• Sonuç bulunamadı

Amerika'nın en büyük tiyatro muharriri:Eugene O'Neill öldü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amerika'nın en büyük tiyatro muharriri:Eugene O'Neill öldü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E S I ? Hayeıt ve Kitâp!

lar

¡¡¡S

A m erika'nın en llüyük tiyatro muharriri

Eugene O'Neill öldü

Piyeslerinden bi ri Kara Ağaç­ lar Altında Arzu ismiyle ve kim- bilir ne güzel bir ifade ile Paule

de Beaumont ve Jean

Y azan :

V.

İzzet Melih Devrim

Anouilh tarafından fransızcaya çevrilerek Pariste oynatılmakta iken, müel­ lifi geçen hafta Boston’da vefat etti. (Altmış beş yaşında imiş.) Bu ölüm O’NeiIl için bir kur­ tuluş olmuştur, denebilir; çünkü zavallı edip, on senedenberi a- caip ve feci bir illete tutulmuş ya­ şıyor, daha doğrusu yaşamıyor gibiydi: Elleri titriyor, hiç bir- şey yazamıyor, hattâ başkasına söyliyerek yazdıramıyordu!

Hekimler buna, «Parkinson has talığı» diyorlar, fakat malıiyetiııi lâyikiyle anlatamıyorlarmış...

O’NeiU’in kendisi, acı bir te­ bessümle: «İrsiyet, diyormuş; an­ nemin de elleri durmadan tit­ rerdi... Fakat itiraf etmeliyim ki, ben de bu irsiyete hayli yar dım ettim: O kadar fazla içtim kil*

Filhakika, çocukluğıındanbcri serkeşliğe, isyan ve mübalâğaya meyyal olan O’Neill, gençliğinde vahşî ormanlarda meçhul keşif­ ler peşinde koşarken, yola çı­ kan bir gemiye atlayıp amelelik ederken ve 1911 de Ncw-Yorka dönünce Jimmy’nin meyhanesin­ den ayrılmazken öyle sefil ve sefih bir ömür sürmüş ki, yirmi dört yaşında

Nobel mükâfatına nail oldu. O’NeiIl’in edebî tarzı ve be­ şerî şahsiyeti şu çizgilerle tasvir olunabilir:

Hususi görüşler ve teknik bu- luşlaı; cür’etli mevzular; çelik gibi sert ve parlak lisan; şiirle karışık bir facia havası...

Feise*esine gelince: Tabiatın sonsuz esrarı ve ezici azameti karşısında insanın aczi, hiçliği ve bitmez tükenmez mücadele­ si... O’Neill, daima hılkatftı or­ tasında nâçiz ve âciz kalan fer­ di düşünür; eskimiş, b„sma ka­ lıp düşünceleri ve bayağı hisle­ ri kötüler; akıl ve mantığın fay dasına da pek inanmaz... Velhasıl O’Ncill’in felsefesi, ne pek veni, ne de pek derindir, amma öy­ le görünür, zira muharririn «tip» yaratmak ve facia plânı kurmak mahareti harikuladedir, ve tabii bu, tiyatroda, fikir ve felsefeden ziyade mühimdir, te­ sirlidir.

teverrüm ederek uzun müddet bir sanatoryonıda kalmıya mecbur kalmış.

İşte böyle işsiz güçsüz, has­ ta yatarken, O’Neill’in hüviye­ tinde bir inkılâp, zekâ ve isti­ dadında bir nevi mucize belıri- yoı ve altı ay Zarfında birer perdelik on bir piyes yazıyor!

On dokuzuncu asrın başına kadar Amerikada temaşa pek geri kalmıştı; (puritain) din ta­ assubu ve pek dar namus ve ahlâk mefhumundan dolayı ... Son ra tiyatrolar alelâde licaret ev- leri gibi idare olundu ve san’at ile alâkası kalmadı. Nihayet 1915 de bir takım genç muhar rir. ve

uzak tutulan bir kumpanya leş kilinde muvaffak olmuşlar, kıy­ metli eserler vermeğe başla­ mışlar ve O’Sleill, Cardiff’e ha­ reket adlı bir perdelik piyesini orada sahneye koymuş.

Sonra büyük piyesleri birbirini takip etti, Broadway’de çok rağ­ bet gördü, şöhreti durmadan yük seldi, 1920 ile 1928 arasında üç Pulitzer mükâfatına ve 1936 da

Ben. maalesef. Eugene O’Ncil- l’in hiçbir eserini seyretmedim. Yalnız Amerikanın en büyük ti­ yatro muharriri sayılan bu üstad hakkında yazılan bazı maka­ leleri ve aynı zamanda Anna Ch- ristie, İmparator Jones, Kıllı Maymun adlı üç piyesini oku­ dum... Dehanın kuvvetli ve hâ­ kim sesini duydum.

Diğer taraftan, müellifin gazete ve mecmualarda çıkan resimle­ rine dikkatle baktım, yüzünde ve gözlerinde öyle müthiş bir felâket karanlığı gördüm ki, şöhret ve servete rağmen ne bedbaht adam!» diye acıdım.

Yıllarca süren maluliyeti yet­ miyormuş gibi, baba olarak da mes’ut olmamış: Tek çocuğu, Oona isminde sevimli kızı bir gün gelip: «Baba, ben Charlie Chaplin’i seviyorum, onunla ev­ leneceğim»

. . . . .. demiş; O’Neill, hay-e bir takım ghay-enç muhar- „ tU, • • . . .

aktörler, kâr ihtirasından I H I I I I t I I I I I I I I I I I M l I l t I I H I I | f | | | | | , | ‘ ,1 1 1 li, , | | | | | , | | | | | | | | | | | misin? Chaplin benim yaşımda bir adamdır!» di ye haykırmış, kız _________ mış ve Oona'yı bir daha gör­ mek istememiş... O zamandan- beri doğurduğu beş çocuğa rağ­ men!

Makalemin başında ismi ge­ çen Kara Ağaçlar Altmda Arzu yirmi beş sene evvel yazılmış bir dramdır ve onu O’NeiIl'in şaheseri addeden miinekkidler çol tur; Comédie des Champs - Ely- sces’de Françoise Christophe ve François Perrot gibi güzide ar­ tistler oynuyorlar ve çok rağ­ bet görüyorlar.

«Puritanizm» taassubu ile şeh­ vetin, varlık hırsı ile gönül has­ retinin çarpıştığı piyes — mev­ zu itibariyle — şöyle hulâsa olu­ nabilir: Çiftçi Ephraim’in ilk i- ki izdivacından üç oğlu dünya­ ya gelmiş; ikisi ayrılıp gitmiş ve yanında yalnız Eben kalmış. Dinç ihtiyar, yalnızlıktan bıka­ rak genç ve şuh Ahbie ile evle­ niyor. Ahbie. şeytani bir hesap­ la izdivaca razı olmuştur: Bir oğlu olmak ve sonra bu çocuk vasıtasiyle çiftliği ele geçirmek...

Gayesine varmak için üvey oğ­ lu Eben’i baştan çıkarıyor ve ondan bir erkek çocuk doğuru­ yor. Fakat şehvetli mahlûk, ken­ di tuzağına düşüyor; Eben’e o kadar delice âşık oluyor ki. mü­ nasebetleri haber alınınca, ma­ şukuna hislerinin samimiyetini isbat etmek için yavrusunu bo­ ğuyor!

Arada, ihtiyar koca, genç de­ likanlı ve ateşin Abbie arasında şiddetli, dramatik çarpışmalar o- luyor. Nihayet, Abbie tevkif edi­ leceği zaman, garip, beklenmi- yen bir sükûnet vak’ayı neti­ celendiriyor: Eben genç kadının sevgisinden artık, şüphe etmiyor ve kendisini cürüm şeriki mev­ kiine sokuyor. İki sevdalı ebedi­ yen birleşmiş olarak, ulvî biı bahtiyarlığa doğru yürür gibi ölüme gideceklerdir...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ra s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

İşte bizim Büyük Patlama’nın çınlaması diye bahsettiğimiz, kozmik mikrodalga arkaplan ışıması 13,4 milyar yıl öncesinden günü- müze kadar evrenin içinde akseden bir

Suyun canlılığın temel öğelerinden biri olarak kabul edildiği düşünülürse, belki de Eu- ropa gibi buzullarının altında büyük okyanus- lar olan uydularda

Bugün türkleri İslam ailei ictimaiyesi arasında yüksek bir hazzı vicdan ve samîmi bir hissi itminan ile alnı açık yürüyebilmeğe saik olan sebeblerden biri

[r]

Daha önce sağlıklı olan, mide kanaması sonrası birinci derece akrabasından bir ünite kan transfüzyonu yapılan 56 yaşındaki erkek hasta, transfüzyondan iki hafta sonra

Haluk Eraksoy, ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Çapa, ‹stanbul, Türkiye Tel./Phone: +90

Sonuç olarak, brusellozun endemik olarak görüldü¤ü ülke- mizde kardiyak semptomlarla baflvuran ve perikardiyal efüzyon tespit edilen olgularda etyolojide bruselloz da