• Sonuç bulunamadı

Unutulan yıllar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Unutulan yıllar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15 NİSAN

V

SAN 199S Ç AR ŞAM BA

SÖYLEŞİLER

K O R K U T BORATAV

'Unutulan Yıllar'

^

Unutulan Yıllar dokuz yıl önce yitirdiğimiz Niyazi Ber-

kes’in son kitabı. 1997’de öğrencisi ve dostu Ruşen Se-

Y zer tarafından yayına hazırlanmış.

Kitabın "Önsöz"ünden öğreniyoruz ki Niyazi Ber- kes’in oğlu F ikret’e bıraktığı bir klasör dolusu karışık ve düzensiz not Sezer’e verilmiş. Ruşen Sezer’in yo­ ğun ve üretken emeği sayesinde keyifle okunan, ilginç ve çok önemli bir yapıt ortaya çıkmış.

k k k

Berkes’in son yapıtı bir “anı kitabı” mıdır? Bu nitele­ me kitabın ilk bölümleri için geçerli. Yazarın Kıbrıs’taki çocukluk, İstanbul’daki gençlik yılları, Darülfünun öğ­ renciliği, Ankara’da önce Halkevi’nde kitaplık sorumlu­ su, sonra da Maarif Koleji müdürü olarak çalıştığı yıllar, İstanbul Ü niversitesi’ne asistan olarak dönüşü ve Amerika’da doktora öğrenciliği dönemi esas olarak anılar biçiminde yazılmış. Bu sayfalarda, Cumhuriyet’ln ilk yıllarından canlı tablolar ile karşılaşıyoruz. Bu yıllann fikir ve siyaset alanlanna damgasını vurmuş olan kişi­ ler, örneğin Kadrocular, Halk Fırkası’nın önde gelen ad­ ları, medrese geleneğinden gelen hocalar, sınıf arka- daşlan, Berkes’in keskin belleğinin, pınl pırıl zekâsının, eleştirel muhakemesinin eleğinden süzülerek günümü­ ze aktarılıyor.

Ne var ki Berkes, amacının “anılarını yazmak olma-

dığı”nı, Unutulan Yıllar"ın ilk sayfalarında ortaya koyu­

yor: “Bu kitabı 1940 ile 1950 arasında geçen olayların

unutulan yanlarını tanıtmak için yazıyorum... Geçmiş yılları... araştırma işine koyulunca, yazdı klan m bilinen anlamda ‘anılar’ olmaktan çıktı; bir inceleme ve eleş­ tirme biçimini aldı, kişisel anılar... ikinci planda kaldı. ”

Gerçekten de Niyazi Berkes’in hayat hikâyesinin ilk otuz yılı son bulunca kitap, “ 1940’lı yılların Türkiyesi

üzerine siyasal ve ideolojik bir deneme” haline dönü­

şüyor. Ancak bu deneme, bir yandan olayların arasına serpiştirilmiş kişisel izlenimler, bir yandan da bir hayli titiz belge taraması ve değerlendirmesi İle zenginleşti­ rilmiştir.

★★★

1940’lı yılları, yani “Milli Şef D önem i"n Berkes nasıl nitelendiriyor? Ona göre bu yıllar dış ve iç politikada

Atatürk döneminden radikal bir kopuş anlamına gelir.

İkinci Dünya Savaşı, genç cumhuriyetin bünyesinde sinmiş tüm gerici akımların canlandığı bir dönemin başlangıcını oluşturur. Bu yıllarda ırkçı-Turancı eğilimle­ rin birdenbire filizlenmeye başladığını herkes biliyor. Ancak, daha da önemlisi ve sonraki yıllarda “unutturu­

lan" bir olguyu Berkes, Alman, İngiliz, Amerikan ve

Türk belgelerine dayanarak ortaya koymaktadır: Nazi hayranlığıyla karışık Turancı filizlenmeler, Başbakan

Saraçoğlu Dışişleri Bakanı Menemencioğlu, Türkiye

Cumhuriyeti’nin Nazi Almanyası’ndakl büyükelçisi Ge­

rede, CHP Genel Sekreteri Esendal’ın bilgileri ve kat­

kıları altında oluşmuştur. Türkiye Cumhuriyetl’nin en üst düzeyde temsilcileri, Almanya’nın Dışişleri Bakanı

Ribbentrop, Türkiye Büyükelçisi Von Papen ve hatta

doğrudan doğruya Hitler ile temas halindedirler. Bu aktörler, Sovyetler Birliği’nin yıkılması sonucunda Al­ manya’nın Azerbaycan ve Orta Asya’da Türkiye’ye ne vereceğini pazarlık etmektedirler.

Stalingrad yenilgisi bu hayallere son veriyor. Ancak, Nazilerle kurulan bu bağlantıların kefaretini binlerinin ödemesi gerekiyor. Fatura, siyasi iktidarın içindeki Nazi sempatizanlarına değil, Berkes’in “çoluk- çocuk Tu­

rancılar” dediği bir gruba çıkarılacaktır. Bunlar, 1944 yı­

lında şamatayla açılan bir ırkçılık-Turancılık davasının sanıkları olacaklar; epey eziyet gördükten sonra, (ne hikmetse) Hitler’i iki yıl önce savaş karargâhında ziya­ fet eden bir paşanın başkanlık ettiği bir mahkemede

■■waat edeceklerdir. ı - ■ ■ H

' Savaş sonunda ise Türkiye’yi de iç savaşın hüküm sürdüğü Yunanistan gibi bir “komünizm tehdidi" altın­ da göstermek ve (o zamana kadar Türkiye’ye ilgi duy­ mayan) ABD yardım programına sokmak gerekir. Sos­ yalist partilere, sol sendikalara önce izin verilir; sonra da bunlara karşı çok ağır bir saldırı başlatılır. Behçet

Kemal Çağlar, Fahri Kurtuluş, Kemal Satır gibi par­

tililer, CHP örgütlerini “Kahrolsun komünistler" sloganı altında harekete geçirmektedirler. Hükümet katında ise

Haşan Âli Yücel tasfiye edilmiş; Sirer ve Sökmensü- er gibi eski Nazi hayranı bakanlar eliyle "komünizm

tehlikesi "ne karşı mücadele, bir ulusal öncelik haline

getirilmiştir. Sonuçta, DP muhalefeti de “solculann tas­

fiyesi" hareketine tam destek verir. Sol parti ve sendi­

kalar, Köy Enstitüleri fiilen kapatılır. Tan Matbaası yıkılır. Solcu öğretim üyeleri (Berkes, Boran, Boratav) üni­ versiteden atılır. Solu ezmeye öncelik veren çok partili bir rejimin DP iktidarı altında da sürdürüleceği kesinle­ şir.

Berkes bu hikâyeyi anlatıyor. Ona göre, İsmet Pa-

şa’nın bu farklı, ancak birbiriyle tutarîı senaryolardaki

rolünü göz ardı edemeyiz. Turan projeleri içinde Nazi­ lerle flört eden başbakanının marifetlerine karşı, Tan Matbaası’nı yıkan, solcu hocalara karşı nümayişleri ör­ gütleyen CHP örgütlerine, Yücel’i ve Köy Enstitülerini tasfiye eden Sirer kliğine karşı İnönü âciz mi İdi? Ber­ kes daha da ileri gidiyor. Ona göre Milli Şef bu senar­ yoların ana mimarıdır. Yakın dönem tarihçileri kendisine katılmayabilirler; ancak o halde karanlık ve “unutulan

yıllar" (yani 1940’ı izleyen on yıl) içinde Milli Şefin rolü

üzerinde Berkes’in savları ve kanıtları ile hesaplaşmalı- dırlar.

Toprağın bol olsun sevgili Berkes. Ben senin kitabını ve anılarını çok şey öğrenerek ve çok şeyi yeniden hatırlayarak okudum.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mesela romanda bahsedildiği gibi, bir gram karşı- madde (karşı-hidrojen) bir gramlık maddeyle birleş- tiği zaman ortaya çıkacak olan patlama, Hiroşima’ya atılan 20

Yeraltındaki basınç ve sıcak- lık yardımıyla, burada bulu- nan organik madde, yaklaşık 15 milyon yıl önce petrol ya- taklarını oluşturmuş.. Çarpış- manın yardımıyla

Herhalde soru aslında “bütün asal sayıları eksiksiz olarak üreten” bir formül olup olmadığı. Evet, böyle bir

Ancak bazı virüslerin doğal olarak sahip olduğu, bazılarına da genetik müdahalelerle kazandırılan bazı özellikler, onları insanlığın en çok muzdarip olduğu

Sonuçta, kahve içenlerle, sigara ve alkol kullananlar arasında hastalığa yakalanma oranının daha düşük ol- duğu ortaya çıkmış.. Güney California

birçok alanda kullanılmaya başlanması, bir bilim kurgu öğesi olan insanlarla robotların savaşının o kadar da uzak bir ihtimal olmadığını gösteriyor.. Bu çerçevede

Bu önerilerden seçilmiş birkaçı aşağıda sıralanmıştır: [1] ≥65 yaşındaki herkese, yüksek risk altındaki her yaştan erişkinler (yani immün sistemi zayıflatan

(A) veya (B) ruhsat kodlu birincil ve/veya ikincil av aracı trol/gırgır olan balıkçı gemilerinin BSGM izni haricinde (avcılık izin belgesi veya uluslararası