• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin içyüzü:İngiltere ile uzun müzakereler, Abdülhamid'in garip düşünceleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin içyüzü:İngiltere ile uzun müzakereler, Abdülhamid'in garip düşünceleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

L

V a 2 a n : S Ü L E Y M A N KÂNI ERTEM •— Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur —

İÇYÜZÜ

Tefrika No. 408

İngiltere ile uzun müzakereler,

Abdülhamidin garib düşünceleri

İngiliz maliye nazırı Sir Michaet Hicks Beach 1885 de mebusan ka­ marasında: (İngiltere Mısırda ebedî olarak kalmak niyetinde de­ ğildir. İngiliz hükümetinin biricik maksadı bu memleketi istiklâle hazırlamaktır.)

Diyerek İngilizlerin Mısırda (ebedî) kalmıyacağını ortaya kor! Gladiston da: (İngiltere şerefi müsaid olur olmaz Mısırdan çe­ kilmelidir. İlhaktan, himayeden, hattâ işgalin gayri mahdud bir su­ rette uzamasından bahsedilmesi- ne razı değiliz. Bugüne kadar Mı­ sırda yaptığımız fedakârlıklar için bir taviz istemeyiz) sözlerde İn­ giliz işgaline İngiltere şerefinin müsaadesine kadar kendi kendisi­ ne mühlet alır! Lord Salsbori 1886 Fransa hükümetine şu katî temi­ natı verir:

(Mısırda gayri mahdud bir za­ man için kalmak istediğimiz zan­ nediliyor; bunda aldanılıyor. Biz Mısırdan namusumuzla nasıl çıka­ bileceğimizi araştırıyoruz. Mısın tahliyeye karar vermişizdir.)

üçüncü devrede ise müşküller hafiflemiştir; İngiltere Nil mem- balarmda yerleşir; buradan şarkî Afrikayı nezareti altına alır; Ka­ hire - Ümid burnu demiryolunu vücuda getirmeğe karar verir.

Bu devirde İngiltere artık tah­ liyesini hiç düşünmediği Mısıra aid işlerde değil devleti aliyenin bütün bir Avrupanın mevcudiye­ tini bile unutmuş gibidir. Hele Fransa ile 1904 anlaşmasından sonra kendisini hududsuz bir za­ man için Mısırın filî ve hakikî sa­ hibi sayar.

Ingiltere ile Mısırın hukukan hâkimi olan devleti aliye arasın­ da cereyan eden müzakerelerin safhaları da Ingilizlerin Mısır si­ yasetinde bu ilk ihtiraz, sonra biraz emniyet, daha sonra katî emniyet safhalarını t&kib eder.

Said paşanın başvekâletinde Mısır işleri için Londraya fevkalâ­ de bir elçi gönderilmek tasavvur edildi. Said paşa bu memuriyete Ingilizlere dost ve Ingiliz diline vâkıf Ahmed V efik paşanın ya­ hut hariciye nazırı Asım (7 şev­ val 1297 - 19 cemaziyülâhır 1299) ve evkaf nazırı Kâmil paşalardan birinin gönderilmesini Abdülha- mide arzetti. Uç gün tereddüdden sonra karihai şahaneden adliye nazırı Haşan Fehmi paşanın iza­ mına irade çıktı.

Fakat Haşan Fehmi paşanın Londradaki müzakerelerinden bir netice hasıl olmadı. Ingiliz hari­ ciye nazın lord Granvil verdiği bir lâyihada Mısırın bitaraf ad­ dolunmasını, mâliyesinin devleti aliye ve İngiltere ile Mısır memur­ larından mürekkep heyet tarafın­ dan tensik edilmesini teklif etti; Mısır bir taraftan tecavüze uğrı- yacak olursa devleti aliyece mü­ dafaa ve devletçe taleb olunursa İngilterece de muavenet edilmesi­ nin kabulünü istedi.

Haşan Fehmi paşa bu şartların kabulü muvafık olacağını İstan- buia arzetti; fakat dinliyen olmadı.

Haşan Fehmi paşa aleyhine bir çok dedikodular çıkarıldı. Paşa­ nın İngiliz hariciye nazırına Mısır

Ingiltera ile müzakere için Londraya gönderilen Haşan

Fehmi paşa

işinin halli sürüncemede kaldı­ ğından bahseyledikten sonra:

— İşte bunu aramızda hüsnü suretle halleylemek için denize dü­ şen yılana sarılır darbı meseline göre biz de buraya geldik!

Dediği Babıâlide, sarayda, İs- tanbulda şayi oldu.

Mısır meselesi ilk defa çıkıp ta ikinci Sultan Mahmud Rusya Ça- rile anlaşmağa mecburiyet hisse­ dince:

— Denize düşen yılana sarılır! Demiş olduğu tevatüren nakle­ dilirdi.

Haşan Fehmi paşanın bu kadar büyük ve açık bir pot kıracağına insan ihtimal veremiyor. Eski va­ ziyetinden bahsederken lâf ara­ sında Sultan Mahmudun bu sözü­ nü de mi zikretti acaba?

Her halde Haşan Fehmi paşa­ nın Abdülhamidce diğer paşalara tercih edilmesini çekemiyenler Haşan Fehmi paşayı umum naza­ rında düşürmek için bu sözü bal­ landırarak işaada, kendi hesabla- nna, menfaat gördüler.

Haşan Fehmi paşanın Londra- da bulunduğu günlerde orta Asya meselelerinden dolayı Rusya ile Ingilterenin araları son derecede açılmıştı; bu iki büyük devletin harbe girişmeleri ihtimali bile ha­ sıl olmuştu.

Fevkalâde elçinin Londrada yaptığı müzakereler akamete mah­ kûm olduğu halde orada ikameti Uzaması İngiltere ile Osmanlı dev­ leti arasında Rusyaya karşı bir

ittifak müzakeresi mevcudiyeti şüphelerini uyandırmıştı.

İstanbuldaki Fransız, Alman, Avusturya elçileri Haşan Fehmi paşanın artık geri çağırılmasmı Babıâliye tavsiye ediyorlardı.

Bu sırada Mısır için yapılacak bir istikraz mukavelesinin bazı maddeleri devleti aliyenin hakkı­ na mügayir göründüğü için Babı- âli bu maddelerin tadilini iste­ mişti.

Ingiltere hariciye nezareti bu talebe karşı pek şiddetli davrandı. Müzürüs ve Haşan Fehmi paşala­ rın pasaportlarını vereceğini ve

Mısırın Osmanlı devletinden in- fikâkine teşebbüs eyliyeceğini Ba- bıâliye bildirdi. Bu tehdid karşı­ sında Babıâli yumuşamadı.

Mukaveleyi (icabında Mısırın müdafaası metbuuna aid olduğu­ na) dair bir kayıd ilâvesile im­ zalamağa Müzürüs paşayı memur etti. Haşan Fehmi paşa da geri çağırıldı.

Ingiltere tarafından memuren Mısıra gönderilen Sir Drumont W o lf Istanbuldan geçerken Mısır işleri için müzakereye girişmişti.

Sadnazam Said paşanın bu mu­ rahhasa ziyaretini iade ettiği sıra­ da iki saat kadar mülakatı uzat­ ması Abdülhamidin evhamını kur­ caladı; fevkalâde elçinin huzura çıkması bu sebebden bir hafta te-

ahhura uğradı!

Huzura kabulünün ertesi günü Ingiliz murahhası hariciye nazırı Asım paşa ile birlikte hususî su­ rette gene huzura girdi. Asım ve evkaf nazırı Kâmil paşalar kendi- siie müzakereye memur edildi.

İngiliz murahhası Osmanlı dev­ letince Sudana asker şevkine ve orasının Mısırdan ayrı bir imti­ yazlı kıta gibi değil de doğrudan doğruya Osmanlı idaresi altına alınmasına Ingilterenin itiraz et­ meyeceğini bildirdiği gibi Mısırda ıslahatın Babıâlinin reyinin inzi* mamiie yapılması, Mısırı başka bir devletin taarruzundan koru­ mak için Osmanlı devletile İngil­ tere arasında bir mukavele yapıl­ ması hususlarından da bahsetmişti.

İngiltere yalnız Mısırın İngiliz askerinden tahliyesi için vade ta­ yinini ileriye bırakmak istiyordu.

(Arkası var)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Vak­ tiyle kibarzadeler, kral­ lar, hükümdarlar zama­ nında halk kendisi için değil, bu efendileri için çalışır, alnının terini o beyzadeler ve..

5 Bu zatın büyük oğlu Ekrem Reşit Rey, türkçe ve fransızca hi­ kâye ve piyeslerde, bil­ hassa kardeşi Cemal Reşitle birlikte mey­ dana getirdikleri

Yıldız Sertel, kitaba yazdığı önsözde ikinci Dünya Savaşı’nda sadece Avru­ pa’da 40 milyon insanın öldüğünü belir- tiyor ve günümüzdeki savaş rüzgârlarına

Ünlü Fransız sanatçısı Pierre Rousseau ise bütün gece boyun­ ca Nazım Hikmet’in şiirlerini okudu.. Fransız Radyosu Program Mü­ dürlerinden Eve Grili

«— Herkes, dedi, benim An­ kara radyosundan ayrıldığımı sanıyor. Halbuki ben radyodan

En examinant les anciens traités conclus entre les États européens et la Turquie, on peut aisément remarquer, de la part de ces puissances, le souci prédominant

Deyince Hamdullah Suphi Bey Reşit Galip hakkındaki iyi kanaatlerini, vatanperver- ligini kendine mahsus talâka- tiyle anlattı ve mebusluğunun temini için cidden

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha