• Sonuç bulunamadı

Tükenmeyen Fikret Mualla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tükenmeyen Fikret Mualla"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

c

itesim

Ahmet Koksal

uyandırmaktadır.

Tükenmeyen Fikret Mualla

ON yıllarda açık artırmalarla, sergilerle ilgi çe­ ken ressamlarımız arasında Fikret Mualla'nın ____ adı sık sık gündeme gelmektedir. 2 Ekim'de Por­ takal Sanat ve Kültür Evi'nde yapılan bir 'gece müza­ yedesinde Fikret Mualla'nın 1940-1958 yıllarında Fransa’da yaptığı -M.Pauc koleksiyonundan gelen- 61 tablosu satışa çıkarılmıştı. Bunlar arasında “Bar” adlı tablo 74 milyon, “Sokak” tablosu 60 milyon, "Sokakta” İse 57 milyon liraya satılmıştı. Bugünlerde Beyoğlu Ga­ ranti galerisinde özel koleksiyonlardan derlenmiş ret- rospektit nitelikli bir toplamın yanı sıra Bebek Kile galerisinde Jacquelline Oulllere koleksiyonundan çıkmış elliye yakın tablo sergilenmekte Bir süredir sanatçının resim piyasasında yapıtlarının giderek çoğalması, bun­ lar çevresinde spekülasyonlara elverişli bir ortam yarat­ makta, bunların gerçekliği üzerinde yaygın kuşkular Geçen hafta Yıldız Üniversitesi öğretim üyesi res­ sam ve resim eksperi Faruk Clmok, son üç dört yılda Türkiye'ye yüzlerce Fikret Mualla imzalı resim sokuldu­ ğunu bildirmiş; "Biz Fikret Mualla imzalı tablolara kesin­ likle eksperlik yapmıyoruz. Bu tablolara orijinal demek büyük yanılgılara yol açabilir" diyerek kuşkusunu açıkla­ mıştı (*). Bugünlerde yayın ortamına katılan “Türkiye’de Sanat” dergisi de ilk sayısında "Fikret Mualla'larınızı Ekspertiz Ettirdiniz mi?" başlığıyla olayı bir soruşturma konusu yapmaktadır. Eleştirmen Sezer Tanauğ soruştur­ mayı şöyle yanıtlıyor:

"Kanımca Fikret Mualla üzerinde sahte ihtimalinin çok yüksek olduğu spekülasyonlarını kulak ardı etmek mümkün değildir. Ve bu konuda araştırmalar yoğunlaştı­ rılırsa bunların sorumlu kişilere ulaşabileceği de İhtimal dahilindedir."

İş adamı ve koleksiyoncu Can Has ise bu konuda araştırmanın gerektiğini ileri sürüyor;

"Bence Fikret Mualla ekspertizi yapılacak en zor ressamlardan birisi. Çünkü uzun süre Paris'te Mme. Angles'in himayesinde resimler yaptığı ve bu resimlerin çoğunun ondan alındığı söyleniyor. Fakat hiç kimse ger­ çek anlamda Mme. Angles'e gidip Fikret Mualla’nın bu kadar çok resim yapıp yapmadığını ve bunları genellikle ne yaptığını araştırmıyor. Bu araştırma Fransa'da geniş bir biçimde yapılması lazım. Ortaya çıkacak sonuç hem galericiler açısından, hem de koleksiyonerler açısından iyi sonuç verir kanısındayım."

Toulouse-Lautrec, Modigilani, Soutlne, Pascin gibi bohem sanatçılar soyunun bir uzantısı sayılan Fikret Mu­ alla 1957,1960,1964,1970 yıllarında Paris'te düzenlenen sergileriyle Batılı sanat çevrelerinin ilgisini çekmişti, ölümünden on yıl sonra 1977’de Paris'te yapılan ilk açık artırmaya çıkarılan 130 tablo, kısa süre sonra yapılan ikinci "müzayede" de resimlerinin tümü satılmış. Sulu­ boya, guaş, renkli kalem, mürekkep gibi hafif gereçleri çabuk, hızlı ve grafizme yatkın bir ustalıkla kullanan Fik­ ret Mualla kendine özgü renk ve leke düzeniyle Paris'in günlük yaşamını, sokakları, kahveleri, bistroları, rıhtım­ ları. sirkleri özel yaşamında pek rastlanmayan bir denge ve görsel bütünlükle yansıtmıştı.

Türkiye’de Sanat dergisinin soruşturmasına eleş­ tirmen, galerici, müzayede kurumu yöneticileri ve kolek­ siyoncuların verdiği yanıtlar Fikret Mualla'nın resimleriy­ le ilgili söylentilerin pek yabana atılamayacağı gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bu resimlere ilişkin sorunlar ekspertiz ve çıkış yeri kaynaklı araştırmaların zorunluluğunu vur­ guluyor. Sanatçının desen ve guaş tekniğine yatkın resimlerinin taklide elverişli oluşu, yapıtlarının dökümü­ nün belgelenmemiş bulunuşu resim piyasası açısından olduğu kadar izleyiciler, araştırmacılar için de sağlıklı, güvenilir bir ekspertiz çözümünü zorunlu kılmaktadır.

O Milliyet, 2 Ekim 1991

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belieği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

Derken konuşmaya başlıyor Manço: «İki yıllık aradan sonra geldik.» dİ yor.. Çalışsın, ürünlerini sersin ve

muhtaç olmaksızın yeni ya da güzellikle­ ri daha önce dikkati çekmemiş eski yapıt­ ları keşfetmeyi istemeyen okur -sanat çev­ resinde kişilik sahibi olmadığı için-

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk şiirini kurtararak Nurul­ lah Ataç'ın özlemini yerine getirdiği gibi, Türk dilini de verdiği sayısız ürünlerle kurtara­ bilmiştir..