SAYFA
CUMHURİYET
30 EKİM 1994 PAZAR
8
PAZAR KONUKLARI
' Oz,allai'a ABD’de takmyaMar derdik ’
HÜDAİ YAYALAR,
1958 yılından beri
Amerika Birleşik
Devletleri’nde (ABD)
yaşıyor.
Washinton’da yüksek
mühendis olarak
çalışan Yavalar,
Atatürkçü Düşünce
Derneği’nin
A BD ’deki temsilcisi
ve ATA (American
Turkish
Association)*ın eski
başkam.
SUNUŞ: Her ikisi de Atatürk’ü tanıyor,
seviyor ve anlatmaya, insanlara
tanıtmaya çalışıyor. Türkiye de bir
İngiliz, ABD de bir Türk... Türkiye deki
köktendinci ve Atatürkçülük karşıtı
gelişmeler güçlenip yaygınlaşırken,
Atatürk üzerine iki söyleşide de,
Atatürk’ün ve Atatürkçülüğün
evrenselliğinden söz ettiler. ABD de bir
Türk, Türkiye’de bir İngiliz... Her ikisi
de bu ülkeyi seviyor, bu ülke için
korkuyorlar. Türkiye doğumlu ve Yahudi
asıllı Andrew Mango, 40 yıl boyunca
Türkiye ’deki gelişmeleri BBC ’nin
Türkiye bürosu yöneticiliğini yaparak
izledi. Mango, önümüzdeki yıl
Atatürk’ün siyasi biyografisini yazmaya
başlayacak. İngiltere ’nin ünlü
yayınevlerinden biriyle anlaşma
imzalayan Mango, Lord Kinross ’tan
sonra Atatürk’ün biyografisini yazacak
ikinci İngiliz. Hüdai Yavalar, 1958
yılından beri AB D ’de yaşayan bir Türk.
Yavalar, Atatürkçü Düşünce
Demeği ’nin ABD deki temsilcisi ve
ATA (Amerikan Türk D erneği’nin) eski
başkanı. Anıtkabir’e yaptığı
yardımlarla tanınan Yavalar,
Washington ’da önemli bir işadamı.
S 6 yıldır ABD de yaşayan
Yavalar’in, Atatürk’ten söz edince
gözleri hâlâ doluyor.
ECE TEMELKURAN
A N D R EW
M ANG O , 40 yıl
boyunca
BBC Haber
Ajansı’nm
Türkiye masası
şefliğini yaptı.
Mango, 40 yıl
Türkiye’deki
gelişmeleri izledi.
Mango,
önüm ükleki yıl
içinde Atatürk’ün
biyografisini
yazmaya başlayacak.
Diinya’da bir tek Anıtkabir’de kendini rahat duyduğunu söy leyen Yavalar, ABD’deki Türklerin, Türkiye’deki gelişmelerin yönünü değiştirmek için çalıştıklarını belirtiyor. Türkiye’den ABD’ye giden gerici bürokrat ve temsilcilerden yakman Yavalar, köktendinci gelişmelerin artık “Atatürk’ün ülkesi” dem eye el
vermeyecek denli olumsuz olduğunu belirtiyor. A tatürk’ten söz ederken sık sık gözleri dolan Yavalar, gerici hareketler karşısın da Türkiye’ye şu iletiyi gönderiyor:
“Sakın korkmayın. Atatürk, dünyanın sevdiği bir insan. Sade ce Türkiye’de değil, bütün dünyada onu sevenler, saygı duyanlar var.”
Yavalar, Cumhuriyet'in sorularını şöyle yanıtladı:
- Tiirklerin A B D ’deki örgütlenmelerinden ve bu örgütlen
melerin işlevinden söz eder misiniz?
YAYALAR - A B D ’deki assamble, bütün Türkleri bir araya ge tiren en büyük örgütlenm e. Ayrıca W ashington’daki ATA da, buradaki Türklerin örgütü. Bu örgütler A B D ’de Türkiye’nin gö nüllü tanıtım ını yapıyorlar. Örneğin, A BD gazetelerinde yer alan yanlış, yalan haberleri düzeltiyorlar. ATA dışında Türk Ka dınları Örgütü ve Türk Çocuklarını Korum a Örgütü de topla dıkları paralan T ürkiye’ye aktararak buradaki insanlara yardım etmeye çalışır.
Örneğin bu derneklerde toplanan paralarla bugüne dek 218 okul kuruldu. Siyasi anlamda girişim lerim iz oluyor. Ö rneğin Senato’ya 28 nisanı “Ermeni katliamı günü” ilan etme önerisi geldiğinde, Batı Virginia Senatörü Bird ile görüştük ve Bird, 4 saat aralıksız süren bir konuşm ayla, S enato’da, A tatü rk ’ten, T ü rk iy e ’d en sö z e tti.
B ird 'ü n konuşm asının son c ü m le s i ilg in ç ti: Türkiye’nin A tatürk’ün ülkesi olarak mı kalm a sını istiyorsunuz, yoksa is te d iğ in iz ik in c i b ir H u m e y n i ü lk e si m i? T ü rk iy e ’dek i k ö k te n dinci gelişm elerin yö nünü değiştirm ek için çalışmalar yapıyoruz.
- ABD’de Türkiye’ye
ilişkin yaygın bir bilgi lenme söz konusu mu?
YAYALAR - T ü rk i
ye’den çok söz ediliyor, örneğin Jimmy Carter,
Ronald Reagan ve Ge
orge Bush z a m a n ın d a
genelkurm ay başkanlı ğı yapmış olan William
C row e, T im e D e rg i-
si’ne kapak olduğu za m an v erd iğ i d em eç te A ta t ü r k ’te n sö z e tti. Crowe, kendisine örnek olarak kimi aldığını so ran g az etec iy e, “Ata
türk” diye yanıt verin
ce, gazeteci, b u y a n ı tıyla E rm enileri karşı sına aldığını söylüyor. Crowe da, “ Ben asker
olduğum için doğruyu söylemek zorundayım. A sk erlik e ğ itim in d e önemli derslerden biri de Ç a n a k k a le Sava- ş ı ’dır. B aşk a k a h r a m anları d estek ley en b irçok güç o lm a sın a karşın Atatürk, Türki ye’yi yoktan var etti”
diye yanıt veriyor.
- T ü rkiye’y i tem sil
etmek üzere A B D ’ye gönderilen temsilciler nasıl karşılanıyor?
YAYALAR - Elçilik lerin koridorlarında sa k a llı a d a m la rı te sp ih çekerek dolaştığını gö rüyorsunuz. Bizim bir g ö rev im iz de b u n la rı uyarmak. Bazen en üst düzey bürokratlar bile b ö y le d a v ra n ıy o rla r.
Örneğin Özal ailesi, A BD’de yaşarken “takunyalılar” diye_ söz edilirdi ve kimse onlarla konuşmazdı. Daha sonra Ahmet Özal Dünya B ankası’nda babası sayesinde çalışm aya başladığında arkadaşlar edindi. Sonra da, bu arkadaşlarını Türkiye’ye getirdi ve hep beraber bu ülkeyi soymaya başladılar.
Türkiye’nin ekonomik krizi ve köktendinci hareketler ABD basınına ayrıntılı bir biçimde yansıyor. Geçen hafta Wallstreet gazetesi Başbakan Tansu Çiller’i manşet yaptı ve Türkiye’de 10 yıl içinde yeşil İslam bayrağının dalgalanacağını yazdı. İstanbul Anakent Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yağm ur duasına çıkması, fotoğraflı olarak, “Yağmur böyle yağıyorsa neden Su
udi Arabistan çöl?” diye bir soruyla yayınlandı.
- Başbakan Çiller, A B D ’ye çok güveniyor, ama ABD kamu
oyu anlattıklarınıza göre aynı fikirde olmasa gerek. Yani bü yük ücretler karşılığı Türkiye’nin tanıtımı için hizmet veren firmalar pek işe yaramıyor.
YAYALAR - Çiller, A BD ’da çağdaş bir bayan olarak tanını
yordu. İnsanların merak ettiği, Çiller’in neden “Ezan bayrağı-
mızdır” dediği. Bütün milletvekilleri, yerlerini korumak için
di-ni kötüye kullanıyorlar. A tatürk’ü eleştirerek işe başlıyorlar. Buna ikiyüzlülük derler; çünkü, bugün Türkiye’de tartışılabili- yorsa bu, A tatürk’ün kurduğu rejim sayesindedir. Bu rejimi ko rumakla görevli isanlar, her fırsatta A tatürk’e ve rejime ihanet ediyorlar.
A BD’deki destekçilerimiz bile artık Türkiye’nin Atatürk’ün ülkesi olmadığını söylüyor. Parayla tanıtımı yapan bir çok ülke var. Kuveyt de bunu yapıyor. Ama Türkiye için yapılan tanıtım lar, son gelişmeler nedeniyle artık bir işe yaramıyor.
- Köktendinci güçlenmede A B D ’nin payı da var mı?
YAVALAR - Carter dönem inde uygulanan “yeşil
kuşak”poli-tikasını artık onlar da onaylamıyorlar. Politikacılarla yaptığımız görüşmelerde, bu politikanın yanlışlığı onlar tarafından da dile getiriliyor. Köktendincilik, artık onlar için de büyük tehlike. K ahire’de yapılan nüfus kongresinden sonra, doğuda geri kal mışlıktan dolaylı patlayan nüfusun, dünyayı tehlikeye soktuğu nun farkındalar. A B D ’de türbanlılar çoğalmaya başlayınca yön leri değişti.
- Politika değişikliği, somut anlamda nasıl gerçekleşiyor?
YAVALAR - ABD, dem okrasi ülkesidir; ama, rejim e ilişkin
en ufak bir tehdit doğduğunda, bütün dünyanın bildiği gibi, ABD tem izliğini yapar. Örneğin, A B D ’deki tarikatlar sürekli kontrol ediliyor. Bunlardan birkaçı rejime zarar verecek duru ma geldiğinde, basm a toplu intihar olarak yansıyan olaylar ger çekleşiyor. Bunlar, elbette A B D ’nin kendi temizliğini gerçek leştirmesidir.
- Atatürk ’e ilişkin ilginç bir anınız var. Anlatır mısınız?
YAVALAR - A B D ’de
üniversitede okurken yaz tatilinde de garson olarak ç a lış ıy o r d u m . G e o rg e T o w n ’da b ir lo k a n ta n ın açılış törenine, Kennedy ailesi ve King Edward ile Bayan Simpson katıldılar. Ben, onlarla ilgilenmekle görevlendirildim.
B ayan S im p so n , y a kamda adımı ve milliyeti mi görünce, beni yanında tu ta ra k , A ta tü rk ’ten söz e tm e y e b a ş la d ı. B ayan S im p s o n ’ ta K ra l E d- w a r d ’in e v le n m e le rin in A ta tü rk ’le ilgisini o gün öğrendim . M adam Sim p son, K ennedy’lere ve bü tün konukları olayı şöyle anlattı:
“O zamanlar, Atatürk’e akıl danışmak için bütiin dünyada insanlar gelirdi. Edward’la ikimiz de, Ata türk’ü görmeye gittik. Bizi vatında karşıladı. Ben ka dınlarla erkeklerin ayrı yemek yediğini düşünerek aşağıda k aldım . Sonra, Atatürk beni yukarı çağır dı. E dw ard, A ta tü r k ’e
‘Bayan Sim pson’ı seviyo rum . K rallığı da seviyo rum . Ben şimdi ne yapa cağım ?’ diye sordu. Ata
türk, sak ince yanıtladı:
‘Kolay, ben sizin yeriniz de olsam , krallığı lağve d e rim . S e ç im le re g id ip cum hurbaşkanı seçilirim. S o n ra d a B a y an S im p - son’la evlenirim ’”
-A B D ’deki Türk örgüt lerinin, devlet birim leri düzeyinde ilişkileri oluyor mu?
YAVALAR - Elçilikler
de verilen davetlere çağ rılıyoruz. B unun dışında A B D ’d e k i T ü rk le r in çoğunun eğitim düzeyi ol duğu için bu ilişkiler, ken diliğinden oluşuyor. Ö r neğin ben, M c A rthur’la görüşm elerim de, odasın da A ta tü rk h e y k e li o l d u ğ u n u g ö rd ü ğ ü m d e ç o k ş a ş ırm ış tım . D a h a so n ra b a n a A tatürk’ün kendisine imzalayıp verdiği resimini vermişti. Ay rıca örgütlerimizin hep Türkiye’den gelen temsilcilerle görüş meleri oluyor. Örneğin ben Türk Öğrenciler D em eği başkanıy- ken Süleyman Demirel A B D ’ye geldiğinde, onunla görüşmeler yapmıştım. Demirel, benim, görüşmelerde “Türkiye’yi 4. sınıf
bir ülke konumuna düşürdünüz” dem em üzerine, beni kara lis
teye alm akla tehdit etmişti.
- Anıtkabir’e sürekli yardımda bulunuyorsunuz.
YAVALAR - T ürkiye’ye geldiğim de "kendimi bir tek orada
ra h a t h iss e d iy o ru m . B ir g ere k sin im in in o lu p o lm a d ığ ın a bakıyorum. Çünkü Türkiye’nin gerçek sahibi orada yatıyor.
Yavalar, artık Türkiye’ye parasal yardım yapm ak istemedik lerini söylüyor.
Çünkü, büyüyen yolsuzluk olayları, gönderdikleri paraların doğru yönde kullanılm adığını düşündürüyor A B D ’deki Türk- lere. B una k arşın , esk id en kendisinin g erici g ü çlenm eden dolayı çok korktuğunu söyleyerek, sürekli yineliyor:
“Korkmayın. Bütün dünya Atatürk'ün arkasında.”
Lord Kinross’tan sonra A tatürk’ün biyografisini yazacak 2.
Ingiliz olan M ango, A tatürk’ün siyasi serüveni üzerinde duru yor. T ürkiye’nin, bugün A tatürk devrim leri ve dem okraside vardığı noktadan hareket etmeyi planlayan Mango, bir yaşam öyküsünden çok, siyasi b ir değişim in öyküsünü yazacağını söylüyor. Lord K inross’un yazdığı Atatürk biyografisi, İngil tere'de çok okunmasına karşın 30 yıl önce yazılmış bu kitap, M ango’ya göre artık Türkiye’yi yansıtmıyor. Çünkü, ünlü İn giliz tarihçisi Acton Lorel'in dediği gibi, “Tarih, her zaman
çağdaş tarihtir.” Yazar, kitabın çıkış noktasını “Atatürk’ün dü şü neydi? Ne oldu? Nasıl oldu?” sorularıyla dile getiriyor.
Mango, Cuınhurivet’in sorularını şöyle yanıtladı:
- A ta tü rk ’ün yaşam ını yazarken çıkış noktanızın A ta
tü rk ’ün düşiinii bulmak olduğunu söylediniz. Sizce A ta türk ’iin düşü neydi?
MANGO - Atatürk, elbette çağdaş bir ülkeyi düşlüyordu.
Bu ülke ncresiydi, diye düşünüldüğünde, bunun tek sözcüklük bir yanıtı var: Fransa. Fransa, Türk aydınlarına daima örnek oldu. Fransız kültürü liselere girmişti. A tatürk’ün bildiği tek yabancı dil de, Fransızca’ydı. Fransız devrimi, cum huriyet sis temi, A tatürk'e örnek oldu. İnsan hakları, üniter devlet, tek dil. bölge farklarının kaldırılması, A tatürk'ü Türkiye Cumhu- riyeti’ni kurarken etkileyen faktörlerdi. Fransa’nın örnek ola rak alınması da şaşırtıcı değildir; o dönem de uygar bir ülke düşünüldüğünde, Fransa tek örnekti. Devrimlerin alt yapısını oluşturan felsefi düşünce de Fransız pozitivizmidir. İngiliz po zitivizmi deneyim cidir, Alman pozitivzmi daha romantiktir. F ra n s ız p o z itiv iz m i,
açıktır; doğruyu gösterir. Fransa’nın değerleri, ev renselleşm iş değerlerdi. Atatürk, Fransa’yı örnek alm akla, evrenselleşm iş bir değerler sistemini de Türk halkına b en im set miş oldu. Türkiye hiçbir zam an F ra n sa d e ğ ild i, olamadı. - Yanıtını aradığınız ik in c i soru da, A ta türk ’ün düşünün bu günkü durumuydu. Bu gün radikal dinci hare ketler ve benzer yöndeki gelişmeler, Atatürk ’ün düşleriyle neredeyse tam bir karşıtlık içinde. Siz, bu gelişmelerin birincil nedeni olarak neyi gö rüyorsunuz?
MANGO - A raştırm a
nın başındayım ; ancak, Türkiye’deki devrimlerin d eğ işik liğ e u ğ ra m a sın daki birincil etken, nüfus p atlam ası bana kalırsa.- A tatürk’ün en çok yine lediği söz olan “ çağdaş
uygarlık düzeyi” yalnız
d ü şü n se l b ir çerçev ey i anlatm ıyordu. Aynı za m anda insanların maddi b ir doyum alarak yaşa dıkları bir düzeyi hedef liyordu. N üfus patlam a s ıy l a bu d ü z e y e u la ş m ak, çok güçleşti. N ü f u s , Ç a n k a y a ’d a . L e v e n t’te patlam ıyor. N ü fus, az g elişm iş b ö lg e lerde patlıyor.
- G ünüm üzde, bazı
çevrelerd e A ta tü r k ’ü eleştirmek, siyaset sah nesine çıkmak için bir rüşt ispatı olarak algıla nıyor. Aynı çerçevede Atatürk, diktatör olmak la sık sık su çlan ıyor. Bunları nasıl değerlen diriyorsunuz?
MANGO - Bu eleştiri leri bir n o k ta d an sonra c id d iy e a lm ıy o ru m . Çünkü bu savlar, çoğun
lukla anakronik hatalara düşüyorlar. Örneğin, ‘Atatürk dem ok rat m ıydı?’ gibi sorular soruyorlar. Böyle eleştiriler, aklım a M ussolini’rfin bir sözünü getiriyor: İtalyan halkını yönetmek, hem zor, hem de gereksiz. O dönem de çoğulcu demokrasiyi kurmak, hem olanaksız, hem de gereksizdi. Çoğulcu dem ok rasi, o dönem de. Kuzey Avrupa’nın bir köşesine sıkışıp kal mıştı. A tatürk’ü diktatör olmakla suçlayanlar, Avrupa’da o dö nemde her yerde diktatörlerin olduğunu unutuyorlar. Atatürk, o dönem için ayrıksı bir durum değildi. Ancak, önemli fark var aralarında. O dönem de var olm uş hiçbir diktatöre daha sonra sahip çıkılmadı. Onlara sahip çıkmak, eksantrik bir dav ranış oldu. T ürkiye’de bunun tam tersi oldu. İlginç olan da. A tatürk'e sahip çıkanların gençlerin olmasıydı. Zaten gençlik, Türkiye’de sosyal sınıf gibi bir şeydir. Sadece devrimi yapan kuşak değil, ondan sonraki kuşak da Atatürk devrimlerine sa hip çıktı. Örneğin, İnönü.cumhurbaşkanı olduktan sonra pa ranın üzerindeki Atatürk resm i kaldırılm aya çalışıldığında, gençler bunu protesto ettiler. Karabekir'in A tatürk’ü eleştiren kitabı çıktığında. Bakanlar Kurulu, gençliğin baskısıyla bu ki
tabı toplattırdı. Şimdi de A tatürk’e sahip çıkan büyük bir grup var. Biz, bunlara “ aydınlar” diyoruz. A tatürk’ü bir diktatör olarak değerlendirm ek yanlıştır. Bana kalırsa O, tngilizler’in deyimiyle bir “foundig father” (kurucu baba). O ’nu, Hitler ya da Mateksas'la karşılaştırmak yerine, George Washington’la ya da Büyük Petro ile karşılaştırmak gerekiyor.
-A ta tü rk ’ün sahiplenilmesinin yanısıra, O ’nu diktatörler- den ayıran bir başka yönü de, benimsediği ve yeni kurulan cumhuriyete aktarmaya çalıştığı değerler olmalı.
MANGO - Doğru. Bazıları sıkılıp, devrim lerden geri dön- ;
mek istiyorlar. A m a geride gidilecek bir yer yoktur. Çünkü Atatürk’ün dediği gibi “uygarlık tektir.” Yaşam biçimleri çok tur; ama, uygarlık tektir. A tatürk’ün uygarlığın tekliği üzerin- i de durması ilginçtir; çünkü, diğer diktatörler, başka uygarlık- \
lardan söz etmişlerdir. Örneğin Hitler, “Alman uygarlığından” söz etmiştir. Ne dem ekse? Ya da Metaksas, “3. uygarlık” gibi bir şey ortaya atmıştır. Helen uygarlığı, Bizans uygarlığı ve 3. '<
kendi kuracağı uygarlık. Komik elbette. Çünkü, dünya üzerin- i de bir tek uygarlık vardır ve her toplum, olanakları elverdiğin- I ce bu uygarlığa katkıda bulunur. Güneş Dil Teorisi gibi bu an- ; layışın dışına çıkar gibi görünen yaklaşım lar da küçük hileler- \
dir. Bunlar, Türk halkına uygarlığa katkıda bulunacak morali \
vermek için ortaya atılftııştır. Örneğin Atatürk, yeni alfabenin ; Latin A lfabesi olduğunu bilm ez m i? A slında am aç, Türki- I ye’nin, tek olan dünya ugarlığıyla bütünleştirilmesiydi.
- Bugün devrim karşıtı gelişm eler olduğuna göre, Ata- |
t ürk ’iiıı ya da kadrosunun atladığı bir şey mi var?
MANGO - A tatürk |
ve y an ın d ak iler sam - I yorlardı ki, bireylerin
j
parlak ve eksiksiz ye- j tişm esiyle çağdaş bir j ülke yaratılabilir. Oy- 1 sa, bireylerin yetişm e si yetmiyor. Örgütlen- I me çok önem li. M o- I d e rn a n tr o p o lo jin in i üzerinde durduğu b ir j konu var günüm üzde. ; B a tı, g e ç m iş te b ilg i birkim inin düzeyi ne- I d e n iy le ile ri d u ru m - ' daydı. Bugün bilginin ; dağılımı eksiksiz sağ la n d ı, am a B atı h âlâ g ö r e c e d a h a g ü ç lü . ! M o d e rn a n tr o p o lo ji ! şimdi, B atı’nin neden daha ileride olduğunu araştırıyor. Bunun ne- \
deni, örgütlerin çalış- tırıla b ilm e s id ir. Ş ir ketten devlete, her tür lü örgütün oturm uşlu ğu ve kurum laşm a, bu ö rg ü tlerin ç a lış tırıla bilm esi, sadece birey lerin çabalarıyla değil, toplum sal alışk a n lık larla sağlanıyor. T ür k iy e ’n in e k s ik liğ in i çektiği yetenek bu.
- T ü rk iy e ’nin bu
eksikliği, devrim kar şıtı köktendinci hare ketlerin göğüslenme sin i de güçleştiriyor. Oysa aynı tehlikeyle
artık T ürkiye’y e ör- !
nek oluşturan Fransa |
da karşılaşıyor.
M ANGO - B ugün
T ü rk iy e’deki laik sis-
i
teme karşı olan iki bü yük cephe var; radikal d in c ile r v e b ö lü c ü c e p h e . Bu s a v a ş ı, j
Fransa da yaşadı. Par- ; tiler, laik ve anti-laik '<
olm ak üzere ikiye bö-
i
liindüler. Son dönem - ]
de, m uhafazakar parti- ; le rin d e v le tin d in okullarına yaptığı yar-
i
dim i y ü k se ltm e g iri- ! şimleri, tepkilerle karşılaştı ve engellendi. Aynı zamanda, bö lücülük de Fransa’da önemli bir sorun oldu. Bölge farkları or- ! tadan kaldırıldı ve tekçi devlet kuruldu. Yerel ağızlar silinme- ; ye çalışıldı. Her yerde aynı dilin kullanılması istendi. Hatta bu konuda Ingilizlerin çok dalga geçtiği bir eğitim den sorum lu ■ bakan örneği vardır. Fransa’nın eğitim den sorum lu bakanı,
i
“ Ben, Fransa’nın bütün okullarının bütün sınıflarındaki bütün ; çocukların, aynı kitabın aynı sayfasını aynı anda çevirdiklerini ; hissetmek isterim.” Bu söz çok yinelenince, çok alay edilmişti. 1
Bugün Türkiye’nin yaşadığı sorunlar Fransa’da da yaşandı.
- 40yıldır izlediğiniz iilke hakkında neler söylersiniz?
MANGO - Bir ülkeyi az bildiğiniz zaman anlatm ak kolay
dır. Ama bir ülkede 40 yıldır yaşıyorsanız, aklınıza dostlarınız, ; tanıdığınız insanlar geliyor ve bir şey söylem ek güçleşiyor. ; Tek söyleyebileceğim, Türkiye’nin çok hızlı değişen bir ülke | olduğu. Mango, araştırm asının henüz sonuçlanm am asından dolayı bütün söylediklerine bir “ kavd-ı ilıtirazi” düştüğünü sö zlerin e ekliyor. M ango, henüz okum a aşam a sın d a olan kitabını yazmaya önümüzdeki günlerde başlayacak.
Duayla yağmur yağıyorsa
Suudi Arabistan neden çöl?
Geçen hafta Wallstreet gazetesi
Başbakan Tansu Çiller’i manşet yaptı ve
Türkiye’de 10 yıl içinde yeşil İslam bayrağının
dalgalanacağını yazdı. İstanbul Anakent
Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yağmur
duasına çıkması, fotoğraflı olarak, “Yağmur
böyle yağıyorsa neden Suudi Arabistan çöl?”
diye bir soruyla yayımlandı.
A tatürk diktatör değil,
‘kurucu baba’ydı
Örgütlenme çok önemli.
Modern antropolojinin üzerinde durduğu bir
konu var günümüzde. Batı, geçmişte bilgi
birkiminin düzeyi nedeniyle ileri
durumdaydı. Bugün bilginin dağılımı
eksiksiz sağlandı, ama Batı hâlâ görece daha
güçlü. Modern antropoloji şimdi, Batı’mn
neden daha ileride olduğunu araştırıyor.
t
İLAN
T.C.
İZMİR 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEM ESİ’NDEN
Esas No: 1994/551Davacı Aziz Bulut vekili tarafından davalı Betül Bulut aleyhine ikame olunan boşanma davasının mahkememizde yapılan açık du ruşması sırasında;
Davalı Betül Bulut'a, yapılan tüm araştırmalara rağmen adresi tes pit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş oldu ğundan mezkûr duruşma günü olan 17.11.1994 günü saat 11.00’de bizzat mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği ve kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde tahkikat ve yargılamaya gıyabında devam olunup karar ve rileceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 24.10. 1994
Basın: 41566
T.C.
TÜRKELİ ASLİYE HUKUK
M AHKEM ESİNDEN
Esas No: 1994/5
Davacı Satılmış Yıldınm vekili dava vekili Hüseyin Açıkgöz ta rafından davalı Şerife Yıldırım hakkında mahkememize açılmış olan boşanma davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen ara ka rarı gereğince davalının tüm aramalara rağmen bulunamadığından duruşmanın ilanen tebliği yoluna gidilmesine karar verilmiş olmakla;
Türkeli ilçesi Kayabaşı köyünden Mehmet kızı 1972 D.lu Şerife Yıldırım'm bugüne kadar yapılan tüm aramalara rağmen bulunup duruşma günü içerikli dava dilekçesi kendisine tebliğ edilemediğin den, adı geçen davalının ilanın yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içer sinde mahkememizde ya bizzat hazır olması ya da kendisini bir vekil le temsil ettirmesi, aksi takdirde dava dilekçesi ve duruşma gününün kendisine ilanen tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur.
Basın: 52012
T.C.
DEVREK ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ’NDEN
Dosya No: 1992/780 E. 1994/233 K.
Davacı Volkan İnşaat Ticaret ve Limited Şirketi adına Lütfı Ant tarafından davalı Burhan tnal aleyhine açılan çek iptali davasının ya pılan açık yargılaması sonunda: Davanın reddine dair verilen karar davalı Burhan tnal’ın tebligata yarar açık adresi temin edilemediğin den kararın ilan yoluyla tebliğine karar verilmiş olmakla;
Mahkememizin 9.6.1994 tarih ve 1992/780 E. 1994/233 karar sayılı ilamını tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içersinde davalı Burhan İnal tarafından temyiz dilekçesine karşı beyanda bulunulması gerektiği, aynca verilen karan 15 gün içersinde temyiz etmediği takdirde kara mı kesinleşmiş sayılacağı karar tebliği ve temyiz dilekçesi tebliği yeri ne kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 52125
İLAN
T.C.
DÖRTYOL ADLİYESİ SATIŞ
MEMURLUĞU
Sayı: 1992/6 İz. Şy.
Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27.12.1990 tarih ve 1990/134 esas, 1990/566 sayılı ilamıyla ortaklığın satış yoluyla gideril mesine kararyerilip, kıymet takdiri yapılarak paydaşlardan Ebube- kir Tokaç ve İsmail Koç'a karar tebliğ edilemediğinden;
Dörtyol ilçesi Özerli Mahallesi Öğmeiş Sahil Sitesi bitişiği deniz kenarı mevkiinde kain, 570 kütük, 159 ada ve 17 sayılı parselde kain, 4539 m2 tarla vasfındaki 226.950.000 TL.tahmini bedelli arazinin paydaşlanndaıı Bedri oğlu Ebubekir Tokaç ve Mehmet oğlu İsmail Koç’a gazete ile ilanına ve yayından sonra anılan paydaşların kanuni (ç) süresi içersinde ilgili hukuk mahkemelerine müracaat etmeleri ¡İa nen tebliğ olunur. 24.10.1994
Basın: 52132
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi