• Sonuç bulunamadı

U ~ ltl L ~i\ E f İ 5[\H C /\ U~ f lı. o KONYA BÜYÜKŞEHIR BELEDiYESi tc"'\a 11. I \'ıl I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "U ~ ltl L ~i\ E f İ 5[\H C /\ U~ f lı. o KONYA BÜYÜKŞEHIR BELEDiYESi tc"'\a 11. I \'ıl I"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

U ~ ltl L ~i\ E f İ 5[\H C /\ U~ f lı

o KONYA BÜYÜKŞEHIR BELEDiYESi

www.konv•.be1.t7

2013 tC"'\A

11. I

\'ıl

I

(2)

EDiTÖR Kerim Han ACAR

KAPAK TASARIMI Vehbi Tarık ŞiMŞEK

KITAPTASARIMI Mümin TEM12YÜREK

11. BASKI Karist Baskı Çözümleri

Tel: 0212 438 08 32 Esenler· ISTANBUL

TEMMUZ/ 2013

ISBN:

978-605-389-027-0

KONYA BÜYÜKŞEHIR BELEDiYESi KOSKI GENEL MODORLOGO

(3)

1%0

ö

Dr. M.luıwt t IAR\l,\NCI

~lı C'niv.-nikü 11.d.i,.ı F.J.ıık..i Frl.J.. ve l>in Bilimkri Biılllnıii IJam frl...fni ı\ne llilim Dal.

ı\l.Jull.d. 1 lı\RMANCI

Scl~lı (• ni•c ... ilni ~"")al Hilimkr Ln.ıitUaD ' mi Torlı Eddıi ·ah Hilim Dalı l>uLtora Ôgren<İoi

ZET

'ılJ\ A \ /\ "151\ AN C, il 1 ,

NI

C

il 1 \/il 1

l'ı.\I U~ El Slil

iNI 1 l

C[f'.'İ.l

INl.111

'ıl 111

\1 l\ll°'ll

\r>ı 'ılı l\1(-1 'ıl

. ..._.;

Cumhuriyet

şiirimizin

önemli simalanndan olan Necip

Fazıl Kısakürek'in

Çi/e'sinde,

"su• imgesı sıkça

geçmektedir. Necip

Fazıl'ın •su•yu, edebi, dini, felsefi, antik, metafizik, ta-

savvufi, mistik

anlamlarıyla

yorumlanabilecek

şeklide kullandığı

görülmektedir.

Şair,

zaman zaman

insanın

kaderiyle •su"yun kaderini

birleştirmekte,

zaman zaman •su"yu

Allah'ın

bir ayeti olarak görmekte, zaman zaman bu imgeyi lslam tasavvufunun Vahdet an·

layışının

bir

yansıması olarak değerlendirmektedir.

Çi/e'dekl "su• imgesinin

ayrıntılı

bir

şe·

kilde incelenmesi, Necip

Fazıl şiirinin anlaşılması

yolunda bize önemli

ipuçları

sunarken, modern

şiirimizde

•su"ya verilen

değerin

ve

anlamın

ne derecede

çeşitlilik

arz

ettiğini

de göstermektedir.

Metafizik, mistik Türk

şiirinin

en kudretli

şairlerinden

olan Necip

Fazıl Kısakürek'in,

lslam

düşüncesinin

klasik formasyonunda

yaşamın

dört temel unsurundan biri hatta birincisi olan

•su•yu ele alış

biçimini irdelemek, sadece

şair

ya da onun

şiiri hakkında

fikir vermekle

kalmayıp, geleneğin

moderne,

inancın

fikir ve

şiire dönüşümünü

izlemek

bakımından

da önem

taşımaktadır. •su•yu her yönüyle değerlendirmek çabasının,

sadece, bir

ayrıntısı

gibi görülebilecek bu konu, bir

başka açıdan •su"yun ihtiva ettiği anlamlar dünyasını

ve imgeler alemini incelemeye

çalışmaktadır.

Giriş

lvan lllich, H20 kitabının Türkçe baskısı

için

yazdığı

ön sözde, biz lslam

medeniyeti men·

suplanna, sizin •su"ya dair çok

geniş

ve derin bir kültürünüz var, diyerek onu

araştırmamızı salık

vermekteydi.'

11 Dünyanın

öbür ucundan, Latin Amerika'dan bile fark edilen bu kültür

mirasımızın sağladığı geniş

alanda, çok genelden

ayrıntı sayılabilecek

konulara kadar pek çok

başlığın varlığı yadsınamaz.

Bizim burada ele almaya

çalıştığımız

konu ise, bu kültür ve medeniyet

havzasının

büyüttü·

ğü şairlerden

birinin, Necip

Fazıl Kısakürek"ın şiirinde

bir

ayrıntıya eğilmek, "su"yumuzu bir

de bu kaynaktan okumak olarak görülebilir. Öte yandan,

sanatçının

kendi

değerlerimizı,

sa·

natına

halel getirmeden

nasıl "edebi"leştlrdiğini

görmek

bakımından

da konu incelenmeyi hak etmektedir.

Cumhuriyet dönemi

şiirimizin

önemli

simalarından

olan

Necip Fazıl Kısakürek, 190S'te lstanbul'da doğmuş, okumayı ve yazmayı

mahkeme

reisliğinden

emekli büyük

babası

Meh-

met Hilmi Efendi'den mektep çağı

öncesinde

öğrenmiş,

küçük

yaşlarda gittiği

Amerikan ve

Fransız

mekteplerinden, lstanbul Darülfünunu Felsefe

şubesine

ve Sorbon Üniversitesi Felsefe bölümüne kadar pek çok okulu

yarım bırakmıştır. Bohem ve eğlenceye dayalı

Pa- rls günlerinden sonra, Türkiye'ye

dönmüş

ve banka

memurlukları, müfettişlik,

mekteplerde

ı. Btcz: lllıch. tvan; H20. Ala Yıyınlan. lstanbuf 1991.

(4)

hocalık gibi görevlerde bulunmuş, 1942 yılından itibaren ise geçimini yazılarından ve yayın­

cılığından sağlamaya başlamıştır.121 Necip Fazıl'ın 1940'11 senelerden itibaren hayatı, bir dava, bir hareket liderliği içerisinde geçmiş, ömrünü, kendi dünya görüşü doğrultusunda bir nesil yetiştirmeye, eserler vermeye adamıştır. Hayatının büyük bir bölümü mahkümiyet altında geçen Necip Fazıl, 1983 yılında vefat etmiştir.

ilk şiiri "Kitabe" l Temmuz 1923 tarihinde Yeni Mecmua'da yayımlanmış olan Necip Fazııcı1; Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Esse/om ve öfke ve Hiciv adlarıyla şiir kitap·

ları neşretmiştir. Esse/om ve Öfke ve Hiciv kitaplarındaki şiirleri hariç, toplam 205 şiir ve kendi·

sinin "noktalama" dediği 361 beyit yayımlamışsa da, Çile'sinde yer alan şiirlerinin sayısı 173, beyitlerinin sayısı ise 212'dir. Zira Necip Fazıl, Çile'sinde bütün bir sanat hayatının verimlerini toplarken, gerek estetik, gerekse etik ya da dini endişelerle kimi şiirlerini dışta bırakmıştır.141 Orhan Okay'dan alacağımız şu satırlar, onun şiirinin Cumhuriyet şiirimiz içerisindeki önemi·

ne, değerine işaret etmektedir:

"Necip Fazıl, Cumhuriyet'in ilk yıllarında hece vezniyle yazan şairler arasında estetik kaygı­

ları ve metafizik-psikolojik derinliğiyle kendine bir yer edinmiştir. il. Meşrutiyet'ten sonra yaygınlaşmaya başlayan, fakat ses ve nazım şekli bakımından monoton örnekleriyle henüz bir bocalama dönemi geçirmekte olan hece vezni onun şiirleriyle poetik bir değer kazanır.

Muhteva olarak da mistik ve metafizik eğilimler, vehim ve sayıklama gibi marazi ve trajik özellikler kendisini döneminin diğer şairlerinden ayırır:•ısı

Görüldüğü gibi, gerek biçimsel olarak, gerekse muhteva yönüyle Necip Fazıl'ın şiiri, kendi döneminde özgünlüğüyle öne çıkmıştır.

Necip Fazıl şiirini anlamak için, Turan Koç' un aşağıdaki belirlemelerini incelemek gerekmek·

tedir: • ... Necip Fazıl, sanatı veya daha özel olarak şiiri, en dar anlamıyla bir 'gaybı kurcala·

ma işi' olarak tanımlar ve kendi şiiri de yine kendi tanımına uygun olarak, sürekli bir öteye sarkma girişimi olarak gelişir. Bu durum, her şeyden önce maverai (metafiziksel) bir geri·

lim şartını öngörür. Onun şiirine temel rengini veren şey, çok büyük ölçüde bu metafiziksel gerllimdir."l61

Necip Fazıl'ın "Poetika"sında, burada söylenenlere paralel olarak, şairi, "ilahi idrak emanetçi- si~ "insanda, insanüstü mevhibesini temsil etmeye memur yaratık ... "171 olarak tanımlamaya çalışması da manidardır.

2 .. OIA lslam Ansiklopedisi, C. ıs. s. 48S.

3 .. Aynı yer.

4 •. Okay, M. Orhan; Oo?ıumunun 100. Yılında Necip Fatıl lçerlsınde ·Necıp Fazıl'ın Şiiri ve Poerikası". KTB Yay .. Ankara 2004, s. 62.

s .. DIA lsı..m Ansiklopedisi, c. ıs. s. 486.

6 •. Koç. Turan; Oo?ıumunun 100. Yılında Necip Fazıl içerisinde "Necip Fazıl'ın Şliri", KTB Yay. Ankara 2004. s.88.

7 .. KısakOrek. Necip Fazıl; Çile, 12. bs. Buyük Oo!)u Yay. lstanbul 1987, sayfalandırılmamı~ "Poetika" bôlumO.

...

141

(5)

ıu

Turan Koç, "Necip Fazıl'ın şiiri, ... varlığa yönelir ve ona bir cevap şeklinde gelişir. Daha açık bir ifadeyle, Necip Fazıl'ın tefekkürü, soy şiir ve şarkı gibi varlıktan doğar ve kendi hakikati- ne burada ulaşır. Burası sahih insani varoluşun ait olduğu düzeydir. Bu düzeyde düşünme, varlığın ... burada ve gerçek oluşunun cazibesine bir cevap anlamına gelir." demekte ve ek- lemektedir: "Bu da ... insanın geçici olan varlıklarla ve bunların ötesinde kalıcı olanla sahih bir ilişki içinde olması ve varlığını bunlara açması demektir."Turan Koç, Necip Fazıl şiirinin, varlıkların varoluşa ilişkin dillerine beşeri düzeyde bir tercüman olma çabası içinde olduğu­

nu ifade eder.rsı

Turan Koç'un bu son belirlemesi, Necip Fazıl'ın şiirlerinde geçen •su"imgesine yüklenen an- lamların ortaya çıkartılması için bir anahtar görevindedir. ·varlıkların varoluşa ilişkin dille- rine beşeri düzeyde bir tercüman olma• çabasında olan şair, "su''ya, kendi şiirinin belli başlı yönelimleri doğrultusunda, mistik, metafızik, tasavvufı, lslami anlamlar yüklemiştir. Aynı şekilde, şiiri erindeki temalara paralel olarak, Necip Fazıl, •su" imgesine, ölüm, yalnızlık, hafa- kan, Allah gibi başlıklar dolayımında anlamlar yüklemiştir.!9>

Necip Fazıl'ın 1934 yılında Abdülhakim Arvasi Hazretleriyle karşılaşıp hayatında, hayata bakışında temel değişiklikler yapması ile, şiirinde de özellikle tematik anlamda değişiklik­

ler meydana gelmiştir. Ancak bu değişiklikleri, daha önceden şairin işlediği temalara yeni

temalar eklenmesi olarak değil de, mevcut temaların lslaml bir gözlükle görülmesi, lslaml bir bakış açısıyla yorumlanması olarak değerlendirmek gerekecektir. örnek olarak, şairin, Çlle'sindekl "Ölüm" bölümünde, 1925 yılında yazılmış "Ölünün Odası• şiiri ile 1972 yılında yazdığı "Şükür" adlı şiiri karşılaştırabiliriz. ikisi de ölüm temasını işledikleri halde, ilkinin bir korku ve ürpertiyi, ikincisinin bir teslimiyeti anlattığını söylemek mümkündür.

8. Koç. Turan; Oo~umunun 100. Yılında Necip Fazıl içerlslnde •Necip Fazıl'ın Şilrl0, KTB Yay. Ankara 2004, s.87.

9. Nedp Fazıl'ın ıilriyle ilgili olarak aynca bk.

Okay. M. Orhan; Necip Fazır Kmıkürek, 3. bs. Şule Yay. lstanbul 2003.

Okay, M. Orhan: Poeılka Dersleri, Hece Yay .. Ankara 2004.

Kaplan. Mehmet; Şiir Tahlilleri 2 içerisinde "Kaldırımlar",

s.

bs .. Dergah Yay. lsranbul 1992, s. 69 Mlyasoglu, Musrara. Necip Fazıl Kısakürek, 3. b> .. Adım Vay. lstanbul 1993.

Çebi, Hasan; BOıOn Yönleriyle Necip Fazıl Kısakürek'ln Şiiri, KTB Yay .. Ankara 1987.

Haksal, Afi Haydar. Necip Fazıl KısakOrek/BOyOk Doğu lrma~ı, insan Yay. lstanbul 2007.

D<>9an, Mehmet Can: BOıOn Yönleriyle Necip Fazıl içerisinde 'Şiir için Tehlikeli Şair", TYB·YüıüncO Yıl Onlv yayını. Ankara 1994, s. ı 9 TOrk Edeblyaıı Dergisi, Necip Fazıl Özel Sayısı, Temmuz 1983, S. ı 17.

Kaplan, Ramazan: •Neclpfazıl'ın Şiirinde 'Varlık'ın Metafizik Dünyası (1922·1939)' Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 198.

Kara koç, Sezal; Edebiyat Yazılan il içerisinde. 0Noclp Fazıl Şiiri 1, 11, ııı•, Dirili! Yay. lsıanbul 1986.

Taşdolen, Vefa; 0Neclp Fazıl'ın Çilesi, Şiiri ve Poetlkası Arasındaki lllıkl Üzerine•, Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 214.

Duymaı. Recep; 0Ne<lp Fazıl Kısakurek'ln Şiirlerindeki 'Dava ve Toplum'•, Hece Derglıl,Ocak 2005, S. 97, s. 223.

Sevinç. Qınan; 0Bir Huzursuzluğun Şiiri', Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 236.

Emre, Ali; ·ouygulu ve 'Çile' il 'Bir Adam Yaratmak': Necip Fazıl Şiirinde 'lirik' ve 'Trajik'·, Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 246 Onaı, Hayriye; 'Necip Fazıl Şlirlne Ben Odaklı Bir Bakı(, Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 257.

Org en, Ertan; "Necip Fazıl Kısakorek1n Şiirindeki insan ve Topluma 8ir8akıf", Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 270.

(6)

Şairin "su• imgesini içeren şiirleri, onun bütün bir sanat hayatına yayılmıştır; uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır:

Necip Fazıl Kısakürek1n Çile'dekl Şiirlerinde Su imgesi

Yukarıda da belirtildiği gibi, Necip Fazıl Kısakürek1n 1934 yılında, bir tasavvuf büyüğü ile tanışıp hayatında temel değişiklikler yapması, onun şiirini de etkilemiştir. Bu tarihe kadar dinden büsbütün uzak olmayan Necip Fazıl, insanın varolma sancılarını ve çocukluğundan beri içinde taşıdığı sebebi belirsiz korkuları üzerinden bir mistisizme yakın olmuşsa da, ls-

lami ve tasavvufi temaların bellrginleşmesl, bu önemli tanışmadan sonra yazacağı şiirlerde

görülmüştür. Aşağıda, öncelikle, şairin, hayatının ve şiirinin ilk döneminde ortaya koyduğu dini eğilimden mahrum olan mistisizm çerçevesinde yazdığı "su"konulu şiirleri üzerinde du- rulacak, daha sonra lslami, tasavvufi bakış açısı ile yazdığı "su• konulu şiirleri incelenecektir.

Şairin sadece •su• teması üzerine

yazılmrş şiirlerinin kronolojik seyri izlendiğinde bile, hayatında ve şiirinde meydana gelmiş, sözünü ettiğimiz kırılmayı görmek mümkündür. Biz burada, Necip Fazıl şiirinde suyun dile getiriliş biçimlerini, imgenin yerleşkesi olan anlam alanlarını sıralayarak değerlendirmeye çalışacağız:

a. Tamamen Din Temelli Sayılamayacak Mistisizm Dönemi

Necip Fazıl'ın henüz ihtida etmediği ilk dönem şiirlerinden olan "Çan Sesi''nde geçen "su"ile ilgili "Derindeki sarnıçta durgun sular uyandı~ "Sular ürperdi, eşya ürperdi, tunç ürperdi."<1•1 gibi mısralar, Necip Fazıl'ın henüz kendine dini bir eğilim bulamamış mistisizmini örnekle- mektedir. Korku, Necip Fazıl şiirinde ilk dönemlerden itibaren en önemli temalar arasında yer almıştır.1111 Burada da, sebebi belirsiz bir korkudan, bir ürpertiden bahsetmek mümkün- dür.

ilk döneme ait olan "Açıklarda" şiirinde geçen "Koşup yılanlar gibi üzerinden suların• veya

"Kocaman bir kuş gibi geliyor peşimizden,/ Ruhu, bu kapkaranlık suda can verenlerin .. :ım mısraları,

sebebi belirsiz

korkuların

ne kadar

başarılı

bir

şeklide şiirleştirildiğini

göstermek-

tedir.

Çi/e'deki "Şehirlerin Dışından·~ "Azgın Deniz: "Dalgalar~ "Susan Deniz~ "Takvimdeki Deniz"

gibi şiirlerde "su"ya yapılan vurguyu bu belirlemeler bağlamında düşünmek gerekmektedir.

Aşağıya alacağımız mısralar, belirttiğimiz gibi, şairin henüz dini bir eğilim kazanmamış mis-

tisizminin güzel örnekleridir: "Birdenbire cehennem kaynadı sularında ?"1ııı, "Ne bir kayadan

10. Kısakürek. Necip Fazıl; Çile, 12. bs., 80yilk Doğu Yay,lstanbul, 1987. s. 119.

11. 0kay, M. Orhan; Doğumunun 100. Yılında Necip Fazıl içerisinde "Necip Faııl'ın Şiiri ve Poetlkası•, KTB Yay. Ankara 2004. s52.

12. Kısakürel\, Neci? Fazıl; Çile, ı 2. bs. BOyük Doğu Yay., lstanbul 1987, s. 213.

13.Age,s. 180.

(7)

144

Su~• Y an11y•n Çileı Nwp F ... I Kı...lııı ... t. Şiirimi• ~:.J.hi Dini-F.l ••

f;

Halrıınımlan Su lnıQ••İ

eser, ne bir ışıktan eser,/ Sulardan daha derin, yolun karanlıkları./ Dalgalar, yürüyünüz. ara-

yalım beraber,/ Başımızı

dövecek

yalçın kayalıkları!.:"1"'

"Yattığım Kaya~ ilk dönem şiirlerinin mistisizmini, korku ve hüznünü yansıtır: "Bu akşam o

kadar durgun ki sular/ Gömül benim gibi kedere diyor./ içimde maziden kalma duygular/

Ağla

geri gelmez günlere diyor.

//Yattığım kayaya çarpan dalgalar /Çıkıver

bir

sonsuz sefere

diyor:ıııı•Akşam" şiiri

de bu

yargılara

paralel olarak

düşünülebilir: "Akşamı

duya duya,/ Sular

yattı

uykuya;/

Kızıllık

çöktü suya,/

Sandım

bir renk

akşamı

.. ."''

6'

"Aynadaki Hayalime"

şiirinde, "Eğri

dallar gibi halsiz

.

• yorgunsun,/

Birikmiş

sulardan daha durgunsun,/ Görünmez

bıçakla

içten vurgunsun,/ Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm."'

171

mısraları,

henüz

aradığını bulamamış

bir ruhun

sancılarını

göstermesi

açısından

ilk dönem

şiirleri arasında

öne

çıkar.

Burada,

"Şehirlerin Dışından• adlı şiir için ayrı

bir paragraf açmak gerekecektir.

Şehre karşı tabiatı

önceleyen bu

şiir hakkında

Köksal Alver

şunları söyler:•şehre ilişkin düşüncesi

olum-

suz.

luklarla dolu olan Necip

Fazıl, insanı

tabiata davet eder.

insanın şehirde

bir cüce

olduğunu

söyler; dev olmak isteyen insan

dağlara çıkmalı

ve

şar­

kısını

orada söylemelidir ... Necip

Fazıl insanı

tabiata davet ederken denizden, dalgalardan.

ormandan,

kuşlardan,

güllerden,

yıldızlardan

ve çölden sözeder."<

11'

Necip

Fazıl, şehrin

olum-

suzluklarından

kurtulmak için,

insanı tabiata çağırmaktadır. Tabiatı oluşturan unsurların

ba-

şında

ise "su" gelmektedir . Bu paralelde, ömrünün son senelerinde

yazacağı şiirler arasında

bulunan "Gitti"de,

şair şöyle

söyler: "Gitti, su

yollarını kıvrım kıvrım

bilenler, I Bir ot

yığını kaldı;

kökünden kesllenler .. ."

11

.,"Su

yollarını kıvrım kıvrım bilen"kişiler,

manevi derecesi bü- yük

kişilerdir.

Gönül

adamlarıdır. Bunların "su yollarını

bilen kimseler• olarak nitelenmesi, tabiata ve özelde "su"ya biçilen

değerin üstünlüğünü

göstermektedir. Su

yollarını

bilmek,

kişiyi

Allah'a

ulaştıran yolları

bilmek gibidir.

Köksal Alver, Necip

Fazıl'ın şehirle ilgili şiirlerinin

genellikle olumsuz nitelikler

içerdiğini,

an-

cak "Canım lstanbul"un bu durumun bir istisnası olduğunu söylemektedlr!lOI Aşağıya alaca-

ğımız mısralarda

geçen •su• kelimeleri,

şiiri

bütünüyle saran

neşenin,

sevincin paralelinde,

şiirdeki

bu olumlu atmosferi güçlendirmek

amacıyla

bir süsleme unsuru olarak

kullanılmış-

14 •. Age.s.1e1.

l S .. Age. s 330.

16 .. Ago. s. 326.

17 Age. s 273.

la. Alver. KliksaL •Necip Fazıl Şiirinde Şehir'. Hece Dergt<I, Oc.k 200S. S. 97. s. 266.

19. Kısakurelc. Necip fazıl; Çlle. 12. bs. 8Uyiık ~u Yıy. l>Qnbul 1997, ._ 442.

20 .• Alver, f<bksıl· ·Necıp Fazıl Şilnnde Şehir'. tıoa Dergısı_ oak ıoos.

s

97. s. 265.

(8)

tır: "Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur:: "Oynak sular yalının alt katına misafir~ıııı Şairin ihtidasından önce yazılmış olan "İskele" şiirinde geçen "Geldi yorgun ve hazin,/ Hiç de sezdirmeksizin,/ Sularda kabrimizin,/ Yolunu açan vapor ... 1221 dizelerinde geçen "su" im- gesi, •zaman" temasıyla birlikte insanın faniliğini, geçiciliğini vurgulamaktadır. Vapur, sula- rı yardıkça zaman ilerlemekte, zaman ilerledikçe insanın ömrü azalmakta ve ölüm kendini hissettirmeye başlamaktadır. "Su': •zaman"ı ve dolayısıyla "ölüm"ü düşündürmektedir. Aynı şekilde, "Geçen Dakikalarım" ve "Zaman" şiirlerinde de, "zaman• teması işlenirken "su"dan

yararlanılır. "Eğilip suya baksam,/ Görünür mü yüzünüz?"ya da "Nedir zaman, nedir?/ Bir su mu, bir kuş mu?" sralarında, zamanın geçiciliği ile suyun akıcılığı arasında bağlantı

kurulur.<'31 Şairin yıllar sonra yazacağı "Zaman• adlı beyitte de, "Zaman sudan çıkarıp suya daldıran dolap; I Bir varlık ve bir yokluk; her tasta bir inkılap .. .'''241 denilerek, "su"yun akışı ile zamanın akışı özdeşleştirilmektedir.

Şairin ihtida edişinden hemen sonra yazdığı anlaşılan 1936 tarihli"Yolculuk" şiirinde geçen

"Beni çağırmakta yabancı dostlar; I Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız; I Eski evde şimdi bir başka ev var;/ Avlusu karanlık. suları tadsız:•ıısı mısralarında, şairin yaşadığı dönüşümün ilk izleri görülmeye başlanır. Sular tadsızlaşmıştır. Zlra, geçici olduğu, fani olduğu anlaşılan dünyanın, yalan dünyanın sularıdır. Bu sebeple "İşaret" şiirinde, pınar başında suya hasret çektiğini söylemekten çekinmeyecektir,!26l Ahiret yurdundaki "Kevser"i bilen bir mümin için, bu dünyanın sularının tadsız olması anlaşılır bir durumdur.

Şairin 1934 yılında yazdığı "Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;/ Gökyüzünden ha- bersiz uçurtma uçurmuşum ... "ım mısraları ile aynı yıl yazılmış olmasına rağmen, "Bu Yağ­

mur" şiiri, bu beytin tersine, bir sıkıntıyı, bir hafakanı, belki de güneşin doğmasından önceki en karanlık an'ı göstermektedir. Yağmur, kültürümüzde "rahmet• olarak düşünüldüğü halde,

"Bu Yağmur" şiirinin ikinci kıtasında "Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik, /Tenimde acısız ya- tan bir bıçak" denilmektedir.cısı Bu şiirde yağmur, insana verilmiş olan "hayat" ya da gençlik nimetinin bir sembolü olarak da görülebilir. "Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince, I Ay-

nalar yüzümü

tanımaz

olur. "

mısraları görüşümüzü

destekler.

21. KısakOrek. Necip Fazıl; Çile, 12. bs. BOyOk Dogu Yay. lstanbul 1987, s. 164-165.

22. Age. s. 162.

23 .. Age, s. 264-265.

24 .• Age, s. 354.

25 .. Age. s. 226.

26 .. Age, s. 29.

27 .. Age, s. 35.

28 .. Age, s. 298.

145

(9)

1-%6

b. lslami /Tasavvufi/ Felsefi Vurgu

Necip

Fazıl Kısakürek'in

bütün

şiırlerini topladığı

Çile'sine

adını

veren görkemli

şiirinde

ge- çen "Nizam köpürüyor med vakti deniz;/ Nizam köpürüyor, ta çenemde suJ Suda bir gizli yol

pırıltılı

iz;/ Suda ezel fikri, ebed

duygusu~mı mısraları, lslam'ın "su·

ya

yüklediği

derin an-

lamın altını

çizmektedir. Su, hem ezeli olana, hem de ebedi olana

işaret

etmektedir. Ezeli ve ebedi olan tek

varlık Allah'tır.

Su, onun bir mahlükudur.

Şair

mahlüka

baktığında Hallk'ı

görmektedir.

Ayrıca Kuran-ı

Kerim,

•su•yun her şeyin başlangıa, başlatıcısı olduğunu

ifade

eder.ııoı Dolayısıyla

"su"da görülen •ezel"bütün bir

kfünatın geçmişidir.

insan da "su"dan yara-

tılmıştır

ve

şairin

suda

gördüğü

•ezel fikri" bütün bir

insanlığın geçmişi,

tarihi olarak da

algı­

lanabilir.

Görüldüğü

gibi "Çile"

şiirindeki

bu

mısralar

tümüyle lslami

olanı

temel

almaktadır Ayrıca

•su•yu her

şeyin kaynağı

olarak gören filozofThales1n

görü~lerine dolaylı

bir

atıfta bulunulduğu

söylenebilir.

011

Genç

yaşında

bir

şeyhe bağlanan

ve tasawuf

alanında

pek çok ese r veren Necip

Fazıl, ·

ve On- lar• ile "Seyyid

Taha'yı

Ziyaret• beyitlerinde, tasawuf büyüklerini anlatmakta, Seyyid

Taha'yı

nur

akıtan

bir

çeşmeye

benzetmektedir. Burada"su•

Allah'ın kişiye

nasip

ettiği

hidayete denk

düşmektedir.

Bu büyük

kişiler,

insanlara ölümsüzlük

tasından

sebil sebil

sunmaktadırlar.O"

Nitekim, Peygamberimiz için

yazdığı

bir

şiirde

de, onun yoluna

düşmüş

müslümanlar, "sel sel kümeler• olarak

betimlenir.c.ııı

"Sen•

şiirinde

seslenilen

varlık Allah'tır.

"Senden, senden, hep senden,/ Akisler aynalarda.·

mısralarıyla başlayan şiirin

ikinci

kıtası,

"Seni buldum bulduysam; I Gökten bir davet duy- sam!/ Ben ki suçumu yuysam, /Su biter

kurnalarda~ıJ.<ı şeklinde

devam eder.

Şairin

pek çok

şiirinde olduğu

gibi burada da •su•

arındırıcı,

temizleyici,

saflaştırıcı

nesne olarak

kullanıl­

mıştır. Aslında •su• burada nesne olmaktan çıkmış

ve özne haline

gelmiştir.

"işaret• şiirinde,

Necip

Fazıl şiirinin başat

özelliklerinden biri olan paradoksal ifade

tarzının

gücünden

yararlanır:

·o ki,

pınar başında

çeker suya hasreti;/

Kadınında kadına,

yurdunda yurda hasreti Yalan dünyada bütün

görünüşler iğreti; / Her şey

o

şeye

hazin

benzeyişten ibareı:•oıı mısraları

ile bu

dünyayı •yalan:

sahte, mecazi, geçici gören ve

asıl dünyanın

öl- dükten sonra

karşımıza çıkacak

olan dünya

olduğunu

söyleyen lslam tasawuf

anlayışını

29 Age, s. 20.

30 Enbiya Suresi 30. ayet

31. CopltitOn, Frederlci<; A Hlstory of PhlloS-Ophy, C. I, Doublecloy, N~w York 1985, s.22·24; Gökberk,. Maclu Felsefo Taılhl, S bs. Remzi Kitabevi, luanbul 1985, s~0-21

32 Kısakorek. Necip Fazıl: Çıle. 12. bs. BOyük Oogu Yay. lstanbul, 1987, ı. 390-391, 33. Age. s. 397.

l<l.Age.s.22.

3S.~.s29

(10)

yansıtmaktadır. fslam Peygamberl'nin dünyayı uzun bir yolculukta bir ağaç gölgeliğinde dinlenme süresi olarak tanımlamış olması1361, bu dünyanın gereğinden fazla önemsenme- mesi düşüncesini benimsememiz bakımından önemlidir. Bu sebepte, bu mecazi dünyanın

"su"yu, şairin "su"ya olan hasretini gidermemekte, ancak öbür dünyanın "kevser"ine olan hasreti depreştirmektedir.

Çile'de bulunan şiirler arasında, Necip Fazıt'ın lslam tasavvuf düşüncesini ne derecede be- nimsediğini ve içselleştirdiğini en güzel şeklide yansıtan şiirin "Hasret" olduğunu söylemek bir abartı olmayacaktır. "Allah'ım, eşyanın hicabındasınl /Sensin suda, kuşta, telde ses veren.

/ Nice hasret varsa gıyabındasın; /Aynalarda sensin seni gösteren .• :<m mısraları, Vahdet anlayışını bize en açık şekilde yansıtmaktadır. Vahdet anlayışı, "Allah'tan başka varlık olma- dığının idrak ve şuuruna sahip olmak:' olarak tanımlanır. Bu anlayış, gerçek varlığın bir tane olduğunun, bunun da Hakk'ın varlığından ibaret bulunduğunun, Hakk ve O'nun tecellile- rinden başka hiçbir şeyin hakiki bir varlığının olmadığının blllnmesldir.U•> Bu şiirde, şaire göre "su" da, Allah'ın kainattaki görünüşlerinden biridir.

"Divane• adlı beyitte, lslam tasavvufundaki yüce bir mertebe olan "hayret• makamında bu-

lunan bir dervişe imrenilmekte, o dervişin Allah'ın ayetleri karşısındaki heyecanı, "hayret"i betimlenmektedir. "Düşün o divaneyi her şey içimde diyen;/ Ateş denilse yanan, su denil- se eriyen ... •mı ·su~ Allah yolunda olan kişiyi derinleştirmektedir, divan eleştirmektedir. "Su"

Allah'ın bir ayeti, bir işaretidir.

"insan ve Allah"adlı beyitte de," insan ... iplikte büklüm, suda bir anlık suret .. ."1401 denllirken,

"su"yun faniliğine, geçiciliğine vurgu yapılır. insan ve su, Allah karşısında, mahluk olmak

itibariyle aynı çizgidedirler. ikisi de geçici, ikisi de varlığını "gerçek varlığın" varlığına muh- taç, iki aciz mahlüktur. "Su~ bu şiirde, hem yansrtıcılık hem de fanilik özelliği ile ortaya çık­

maktadır. "insan• adlı beyitte ise, "su~ insanın karşısına çıkmış, onu ilahi olana yükselmekten alıkoyan bir engel olarak gösterilmektedir: "insan, bir mesut zalim, insan bir mağrur cahil;

36 .. lbn ô~r (r .a.) anlatıyor. "Resıllullah (s.a.vJ omzumdan tuttu ve: "Sen dünyada blrgarlb veya blryoku gibi oı• buyurdu. lbn ômer (r.a.J

~byle diyordu: •Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdlnmi akşamı bekleme. Sa~lıklı oldu~un "rada hastalık halin lçln hazırlık yap.

Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." llrmizrnın rivayetinde, •yolcu gibi oı· soıü11den sonra şu zlyade var. "Kendini kabir ehlinden say."

Buharı, Rlkak 3: Tlımlıl. Zühd 25, (2334); lbn Mace, Zühd, 3; Ahmed b. Han bel, c. ıı. s. 24

lbnu Mes'ud (radıyalll!hu anh) anlatıyor. "Resülullah (s.a.v.)'ın yanına girmiştim. Onu bir ham örgonon Oıerlnde uyumuş buldum. Hasır, (vücudunun açık olan) yan ra.raflannda izler bırakm~tı." Ey Allah'ın ResülO dedim. sana bir yaygı temin etıek de hasırın OstOne serse!(. onun

sertliğine karşt sizi korusaı·, '"Ben kim, dünya kim. Dünya ile benim misallm1 bir aQaan altında gölgelenip sonra terle edip giden yokunun mlsaD gibidlr.'Tlımlzl, Zilhd 44, (2378).

37. Kısakürek, Nedp Faııl; Çlle, t 2. bs., Büyük Doğu Yay., lstanbul, 1987, s. 33.

38 .. Uluda4, SOleyman: TasavvufTerımleri Söı10~u. Kabala Yay. lsıanbul, 2002, s. 364.

39. Kısaküıek, Noclp Faııt; Çlle, 12. bs. BüyOk Doğu Yay. lstanbul, 1987, s. 87.

40. Age, s. 90.

(11)

14R

Su7a Y .... .,.an Çikı Nmp Fnıl Kı..lıııttlı Şüriruk Edcl.ı Dini F.l..fi Ralrımınd.n Su lm..,.ı

/Tekne kırık, su azgın

ve

kayıplarda sahil. ..• "" mısraları, şairin günahkarlığını, günahları·

nı düşünerek yazdığı

bir nedamet

şiiri olabileceği

gibi,

şiirde,

bütün

insanlığın hafızasında

olan Tufan hadisesine bir gönderme

yapılıyor

da olabilir.

Şiirin ilk mısraı

bu yorumumuzu güçlendirmektedir.

Necip

Fazıl ı

980

yılında, •su• başlığını taşıyan

sekiz adet beyit

yazmıştır.

Bu beyitlerde, lslaml bir

bakış açısının

hakim

olduğu, •su"yun Kur'an'a ya da başka

lslami kaynaklara

atıf yapılarak betimlendiği

görülür. Bu beyitleri

aşağıya alalım:

su

Bir hamam ki, arınma gayesinden şaheser;

Arınmış/arın yeri, Cennette nurlu Kevser.

2

Kainatta ne varsa suda yaşadı önce;

üstümüzden su geçer doğunca ölünce 3

insanlar habersizken yaların verôsından, Gökle toprak arası su şaşmaz mecrasından.

4

Su kesiksiz hareket, zikir, ahenk, şırıltı;

Akmayan kokar diye esrarlı bir mırıltı.

5

Kôh susar. kah çırpınır, kah ürperir, kah çağlar;

Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar.

6

Su bir şekil üstü ruh, kalıplarda gizlenen;

Yerde kire battı mı; bulutta temizlenen ...

41_ Age, >. IOS.

(12)

7

Bu dünya insanlığa manevi hamam olsa;

Her rengiyle insanlık tek renkte tamam olsa ...

B

Su duadır, yakarış, ayna, berraklık, saffet;

Onu madeni gökte altınlar gibi sarferf42>

Su ~lnJcnl~·rti ~mpuıyuıuu

llkbeyittedOnyadaki suyun arındırıcılığından bahsedl !dikten sonra, ahiret yurdundaki kutsal suya geçilmekte, dünyadaki su ile arınanların ahiretteki su ile ödüllendirilecekleri ima edil- mektedir. ikinci beyitte geçen "Kainatta ne varsa suda yaşadı önce• mısraı, suyun bir hayat kaynağı oluşuna işarettir. Hem dini, hem de felsefi çağrışımlara açıktır. Hayatın kaynağının su olduğunu söyleyen ilk filozoflardan Thales'in düşüncelerine gönderme yapılmaktadır.C4JJ Üçüncü beyitte, •su•yun Allah'ın emirlerini kusursuz bir şekilde yerine getirişi anlatılmakta, bundan daha ötesine geçilerek, insanların ulaşamadıkları ötelere, uzak noktalara "su•yun ulaştığına dikkat çekilmektedir. Beşinci beyitte •su• Allah'a samimi bir şekilde kulluk eden, çırpınan, ağlayan, çağlayan bir mahlük olarak çizilmiş, hem "hüsn-ü talil'; hem de "teşhis"

sanatlarından yararlanılmıştır. Şiirde, "su• bütün bu özellikleriyle yüceltişmiş, "zikir, dua, ya·

karış, ayna, berraklık, saflık, ahenk" gibi isim ya da sıfatlarla anılmıştır.

"Korkuyorum" adlı beyitte •su çekildi, göründü zamanın dibi; / Korkuyorum, bu akşam kı­

yamet varmış gibi...''t44ı denilmektedir. 1977 yılında yazılmış olmasına rağmen, şairin, kü- çük yaşlardan itibaren şiirlerine sinmiş olan korku temasının burada yeniden ortaya çıkmış olduğu görülür. Ancak ilk dönem şiirlerinin aksine, burada korkunun sebebi bellidir. "Su';

yaklaşan kıyametin habercisidir. Bu kıyamet, şairin kendi hayat çizgisiyle alakalı olabileceği gibi, asıl anlamıyla bütün bir insanlığın kıyameti de olablllr.

"Deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet!/ Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmetı•<•sı mısralarında, "derya• hem gerçek, hem mecazi anlamlarıyla kullanılmış, "su• manevi sonsuz-

luğun, bereketin sembolü olmuştur. "Zifaf" şiirinde, kendini tümüyle Allah'a adamış ve dün-

ya nimetlerinden el çekmiş bir derviş için, birazcık "su ve kepek" yeterli görülmektedir.r40ı

42 .. Age, s. 186-193.

140

43. Copleston, Frederlck; A Hlstory of Phllosophy, C. ı. Ooubleday, New York 1985, s.22·24; Gökberk. Matlı, Felsefe Tarihi, 5. bs. Remzi Kitabevi, lstanbul 1985,s.20-21.

4'1. KısakOıek. Necip Fazıl; Çile, 12. bs" BOyOk 1>o4u Yay .. lsıanbul, 1987. s. 216.

45 .. Age, s. 168.

46 .. Age, s. 243.

(13)

150

Şairin ölümüne yakın bir zamanda yazdığı bir başka beyitte ise, ahiretten "suyu bal kaybe- dilmiş sıla" olarak bahsedilir. Kaybedilmiş sıla cennettir. Burada Hz. Adem'in meşhur mace- rasına gönderme yapılmaktadır.1•71

"Ben gurbet rüzgarının üflediği kamışım ... / Bir su başında mahzun, yapayalnız kalmışım .. ."

mısraları, tıpkı Mevlana'nın ney metaforundaki gibi, insanı göl kenarındaki kamışa benzet- mekte, insanla sazlıktaki kamış arasında bir paralellik kurmakt.adır.1481 insanın dünyada olu- şu, gurbet diyarında oluşuna denk gelmekte, insan arz üzerinde, kendi yurdundan uzakta yaşamaktadır. Bununla birlikte, bu gurbet duygusu, insanın dünyadaki yalnızlığına denk

düşer.

"Kazanda su kaynasa sanki ben pişiyorum;/ Bir kuş bir kuş öldürse ben can çekişiyorum ...

•1•9ı beyti, diğergamlık özelliğine sahip bir müslümanın, kendini diğer insanların ve diğer yaratıkların yerine koyması ile yaşadığı acıyı veciz bir biçimde anlatmaktadır. Şair kendini

"su"yerine koymakta, onun ıztırabını içselleştirmektedir. Ayrıca bu mısralarda vahdet, sosyal sorumluluk gibi başlıklara da elverişli anlamlar içermektedir ...

"Bela" şiiri, dünyanın nimetlerinden geçmiş ve Allah'tan gelecek tüm dertlere dervişçe bo- yun eğmeye karar vermiş olan bir Allah erinin iç dünyasını son derece çarpıcı bir biçimde yansıtmaktadır. "Kerbela'yı pınar• olarak görür. Bela kendisi için oldukça çekicidir: "Ne var, ne var alemde,/ Bela kadar çekici?/ Örse benzer kellemde, I Belaların çekici. il Çiçeklik bana ateş,/ Bana pınar, kerbela, I Koynumdan çıkmayan eş,/ Suyum, ekmeğim bela .. . "150'

"Evim" şiiri, şairin modern hayata yönelttiği eleştirileri içerir. Bir mümin kişinin dünyasında,

lslami olandan hızla uzaklaşan toplumsal hayata yönelik beslediği öfke, bu şiirde başarıyla yansıtılır. Şair, mazide kalmış, geleneksel hayatın yaşandığı eski evinin güzelliklerini hayal ederken," Sular cömert, temizlik imandandır bilinmiş•ısıı diyerek lslam'ın temizlik anlayışını vurgular.

Necip Fazıl'ın toplumsal hassasiyetlerini dile getirdiği şiirlerinin başında "Sakarya Türküsü"

gelmektedir. Bu şiir hakkında genel olarak söylenebilecekleri, Nurullah Çetin'in "Sakarya Türküsü"için yaptığı tahlilden hareketle, maddeler halinde sıralayalım: 1. Necip Fazıl bu şiiri, 1949 yılında trenle yaptığı bir yolculuk sonunda yazmıştır. Bu yolculuk sırasında Sakarya Nehri'ni gözlemlemiş, buradan ilham almıştır. 2. Şiirin konusu Türk milletinin 1949 yılındaki durumudur. 3. Türk milletinin geleceğini kuracak olan neslin çilesi, davası, işinin zorluğu

Sakarya Nehri sembolü üzerinden verilmektedir. "Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

47. Araf Suresi, 11-25. ayetler. Taha Suresi, 115-123. ayetler. Hlcr Sureii 28-43. ayetler.

48 •. KısakOrel<. Necip fazıl; Çile. 12. bs .. 80y0k Do~u Yay., lsıanbul, 1987. s. 2S1 49. Age, s. 280.

50. Age. s. 294.

51. Age.s.131.

(14)

/Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir." mısraları, kendi içinde bir tarih felsefesine de sahiptir: ilk insandan beri iyi ile kötü mücadele edegelmişlerdir ve bu mücadele dünya- nın sonu gelene kadar hep sürecektir. Bu mücadelenin dışında kalmak mümkün değildir.

4. Sakarya'nın yokuş çıkıyor olması, onun işinin zorluğunu paradoksal biçimde anlatmak·

tadır. Türk milletinin, şartlar çok çok imkansız da gözükse, daima Haktan yana olma gay- retini sembolize etmektedir. 5. Şiirde anılan, Sakarya, Nil ve Tuna, yani üç büyük su kayna- ğı, Osmanlı'nın üç kıtaya yayılmış hükümranlığını sembolize etmektedir. Nil Afrika'yı, Tuna Balkanları, Sakarya Asya'yı ve Anadolu'yu sembolize etmektedir. 6. "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!" mısraları, Tl.irk milletinin yöneticileri ile uyuşmazlığını, kendi ruhuna ve değerlerine uymayan bir yönetim kadrosunu işaret ederken, "Bir hayata çattık ki hayat kurmuş pusu• mısraı, Türk modernleşmesinin günlük hayattaki sonuçlarına, pozitivist ve totaliter bilim, siyaset hayatına, manevi değerlerin rağmına oluşmuş ya da oluşturulmuş bir dünyaya işarettir. 7. Şanlı maziye karşılık sefil halden bunalan Necip Fazıl, "Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakaryal"ıs2ı diyerek milletine diriliş çağrısı yapmaktadır.

Görüldüğü gibi, bu uzun şiirde, "Sakarya"klşileştirilmekte, Türk milletini sembollze etmekte·

dir. Şiirin pek çok yerinde "su"ya atıf vardır. Esasen şiirin bütünü "su"ya bir atıftır. Ayrıca "Rab- bim isterse sular büklüm büklüm burulur." mısraı, Yasın Suresi'nin 79. ayetine bir gönderme·

dir. Şiirde geçen "Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!" mısraları, Peygamberimizin

• ... lslam garip başladı tekrar garipliğe dönecek." hadisine yapılmış bir göndermedir. Ayrıca bu şiiriyle şair, birey ile su arasında kurduğu ilişkiyi, nehirle toplum, Sakarya ile milletimiz arasında kurmakta, şiirinde su imgesi bu haliyle yeni bir kullanım ve anlam da kazanmak- tadır.

Necip Fazıl, "Gellr" adlı şiirinde, "Pervane dediğin çerağa gelir; I Sular, kıvrım kıvrım, ırma­

ğa gelir.• mısralarında, klasik şiirimizin bildik mazmunlarını kullanmakta, "pervane"ye aşık,

"çerağ"a maşuk anlamı yüklemekte ve bunu ilahi sevgi bağlamında anlamlandırmaktadır.

Şiirin devamında "Sular kıvrım kıvrım ırmağa gelir:•ıs3ı mısrası. kesretten tevhide yönelişi, bir·

liği ima etmektedir. Bütün bir İslam inancını "tevhid" kelimesiyle özetlemek mümkündür.

"Dua"şiirinde Nuh tufanına telmihte bulunulmaktadır."Ağlayın, su yükselsin!/ Belki kurtulur gemi./ Anne, seccaden gelsin;/ Bize dua et emf!"lS41 mısralarında, gemiyi yürütecek su için gözyaşı gerekmektedir. Ülkesinde başsız başsız adamları gören Necip Fazıl'ın, bir tufanla bütün bu karanlıkların temizleneceğini düşünmesi normaldir ve bu durumda gene suyun arındırıcılık vasfı ön plana çıkartılmaktadır. "Aman" şiirinde "Manzarası yurdumun, /Tufan gününden yaman!" mısraları ile gene tufana atıf yapılmakta, "su"yun Allah tarafından, gerek şifa veren, gerek helak eden unsur olarak görevlendirildiği meşhur olaydan bahsedilmek·

52. Nurullah Çelin1n bu ~ılrle llgıll ıahllllnln tamamı için blc. http://yaylm.meb.gov.tr/dergiler/sayi63/lndex-ceıin.hım (24.05.2009) 53. Kısakürek. Neclp Fazıl; Çile. 12. bs., Büyük D<>!ıu Yay, İstanbul 1987, s. 4-08.

54 .. Age,s.418.

151

(15)

152

Sur• Y

•""Y""

(,'il., :'\«ip l'ovl l\ı...lın...-1. Şiirimlr l·:,lrbi 1 >ini F.l ...

fi

llo~ummlorı Su lm~ai

tedir. "Başıboş• şiirinde de, aynı şekilde, şair, kendi ülkesindeki başıboşluktan yakınmakta, şlirine"Vatanımda sular akar, başıboş-ıssı diye başlamaktadır.

"Kevser~ Kur'an'da bir sureye adını vermiş, suyun cennetteki ifadesi ya da karşılığıdır. Necip Fazıl, aynı adı taşıyan şiirinde, "Yalnızlar!... O havuzun çevresinde birleşme ... / Susuzlar!...

O havuzda suyu kesllmez çeşme!. .

.""61

demekte, Kevser1n sonsuzluğuna, "muclzevi"liğine gönderme yapmaktadır.

SONUÇ

Tebliğimizin sonuçlarını aşağıdaki gibi maddelemeye çalışalım:

1. "Su~ Necip Fazıl şiirinde, kimi zaman Türk milletini, kimi zaman cennet içeceği olan Kevser."!, kimi zaman insanın bizzat kendini, kimi zaman lslam büyüklerini, kimi zaman ha- yatın ve insanın kaynağını, kimi zaman insanın sığınacağı manevi bir limanı temsil etmiştir.

Bu tasarruflara paralel olarak, "su"yun; arındırıcılık, şeffaflık, "aziz•lik, temizlik, saflık, "kul"luk, itaatkarlık, helak edicilik gibi özellikleri de ön plana çıkarılmıştır.

2. Sadece Çile'deki •su" imgeleri incelendiğinde bile, Necip Fazıl'ın gerek kendi hayatı, ge- rekse edebi hayatının evreleri görülebilmektedir. Başlangıçtan itibaren serbest bir mistisizm içinde işlenen "su" konusunun, üstadın hayatında meydana gelen malum dönüşümden sonra, mistik olandan lslami olana, tasavvufi olana doğru evrildiği görülmektedir.

3. insanın evrendeki varoluş problemini, Necip Fazıl'ın "su" konulu mısralarında görmek,

"su"ya yönelttiği felsefi bakışı tespit etmek, iç sıkıntıları veya inanmışlığının ruhuna verdiği huzuru, bu konu üzerinden izlemek mümkün olmaktadır. Metafizik kaygılardan hayatının hiçbir döneminde uzak olmayan Necip Fazıl'ın, "su" imgesine yüklediği anlamlar, hep bu kaygılara paralel olarak gelişmiştir.

4. Su imgesi, şairin bütün bir şiir hayatına yayılmış temalar doğrultusunda işlenmiştir.

Çile'deki "Allah, insan, kadın, kahramanlar, şehir, tabiat, hafakan" gibi temaların, yeri gel- dikçe "su" imgesi üzerinden şlirleştlrildiğl görülmüştür. Girdiği her kabın şeklini alan su, bu özelliğine paralel olarak, şiirlerde de işlenen temalara uygun bir biçimde lmgeleştirilmiştir.

5. lslami, tasavvufi, felsefi, on tik açılardan"su"yu çok geniş bir çerçevede işleyen Necip Fazıl, dalma yüksek bir edebi seviyede kalabilmiştir.

SS .. Age, s. 424.

S6 .. Age, s. 461.

(16)

KAYNAKÇA

Kur'an-ı Kerim.

~t• ~l~rtıİ)dİ ~mpuı,uınu

lbn Hanbel, Ahmed b. Muhammed (241/855), Müsnedü Ahmed b. Hanbel, 1-VI, Çağrı Yay., lstanbul, 1992.

Alver, Köksal;"Necip Fazıl Şiirinde Şehir~ Hece, Ocak 2005, 5. 97, s. 265.

Buh3ri, Ebu Abdlllah Muhammed b. lsmail (256/869), el-Camiu's-Sahih, 1-Vlll, Çağrı Yay., lstanbul, 1992.

Copleston, Frederick; A History of Philosophy, C.1, Doubleday, New York 1985.

Çebi, Hasan; Bütün Yönleriyle Necip Fazıl Kısakürek'in Şiiri, KTB Yay., Ankara 1987.

DIA lslam Ansiklopedisi, C. 25, İstanbul 2002.

Dogan, Mehmet Can; Bütün Yönleriyle Necip Fazıl içerisinde "Şiir için Tehlikeli Şair~ TYB- Yüzüncü Yıl Üniv yayını. Ankara 1994, s. 19.

Duymaz, Recep;"Necip Fazıl Kısakürek'ln Şiirlerindeki'Dava ve Toplum·~ Hece Dergisi, Ocak 2005, 5. 97, s. 223.

Emre, Ali; "Duygulu

ve

'Çlle'li 'Bir Adam Yaratmak': Necip Fazıl Şiirinde 'lirik'

ve

'Trajik'~ Hece Dergisi, Ocak 2005, 5. 97, s. 246.

Gökberk, Macit; Felsefe Tarihi, 5. bs., Remzi Kitabevi, lstanbul 1985.

Haksal, Ali Haydar; Necip Fazıl Kısakürek/Büyük Do{lu ırmağı, insan Yay., lstanbul 2007.

lllich, lvan; H20, Afa Yayınlan, İstanbul 1991.

lbn Mace, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid (273/886), es-Sünen, 1-11.

Çağrı Yay., lstanbul, 1992.

Kaplan, Mehmet; Şiir Tahlilleri 2 içerisinde "Kaldırımlar~ 5. baskı, Dergah Yay., lstanbul 1992.

Kaplan, Ramazan; "Necip Fazıl'ın Şiirinde 'Varlık'ın Metafizik Dünyası (1922-1939)" Hece Dergisi, Ocak 2005, 5. 97, s. 198.

Karakoç, Sezal; Edebiyat

Yazıları

il içerisinde, "Necip

Fazıl Şiiri

1, il, 111';

Diriliş

Yay., lstanbul

1986.

Kısakürek, Necip Fazıl; Çile, 12. bs., Büyük Doğu Yay., lstanbul, 1987.

Koç, Turan; Doğumunun 100. Yılında Necip Fazıl içerisinde"Necip Fazıl'ın Şiiri~ KTB Yay .• An- kara 2004.

1S3

(17)

154

Miyasoğlu, Mustafa; Necip Fazıl Kısakürek, 3. bs., Adım Yay., lstanbul 1993.

Okay, M. Orhan; Doğumunun 100. Yılında Necip Fazıl lçerisinde"Necip Fazıl'ın Şiiri ve Poe- tikası~ KTB Yay., Ankara 2004.

Okay, M. Orhan; Necip Fazıl Kısakürek, 3. bs., Şule Yay., lstanbul 2003.

Okay, M. Orhan; Poetika Dersleri, Hece Yay., Ankara 2004.

Örgen, Ertan; "Necip Fazıl Kısakürek'in Şiirindeki insan ve Topluma Bir Bakış~ Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 270.

Sevinç, Canan; "Bir Huzursuzluğun Şiiri'; Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 236.

Taşdelen, Vefa;"Necip Fazıl'ın Çilesi, Şiiri ve Poetlkası Arasındaki ilişki Üzerine~ Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s. 214.

Tirmizi, Ebü lsa Muhammed b. lsa (279/892), Sünenü't-Tirmizi, l-IV, Çağrı Yay., lstanbul. ı 992.

Türk Edebiyatı Dergisi, Necip Fazıl Özel Sayısı, Temmuz 1983, S. 117.

Uludağ, Süleyman; Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Kabalcı Yay., lstanbul, 2002.

Ünal, Hayriye; "Necip Fazıl Şiirine Ben Odaklı Bir Bakış'; Hece Dergisi, Ocak 2005, S. 97, s.

257.

http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi63/index-cetin.htm (Alıntılama tarihi: 24.05.2009)

Referanslar

Benzer Belgeler

''Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı.'' NOT: Ebeveynler çocuklarıyla birlikte kelime anlamının ne olduğu hakkında evde sohbet edip.. cümle

Bütün  dünyada  kabul  görmüş,  toplam  vergi  tahsilatının  önemli  bir  bölümünü  oluşturan,  ekonomide  belli  bir  ağırlığı  ve  iş  hacmi 

İzmir İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası, FOTEG İSTANBUL Gıda İşleme Teknolojileri Uluslararası İhtisas Fuarı için bir İtalyan ziyaretçi heyeti düzenleyecektir.. 2 yılda

Temiz su haznemin dolu olup olmadığını kontrol edin ve daha sonra yeniden başlatmak için CLEAN (TEMİZLE) düğmesine basın. Scooba’nın temiz su haznesi

Yine oyun, çocukların sosyal uyum, zeka ve becerisini geliştiren, belirli bir yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, sadece1. eğlenme yolu ile

İçindekiler: %70 Organik Kızılcık, Pancar Şekeri, Limon Tuzu Saklama Koşulları: Serin yerde muhafaza ediniz...

COVİD-19 TEDBİRLERİ VE PAZAR YERLERİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA PAZAR YERLERİ İLE İLGİLİ YAPILAN FAALİYETLER.. UYGULAMALAR YAPILAN

Birleşik İradeli Sözleşmelere örnek gösterilebilecek olan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine tabi olan sözleşmelerde