huriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T ü rk Anonim İç Politika: Celal Başlangıç, İstanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Ekonomi: Meral Tamer, Dış Haberler: Yayın K urulu Başkan: İlhan Basan ve Yayan Cumhuriyet Matba
Berin Nadi # Murahhas Üye: Emine Uşaklıgil Ergun Bala, lş-Sendika: Şükran Ketenci, Kültür: Celal Üster, Eğitim: Gencay Şayian, Yurt Haberleri: Selçuk, O ktay A kbal, 39/41 Cağaloğlu 34334 1st. PK: 24< n Müdürü: Hasan Cemal, Yazı İşleri Müdürü: Okay Necdet Doğan, Spor Danışmanı: Abdülkadlr Yücelman, Dizi Yazılar: Kerem Çalışkan, Araştırma: Yalçın Bayer, Hasan Cemal, 22246, Fax: (1) 526 60 72 % Btirola, Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Bayer, Sayfa Şahin Alpay, Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Koordinatör: Ahmet Korulsan # Mali İşler: Erol Erkut Hikmet Çetinkaya, Okay 19/4, Tel: 133 11 41-47, Telex: 42344 tm eni: Ali Acar % T em silciler: ANKARA: Ahmet % Muhasebe: Bülent Yener % Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoğlu % Reklam: Ayşe Torun % İdare: Gönensin, Uğur Mumcu, 1352 S. 2/3, Tel: 13 12 30, Telex: 5235 : Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yİğenoğlu Hüseyin Gürer 0 İşletme: ö n d e r Çelik 0 Bilgi-lşlerp: Nail İnal % Personel: Sevgi Bostancıoğlu Ali Sirmen, Ahmet Tan 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 0 EYLÜL 1991 İmsak: 5.04 Güneş: 6.32 ö ğ le: 13.06 İkindi: 16.41 Akşam : 19.30 Yatsı: 20.52 Basıldığı yer: Hürriye
Fahrünnisa Z eidgeçen hafta Amman'da öldü
Resimle
Çağdaş resim
sanatının önde gelen
temsilcilerinden
sayılan Fahrünnisa
Zeid’in yapıtları
dünyanın belli başlı
galeri ve müzelerinde
yer almıştı.
Kültür Servisi — “Çok otan tik bir ressamdı. Hiçbir zaman modaya kapılmadı. İçinden ge leni yaptı. İlk sergisini İstanbul- da açmıştı. O zaman ekspresyo nist resimler yapıyordu. Sonra yavaş yavaş soyuta döndü. Da ha sonra portre çalışmalarına ağırlık verdi. Portrelerinde, so yut resimden geldiğini belli eden çizgiler vardı. Bana ölümünden bir ay önce yaptığı bir resminin fotoğrafını göndermişti. Hasta lığında bile resmi bırakmadı. En ağır dönemlerinde b ile Resim le yaşadı. 90 yaşına kadar yaşa mışsa, onu resim yaşatmıştır...”
Geçen hafta Amman’da ölen ressam Fahrünnisa Zeid’i, yeğe ni ünlü seramik sanatçımız Fü- reya Koral böyle anlatıyor. Fah rünnisa Zeid, tümüyle sanat ve kültür dünyamızın içinde bir ai lenin üyesiydi. Sadrazam Cevat Paşa’nın kardeşi diplomat, hat tat ve tarihçi Şakir Paşa’nın kı zı olan Fahrünnisa Zeid, Hali- karnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ve ressam Aliye Berger’in kardeşiydi. Filreya Ko ral ve ressam Cem Kabaağaçlı2
nın teyzesi olan Fahrünnisa Ze id’in, 1920’de evlendiği roman cı İzzet Melih’ten olan çocukla rı ise ressam Nejat Devrim ve ti yatro sanatçısı Şirin Devrim.
Halikamas Balıkçısı’nın kızı
İsmet Kabaağaçlı da Fahrünni sa Zeid’le birlikte Şakir Paşa ai lesinin birinci kuşağının son üyesinin de öldüğünü belirtiyor:
“ Halamla çok anım var. 1976’da Bodrum’a gelmişti. Çok güzel birkaç gün geçirmiştik. Babamın mezarına gittiğimizde hüngür hüngür ağlamıştı. Baba mın ölümünden sonra Bod rum’a ilk gelişiydi Motor kira ladık, yüzdük. Büyükada’da de nize girdiği zamanlar dalışlar ya pardı. 1944-45’te, şimdi kesin
yı-1920’li yıllarda Fahrünnisa Zeid Ara Güler’in objektifinden Zeid. Iım hatırlamıyorum, ben Kolej2
deyken bir yılbaşı Büyükdere’ye onu ziyarete gitmiştik. Üzün bir etek giymişti. Asil bir kıyafetti. Hepimize ayrı ayrı hediyeler ver di. Herkese ayrı değer veren bir insandı. Şakir Paşa ailesinin bi rinci kuşağının son ferdi de böy- lece gitti. Sergilerinin çok azının Türkiye’de olması, büyük kayıp bence...”
Dünyanın önde gelen galeri ve müzelerinde yer alan sergileriy le çağdaş resim sanatının önde gelen temsilcilerinden sayılan Fahrünnisa Zeid, 1901’de İstan bul’da dünyaya geldi. Nötre Da- me de Sion’u bitiren Zeid, sanat öğrenimine 1920’de Sanayi-i Ne fise Mekteb-i Âli’sinde başladı. 1928’de Paris’e giderek Ranson Akademisi’nde soyut resimler
yapan Roger Bissiere’in atölye sine devam eden Zeid, Türkiye2 ye döndükten sonra da Akade- mi’de Namık İsmail’in atölye sinde çalıştı.
1934’te Irak’m Ankara Büyü kelçisi Prens Emir Zeid’le evle nen Fahrünnisa Zeid, 1942’den başlayarak D Grubu içinde yer aldı ve ilk kişisel sergisini de 1944’te Maçka’daki evinde açtı.
Uzun yıllar Avrupa’nın önde gelen kentlerinde yaşayan Fah rünnisa Zeid, eşinin ölümünden sonra, oğlu Raad’m kraliyet sa rayında görevli bulunduğu Ür dün’de Amman kentinde oturu yordu.
Resme küçük yaşlarda başla yan Zeid, daha 12 yaşındayken usta işi portreler yapıyordu. Baş langıçta “gerçekçi” resimler ya
pan Fahrünnisa Zeid, Paris’te ki Ranson Akademisi’nde bir süre figür çalışıp yavaş yavaş so yut resme yöneldi. 60’lı yılların gözde akımı olan L’Ecole de Pa ris (Paris Okulu) ile yakın iliş kilere giren sanatçının yapıtları, Salon des Réalités Nouvelles, Galerie Dina Vierny, Librairie La Hune, Galerie Katia Granoff gibi zamanın en iyi sergi salon larında sergilendi. Paris Soyu- tu’nu temellendiren, bu-akımın tanınmasında önemli rol oyna yan Charles Esteinne’e göre Fah rünnisa Zeid’in sanatı “birçok bireşim zenginliklerine sahip”ti.
Son olarak geçen yıl Paris’te ki Arap Dünyası Enstitüsü’nde gerçekleştirilen “Üç Kadın Res sam” sergisine katılan Zeid, ser ginin en çok ilgi toplayan
sanat-90 yıl
çısı olmuş, kendisiyle söyleşi ya pan Fransız TV’sinin muhabiri ne “Ammanlı değil, İstanbullu bir ressam olduğunu” vurgula mıştı. Toplam 34 yapıtının yer aldığı bu sergide, Fahrünnisa Zeid’in sanat yaşamının değişik evreleri ve arayışları tarihi bir sı ralamayla sunulmuştu.
Yapıdan Paris Modem Sanat- Ja r Müzesi, New York Modern Sanatlar Müzesi, Cincinnati, Edinburgh, Pittsburgh ve Am man müzeleri ile İstanbul ve Ankara Devlet Resim-Heykel müzelerinde bulunan Fahrünni sa Zeid için Fransız eleştirmen
Jacques Lassaigne 1953’te şöy le demişti.
“İnsanın bir biçim olarak ilk kez toprakla yoğrulmasındaki mucizeden esinlenerek insanla rın asırlardır kullandığı, muci zeler yarattığı bu temel madde ler. Fahrünnisa Zeid için de re sim işte böyle tekrar tekrar ye niden doğan bir mucize. Hiç kimseninkine benzemeyen bu yapıtları, alışılagelmiş sözcük lerle tanımlamak olanaksız.. Ze id’in resmi sürekli gelişen, eylem halinde bir güçtür.”
Cemil Eren ise 1982 nisanın da “Sanat Olayı” dergisinde Ze id’in sanatını şöyle değerlendir mişti:
“Büyük bir kaynağa kendini katıp onunla bütünleşmek. Ta savvuf gibi bir şey. Bir büyük sa natın güçlülüğünde kendi gücü nü kanıtlamak... Evrensellik, ölümsüzlük bu mu acaba diye düşünüyorum. Büyük bir kay nağa, büyük bir ırmağa kendi ni katıp onunla birlikte akmak. Denizin resmini yaparken deni ze benzer bir şey ortaya çıkar mak değil, denizi resmederken deniz olmak, denizle bütünleş mek... Fahrünnisa Zeid türlü de neyimlerden geçtikten sonra şimdi yaşamının en olgun çağın - dadır ve büyük bir senteze var mıştır. Doğup yaşadığı ülkelerin kültürlerini özümlemiş, Roma, Bizans, Arap, Türk kültürlerini özüm lem iş, Roma, Bizans, Arap, Türk kültürlerini ve sa natlarım büyük bir ırmağın kol larının birbirine katdması gibi mutlu bir bireşime vardırmış- tır...”
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi