2
AHMET RIZA Beym
HAT1PAI APL
1 9
—Talât Paşa
Talât Paşa ben Pariste iken Selânikten bizimle muhabere e- dermiş. Kendisile İstanbula av dette tanıştık ve pek iy i görüş tük. Zeki, komite işlerine vâkıf bir arkadaştı. Kom iteye dahil bulunan azanın kâffesinin ahvali hususiyesine âşinâ olduğundan onların üzerinde büyük bir nü fuzu vardı.
Meclisi Mebusanm küşadmda Reisi sani intihab edildi. Ben Reis olduktan bir müddet sonra merkezi umumî riyasetinden, hattâ cemiyetten bile çekilmiş tim. O tarihten itibaren nihaye tine kadar merkeze, cemiyete Talât Paşa riyaset etti.
Dahiliye Nazırlığını kendisi istedi ve aldı, bir kaç mebusla beraber Avrupaya bir seyahat yaptı. Çok istifade etti, gördü ğünü, işittiğini çabuk kavrardı.
Dört seneye yakın bir zaman Talât Paşa ile kardeş gibi yaşa dık. Bana fevkalâde hürmet ve muhabbeti vardı. Padişah ve Sadrazam nezdinde yaptırmak istediği işleri hep benim vası tamla yaptırırdı. Ben de her yerde, her cemiyette, alayda onu ileri sürerdim.
Ayana tayinim ve itirazata başladığım tarihten sonra ara mıza soğukluk girdi. Bir iki defa
hususî görüştüm. Yapılan işle rin doğru olmadığını anlattım Ku lak asmadı. Ben de Ayanda şiddetle hücum ettim. Bir gün verdiği cevabda: «Ahm ed Rıza Bey gibi büyük bir vatanperve rin böyle hasis işlerle uğraştığı na teessüf ederim.» demişti.
Avrupaya firarından bir gün evv el benimle görüşmüş, cemi yetin riyasetine geçmemi teklif etmişti. Bilmem kaç bin lira pa rası da vardı, onu istimal eder siniz demişti. Ben size cemiyeti pâk ve nezih bir halde bırakmış tım, siz bana nasıl berbad biı halde iade ediyorsunuz, böyle bir cemiyeti ben şimdi ne yapaca ğım, kabul edemem, dedim.
Nihayet son defa Romada gö rüştük. Romaya Hariciye Nazırı Kont Sforza’nın muavenetile ha- fiyyen gelmişti. Benimle iki de fa hususî olarak görüştü. Bana firarından, Berlinde yaptığı şey lerden ve nasıl çalıştığından bah setti, pek memnun oldum. Hattâ muharebe zamanları yaptığı fe nalıktan hasıl olan burudetim za il oldu. Nihayet Berlinde bir Er meni kurşunile telef oldu.
Merhum fevkalâde bir komi teci, bir çete reisi idi. Dahiliye Nazırı ve Sadrazam olmamalı idi. Vatana daha iyi iş görürdü
(Talât Paşa, Ittihad ve Terak ki Cemiyetinin ileri gelenlerin- dendir. İdealist, merd ve vatan sever bir zattı.
İkinci Meşrutiyetin ilânında Meclisi Mebusana Edirne mebu su olarak girdi ve Meclisin ikinci Reisliğine seçildi. 1909 temmu zunda istifaya mecbur edilen Fe- rid Paşanın yerine Hüseyin H il mi Paşa hükümetine Dâhiliye Nazırı olarak girdi.
B ir müddet Posta ve Telgraf Nazırlığında bulunan Talât Paşa hükümet dışında kaldığı zaman lar İttihad ve Terakki Cemiyeti nin Reisliği vazifesini gördü Mahmud Şevket Paşanın öldü rülmesi üzerine 1913 mayısında kurulan Said Halim Paşa kabi, nesinde tekrar Dahiliye Nazırlı ğını kabul etti. Umumî Harbe girilmesine aleyhtar olduğundan istifa eden Cavid Beyin yerine de bir müddet M aliye Nazırlığı vekâletinde bulundu.
Said Halim Paşanın istifası ü- zerine vezir rütbesile 1916 sene sinde Sadrazamlığa getirild i Sadaretle beraber Dahiliye Na zırlığını da üzerine aldı.
V. Mehmed Reşadm ölümü ve VI. Mehmed Vahideddinin cülû- su üzerine yeni hükümetin ku rulmasına da Talât Paşa memur edildi. Bu defaki sedaretinde de aynı zamanda Dahiliye N azırlı ğını deruhde etti.
Umumî harbin kaybedilmesi üzerine, kasım 1918 de istifasını vererek yerini, itilâf devletlerile mütarekeyi akdedecek olan Mü şir Ahmed izzet Paşa hükümeti ne bıraktı.
Memleket dışına çıkan Talât
Paşa Berlinde 15 mart 1921 de Tayliryan isimli bir Ermeninin kurşunile vefat etti. Devlet işle rinden bunalan Mehmed Vahi- deddin, Talât Paşanın işten uzak laşmasma teessüf eder görünü yor ve İttihad ve Terakki Cemi yetinin son Sadrazamı hakkın- daki kanaatlerini şu şekilde açı ğa vuruyordu:
(Bu memleketi idare için me ğer iki adam lâzımmış, biri Sul tan Hamid, diğeri Talât Paşa. Ama ben onlar gibi idare ede mem. Talât Paşa bizim halkımı zı iyi anlamıştı. O hakikaten müstesna bir şahsiyetti.)
(Eğer Talât Paşa o muhitte kirlenmemiş olsaydı, biz onunla bu memleketi kurtarabilirdik.)
Ahmed Saib Bey Ahmed Saib Beyi ilânı Meşru tiyetten tahminen beş sene e v vel Parise geldiği zaman tanı dım. ittihad ve Terakki Cemiye ti o zaman Mısırda bastırmağa mecbur olduğu Şûrayi Ümmet’in tabı ve tevziine bakmak va zife sini mumaileyhe tevdi eyledi.
Ahmed Saib Bey bu hizmeti bir müddet ifa etti. Lâkin bilâ- hara oradaki refiklerde bozuştu ve cemiyetten verilen talimatı dinlememeğe başladı. Nihayet kendisile kat’î münasebet edildi, Fimabaid Cemiyet işlerine ka rıştırılmadı.
(Ahm ed Saib Bey Mehmed A li Fazıl Paşa, Ahmed Rıza Bey, doktor Nazım Bey ve Sami Pa şa zade Sezai Beyle beraber ça lışmıştır.
Mısırda Şûrayi Ümmet’in çı karılmasındaki hizmetlerinden başka, Sultan Aziz, Sultan Mu- rad, Şark Meselesi gibi tarihî eserler de neşretmiştir. Ahmed Saib Bey 1901 tarihinde Mısırdan Parise, Ahmed Rıza Beye gön derdiği bir mektubda şunları yazmaktadır: (... Şu son günlerde oradan buradan aldığım ihbarat bendenizi pek ziyade endişeye düşürüyor. Çünkü diyorlar ki zatınızın bendenize olan muhab beti iyice değişmiş ve bundan dolayı eskiden mevcud olan te veccühünüz haylıdan haylıya es kimiştir.
Kaviyyen zannederim ki bu havadis yalandır. Bendeniz dai ma emrinizde mutiim, bu cihet zatınıza malumdur. Verdiğiniz emirleri harfiyen icraya gayret ettim. Zatınıza olan irtibat ve ubudiyeti herkes bildi. Resmî ve gayriresmî ilân ettim. Mesleki ahrarda zatınızdan başka kimse yi tanımadığımı ve tanımıyaca- ğımı bin kere söyledim.
... Bu zamandaki hareketimiz den maksad perişan bulunan ah- rarı maiyeti âlilerinde toplamak ve bu vasıta ile kuvvet peyda et mekten ibarettir....)
(Arkası var)
f U ■ IVI UV. .JW ..H ».»..İV
Taha Toros Arşivi