DÜNYAYI
NASIL
GÖRÜYOR
Sennur Sezer
“Y azm ak” , Türkçe’de eril ve dişil (m as
culin, féminin) olmamasına karşın neden
se erkeklere özel bir fiil sayılmıştır. Bu yüz
den Osmanlıca’da muharrire, Türkçe’de ka
dın yazar adı türetilmiştir. Bu durum yalnız
ca Türkçemizde özel bir durum değil elbet.
A m a kadın doktorlar, kadın avukatlar, ka
dın pilotlar, kadın öğretmenler için özel bir
ad türetilmezken, yazarların kadın cinsi için
neden bir belirteç kullanılıyor ki?
\
ADALET AGAOGLU
(BAŞARILI BİR OYUN YAZARI OLARAK
TANINDI, İLK ROMANI “ÖLMEYE
YATM AK”, İLK ÖYKÜ KİTABI “YÜKSEK
GERİLİM”)
“ Bir hesaplaşma yazarıdır. İnceliklere yer
tanımayan, iki yüzlü bir yaşam biçimiyle
hesaplaşır.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim kurumlarından ge çen ve yazdıklarıyla dönemini irdeleyen önemli yazar larımızdan biri de Adalet Ağaoğlu’dur. 1929 yılında
do-f
;an Adalet Ağaoğlu yazarlığa 1946’da tiyatro eleştiri- eriyle başladı. İlk oyunu 1953’te sahnelendi. Aile ku- rumunu, bireylerin dünyasını yansıttığı oyunlarıyla ba şarılı bir oyun yazarı olarak tanındı. 1973’te ilk roma nını yayımladı: Ölmeye Yatmak. Ölmeye Yatmak, Türkiye Cumhuriyetinin bütün kuramlarıyla, olaylarıy la bir özeti ve irdelemesidir. Romanda toplumsal olay ların gazete haberleriyle verildiği bölümleri, roman kah ramanının yaşamı izler. Adalet Ağaoğlu, bir kasabadan okuma yoluyla kurtulan kadının, toplumdaki durumu nu irdeler. Kitaplarda, derslerde öğretilenlerin, yaşam daki geçersizliğidir irdelediği. Yaşamanın iki ölçüt kul lanışı (kadınlar ve erkekler için), olayların da yardımıyla romanın baş kişisini kendini öldürmeyi denemeye gö türür. Bu deneme, bütün yaşadıklarını gözden geçirme ve hesaplaşma olanağı da verecektir. Roman, kahrama nın yaşamaya geri dönüşüyle biter. Bu, bir kavgayı, ge lenek görenekle, peşin yargılarla bir savaşı kabul etme dir. Adalet Ağaoğlu, bu tavrı, Ölmeye Yatmak’ı izle yen romanlarında da gösterecektir.İlk romanını izleyen ilk öykü kitabı “Yüksek
Gerilim” de tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalar anla
tılanlardan çok anlatım biçimiyle ilgiliydi: “Yüksek Ge
rilim, Ölmeye Yatmak romanı gözönünde tutulursa,
Adalet Ağaoğlu’nun yazar olarak ayrı, dahası aykırı an layışları kullanmaktan çekinmediğini imliyor. Adalet Ağaoğlu, bu konuda korkusuz bir yazar. Oyunlarında da görebiliriz bu dediğimi. Belli anlatım ve biçim kalıp larına yaslanmak, bir anlayışı sürdürmek benimsediği tutumlardan değil. Ağaoğlu’nda değişmeyen, başkalaş mayan açık seçik bir dünya görüşü, o kadar. Yoksa bü tünlüğü, dünya görüşünün bütünlüğünü bozmaksızın, sakatlanmaksızın her türlü yeniliğe, yenilenmeye açık Adalet Ağaoğlu” (Selim İleri).
Adalet Ağaoğlu, bir hesaplaşma yazarıdır. İncelikle re yer tanımayan, ikiyüzlü bir yaşam biçimiyle hesap laşır... İnsanlık adına ve her tür anlatımı deneyerek he saplaşıyor: “Bakır kızıllığıyla batan güneşin camda
bıraktığı ılıklığın içinden usulca süzülüp caddeye iniyorum. Beşyol ağzına doğru, iki yamma doğru, iki yamma bakınarak yürüyorum. Yazarlarımızın birbirlerinden, gitgide uzaklaştıktan ya da üstüne kapak küçük öbekler oluşturduktan şu günde göz lerim delicesine aranıyor. Ansızın görüyorum. On lar işte. Bizim yazarlarımız. Yeni bir bahar günün de, yenilenmiş umutlarla hep bir ağızdan aynı şiiri söyleyerek geçiyorlar. Aralarına katılıyorum.” (Gü
nün Sonu/Göç Temizliği, 1985)