Sahife
8
T T - f i 1 X 1 ¡
r a y v<e IB<alboâO 8 m o o
d
ç.
y ü ı ü
Yazan ; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM
— Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur —Tefrika No. 6 7 6 J
V e lia h d R e ş a d e fe n d i bir m ily o n
a ltın lık is tik ra z yapıyo r!
Nafıa nazın Mahmud Celâled- din paşanın oğlu Münir bey hari ciye mektupçusu iken Abdülhami- din siyasî müşaviri vazifesini de görür, hünkârdan aldığı emirler üzerine elçilerle temaslarda bulu nurdu.
Babıâlinin hariciye nazın gibi o da sarayın hariciye nazın mev kiinde idi! Münir bey Mısıra taal lûk eden işlerle diğer bazı mesele lerin halli için Abdülhamid tara fından 1888 de ilk defa Parise gönderilmişti. Fransanm İstanbul elçisi kont dö Montebello da o sı rada Pariste bulunuyordu.
Münir bey cumhur reisinin Eli- zede verdiği bir baloya davet edil di. Bu baloda Mısıra müteallik iş lerin hal ve intacına padişahın muvafakat eylediğini haber verdi.
Bu müjde dplayısile genç mek- tupçu beye Fransa hükümeti tara fından Lejyon dö nor nişanının komandör rütbesi verildi.
Seneler geçti. Münir bey Parise büyük elçilikle gitmeğe muvaffak oldu; İsviçre ve Belçika elçilikle ri de uhdesine havale edildi.
Münir paşa saraydan uzaklaş mış olmakla beraber Abdülhamid tarafından siyasî müşavir addedil mekten hâli kalmıyordu. O Paris te memuriyetine ait işlerle uğraşır* ken siyasî meseleler hakkında kendisinden sorulan noktalara mütalealar yetiştirir, sarayca ve padişahça Paristen aranılan eşya
yı gönderir, arada bir İstanbula celbolunur, vükelâ ve süfera ile siyasî müzakerelere teşrik edilir di.
Kimseye tam emniyet gösterme mek Abdülhamidin şiarı olduğu için Paris te hafiyelerden boş kal mazdı.
Bir ara Ermeni hafiyelerden S... efendi Parise gelmişti. Ab- dülhamide jurnal üzerine jurnal yağdırıyordu. Bugünlerde Tahta- burunyanlardan Kigork efendi de Pariste idi. S... efendi tehdit ile bir kaç defa bu zattan para sızdırmıştı.
Bir defa ziyadece bir miktar pa ra isteyince Tahtaburunyan ver m ez; S ... bunun sonu fena ola cağını söyler; Tahtaburunyan al dırmaz. S ... de Tahtaburunyanm veliahd Reşad efendiyi iclâs için lâzım gelen bir milyon altını te darik etmek üzere Reşad efendi tarafından Parise gönderilmiş ol duğunu Abdülhamide arzeder. Keyfiyet telâş ile elçi Münir paşa dan sorulur.
tirası sadakat kastile olacağı için ceza görmez!
Abdülhamid Münir paşaya ko nağını yaptırmak için üç defa dokuz bin lira âtiye verdiği gibi Paristen her İstanbula gelişinde hem kendisine hem haremine bol ve yüksek yol harçlığı da gönde rirdi.
Ermeni hâdisesinde Yıldızın büyük devletlerin gemileri tara
fından topa tutulması ihtimali dü şünüldüğü saatler olmuştu. O gün lerde Rusya çarı Parisi ziyaret et mişti. Elçiler arasında Münir pa şa ile de görüşürken:
— Sultan benim muhibbimdir. Ben sağ oldukça emin olsun, ken disine bir fenalık gelmez!
Demiş, Münir paşaya iltifatlar etmişti. Münir paşa Ermeni mese lesinde siyasetin değiştiğini, Yıl dızın topa tutulması düşüncesinin suya düştüğünü idrak ile saraya tebşir eder.
O gussalı günlerde Abdülha mid kendisine ne taraftan bir me det gelebileceğini .düşünüyor, her çareye baş vuruyor, fakat yeisten kurtulamıyordu. Sarayda tiyatro kapanmış, eğlenceler fasılaya uğ ramıştı.
Münir paşadan bu müjdeyi a- lınca memnuniyetinden:
— Tiyatro!
Emrini verir. Münir paşaya da ihsan olarak Osmanlı bankası ma- rifetile 1000 lira gönderir. Münir paş.a bunun niçin gönderildiğini iptida anlıyamaz; nereye muhas- sas olduğunu sorar; Abdülhamid bu sualden Münir paşanın âtiye yi az gördüğünü zanneder; bin lira daha gönderir.
Münir paşa Pariste meşhur Klemanso ile bile ahbap olabil mişti. Sefarethanede her fırsatta büyük, parlak ziyafetler,
süvare-ler verir, Fransa siyasî ricalini, büyüklerini davet ederdi.
Abdülhamidin şiddetli hasımla- rından olan Klemanso yazıların da Osmanlı padişahı hakkında Le Sultan Rouge . kızıl sultan - tabirini kullanırdı. Bir d efa Mü nir paşanın davetine icabetle se farethaneye gelince elçi paşaya:
— Ben kızıl sultanın büyük el çisine değil, Münir paşanın kendi sine geldim!
Demişti.
Münir paşa Klemansonun ken di şahsına gösterdiği bu itibarı Abdülhamide bildirmekten bitta bi hazer eylemişti!
Alman zabitlerin maaşı
Osmanlı ordusunu tanzim ve ıslah için Almanyadan meşhur Fon Der Golç paşa riyasetinde gelmiş olan Alman zabitleri evve lâ muntazaman maaş alırken biraz sonra bu intizama halel gel diğini gördüler; Osmanlı bankası da bunların maaşlarına eskisi gibi kefalet edemiyeceğini! beyan dince bunlar heyetçe istifa ettiler.Birisinin hizmetine muhtaç ol duğu zaman nasıl davranmak
lâ
zım geldiğini pek iyi bilen Abdül hamid derhal bunların maaşları na zamlar yaptı; göğüslerine ni sanlar taktırdı, hepsine
hediyeler
yağdırdı. Maaşları için katî vaid- lerde bulundu. Heyet te istifasını geri alarak yerinde kaldı. Belki içlerinde bazıları Almanyaya av det edecekti. Fakat hepsi Berlin den işleri başından ayrılmamak yolunda katî emirler aldılar! (1 )
Almanya Osmanlı ordusunu tan zim ve ıslah hizmetinden böyle küçük sebeplerle bittabi fariğ ola mazdı!
(Arkası var)
( 1 ) La Turquie officielle.
■ I l l l l 11 M H I I i m i U t tf U f İ f i r i H l i n i l l l l I M I l l l l l i m i l l l l l l I l l f l l I İ l i l i n t İ l i m i m i l i l l l l l l l I II H t l!I K !* t II I I U I I I I I I I I I t l I M I I I I I I I I U I I I I I I K I I M I I I I I U I I I I I M t M I l l l U f l I t M M i a i
O sırada bir taraftan İstanbul- da vükelâ, diğer taraftan Pariste Münir paşa bir istikraz akti için uğraşmakta, fakat bangerlerden bir türlü muvafakat cevabı alama makta idiler.
Münir paşa zaten S ... nin Pa riste ikametini uzatmasından sı kılmıştı. Verdiği cevapta:
(Vükelâ ile kulunuz namı şaha nelerine bu kadar uğraştığımız: halde beş para bulamadığımız bu zamanda elinden hiç bir ş.ey gel- miyen ve gelmediği her tarafça malûm bulunan Reşad efendi na mına nasıl böyle bir iş yapılabi lir? Bu asılsız ve dipsiz bir yalan dır.)
Diye teminat vermesile S... efen-
¿1 ;tanbula celbolunur. Fakat