msmm
12 MART 1964
125 KURUŞ
B u a u y td a
î
Kennedy suikastını
saran esrar..*
A y n e n :
Hayat Türkiye Ansiklopedisinin
ERZİNCAN fasikülM
H
I
U
STANBUt, Ankara, İzmir ve diğer I azı şehirlerimizde resitaller ver- inek veya orkestra refakatinde so- H list olarak çalmak için İstenbula gelen ünlü piyanistimiz Idil Biret ile, dayısı ve onun müzik yönünü ilk defa bulan kimse olan Profesör Nurettin Şazi Kösemihal'in Modadaki evinde konuştum. Bundan on beş yıl evvel Idil'in harika çocuk olarak İstanbuldan Parise gider- kenki hali gözümün önüne gelmişti. Kü çücük, siyah kıvırcık saçlı, tombul, se vimli bir çocuktu. Bugünse kahverengi jarse döpiyesi, açık kestane saçları ve incecik vücudiyle zarif bir genç kız olan İdil'de, değişmiyen sadece böcek gibi par- lıyan koyu kahverengi gözleriyle, tevazu ve sevinçle kıvrılan dudaklarıydı.Resmî vazifesi, Ankarada Riyaseti cum hur Filârmoni Orkestrasının solisti olan idil Biret'in daimî ikâmetgâhı Pariste. Za man zaman tatilini geçirmek ve memle ketimizde konserler vermek için gelen İdil, Dış işleri Bakanlığının ilgili daire sinin hazırladığı programa uygun olarak, kültür yolu ile propagandamızı yapmak için yabancı memleketlerde konserler ve riyor. Ayrıca kendi adına tertiplenen kon serleri de var. Idil Biret, Ankaradaki or kestramızın dışında, başka büyük bir or kestraya bağlanmak istemiyor. Daha ev vel Fransanın en eski ve iyi orkestrala rından «Société de Concert du Conser vatoire» ile dört yıllık bir kontrat im- zalıyan sanatçı, Pariste teklif aldığı hal de başka hiçbir orkestra ile çalamamış. Şimdiye kadar memleketimiz ve Pa riste verdiği konserlerin dışında Yuna nistan, İtalya, Ispanya, İsviçre, Almanya, Rusya, Finlandiya, İsveç, Norveç, Holân- da, Belçika, İngiltere, Amerika ve Kana- dada memleketimizi temsil eden genç sa natçımız gittiği yerlerdeki dinleyicilerin den daima memnun kalmış. Çaldığı eser ler bütün dünyanın malı olduğu için, her yerde aynı tip dinleyiciyle karşılaşıyor.
Fakat Amerikan, Rus, Alman, İngiliz ve
FinlandiyalI dinleyicileri beğeniyor. Dün yanın en ünlü orkestralarından çoğu ile çalan Idil Biret, her orkestranın ayrı bir şahsiyeti olduğunu belirttikten son ra, Boston ve Londra Senfoni Orkestra larını bilhassa tercih ediyor.
idil Biret 1958 aralık ayında Londra- nın ünlü Wigmore Hall'ünde ilk resitali ni vermeye gelmişti. Ben de dinleyicile rin arasındaydım. Prokofief'in bir ese rini, saçları dağılmış, kendisinden geç miş bir halde çalarken, birden piyano nun pedalı kırılmıştı. Hemen arkamda oturan Ingilizlerin en ünlü piyanisti Clif ford Curzon endişe ile bir «A h!» sesi çıkarmış, fakat Idil dinleyicilerine fark- ettirmeden Prokofief'i tamamladığı gi bi, istekler için de ayrıca başka parçalar çalmıştı. Kendisine bu olayı hatırlata rak, buna benzer başka bir olayın başın dan geçip geçmediğini sordum. Gülerek, «Stalingrad'da bir resital verirken, sah ne meyilli olduğu için piyano kaymaya başlamıştı. Bir yandan piyano kayıyor, bir yandan da ben sandalyam ile onu ta- kibediyordum. Bu olayı hiç unutmam. Çünkü o gün doğum günümdü.» dedi ve hemen ilâve etti : «Diğer bir doğum günü hâtıram da, Amerikadaki konserim sıra sında, Başkan Kennedy’nin öldürülmesi dir I »
Çocukluktan beri sevdiği Bach ve Brahms'a ilâve olarak. Boulez gibi ültra- modern kompozitörleri seven idil Biret, «Bir sanatçının başarılı olması için sa dece birkaç kompozitöre bağlı
kalma-■
Idil Biret 14 şubatta Robert Kolejde
verdiği konserde halkı selâmlıyor ve
«Harika Çocuk» denildiği günlerde
dayısı Bay Kösemihal ( ayakta), baba
sı Münir Biret (solda) ve hocası ile.
m.
Dîor’dan giyiniyor, ama sadeliği seviyor... Evlenmeyi şimdilik
düşünmüyor... Brahms ve Baeh kadar, üitra modern Boulez’e de
hayran... Merakları : okumak, resim ve antika eşya, toplamak...
R Ö PO R TA J : E. D. — F O T O Ğ R A F L A R : T A M E R G Ü V E N Ç
Idil Biret şimdi bir çocuk değil, işle böyle kocaman bir genç kız.
ması, hepsini etüdetmesi şart,» diyor. Dinlenme zamanında durmadan okuyan Idil Biret, biraz zaman bulsa resme baş- lıyacak. Çok sevdiği halde Paristeki re sim sergilerini bile dolaşamadığından şi kâyet eden genç sanatçımızın diğer bir merakı da antika eşya toplamak. Fakat şimdilik konserlerinden aldığı parayı sırf geçimine sarfettiği için, bunu belki ileri de yapabilecek. Tabiî, ileride de maliye
ciler buna fırsat verirse.
Londradaki konserlerinde hep Dior'dan elbise giyen Idil ile biraz da modadan bahsettik. Dior veya başka ünlü bir mo daevinin elbisesinin olması, onun için hiç önemli değil. Çünkü o daima göz- alıcı ve mübalâğalı kuplu elbiselerden çok, sade, modası çabuk geçmiyecek klâsik modelleri, küçük yakalı sade elbi selerle, Çin stilini tercih ediyor. Idil'e artık çocukluk yıllarını arkada bıraktı ğına göre evlenmek hususunda ne düşün düğünü sordum. Biraz sıkılarak bunun çok şahsi bir konu olduğunu, şimdiye kadar birçok teklif aldığını, fakat henüz evlenmeyi düşünmediğini, çünkü hâlâ onun için birinci derecede vereceği kon serlerin önemi olduğunu söyledi. Bugün artık milletlerarası alanda kendisini bir Türk sanatçısı olarak tanıtmanın mutlu luğunu duyuyor. Idil Biret'in Fransada doldurduğu üç stereofonik plâğı da şun
lar: 1) Schumann, Fantazi Parçalar Brahms, 3 intermezzi; 2 ) Protofief, 7. Sonatı/Bartok, Variations; 3 ) Haendel - Brahms, Variations/Pagannini - Brahms, Variations.
B i r
Z a m a n l a r ı n
“ H a r i k a
Ç o c u ğ u
M i l l e t l e r a r a s ı
B i r
Ş ö h r e t
O l d u
İ ŞTE IDİL B İ R E T !
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi