Ö lü m ü n ü n 80. y ılın d a
- r y b ^ o f ı B
♦
İttihatçıların
Enver Paşa
Enver Paşa’nın ‘Kurmay Yüzbaşı’
rütbesini aldığı 1902’den 4 Ağustos
1922’deki ölümüne kadar geçen
dönem, iniş ve çıkışlarıyla, İttihat ve
Terakki’nin kaderiyle örtüşür.
Or h a n Ko l o ğ l u
E
nver Bey, Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle orduda fiilen hiz mete başladığı 1902’den 23 Temmuz 1908’de II. Meşruti yetin ilanına kadar geçen sü rede, özgürlükler için mücade le veren arkadaşlarıyla birlik te, gizli çalışmalar içindedir. İkincilikle bitirdiği okulundan sonra hemen Balkanlar’a atanması ve sonuna kadar orada kalması nedeniyle, itti hat ve Terakki içinde ön plan daki eylemcilerden biri olur. İçe dönük yapısı bu genç su bayı, teorik çalışmalar yerine, dağlarda eşkıya ve komitacı kovalamaya yöneltti. Bu mü cadele tarzı kendisine de bir tür ‘komitacı’ niteliği kazan dırdı. Bu nedenle de savaş bil gisi, ordular çapındaki strate jilerden çok, çete vuruşmala rıyla sınırlı kaldı.Haziran 1908’de Enver Bey, özgürlükleri geri getir mek amacıyla birliğiyle dağa
çıktı ve örgütü tarafından ‘Osmanlı ittihat ve Terakki Cemiyet Rumeli M üfettişi’ ilan edildi. II. Abdülhamid’in gönderdiği paşaları kaçırarak ya da vurdurarak etkinliğini kabul ettirdi. Anayasa’nın yü rürlüğe konduğunu ilan eden telgrafları Yıldız’a ulaşınca, padişah başka çare kalmadığı nı anladı ve 23 Temmuz 1908’de Meşrutiyet’i ilan etti. HÜRRİYET KAHRAMANI
Anında ‘Hürriyet Kahra manı’ ilan edilen, resimleri ga zete sayfalarım ve kartpostal ları süsleyen Enver Bey, 1913’ün Ocak ayma kadar Cemiyet’in Merkezi Umu- mi’sinin bir üyesi olmaya de vam etmekle birlikte, siyasete fiilen katılmadı.
1909 yılı başında Enver Bey’in Berlin’e askeri ateşe olarak atanması geleceğini et kileyecek ilişkiler içine girme sine neden oldu. ‘Ülkesine hürriyeti getirmiş adam’ ola rak öylesine bir uluslararası üne sahipti ki, Avrupa’da
her-A. Fischer’itı ‘ Enver Paşa’ tablosu (Askeri Miize Resiın Koleksiyonu).
DOSYA
Farklı dönemlerin Enver Bey’i...
Enver Bey, genç bir Osmanlı zabiti olarak, Makedonya dağlarında, Bulgar komitacılarla boğuştuğu günlerde (sağda). II. Meşrutiyetten sonra patlak veren 31 Mart İsyam'nı bastırmak üzere İstanbul'a gelen Hareket Ordusu'nun başındaki Mahmut Şevket Paşa'nın kurmay heyetinde yer alan 'Hürriyet Kahramanı' Enver Bey (ortada). I. Dünya Savaşı'na giden günlerde, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Alman İmparatoru II. VVilhelm ile birlikte (en sağda).
Trablusgarp günleri: Enver Paşa, Mustafa Kemal ile birlikte 1912’de Derne’de Arap savaşçıların geçit törenini izliyor (sağda). Aynı günlerde Enver Paşa, Arap çocuklarıyla ilgilenirken (sağ üstte).
kes onu tanımak istiyordu. Ordu için sipariş edilmiş olan toplar konusunda görüşmeler yapmak üzere I910’da Lond ra’ya gittiğinde gösterilen ilgi yi ve “Türkiye’nin Garibal- di’si” diye yüceltilişini orada ki İtalyan büyükelçisi şöyle di le getirir: “İngiliz Sarayı’nda bile büyük merak konusu ol du, bütün bakanlar ve siyaset çiler, ona takdim edilmek ve onunla konuşabilmek için, kuyruk oluşturmuşlardı.”
Enver Paşa, 31 Mart ola yında olduğu gibi, Cemiyet’in
ihtiyacı olduğu anlarda yar dım için koşarak gelmekten geri kalmadı. Ama onun gele ceğini etkileyecek olu şum, Berlin’de cere yan ediyordu. Al manlar onun ko mitacı ve eylem ci kişiliğiyle ilgi liydiler. Alman lar, koloniyalist girişimlerine destek verecek İslamcı eylem leri için ondan yararlanabile ceklerine inanıyorlardı. En ver’i yanlarına çekebilmek
için, kadın kullanmayı bile de nediler. Oysa Enver’in bu ta rakta bezi yoktu. Üstelik he nüz 12 yaşındaki bir sultanla nişanlanıp ‘Halife Damadı’ sıfatını kazanmış olduğu için daha da ihtiyatlıydı.
Ama sonun da Almanlar or yantalist E. Jaeckh aracılığıyla onu ‘Isla- mın kurtarılması’ projelerine yönlendirmeyi becerdiler. Öy le ki Enver Paşa, en yakın ar kadaşlarına bile açıklamadığı düşüncelerini, Jaeckh ve çev resine mektuplarında yansıttı. 1911-12 Libya Savaşı’nda cephe kumandanlığı ve çöl be devileriyle bir İslam Impara- torluğu’nun kurulabileceği yolundaki görüşleri, onu Al manların en çok önem verdik leri kişi durumuna getirdi. BABIALİ BASKINI
Balkan Savaşı sırasında Trakya’da görev alan Enver Paşa’nın kişiliği, 23 Ocak 5 2 • Popüler TARİH / Ağustos 2002
ği ‘Babıali Baskını’ ile yepyeni bir nitelik kazandı.
Harbiye Nazırı’nı öldür müş, Sadrazam Kamil Paşa’yı tabanca tehdidiyle istifa ettir miş, Mahmut Şevket Paşa’yı sadarete oturtmuşlardı. 22 Temmuz 1913’te cesur bir davranışla Edirne’nin Bulgar- lardan kurtarılmasını sağla ması, Enver’in ününün büsbü tün artmasına neden oldu. İSTENMEYEN MÜTTEFİK
Rütbesi Mirlivalığa (Tuğ general) yükseltilmiş olan En ver, Mahmut Şevket Paşa’nın muhalefet tarafından öldürül mesi üzerine İttihat ve Terak ki içinde sözü en çok geçen ki şi durumuna geldi. Damatlığı nın da etkisiyle, Ocak 1914’te Harbiye Nazırlığı ve Genel kurmay Başkanlığı’na getiril di. Böylece ülkenin, İttihat ve Terakki’nin askeri kanadınca yönetilme sürecinde, tek söz sahibi kişi oldu.
1918’de Dünya Savaşı’nın
birliği politikası, Osmanlı yö netimine egemen oldu.
Ingiliz ve Fransızların da ha Meşrutiyet’in ilanı günle rinden itibaren özgürlük is teklerinin kendi kolonilerine de yansıyabileceği endişesiyle ittihat ve Terakki’yi dışladık ları, yardım etmedikleri, hatta Almanların kucağına ittikleri
lenince, Osmanlı devleti za mansız bir şekilde Birinci Dünya Savaşı’na sokuldu. Ka rarı, Osmanlı Hükümeti için de, ondan başka bilen yoktu; hatta başta sadrazam, bazı bakanlar istifaya bile kalkış mışlardı.
Büyük savaş stratejilerine aşina olmayan Enver,
Osman-1908'de II. Meşrutiyet’ in ilk günleri: Enver Bey’ in Selanik İstasyonu’nda karşılanışı (altta).
DOSYA
Almanların bakışı Alman Genelkurmayı, Enver Paşa aracılığıyla İngilizlerl M ısır'da ve Rusları da Kafkasya'da sıkıştırmayı umuyordu. Bu beklenti doğrultusunda Alman basınında çıkan karikatürlerde Enver Paşa "İslam'ın k ılıcı" diye takdim ediliyordu.Enver Paşa'nın Tacikistan günleri
Sakarya Zaferi üzerine Anadolu'ya geçme ümitlerini yitiren Enver Paşa
(sağ a ltta ), Türkistan'daki 'Basm acılar'
ayaklanmasının başına geçme hayalleri kurmaya başlar. Orada kendisini tahtlar ve saltanatların beklediğini durmadan yineleyen, akıl hocası Hacı Sami'dir. Bir yaverle birlikte üçü yola çıkarlar. Buhara'da rastladıkları Zeki Velidi (Togan), 'ceditciliği' (çağdaşlaşma) reddeden, her alanda tutuculuğu yeğleyen Basmacılarla işe girişmenin felaket getireceğini ısrarla anımsatırsa da Enver Paşa, "Kazanırsak Gazi, kanamazsak şehit olurum" diyerek yoluna devam eder. Kendisine katılan OsmanlI ordusu artığı 5 subay ve 30 kadar erle Türkistan içinde ilerler. Tacikistan'da önce halifenin damadı diye
ululanır ve 'Leşkerbaşı' diye övülürse de Lakaylar tarafından adeta esir edilirler.
Anı defterine, " E s ir gibiyim" diye yazan Enver Paşa, öylesine tutucu bir çevrenin içine düşmüştür ki eşi ve çocuklarının yanında taşıdığı resimlerini bile yakar.
Ruslarla değil, 'Ceditcilerle' çatışmasını istediklerini fark ettiğinden,
"Buradakilerin eğlencesi olduk" notunu ekler ve cümlesini şöyle tamamlar: "B u halkla bir şeyler yapılacağına inanmak gafletine düşenlerin akıbeti budur."
Talât, Enver ve Cemal paşalar Ayastefanos’ta (Yeşilköy).
lı ordularının yöneti mini tamamen Al ınanlara bıraktı. On ların Alman genel stratejisine uygun olarak dü zenlettirdikleri Kafkas ve Ka nal seferleri başarısızlık ve bü yük sayıda can kaybıyla so nuçlandı.
İlan edilen Cihad’la dün yadaki Müslümanların ancak yüzde beşi ilgilendiği gibi, bu amaçla hizmete sokulmuş olan Teşkilat-ı Mahsusa’nın
çabaları da sonuç vermedi. Çanakkale ve Kut-ul Ama- re’deki başarılar ise, savaşın uzamasına (özellikle Rusya’da Bolşevik Ihtilali’nin patlama sıyla) hizmet ederken, Arap
Ihtilali’nin Hicaz’da başlama sına engel olamadı. Enver’in en çok güvendiği İslam daya nışmasının boşluğu anlaşıldı. AVRUPA’YA KAÇIŞ
Ekonomisi tamamen çö ken Osmanlı devleti ‘Nihai Zafer ve Şerefli Sulh’ teranele riyle avunurken, 1918 yılı so nunda büyük çöküş geldi. Fi- listin-Suriye cephesindeki çö küş, müttefiklerinin de teslim olmayı kabul etmesi sonucun da, Osmanlı devletinin Mond ros Ateşkesi ile tam teslimiye tini mühürledi.
Başta Enver, ittihat ve Te- rakki’nin bütün ileri gelenleri Avrupa’ya kaçtılar, savaşları na oradan devam edeceklerini hayal ediyorlardı. Ünlü ‘Paşa- vat’ın Talat ve Cemal’inin da ha ihtiyatlı olmalarına hatta Ankara’daki Milli Mücadele ve Mustafa Kemal’i köstekle- memeye yönelik girişimlerine karşılık, Enver hâlâ eylemin başına kendisinin geçebileceği hayallerini besliyordu. BOLŞEVİKLERLE TEMAS
1920’de Bolşeviklerle te masa geçip Moskova’ya gitti. Baku Kongresi’ne katılıp
ile birlikte (en solda). Mahmut Şevket Paşa’nın kumandasındaki Hareket Ordusu'nun kurmay heyeti (solda): Mahmud Şevket Paşa (1), Hüseyin Hüsnü Paşa (2), Enver Bey (3), Niyazi Bey (4), Ali Rıza Paşa (5).
emperyalist konuşma bile yaptı. Ancak ona güvenilme diği de açıkça görülüyordu. 1921’de Berlin’de ‘îslami Ce miyetleri İttihadi Kongresi’ni topladı. Arkasından Batum’da ‘II. İslam Konferansının top lanmasına katkıda bulundu. İslam dünyasındaki bölün müşlüğü ve Cihad mantığının
işlemediğini hâlâ anlamak is temiyordu. Sakarya Savaşı sı rasında Batum’a gelip olası bir yenilgi durumunda Anka ra’ya geçmeyi bile planladı. Ancak hem Ankara’nın zaferi hem de Bolşeviklerin Mustafa Kemal’le anlaşmayı yeğleme leri üzerine, artık hiçbir yer den destek göre
meyeceğini fark etti ve Orta Asya’yı Bolşeviklere ve Ingi- lizlere karşı ayaklandırmak hayaliyle Türkistan’a geçti. Beklediği desteği orada da bu lamadı ve vuruşurken öldü...
Enver Paşa, Türk toplu- muna II. Abdülhamid’in ödüncülüğü ve aşırı ihtiyatlılı- ğı yerine; başkaldırıcı, eylemci olmayı, ufuklarını genişletme yi, örgütlü ve bilinçli davranı- lırsa en güçlülere bile direnile- ceği güvenini aşılamıştır.
Enver Paşa’nın gençleştir diği ordu kadroları ve kurdu ğu Teşkilat-ı M ahsusa’nın
elemanları, Kurtuluş Sava- şı’nın başarısına büyük öl- ^ çüde katkıda bulundular. Ancak nerede durulacağını bilmemesi, şahsının ve toplu mun yeteneklerinin üstündeki hedeflere yönelmesi kadar, dünyanın o dönemdeki koşu larını dikkate almaması ve ni hayet asıl amaçlarını tam bi lemediği bir yabancı güce aşı rı güvenmesi, Enver Paşa’nın hayallerinin gerçekleşmesine
izin vermedi. ■
Enver Paşa nasıl şehit oldu?
Enver Paşa 1921 Temmuz'unda, Bolşeviklerin İngilizlerle çatışmaktan vazgeçtiklerini, tek destek beklediği Afganistan'ın da İngiliz yönetimiyle anlaştığını öğrenir. Ya Bolşeviklere ya da İngilizlere teslim olmaktan başka seçeneği kalmamıştır. 4 Ağustos 1922'de Afgan hududuna yakın Abıderya köyünde Kurban Bayramı kutlamaları yaparlarken çevreden silah sesleri gelir. Baskına uğradıklarını düşünürler. Yanındaki küçük
kuvvetle Enver Paşa'nın savunmaya yönelik önlem alması gerekirken, birden atına atladığı görülür. Aralarında 5 Anadolulu askerin de bulunduğu 25 kadar atlı da onun peşinden harekete geçer. Vadiden, Çegan Tepesi'ndeki makineli tüfekli askerlere kılıçla saldırmanın, gönüllü olarak şehit edilmeyi arzulamak anlamı taşıdığı inkar edilemez. Nitekim vücuduna rastlayan 7 kurşunla Enver Paşa ruhunu teslim eder.
Popüler TARİH / Ağustos 2002» 5 5