• Sonuç bulunamadı

Sevr'in 50.yıldönümü arefesinde:Ermenistan hayali yeniden canlandı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sevr'in 50.yıldönümü arefesinde:Ermenistan hayali yeniden canlandı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Beyrut’ta Ermeni Üniversitesinin kapısına yapıştırılan ilânda; «1915 • 1918 yıllarında çöllerde öldürülen Ermenilerin hâtırasına hür­ meten kapatıldığı» bildirilmiş bulunmaktadır

BEYRUT’TA

ERMENILER VE

AMERİKALILAR

ELELE ÇALIŞIYOR

Sevr’in

50

.

yıldönümü aref esinde

Bütün duvarları, bütün dükkânları süsleyen Ej-m n; tehciri ve devletinin ana hudutları..* göstere haritalardan biri kitapçı dükkânlarından birinin vitrininde görülmektedir.

Ermenistan hayali

yeniden canlandı

Sevr Anlaşmasının 50’nci yıldönümünde, 1970 de yurt dışındaki Ermemlenn ciddî bazı taleplerle ortaya çıkmaları, uzak bir ihtimal sayılmamalıdır.

Paris ve Beyrut’ta kümelenmiş Ermeni liderleri ve propagandacıları tesbit edilen bir program çerçe­ vesinde, bir «bağımsız Ermenistan» için ciddî gayret lerin içindedirler. Birleşik Amerika’daki Ermenile­ rin çabalan yanısıra, kurulan komiteler ve Beyrut’­

ta yeşeren bazı teşkilâtlar, meseleyi Birleşmiş Millet­ ler çerçevesine sokacak kadar ileri adımlar atmış­ lardır. ' işte, 23 Nisan 1968’de «Ermeni Dâvası Ko­ m itesinin Tahran’da toplanan insan Haklan toplan­ tısı münasebetiyle yayınladığı beyannameden par­ çalar:

«Ermeni Dâvası Komitesi, Birleşmiş Milletlere

(Devamı S». 7. Sü. 6 da)

Erir»"‘ iilerin Amerikalı profesörlerle berabergiriştikleri büyük kampanya bütün Beyrut’u kaplamış bulunuyor. Besimde Ermeni kiliselerinin kapılarına yapıştırılmış ilânlar.

(2)

SAYFA: T

Ermenistan hayali yeniden canlandı

(Baştarafı 1. Sayfada) müracaat ederek 22 Nisan 1968 tarihinde Tahran’da ya­ pılacak elan İnsan Haklan Ko mitesinin toplantısına katıl­ mak için müracaatta bulun­ muştu.

On Komitenin 18 . 19 Mart tarihleri arasında resmî ve gayriresmî teşekküllerin müra eaatlarımn gündeme alınıp a- lmmaması konusunda yapmış olduğu toplantıya, Ermeni Dâ vasi Komitesinden de bir de­ lege iştirak etmiştir. Ön Ko­ miteye 600’e yakın müracaat olmuş ve bunlardan sadece 23’ü üzerinde görüşmeler ya­ pılması karar altına alınmış­ tır. Bu 23 müracaatın ancak 7’sinin gündeme alınması ka­ rarlaştırılmıştır. Ermeni Dâ­ vası Komitesinin vermiş ol­ duğu muhtıra, gündeme alman 7 müracaata dahil edilmemiş­ tir.

Birleşmiş Milletlerin bu gi­ bi toplantılarına komitemizin de katılması ön komite tarafın dan kabul edilmiş bulunmak­ tadır.»

Ve, Zartong gazetesinde 24 Nisan 1968 günü Varjabet- yan şunları yazıyordu:

• İntikam almalıyız. Parçala­ narak değil, göç ederek de­ ğil, vatana dönerek. Artık ıramıza yabancılar tarafından ¡okulan nifakları bertaraf et­ eneliyiz. Vatan ateşi ile yanan

Ermeni’nin bir hayali var. Bü tün bir Ermenilik, bütün va­ tanında...»

HARİTALAJR - KİTAPLAR . BAYRAKLAR

Beyrut’un bütün dükkânla­ rında, önemli binalarında, hat tâ Amerikan Üniversitesinin salonlarında asılı duran beyan namelere ve haritalara bakılır sa, «vatan» Doğu Anadolu, «göç» ise 1915'de Talât Paşa­ nın Ermenilere karşı giriştiği hareketten sonra, oralardan ayrılanların yollarıdır. Ve Or­ ta Doğu'nun çeşitli yerlerine yayılmış Ermeniler, «vatan» talebiyle tıpkı İsrail gibi bir toprakta birleşme emeliyle yanıp tutuşur görünmektedir­ ler. Meselâ, Halep’te yapılan bir toplantıda, Hmçaklardan Ji

sır ve önemli dış meseleler« ve meselelerimize kamuoyu olarak deveKuşu gibi davranır ken, Beyrut’ta Amerikan V- nlversitesinde. Türk ve Erme­ ni öğrencileri arasında ciddî ta zı çatışmalar oluyordu.. Er­ meni öğrenciler «âdetleri 400 ün üzerinde), Türkiye’den git­ miş Türk öğrencilere sataşı­ yorlar (Türk öğrenci adedi 33 tür) ve üniversitede Ermeni katliamı ile ilgili tabloları «e’ giliyorlardL Ermeni gençliği ayrıca bir tebliğ yayınlayarak. Türkiye’ye sataşıyorlar, Erme ni katliamım şiddetli bar dille yeriyorlardı.

BİR DEVLET İÇİN BER ŞEY VAR

Ermeniler o türlü teşkilât­ lanmışlardır ki. Birinci Horen in dinî liderliği dışındaki İcra Komitelerinden başka, 50 kişilik bir Meclisleri bile var­ dır ve üç ayda oir toplanmak tadırlar. Din, dil ve kültür bakımından ayrı bir millet ol­ duklarını bütün dünyaya, baş ta Paris ve hemen yanı sıra Birleşik Devletlere yayan Er­ meniler, İcra Komiteleriyle, Hükümeti, izci teşkilâtlarıyla askerî ve bir de Meclis’i, şim­ diden başka biçimde ve isim de değerlendirmişlerdir. ' Kendilerini Lübnan’ın bir «ko nuğu» gören ve gösteren ciddi tutumları, geleceği kendi ülke­ leri için dövüşe hazır göste­ ren hazırlıklarıyla. Ermeni me­ selesinde dışımızda bir başka dâva olmağa doğru ke&nlikle yönelmişlerdir.

BİR HEYKEL VE KONUKSEVERLİK

Lübnan’daki Ermeniler, ger­ çekten kendilerini Lübnan'ın bir konuğu sayıyorlar. Duvar­ lara, koridorlara, dükkânlara astıkları tehcir ve ülke hari­ talarını benimsemişlerdir.

Ermeni katliamı dedikler: 1915 tarihini . kuvvetlendirmek için, Beyrut’un dağ mıntıka»,: Bikfaye’de muazzam bir hey­ kel inşa ettirmişlerdir. Bu hey­ kelin temel atma gününde ya yınladıklan beyannamede ay­ nen «Finikelilerin güzel kıyı­ larında bulunan misafirperver Lübnan Devletine ve muhte­ rem halkına minnettarlığımız ı sunarız» demişlerdir.

İstedikleri bölge, 1915 teberi- riden sonra ayrıldıkları yerler dir. Erzurum’dan daha doğu­ ya doğru her ilimizi içine sı­ lan bir geniş toprak... Beyrut ta anlatıldığına göre, «Ermen dâvası. Amerikan hey’eti ü- yeleri» Dikran Boyacıyan fîe Antriasyan. şimdiki Birleşik Devletlere bu gerçeği izah et­ meğe çalışıyor. Va, önemli vs kıf olan Beyrut Amerikan Ü- niversitesinde bu âsikâr Tür­ kiye aleyhtarlığı ve yurdu par çaîamayı hedef tutan çabaya neden göz yumuluyor, pek an laşılamaz.

rair Neyin şöyle diyor: «Kardeşlerim, biz Durada ağlamak için toplanmadık. Bu toplantımızın manâsı haksız­ lıklara ve caniliklere rağmen yaşadığımızı ve mücadeleye devam edeceğimizi, bizlerden gasp edilen toprakları geri a. lacağımızı göstermektir. Bu­ nun için bir araya gelmiş bu- lunus-oruz.»

Ve slogan, «kuvvetli olmak için bir olmak lâzımdır» da toplanmaktadır. Nitekim, bü­ tün dünyada, özellikle Beyrut’­ ta çeşitli partilere bölünmüş olan Ermeni siyasî teşekkül­ leri, «Dâva uğruna ve dâva so »uçlanıncaya kadar» bir ve be­ raber olmak kararına gidiyor­ lar. Taşnak (Sağcr), Hınçak «Solcu), Ramgavar (Liberal1 görüşlere sahip üç ayrı siyesi teşekkül Suriye'de birleşmiş­ tir ve Beyrut’ta da birleşmek üzeredirler. Ermeni Cismani Meclisinin ve İcra Komitesinin Başkanı Birinci Horen’dir ve dinî sıfatı «Silisya Başpiskopo su» dur. Silisya, Adana ve ci varına verilen addır.

Birinci Horen, İcra Komite sinde üç siyasi teşekkülünün temsilcilerini toplamış bulun­ maktadır. Banka, ticaret gibi işlerde tamamen organize hal dedirler. Uğurluyan, Lübnan Merkez Bankasının Birinci Mü­ dürü durumundadır.

Ayrıca, Ermeniler, Liibnan- m konukseverliğine teşekkür eder, bir ciddi askeri teşkilât kuramazlarken, «Atranik» spo» teşkilâtı adı altında, 15 - 25 yaşlan arasındaki gençleri toplamaktadır. Bir çeşit izci, fakat disiplinli yetişme mer­ kezi, 25 yaşından sonra ise, Antranik Şövalyelik Klübüne girmek zorunda olan Emeni genci, ateşli silâhlara ilgi duy makta ve öğrenmektedir.

BEYRUT

ÜNİVERSİTESİNDE BİR ÇATIŞMA

Geçen Nisan ayında, bir yurt ta. bilinen problemlerle uğra

Kişisel A rşivlerde İstanbul Belleği T a h a T o r o s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Education is one of the most important means of empowering women with the knowledge, skills and self – confidence necessary to participate fully in the

Surgical technique, recurrence rate, and hearing outcomes after one year according to the stage of the cholesteatoma were shown... The detailed classification and staging of

1.In the cross-sectional models, the townships with lower population density, a lower percentage of physicians, a lower level of college education, a higher percentage of elderly,

Sarı hastalıktan arî bulunan kazanın sıtması da kesilirse ha­ vası ve suyu güzel olan bu yur­ dun güçlü, kuvvetli insanlarının hiç bir sosyal derd

önemli yasalarndan kabul edilen bu yasa ile Katolik Kilisesi, her ne kadar kendi- sini Petrus’un halefi olarak görse de, kendisine mensup olmayan dier hristiyan- larn da

[r]

Söz ge- I i m i : Bir edebiyat yapıtında -doğa olarak karşılaştığımız- ses varlığı, sözcük ve dil biçimini almakla doğal niteliğinden çok şey yitirm iş

Raporda özetle; Türk mültecilerinin durumlarının gittikçe kötüleştiği, Güney Anadolu’da perişan vaziyette kalan binlerce kişiye Yunan işgali nedeniyle Batı