• Sonuç bulunamadı

Sosyete Çiçek Pasajı'nda

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sosyete Çiçek Pasajı'nda"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O L A Y L A R ^ . İ N S A N L A R

______________________ ı ^ r

--

--

i

HASAN PÜLUR

Sosyete Çiçek Pasajı’nda

AZETELER, sosyetenin, felek­ ten bir gece çalarak “Çiçek Pa-

--- sajı” nda eğlendiğini yazıyor...

Aman ne iyi, her telden çalan sos­ yetemizin çalmadığı bir “felekten

gece” kalmıştı, onu da çaldılar, dide-

ler rûşen...

Gecenin düzenleyicisi, Beyoğlu’nu yaşatıp, ihya edebilmek için, samimi olarak çırpınan Vitali Hakko, Vakko Sa­ nat Galerisi’nde iki ressamın sergisi­ nin açılışından sonra “Çiçek Pasajı”- mn meyhanelerini kapatmış, dostları­ na, arkadaşlarına, tanıdıklarına, böyle bir gece düzenlemiş...

Eski günler yaşanmış, kimi, çok­ tandır unuttuğu pasajda, gençlik anı­ larını anmış, kimi, pasajı ilk defa gör­ menin şaşkınlığı içinde, “Müthiş bir

yer, harika, inanılmaz” diyerek, anla­

tılanları da “Ciddi olamazsın!” diye

“entel lisam” yla hayranlıkla dinlemiş...

Tabii, böylece hem sosyetemiz, hem de bar köşelerinde, elde kadeh, halkımızı her gece kurtaran “entelle-

rimiz”, aziz ve yüce halkımızın, nere­

lerde içip eğlendiğini, böylece öğren­ mişler.

Ama halk pasaja girememiş, polis içeriye davetiyesi olanları sokmuş!

Ya ne olacaktı?

Halkla, omuz omuza mı içilecekti? Halkla omuz omuza lafı, bildiriler­ de, nutuklarda, parti programlarında, entel barlarında vardır, “Çiçek Pasa- jı” nda işi ne?

Ama halk buna kızarmış, “Buraya

da gelip rahatımızı bozdular!” der­

miş...

Canım, onlar da fazla uzatmasınlar, senede bir gün, katlanıversinler.

Ya, sosyetemiz buraya dadanırsa! Ne mi olur?

Gaskonyalı Toma'nın toprağı bol olsun, Eminönü, Balıkpazarı’nda bir mahzende, gariban ayakçı meyhane­ si vardı, sosyete bir dadandı, Torna, onlardan başka kimseyi içeri sokma­ dı...

G

AZETE haberlerinde geceye ait bir sürü ayrıntı var da, asıl — öneml isi yok!

Çiçek Pasajı, o gece polis koruma­ sı altındaymış, polisler, her iki kapıyı tutmuşlar, pasajın avlusuna bakan üst katlara da çıkarak, orada nöbete gir­ mişler. içeridekilerin dağılma saatin­ de de, İstiklal Caddesi’ne açılan girişte tertibat alıp, kaldırımı boşaltmışlar, sa­ de vatandaşları karşı kaldırıma kova­ lamışlar...

İMDİ diyeceksiniz ki, bu mu önemli ayrıntı?

Evet bu!

Niçin önemli olduğunu da anlat­ maya çalışacağız...

Ama, peşin peşin söyleyelim, eğer yazdıklarımızdan Sayın Vitali Hakko, alınırsa, kırılırsa, gerçekten üzülürüz.

Çünkü, biz, Vitali Hakko’nun, Be­ yoğlu’nu güzelleştirebilmek, eski ha­ line getirebilmek için, ne gayretler sarf ettiğini, çok iyi bilenlerdeniz.

Zaten, kendisiyle de, bu konuda anlaşamayız ya!

Biz, Beyoğlu’nun eski haline gele­ bileceğini hiç sanmayız, o ise, “sabırla

koruk, helva olur!” misali çalışır, didi­

nir, elinden ne gelirse, onu yapar. EKİ, biz niye böyleyiz, bu işten umutsuzuz?..

---Çünkü, bizim için önemli olan insandır, Beyoğlu’nun eski insanı g it­ miş, yerine, bir başka insan gelmiştir.

Giden sadece insan değildir, bir kül­

türdür, görgüdür, gelenektir. Gelen de, sadece insan değildir, bir kültürdür, bir görgüdür, bir gelenektir. Gelenlerin, gidenlerin kültürüyle, geleneğiyle, gör­ güsüyle, yakından, uzaktan bir ilgisi yoktur.

işte bizim anlatmak istediğimiz, Vi­

tali Hakko’nun da anladığı halde, her

şeyi içine atarak, yine de umutlu oldu­ ğu budur.

VET, bakın şimdi, nereden ne­ reye geliyoruz.

Çiçek Pasajı’nda polis kordonu altında, eski Beyoğlu yaşanıyor!

Bu bir dram mıdır, komedi midir? Bir şehrin insanlarını, yine aynı şehrin insanlarından koruyoruz, kapıları tutuyoruz, kaldırımları boşaltıyoruz, keskin nişancılarla nöbet tutuyoruz, ancak o sayede hadisesiz bir gece ge­ çirebiliyoruz.

Sonra da, Beyoğlu’nu eski haline getireceğiz!

Mümkün mü?

AAA, yalnız, şurasını da açıkça yazmakta fayda var...

---İO eski Beyoğlu’nu da, biz bi­ lenlerdeniz, yaş altmışa dayandı, o Be­ yoğlu da, sadece “şapkalı madamlar­

la, pipolu, bastonlu mösyölerin, saray, konak asilzadelerinin, şair ve ediple­ rin” mesken tuttuğu bir yer değildi. O

Beyoğlu, Abanozu’yla, serserisiyle, pe- zevengiyle, orospusuyla, barıyla, sa­ zıyla, kumarhaneleriyle de Beyoğlu’y- du. Lâkin, bütün bunlar, o eski Beyoğ-

Devanıı 10. Sayfada

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kıymetli Türk âlimi Fuat Köprülü, Marmaranm engin ve sakin maviliklerine açılan evinin balkonunda Yedigün muharririle

Araþtýrma bulgularý kiþisel olarak travma yaþamýþ ruh saðlýðý çalýþanlarýnýn ikincil travmatik stres belirtilerigeliþtirmeye daha yatkýn olduðunu göster- miþtir..

sınıf öğrencilerinin anlatım bozukluğu taşıyan tümceleri kabul edilebilir, anlaşılabilir bulma ve doğru anlama durumlarına ilişkin görünümleri

出其端。 是動則病手心熱,臂肘攣急,腋腫,甚則胸脅支滿,

Estimation of abilities of small commercial production of radioisotope 225 Ас by neutron irradiation of Ra-226 in the Institute of Atomic Energy in Kazakhstan.

ABD’de iç mimari eğitimi gören ve Fikret Otyam’la birlikte fotoğraf sergileri açan Fi­ liz Otyam, Gazipaşa’ya yerleştikten sonra ça­ lışmalarını dokuma üzerinde

Bu nedenle, s›v› halde su tutamayan aylar ve gezegenler üzerinde yaflam›n ortaya ç›km›fl olmas›, çok özel koflullar gerektirmekte.. Ancak, 1976’da Mars yüzeyi-