• Sonuç bulunamadı

Nafi Atuf

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nafi Atuf"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

NLERİN ARKASIN

ç dost git

M m m n n m a ı «

Y a z a n :

|

İSMAİL HABİB SEVÜK

j

Fakat Vasıftan kurtulmak olur mu? İşi inada bindirdi. Edirne Ma­ arif Müdürü oldum: Meğer Nafi Atufun da ilk ve orta tahsili ora­ daymış. «Mülkiye» yi bitirdikten sonra vilâyet maiyet memuıluğile ilk vazifeye orada başlamış. Maa­ rife de orada intisab etmiş. Artık akan sular durmuştu.

Ertesi yıl 1925 te teftiş için E- dirneye geldi. Aynı zamanda Türk Ocağı Reisiyim. Muallimler onun Şerefine bir çay ziyafeti tertibledi- ler. Samimî hasbıhaller yapıyoruz. Nasıl oldu bilmem, içime doğan bir hisle, «Nafi Atufu yakında galiba müsteşar göreceğiz» dedim. Çok geçmeden öyle oldu. Benim «Türk Teceddüd Edebiyatı Tarihi» nin dörtte üçü basıldığı halde hemen bir yılüanberi tab’ı da durdurul­ muştu. Nafi müsteşar olur olmaz, Devlet matbaası müdlirü rahmetli Zarifi Beyden aldığım şahsî bir telgrafta, kitabın bitirilmesi için Vekâletten emir geldiği müjdele­ niyordu. Sonra Ankaraya gittiğim zaman Vekâletten öğrendim. Müs­ teşar olunca ilk imzaladığı kâğıd benim kitab hakkmdaki o emir ol­ muş. Şimdi ruhuna karşı bir daha minnettarlığımı sunuyorum.

Necatinin Vekilliği zamanı. Hem kendi durmadan çalışır, hem arka­ daşlarını son haddine kadar çalış­ tırır. Adana Maarif Eminliğinden senede bir kaç defa Ankaraya ça­ ğırıldığımız zaman Nafiin işe en er­ ken başlayıp en geç bırakarak ne kadar çetin çalıştığını yakından görürdük. Yorulmaz mıydı, yor­ gunluğunu mu belli etmezdi? Za­ ten az konuşan, sakin, rahat, insa­ na bir liman rahatlığı hissi veren çehresinde, dolgun gözkapaklarma saklanmış munis bakışlarile güler­ ken uzun işinin en sonunda bile en başındaymış gibi görünürdü. Fakat ağır yükünün altında için için nasıl ezildiğini hep biliyorduk. Mebus olduktan sonra: «Zeyrek yokuşunun sonunda yükünü atan bir hamal gibi hafiflemişindir» de­ diğim zaman gülerek «Sahi öyle ol­ du» demişti. Bu sözler 1928 yazın­ da Necatinin seyahati zamanında onunla Kayseride buluştuğumuz vakit söylenmişti.

Fakat o mebusluğu biç bir va­

kit dinlenme vesilesi yapmadı vı yapamazdı. Çalışmak ihtiyacı onuı iliğindeydi. Mebusluğundan ölü­ müne kadar «Maarif Cemiyeti» n de, «Halkevleri başkanlığı» ndr «Parti işleri» nde, âdeti olduğu ü zere, sessiz sadasız, fakat semerci semereli çalışıp durdu. ICayseridı konuşmamızdan 15 yıl sonra 1941 martında mebus olup Ankaraya gittiğim zaman benim yedi vilâyet­ lik Adana mıntakasmdaki beş y ıl­ dan başka Galatasaray lisesindeki on iki yıl süren yorgunluğumu an­ latarak, şaşılacak bir hafıza kuvve- tile kelimesi kelimesine: «Nasıl Zeyrek yokuşunun sonunda yükü­ nü atan hamal gibi hafifledin mi?» dedi. İlâhi Nafi, hayatın kendi en ağır yükken hafiflik olur mu? Asıl- hafiflik; ağır gövdenin ruh olusu. Ruhun aziz olsun.

(2)

Nafi

1924[ baları, vasır Cın&r Maârif Vekili. Orta Tedrisat Umum Mü­ dürlüğü münhal bulunuyor. «Kim i J yapalım, kimi?» deyip durmakta-1 dır. Nafi Atufu «Pedagoji Tari-j hi» nden beğenirim. O sırada Kay- ■ seri lisesi müdürlüğüne gitmek ü- | zereydi. Vasıf a onun ismini hatır­ lattım. «Hay Allah razı olsun» de­ di. Beş, on gün sonra Vasıf bana ille bir vazife yüklemek istiyor. «Gazi» ismile büyük bir mekteb yaptıracakmış, oraya müdür olma­ lıymışım. Şimdiden muvakkat bir yer bulup... Nafiden gözlerimle is- timdad ettim: «Daha o kadar yaşlı değil ki kendini bir binaya kapa­ sın» dedi. Vasıf hak verdi: «Peki İstanbul Maarif Müdürü yapalım.» Bu sefer kendim atıldım: «Yarı Türkiye maarifinin kesifleştiği ora­ nın yükü altında ezilmek iste­ mem.» Vasıf dargın bir çehre ta­ kınarak: «Siz ikiniz ittifak mı et­ tiniz?» diye çıkıştı. Emelim sade­ ce muallim ve muharrir kalmaktı.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(Düstur-ül Ve­ sim...) in Bayezit kütüphanesinde bu­ lunan nüshasında metin dışı bir say - fada başka bir yazı ile yazılmış olan satırlarla bu malûmatın

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Ali Aybar, Avusturya Kültür Ataşesi Prof, mazından sonra Üsküdar Mezarlığı'nda toprağa verildi.. Kassper, Avni Arbaş gibi kültür ve sanat yaşamımızda

Cemaati tarafından “Papa Eftim” olarak sıfatlandırılan Türk Ortodoks Patriği liırgut Erenerol’un cenaze töreni Galata Pahaiya Merkez Türk Ortodoks

FOSAMAX tablets - 福善美 錠 [ 發表藥師 ] :朱仲安 藥師 [ 發布日期 ] :2003/9/15. FOSAMAX(alendronate sodium)為

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir