• Sonuç bulunamadı

Halk eğitim merkezleri nakış kurslarına ve tercih nedenlerine ilişkin kursiyer görüşleri (Ankara ili örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk eğitim merkezleri nakış kurslarına ve tercih nedenlerine ilişkin kursiyer görüşleri (Ankara ili örneği)"

Copied!
94
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

EDA TEZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EL SANATLARI ANA BİLİM DALI NAKIŞ EĞİTİMİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren….(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı: Eda Soyadı: TEZ Bölümü: Nakış Eğitimi İmza: Teslim tarihi: TEZİN

Türkçe Adı: Halk Eğitim Merkezleri Nakış Kurslarına ve Tercih Nedenlerine İlişkin Kursiyer Görüşleri (Ankara İli Örneği)

İngilizce Adı: Opinions of the Trainees Towards Public Education Centre Embroidery Courses and their Reason to Choose Them (Ankara City Sample)

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Eda TEZ İmza : ………..

(5)

Eda TEZ tarafından hazırlanan “Halk Eğitim Merkezleri Nakış Kurslarına ve Tercih Nedenlerine İlişkin Kursiyer Görüşleri (Ankara İli Örneği)” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Nakış Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Yrd. Doç. Nursel BAYKASOĞLU

El Sanatları Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………. İkinci Danışman: Güzin SUBAŞI

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ……….. Başkan: Yrd. Doç. Dr. Gülgün ALPAN

Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ……… Üye: Prof. Dr. Feriha AKPINARLI

Tekstil Tasarım Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ……… Üye: Yrd. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI

El Sanatları Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarihi: 16/01/2015

Bu tezin Nakış Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Unvan Ad Soyadı

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(6)

iv

Hayatımın her döneminde beni destekleyen aileme sevgilerimle.

(7)

TEŞEKKÜR

Araştırmada bilgi, ilgi ve destek yönünden her zaman yanımda olan saygıdeğer danışman hocalarım sayın Yrd. Doç. Dr. Nursel BAYKASOĞLU ve Prof. Dr. Güzin SUBAŞI’ na, örneklem seçiminde yardımlarını esirgemeyen İstatistik Dünyası’nın kurucusu ve şirket müdürü sayın Ahmet GÜL’e, manevi desteğini esirgemeyen canım ailem ve arkadaşlarım N. Sümeyra KALAYCI ve İkbal PEHLİVANLI’ ya teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca anketleri uygulamamda yardımcı olan halk eğitim müdürlerine, müdür yardımcılarına, meslektaşlarıma ve ankete katılan kursiyerlere teşekkür ederim.

(8)

vi

HALK EĞİTİM MERKEZLERİ NAKIŞ KURSLARINA ve TERCİH

NEDENLERİNE İLİŞKİN KURSİYER GÖRÜŞLERİ

(ANKARA İLİ ÖRNEĞİ)

Yüksek Lisans Tezi

Eda TEZ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kasım, 2014

ÖZ

Bu çalışmanın amacı, Ankara ili Merkez ilçelerdeki halk eğitimi merkezlerinde açılan nakış kurslarının seçiminde en çok tercih edilen programlara katılma nedenlerin ve programlara ilişkin görüşlerin değerlendirilmesidir. Araştırma betimsel bir çalışma olup örneklemini, 2012-2013 eğitim öğretim yılı Ankara ili merkez ilçelerde açılan nakış kurslarına katılan bireylerden, basit rastgele yöntemiyle seçilmiş 367 kişi oluşturmaktadır. Katılımcılara 23 soruluk anket formu uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler

istatistiksel yöntemler (SPSS) kullanılarak analiz edilmiş, sonuçlar için yüzde ve frekans tabloları oluşturulmuştur. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; kursiyerlerin çoğunluğunu, evli ve çocuk sahibi, ortaöğretim mezunu, maddi durumu düşük bayanlar oluşturmaktadır. Kursiyerler en çok iğne oyası programını tercih etmekte ve boş zamanlarını değerlendirmek için kurslara katılmaktadırlar. Ayrıca kurs gün ve saatleri kursiyerlerin istekleriyle tutarlı olup yaz kurslarının da açılması talebinde bulunulmuştur.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Halk Eğitim, Nakış, Kurs Sayfa Adedi : 79

Danışman : Yrd. Doç. Dr. Nursel BAYKASOĞLU İkinci Danışman : Prof. Dr. Güzin SUBAŞI

(9)

OPİNİONS of THE TRAİNEES TOWARDS PUBLİC EDUCATİON

CENTRE EMBROİDERY COURSES and THEİR REASON TO

CHOOSE THEM (ANKARA CİTY SAMPLE)

M.S Thesis

Eda TEZ

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

November, 2014

ABSTRACT

The aim of this study is an assessment for adults’ reasons, who have attended courses, to join the mostly preferred programme and their ideas about the programme at the choice for embroidery courses which are opened in public education centres within the central districts of Ankara City. Being descriptive work, this research's sample consists of 367 persons , selected by easy-random method among adults who have attended embroidery courses, opened at the central districts of Ankara City in 2012-2013 school year. A questionnaire ,which consists of 23 question, is applied to participants. The data which is attained from researches is analyzed by using statictical methods (SPSS), percentace and frequency statements are constituted for results. According to the results of these studies; most of the adults are married with children, graduated from secondary school, with low-income women. Adults mostly prefer point lace course and they attend to courses to fill in free time. In addition to that, course day and time is adapted to adults' desires and they want to be opened summer courses.

Science Code :

Key Words : Publıc Educatıon, Embroidery, Course Page Number : 79

Supervisor : Yrd. Doç. Dr. Nursel BAYKASOĞLU Co-supervisor : Prof. Dr. Güzin SUBAŞI

(10)

viii

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU………...……….i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI………...……ii

JÜRİ ONAY SAYFASI………..iii TEŞEKKÜRLER………...….iv ÖZ………..…v ABSTRACT……….vi İÇİNDEKİLER………vi TABLOLAR LİSTESİ………...xii

SİMGELER ve KISALTMALAR LİSTESİ………..….xiii

BÖLÜM 1

………...………1 GİRİŞ……….1 Problem Durumu……...1 Araştırmanın Amacı...4 Araştırmanın Önemi ...4 Araştırmanın Sınırlılıkları...5 Varsayımlar...5 Tanımlar ...5

BÖLÜM II………

7

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...7

(11)

Örgün Eğitim. ………..……….…….……….…………...10

Yaygın Eğitim ……...………..……….………...10

Yaygın Eğitimin Kapsam, Amaç ve Görevleri………...11

Türk Milli Eğitim Sisteminde Yaygın Eğitimin Yeri...12

Yaygın Eğitimin Özellikleri ve Hedef Kitlesi…………...15

Yaygın Eğitim Veren Kurum ve Kuruluşlar………17

Halk Eğitimi……….………...18

Halk Eğitimin Tanımı………...……….19

Halk eğitimin Önemi………..……..………..19

Halk Eğitimini Gerektiren Nedenler………20

Halk Eğitimi Merkezlerinin Tarihçesi………..………21

Halk Eğitim Merkezlerinin Amaçları………24

Halk Eğitimin İlkeleri………25

Halk Eğitimi Merkezlerinin Görevleri………..…………..……….27

Halk Eğitimi Merkezlerinin Kapsamı………..…...28

Halk Eğitimi Merkezleri Yönetmeliği ………...28

Halk Eğitim Merkezlerinde Eğitim Öğretim Etkinlikleri………….………….30

Kurslar………..30

Kurs Personeli……….………….30

Kurs Açma Şartları………...…………...32

Kursların Düzenlendiği Yerler………..…………..33

Nakış Sanatı………...33

Nakış Kursları………...…..35

(12)

x

Bireylerin Eğitim İhtiyaçlarının Saptanması………...38

İlgili Araştırmalar………..………….40

BÖLÜM III……….

42 YÖNTEM………...……….42 Araştırmanın Modeli………...42 Evren ve Örneklem……….…....42 Verilerin Toplanması………...…….….44 Verilerin Çözümlenmesi………....………...45

BÖLÜM IV

………..46

ARAŞTIRMA BULGULARI ve YORUMLAR……….………...46

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Demografik Özellikleri………..46

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Kurslara Katılım Amaçları, En Çok Tercih Edilen Kurs Programları ve Programa İlişkin Görüşleri………....49

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Kurslara Katılım Amaçlarına İlişkin Bulgular…...………49

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Kursları Tercih Etme Durumları……...51

Ankara İli Merkez İlçelerde Açılan Nakış Kursları ve En Çok Tercih Edilen Kurs Programları……….………..52

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Programa İlişkin Beklenti ve Görüşleri……...55 Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde

(13)

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde

Yetişkinlerin Katıldıkları Nakış Kursunun Haftalık Dağılımı………..56

Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış Kursuna Katılan Bireylerin Nakış Kurs Programı Hakkındaki Görüşleri...57

BÖLÜM V

………63 SONUÇ ve ÖNERİLER………..………...63 Sonuç………63 Öneriler………....66 KAYNAKÇA………..67 EKLER………..………..72 EK 1. ANKET SORULARI………..……….72 EK 2. ÖZGEÇMİŞ……….78

(14)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. İlçelere Göre Örneklem Dağılımı………..43 Tablo 2. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış

Kursuna Katılan Bireylerin Demografik Durumlarının Dağılımı………...47 Tablo 3. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış

Kursuna Katılan Bireylerin Kurslara Katılım Amaçları………...…….….50 Tablo 4. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış

Kursuna Katılan Bireylerin Kursları Tercih Etme Durumları……….52 Tablo 5. Ankara ili Halk Eğitim Merkezinde Açılan Nakış Kursları, Yıl İçinde

Kurslara Katılan Kursiyer sayıları ve Mayıs Ayı İtibari İle Kurslara Katılan Kursiyer sayılarının Dağılımı……….……...53 Tablo 6. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan

Kursların Özelliklerine İlişkin Mevcut Durum ile İstenilen Durumları………….56 Tablo 7. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan

Kursların Özelliklerine İlişkin Mevcut Durum ile İstenilen Durumların

Dağılımı………...57 Tablo 8. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış

(15)

SİMGELER ve KISALTMALAR

(16)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın; problemi, amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ve tanımlar yer almaktadır.

Problem Durumu

Dünyanın bilişim çağına girmesiyle birlikte toplumu oluşturan bireyler çağın gereksinmeleriyle paralel olarak sürekli değişmekte ve yenilenmektedir. Bireyler çağın gereksinimlerine ayak uydurabilmek için yoğun çabalar sarf etmekte, sürekli yenilenen bilgileri takip edebilmek için bir çok eğitim almaları gerekmektedir. Yeni bilgiler elde edilmesi, eskilerin geliştirilmesi ancak eğitimle mümkün olacaktır (Serençelik, 2005). Eğitim kavramlarının farklı şekilde anlaşıldığı ve yorumlandığı bilinmektedir. Ancak çağdaş eğitim anlayışında bu işin bir kültürleme – kültürlenme süreci olduğu, planlı ve maksatlı olarak yapıldığı, bir davranış değişimi ile sonuçlandığı ve psiko – sosyal niteliğe de sahip olduğu kabul edilmektedir (Alkan, Doğan ve Sezgin, 1996, s. 325).

“Eğitim, bireyin yaşam için sahip olması gereken davranışları kazandığı ve bu davranışların oluşumunda kendine özgü nitelikleriyle aktif rol aldığı, yaşam boyu devam eden bir süreçtir ” (Taşpınar, 2009). Ertürk’e (1997, s. 13) göre eğitim, “bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.”

Günümüz Dünyası, eğitimi okul yılları ile sınırlamamakta ve bireye yaşam boyu eğitim fırsatları sunmaktadır. Hızla değişen teknolojik bilgi, kültürel ve sosyal değişmelerle karşı

(17)

karşıya bulunan birey, bu değişikliklerle başa çıkabilmek, kendini geliştirebilmek için gereksinimlerine uygun eğitim programlarına katılmaktadır. Yetişkinler taşıdıkları yaşam rolleri ve sorumlulukları sebebiyle yaşam boyu belirli dönemlerde yetişkin eğitimine gereksinim duymaktadırlar (Okçabol, 1996). Bu eğitim, örgün eğitim dışında kalan bireylerin gereksinim ve istekleri doğrultusunda bilgi, beceri ve davranış kazandırmayı amaçlar. Yetişkin eğitim ihtiyaçlarının karşılanması yaygın eğitim kurumları aracılığıyla olmaktadır.

Yaygın eğitim, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da her hangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden mezun olmuş bireylere, gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak için örgün eğitim yanında veya dışında onların; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli düzey ve sürede yaşam boyu yapılan eğitim-üretim rehberlik ve uygulama etkinliklerinin tümüdür (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 1990, s. 14). Murat (2009, s. 212-213) yaygın eğitim kurumlarını; Pratik Kız Sanat Okulları, Olgunlaşma Enstitüleri, Yetişkinler Teknik Eğitim Merkezleri, Mesleki Eğitim Merkezleri, 3308 sayılı kanuna göre açılan meslek kursları ve Halk Eğitim Merkezleri olarak açıklar.

Halk eğitim merkezleri çalışmalarını eğitim verilebilecek odalarda, cezaevlerinde, gecekondu bölgelerinde, il ve ilçe merkezleri ile bucak ve köylerde, hastanelerde, kamu ve özel kuruluşlara ait iş yerlerinde, örgün eğitim kurumlarına ait binalarda ve gereksinim duyulan diğer yerlerde de sürdürürler.

Halk eğitiminin en önemli amaçlarından biri, bireye belli bir mesleki bilgi ve beceri kazandırmak suretiyle bir meslek sahibi olmasını sağlamaktır. Diğer yandan, belli bir mesleki eğitime sahip olanlara da meslekleri ile ilgili bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak yeni bilgi ve beceriler kazandırmaya yönelik çalışmalar düzenlemektir. Halk Eğitim Merkezleri’nde eğitim faaliyetleri, meslek kursları, sosyal kültürel kurslar, okuma-yazma kursları ve sosyal kültürel etkinlikler olarak dört grupta toplanmaktadır. Bu faaliyetler arasında kurs sayısı, kursiyer sayısı ve eğitici personel sayısı en yoğun olan ise meslek kursları olarak göze çarpmaktadır (Şahoğlu, 2010, s. 7; Celep, 2003, s. 31).

Milli Eğitim Bakanlığı, halk eğitimi merkezleri aracılığıyla bireylere meslek kazandırmaya yönelik çok farklı alanlarda kurslar düzenlemektedir. Mesleki ve Teknik Kurslar olarak; kalorifercilik, elektrik kaynakçılığı, ağaç işleri, metal işleri, giyim, el sanatları ve nakış gibi çeşitli alanlar sayılabilir.

(18)

Nakış kursları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan genellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı, elle veya basit aletler kullanılarak yapılan, toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taşıyan; yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir.

Köklü’ye (2002, s. 1) göre nakış; hammaddesi pamuk ya da ipekten olan, beyaz ya da renkli, kalın ve ince kumaşlar bazen de keten ve deri üzerine; ipek, yün, keten, pamuk, metal vb. gibi ipler kullanılarak elde veya makinede iğne veya tığ ile düz ve kabarık değişik iğne teknikleri yardımı ile yapılan süslemelere denilmektedir.

Uzmanların kullanılan araca bağlı olarak işlemeyi; el ve makine nakışları olmak üzere iki ana başlık altında topladıkları görülmektedir. Halk eğitim merkezlerinde açılan nakış kursları da el ve makine nakışları adı altında kursiyerlerin istekleri doğrultusunda açılmaktadır.

Halk eğitim programlarında görülen bu çeşitlilik katılımcılarda da gözlemlenir. Katılımcılar açılan programlara ilgi ve istekleri doğrultusunda katılırlar. Bireyin gereksinimine uygun olmayan, işe yaramayan, uygulanmayan çalışmalardan kaçınılarak, kursiyerlerin istekleri doğrultusunda kurslar açılmalıdır. Katılan yetişkinlerin yaş, eğitim, gelir ve sosyokültürel düzeyleriyle birlikte isteklerinde de çeşitlilik görülür. Bunun için yetişkine örgün eğitim sisteminden farklı bir eğitim anlayışıyla, yetişkinin kendine has öğrenme özelliklerini dikkate alan bir eğitim sunulmalıdır (Ural, 2007; Gedikoğlu, 1991, s. 62; Kurt, 2000, s. 2).

Daha önce Halk Eğitimi Merkezleri araştırma konusu olmuş, Halk eğitim merkezlerinde açılan kurslara katılan yetişkinlerin beklenti ve memnuniyetleri belirlenmiş, katılım amaçları ve kurslara ilişkin görüşleri saptanmış, yetişkin öğrenenlerin güdüsel yönelimleri ve eğitici personel alanlarında çalışmalar tüm kursları kapsayacak şekilde yapılmıştır. Ancak nakış kurslarına katılan kursiyerler hakkında özel bir araştırma yapılmamıştır. Nakış kurs programlarına katılımın yaygınlaştırılması için; bireylerin demografik özellikleri dikkate alınarak kurslar açılması, açılan kursların katılımcıların ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilmesi, kursiyerlerin kurslara katılım amaçları, kursların açılması talep edilen gün ve saatleri, eğitimde kullanılan materyaller ve katılımcıların nakış kurs programları hakkındaki görüşleri dikkate alınarak açılması kurslara katılımı arttıracağından araştırılması gereken konular ve çözülmesi gereken sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bugüne kadar nakış kurs programlarının

(19)

hangilerinin ilgi gördüğü ve bu programlara katılan bireylerin katılım amaçları ve görüşleri değerlendirilmediğinden bu araştırmaya gerek duyulmuştur.

Bu araştırma; Ankara ili Merkez ilçelerdeki halk eğitimi merkezlerinde açılan nakış kurslarının seçiminde kursiyerlerin en çok tercih edilen programlara katılma nedenlerini saptamak ve programlara ilişkin görüşlerini değerlendirmek için planlanıp yürütülmüştür.

Araştırmanın Amacı

Araştırmanın genel amacı: Ankara ili Merkez ilçelerdeki halk eğitimi merkezlerinde açılan nakış kurslarının seçiminde en çok tercih edilen programlara katılma nedenleri ve programlara ilişkin görüşlerin değerlendirilmesidir. Bu genel amaçlar doğrultusunda belirlenen alt amaçlara aşağıdaki sorular doğrultusunda cevap aranmıştır:

1. Ankara ili merkez ilçelerde bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde nakış kurslarına katılan bireylerin demografik özellikleri nelerdir?

2. Ankara ili merkez ilçelerde bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde nakış kurslarına katılan bireylerin kurslara katılım amaçları, en çok tercih edilen kurs programları ve programa ilişkin görüşleri nelerdir?

3. Ankara ili merkez ilçelerde bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde nakış kurslarına katılan bireylerin programa ilişkin beklentileri nelerdir?

Araştırmanın Önemi

Bu çalışma ile toplanacak verilerin;

1. Halk Eğitim Merkezleri Nakış kurs programlarının geliştirilmesine katkıda bulunacağı,

2. Bu konuda çalışma yapanlara yol gösterici olacağı,

3. Bundan sonra açılacak olan eğitim programlarının seçilmesinde ve uygulanmasında bu sonuçlardan yararlanılacağı,

4. Hangi programların ilgi gördüğünün belgeleneceği umulmaktadır. ,

(20)

Araştırmanın Sınırlılıkları

 Araştırma Ankara ili Merkez ilçelerdeki Halk Eğitim Merkezlerinde 2012-2013 eğitim öğretim yılında açılan nakış kurslarına katılan 367 kursiyer ile sınırlandırılmıştır.

 Araştırmadan elde edilen bilgiler, araştırmacı tarafından uzman görüşü alınarak hazırlanan ve uygulanan anket formuyla sınırlıdır.

Varsayımlar

Araştırmaya katılan kursiyer görüşlerinin güvenilir ve objektif olduğu varsayılmaktadır.

Tanımlar

Örgün eğitim, “amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireyler için yapılan düzenli eğitimdir” (MEB, 1992). Yaygın Eğitim: Yasal mevzuatımıza göre örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinden çıkmış fertlere gerekli bilgi ve davranışları kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dışında, onların ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim-rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümüdür (MEB, 2006).

Halk Eğitimi Merkezleri: Yurttaşların çalışma gücünü artırmak, yaşayış seviyesini yükseltmek, milli ve insani meziyetlerini geliştirmek amacıyla okul eğitimi dışında veya yanında yapılan eğitim ve öğretim çalışmalarıdır (Akın, 2005, s. 14).

Kurs: Halk eğitimi merkezleri tarafından doğrudan veya diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği hâlinde halka açık ve ücretsiz olarak düzenlenen genel, mesleki ve teknik kurslar (MEB, 2010).

Meslekî ve Teknik Kurslar: Meslekî ve teknik eğitim görme imkânı bulamayan kişileri; hayata ve mesleğe hazırlamak, iş alışkanlıkları kazandırmak, aktif bir üretici duruma getirmek, bir iş yerinde çalışacak veya kendi iş yerini kuracak bilgi, beceri sahibi yapmak, bir meslek dalında çalışanları ise yeniliklere hazırlamak için meslek kursları statüsü dışında düzenlenen kurslar (MEB, 2010).

(21)

El Sanatları: El sanatları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan genellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı, elle veya basit aletler dışında, makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan, toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taşıyan; yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir (Öztürk, 1994, s. 1).

Nakış: “Değişik dokuma ve deriler üzerine; elde veya makinede iğne veya tığla, değişik iplikler, sim ve sırma kullanılarak, düz veya kabarık olarak yapılan süslemelerdir” (Sain,1987, s. 5).

(22)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL CERCEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Eğitim

Birey, çevresiyle etkileşimde bulunarak çeşitli yaşantılar oluşturur. Oluşturduğu yaşantılar sonucu ise yeni davranışlar kazanır. Bireyin çevresinde etkileşim kurabileceği çok çeşitli uyarıcı bulunmaktadır. Bu uyarıcılardan hangisi ile etkileşim kuracağı kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte kişi kendi özelliklerine göre hangi uyarıcılara cevap vereceğini kendisi seçer. Bu nedenle öğrenme bireysel bir etkinliktir. Öğrenme bireysel olmakla birlikte, bireyin etkileşim kurduğu çevrede bulunan uyarıcılar bir başka kişi ya da grup tarafından bilinçli olarak düzenlenerek öğrenme yönlendirilebilir. Öğrenmeyi sağlamak için yapılan bu tür etkinlikler öğretme olarak adlandırılmaktadır. Günlük yaşantıda pek çok davranış aile, arkadaş ya da kitle iletişim araçlarının bilinçli olarak sunduğu uyarıcılarla etkileşime girerek kazanılır. İnsanlar, kendi yaşantıları yoluyla elde ettikleri bilgi ve becerileri çevrelerindeki diğer insanlara öğretmeye çalıştıklarından, öğretme etkinliklerinin insanlık tarihi kadar eski olduğu söylenebilir (Erden ve Akman, 2000, s. 167).

“Her bireyin, yeterlilik ya da yetersizlikleri ne olursa olsun, bireysel yaşam amacına erişebilmesi ve gizli güçlerini kullanabilmesi, geliştirebilmesi için yardıma gereksinimi vardır. Bireylerin bu gereksinimlerinin giderilebilmesi için en iyi yardım ise eğitimdir” (Özgüven, 1999, s. 328). Günlük hayatta çok sık kullanılan kavramlardan biri olan eğitim ile ilgili farklı kaynaklarda farklı tanımlamalar bulunmaktadır. Günümüze kadar farklı şekillerde tanımı yapılan eğitim kavramlarının bazılarına aşağıda değinilmektedir.

Ertürk’e (1997, s. 13) göre eğitim, “bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.”

(23)

Eğitim hem bir süreç, hem de bir üründür. Süreç olarak öğrenme, kaynaktan gelen düşünce, bilgi, beceri, duygu ve tutumların mesaja dönüşüp uygun kanallarla alıcıya ulaştırılması ve onların alıcı tarafından paylaşılması olarak ele alınabilir. Buna iletişim denir. İşte iletişim sonucu alıcıda nispeten kalıcı izli davranış değişmesi olmuşsa, öğrenme gerçekleşmiş denebilir (Sönmez, 2005, s. 147)

Akyüz (2001, s. 2) kişinin zihni, bedeni, duygusal, toplumsal yeteneklerinin, davranışlarının, istenilen doğrultuda geliştirilmesi ya da ona birtakım amaçlara dönük yeni yetenekler, davranışlar, bilgiler kazandırılması yolundaki çalışmaların tümünü eğitim olarak değerlendirmektedir.

Bireylerin ilgi ve arzularını geliştirme imkanı sağlayan, kültürlerin aktarılmasında aktif rol oynayarak bireylerin topluma uyumunu kolaylaştıran eğitim bir üretim aracı olarak görülmektedir. Üretim aracı olarak görülen bu eğitim aynı zamanda toplumun bir kurumudur. Bu kurum, toplumun bireyleri arasında oluşan eğitsel ilişkileri anlatır. Bir toplumda her bireyin yaşamını sürdürmek, teknolojik ve toplumsal değişmeye ayak uydurabilmek, toplumsal üyelik görevlerini yerine getirmek; toplumda kendine bir konum sağlamak için gereken davranışları öğrenmesi gerekir. Bireyin bu davranışları kendi kendine ya da aile içinde öğrenmesi mümkün değildir. Birey bu davranışları öğrenmek için toplumda bunları bilen başka üyelere başvurur (Başaran, 1996, s. 11; Bülbül, 1991, s. 37). Böylece toplum üyeleri arasında eğitsel ilişkiler dokusu oluşarak eğitim kurumsallaşmaya başlar.

Bireylerin tüm gizil güçlerini harekete geçirmek, amaçlı ve ardışık bir eğitim görmesini gerektirir. Yaşam boyu devam eden eğitim, hem kasıtlı hem de rastgele öğrenme yaşantılarını içerir. Bu da eğitimi formal ve informal olmak üzere ikiye ayırmaktadır.

İnformal Eğitim

İnformal Eğitim (formal olmayan eğitim); yaşam içinde bir amacı olmayan ve kendiliğinden meydana gelen ve gelişigüzel yapılan eğitimdir. Kişinin karşılaştığı durum ve içinde bulunduğu gurubun üyeleriyle etkileşimde bulunması farkında olmadan yeni şeyler öğrenmesini sağlar. Bu tür öğrenmeler ailede, sokakta, işyerinde, kısacası hayat süreci içinde kendiliğinden meydana gelir. İnformal eğitim sürecinin öğrenme yolu gözlem ve taklittir. İnformal eğitim süreci kendi kendine istemsiz ve denetimsiz bir şekilde oluştuğundan bu öğrenme olumlu yönde olabileceği gibi istenmeyen bir yönde de olabilir (Fidan, 1986; Yılar,

(24)

2006, s. 27). Toplumlar büyüdükçe ve geliştikçe informal eğitim süreci insanların

yetişmesinde yeterli olmamış ve planlı bir eğitim yeri olan okullar kurulmuştur.

İnformal eğitimin özellikleri;

 Doğal ortam içerisinde kendiliğinden oluşur.  Planlı programlı değildir.

 Öğreticiler profesyonel değildir.  Olumlu ve olumsuz yönde gelişebilir.

 Yer, mekan veya eğitim gerçekleştiği ortam belli değildir (Özdemir ve Yalın, 2000, s. 2).

Formal Eğitim

Formal eğitim amaçlı ve planlıdır. Önceden hazırlanan eğitim programlarına göre belirli ilkelere uygun olarak öğrenmenin sağlanabileceği ortamda gerçekleştirilir. Formal eğitimde bilgi ve beceriler uzman kişilerce atanan veya seçilen, alanında bilgi birikimine sahip, etkili öğretim yöntem ve tekniklerini bilen ve kendisine bu işi meslek edinmiş bir öğretmen tarafından öğrencilere kazandırılır. Formel eğitim sürecinde, kişiye davranış değişikliği meydana getirebilmek için seçilmiş olan bilgiler, beceriler, alışkanlıklar kasıtlı olarak düzenlenmiş öğrenme ortamlarında kazandırılır. Öğretim sürecinin belirli aşamalarında ve sonunda ölçme ve değerlendirme işlemi yapılır. (Türkoğlu, 1996, s. 5; Türkoğlu, 2002, s. 13). Okullarda öğretmen ve uzman kişiler tarafından gerçekleştirilen eğitim formal eğitim kapsamındadır.

Formal eğitimin özellikleri;

 Planlı ve programlıdır, varılmak istene hedefler bellidir.

 Eğitimin amaçları profesyonel kişilerin eliyle geliştirmeye çalışılır.

 Olumlu davranışların kazandırılması esastır.

 Belirli bir mekan ve ortamda eğitim gerçekleştirilir.

 Profesyonelce hazırlanmış eğitim araç ve gereçleri kullanılır. (Özdemir ve Yalın, 2000, s. 3).

(25)

Formal eğitim, geniş bir süreci kapsadığından belli özelliklerine göre örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere ikiye ayrılır.

Örgün Eğitim

Amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireyler için yapılan düzenli eğitimdir. Örgün eğitim kapsadığı yaş aralığındaki öğrencileri geleceğe hazırlayarak bilgi, beceri ve ilgilerine göre bir mesleğe hazırlar (MEB, 1992; Erken; 1995, s. 70). Örgün eğitim, anaokulundan üniversiteye kadar devam eden eğitim sürecini kapsamaktadır.

Örgün eğitim yoluyla bireylere belli dönemlerde bilgi ve beceri kazandırılmaktadır. Ancak bilim ve teknolojide meydana gelen değişim bazı mesleklerin şekli ve yapısı değişebilirken, bazı mesleklerin ise tümüyle ortadan kalkabilmekte ve bunun doğal sonucu olarak da örgün eğitim kurumlarında verilen bilgiler kısa sürede geçersiz kalabilmektedir. İnsanları sürekli olarak yenilemek, yeni meslekler kazandırmak, örgün eğitimin eksikliklerini tamamlamak, ileriki yaşlarda boş zamanları değerlendirebilmek ve yeni düzenin gerektirdiği davranışları kazandırmak isteği yaygın eğitime olan ihtiyacı giderek arttırmaktadır (Murat, 2009, s. 27).

Yaygın Eğitim

Yaygın eğitim, örgün eğitim dışında kalmış her yaştaki bireylerin gereksinimlerini karşılamak üzere çeşitli kurumlarla işbirliği yapıp, uygun eğitim ortamlarını sağlayarak, pratik yöntemlerle ve çeşitli programlarla ihtiyaç duyulan alanı karşılayacak biçimde, örgün eğitime paralel ve onu tamamlayıcı nitelikteki eğitimdir (Alkan vd., 1996, s. 9). İhtiyaç alanına göre hizmet veren yaygın eğitim, okuma yazma öğretiminde, meslek edindirme eğitiminde, göçmenlerin yerleştikleri şehirlere uyum sağlama eğitiminden, hizmet içi eğitimine kadar çok geniş bir alanı kapsar. Yaygın eğitim bireyleri milli ve insani değerlerle donatarak, onların ekonomik, sosyal ve kültürel değişmelerine destek verecek, sağlıklı bir hayat sürmelerine yardımcı olacak kapsamlı ve çok yönlü bir süreçtir (Murat, 2009, s. 34; Türkoğlu, 1996, s.5-7). Biçki-dikiş kursları, çiftçilere verilen sulama ve gübreleme teknikleri de yaygın eğitim kapsamındadır

(26)

Kızıloluk (2002, s. 13-14) yaygın eğitimin özelliklerini şöyle açıklar;  Kısa süreli olması,

 Öğrencilerin yaşlara göre gruplandırılmaması,  İhtiyaç duyuldukça yapılması,

 Belli konularla sınırlandırılmamasıdır.

Okul dışı gerçekleştirilen bu eğitim, okul eğitimini tamamlamak ve insanları yaşam boyu eğitmek gibi işlevleri yerine getirir.

Yaygın Eğitimin Kapsam, Amaç ve Görevleri

Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar. 1973 tarihli 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 40. maddesinde, yaygın eğitimin kapsamı, amaç ve görevleri belirtilmiştir. 41. maddesinde kuruluşu 42. maddesinde de koordinasyonu anlatılmıştır.

MADDE 40: Yaygın eğitimin özel amacı, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden çıkmış vatandaşlara, örgün eğitimin yanında veya dışında;

 Okuma-yazma öğretmek, eksik eğitimini tamamlamaları için sürekli eğitim imkanları hazırlamak,

Çağımızın bilimsel, teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmelerine uyum sağlayıcı eğitim imkanları hazırlamak,

Milli kültür değerlerimizi koruyucu, geliştirici, tanıtıcı ve benimsetici nitelikte eğitim yapmak,

Toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma, birlikte çalışma ve örgütlenme anlayış ve alışkanlıkları kazandırmak,

Toplumun iktisadi gücünün arttırılması için gerekli beslenme ve sağlıklı yaşama şekil ve yöntemlerini benimsetmek,

Boş zamanlarını iyi bir şekilde değerlendirme ve kullandırma alışkanlıkları kazandırmak,

 Kısa süreli ve kademeli eğitim uygulayarak ekonomimizin gelişmesi doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslekleri edinmelerini sağlayıcı imkanlar

hazırlamak,

 Çeşitli mesleklerde çalışmakta olanlara hizmet içinde ve mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır.

MADDE 41:Yaygın eğitim, örgün eğitim ile birbirini tamamlayacak, gerektiğinde aynı vasıfları kazandırabilecek ve birbirinin her türlü imkanlarından yararlanacak biçimde bir

(27)

bütünlük içinde düzenlenir. Yaygın eğitim, genel ve mesleki teknik olmak üzere iki temel bölümden meydana gelir. Bu bölümler birbirini destekleyici biçimde hazırlanır.

MADDE 42: Genel, mesleki ve teknik yaygın eğitim alanında görev alan resmi, özel ve gönüllü kuruluşların çalışmaları arasındaki koordinasyon Milli Eğitim Bakanlığı’nca sağlanır. Genel yaygın eğitim programlarının düzenleniş şekli yönetmelikle tespit edilir. Mesleki ve yaygın eğitim faaliyetlerini yürüten Bakanlıklar ile özerk eğitim kurumları ve resmi ve özel işletmeler arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nca sağlanacak koordinasyon ve işbirliğinin esasları kanunla düzenlenir (MEB Temel Kanunu, 1973, madde: 40, 41, 42).

Türk Milli Eğitim Sisteminde Yaygın Eğitimin Yeri

Çevre koşullarının ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel değişimi sonucunda bireyde ortaya çıkan sorunların ve gereksinimlerinin değişimine bağlı olarak yaşamının herhangi bir döneminde yeni bilgi, beceri ve duygu kazanabilmelidir. Bu öğrenme farklı ortamlarda yaşam boyu devam etmelidir. Çünkü geçmiş bilgi ve deneyimlerin gelecekte kullanılması ileriye gitmeyi önler. Bununla birlikte bireyin yaşamında önemli bir yer tutan örgün eğitimin bilim ve teknolojide meydana gelen hızlı değişimler ve gelişimler karşısında yetersiz kalmasından dolayı yaygın eğitim yoluyla bu yeni bilgilerin kazandırılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Gelişmiş toplumlarda eğitim anlayışı, okullarla sınırlı kalmayan, ‘bitmiş eğitim’den söz edilmeyen, ileri düzeyde eğitim görmüş kişilerin bile eğitimlerine devam edebilecekleri görüşünü savunur (Drucker, 1996, s. 247-248; Coşkun, 2012, s. 13).

Devletimiz yaygın eğitim faaliyetlerini bireyler için bir hak olmaktan ziyade, sosyal ve ekonomik değişmeyi etkileyen, aynı zamanda hızlandırıcı etkide bulunan bir kalkınma ve bilinçlenme aracı olarak görmektedir. Temel teknolojilerin hızla değişmesiyle yaşanan hızlı gelişmeler, her alanda sürekli değişim yaratmakta ve yeni talepler ortaya çıkarmaktadır. Bu hızlı gelişim ve değişime uyum sağlama, sadece okul dönemlerinde öğrenilen bilgilerle mümkün olamadığından, yaşam boyu devam eden öğrenme isteklerini karşılayacak yaygın eğitime zorunlu ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç, bir çok nedene dayanmakla birlikte, esası teşkil eden nedenleri dört ana bölüm altında incelemek uygun olacaktır (Yıldırım, 1996, s. 11–14; Aktan ve Tunç, 2003, s. 352).

A) Ekonomik Nedenler

Geri kalmış ülkelerde temel üretim, geleneksel yöntemlere bağımlı tarıma dayanmaktadır. Bu ülkeler, gelişmiş ülkelerde üretilen yeni teknolojilerin açık pazarı durumundadır. Ülke geliştikçe, kırsal nüfus hizmet sektörüyle sanayi sektörünün geliştiği yörelere göçmektedir. Kırsal yörede kalmayı sürdürenler, geleneksel üretim biçiminden aletli tarıma, kuru

(28)

tarımdan sulu tarıma geçtikçe, örgün eğitimde okumuş olsun ya da olmasın, yeni bilgilere gereksinim duymaktadır. Kente göçenler, çiftçilikten isçiliğe geçmekte ve yeni becerilere gereksinim duymakta, kırsal yasam biçiminden gelenlerin kentsel yasam biçimine geçme ve kent yaşamına uyum gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu ise ancak verimli ve kapsamlı bir yaygın eğitimle elde edilir. Yaygın eğitimi zorunlu kılan ekonomik nedenlerden bazıları şöyledir;

- Ulusal üretimi arttırmak, - İşsizliği azaltmak,

- Kentlerin düzenli gelişmesine katkı sağlamak, çarpık yapılaşmayı önlemek, - Kişileri iş ve sanat sahibi yapmak,

- Küçük ölçekli sanayi kuruluşlarını, hayvancılığı ve modern tarımcılığı geliştirmek,

- İnsan gücünü değerlendirmek,

- Tarım ve endüstri kesimindeki yeni teknoloji ve tekniklerin tanıtımı ve kullanımına, yeni hizmet alanlarının geliştirilmesine yardımcı olmak,

- İşsiz ya da istemediği bir işte çalışanların gelir getirici ve yaşam düzeylerini yükseltici beceriler kazanmalarına yardımcı olmak,

- Yöresel özelliklere ve ihtiyaçlara göre eğitim, üretim, istihdam, pazarlama, rehberlik ve teşkilatlanmaya yönelik çalışmalar yapmak,

- Endüstrileşmenin ihtiyacı olan iş gücüne yardımcı olmak için, mesleki teknik içerikli eğitim çalışmaları yapmak (Okçabol, 1994, 18; Kıran, 2008, s. 49).

B) Sosyal Nedenler

Sosyal değişmenin yarattığı, kuşaklar arasında kopukluk, kargaşa, yalnızlık, uyumsuzluk, uyuşturucu kullanma, bolluk içinde darlık vb. sorunların çözümünde nitelikli bir sosyal planlamanın yanı sıra, kapsamlı bir eğitime ihtiyaç vardır. Dolayısıyla amaçlar şöyle sıralanabilir;

- Toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma, birlikte çalışma ve teşkilatlanmaya yönelik bilinç ve alışkanlıklar kazandırmak,

(29)

- Kırsal kesimden kente göçlerin yeni ortama uyum sağlamalarına, gecekonduda yaşayan vatandaşların ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlarının çözümüne dönük eğitim çalışmaları yapmak,

- Halk sağılığının korunması, aile planlaması, sivil savunma, trafik, tüketici eğitimi, çevre, anne eğitimi, ilkyardım, beslenme ve ev ekonomisi, din kültürü ve ahlak, turizm konularında eğitim çalışmaları yapmak,

- Uyuşturucu vb. kötü alışkanlıklardan koruyucu bilgilendirme çalışmaları yapmak,

- Kişilere iyi bir üretici, tutumlu bir tüketici olmak niteliğini kazandırmak,

- Toplumun gereksinim duyduğu bilgi, görgü, beceri ve yeterlik düzeyine sahip bir yetişkinler toplumu oluşturmak,

- Çağımızın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine uyum sağlayıcı eğitim faaliyetleri yapmak, başlıca sosyal nedenleri oluşturmaktadır (Kıran, 2008, s.49; Duman, 1999, s. 43).

C) Kültürel Nedenler

Okuma-yazma öğrenme, eksik eğitimleri tamamlamanın yanı sıra gelir düzeyi, boş zaman, yetenek sergileme vb. unsurlar; kültürel faaliyetler ile dinlenme faaliyetlerinde beliren çeşitlilik, bu ihtiyaçları karşılama zorunluluğu da beraberinde getirmektedir. Başlıca kültürel amaçlar şunlardır;

- Okuma yazma öğretmek,

- Kişinin okul eğitimi ile almış olduğu temel bilgilerini tamamlamak, - Milli kültürü tanıtıcı, koruyucu, geliştirici ve benimsetici eğitim yapmak,

- Tarihi ve turistik eserleri koruyucu, aile ve yurt ekonomisine katkıda bulunacak nitelikte turizm sektörünü desteklemek,

- Kişilerin kültürel ve sanatsal yeteneklerini geliştirerek sergileme imkanı sunmak, başlıca kültürel nedenleri oluşturmaktadır (Öner, 2014, s. 44).

Ortak kültürel ve ahlaki değerlerin aktarılması, birey ve toplum kimliğinin kazanılması açısından önemlidir. Kültürel değerlerin bireylere aktarılmasında yaygın eğitimin rolü büyüktür.

(30)

D) Siyasal Nedenler

Demokratik ülkelerde kişiler, vatandaşlık rolü üstlenmiş bireylerdir. Oy pusulası ile ‘siyasi hayata katılma’ gerçek bir demokrasi uygulaması olmakla birlikte, vatandaş kendi kaderini düşünmekle sınırlı kalmayıp, demokrasinin dolaysız işlemesi ve katılımın geniş tutulması yönünde kişileri hak ve sorumluluklarına sahip çıkmaya götürecek bir bilincin oluşması için yaygın eğitime ihtiyaç vardır. Bu nedenler aşağıda sıralanmıştır;

- Milli bütünleşmeye ve vatandaşlık görevini bilinçli yapmaya yönelik, Atatürk ilkeleri doğrultusunda, özgürlükçü demokrasiyi güçlendirici, herkesin düşünce, kişilik ve yeteneklerini geliştirici eğitim yapmak,

- Hukuk düzenini, devlet kavramını, Atatürk ilke ve inkılâplarını, demokratik yönetimin ana ilkelerini anlatmak,

- Bilimsel düşünce, karşılıklı anlayış, sevgi, hoşgörülülük duygularını geliştirmek,

- Kalkınmayı, milli bütünlüğü engelleyen davranış ve düşünceleri değiştirecek eğitim yapmak,

- Vatandaşlık hak ve görevlerini öğretici, demokratik katılımın işlerliğini sağlayıcı eğitim yapmak, siyasal nedenlerden bazılarıdır (Öner, 2014, s. 44).

Yaygın Eğitimin Özellikleri ve Hedef Kitle

Ülkemizde bireylerin ihtiyaçları ve istekleri yaygın eğitim uygulamalarının hareket noktasını oluşturmaktadır. Bu nedenle yaygın eğitim, kişilerin gönüllü katılımlarını sağlayacak programlar halinde sunulmakta ve yürütülmektedir. Bu programlar, her seviyede kişilerin fikri alınarak, çok defa onlarla birlikte hazırlanmaktadır. Yıldırım (1996, s. 6-7) Yaygın eğitimin özelliklerini şöyle açıklar;

- Hiyerarşik değildir, ihtiyaca göre düzenlenir. - Zamanla ve yaşla sınırlı değildir.

- Eğitim süresi zaman birimi yerine, eğitim standardına erişmek isteyen kişinin yeteneğine bağlıdır.

- Yer ile sınırlı değildir, her yerde yapılır. - Programları süre ve içerik olarak değişkendir. - Eğitim görevlileri genellikle mesleki niteliktedir. - Metotları değişkendir.

(31)

- Uygulamada klasik öğrenci öğretmen ilişkisi yoktur. - Yaygın eğitimde devletin tekeli yoktur.

- Genel eğitimin bir aracıdır. - Sürekli eğitimin yollarından biridir. - Toplumun tüm üyelerini içine alır.

- Düzenli örgün eğitim sistemi dışındaki tüm eğitsel faaliyetleri de düzenler. - Maliyet her kurs için farklıdır.

- Programlarda merkeziyetçilik yoktur. - Esas ilke öğrenmektir.

- Gönüllülük esasına dayanır.

Yaygın eğitim etkinlikleri, kişilerin gönüllü katılımıyla ve gerektiğinde bazı programlarında okul öncesi eğitimi çocukları da kapsamına alacak şekilde, eğitilenlerin özelliklerine göre toplumun her kesimine yönelik olarak hizmet vermek üzere düzenlenir. Bu çerçevede yaygın eğitimde hedef kitleyi özetlemek gerekirse;

- Okuma-yazma bilmeyenlerle, temel eğitim eksikliği olanlar; herhangi bir nedenle örgün eğitime devam etmeyenler,

- Örgün eğitimin herhangi bir kademesinden ayrılmış olanlar, - Herhangi bir örgün eğitim kurumunu bitirmiş olanlar,

- Örgün eğitime devam ederken arta kalan boş zamanları değerlendirmek isteyenler,

- Örgün eğitim yoluyla edindikleri bilgi ve becerilerini tamamlamak, yenilemek, geliştirmek isteyenler,

- Herhangi bir işe başlayacak olanlar, - Herhangi bir işte çalışanlar,

- Yaşlı ve emekliler,

- Yasal kısıtlılık altında bulunanlar,

- Dış ülkelere çalışmaya ve öğrenime gidecekler, - Köyden kente göçenler,

- Özel eğitim gerektiren kişiler, - Açık ve gizli işsizler,

(32)

- Mesleklerinde ilerlemek isteyenler,

- Özelleştirme uygulamaları nedeniyle işini kaybetme riski taşıyanlar,

- Bağımsızlığına yeni kavuşmuş Türk Cumhuriyetleri ile Türk topluluklarında yaşayan soydaşlarımız (Yıldırım, 1996, s. 7-8; Türkoğlu, 1996, s. 126-127). Yaygın eğitim, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler için önem taşır. Yaygın eğitim, ülkelerde okuma-yazma ve temel bilgilerin bütün topluma kazandırılması ile tam anlamıyla istihdam sağlanamadığından, bunları sağlamaya yönelik eğitsel etkinlikler düzenlenmekle birlikte fertlerin ilgi, istek ve hizmet anlayışlarına göre farklı yönlerden dinamik hale getirmek amacıyla onlara belirli programlar halinde sunulan bir eğitim faaliyetidir. Günümüzde yaygın eğitim, her ülkenin kendine özgü benimsediği eğitim felsefesine, eğitim anlayışına ve eğitimden beklediği sonuçlara göre planlanmakta ve uygulanmaktadır (Celep, 2003, s. 9; Yıldırım, 1996, s. 6).

Yaygın Eğitim Hizmeti Veren Kurum ve Kuruluşlar

Örgün eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı’nın işidir. Yaygın Eğitim ise Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte eğitime katılmaları mümkün olan diğer resmi ve özel kuruluşlar ile gönüllü kuruluşlar işbirliğinde yapılabilmektedir. Ancak yaygın eğitim kurumları mevzuatı çerçevesi ile özel öğretim kurumları mevzuatı kapsamında diğer resmi ve özel kurum-kuruluşlar ile gönüllü kurum-kuruluşlar düzenleyecekleri yaygın eğitim faaliyetlerini, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu Madde 18) denetim ve gözetiminde yürütebilirler (Yıldırım, 1996, s. 57).

Yeteri kadar eğitim görmemiş bireylerin ihtiyaçları, onların eğitim kurumlarına gelmelerini beklemekle karşılanmamaktadır. Daha fazlasını yapmaya çalışarak, eğitim etkinliklerini yetişkinlerin ayaklarına, köylere, gecekondulara, fabrikalara, bürolara, dükkanlara ve diğer iş yerlerine götürmek gerekmektedir (Lowe, 1985, s. 85).

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yaygın eğitim hizmetleri veren kurum ve kuruluşlar şunlardır:

– Çıraklık Eğitim Merkezleri – Pratik Kız Sanat Okulları – Olgunlaşma Enstitüleri

(33)

– Yetişkinler Teknik Eğitim Merkezleri – Türk-Alman Mesleki Eğitim Merkezleri – Özel Kurslar

– Özel Dershaneler

– Eğitim ve Uygulama Okulları (özel eğitim) – Meslek Okulları (özel eğitim)

– Mesleki Eğitim Merkezleri (özel eğitim) – Bilim ve Sanat Merkezleri

– Açık İlköğretim Okulu – Açık öğretim Lisesi

– Meslek Kursları (3308 s.k. göre açılan)

– Halk Eğitimi Merkezleri (Yıldırım, 1996, s. 57).

Yaygın eğitimin bir kolu olan halk eğitim merkezleri her koşulda ve her yerde gerekli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak bireylerin eğitim ihtiyaçlarını gidermeye çalışır önemli bir kurumdur.

Halk Eğitim

Toplum üyelerinin beklentilerini karşılayacak ve kalkınmayı sağlayacak bir biçimde yetiştirmesi; bireyin yaşamını daha iyi koşullarda sürdürmesi ve toplum içinde üzerine düşen görev ve sorumluluğunu en etkin bir biçimde yerine getirmesi, öncelikle, bireye bu konuda verilecek eğitime bağlıdır. Çağımızda eğitim yalnızca bilgi aktarmak değil aynı zamanda hayat biçimi oluşturmak için yapılan tüm faaliyetleri kapsamaktadır. Bireylere yeteneklerini geliştirmek için ortam eğitimle sağlanır. Bu ortamda bireyler birbirlerinin haklarına saygı göstermeyi öğrenirler, uzlaşmayı benimser ve demokratik olarak yaşamayı öğrenirler (Celep, 1995, s. 1; Türkoğlu, 1997, s. 2-3). Eğitim sürecinde bireylerde değişkenliğin istenilen yönde olması beklenir. Yaratıcı ve üretici davranışlar kazandırmak amaçlanır.

(34)

Halk Eğitimin Tanım

“Türk milli eğitiminin genel amaçları ile yaygın eğitimin amaç ve fonksiyonlarını gerçekleştirmek için il ve ilçe merkezleri ile bucak ve köylerde açılmak üzere, sosyal ve kültürel kurslar ile mesleki ve genel bilgi kursları düzenleyen kurumdur” (Murat, 2009, s. 213). Halk eğitim merkezleri çalışmalarını; eğitim odalarında, cezaevlerinde, gece kondu bölgelerinde, rehabilitasyon merkezlerinde, kamu ve özel kuruluşlara ait iş yerlerinde, örgün eğitim kurumlarına ait binalarda ve gereksinim duyulan diğer yerlerde sürdürürler

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Hazırlık Çalışmaları Yaygın Eğitim Ön Komisyonu Raporunda; “Halk Eğitimi, asıl işi okula gitmek olmayan, hayatta sorumluluk almış veya alma durumunda bulunan her öğrenim seviye ve kademesindeki fert ve toplumlara, ihtiyaçlara dayalı programlar halinde uygulanan, onların milli ve insani duygularının gelişmesine, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ilerlemelerine yardım eden planlı, sistemli ve sürekli bir şekilde yürütülen okul dışı eğitim, öğretim ve rehberlik faaliyeti” olarak tanımlanmıştır (Kurt, 2000, s.8.).

Geray’a (1978, s. 2) göre bir eğitsel çalışmanın halk eğitimi sayılabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir.

1.Eğitimin, işi okula gitmek olmayan, fakat toplumda sorumluluk yüklenmiş veya yüklenmeye elverişli durumda olan yetişkinlere, okul çağındakilere okul dışında verilmesi,

2.Bireylerin yeteneklerini, tutumlarını ve davranışlarını geliştirmek amacıyla öğrenci-öğretici ilişkisinin kurulması,

3.Öğrenci-öğretici ilişkisinin düzenli ve tasarlanmış bir yapıda olması gereklidir.

Halk Eğitimin Önemi

Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler toplumun yapısını her alanda değiştirmektedir. Bireyin bu değişime uyum sağlaması ancak değişimin gerektirdiği bilgi, beceri ve değerleri kazanmasıyla mümkündür. Örgün eğitim yoluyla bu değişimler belli bir yaşa kadar bireylere aktarılmaktadır. Örgün eğitim sonrası ve örgün eğitimden hiç yararlanamamış bireylere değişimin getirdiği farklılıklar, örgün eğitim sonrası verilecek eğitimle olanaklıdır. Bu nedenle halk eğitimin eğitim sisteminde yeri ve önemi artmaktadır.

Devletin halk eğitimi merkezlerine eskisine oranla daha fazla ilgi göstermesinin belli başlı nedenleri olarak şu görüşlerin benimsenmesi ve yaygınlaşması gösterilmektedir.

(35)

1. Örgün Eğitimden Yararlanamayanlara Eğitim Olanağı Sağlama: ekonomik, toplumsal ve kültürel yönden yoksulluk içinde olan bireylere sağlanan diğer olanakların yanında onlara gençliklerinde elde edemedikleri eğitim olanağı sunmaktır.

2. Çocuğun Kişiliğinin Gelişmesi İçin Aileleri Eğitme: aile çocuğun kişilik gelişmesinde ve eğitiminde önemli rol oynar. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları eğitim olanaklarından yeterince yararlanamadığına göre, ana-babaların bu konuda eğitilmesine ihtiyaç vardır.

3. Verimliliği Arttırma: ekonomik verimlilik, işgücünün bilgi ve becerisinin yükseltilmesine bağlı olduğundan, belli bir alanda meydana gelen gelişmenin üretime aktarılması, işgücünün bu gelişmeler doğrultusunda eğitilmesini gerektirir.

4. Toplumsal Sorunlara Kitlelerin Desteğini Sağlama: günümüz toplumlarında meydana gelen büyük sorunlar, geniş halk kitlelerinin desteği olmadan çözümlenemez.

5. Yetişkine, Eğitimine Devam Fırsatı Sağlama: belli nedenlerden dolayı eğitimine başlamamış ya da yarıda bırakmış tüm bireylere, eğitimlerine devam fırsatı sunulmaktadır.

6. Okulların Sınırlı Eğitim Etkinliğine Sahip Olması: eğitim hizmetleri yalnızca okullardan beklenmemelidir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, halk eğitimin önemini vurgulayan bu nedenlerin farkındadır. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde yetişkinlerin eğitimine devlet ilgisini arttıran diğer önemli bir neden de, bu ülkelerin “halk eğitimini özel bir tüketim konusu olmaktan çok, toplumsal değişmeyi ve ekonomik kalkınmayı hızlandıran, düzenleyen ve özellikle de uluslaşma bilincini kuvvetlendiren, etkili bir araç olarak görülmektedir (Celep, 2003, s. 3-4).

Halk Eğitimini Gerektiren Nedenler

MEB Çıraklı ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü (1992, s. 62), halk eğitiminin gereğini söyle açıklamaktadır:

1. Nüfusun % 41’ini medyana getiren küçük köy toplumları, ekonomik ve sosyal yönlerden yeterince gelişmemişlerdir. Bu toplumlar ilerlemek ve durumlarını iyileştirmek için gereken bilgi ve beceriden yoksundur.

(36)

2. 1985-1990 nüfus sayımlarına göre 6 ve daha yukarı yaslardaki nüfusun %22,5’i okuma yazma bilmemektedir. Bunların çoğu okuma çağı sınırı dışında kalmaktadır.

3. Bir kısım yurttaşlarımız yalnız okuma-yazma öğrenmişler, belli bir mesleki ve teknik öğretimden geçmemişlerdir. Bunlar, değişen ve gelişen hayat şartlarına kolayca uyum sağlayabilecek bir eğitim sistemine ihtiyaç duymaktadırlar.

4. İnsana hayatı boyunca gerekli bütün bilgi, beceri ve alışkanlıkların okul yıllarında ve yalnız okul eğitim-öğretimi ile kazandırılması mümkün değildir. Bireye ve topluluklara, gerekli bilgi ve becerilerin is içinde, ihtiyaç duyuldukça, sürekli olarak verilmesi daha etkili ve verimli olacaktır.

5. Hayatta geçerli bütün sanat ve mesleklerin ayrı birer okulu yoktur ve bunlar için mutlaka okul açmak gerekmez. Ancak bütün is ve sanatlarda çalışacak insanlara ve bunların yetiştirilmesine ihtiyaç vardır.

6. Küçük toplum birimleri bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından izleyememektedir. Buralara henüz modern teknolojinin gerektirdiği teşkilatlanma ve is bölümü girmemiştir. Halk geri ve ilkel usullerle çalışmaktadır. Halk sağlığını koruyacak ve ulusal gücü sağlam tutacak tedbirler yeterince alınamamıştır.. Beslenme sekli bozuk, sağlık bilgileri yetersizdir.

7. Halkımız kaderine razı ve mütevekkildir. Çeşitli olaylar onda güvensizlik uyandırmış, şüpheciliği geliştirmiştir. Halkı boş ve yanlış inanışlardan kurtarmak, toplumun doğru düşünme ve iyiyi, güzeli bulma, ayırma yeteneklerini beslemek ve geliştirmek gerekmektedir. 8. Bütün yurttaşlar güzel sanatlardan, spor etkinliklerinden ve eğitsel eğlencelerden gereği gibi yararlanamamaktadır.

9. Yurttaşlar toplumsal sorunlardan çok kişisel meselelere yönelmekte, kendi aralarında ve devletle birlik yapmamakta, teşkilatlanamamakta ve toplumsal dayanışmayı geliştirememektedir.

10. Devlet kavramını, hukuk düzeni, Atatürk inkılaplarını ve demokratik yönetimin ana ilkelerini yurttaşlara anlatmak, benimsetmek, ulusal birlik ve dayanışmayı güçlendirmek, bireyleri birbirine saygılı hoş görülü bir düzeye ulaştırmak zorunludur.

11. Toplumun yapısını ve değer yargılarını kalkınma amaçlarına uygun bir ortam yaratacak şekilde yönlendirmek, özellikle köy ve kasabalarda yasayan fertleri, kendi güçleriyle devletin imkanlarını birleştirmek suretiyle sorunlarına çözüm yolları bulabilen ve kendi kendilerine karar verebilen insanlar haline getirmek gerekir.

Halk Eğitimi Merkezlerinin Tarihçesi

Halk eğitim fikri ve ihtiyacı, Türk toplumlarında çok eski tarihlerde sezilmiş, bu ihtiyacı karşılamak üzere çeşitli faaliyetlerde bulunulmuştur. Yapılan çalışmalar halk eğitimi adı altında yapılmamış olsa bile, içerikleri bugünkü halk eğitimi anlayışı çerçevesinde değerlendirilebilir. Bugünkü eğitim sistemimiz ise bir yandan tarihi gelişim süreci içerisindeki değişkenlerin, bir yandan da toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasi yapılarla ilgili değişkenlerin bir sonucudur. Halk eğitimi etkinliklerinin tarihsel gelişimi örgün eğitime paralel bir gelişme göstermiştir (Turgut, 1998, s. 6; Celep, 2003, s. 87). Halk eğitimin tarihsel gelişimi cumhuriyet öncesi dönem ve cumhuriyet dönemi olmak üzere iki bölümde incelenebilmektedir (Celep, 2003, s. 89-90).

(37)

Cumhuriyet öncesi dönemde halk eğitimi etkinlikleri;

Medreseler: Selçuklu ve Osmanlılar nereyi ele geçirdilerse hemen orada bir medrese yaptırmış, Medresenin yanı başında da kitaplıklar, bakımevleri, hastaneler kurmuşlardır. Medreselerde din bilimleri, tıp, mühendislik öğrenimi yapılmış, çeşitli konular tartışılıp geliştirilmiştir. Kitaplıklar, bakımevleri, hastaneler halka yönelmiş birer eğitim ve yardım kurumlarıdır (Kılıç, 1981, s. 111).

Enderun Okulları: Enderun (Saray) okulları 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından, yönetici ve devlet adamı yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. Dünyada kamu yönetimi alanında eğitim veren ilk kuruluştur. Enderun okulları dini temele dayalı değildir (Kıran, 2008, s. 62; Celep, 1995, s. 79).

Ahilik: Bir esnaf kuruluşu olan ahilik örgütü 10. yüzyılda büyük kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Oğuz Türklerinde yapıcı esnaf adı altında tarih sahnesine çıkmıştır. 13. ve 18. yy arasında etkin bir rol oynayan Ahilik, Anadolu esnafı arasında dayanışmayı, birliği, kardeşliği geliştirmede öncülük rolünü üstlenmiştir. Toplumsal kurumlar halinde etkinlik gösteren bu örgüt, Ahi adını verdikleri başkanlarının yönetiminde zorbaları yok etmek, yabancılara, gezgin ve konuklara ziyafetler verme ve toplumsal yardımlarda bulunma işlevlerini gerçekleştirmiştir (Yıldırım, 2009; Celep, 1995).

Loncalar: Ahi teşkilatları, 18. yüzyıldan sonra değişerek lonca durumuna dönüşmüştür. Loncalar, esnaflar arasında birlik ve dayanışmayı sağlamanın yanında, kısa zamanda iş ve ticaret ahlakını koruyan, çırak, kalfa ve usta yetiştirerek onlara işyeri açan bir eğitim kuruluşu olmuşlardır (Erdoğan, 1987; Kılıç, 1981, s. 112; Celep, 2003).

Ordu: Selçuklulardan itibaren ordu; gençleri, Acemi Oğlan Ocakları’nda yetiştiren bir kurum olarak da çalışmış ve Osmanlılar döneminde Acemi Oğlan Ocakları’ndan seçilen gençler Enderun okullarına aday gösterilmiştir (Celep, 1995, s. 79).

Cumhuriyet döneminde halk eğitimi etkinlikleri:

Cumhuriyetin ilk yıllarında topluma, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni anlatarak, ulus bilincine ulaştırmak, yapılan devrimleri benimseterek toplumun katılımını sağlayacak yollar aranmış; eğitim, bunu yapmanın tek yolu olarak görülmüştür. Ancak bu niteliklerin yalnızca okulda kazandırılması mümkün olmadığı da saptanmıştır. Bundan hareket ederek, 789 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat kanununda ilköğretim çağını geçirmiş ve hiç

(38)

öğretim görmemiş olan bireyleri kabul ederek bu kimselere eğitim verilmesinin gerekliliğini bildirmiştir (Turgut, 1998, s. 6; Lokmanoğlu & Gener, 1999, s. 540-541). Bu kanunla özel kuruluşlar da halk eğitimiyle ilgilenmek zorunda bırakılmışlardır.

Turgut (1998, s. 8-9), Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Halk evlerine gelinceye kadar olan halk eğitim hareketlerini şöyle özetler:

15 Temmuz 1923’te toplanan I. Heyet-i İlmiye tarafından kabul edilen halk eğitimi taslak raporu

Maarif Vekili İsmail Safa Bey’ in 25 Kasım 1923 tarih ev 7971 / 3655 sayılı genelgesiyle valilerden maarif görevlileriyle birlikte, bir an önce halkın eğitilmesine başlanılmasını istemesi

1926 yılında çıkartılan Maarif Teşkilatı Hakkındaki 788 Sayılı Kanun’ la ilköğretim cağını geçirmiş ve okuma- yazma bilmeyen vatandaşları çalıştıran kurumların, bu kişilere okuma- yazma öğretmeleri zorunluluğu getirilmiştir.

1926 yılında Talim ve Terbiye Dairesi’ ne bağlı olarak ‘ Halk Terbiyesi Şubesi’ açılmıştır.

 1927 yılında Halk Derslikleri ve Konferansları yönetmeliği çıkartılarak okuma- yazma öğretimi, meslek edindirme ve halkın bilinçlendirilmesi amaçlandırılmıştır

Cumhuriyet kurulduğunda okuma- yazma kursları önemsenmiştir. Kasım 1928’ de gerçekleştirilen Harf Devrimi ile Arap alfabesi yerini, yeni harflerin kullanımına bırakmıştır. 1928 Harf Devrimi’nin hemen ardından Atatürk ‘un önderliğinde başlatılan en önemli yetişkin eğitimi çalışması Millet Mektepleri’nin açılmasıyla olmuştur (Güneş, 1996, s. 15; Okcabol, 2001, s. 128). Yetişkin eğitimi, yetişkinlere okuma- yazma öğretmek ve temel bilgileri kazandırmak olarak gündeme gelmiştir.

Millet Mektepleri (1927): 1928 yılında yeni harflerin kabul edilmesiyle Atatürk’ün önderliğinde Millet Mektepleri açılmıştır. Kurumun amacı, okuma-yazma öğretmek ve temel bilgiler kazandırmaktı. Bu konuda çıkarılan yönetmeliğe göre; köylerde 12-45, kentlerde 16-45 yaşları arasındaki herkesin okuma yazma belgesi alması zorunlu kılınmıştır. Okulu olmayan yerlere gezici millet mektepleri gönderilmiş, okuma odalarıyla da desteklenmiştir. Eğitim süreleri 4 aydan oluşmuştur. 1928–65 yılları arasında yaklaşık 2 milyon kişi bu dersliklere devam etmiştir. Millet mektepleri başta okuma-yazma öğretmeyi amaçlarken bunun yanı sıra iş hayatında, aile hayatında, diğer insanlarla ilişkilerinde pratik ve teorik bilgiler kazandırmıştır (Güneş, 1996, s. 81; Celep, 1995, s. 81-83; Turgut, 1998, s. 19). Millet mektepleri artık okuma-yazmanın yanında azda olsa farklı alanlarda hizmet vermeye başlamıştır.

Halkevleri (1932): Cumhuriyet rejiminin ve demokrasinin yerleşebilmesi için, Millet Mektepleri’nin ulaşmış olduğu yurttaş sayısı yetersiz kalmış, 1932 yılında devrimleri yaymak ve kökleştirmek, halkı toplumsal ve kültürel açıdan geliştirmek amacıyla

(39)

Halkevleri kurulmuştur. Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 1932 yılında çıkardığı Halkevleri Talimatnamesi’nde bugünkü halk eğitimi anlayışına uygun bir tespit yapılmış ve halk eğitiminin yalnızca okuma-yazma bilmezlikle savaş olmadığı vurgulanmıştır. Bu talimatnameden anlaşılmaktadır ki, Cumhuriyet Türkiye’si artık bir Kültür Devrimine başlayacaktır. Halkevlerinde, dil ve yazım, tarih, müzik, sosyal yardım, spor ve güzel sanatlar konularında etkinlik göstermişlerdir. 1933 yılında yürürlüğe giren 2287 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütü ve Görevleri ile ilgili Kanunla Halkevlerinin yürüttüğü etkinlikler İlköğretim Genel Müdürlüğüne devredilmiştir (Turgut, 1998, s. 19; Celep, 1995, s. 81-83). Halk evleri, cumhuriyet rejiminin ve demokrasinin halk bilincinde yer etmesi alanında çalışmalar yaparak halkı her yönden geliştirmeyi amaç edinmiş ve bugünkü halk eğitim anlayışına uygun düzenlemeler yapmıştır.

Köy Eğitmen Kursları (1936) ve Köy Enstitüleri (1942): Köy öğretmenlerine okuldaki görevlerinin yanı sıra, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevi de verilmiştir. Köyü, köy kökenli önderlerin öncülüğünde kalkındırmaya yönelen Köy Enstitüleri, halk eğitimi alanında da etkili olmuştur. Öğretmen, köy halkının mutluluğunu artırmak, mutsuzluğunu gidermek için önlemler almakla görevli kılınmıştır. Köylerin ortaklaşa tarım araçları ve taşıtlarını edinmelerine, her türlü kooperatif kurup işletmelerine önderlik etmesi öngörülmüştür. Öğretmen, salt okul içi çalışma yapmakla sınırlandırılmamış, aksine çevreye, yetişkinlere de yönelmekle görevlendirilmiştir. Köy Enstitüsü kökenli öğretmenler, toplumsal kalkınmaya öncülük edecek, köylüye tarım, hayvancılık ve sağlık gibi alanlarda yardımcı olacak bir bicimde yetiştirilmişlerdir (Celep, 1995, s. 81-83; Okçabol, 2001, s. 129). Cumhuriyetle birlikte gelen düzenin halka benimsetilmesi, toplumun kalkınması ve halkın eğitilmesinde öğretmenlere büyük görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.

Halk Eğitim Merkezlerinin Amaçları

14. 06. 1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, Halk Eğitiminin en önemli amaçları şu şekilde belirlenmiştir;

 Örgün eğitimden yararlanamamış veya eğitimini yarım bırakmış bireylere okuma-yazma öğretmek ve bütün bireylerin yaşam boyu eğitimlerini sağlamak.

 Toplumdaki bireylerin Atatürk devrimlerine bağlı, bilimsel, özgür, demokratik düşünme ve güçlerini geliştirici çalışmalar yapmak.

Şekil

Tablo 1. İlçelere Göre Örneklem Dağılımları
Tablo 2. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış       Kursuna Katılan Bireylerin Demografik Durumlarının Dağılımı
Tablo 3. Ankara İli Merkez İçlerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış                   Kursuna Katılan Bireylerin Kurslara Katılım Amaçları
Tablo 4. Ankara İli Merkez İlçelerde Bulunan Halk Eğitim Merkezlerinde Nakış   Kursuna Katılan Bireylerin Kursları Tercih Etme Durumları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

In conclusion, periapical dental abscesses must be considered in the differential diagnosis of patients with recur- rent and unexplained fever even without any oral symptoms and

Results were evaluated for grading of them according to IOC regulations based on cultivar (ripe or unripe Ayvalik and Memecik), production (organic, stone mill,

Farklı karbon kaynaklarının kullanıldığı ortamlarda üretilen selülaz enziminin aktivite ölçüm sonuçlarına göre, analiz yapılan süre içerisinde en yüksek enzim

ġekil 6.8‟de birinci gün yapılan kurutma deneylerinde incir dilimlerinin doğal taĢınımda direkt güneĢ altında, sera içinde doğal ve zorlanmıĢ

Türk edebiyatının büyük şafri Fı:.ızaır (ölm. 963/1556)'nin Farsça ve Türkçe divanlarında kullandığı vezinlerin çeşitli : mukayeselerle lricelenmesini ihtiva ederi

2021 年第一期北醫生醫加速器新創團隊招募計畫開訓典禮 本校 2021 年第一期生醫加速器新創團隊招募計畫,於 2 月 25 日在君蔚樓 1

Ancak yukarıdaki tabloda basit usulde vergilendirilen kesim olan minibüs faaliyeti ile iştigal edenlerin diğer basit usule tabi olan mükelleflerin elde ettiği

(Brysoon John. M.,1995:4, Akt: Ereş,2004) Stratejik planlama, işletme veya kuruluşun tüm çalışanlarının katılımını gerektiren, yönetimin her kademesindeki