• Sonuç bulunamadı

Tokat ekolojik koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek silajlık sorgum (Sorghum bicolar (L.) moench) çeşitlerinde farklı sıra aralıklarının bazı morfolojik ve tarımsal özellikleri üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tokat ekolojik koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek silajlık sorgum (Sorghum bicolar (L.) moench) çeşitlerinde farklı sıra aralıklarının bazı morfolojik ve tarımsal özellikleri üzerine etkisi"

Copied!
66
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ

Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu

Sonuç Raporu

Proje No: 2012/87

Projenin BaĢlığı

TOKAT EKOLOJĠK KOġULLARINDA ĠKĠNCĠ ÜRÜN OLARAK YETĠġTĠRĠLEBĠLECEK SĠLAJLIK SORGUM

(SORGHUM BİCOLAR (L.) MOENCH) ÇEġĠTLERĠNDE FARKLI SIRA ARALIKLARININ BAZI MORFOLOJĠK VE TARIMSAL ÖZELLĠKLERĠ

ÜZERĠNE ETKĠSĠ

Proje Yöneticisi Prof. Dr. YaĢar KARADAĞ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

AraĢtırmacılar ve Birimleri

ArĢ. Gör. Mahir ÖZKURT (Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü)

(2)

i

TOKAT EKOLOJİK KOŞULLARINDA İKİNCİ ÜRÜN OLARAK

YETİŞTİRİLEBİLECEK SİLAJLIK SORGUM (SORGHUM BİCOLOR ( L). MOENCH) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI SIRA ARALIKLARININ BAZI MORFOLOJİK VE

TARIMSAL ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ*

Bu araĢtırma 2011 yılı vejetasyon döneminde Tokat-Kazova ekolojik koĢullarında ikinci ürün olarak ümitvar sorgum çeĢitlerinin (Digestivo, Rox ve Fito 26250) farklı sıra arası mesafelerinin (15, 25, 35, 45 ve 55 cm) bazı morfolojik ve tarımsal özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüĢtür.

AraĢtırma sonuçlarına göre; ham protein oranları, ADF (Asit Deterjan Lif), NDF (Nötral Deterjan Lif) ve sindirilebilir kuru madde oranları (%) bakımından çeĢitler, sıra arası mesafe uygulaması ve çeĢit x sıra arası mesafe interaksiyonu arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmamıĢtır. En yüksek yaĢ ot verimi 3424,4 kg/da ile Rox çeĢidi 15 cm sıra arası mesafe uygulamasından, en düĢük ise 1747,4 kg/da ile Digestivo çeĢidinin 55 cm sıra arası uygulamasından elde edilmiĢtir. Kuru madde verimleri bakımından ise en yüksek değer 1432,5 kg/da ile Rox çeĢidi 35 cm sıra arası mesafe uygulamasından, en düĢük değer 666,8 kg/da ile Digestivo çeĢidi 55 cm sıra arası mesafe uygulamasından elde edilmiĢtir. En yüksek sindirilebilir kuru madde verimi 821,0 kg/da ile Rox çeĢidi 35 cm sıra arası mesafe uygulamasından, en düĢük ise 380,4 kg/da ile Digestivo çeĢidi 55 cm sıra arası mesafesinden elde edilmiĢtir. Bitki boyları 149,0-209,0 cm, yaprak sayıları 7,1-8,7 adet/bitki, tek bitki ağırlıkları 119,0-235,7 g/bitki arasında değiĢiklik göstermiĢtir.

Bu çalıĢmanın sonucuna göre Tokat-Kazova ve benzeri ekolojik koĢullarda kuru madde verimi, kuru ot verimi, ham protein verimi ve sindirilebilir kuru madde verimi bakımından Rox çeĢidinin 15 ve 25 cm sıra arası mesafe uygulamasının yüksek performans gösterdiği belirlenmiĢtir.

Anahtar kelime : silajlık sorgum, sıra arası mesafesi, SKMV, ADF, NDF

*

Bu çalışma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenmiştir (2012/87)

(3)

ii ABSTRACT

EFFECT OF DIFFERENT ROW SPACINGS ON SOME MORPHOLOGICAL AND AGRONOMIC CHARACTERISTICS FOR SILAGE SORGHUM [sorghum bicolar (l.)

moench] CULTIVARS AS SECOND CROP FOR TOKAT ECOLOGICAL CONDITIONS

This research was conducted to determine effect of row spacings on some morphological and agronomic traits of some promising cultivars sorghum as second crops under Tokat-Kazova ecological conditions in vegetation period of 2011.

The differences between row spacings and cultivar x row spacing interaction were found statistically non-significant in crude protein ratio ADF, NDF and digestible dry matter rate (%). The highest green forage yield was detected in cultivar Rox in 15 cm row spacing as 3424,4 kg/da and the lowest green forage yield was obtained from cultivar Digestivo in 55 cm as spacing with 1747,4 kg/da. In dry matter yield; the highest value was obtained in cultivar Rox in 35 cm row spacing as 1432,5 kg/da, the lowest value was determined in cultivar Digestivo in 55 cm row spacing as 666,8 kg/da. The highest digestible dry matter yield was obtained from cultivar Rox in 35 cm row spacing with 821 kg/da, and the lowest value of digestible dry matter was 380kg/da which was detected in cultivar Digestivo 55 cm row spacing. Plant weight, number of leaf and single plant weight were found to be between 129,0-209,0 cm, 7,1-8,7, 119,0-235,7 g respectively.

According to result, it was found that in Tokat-Kazova and similar ecological conditions, cultivar Rox in 15 and 25 cm row spacings showed the best performance in dry matter yield, dry forage yield, crude protein yield and digestible dry matter yield

(4)

iii

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR

Ülkemizde yem bitkileri üretimi çok kısıtlı olduğundan dolayı kaba yem sorunumuz her geçen gün artmaktadır. Bu sorunu ortadan kaldırmak için mevcut olan yem bitkilerini yetiĢtirilebilecek en uygun alanlarda yetiĢtirmek, alternatif yem bitkilerini tarıma kazandırmak ve en önemlisi de ikinci ürün yetiĢtirilebilecek gerek silajlık gerekse kaba yem olarak değerlendirilebilecek yem bitkilerinin tarımını yaygınlaĢtırmak çözüm yolları olarak görülebilir. Bu amaçla ikinci ürün olarak yetiĢtirilebilecek sorgum bitkisi mısıra alternatif olabilecek bir potansiyele sahip ve kalite olarak da mısıra çok yakındır. Ancak sorgumdan istenilen kalite ve miktarda ürün alabilmek için kültürel önlemlerin çok iyi yapılması gerekmektedir. AraĢtırmada sorgum bitkisinin uygun sıra arası mesafesini belirleyerek en uygun kalite ve miktarda ürün elde etmek amaçlanmıĢtır.

Bu araĢtırmanın yürütülmesinde ve gerçekleĢmesinde bizlere ekonomik destek sağlayan GaziosmanpaĢa Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonuna teĢekkürlerimi sunarım.

21 ġubat 2013

(5)

iv İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET……….. i ABSTRACT………... ii ÖNSÖZ……….. iii SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ………... vi ŞEKİLLER DİZİNİ………... vii ÇİZELGELER DİZİNİ……….... viii 1. GİRİŞ………. 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ………. 4 3. MATERYAL VE METOT………... 18 3.1. Materyal………... 18

3.1.1. Ekim Öncesi İşlemler……..……….... 18

3.1.2. Araştırma Alanı……….………... 18

3.1.3. Araştırma Yerinin İklim Özellikleri ………... 19

3.1.4. Araştırma Yerinin Toprak Özellikleri……… 19

3.2. Metot………... 20

3.2.1. Deneme Faktörlerinin Uygulanması………... 20

3.2.1.1. Ekim……….……… 20

3.2.1.2. Bakım………..……… 22

3.2.1.3. Hasat………... 23

3.2.2. Araştırmada İncelenen Özellikler……….. 24

4. BULGULAR VE TARTIŞMA……….. 27

4.1. Bitki Boyu………. 27

4.2. Yaprak Sayısı………... 28

4.3. Tek Bitki Ağırlığı (g)………..………... 30

4.4. Ham Protein Oranı (HPO) (%)………... 32

4.5. ADF (Asit deterjan lif) (%)……….. 34

4.6. NDF (Nötral deterjan lif) (%)………... 35

(6)

v

4.10. Ham Protein Verimi (kg/da)……… 42

4.11.Sindirilebilir Kuru Madde Oranı (%)……… 44

4.12.Sindirilebilir Kuru Madde Verimi (%)(%)……… 46

5. SONUÇ VE ÖNERİLER………. 48

(7)

vi SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler Açıklama °C Santigrad Derece kg Kilogram mm Milimetre m2 Metrekare da Dekar

pH Hidrojen konsantrasyonunun eksi logaritması

Kısaltmalar Açıklama

UY Uzun yıllar

ADF Asit deterjan lif

NDF Nötral deterjan lif

KM Kuru madde

OM Organik madde

SKMO Sindirilebilir Kuru Madde Oranı

SKMV Sindirilebilir Kuru Madde Verimi

BBHB Büyük BaĢ Hayvan Birimi

HCN Hidrosiyanik Asit

BMR Brown Mid Rib

BATEM Batı Akdeniz Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü

(8)

vii

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil Sayfa

ġekil.3.1.Deneme parsellerinin oluĢturulması ……… 21 ġekil 3.2. Denemenin kuruluĢu ……….. 21 ġekil 3.3. Deneme alanında damla sulama sisteminden bir görüntü………… 22 ġekil 3.4. Deneme alanından boy gözlemi ………. 23 ġekil 3.5. Deneme alanından gözlemlerden görünüm ……… 23

(9)

viii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 3.1. AraĢtırmada Kullanılan Sorgum ÇeĢitlerinin Ticari

Ġsimleri Ve Sağlandığı Kaynaklar, ………... 18

Çizelge 3.2. Tokat Kazova’nın iklim verileri ……….………... 19

Çizelge 3.3. Deneme Yeri Topraklarının Bazı Fiziksel Ve Kimyasal Özellikleri…….... 20

Çizelge 4.1.1. Bitki Boylarına Ait Varyans Analiz Sonuçları………... 27

Çizelge 4.1.2. ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Bitki Boyları (cm) ……....…………... 27

Çizelge 4.2.1. Yaprak Sayılarına Ait Varyans Analiz Sonuçları………... 29

Çizelge 4. 2. 2 ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Yaprak Sayıları ………... 29

Çizelge 4.3.1 Tek Bitki Ağırlıklarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ………….……….. 30

Çizelge 4.3.2 ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Tek Bitki Ağırlıkları (g) ……….…….. 31

Çizelge 4.4.1 Ham Protein Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları …………...……... 32

Çizelge 4.4.2 ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Ham Protein Oranları (%)……..…. 32

Çizelge 4.5.1 ADF Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ………..…. 34

Çizelge 4.5.2 ÇeĢit-sıra Aralıklarının Ortalama ADF Oranları (%) ..……… 34

Çizelge 4.6.1. NDF Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ..………..……... 35

Çizelge 4.6.2. ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama NDF Oranları (%) ..………... 35

Çizelge 4.7.1. YaĢ Ot Verimleri Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ..……….. 37

Çizelge 4.7.2 ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama YaĢ Ot Verimi Değerleri (kg/da) .... 37

Çizelge 4.8.1 Kuru Ot Verimleri Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ... 39

Çizelge 4.8.2 ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Kuru Ot Verimi Değerleri (kg/da).... 39

Çizelge 4.9.1 Kuru Madde Verimleri Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları ….. 41

Çizelge 4.9.2. ÇeĢit-Sıra Aralıklarının Ortalama Kuru Madde Verimi Değerleri (kg/da) 41 Çizelge 4.10.1 Ham Protein Verimlerine Ait Varyans Analiz Sonuçlar.………. 43

Çizelge 4.10.2 Ortalama Ham Protein Verimi Değerleri (kg/da) .……….. 43

Çizelge 4.11.1 Sindirilebilir Kuru Madde Oranlarına Ait Varyans Analiz Sonuçları 45 Çizelge 4.11.2. Ortalama Sindirilebilir Kuru Madde Oranları Değerleri (kg/da) …… 45

Çizelge 4.12.1. Sindirilebilir Kuru Madde Verimlerine Ait Varyans Analiz Sonuçları 46 Çizelge 4.12.2. Ortalama Sindirilebilir Kuru Madde Verimi Değerleri (kg/da)…..…….. 47

(10)
(11)

Tarımsal faaliyetler öncelikli olarak insanlara besin maddesi sağlama hedefine dönük olarak yapılır. İnsan sağlığı bakımından oldukça önemli olan dengeli beslenme, besin maddelerinin çeşit, kalite ve miktar bakımından belirli bir düzeyde alınması ile mümkündür. İnsanların günde 75-80 g protein almaları, dengeli olarak beslenebilmeleri için yeterlidir. Ancak bu gerekli olan protein miktarının da yaklaşık olarak yarısının da hayvansal kaynaklı proteinin olması gerekmektedir. Bu hayvansal kaynaklı protein de karşılanmasında sığır eti ilk sırayı almaktadır. Bu yüzden hayvansal ürünlerin insan beslenmesindeki önemi tartışılmaz bir gerçektir (Cankurt, 2010). Tarımsal faaliyetler aynı zamanda ülke ekonomisinin gelişmesinde, birim yatırım karşılığında yüksek kazanç, en düşük maliyetle istihdam imkânı sağlayan önemli bir sektördür. Türkiye‘de kırsal üretimin yaklaşık % 76,3‘ü bitkisel, % 23,7‘si ise hayvansal üretim şeklinde gerçekleşmektedir (Karakuş, 2011).

Türkiye hayvancılık açısından çok önemli bir yere sahip olmasına karşın, hayvanların kaliteli ve ucuz kaba yem ihtiyacı karşılanamadığından dolayı birim hayvandan alınan verim oldukça düşüktür. Hayvansal üretimde girdilerin yaklaşık % 60-70’nin yem giderleri olduğu düşünüldüğünde, kaliteli ve ucuz kaba yem ihtiyacının ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılabilmektedir. Ülkemizde 12,4 milyonu büyük baş ve 32,3 küçükbaş olmak üzere toplam hayvan varlığı 44,7 milyon hayvan varlığı mevcuttur (Anonim, 2011).

Türkiye’de yem bitkileri üretim alanı tarla tarımı içinde hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelere kıyasla çok düşüktür. Örneğin ABD’de yem bitkileri ekim alanı tarla tarımı içerisinde de % 23, Almanya’da % 37, İtalya’da % 30 ve Hollanda da % 30’luk bir paya sahiptir. Türkiye’nin yem bitkileri ekim alanı ise tarla tarımı içerisinde % 6’dır (Avcıoğlu ve ark., 2009). Bu oranın % 20-25’lere yükselmesi gerekmektedir. Yaklaşık olarak 11 milyon Büyükbaş Hayvan Birimi (BBHB) hayvan varlığımızın yıllık kaba yem ihtiyacı 45-50 milyon ton kadardır. Ülke hayvanlarının kaba yem ihtiyaçlarının 12-15 milyon ton/yıl çayır ve meralardan, 4,5 milyon tonu yem bitkilerinden, 14 milyon

(12)

tonu mısır hasılından ve 15 milyon ton/yıl ise sap, saman ve tarla artıklarından karşılanmaktadır (Altın ve ark., 2005).

Tokat ili hayvancılık potansiyelinin yüksek olduğu iller arasında yer almaktadır. Tokat ili yüz ölçümünün % 32,7’sini tarım alanları, % 13,2’sini çayır mera arazisi, % 38,7’sini orman ve fundalık alanları, % 4,8’nin tarıma elverişsiz boş alan, % 10,6’sını ise diğer araziler oluşturmaktadır (Anonim, 2009). Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, gerek Türkiye’nin gerekse Tokat ve yöresinin yem bitkileri tarımı hem alan hem de verim olarak geliştirilmelidir. Var olan kaliteli kaba yem sorunumuzun çözümü, meraları ıslah etmek ve en azından buna kaynak olan yem bitkileri tarımını genişletmek ve geliştirmek, doğru üretim yöntemleri uygulayarak birim alandan daha fazla verim almak, değişik iklim ve toprak koşullarında yetiştirilebilecek alternatif yem bitkisi tür ve çeşitlerini arttırmakla mümkündür.

Çayır ve meralarımızın verimlerini arttırmakla yeterli miktarda kaliteli ve ucuz kaba yem temin etmek ve mevcut olan kaba yem açığını kapatmak mümkündür. Ancak bu verim artışını sağlamak için yapılacak olan ıslah çalışmaları hem uzun zaman alacak hem de büyük yatırımlar gerektireceğinden dolayı, kısa sürede ihtiyaç duyulan kaliteli kaba yem sağlamanın en ucuz ve kolay yolu, mevcut olan yem bitkileri ekim alanlarımızı arttırmak ve yem bitkilerini ekim nöbetine sokmaktır. Çok değişik ekolojik bölgelere sahip olmamız, çeşitli yem bitkilerinin farklı bölgelerde ekonomik olarak yetiştirilmesine imkan sağlamaktadır. Mevcut üretim yapılan tarla tarımı arazi miktarları düşünüldüğü zaman ise ekilen alanların arttırılması pek de mümkün görünmemektedir. Bu yüzden yem bitkilerinin ekim alanlarının artması ancak uygun ekolojik koşullarda ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek yem bitkilerinin ekim nöbetine girmesi ile mümkündür. Tokat ve benzeri ekolojiye sahip, yeterli miktarda yağış almaları, ikinci ürün için vejetasyon süresinin uygun olması, toplam sıcaklık miktarının uygun olması gibi nedenlerden dolayı ikinci ürün tarımına olanak sağlamakta ve yetiştirme periyotları göz önünde bulundurularak uygun yem bitkileri ikinci ürün olarak ekim nöbetine girmeli, yörenin mevcut olan kaliteli kaba yem açığı bir ölçüde kapatılmaya çalışılmalıdır.

(13)

Yurdumuzda yem bitkileri ekiliş alanı genişletilmeye çalışılırken, farklı iklim ve toprak koşullarına uyabilecek birçok alternatif bitkiler bulunmaktadır. Bu bitkilerin başında sorgum tür ve melezleri gelmektedir. Sorgum ve sorgum x sudanotu melezleri kök yapılarının uygun olması nedeniyle suyu etkili bir şekilde absorbe edebilen, bol yaprak üretebilen, birim alandan daha fazla hazmolunabilir besin maddesi üretebilen ve ve gerek silajlık gerekse kuru veya yaş ot olarak tüketilebilen tek yıllık bir buğdaygil yem bitkisidir. Uzun kuraklık dönemi esnasında uyku durumuna geçebilmesi, kuraklık ve yüksek sıcaklıklara daha fazla dayanabilmesi, biçimden sonra yeniden sürebilmesi, hastalık ve zararlılara daha dayanıklı olması mısıra alternatif olarak kullanılabilecek bir bitki olmasının özellikleri arasında sayılabilir. Kuraklığa dayanımda güçlü kök sistemi ve yapraklarının kalın ve mumsu tabaka ile kaplı olması yanında evapotranspirasyon ve stomaların etkin bir şekilde kontrolü sorguma avantaj sağlamaktadır (Çiğdem ve Uzun, 2006).

Sorgum dünyada üretim alanı ve üretim miktarı bakımından mısır, çeltik, buğday ve arpadan sonra beşinci sırada yer alan önemli bir kültür bitkisidir. Sorgum bitkisi hayvan beslenmede kullanılmasının yanında Asya ve Afrika’da, özellikle tane sorgum tipleri, insan gıdası olarak da önemli derecede kullanıma sahiptir (Anonim, 2012).

Bunun yanında dhurrin glikozidi çoğu sorgumun toprak üstü parçalarında mevcuttur. Dhurrin; otlatılan veya yedirilen hayvanları öldürebilen ve oldukça toksik etkiye sahip bir glikozittir. Dhurrin glikozidinden dolayı sorgum bitkisi otlakiye olarak kullanılırken dikkat edilmelidir. Özellikle bitkilerin toprak üstü aksamında bulunan glikozid, bitkiler 40-50 cm yüksekliğe geldiği zaman en üst seviyeye ulaşmakta, bitki geliştikçe etkisini yitirmekte ve hasat zamanına kadar etkisi tamamen kaybolmaktadır. Bu yüzden bitkiler otlakiye olarak kullanılacaksa bitkiler 50-60 cm boylandıktan sonra otlatılmalıdır ( Uzun ve Çiğdem, 2005).

Bu çalışma daha önce Tokat ekolojik koşullarında denenmiş ve ümitvar olan çeşitlerin farklı sıra aralıklarının bazı morfolojik ve tarımsal özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.

(14)

2. KAYNAK ÖZETLERİ

Boren ve ark. (1962), silajlık tahıllarda kuru madde oranının % 27,0-32,0 olduğu dönemlerde hasat edilmeleri gerektiğini, % 35,0’ den fazla kuru madde içeren silajlarda ise aneorobik fermantasyonun oldukça güç olacağını bildirmişlerdir.

Hegde ve ark. (1975), Kanada’da sıra arası ve bitki populasyonu yoğunluğunun tane sorgum üzerine olan etkilerini inceledikleri çalışmada, iki sorgum çeşidini (Pride X4004 ve Pride X4053) üç farklı sıra arası mesafede ekmiş (18, 36 ve 72 cm), bitki boyunun sıra arası mesafesi arttıkça arttığını, fakat yaprak alanı indeksinin artan sıra arası mesafesi ile azaldığını kaydetmişlerdir. Yine aynı çalışmada Kanada-Alberta gibi karasal iklime sahip olan bölgelerde toprak neminden etkili bir şekilde yararlanabilmek için 18 veya 36 cm sıra aralığında ve 15,000 bitki/da ekim yoğunluğunda ekim yapılmasının uygun olabileceğini bildirmişlerdir.

Nuwanyakma ve ark. (1979), değişik sorgum tür ve çeşitleri ile yaptıkları çalışmalarında, silajlık sorgumları erken vejetatif dönemde, karınlanma aşamasında ve hamur olum döneminde biçmişlerdir. Araştırmada, silajlık sorgumun ham protein oranı gelişme döneminin ilerlemesiyle azalmış ve ilk dönemde % 17,3-19,7, ikinci dönemde % 7,8-12,5 ve hamur olum döneminde ise % 4,0-8,7 arasında değişmiştir. Araştırmada, ham protein içeriğinin aksine, kuru madde veriminin gelişme dönemi ilerledikçe arttığını bildirmişlerdir.

Bhale ve Borikar (1982), değişik sorgum melez hatları ile yaptıkları çalışmalarında bitki boylarının 93-132 cm arasında, % 50 çiçeklenme gün sayısının ise 54-63 gün arasında değiştiğini belirtmişlerdir.

Pedersen ve ark. (1983), Amerika’da beş silajlık sorgum (Atlas, Brawley, Coleman, Early Hegari- Rox and White Collier) çeşidinin kalite özelliklerini inceledikleri çalışmada, sindirilebilir kuru madde oranını % 45,9-65,8 arasında tespit

(15)

etmişlerdir.Muldon (1985), Avustralya’da sorgum üzerine yaptığı bir çalışmada, ortalama kuru madde veriminin 760-1610 kg/da arasında değiştiğini belirlemiştir. Ayrıca sorgumun yaprağındaki muhtemel HCN (hidrosiyanik asit) miktarının, azotlu gübre uygulamasının artmasıyla düzenli olarak yükseldiğini bildirmiştir.

Akyıldız (1986), yazlık ikinci ürün olarak yetiştirilen silajlık sorgum ve sorgum x sudanotu melezinde ham protein ve ot verimini etkileyen faktörlerin başında biçim zamanının geldiğini bildirmiştir.

Oğraş ve Altınay (1986), Antalya koşullarında ana ürün ve ikinci ürün olarak silajlık sorgum, sudanotu, sorgum x sudanotu melezi (NK- Jordan- 70) ile yürüttükleri araştırmada, ana ürün koşullarında sorgum x sudanotu melezinden 10,9 ton/da, ikinci ürün koşullarında ise 9,5 ton/da yeşil ot verimi tespit etmişlerdir.

Cacares ve Santana (1987), Küba’da sorgum üzerinde yaptıkları bir çalışmada, en yüksek ham protein oranını % 10,1 olarak tespit etmişlerdir.

Tosun ve Aydın (1987), Samsun şartlarında yaptıkları bir çalışmada, sorgumda kuru madde veriminin 483-925 kg/da arasında değiştiğini bildirmektedirler. Ot verimi yönünden diğer çeşitlere üstünlük gösteren Rox, Leoti, Early Sumac gibi silajlık sorgum çeşitlerinin yetiştirilebileceğini belirtmişlerdir.

Sağlamtimur ve ark. (1988), Çukurova bölgesi sulu şartlarında ikinci ürün olarak yetiştirilen silaj sorgum çeşitlerinin bitki boyunu, 183-355 cm, yeşil ot verimini 3255-6380 kg/da ve kuru madde verimini ise 849-1444 kg/da olduğunu tespit etmişlerdir.

Tansı (1989), Çukurova koşullarında sudan otu ve sorgum-sudan otu melezinde farklı tohumluk miktarının (1,5, 2,5, 3,5 ve 4,5 kg/da) etkisini incelediği çalışmasında; yeşil ve kuru ot verimlerinin genellikle 3,5 kg/da tohumluk miktarında artış göstermiş, yaprak oranı ekim sıklığı arttıkça azaldığını belirtmiştir.

(16)

Tcacenco ve ark. (1989), Brezilya’da silajlık sorgum üzerine yaptıkları bir çalışmada, kuru ot veriminin 700-1400 kg/da arasında değiştiğini, tüm bitki üzerinden ham protein oranının % 11 olduğunu tespit etmişlerdir.

Causley ( 1990), Yeni Zellanda’ da Sudax ST- 6 ve sorgum-sudanotu hibrit çeşitlerinde; farklı sıra arası (15, 30, 45 ve 90 cm) ve tohumluk miktarlarının (0,42, 0,83, 1,25 ve 2,50 kg/da) kuru ot verimine etkilerini incelediği çalışmada; tohumluk miktarının artmasıyla kuru madde verimlerinin de artış gösterdiğini bildirmişlerdir.

Skerman ve Riveros (1990), sorgum türlerinde bitki boylarının 3,0-3,6 m arasında değişebileceğini ifade etmişlerdir.

Baytekin ve ark. (1991), Akdeniz iklim koşullarında yazlık olarak hem ana ürün ve hem de ikinci ürün sorgum (tane, ot, silaj), sudan otu (ot ve silaj), sorgum x sudanotu melezi bitkilerinin başarıyla yetiştirilebildiğini bildirmişlerdir. Ot amaçlı üretimlerde, sorgum türlerinin boylarının 1 m’ye ulaştığında biçilmesi durumunda ana üründe toplam beş biçim karşılığı 10-15 t/da, ikinci üründe ise üç biçim karşılığı 8-12 t/da verim alınabildiğini, silaj amaçlı üretimde ise ana üründe iki biçim karşılığı 5-10 t/da, ikinci üründe ise tek biçimde 4-8 t/da yaş ot alındığını belirten araştırıcılar, sorgum türlerinin ikinci ürün silajlık olarak değerlendirilmesi durumunda, ana ürüne göre daha kaliteli bir ürün alındığını da ifade etmişlerdir.

Bonomi ve ark. (1991), sorgum, sorgum x sudanotu melezi ve mısırın, süt olum veya hamur olum devresinde biçildiğinde, kuru madde oranının yükselmesiyle birlikte, yemin silolanma yeteneğinde artış ortaya çıktığını bildirilmişlerdir.

Tansı ve ark. (1991), Şanlıurfa-Koruklu ekolojik koşullarında üç yıl süreyle yürüttükleri araştırmada, sorgum türlerinin ana ürün olarak yetiştirilmesinde iki veya üç biçimden toplam 10-11 ton/da hasıl verimine ulaşılabildiğini belirtmişlerdir. Araştırıcılar; ilk biçimin hasıl verimi sağladığını, diğer biçimlerde ise bitki boylarının kısalarak yaprak oranlarının yükseldiğini de bildirmişlerdir.

(17)

Tekeli ve Turhan (1991), 4 sorgum-sudan otu melezi çeşidinde (Growsers, P.988, J-91 ve Sugarleaf) 3 farklı sıra arası mesafesi (35,0, 52,5 ve 70,0 cm) uyguladıklarını, en yüksek yeşil ot verimini (3815 kg/da) 52,5 cm sıra arası mesafesinden elde ettiklerini belirtmişlerdir.

İptaş (1993), Tokat ekolojik şartlarında yetiştirilen sorgum çeşitlerinin bazı tarımsal karakterleri üzerinde yaptığı bir çalışmada, süt olum döneminde hasat yapılarak elde edilen verilerde; yeşil ot verimini 6567 kg/da, kuru madde verimini 1766 kg/da, yaprak oranını % 17,7, bitki boyunu 198 cm, kuru madde oranını % 26,8, ham protein oranını ise % 6,2 olarak belirlemiştir.

Avcıoğlu ve İptaş (1994), Tokat Kazova koşullarında sorgum ve sorgum x sudanotu melezinde biçim zamanı ve biçim sayısını belirlemek için yaptıkları çalışmada, en yüksek yeşil ot ve kuru madde veriminin sorgum x sudanotu melezi P-988’den elde edildiğini, sulama ve gübreleme ile ikinci biçimlerin alınabileceği, yem bitkilerinin üretim düzeyinin düşük olduğu devrelerde sorgum ve sorgum x sudanotu melezlerinden kaliteli kaba yem üretilebileceğini bildirmişlerdir.

Açıkgöz (1995), sorgum otunun yeşil olarak yedirilebileceği gibi kurutularak da saklanabileceğini, ancak sorgum otunun kurumasının güç olduğunu ve kuruduğunda kötü kalitede bir ot alındığını, bu nedenle yeşil olarak yedirilmesi veya silo yemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, erken devrelerde biçilen sorgumlar da protein oranının oldukça yüksek olduğunu, süt olumu devresinde kuru maddede % 6-9 oranında ham protein bulunduğunu, bu oranın da salkımların görülmesinden sonra azalmaya başladığını bildirmiştir.

Aydın ve Albayrak (1995), Samsun ekolojik şartlarında 1994 yılında ikinci ürün olarak üç mısır, dört sorgum, bir sudanotu, bir sorgum x sudanotu melezi (Sugar Leaf) ile yürüttükleri araştırmada, üç mısır çeşidinden dekara 6,6-7,2 ton, sorgum çeşitlerinden dekara 4,4-6,2 ton yeşil ot verimi elde etmişlerdir. Sorgum x sudanotu melezinde ise yeşil ot verimini ortalama 5368 kg/da, ham protein oranını ortalama % 8,35, ham protein verimini ise 96 kg/da olarak belirlemişlerdir.

(18)

Baytekin ve ark. (1995), Harran ovası koşullarında yaptıkları ikinci ürün çalışmasında silajlık sorgumdan (Fs25E) 13,3 t/da verim almışlardır.

İptaş ve Yılmaz (1995), Tokat şartlarında ikinci ürün olarak üç farklı silajlık sorgum x sudanotu melezi çeşidinde (P-988, Sugar Leaf, Grazer) yaptıkları araştırmada, yeşil ot verimini 7577,4 kg/da (Grazer), 5875,9 kg/da (Sugar Leaf) ve 7066,0 kg/da (P-988) ve yaprak sayısını 9,70 adet/bitki (Grazer), 9,00 adet/bitki (Sugar Leaf) ve 9,30 adet/bitki (P-988), sap çapını 10,7 mm (Grazer), 9,90 mm (Sugar Leaf) ve 11,5 mm (P-988) olarak tespit etmişlerdir.

Orak ve Kavdır (1995), Edirne’de farklı sıra arası (28, 42, 56 ve 70 cm) ve tohumluk miktarlarının (1, 2, 3, 4 ve 5 kg/da) silaj sorgumda etkilerini inceledikleri araştırmada; toplam 3 biçim alındığını, sıra arası mesafelerine göre yeşil ot veriminin 1943,91-3648,12 kg/da arasında değiştiğini, sıra arası mesafe arttıkça yeşil ot veriminin azaldığını, tohumluk miktarına göre yeşil ot veriminin 2085,8-3035,9 kg/da arasında değiştiğini, uygun tohumluk miktarının 2 kg/da olduğunu, sıra arası x tohumluk miktarı kombinasyonuna göre ise 1310,8-4264,3 kg/da arasında yeşil ot verimi elde edildiğini ve en uygun kombinasyonun 28 cm sıra aralığı x 2 kg/da tohumluk miktarı olduğunu bildirmişlerdir.

Baytekin ve ark. (1996), Harran ovası koşullarında P-911, NK 300 ve Rox ikinci ürün silajlık sorgum çeşitlerinde ikinci üründe dekara sırasıyla 10,6, 9,3 ve 7,1 ton yeşil ot verimi elde etmişlerdir.

Kızıl ve Tansı (1996), Çukurova koşullarında ikinci ürün sezonunda yetiştirilen bazı silaj ve tane sorgum çeşitlerinde farklı ekim sıklıklarının verim üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmada; en yüksek yeşil ot verimi 7792,67 kg/da ile 7 bitki/m2

ekim sıklığından elde edilirken, en düşük yeşil ot verimi 5612,92 kg/da ile 14 bitki/m2

ekim sıklığından elde etmişlerdir. Yine aynı çalışmada ekim sıklığı açısından en yüksek yaprak protein verimi 9 bitki/m2 ekim sıklığından elde edilmiş ve en düşük yaprak protein verimi 14 bitki/m2 ekim sıklığından elde edilmiştir.

(19)

Büyükburç ve ark. (1997), Tokat şartlarında sorgum, sudanotu ve sorgum x sudan otunda ikinci ürün olarak silaj üretim imkanını incelemişler ve ortalama bitki boyunu 157,2-213,9 cm arasında, ortalama ham protein oranını %8,5-10,2 arasında, ortalama yaş ot verimini 7042-9089 kg/da arasında ve ortalama kuru madde verimini de 1540-2047 kg /da arasında tespit etmişlerdir.

Emekliler ve Köksoy (1997), Ankara şartlarında Beydarı sorgum çeşidi ile üç farklı ekim zamanı ve farklı ekim sıklığında yaptıkları araştırmada, bitki boylarının 72,75-101,65 cm arasında olduğunu bildirmişlerdir.

İptaş ve Avcıoğlu (1997), süt olum döneminde biçilen ve silolanan sorgum-sudan otu melezinin (% 36), sorgum (% 26) ve sudan otu (% 28) ile mısırdan (% 25) daha yüksek kuru madde oranına sahip olduğunu bildirerek, silaj pH değeri ve kalitesi bakımından mısır silajının diğerlerinden daha üstün olduğunu vurgulamışlardır.

İptaş ve ark (1997), Tokat ekolojik koşullarında sorgum-sudanotu melezinde ekim normu ve azotlu gübre uygulamalarının verim ve kaliteye etkisini inceledikleri çalışmada; birim alandaki bitki sıklığı artıkça kuru ot veriminde artış meydana geldiğini saptamışlar ve 1,5 kg/da ekim normunda 4305,6 kg/da olan kuru ot veriminin, 3,0 kg/da ekim normunda 5013,0 kg/da‘ a yükseldiğini belirtmişlerdir.

İptaş ve ark. (1997), Tokat ekolojik koşullarında silajlık mısır ve sorgum ile yaptıkları çalışmada, ikinci ürün sorgumun yeşil ot verimini Rox çeşidinde 7342,3 kg/da, Early sumac çeşidinde ise 7306,2 kg/da olarak bulmuşlardır.

Siefers ve ark. (1997), Amerika’ da 37’si silajlık olmak üzere toplam 40 sorgum çeşidinin agronomik ve silaj kalitesi özelliklerini incelemişler ve 3 adet dane sorgum çeşidinin, ortalama ham protein oranının, silajlık sorgum çeşitlerinden daha yüksek (%10,4), ortalama ADF (%27) ve NDF (%46,8) içeriğinin ise silajlık sorgum çeşitlerinden daha düşük olduğunu saptamışlardır. Aynı çalışmada silajlık sorgum çeşitleri arasında ham protein oranının %7,2- 10,1 arasında, kuru madde verimlerinin

(20)

741,0-1,383 kg/da arasında, ADF değerlerinin % 27,3-36,5 arasında ve NDF değerlerinin ise %45,1- 58,0 arasında değiştiğini saptamışlardır.

Yılmaz ve Sağlamtimur (1997), Amik ovası sulu şartlarında yaptıkları bir çalışmada sorgum melezi çeşitlerinden elde ettikleri ortalama yeşil ot verimi 5124 kg/da, ortalama kuru ot verimini 689 kg/da, ham protein oranını % 8,2, ham protein verimini ise 57 kg/da olarak tespit etmişlerdir.

Hosaflıoğlu (1998), Van sulu koşullarında ikinci ürün olarak yürüttüğü bir çalışmada, sorgum ve sorgum x sudanotu melez çeşitlerinin (Grazer, Sugar Leaf, Gözde-80, GW-9110, Rox) yaş ot verimini 4661-5952 kg/da, bitki boyunu 51-138 cm, toprak üstü biomas verimini 87-119 g/bitki, yaprak oranını % 17,8-27,7, ham protein oranını % 7,2-8,7, ham protein verimini 89-126 kg/da olarak belirlemiş, verim ve kalite açısından en uygun çeşitlerin sırasıyla Grazer, Gözde80, Sugar Leaf olduğunu bildirmiştir.

Başbağ ve ark. (1999), Diyarbakır koşullarında farklı sıra arası (12,5, 25,0, 37,5 ve 50,0 cm) ve tohumluk miktarlarının (2,0, 2,5, 3,0 ve 3,5 kg/da) sorgum-sudanotu melezinde yeşil ot verimi ile bazı verim komponentlerine etkisini inceledikleri çalışmada; farklı sıra arası mesafeleri içerisinde en uygun sıra arası mesafesinin 12,5 cm olarak saptandığını, sıra arası mesafe arttıkça yeşil ve kuru ot verimlerinin azaldığını bildirmişlerdir. Yine aynı çalışmada farklı tohumluk miktarları içerisinde en yüksek yeşil ve kuru ot veriminin 3,0 ve 3,5 kg tohumluk miktarından elde edildiğini, tohumluk miktarının artışına bağlı olarak verimlerin artış gösterdiği sonucuna varmışlardır. Gücük ve Baytekin (1999), Şanlıurfa koşullarında süt olum döneminde iki adet mısır (LG 55 VE PX 74), iki adet silajlık sorgum (Fs 25E ve Rox) ile iki adet sorgum x sudan otu melez çeşidinden (Sugar Leaf ve SX-17) sırasıyla dekara 9,1, 8,8, 11,6, 7,5, 8,1 ve 10,7 ton yeşil ot verimi elde etmişlerdir.

Gül ve Baytekin (1999), Diyarbakır şartlarında iki yıl süreyle ikinci ürün olarak dört silajlık sorgum çeşidi ile yürüttükleri araştırmada ortalama dekara yeşil ot veriminin 5355-8173 kg/da arasında değiştiğini bildirmektedirler.

(21)

Soya (1999) tarafından dört sorgum x sudanotu melezi ile İzmir koşullarında buğday hasadından sonra ikinci ürün olarak yürütülen bir çalışmada, yeşil ot verimini 7807-11215 kg/da, kuru madde verimini 1050-1423 kg/da, ham protein verimini ise 177-248 kg/da arasında değiştiğini tespit etmiştir.

Acar ve ark. (2000), Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü deneme alanında beş sorgum sudanotu melezi çeşidi (Elrey, Grass, Grazer, Jumbo ve Sweet) ile yürütmüş oldukları bir çalışmada, çeşitlerden elde edilen iki biçimdeki ortalama bitki boyu 215,53-231,02 cm, bitki ağırlığı 495,6-674,5 g, sap çapı 0,99-1,39 cm, sap ağırlığı 406,8- 537,0 g, sap oranı % 74,7-82,0, yaprak ağırlığı 88,7-153,0 g, yaprak oranı % 15,5-25,2, kuru madde oranı % 27,73-34,55 arasında bulmuş, toplam kuru madde verimi 4486,8-5745,2 kg/da ve toplam yaş ot verimi 14641,3-19038,7 kg/da arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Bir yıllık sonuçlara göre, verim ve ele alınan diğer özellikler için Konya ve benzeri ekolojilerde Jumbo ve Sweet sorgum-sudan otu melez çeşitleri ön plana çıkmışlardır.

Gonzalez ve Graterol (2000), sıra arası ve gübrelemenin tane sorgumda verim ve verim komponentlerine etkilerini inceledikleri çalışmada; artan sıra arasının verimi azalttığını belirlemişlerdir.

Lema ve ark. (2000), tane ve şeker sorgumdan yapılan silajın besin içeriklerini ve in vitro sindirilebilir kuru madde içeriğini inceledikleri çalışmada, 11 adet tane sorgum çeşidinin sindirilebilir kuru madde oranlarının % 53,9-60,1, 10 adet şeker sorgum çeşidinin sindirilebilir kuru madde oranlarının ise % 47,7-56,8 arasında değiştiğini belirtmişlerdir.

Yılmaz (2000), Van koşullarında ana ürün olarak silajlık sorgum, sudan otu, sorgum x sudanotu melezi çeşitleri (Grazer, GrassII) ile 100 bitki/m² ekim sıklığında yürüttüğü bir araştırmada, yeşil ot verimini sırasıyla 4706,3-5738,9 kg/da, kuru ot verimini 1453,4-1975,6 kg/da, yaprak oranını % 18,6-19,7, bitki boyunu ise 206,4-208,7 cm olarak tespit etmiştir.

(22)

Yılmaz ve Akdeniz (2000), ana ürün yetiştirme sezonunda beş silaj sorgum çeşidi ile Van koşullarında 80 ve 100 bitki/m² ekim sıklığı uygulayarak yaptıkları bir çalışmada, ortalama yeşil ot veriminin 3855,8-4581,0 kg/da, kuru ot veriminin 1368,8-1924,7 kg/da, bitki boyunun 179,0-187,5 cm, yaprak oranının ise % 15,5-14,6 arasında değiştiğini bildirmişlerdir.

Yılmaz ve Hoşaflıoğlu (2000), Van koşullarında ikinci ürün sorgum ve sorgum x sudanotu melezi çeşitlerinde yaptıkları araştırmada; bitki boyunu en yüksek 138,67 cm (Gözde-80), en düşük 51,33 cm (Rox), yeşil ot verimini en yüksek 7093,0 kg/da (Leoti), en düşük 4425,0 kg/da (Diyarbakır yerli), ham protein oranını en yüksek % 8,91 (Nes-695) en düşük % 7,25 (GW-9110) ve ham protein verimini ise en yüksek 136.6 kg/da (Leoti) en düşük 89,6 kg/da olarak (Rox) bulmuşlardır. Ayrıca araştırmacılar arpa hasadından sonra sorgum ve sorgum x sudanotu melezlerinin ikinci ürün olarak ekonomik bir şekilde yetiştirilebileceğini bildirmişlerdir.

Sevimay ve ark. (2001), 1998 yılında Ankara koşullarında ana ürün olarak üç silaj Sorgum çeşidinde 15 kg/da azotlu gübre dozu ile yaptıkları çalışmada, ortalama yeşil ot verimini 3395,1 kg/da, kuru ot verimini 944 kg/da, bitki boyunu 212,2 cm, ana sapta yaprak sayısını ise 10,8 adet/bitki olarak tespit etmişlerdir.

Acar ve ark. (2002), Konya ekolojik şartlarında ana ürün yetiştirme sezonunda silajlık Sorgum x sudanotu melezleri El Rey, Grass II, Grazer, Jumbo ile yürüttükleri araştırmada iki biçim yapmışlardır. Araştırmada; Jumbo çeşidinde bitki boyunu 231,02 cm, yaprak sayısını 8,99 adet/bitki, bitki çapını 13,9 mm, toplam yeşil ot verimini 19038,2 kg/da, kuru madde oranını % 32,84, toplam kuru madde verimini ise 5745,2 kg/da, m² deki sap sayısını en büyük değer El Rey çeşidinde sırasıyla ikinci biçimde ve iki biçimin ortalamalarında 65,27 adet ve 55,54 adet olarak tespit etmişlerdir. Araştırma sonucunda sorgum x sudanotu melezlerinde yaprak ağırlığı ve sayısının, sap çapının, bitki boyunun ve kuru madde oranının arttırılması verimi etkileyen unsurlar olarak belirtilmiş, Konya ve benzeri ekolojilerde sorgum x sudanotu melezi çeşitlerinin çok yüksek verim potansiyellerinin olduğu ve oldukça yüksek yaş ot (14641-19038 kg/da) ve kuru ot verimlerine (4486-5745 kg/da) ulaşılabileceği bildirilmiştir.

(23)

Madibela (2002) Güney Afrika’da yaptığı çalışmada 12 adet sorgum çeşidinin kimyasal kompozisyonunu ve in vitro kuru madde sindirilebilirliğini incelemiş ve ortalama kuru madde sindirilebilirliğini % 78,0 olarak tespit etmişlerdir.

Murie ve ark. (2002), Kenya’da yaptıkları bir çalışmada tavşanların beslenmesinde mısır yerine sorgumun kullanılmasını değerlendirmiş, mısır, beyaz sorgum ve BMR (Brown Mid-Rib) sorgum türlerini incelemiş, sindirilebilir kuru madde oranını mısırda % 65,0 beyaz sorgumda %64,9 ve BMR sorgumda %65,4 olarak tespit etmişlerdir. Akdeniz ve ark. (2003), Doğu Anadolu Bölgesi koşullarına uygun ve yüksek besin madde verimine sahip tane sorgum çeşitlerini belirlemek üzere yaptıkları çalışmada sekiz adet tane sorgum çeşidi kullanmış ve tane sorgum çeşitlerinin hasıllarında sindirilebilir kuru madde oranını % 51,2-61,6 arasında, sindirilebilir kuru madde verimini ise 251-484 kg/da arasında tespit etmişlerdir.

Ayub ve ark. (2003) farklı toprak işleme metotları ve farklı tohum miktarının sorgumda ot verimi ve kalitesine etkilerini inceledikleri çalışmada; artan tohum miktarının yeşil ot ve kuru ot verimini önemli oranda arttırdığını belirlemişlerdir.

Yılmaz ve ark. (2003), Hatay koşullarında ikinci ürün silajlık sorgumda farklı bitki sıklıklarında yürüttükleri araştırmada, bitki boyunun 165,78-170,56 cm arasında, yeşil ot verimini ise 7323,3-7678,7 kg/da arasında değiştiğini tespit etmişlerdir.

Akbudak ve ark. (2004), Konya ekolojik koşullarında farklı biçim zamanlarında sorgum x sudanotu melezi (Jumbo) çeşidinde yaptıkları araştırmada, m²’deki sap sayısını ortalama 71,70 adet, bitki boyunu 273,85 cm, sap çapını ortalama 14,8 mm, yeşil ot verimini 7425,5 kg/da, kuru madde oranını ortalama % 27,28 ve kuru madde verimini ise 2169 kg/da olarak tespit ettiklerini bildirmişlerdir.

Balanbanlı ve Türk (2005), sorgum, sudan otu melez ve çeşitlerinin Isparta koşullarında verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi üzerine yürüttükleri bir araştırmada, en yüksek yeşil ot verimleri 2002 yılında Sugar Leaf (6693,3 kg/da), 2004 yılında Sugar

(24)

Leaf ve Gözde-80 (6969,7 ve 6619,7 kg/da) ve iki yıllık ortalamalarda ise Sugar Leaf (6831,5 kg/da) çeşidinden alınmıştır. Rox ve Early Sumac çeşitlerinden ise 2002 yılında 4461,0 ve 4349,3 kg/da, 2004 yılında 4631,3 ve 4393,0 kg/da ve iki yıllık ortalamalara göre 4546,2 ve 4371,2 kg/da en düşük yeşil ot verimleri elde etmişlerdir.

Çeçen ve ark. (2005), Antalya’da yürüttükleri bir çalışmada, sorgum (Rox), Sudanotu (Gözde-80) ve mısırı (TTM-8119) ot üretimi ve tane verimi yönünden ikinci ürün koşullarında karşılaştırmışlardır. Çalışmada, sorgumun en yüksek yeşil ot (7327 kg/da) ve kuru ot (1654 kg/da) verimi sağladığını, % 50 çiçeklenme gün sayısı (58 gün) bakımından sudanotunun en erkenci olduğunu, tane verimi bakımından ise mısırın en yüksek verimi (768 kg/da) verdiğini, Antalya’nın sahil kesiminde sorgum ve sudan otunun elde edilmesi amacıyla en az üç defa biçim verebildiğini ve besin değeri olarak mısıra yakın olması nedeniyle kaba yem kaynağı olarak daha ekonomik olduğunu vurgulamışlardır.

Gül ve Başbağ (2005), Diyarbakır koşullarında silaj sorgum çeşitlerinin ikinci ürün yetiştiriciliği üzerine yaptıkları araştırmada, ortalama bitki boyunu 163,7 cm, yeşil ot verimini 5001,3 kg/da, ortalama kuru madde verimini 1001,3 kg/da, sap oranını ise % 70,74 olarak tespit etmişlerdir. Sonuç olarak, arpa hasadından sonra ikinci ürün olarak sorgumun yetiştirilmesinin bölgede kaba yem açığının kapatılmasına katkı sağlayacağını bildirmişlerdir.

Güneş ve Acar (2005), Karaman ekolojik koşullarında silajlık sorgum x sudanotu melezinin ikinci ürün olarak yetiştirilmesinde sorgum x sudanotu melezi çeşitlerinde (Grazer, El Rey, Grass II, Jumbo) bitki boyunu 260,93-284,80 cm, yaprak sayısını 8,46-11,06 adet/bitki, sap çapını 11,00-12,03 mm, bitki ağırlığını 217,63-283.63 g, yaprak ağırlığını 46,66-81,03 g/bitki, yeşil ot verimini 6483,7-7671,2 kg/da, bitkide kuru madde oranını % 30,26-33,13, kuru madde verimini 2093,5-2321,4 kg/da arasında belirlerken, yaprakta ham protein oranının % 6,97-7,63, bitkide ham protein oranının % 4,41-5,15 ve ham protein veriminin de 92,32-109,70 kg/da arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Yaptıkları bu araştırmada, sorgum x sudanotu melezi çeşitlerinin tamamının arpa hasadından sonra ikinci ürün olarak yetiştirilebileceğini belirlemişlerdir.

(25)

Carmi ve ark (2006) İsrail’ de sulamanın ve bitki yoğunluğunun sindirilebilirlik ve verime olan etkilerini inceledikleri çalışmada bitikleri bir vejetasyon dönemi içinde iki defa biçmiş ve kuru madde verimlerini 0,7 t/da-2,1 t/da arasında, ham protein oranlarını % 6,4- 9,1 arasında, NDF oranlarını ise % 61,50-68,30 arasında saptamışlardır.

Çiğdem ve Uzun (2006), Samsun Ekolojik koşullarında taban alanlarda iki adet Sorgum ( Rox, Early Sumac), üç adet sorgum x sudanotu melezi (Jumbo, Grazer N2, El Rey), bir adet sudanotu (Gözde- 80) ve iki adet mısır çeşidiyle ikinci ürün yetiştiriciliği üzerine yaptıkları araştırmada; yeşil ot verimini Jumbo çeşidinde 4683 kg/da, El Rey çeşidinde 4078 kg/da, Grazer N2 çeşidinde 3492 kg/da, Rox Çeşidinde 2727 kg/da Early Sumac çeşidinde 3511 kg/da ve Gözde-80 çeşidinde 2378 kg/da, kuru ot verimini ise Jumbo, Grazer N2, El Rey, Rox, Early Sumac, Gözde-80 çeşitlerinde sırasıyla 799,6, 791,2, 967,9, 493,8, 727,4, 686,6 kg/da, ham protein oranını aynı sırayla % 6,07, 7,67, 10,16, 8,98, 10,20, 10,10 olarak tespit etmişlerdir. Sonuç olarak, Samsun ili ve benzeri ekolojilerde El Rey çeşidi ikinci ürün olarak tavsiye edilmiş bu çeşidin temininde sıkıntı çekilmesi durumunda Jumbo ve Grazer N2 çeşitlerinin de tavsiye edilebilir özellikte olduklarını belirlemişlerdir.

Özaslan Parlak ve Sevimay (2007), Ankara şartlarında buğdaydan sonra ekilen silajlık sorgumun ham protein oranını araştırmanın ilk yılında % 10,38 olarak, ikinci yılda ise arpadan sonra ekilen silajlık sorgumun ham protein oranını % 11,17 olarak belirlemişlerdir.

Malik ve ark. (2007), Pakistan’da yemlik sorgumun sıra arasına ve tohumluk miktarına olan tepkisini belirlemek için yaptıkları çalışmada; 15, 30 ve 45 cm sıra mesafelerini denemiş ve bitki boyu bakımından en yüksek değer 234,65 cm ile 30 cm sıra arasından, yeşil ot verimi bakımından en yüksek verim değeri 57,36 t/ha ile 15 cm sıra arasından elde edilmiştir. Bunun yanında yine aynı çalışmada ortalama iki yıllık verilerde tohum miktarı ve sıra arası interaksiyonunda en iyi yeşil ot verimi 77,95 t/ha ile 15 cm sıra arası ve 75 kg/ha tohum miktarından elde ettiklerini belirtmişlerdir.

(26)

Yılmaz ve ark. (2007), Amik ovasında ana ürün olarak yetiştirdikleri Early Sumac, Rox ve Pacesetter silajlık sorgum çeşitlerini 15 Nisan, 30 Nisan ve 15 Mayıs tarihlerinde ekmişler ve bazı silajlık özelliklerini belirlemişlerdir. Araştırma sonucunda ortalama protein oranını en yüksek % 5,68 (30 Nisan’da) ve ortalama kuru madde oranını ise en yüksek % 37,3 (15 Mayıs’ta) olarak tespit etmişlerdir.

Karadaş (2008), Konya’ da farklı ekim sıklıklarında ikinci ürün olarak ekilen sorgum x sudan otu melezlerinin verim ve bazı verim unsurlarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, bitkileri 15, 30, 45 ve 60 cm farklı sıra aralıklarında ekmiş ve NDF oranlarını yaprakta en düşük 30 cm sıra aralığından (% 68,2), en yüksek 45 cm sıra aralığından (%72,97), sapta NDF oranını en düşük 45 cm sıra aralığından (%60,3), en yüksek NDF oranı 30 cm sıra aralığından (% 61,2) ve tüm bitkide NDF oranlarını en düşük 60 cm sıra aralığından (% 66,2), en yüksek 15 cm sıra arlığından (% 75,9) elde etmişlerdir. Yine aynı çalışmada en yüksek yeşil ot verimi 7613,17 kg/da ile 45 cm ekim sıkılığından, en düşük yeşil ot verimi 6296,30 kg/da ile 60 cm sıra aralığından, kuru madde verimi bakımından en yüksek kuru madde verimi 2343,41 kg/da ile 45 cm sıra aralığından, en düşük kuru madde verimi ise 1908,98 kg/da ile 15 cm sıra aralığından elde ettiklerini bildirmişlerdir. Ham protein oranları bakımından ise en yüksek ham protein oranının 15 cm sıra aralığından (% 6,63), en düşük ham protein oranının ise 60 cm sıra aralığından (% 5,60) elde ettiklerini belirtmişlerdir.

Miko ve Manga (2008), Nijerya’da üç farklı sıra arası mesafede (25, 50 ve 75 cm) ve dört farklı azot dozunda ( 0, 30, 60 ve 90 kg/ha) ICSV 400 çeşidinin büyüme ve verim üzerine olan etkilerini inceledikleri çalışmada; bitki başına kuru madde verimini ve bitki başına yaprak sayısını en yüksek 25 cm sıra aralığından sırasıyla 26,0 g/bitki, 12,3 adet/bitki olarak tespit etmişlerdir.

Geren ve Kavut (2009), Bornova koşullarında, ikinci ürün yetiştirme döneminde bazı sorgum türlerinin verim ve silaj kalite özelliklerini mısırla karşılaştırmak amacıyla yaptıkları çalışmada, sorgumda bitki boyunun 147,8-330,4 cm, yaprak oranının % 16,1-32,9, hasıl veriminin 2121-9133 kg/da ve kuru madde veriminin ise 614-2676 kg/da arasında değiştiğini bildirmişlerdir.

(27)

Tuğay (2009), Konya ekolojik şartlarında toprak işlemeli ve işlemesiz uygulamalarda ikinci ürün sorgum çeşitlerine ait ortalama kuru madde verimlerini, sorgum x sudanotu melezinin Bovital çeşidinde 1544,8 kg/da, silajlık sorgum Rox çeşidinde 1300,1 kg/da, süpürge darısında 1325,5 kg/da, yeşil ot verimini Bovital çeşidinde 4791 kg/da, süpürge darısında 3683 kg/da, Rox çeşidinde 3683 kg/da olarak tespit etmiştir.

Marsalis ve ark. (2010), New Mexico’da farklı bitki popülasyonlarında ve gübre oranlarında mısır, BMR (Brown Mid-Rib) sorgum ve silajlık sorgumun kuru madde verimleri ve besin değerlerini inceledikleri çalışmada; ham protein oranlarını silajlık sorgumda ve BMR sorgumda % 7,2, NDF oranlarını BMR sorgumda % 50,3 ve silajlık sorgumda % 50,4 olarak saptamışlardır.

Torrecillas ve ark. (2011), Arjantin’de tane ve çift amaçlı (silajlık ve tane sorgum) sorgum bitkisinde sindirilebilir kuru madde verimine salkım ve stover katkısını inceledikleri çalışmada; 2 adet tane sorgum (P8419 ve NK412) çeşidi ve 2 adet de çift amaçlı sorgum (P8232 ve A9904) çeşidi kullanmış ve salkım ham protein oranının % 9,8-10,5 arasında, sindirilebilir kuru madde oranını % 50,6-56,7 arasında, salkım ADF oranının % 19,3-22,2, salkım NDF oranının ise % 54,5-61,4 arasında değişirken, stover (sap+yaprak) ham protein oranının % 4,0-4,2, stover ADF oranının % 43,9-45,0 stover NDF oranının ise % 68,3-70,6 arasında değiştiğini ifade etmişlerdir.

Snider ve ark. (2012), sıra arası mesafesinin ve tohum miktarının sorgumda biokütle üretimine etkisini inceledikleri çalışmada; sıra arası mesafe bakımından 19 ve 38 cm sıra aralığından elde edilen biokütle verimlerinin, 76 cm sıra aralığından elde edilen biokütle veriminden önemli derecede fazla olduğunu, en fazla biokütle veriminin 19 cm sıra aralığı mesafesindeki bitkilerden elde edildiğini bildirmişlerdir. Yine aynı çalışmada; sıra arası bakımından en fazla sap yoğunluğunun 19 cm sıra arası ile ekilen bitkilerden elde edildiğini (387,000 sap/ha), sıra arası mesafe arttıkça bitki sap yoğunluğunun düştüğünü bildirmişlerdir.

(28)

3.1. Materyal

Araştırmada, deneme materyali olarak özel tohumculuk firmalarından sağlanan beş sorgum çeşidinden Tokat koşullarında denenerek ümitvar oldukları saptanan üç sorgum çeşidi (Digestivo, Fito-26250, Roxi) kullanılmıştır (Uygur, 2012). Araştırmada kullanılan sorgum çeşitlerine ait bilgiler Çizelge 3.1.’de verilmiştir.

Çizelge 3.1. Araştırmada Kullanılan Sorgum Çeşitlerinin Ticari İsimleri Ve Sağlandığı Kaynaklar

No Çeşit Adı Orijini Sağlandığı kaynak

1 Fito 26250 Hindistan FitoTohumculuk

2 Digestivo İspanya FitoTohumculuk

3 Rox Amerika BATEM

3.1.1. Ekim Öncesi İşlemler

Ekimden önce ön çimlendirme yapılan çeşitlerin her birinde % 70-80 oranında çimlenme görülmüştür. Her çeşide ait tohumlar petri kaplarına kurutma kağıtları üzerine konulmuş ve bir miktar su ilave edilmiştir. 10.07.2011 tarihinde çimlenmeye bırakılan tohumlar 15.07.2011 tarihinde tamamen çimlenmiştir.

3.1.2. Araştırma Alanı

Araştırmada tarla denemesi, Tokat-Kazova koşullarında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Taşlı Çiftlik Kampüsü deneme alanında, 2011 yılında ikinci ürün olarak yürütülmüştür. Araştırma alanı denizden 608 m yükseklikte ve 400

18’ Kuzey enlemi ile 360 34’ Doğu boylamları arasında yer almaktadır.

(29)

3.1.3. Araştırma Yerinin İklim Özellikleri

Araştırmanın yürütüldüğü Tokat ili, coğrafi olarak Karadeniz Bölgesinde olmasına rağmen Orta Anadolu ile Karadeniz iklimi arasında geçit kuşağı iklim özelliği göstermektedir (Anonim, 1997). Tokat ilinin 2011 ve uzun yıllara ait ortalama sıcaklık ve yağış değerleri Çizelge 3.2’de verilmiştir.

Çizelge.3.2 Tokat Kazova’nın iklim verileri*

AYLAR Ortalama Sıcaklık (C

o ) Yağış (mm) 2011 U.Y 2011 U.Y Temmuz 23,9 22,2 37,9 10,5 Ağustos 21,8 22,3 16,5 7,4 Eylül 18,3 18,8 14,8 17,4 Ekim 12,9 13,5 24,0 45,3 Ort./Top. 19,2 19,2 93,2 80,3

*Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Tokat, (2012)

Çizelge 3.2’ ye göre, 2011 yılında Temmuz ayı sonlarından Ekim ayının sonlarına kadar yaklaşık üç buçuk aylık vejetasyon süresinde ortalama sıcaklık aynı dönemde uzun yıllara ait ortalama sıcaklık (19,2 Co

) ile aynı olmuştur.

Araştırma yerinin vejetasyon süresince uzun yıllara ait 4 aylık yağış toplamı 80,3 mm’ dir. Yağış en fazla 45,3 mm ile Ekim ayında gerçekleşmiştir. 2011 yılında vejetasyon süresince düşen yağış miktarı toplamı (93,2 mm), uzun yıllar toplamından (80,2 mm) daha yüksektir. 2011 yılında en yüksek yağış Temmuz ayında 37,9 mm, Ağustos ayında ise 16,5 mm yağış düşmüş ve düşen bu yağışlar uzun yıllar ortalamasının üstüne çıkmıştır.

3.1.4. Araştırma Yerinin Toprak Özellikleri

Deneme alanının toprak özelliklerini belirlemek amacıyla, 0-30 cm derinliğinden alınan toprak örnekleri Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü laboratuarında analiz edilmiştir. Fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları Çizelge 3.3.’de verilmiştir. Bu sonuçlara göre killi-tın, tuzsuz, hafif alkali, bitkiler tarafından alınabilir

(30)

fosfor ve organik madde bakımından fakir, potasyum yönünden ise zengin bir toprak özelliğine sahiptir (Aydeniz ve Brohi, 1993).

Çizelge 3.3. Deneme Yeri Topraklarının Bazı Fiziksel Ve Kimyasal Özellikleri Kum (%) Silt (%) Kil (%) Bünye pH Tuz (%) Kireç (%) P205 (kg/da) K2O (kg/da) O.M. (%) 36,12 35,5 28,38 Killi-Tın 7,5 0,034 11,42 2,06 28,7 1,89 3.2.METOT

3.2.1. Deneme Faktörlerinin Uygulanması

3.2.1.1. Ekim

Araştırma Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Sorgum çeşitleri ana parsellere, sıra aralığı ise alt parsellere yerleştirilmiştir. Bitkiler 5 m uzunluğundaki parsellere 15, 25, 35, 45 ve 55 cm sıra aralıklarında; 5 sıra halinde ve 1.5 kg/da ekim normu kullanılarak, çapa ile açılmış tohum yatağına elle ekilmiştir (İptaş ve ark, 1997; Uygur, 2012). Ön bitki olarak buğday ekilen tarlaya sorgum çeşitleri 23 Temmuz 2011 tarihinde ekilmiştir (Şekil 3.1 ve Şekil 3.2)

(31)

Şekil.3.1. Deneme parsellerinin oluşturulması

(32)

Şekil.3.3. Deneme alanında damla sulama sisteminden bir görüntü

3.2.1.2. Bakım

Denemede sorgum parsellerine 7,5 kg/da azot ekimle, 7,5 kg/da azot bitkiler 45-50 cm yüksekliğe ulaştığında uygulanarak toplamda 15 kg/da azotlu (% 33 Amonyum Nitrat) gübre verilmiştir. Sorgum çeşitlerine ekimle birlikte 8 kg/da P2O5 (Triple Süper Fosfat)

gübresi verilmiştir (Uygur, 2012).

Yabancı ot mücadelesi bitkilerin ilk çıkış dönemlerinde ve elle bitkiler 30 cm yüksekliğe ulaştığında ise çapa ile yapılmıştır.

Deneme alanına damla sulama sistemi kurulmuştur, sulama damla sulama ile yapılmıştır (Şekil 3.3). Ekimden hemen sonra ve iklim koşullarına göre ihtiyaç duyuldukça sulama yapılmıştır. Deneme süresince toplam beş defa sulama yapılmış, hasada yakın tarihlerde sulama kesilmiştir.

(33)

3.2.1.3. Hasat

Araştırmada kullanılan sorgum çeşitleri hamur olum döneminde (17 Ekim 2011 tarihinde) hasat edilmiştir. Hasat döneminde, denemenin her parselinin kenarındaki iki sıra ve ortadaki üç sıranın 30 cm’ lik kenarları kenar tesiri olarak deneme dışı bırakılmıştır (Şekil 3.4) Hasat edilen bitkiler tartılarak yaş ağırlıkları kaydedilmiştir (Şekil 3.5). Bu bitkiler içerisinden tesadüfî olarak seçilen 10 bitki gözlem ve ölçümler için alınmıştır (Uygur, 2012).

Şekil.3.4. Deneme alanından boy gözlemi

Şekil 3.5. Deneme alanından gözlemlerden görünüm

(34)

3.2.2. Araştırmada İncelenen Özellikler

Araştırmada incelenecek özelliklerden olan tam çiçeklenme zamanı, salkım/sap oranı ve salkım ağırlığı bitkilerin vejetasyon süresince çiçeklenmediğinden, salkım çıkarmadığından dolayı gözlemlenememiştir.

Araştırmada incelenen özellikler aşağıda belirtilmiş ve açıklanmıştır.;

Bitki Boyu (cm): Her parselin orta 2 sırasından tesadüfî olarak alınan 10 bitkide erkek çiçeklerin ucu ile toprak yüzeyi arasındaki dikey uzaklık ölçülüp ortalamaları alınarak belirlenmiştir.

Yaş Ot Verimi (kg/da): Her parselin hasat alanından biçilen bitkilerin tamamı yaş olarak tartılmış, parselin yaş ot verimi belirlenmiş ve parselden elde edilen yaş ot verimi dekara çevrilerek dekara yaş ot verimi hesaplanmıştır.

Kuru Ot Verimi (kg/da): Hasat edilen bitkilerden 0,5 kg’lık örnekler 78 °C’ye ayarlanmış etüvde 24 saat süreyle kurutulduktan sonra tartılmış ve belirlenen kuru ağırlıklarda gerekli dönüşümler yapılarak dekara kuru ot verimi hesaplanmıştır.

Kuru Madde Verimleri (kg/da): Biçimden sonra her parselden elde edilen bitkilerden 2-3 adedi bıçakla 1-2 cm boyunda parçalanır, yeşil ot içerisinden rastgele 0,5 kg’lık örnek alınır ve kurutma dolabında 48 saat 105 0C‘de kurutulur. Örnek daha sonra 24

saat desikatörde bekletilip tartılır ve kuru madde oranı belirlenir. Elde edilen kuru madde oranı birim alan yeşil ot verimi ile çarpılarak birim alan kuru madde verimine çevrilir.

Yaprak Sayısı (Adet/Bitki): Her parselden seçilen 10 bitkinin bütün yaprakları sayılarak yaprak sayısı saptanmıştır.

Tek Bitki Ağırlığı (gr): Seçilen bitkiler toprak seviyesinden 5 cm yükseklikten biçildikten sonra gözlem için alınan 10 bitki teker teker yeşil olarak tartılarak tek bitki ağırlığı tespit edilmiştir.

Ham Protein Oranı (%): Araştırma konularının protein içerikleri Kjeldahl yöntemiyle belirlenmiştir. Laboratuvarda 1 mm’lik elekten geçecek şekilde öğütülen örneklerden

(35)

0,5 g tartılmış ve öncelikle bu örneklerin toplam azot miktarları yaş yakma metodu ile belirlenmiştir. Daha sonra elde edilen toplam azot değerleri yem bitkilerinin ham protein oranını belirlemek için kullanılan 6,25 katsayısıyla çarpılarak ham protein oranları elde edilmiştir (Yavuz, 2011).

Ham Protein Verimi (kg/da): Ham protein oranları ile dekara kuru ot verimleri çarpılarak dekara ham protein verimleri hesaplanmıştır.

ADF (Asit deterjan lif) (%): Her çeşidin kuru ot örneklerinde selüloz ve ligninin toplam miktarları Ankom Technology (Ankom 220 fiber sistem) tarafından geliştirilen ADF ve NDF analiz ünitesi ile belirlenmiştir. Öğütülmüş örnekler, F57 keselerine 0,5 gr tartılıp hot seilor ile kapatılmış, fiber analiz cihazında 60 dak. ADF solüsyonuyla işlem gördükten sonra 3 kez saf suyla yıkama işlemi 2 sıcak su- 1 kez soğuk su 5’er dak. olmak üzere yapılmıştır. Preslenen keseler 3 dakika asetonda bekletildikten sonra 105

oC’de 4-5 saat kurutulmuş ve tartılarak asit deterjan lif oranı belirlenmiştir (Cherney ve

ark.,1985; Van Soest ve ark., 1991).

NDF (Nötral deterjan lif) (%): Her çeşidin kuru ot örneklerinde hemiselüloz, selüloz ve ligninin toplam miktarları Ankom Technology (Ankom 220 fiber sistem) tarafından geliştirilen ADF ve NDF analiz ünitesi ile belirlenmiştir. Öğütülmüş örnekler, F57 keselerine 0,5 gr tartılıp hot seilor ile kapatılmış, fiber analiz cihazında 75 dak. NDF solüsyonuyla işlem gördükten sonra 3 kez saf suyla yıkama-2 sıcak su (sıcak suda 4 ml alfa amilaz enzimi kullanılmıştır) sonra 1 kez soğuk su (5’er dak.) işlemi yapılmıştır. Preslenen keseler 3 dak. asetonda bekletildikten sonra 105 0C’de 4-5 saat kurutulmuş ve tartılarak nötral deterjan lif oranı belirlenmiştir (Cherney ve ark.,1985; Van Soest ve ark., 1991).

Sindirilebilir Kuru Madde Oranı (SKMO) (%) : ADF oranları kullanılarak Sheaffer ve ark. (1995) tarafından açıklanan aşağıdaki eşitlikten yararlanarak hesaplanmıştır. Sindirilebilir Kuru Madde Oranı (SKMO) =88.9-(0.779x%ADF)

Sindirilebilir Kuru Madde Verimi (SKMV) (kg/da) : Sindirilebilir kuru madde oranı, kuru madde verimleri ile çarpılarak sindirilebilir kuru madde verimi elde edilmiştir. Verilerin Değerlendirilmesi: Araştırma sonucu ortaya çıkan veriler, MSTAT-C istatistik paket programı kullanılarak tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre analiz edilmiş ve çeşitlere ait ortalamalar arası farklılıklar LSD

(36)

yöntemine, sıra arası mesafesi ve çeşit x sıra arası mesafeleri interaksiyonu ise DUNCAN çoklu karşılaştırma testine tabi tutulmuştur.

(37)

4.1. Bitki Boyu (cm)

Tokat- Kazova koşullarında yetiştirilebilecek bazı Sorgum çeşitlerinde farklı sıra aralıklarına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.1‘ de görülmektedir.

Çizelge 4.1.1. Araştırmada İncelenen Çeşit-Sıra Aralıklarının Bitki Boylarına Ait Varyans Analiz Sonuçları

Varyans Kaynağı Serbestlik

Derecesi Kareler Ortalaması F Değeri Tekerrür 2 127,089 0,3326 Çeşit 2 7062,289 18,480** Hata 4 Sıra Arası 4 382,156 2,871* ÇeşitxSıra arası 8 476,222 1,138 Hata 24 1888,789 Toplam 44 165,883 Varyasyon Katsayısı (%) 7,33

* P ≤ 0,05 düzeyinde önemlidir ** P ≤ 0,01 düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.1.1’ e göre araştırma konusu çeşitleri arasında bitki boyu bakımından % 1 düzeyinde, çeşitlere uygulanan sıra arası mesafe bakımından ise % 5 düzeyinde istatistiksel olarak farklılık bulunurken, çeşit x sıra arası mesafesi interaksiyonunun bitki boylarına etkisi istatistiksel olarak önemsizdir. Araştırmada incelenen çeşitler ve sıra arası mesafelerinin ortalama bitki boyları Çizelge 4.1.2’de görülmektedir.

Çizelge 4.1.2. Araştırmada İncelenen Çeşit-Sıra Aralıklarının Ortalama Bitki Boyları (cm)

Çeşit Sıra Arası (cm)

15 25 35 45 55 Ortalama

Fito 26250 186,3 185,0 192,6 190,3 190,3 188,9 A*

Digestivo 166,3 178,6 194,6 209,0 189,6 187,6 A

Rox 146,3 149,3 155,3 153,6 149,0 150,7 B

Ortalama 166,3 b** 171,0 ab 180,8 a 184,3 a 176,3 ab

* Aynı sütun içerisinde benzer harf ile gösterilen ortalamalar LSD testine göre P ≤ 0,01 hata sınırları içerisinde birbirlerinden farksızdır ** Aynı satır içerisinde benzer harf ile gösterilen ortalamalar Duncan testine göre P ≤ 0,05 hata sınırları içerisinde birbirlerinden farksızdır

Çeşitler arasında en yüksek bitki boyu 188,9 cm ile Fito 26250, en düşük 150,7 cm ile Rox çeşidinden elde edilirken Digestivo çeşidi Fito 26250 ile aynı grupta yer almıştır. Sıra arası mesafeleri arasında ise en yüksek bitki boyu 184,3 cm ile 45 cm sıra arası

(38)

mesafesinden, en düşük bitki boyu 166,3 cm ile 15 cm sıra arası mesafesinden elde edilmiş ve 25 cm, 35cm ve 55 cm sıra arası mesafeleri 45 cm sıra arası mesafesi ile aynı istatistiksel grupta yer almıştır.

Çeşitler arasında meydana gelen bitki boyundaki farklılığın nedeni çeşitler özelliğinden, sıra arası mesafesinin boya etkisi ise bitki başına düşen yaşam alanı ile açıklanabilir. Nitekim 15 cm sıra arası mesafe uygulamasında bitki boyu daha yüksek belirlenmiştir.

Farklı sorgum çeşitlerinde bitki boyunu; Büyükburç ve ark. (1997) Tokat’ta 157,2-213,9 cm arasında, Malik ve ark. (2007) Pakistan’da en yüksek 234,7 cm, Karadaş (2008) Konya koşullarında 210,7 cm- 218,3 cm arasında, Bhale ve Borikar (1982) 93 cm – 132 cm, Geren ve Kavut (2009) Bornova kaoşullarında 147,8 cm – 330,4 cm arasında, İptaş (1993) Tokat ekolojik koşullarında 198 cm, Blummer ve ark (2003) 133 cm- 333 cm arasında, Gül ve Baytekin (1999) 114,60 cm – 135,20 cm arasında, Uygur (2011) Tokat ekolojik koşullarında 215,0 cm- 281,7 cm arasında ve Başaran (2011) 189,2 cm olarak saptamıştır.

Araştırmada elde edilen bitki boyu değerleri İptaş (1993 ), Büyükburç (1997), Blummer (2003), Başaran (2011), Geren ve Kavur (2009), Bhale ve Borikor (1982)’ nin elde ettiği bulgular ile uyumluluk gösterirken, Uygur (2011), Gül ve Baytekin (1999), Karadaş (2008), Malik ve ark (2007) ‘nın bulguları ile uyumlu değildir. Bulgular arasındaki bu farklılık, araştırmada kullanılan deneme materyalinin farklılığından ve araştırmaların farklı ekolojik bölgelerde yürütülmesinden kaynaklanıyor olabilir.

4.2. Yaprak Sayısı (adet/bitki)

Araştırmada kullanılan çeşit ve farklı sıra aralıkları mesafelerin yaprak sayısına ait varyans analiz sonucu Çizelge 4.2.1 ’ de görülmektedir.

(39)

Çizelge 4.2.1. Araştırmada İncelenen Çeşit-Sıra Aralıklarının Yaprak Sayılarına Ait Varyans Analiz Sonuçları

Varyans Kaynağı Serbestlik

Derecesi Kareler Ortalaması F Değeri Tekerrür 2 0,075 0,2738 Çeşit 2 3,564 13,0268* Hata 4 0,274 Sıra Arası 4 0,292 1,1661 ÇeşitxSıra arası 8 0,144 0,5751 Hata 24 0,250 Toplam 44 Varyasyon Katsayısı (%) 6,30 * P ≤ 0,05 düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.2.1’de görüldüğü üzere çeşitler arasında yaprak sayıları bakımından istatistiksel olarak % 5 (P≤ 0,05) fark vardır. Buna karşın sıra arası mesafelerin ve çeşit x sıra arası interaksiyonunun yaprak sayılarına etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır.

Araştırmada incelenen çeşitler ve sıra arası mesafelerinin ortalama yaprak sayıları Çizelge 4.2.2 ’de görülmektedir.

Çizelge 4. 2. 2. Araştırmada İncelenen Çeşit-Sıra Aralıklarının Ortalama Yaprak Sayıları

Çeşit Sıra Arası (cm)

15 25 35 45 55 Ortalama

Fito 26250 7,9 7,9 7,6 8,1 8,1 7,9 B*

Digestivo 7,1 7,1 7,7 7,9 7,5 7,5 B

Rox 8,5 8,2 8,5 8,7 8,3 8,4 A

Ortalama 7,8 7,7 8,0 8,2 8,0

*Aynı sütun içerisinde benzer harf ile gösterilen ortalamalar LSD testine göre P ≤ 0,05 hata sınırları içerisinde birbirlerinden farksızdır

Çeşitler arasında en yüksek yaprak sayısı 8,4 adet/bitki ile Rox çeşidinden, en düşük yaprak sayısı 7,4 adet/bitki ile Digestivo çeşidinden elde edilirken, Fito 26250 çeşidi Rox çeşidi ile istatistiki olarak aynı grupta yer almıştır.

İstatistiksel olarak önemli olmamakla birlikte en yüksek yaprak sayısı 8,2 adet/bitki ile 45 cm sıra aralığından, en düşük yaprak sayısı ise 7,7 adet/bitki ile 25 cm sıra aralığından elde edilmiştir.

Farklı sorgum çeşitlerinde yaprak sayılarını; İptaş ve Yılmaz (1995) Tokat şartlarında 9,70 adet/bitki , Sevimay ve ark. (2001) Ankara koşullarında 10,80 adet/bitki, Acar ve ark (2002) Konya koşullarında 8,99 adet/bitki, Güneş ve Acar (2005) Karaman ekolojik

(40)

koşullarında 8,46- 11,06 adet/bitki arasında, Uygur (2011) Tokat ekolojik koşullarında 7,90-9,86 adet/bitki arasında saptamışlardır.

Araştırmadan elde edilen yaprak sayısı bulgusu; Güneş ve Acar (2005), Uygur (2011)’un elde ettiği bulgular ile uyumluluk gösterirken, İptaş ve Yılmaz (1995), Sevimay ve ark. (2001), Acar ve ark. (2001) ‘nın elde ettiği bulgular ile uyumluluk göstermemiştir. Bunun nedeninin farklı ekoloji, çeşit, bakım ve uygulamalardan kaynaklandığı söylenebilir.

4.3. Tek Bitki Ağırlığı (g)

Araştırmada kullanılan çeşit ve farklı sıra aralıkları mesafelerin tek bitki ağırlıklarına etkisine ait varyans analiz sonucu Çizelge 4.3.1’de verilmiştir.

Çizelge 4.3.1. Araştırmada İncelenen Çeşit-Sıra Aralıklarının Tek Bitki Ağırlıklarına Ait Varyans Analiz Sonuçları

Varyans Kaynağı Serbestlik

Derecesi Kareler Ortalaması F Değeri Tekerrür 2 64,956 0,5367 Çeşit 2 7527,822 62,2020** Hata 4 121,022 Sıra Arası 4 3733,478 37,5853** ÇeşitxSıra arası 8 2401,461 24,1758** Hata 24 99,333 Toplam 44 Varyasyon Katsayısı (%) 5,91 ** P ≤ 0,01 düzeyinde önemlidir

Çizelge 4.3.1’ de görüldüğü üzere tek bitki ağırlıkları bakımından çeşitler arasında ve sıra arası mesafeler arasındaki farklılık ile çeşit x sıra arası interaksiyonunun tek bitki ağırlığına etkisi istatistiksel olarak ( P ≤ 0,01 düzeyinde) % 1 önemlidir.

Araştırmada incelenen çeşitler ve sıra arası mesafelerinin ortalama tek bitki ağırlıkları Çizelge 4.3.2’ de görülmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Olgumuzda hipertioidi ve TRAB pozitifliği olması Graves açısından değerlendirilebile- cek bulgulardır, bununla birlikte olgumuzda ekzoftal- mus ve pretibial miksödem gibi

Bazı hastalarda somatizas- yon, depresyon veya anksiyete bozukluğu doktora ilk başvuru nedeni olabilirken, bazı hastaların DSM-IV “Somatoform Bozukluk” tanı

Silajlık mısırlarda verimin yaklaşık olarak %50’si, besleme değerinin ise yaklaşık olarak %70’e yakın kısmının mısır bitkisinin koçanından sağlandığı koçan bitki

While the military inse- curities that Turkey has experienced and the specific foreign policy acts designed in response to them have been accounted for in the literature,

Araştırmada kullanılan sorgum sudan otu melezi çeşitlerinin farklı leonardit uygulaması dozlarındaki ADL içeriğine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge

Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta özellikle sanayi devriminden sonra kapitalizmin evrimine paralel olarak ortaya çıkan iletişim teknolojilerinin, insana

Konjenital kutis marmoratus telenjiektazi, kuta- nöz damar yap›s›n›n tutulumu ile seyreden, te- lenjiektaziler, flebektazilerle ve persiste eden ku- tis marmoratus ile

Beydar ı sorgum çe şidinin üç ekim zaman ı ve üç bitki sı kl ığı nda oluşturdukları çeş itli agronomik özelliklere ili şkin varyans analizi sonuçlar ı Çizelge 4 ve