• Sonuç bulunamadı

Memet Fuat'ın dev çalışması:A'dan Z'ye Nazım Hikmet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Memet Fuat'ın dev çalışması:A'dan Z'ye Nazım Hikmet"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A R İF D A M A R

Memet Fuat'ın dev çalışması

M

emet Fuat’ın, büyük şairimiz Nâzım Hikmetle ilgili bu son, _ bu değeri biçilemez, olağanüstü önemli çalışması sadece Türkçe olarak değil, başta İngilizce olmak üzere İspan­ yolca (Pablo Neruda, Fidel Castro’nun ülkelerinde hemen okunması için) .Fran­ sızca (L. Aragon, Camus, Sartre, Tristan Tzara’lann ülkesinde), ve de Rusça (Ma- yakovski, Yesenin, Meyerhold'un ülke­ sinde) de gecikmeden okurlara ulaşması yönünden (îspanya’nm iki büyük onuru Picasso ile Lorca’yı da saymalıyım) basıl­ masını, yayımlanmasını bekler, dilerdim.

Ama ben umuyor ve inanıyorum ki, o saydığım ve saymadığım ülkelerde duyu­ lur ve görüldüğü zaman önemi ve değeri anlaşılacak ve kendi dillerine çevrilecek­ tir.

Bu değerli kitabı Memet Fuat’tan baş­ ka kimse, hiç kimse hazırlayamaz, oluş­ turamazdı. Çünkü Nâzım’m çocukluğu­ nu, gençliğini, duruşmalarında, cezaevle- 3e tek va da başkaları ile birbirinden

E

V U l , r u ı a p ı a ı u m ı m v

----lan, Nâzım’m annesi Celile Hanım’ın elinden çıkmış resimler, ve onun yaşa- mındald olaylarla ilgili o günlerin gazete ve dergilerdeki haberler, yorumlar, özel­ likle açlık grevine başlamadan önce Harp Okulu ve Donanma davalarından hiçbir suçu olmamasına karşm oniki yılım ceza­ evlerinde geçirmesinin ardından Türk ay­ dınlarının, Türk gençliğinin, ve de TKP’nin başta Şevki. Akşit olmak üzere Ilhan Berktay, Vecdi Özgüner, Nuran Ak­ şit (Bozer), (Akşit’in dışındakiler Yüksek Tahsil Gençlik Derneği üyesidirler ve sonra da 1951-52 TKP sanıklan arasında ter aldılar). Fransa’da Doğan Aksoy’un oaşkanı olduğu ileri Jön Türkler Birliği) ve Paris’te Tristan Tzara’mn öncülüğün­ deki Nâzım Hikmet’i Kurtarma Komite­ si ile yan yana yaptıkları yayın, eylem ve toplantılar, aynca Orhan Veli, Melih Cev­ det ve Oktay Rifat’ın da açlık grevi sıra­ sında (Yaprak dergisindeki bu adli hata­ nın sergilenmesinin yanı sıra) üç günlük açlık grevleri ve tümünden belki de daha etkili “değişik dünya görüşlerinden pek çok aydın”ın, örneğin Adnan Adıvar, H a­ lide Edip Adıvar, Nurullah Ataç, Falih Rıikı Atay, Ferruh Başağa, Ali Fuat Baş- gil, Feride Celal, Behçet Kemal Çağlar, Vehbi Eralp, Mümtaz Faik Fenik, Macit Gökberk, Abdülbaki Gölpınarlı, Maz- har Şevket Ipşiroğlu, Nadir Nadi, Maz- har Osman, Mustafa Ekmekçi velhasıl Türkiye’nin tüm kültür, sanat ve yazarla­ rı tam 173 kişi Yahya Kemal hariç “affı için” cumhurbaşkanı ve başbakana veri­

ri da başta dostum Yalçın Küçük olmak üzere yukarda saydığım kimselerin ilgisi­ ni çekmek için sıraladım. Yalçın Kü- çük’ün Y G S Yayınlarından çıkan geniş­ letilmiş 3. baskısında yer alan “Nâzımo- loji” başlıklı incelemesine daha sora de­ ğineceğim.

Asılsız suçlamalar

A’dan Z’ye Nâzım Hikmet kitabında sayılamayacak kadar çok bilgi ve belge

A'dan Z'ye

Nâzım Hikmet

. . . —rı v c— _ — — - j --- — 0

-sayısında çıkan bir şürini de görebiliyo­ ruz (Eskiyazıyla). A’dan Z’ye Nâzım Hik­ met kitabının önemi ile ilgili başka zen­ ginliklerine sonra dönmek üzere Yalçın Küçük’ün “Nâzımoloji”sindekikimi asıl­ sız suçlamalarına değinmek istiyorum.

Yalçın Küçük benim uzun yaşamımda tanıdığım en dürüst insan bellediğim Me­ met Fuat’ı “Şebeke” adlı kitabının 249. sayfasında: “Piraye’ye mektuplar ise bilim dışıdır; Nâzım’ın Piraye’ye hapishaneden yazdığı mektuplar, Piraye’nin o |’ met Fuat tarafından makaslanan

lanmıştır, mektup yayımlanmasında pek az rastlanan bir tahrifat diyebiliriz. Çün­ kü mektubun bir kaynak işlevi görebil­ mesi için olduğu gibi yayımlanması zo­ runludur; yaşlı bir adamın dişleri türün­ den bir mektup yayıncılığını dürüstçe saymakta güçlük var...” Y. Küçük 250. sayfada da bu suçlamasını yineledikten sonra, bu kez de tam anlamı ile saçmala­ yarak, başka bir sav ortaya atıyor: “Nâ- zım’ın Piraye’ye aşkı imkânsızdır ve bu­ rada tek sevdiğinin Nüzhet olduğu görü­ şümü tekrarlamakla yetiniyorum.” Yal­ çın Küçük bu kadarla da kalmıyor, dip­ notunda “Nâzım’ın sözleriyle ‘Samoş’ (Samiye) kız kardeşi ile, kendi isteğiyle bir gün buluştuğumuzda bana “Ağabeyim Piraye’yi niç sevmedi, sadece acıyordu” diyordu. Benim sorum üzerine de tek sev­ diğinin Nüzhet olduğunu teyit ediyordu; öğretmen A. Aydemir’in evindeki bu ola­ ğanüstü günde Bilgesu da vardı, tanıktır. Ne yapacağız şimdi!.. Acaba diyorum kendi kendime, Yalçın Küçük’ü ciddiye almakla hata mı ediyorum! Nasıl olurda, böylesine zeki, böylesine kültürlü, böyle-lım almıyor. Önce hemen söylemek yeri dir: Vâ-Nû’lar Münevver Hanım’ı Nâ zım’ın başına musallat et­

tikten sonra acınacak du­ rumda kalan büyük şairi­ miz Nâzım Hikmet’tir. Ön­ ce Vâ-Nû’lara yazdığı 84. mektuptaki yazdıklarını okuyalım: “Bakın ben neye karar verdim. Piraye’yi san­ ki hiç tanımadığım bir ka­ dınmış, hatta bir genç kız­ mış gibi, fakat her nedense benden nefret eden bir ka­ dınmış gibi elde edeceğim. Bu, müthiş bir avcılık ola­ cak. Fakat, bir aralık hasta­ lıktan geberdiğimi duydu­ ğu halde aldırmayışı, gel- meyişi, bana hemen dön- mevişi dehşetle hoşuma git­ ti. Ölseydim -Allah

göster-Bu değerli kitabı

Memet Fuat’tan

başka kimse, hiç

kimse

hazırlayamaz,

oluşturamazdı.

Çünkü Nâzım’ın

çocukluğunu,

gençliğini,

duruşmalarında,

cezaevlerinde tek

ya da başkaları ile

birbirinden ilginç

fotoğrafları ilk kez

gün ışığına

çıkıyor.

meşin- kahrolurdu biliyo­ rum. Fakat kadındaki se- lâbete bakın, bu hali beni bir kat daha hayran etti. Ben onun yerinde olsay­ dım ömrümün sonuna ka­ dar bana selam vermez­ dim. Mamafi onu avlayacağım. Kadınım tekrar benim olacak. Kim bilir belki gü­ nün birinde onu tekrar aldatırım. Fakat ne olursa olsun geberene kadar yakasım bir daha bırakmayacağım. Piraye Ha- nım’a yeni baştan dolu dizgin âşık oldum. Bende size karşı yalan yok, elim ayağım tutar bir halde dışarı çıkarsam bir gün, Mimi (Münevver) Hanım’a da onun an­ layacağı dilden birkaç saatlik bir sözüm olacak.”

Tanık şiirler

Evet, gelelim şimdi Vâ-Nû’larm Mimi ile Nâzım’m çöpçatanlıklarına; Mektup 56, “Müzehher, kızım... Yahu bana bir mektubunda benim dayı kızım methû se­ na ettikten sonra ‘Sen de kıymetini tak­ dir etmişsindir, etmedinse et emi...’ diye bir şeyler yazdın. Bak aklımda kalmış. Ben de dayı kızımı şöyle böyle o üç sene­ dir gördüğüm yok...”

Nâzım Hikmet’in Piraye Hanım’ı na­ sıl derin bir aşkla sevdiğine hepsinden önce şiirleri en inandırıcı tanıklıklardır. Vera Tulyakova’yı da umutsuz bir aşkla, yüreğini parçalayarak sevdi. Buna dabaş- ta “Samansarısı” olmak üzere öteki şiir­ leri de tanıktır. Münevver için yazdığı şi­ irler ötekilerle kıyaslanmayacak denli yıf şürlerdir. A’dan Z’ye de Nüzhet I

za-

Ha-nım’ın fotoğrafı var. Hiç de öyle alımlı bir

kadın görünmüyor. Nüzhet Hanım’dan

sonra sevdiklerinden Siyau’nun eski sev­ gilisi “Hiçbir kadını seni sevdiğim kadar sevmedim, sevmeyeceğim” dediği Anuş- ka’nın fotoğrafı yok. Ama ikinci evliliği­ ni (1926) yaptığı 1929’da Türkiye’ye gel­ meyi beklerken bir salgın hastalıkta 1929’da ölen (Dr. Lena) Yelena Yurçen- ko’nun Nâzımla birlikte bir fotoğrafı var. Olağanüstü güzel bir kadın. -Memet Fu­ at yaşarken bu yazıyı bitirememiştim. Onun da yayımlandıktan sonra göreceği­ ni, okuyacağını umuyordum. Ne yazık ne yazık

kı!-Yalçın Küçük suçlamalarını sürdürü­ yor: “... Nâzım’m güzel annesi Celile’nin tek başına elinde oğluna özgürlük isteyen pankart ile Galata Köprüsü üzerinde yü­ rüyüş yaptığını bir efsane olarak anlatıyo­ ruz; güzel, peki, başkaları Celile’nin ya­ nında yürümek istediler de Celile ret mi ediyordu, soru budur. Kimse yoktu, çün­ kü, ‘sol’ Sovyetler Birliği Komünist Par- tisi’nin ‘hain’ dediği bir yazarına sahip rakıyorum.

Haksızlıklarla mücadele

Memet Fuat’ı okuyalım: “10 Mayıs’ta İstanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derne- ği’nin yayımladığı ‘Nâzım Fhkmet’i Kur­ tarınız’ başlıklı bir bildiriyi öğrenciler kentin çeşidi yerlerinde halka dağıttılar. 11 Mayıs’ta, İstanbul’da, üniversiteli gençler ‘Nâzım Hikmet’ adıyla 4 sayfalık bir gazete çıkarmaya başladılar. Başlığının altında ‘Nâzım’ın uğradığı haksızlıklarla mücadele için çıkan fikir ve politika der­ gisi’ yazıyordu. 12 Mayıs’ta, Ankara’da, üç şair, Orhan Veli Kanık, Oktav Rifat, Melih Cevdet Anday, üç günlük bir des­ tekleme grevine başladılar. 15 Mayıs’ta İstanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derneği, Nâzım Hikmet’in serbest bırakılması için, Laleli’deki Çiçek Palas Salonunda bir toplantı düzenledi. Sağcı gençlerle solcu gençler arasında olaylar çıktı.”

Memet Fuat A’dan Z’ye de Çiçek Palas Toplantısı’na kitabın 117. sayfasından başlayarak 120. sayfasına kadar olayı bü­ tün ayrıntılarıyla anlatıyor. Ben başların- danküçük bir aktarma yapacağım: “Onur konukları arasında Celile Hanım ile Sare Teyze en önde oturuyorlardı.”

Evet, dostum Yalçın Küçük senin önemli özelliklerinden biri de araştırma­ cılığın olduğunu herkes bilir. Nasıl olur da bütün bımları bilmezlikten gelirsin?

Sevgili arkadaşım ve bence büyük bir devrimci militan Şevki Akşit’in sözleri bu­ gün bile kulaklarımda çınlıyor. Nâzım Hikmet üniversite gençliğinin kendisine gösterdiği bu derin sevgi ve eylemleri kar­ şısında şaşkınlığını dile getiriyor: “Nere­ den çıktı bu çocuklar! Nasıl, nerde yetiş­ tiler !.. ” dediğini öğrenmiş, benimle konu­ şurken bir bakıma Nâzım’ı yanıtlıyordu. Nerde olacak TK P ’de!..

Yalçın Küçük merak edip 1951 TKP davasının iddianamesini incelerse orada Şevki Akşit’e isnat edilen suçlar arasında Akşit’in Nâzım Hikmet’i kurtarma kum­ panyasını “sevk ve idare ettiği”ni de oku­ yacaktır. Kuşkusuz Memet Fuat T K P ’nin dışında kaldığı ve bununla ilgili “iddiana- me”yi ve “Esbab-ı Mucibelı Hüküm”ü yani gerekçeli kararı okuyamadığı için İs­ tanbul Yüksek Tahsil Ğençliği Derne- ği’nin bu eylemleri gerçekleştiren üyele­ rinin 1951’de TKP sanıkları arasında ol­ duğunu bilemez. En azından iyi bilemez. O görüneni yazıyor, görüneni gösteriyor. Yalçın Küçük’e takılmamın sonucu A’dan Z’ye kitabım, Memet Fuat'ın bu değerli çalışmasını yeteri kadar yazamadım.

Aslında gücüm de yok. Onu yitirmemi­ zin bende yarattığı sarsıntı sürüyor. Bili­ yorum, inanıyorum Türk edebiyatı, Türk

Arif Damar ve Memet Fuat birlikte...

lümsemesi ve alçakgönüllülüğüyle. ı

24 Aralık 2002.

S A Y F A 1 0 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 6 7 4

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

SAĞLAYACAĞI FAİZ İNDİRİMİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR ? ... 41) RİSKLİ YAPILARDA KİRACI veya SINIRLI AYNİ HAK SAHİBİ OLANLARIN RİSKLİ YAPININ YENİDEN YAPIMI HALİNDE HUKUKİ

Kısa bir tarihçe, ardından Gayrimenkul Hukuku Mevzuatını, Gayrimenkulün ne olduğu ve nasıl devredildiğini, istisnalarını, kimlerin gayrimenkul edinebileceklerini,

Tek başına pek az kıymet vereceği­ niz bakır bir para, eğer kol’ eksiyo- nunuzun içinde noksansa yüzlerce, binlerce lira ile temine çalışırsınız.. —

Çevirir camları birden peri kâşânesine, Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka. Mestolup içtiği altın

Massachusetts'deki McLean Hastanesi'nin bir parçası olan beyin bankasının, bu hastalıkların temelinde yatan nedenlerin detaylı olarak araştırılması için

Ne var kİ, Yaşar N a b l^ yalnızca, ne bir büyük dergiyi yarım yüzyıl yaşatmış bir yönetici, ne belli bir yazın döne­ minde yalnızca şiirleriyle,

görüntüsünün, özbağlanımlı (AR) katsayılarının SVD yöntemi ile elde edildiği durumda, kullanılan farklı saçıcı sayısı değerleri için (modelleme seviyesi: 12)

Analizler sonunda elde edilen sonuçlara göre, şev yakınına oturan yüzeysel şerit temellerin taşıma kapasitesi, şev açısının artmasına bağlı olarak