Yurddan M anzaralar : T 7 - 7 f J rL 1 2 Z i• t< * ' ;
K a r a i s a l I
Yazan ' T A H A T O R O S
---( Karaisalı ) yı ötedenberi görmkk isterdim, Bana bu fırsatı Avukat Feyzi Oldaç verdi. Onun yoldaşlığı ile özlediğim bu yurd köşesini görmekle yegâne arzu mun tatmin edilmiş oimasnrehm mütevellit bir haz içerisindeyim.
Sessiz ve bir az fakir olan Kazanın bendeki intibaı muhak-J kakki köklüdür.
Onu satırlarla ifade edebil menin imkânını bulmak bile bu sevimli ve ılık ıuhlu kazanın tam tasvirini veremiyecektir.
Arkasını bir tepeye yaslamış
Çukurvoayı her saniye seyir
eden Karaisalı, tarihinin eskili ğine nazaran cüssesi çok küçük bir kaza Merkezidir.
içerisinde eski Bizans ve Selçuk eserlerinden izler beliren Karaisahmn bilhassa etrafındaki kal’alarla mazisini derinleştirmek mümkündür. « Milvan » ve Mey dan kal’aları mazide mühim rolü olan Torosların en eski kabaları
dır. Asırlarca tamir edilerek
bundan 120 sene evvel Mene- menci oğullarının bile isyanına cesaret veren yegâne mahfuz kal’a Milvandır. Gerek arap ve gerekse garp tarihlerinde müte addit adlarla anılan bu kal’a hakim ve sarp bir dağın başında hatıralarını enginlere- haykıran bir kahraman gibi dimdik duru yor.
“ Karaisalı ,, şimdiki adını
Ramazan oğullarının Adanaya
gelmesile almıştır.
Kusun, Kuştemür, Yüreğir, Özer, Künzer ve Ramazanın bir
He “ kTâraisa,, İJ1'
Bu kardeşler Çukurovanm müteaddit yerlerini kışlak ve Torosların yaylalarını da yaylak olarak aralarında taksim etmiş lerdi. Karaisaya kışlak olarak şimdiki yer ve yaylak olarak da Arnaşa kabası verilmişti.
İşte adını bu Karaisadan
alan kaza bir zamanlar da
( Çeceli ) diye anılmış ve son
bir iki asırda da Menemenc-ioğul- larınm idare merkezi olmuştu.
Menemenciler burada uzun müddet Derebeği olarak yaşadı lar. Mıntakaîarı Madenden Tar- susa ve Adanaya kadar uzanırdı. Şarkta Kozan oğlu ve küçük Ali oğullarile Cenupta Haşan Paşaoğullarile Garpte de Tor- oğlu ve Gülek Ağalarile Çerçi- velenen bu arazinin yegâne ha kimi Menemencilerdi.
1281 de Çukurovaya Derviş Paşa ve Cevdet paşa idaresinde gelen fırkaî İslâhiyenin yegâne vazifesi ( Foodalite ) usulüne hitam vermekti Nitekim Kozan- oğlu ve Küçük Ali oğlu ve Ali Bekir oğllarile Fırkaî İslâhiye arasında başlayan Muharebe bu
işi gkökündnn haledfbildi Bu
meyanda 1282 de Menemenci- oğullarıda Karaisalıda teşkil edi len kaza teşkilâtına manı olacak ları endişesile İstanbula gönde rilmişlerdi.
Hicri 1263 yılında kaza olan Karaisalı bu güne kadar kaza olarak kalmıştır. İklimi mutedil, toprağı münbit, insanları yiğit olan bu kaza Millî Mücadele ta rihinin şerefli sahifelerinde büyük
değerile yaşamaktadır.
Millî kuvvetlerlerin teşekkül ve taazzu hareketlerine sahne olan Karaisalı bu İstiklâl ve
Hürriyet davasında haklı bir
şöhret yaratmış ve bu değeri sayesinde bütün yurdun ve Millî tarihimizin sempatisini kazanmış tır.
Onun küçüklüğüne bakılarak diğer kazalarla mukayeseye kalk mak hiçte doğru olmaz. O, Millî Mücadelede doğan hareketlerin süt Anası olmuş ve cılız meme
sinin mertlik südüyle haklı dava- çıları besleyebilmiştirl.
Karaisalı için şerefin bu ka darı kâfidir. Ve Karaisalılar va tan hizmetini her zaman kanla ödenebilecek hamaset
duyguia-rile yaşamaktadırlar. * *
*
Kazanın Cumhuriyetten ev-
\ velki halile şimdiki arasında
i gözle görünür bir imar ve inki şaf mevcuttr.
Kısa da olasa Belediyenin dar bütçesile temiz ve sağlam bir parke yolu yapılmıştır. Kay nak suyun etrafı duvarlarla çev-
j rilmiş ve müteaddit havuzlarla
I süslenmiştir. Küçük Belediye bi-
j
naşı ve Belediyeye akar getire-! cek eserlerle kasabanın çehresi 1 değişmiştir.
Güzel bir ilk mektep, bir Kaymakam evi ve bilhassa Parti binası kazadaki imar ve inkişa fın başlıca .nümuneleridir.
Suyun hayat olduğunu bilen ' Karaisalılar münbit topraklarını sessizliğine hareket vermişler ve
Bahçeciliğe, Portaklcılığa da
başlamışlardır.
Kazanın eksikleri yok değil belki çoktur. Fakat hepsinin sıra sını beklemek Ve parasını bul mak lâzımdır.
Kaza Adanaya şosayla bağlı ise de yağmurların başlamasile bu bağ tabiatın eliyle mecburen
kırılmış olur.
Karaisalmın Merkezle irtiba- I tını günü gününe temin için yegâ
ne çareyi 10 kilometre mesafedeki Tren hattına bir şose yapılması i teşkil edebilir.
*
Sarı hastalıktan arî bulunan kazanın sıtması da kesilirse ha vası ve suyu güzel olan bu yur dun güçlü, kuvvetli insanlarının hiç bir sosyal derd kalmaz.
içine sularının Elektrikle
beraber halli eminizki kazaya iki misli inkişaf verecektir.
* * *
Kazada şayanı memnuniyet bir nokta da şudur: Bunu söy lerken göğsümüzü iftiharla ka bartabiliriz. Kaza sakinleri ara sında büyük bir birlik, sağlam bir samimiyet vardır.
Her işi hep beraber düşünür hep beraber yaparlar. Birliğin kuvvetini işğalin acı günlerinde pek iyi bilen Karaisalılar yekdi-
ğerlerini katiyen incitmezler.
Aralarında vahdete, birbirlerile olan sevgi bağlarına o kadar muhabbet ve inançları vardırki bu bağ hiç bir kuvvetin tesirile ve zamanla bozulamamıştır. Ve bozulamaz da...
Bu asil kardeşlerimizin her işteki vahdetine ve gayretlerin
d ek i h ü sn ü n iy etlerin e her idare adamı hayret etmiş ve takdirle karşılamıştır.
Bir kimsenin diğerini şikâyet edecek mevzuu olmayışı başlı başına kazaya sempatimizi art tırmaktadır.
* * *
Kazanın Halkçı, ve Köycü Kaymakamı kendisini hakikaten çok sevdirmiştir.
Meslekine asık bir idareci olan Kaymakamın kaza hakkında düşünceleri ve projeleri tama- mile yeriııdedir.
Belediye Reisi Keçioğlu da 'Halk arasından yetişmiş halkçı
ve enerjik bir adamdır!
Diyebilirizki Keçioğlu, Kara- isalıdan yetişen inşaların belli başlı simalarındandır.
İyi gören, iyi düşünen bu
adama mesai arkadaşları da
candan bağlıdır.
'1*
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi