• Sonuç bulunamadı

Yıldız Sertel'den 'Savaş Rüzgarları':Hem tarihi hem güncel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yıldız Sertel'den 'Savaş Rüzgarları':Hem tarihi hem güncel"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T i i t<<t;

Yıldız Sertel’den “Savaş Rüzgârları ’

Hem tarihi

hem güncel

Yıldız Sertel’in zengin bir

kaynak taraması sonucu

oluşturduğu kitap, günümüze

de cuk oturan gözlemleriyle

İkinci Dünya Savaşı yıllarına

bakıyor.

BEHZAT AY

Türkiye ve Ortadoğu Tarihi okutan, 1995’te İstanbul Kadın Kuruluşları

Bir-’nin Ödülü’nü alan ve beş önemli ki­ tabı yayımlanan Doç. Dr. Yıldız Sertel’in son yapıtı “Savaş Rüzgârları” tarihsel ol-

ıde yapıt

kanlar’da savaşlar oİuyor. İncirük’ten kal-!enk güncel de olan çok önemkbir

doğt duğuı

yapıt. Ortadoğu’da, Kafkaslar’da ve Bal-kan AmeriBal-kan savaş uçakları Irak’ı bom­ balıyor. Bu yazırnn yazıldığı gün de

Yu-Î

'oslavya’yı vuracak bombardıman uçak- arırnn Çorlu’dun kalkacağı haberleri ve­ riliyor. Biz de mi savaşa gireceğiz diye dü­ şünmeye başladık. Bunun için Yıldiz Ser­ tel’in yapıtı tam zamanında yayımlandı. Her aydının mutlaka okuması gereken bir yapıt...

Güç Dengeleri

Yıldız Sertel, kitaba yazdığı önsözde ikinci Dünya Savaşı’nda sadece Avru­ pa’da 40 milyon insanın öldüğünü belir-tiyor ve günümüzdeki savaş rüzgârlarına değinip, kimi gerçekleri vurguluyor.

Kitab m birinci bölümü, “ikinci Dün­ ya Savaşından Sonra Dünyada Güç Den­ geleri” adım taşıyor. Çok kutuplu dünya içindeki ilişkiler ve çelişkileri irdeliyor. fuz ABD’nin Afganistan’a ve Sudan’a tüze saldırılarım, Amerika'nın silah giderleri­ nin gittikçe artmakta olduğunu sergili­ yor.

ikinci bölümde Rus emperyalizmini, Rusya'nın Türkiye’yle ilişkilerini belge­ lere dayanarak anlatıyor.

Üçüncü bölümde, Baü Avrupa’yı ele alıyor. Rekabet ve bunalımı inceliyor. Dördüncü bölümde, Doğu Asya’daki ye­ ni gelişmeleri birçok belgeye dayanarak sergiliyor. Ve bu bölüme bir sonuç yaz­ mış. Çok ilginç. Bir kitap tanıtma yazısı­ nın boyutunu aşacağından ne yazık ki alıntı yapamıyorum.

Kitabın ikinci ana başlığı: “Emperya­ lizmin Küreselleşmesi” . Son on onbeş yıl­ dır küreselleşme övgüsü yapan siyasacı- lara iyi bir derstir bu başlık. Çünkü, Yıl­ dız Sertel, küreselleşmenin ne olduğunu, pazar efendilerini, küreselleşme ile sö­ mürünün koşutluğımu, çokuluslu sömü­ rü biçimini, dünya ticaretini, Kuzey-Gü->ıçı ney ilişkilerini, aralarındaki derinleşen uçurumu sergiliyor. Özellikle küreselle

İ

ara güzelce anlaüyor. Tıpkı birkaç ay ön­en kapitalizmin bunalımım anlamayan-

ce yurdumuza çağrılı olarak gelen bir ya­ bancı iktisat profesörü gibi... Bilmem ki o iktisat profesörünü dinleyen, ya da

söy-A

nnesiyle babası Sabiha ve Zekeri-

ya Sertel’in Amerika’da eğitim gördükleri sırada New York’ta doğan, orta ve lise öğrenimini Amavut- köy Amerikan Kız Koleji’nde, üniversite eğitimini Londra Yüksek iktisat Oku- lu’nda yapan, 1945’te TAN gazetesinin faşistlerce yakılıp yıkılmasından sonra ai­ lesiyle birlikte yurdumuzu terketmek zo­ runda kalan ve 1960 yılında Baku ye yer­ leşen, doktorasını Azerbaycan Bilimler Akademisinde veren, 1971-89 yıllan ara­ sında Paris’te Vincennes Üniversitesinde

lediklerini gazetelerde okuyanlar oldu mu? Ama nerdee! Siyasa panayırına dö­ nen yurdumuzda bilim adamlarını, özel-likle de iktisat adamlarının söyledikleri gerçekleri kim dinler?!

Silah Ya n ş ı ve Sa va şla r Kitabın üçüncü ana bölümü, “Dünya­ da Silahlanma, Silah Yanşı ve Savaşlar” adım taşıyor. Görmeyen gözlere, duyum­ samayan kafalara birer taştır sanki her tümce. Çünkü Türkiye’yi saran korkunç tehlikenin maliyetini sergiliyor. Hem de, başta eski Genelkurmay Başkam’nm (Karadayı) demecinden başlayarak. Bı arada elbette Körfez Savaşı’nın sonuçla n ve Türkiye’nin uğradığı zararı her du­ yarlı yurtsevere ders verecek denli açık açık sergiliyor. “Bir verip üç alacağız” di­ yenler olmuştu bir zamanlar. N e denli mıştı.

Yıldız Sertel, Balkanlar’daki ırkçı sava-şı da ele alıyor. Bosna Hersek kıyımında büyük devlederin çıkarlarım bir bir an­ latıyor.

Son ana başlık: “Savaş Rüzgârları D u­ racak m ı?” Bu bölüme, “Bir Üçüncü Dünya Savaşı Olası m ı?” sorusuyla baş­ lıyor. Ki son günlerde uykumuzu kaçıran durumu enine boyuna irdeliyor. Ama so­ nuçlan kaç kişi görüyor? Bu yazırnn ya­ zıldığı gün (14 Mayıs 1999), “Pence- re”sinden her şeyi iyi gören sevgili İlhan

Selçuk, şöyle yazıyordu:

“Sırbistan’ı bombalayan NATO saldı­ rılarının yanındayız, içindeyiz, katılımcı­ yız.

Adana’dan havalanan Amerikan uçak- lan Irak’ı durmadan bombalıyor.

Yugc ' _ aklat

haber veriliyor...

Yugoslavya’yı vuracak bombardıman uçaklarının Çorlu’dan havalanacaklan

Bu durumu duyumsayanlar o denli az ki!.. Ve de sık sık, “Yurtta banş, dünya­ da barış ” diyen Gazi Mustafa Kemal’i ve ikinci Dünya Savaşı yıkımına ülkeyi sok­ mayan İsmet P aşa’yı anımsayanlar...

Neyse!..

Tam 124 kaynaktan yararlanarak Yıl­ dız Sertel’in yazdığı 262 sayfalık çok önemli kitabını savaş rüzgârlarının estiği şu günlerde herkesin gün geçirmeden edinip okumasını dilerim. Ben, sayrı ya­ tağımda, Türkiye’nin seçim panayırına döndüğü tam bir ayda, tutarsız, yetenek­ siz siyasacılara kulağımı tıkayarak bu ki-tabı okudum. İyi de ettim. Birçok bilgi rek edindiğim gibi, siyasacılan dinleyerel

“ fırlatmadım.” ... ■

Savaş Rüzgârları/ Doç. Dr. Yıldız Ser­

tel/ B e k i...•Ige Yayınlan/ Mart 1999

S A Y F A 2 3

Referanslar

Benzer Belgeler

Meselâ; Yunus; Tasavvufu tamamiyle benimsemiş ve onu şairane, aşikane ve çok vecitli bir surette anlatmış, terennüm etmiş olması dolayısiyle kendisinden sonra

Orta Asya’dan Küçük Asya’ya uzanan bu medeniyet, Anıtsal yapılarda mimarî düzen olarak; taşta ve ağaçta motif olarak, çeşitli medeniyetlerin beşiği

Onun düş kapısından içeri doğum yapmak için ilk hangi kadın girdi, bilemiyoruz; ama bu du­ rum, o an Besim Ömer Paşa’nın yüzündeki gülümsemeyi gözümüzün

Tayin edildiği yeni görevi, Alman kökenli (General) Liman Von Sanders Paşa’dan devir aldı. Mustafa Kemal, Çanakkale Sa­ vaşları sırasında, su Alman Mareşali­

Bu meyanda Abdül Bey de tevkif edilerek İstanbul'a gönderildi ve muhakemesi yapılarak müebbet kalebentliğe mahkûm oldu, evvelâ üç sene Prizrin kalesinde, sonra

Cumhuriyet ö zel O- kulu 11e b ir stlre Belediye Kon- ■ervatuvarmda öğrenim gören Cahlde Sonku, sanat hayatına Halkevleri Tem sil Kolunda gö rev alarak

Benim çok fazla işim olduğu i- çin, aynı derecede işi olmayan, daha rutin bir erkek olursa haytımda, bu çok rahatsız ediyor.. Öykülerde hep

Yeni Nafia Vekili Ömer Lütfi Bey ile görü~mek üzere Ankara'ya giden Genel Müdür, Erkan~~ Harbiyei Umumiye Vekilli~inin 4 Ocak 1921 de, askeri ta~~malar nedeniyle, yolcu trenini