yüksek ki ilerin dental anksiyetesinin yüksek oldu unu10,25,33 bildirirlerken, kimi ara t r c lar ise dü ük sosyoekonomik statüdeki ki ilerde ve e itim seviyesi dü ük olan ki ilerde dental anksiyete seviyesinin daha yüksek oldu unu rapor etmi lerdir.12,19 Ya ile ilgili olarak ise, genel olarak genç hastalar n dental anksiyetesinin daha yüksek oldu u bildirilmi tir.12,15,19 Çal mam zda hastalar n ya ile anksiyete seviyeleri aras nda bir ili ki tespit edilmemesi gerçekle tirilen cerrahi i lemlerin daha çok gömülü yirmi ya di lerine yönelik olup, hastalar n ya ortalamas n n 28 (±10) olmas ve daha ileri ya gruplar n n de erlendirilememesine ba land .

Çal mam za kat lan hastalar n anksiyete seviyeleri ile lokal anestezi ve i lemden bekledikleri a r seviyeleri aras nda pozitif bir ili ki bulunmu tur. Paralel olarak, Arntz ve ark.3 yüksek seviyede dental anksiyetesi olan hastalar n i lemden bekledikleri a r seviyesinin yüksek oldu u bildirilmi tir. A r duyusu veya beklentisi, hastan n duygusal hali ve anksiyete seviyesi ile yak ndan ili kilidir; anksiyete a r beklentisini art rmakla beraber17 a r beklentisi anksiyete kayna d r.11,20 Bir grup ara t rmac enjeksiyonun anksiyeteye neden olan en yüksek faktör oldu unu belirtmi tir.6,15 Ancak çal mam zda, hastalar cerrahi i lemin lokal anestezi yap lmas ndan daha

(5)

çok a r yarataca n dü ünmektedirler ve i lem, anestezi yap lmas ndan daha çok anksiyete uyand rmaktad r. Maggirias ve Locker,20 cerrahi i lem s ras nda hastalar n %23’ünün çok az veya hiç a r hissetmemekle beraber %31’inin a z cerrahisi i lemleri ile ilgili olarak en korktuklar faktörün a r oldu unu belirtmi lerdir. Anestezi sayesinde i lem s ras nda a r hissinin ortadan kaybolaca n n aç klanarak hastalar n rahatlat lmas preoperatif anksiyetenin azalt lmas nda önemli rol oynayabilir.

Hastalar n anksiyete seviyelerini minimuma indirmek için birçok çal ma yap lm t r. Dental korku, tam olarak tedavi edilememekle birlikte, oral cerrahi i lemleri ile ba lant l anksiyetenin azalt lmas nda davran terapisi1,2,5 ve/veya sedasyon gibi farmakolojik yöntemlerin22 etkili oldu u belirtilmi tir. Ng ve ark.21 operasyon öncesi i lemle ilgili olarak bilgilendirilmelerinin anksiyete düzeyini dü ürmede etkili oldu unu bildirmi tir. Hastalar n tedavi öncesi kendilerine uygulanacak i lemler hakk nda bilgilendirilmesinin hasta-hekim ili kisinde ça da ve etik bir yakla m oldu u ve hastalar n anksiyetesinin azalt lmas nda etkili olaca kanaatine var lm t r.

KAYNAKLAR

1. Aartman I.H.A, de Jongh A, Makkes P.C, Hoogstraten J:

Dental anxiety reduction and dental attendance after treatment in a dental fear clinic: a follow-up study. Community Dent Oral Epidemiol,28:435-442,2000.

2. Abrahamsson K.H, Berggren U, Hakeberg M, Carlsson S.G:

Phobic avoidance and regular dental care in fearfuldental patients: a comparative study. Acta Odontol Scand,59:273-279,2001.

3. Arntz A, van Eck M, Heijmans M: Predictions of dental

pain: the fear of any expected evil, is worse that the evil itself. Behav Res Ther, 28: 29 41,1990.

4. Auerbach S.M, Kendall P.C, Cuttler H.F, Levitt N.R: Anxiety,

locus of control, type of preparatory information, and adjustment to dental surgery. J Consult Clin Psychol, 44:809-818,1976.

5. Berggren U: Reduction of fear and anxiety in adult fearful

patients. Int Dent J, 37: 127-136,1987.

6. Blomqvist J.E, Isaksson S, Lundberg T: Patients'

assessment of surgical removal of mandibular third molars. An inquiry study. Swed Dent J, 21:93-99,1997.

7. Corah N.L, Gale E.N, Illig S.J: Assesment of a dental

anxiety scale. J Am Dent Assoc,97:816-819,1978.

8. Earl P: Patients' anxieties with third molar surgery. Br J

Oral Maxillofac Surg,32:293-297,1994.

9. Economou G.C: Dental anxiety and personality:

investigating the relationship between dental anxiety and self-consciousness. J Dent Educ,67:970-980,2003.

10. 10.Ekanayake L, Dharmawardena D: Dental anxiety in

patients seeking care at the University Dental hospital in Sri Lanka. Community Dent Health, 20:112-116,2003.

11. Eli I, Schwartz-Arad D, Baht R, Ben-Tuvim H: Effect of

anxiety on the experience of pain in implant insertion. Clin Oral Implants Res, 14:115-118,2003.

12. Elter J.R, Strauss R.P, Beck J.D: Assessing dental anxiety,

dental care use and oral status in older adults. J Am Dent Assoc, 128:591-597,1997.

13. Freeman R.E: Dental anxiety: a multifactorial aetiology. Br

Dent J, 159: 406 408,1985.

14. Hill C.M, Walker R.V: Salivary cortisol determinations and

self-rating scales in the assessment of stress in patients undergoing the extraction of wisdom teeth. Br Dent J, 191: 13-515,2001.

15. Humphris G.M, Freeman R, Campbell J, Tuutti H, D’Souza

V. :Further evidence for the reliability and validity of the Modified Dental Anxiety Scale. Int Dent J, 50: 367-370,2000.

16. KaakkoT, Murtomaa H: Factors predictive of anxity before

oral surgery: Efficacy of various subject screening measures. Anesth Prog, 46:3-9,1999.

17. Klepac R.K, Dowling J, Hauge G: Characterisitics of clients

seeking therapy for the reduction of dental avoidance:reactions to pain. J Behav Ther Exp Psychiat, 13:293-300,1982.

18. Kvale G, Berg E, Raadal M: The ability of Corah's Dental

Anxiety Scale and Spielberger's State Anxiety Inventory to distinguish between fearful and regular Norwegian dental patients. Acta Odontol Scand, 56:105-109,1998.

19. Locker D, Thomson W.M, Poulton R: Psychological

disorder, conditioning experiences, and the onset of dental anxiety in early adulthood. J Dent Res, 80:1588-1592,2001.

20. Maggirias J, Locker D: Psychological factors and

perceptions of pain associated with dental treatment. Community Dent Oral Epidemiol, 30:151-159,2002.

21. Ng S.K.S, Chau A.W.L, Leung W.K: The effect of

pre-operative information in relieving anxiety in oral surgery patients. Community Dent Oral Epidemiol, 32:227-235,2004.

22. Osborn T.M, Sandler N.A: The effect of preoperative

(6)

23. Öner N, Le Compte A: Durumluluk-süreklilik kayg

envanteri el kitab . Bo aziçi Üniversitesi, Mstanbul, 1985.

24. Ragnarsson B, Arnlaugsson S, Karlsson K.O, Magnusson

TE, Arnarson EO: Dental anxiety in Iceland: an epidemiologic postal survey. Acta Odontol Scand, 61: 282–288, 2003.

25. Ragnarsson E: Dental fear and anxiety in an adult

Icelandic population. Acta Odontol Scand, 56: 100–104,1998.

26. Schuurs A.H, Hoogstraten J: Appraisal of dental anxiety

and fear questionnaires: a review. Community Dent Oral Epidemiol, 21: 329–339,1993.

27. Seymour R.A, Simpson J.M, Charlton J.E, Phillips M.E: An

evaluation of length and end-phrase of visual analogue scales in dental pain. Pain,21:177-185,1985.

28. Spielberg C.D, Gorsuch R.L, Lushene R.E: Manuel for state

and trait anxiety inventory. Consulting Psychologists Pres, California,1970.

29. Stabholz A, Peretz B: Dental anxiety among patients prior

to different dental treatments. Int Dent J, 49:90–94,1999.

30. Thomson W.M, Locker D, Poulton R: Incidence of dental

anxiety in young adults in relation to dental treatment experience. Community Dent Oral Epidemiol, 28:289-294,2000.

31. Vallerand W.P, Vallerand A.H, Heft M: The effects of

postoperative preparatory information on the clinical course following third molar extraction. J Oral Maxillofac Surg, 52:1165-1170, 1994.

32. Vassend O: Anxiety, pain and discomfort associated with

dental treatment. Behav Res Ther, 31: 659–666,1993.

33. Wong M, Lytle W.R: A comparison of anxiety levels

associated with root canal therapy and oral surgery treatment. J Endod, 17: 461–465,1991.

34. Yavuz G.E, Karaca M.R: Postoperatif dental a r n n ölçümü:

Anksiyete ve analjeziklerin etkisi. GÜ Di Hek Fak Derg, 7:169-186 1990.

35. Yusa H, Onizawa K, Hori M, Takeda H, Fukushima S,

Yoshida H: Anxiety measurements in university students undergoing third molar extraction. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod, 98:23–27, 2004.

Yaz()ma Adresi:

Yrd.Doç.Dr. Mehtap MUVLALI Ondokuz May s Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi

A z Di Çene Hastal klar ve Cerrahisi Anabilim Dal 55139 Kurupelit / SAMSUN

Tel : 0 362 3121919 / 3004 Fax : 0 362 4576032 E-posta : mehtapm@gmail.com

Referanslar

Benzer Belgeler

VPA tedavisi alan grupta, TK, HDL-C, LDL-C, VLDL-C, TG, TK/HDL ve LDL/HDL de¤erle- rinin yafl, cinsiyet, VPA'in serum düzeyi, dozu ve kulla- n›m süresinden etkilenmedi¤i

Bizim çal›flmam›zda, en az 12 ayl›k ta- kip sonunda, düzeltilmemifl görme keskinli¤i 0.8 veya daha yüksek olan gözlerin oran› Technolas grubunda.. %55.8, Allegretto

nition of acute cardiac allograft rejection from serial integrated backscatter analyses in human orthotopic heart transplant recipients: comparison with conven-

‹ki grup aras›nda TNF-α de¤erle- rinde ameliyat öncesi dönemde anlaml› fark izlenmez- ken (p=0.576), ameliyat sonras› dönemdeki TNF-α de- ¤erleri grup II’de anlaml›

Müdahale öncesinde her iki tedavi ko- flulundaki kat›l›mc›lar›n KDP puanlar› aras›nda fark yoktur, müdahaleler ard›ndan kas gevfletme koflulun- daki

Manyetik araştırmalarda, kaynak manyetizasyonunun ve bölgesel yer manyetik alanının düşey olarak yönlenme- diği durumlarda manyetik belirtinin en yüksek değerleri kaynak

Valproik asit grubunda yaflla IgA ve IgM düzeyleri aras›nda anlaml› bir iliflki yoktu (p>0.05), yaflla IgG düzeyi aras›nda ise pozitif yönde ve istatistiksel olarak

Classification of Focal Prostatic Lesions on Transrectal Ultrasound (TRUS) and the Accuracy of TRUS to Diag- nose Prostate Cancer. Impro- ved detection rate of prostate cancer using