Nâzım’ı Tammak
Doç. Dr. YILDIZ SERTEL
2002 yılında Nâzım Hikmet 100 yaşında olacak. UNES CO da bu yılı “Nâzım Hikmet
Yılı” yapmaya hazırlanıyor. Bu
nedenle Nâzım üzerine yazıl mış yapıtların önemi daha da artıyor.
Elimde, bu konuda en son yapıt olan Memet Fuat’ın dev kitabı var: Nâzım Hikmet’irı Ya
şamı - Ruhsal yapısı, davala
rı, tartışmaları, dühya görüşü, şiirinin gelişmeleri.
Nâzım’ın yaşamını üç ana döneme ayırabiliriz:
1. Gençliği; Valâ Nurettin’le beraber Anadolu’yu geçip devrimi henüz yapmış olan Sovyetler Birliği’ne varmaları. Nâzım’ın devrim heyecanı ya şayıp bu konuda en güzel şi irlerini verdiği günler. Nâzım, 1920 ortalarında Türkiye’ye döndükten sonra da ateşli bir komünisttir. Şiirlerinde insan cıllıkla, sömürgeciliğe, sömü rüye karşı düşmanlık bir ara da görülmektedir. Bu duygu lara 1928’den itibaren, Sabi-
ha ve Zekeriya Sertel’in ya
yımladıkları Resimli Ay dergi sindeki şiirlerinde yer vermiş tir. Bu dönem için yazılan en iyi kitap: Valâ Nurettin’in, "Bu
Dünyadan Nâzım Geçti" baş
lıklı yapıtıdır. Z. Sertel’in “Ma
vi Gözlü Dev” başlıklı kitabı
da önemlidir. M. Fuat bu ya pıtlardan faydalanmayı ihmal etmemiştir.
2. 1950’ye kadar uzanan uzun hapishane yılları. Kanım ca, M. Fuat’ın Nâzım’ı tanı mamıza en büyük katkısı bu bölümdedir. Özellikle Nâzım’ın
Piraye’ye mektuplarının ya
yımlanması bize pek çok şey öğretiyor: Nâzım’a uğradığı haksızlığın ve hapishane ya şamının verdiği ıstırap. Hasta lıkları, para kazanmak için ça lışmaları, geçirdiği bunalımlar. Bütün bunların içinde, Ana dolu insanını tanıması ve
“Memleketimden İnsan Man zaraları” , “Kurtuluş Destanı"
gibi dev yapıtlarını vermesi. Bu bölümde, aynı zamanda insan Nâzım’ı buluyoruz: Aşk ları, kadın sorunundaki davra nışları ve bunalımları.
3. Nâzım Hikmet’in yurtdı- şındaki yaşamı. 1950’den ölü
müne kadar uzanan bu bö lüm üzerine en öğretici kitap ise Zekeriya Sertel’in “Nâzım
Hikmet’in Son Yılları" başlıklı
kitabıdır. Sertel bu kitapta, Nâ zım Hikmet’in Sovyetler Birli- ği’nde uğradığı hayal kırıklığı nı, eleştirileri yüzünden baskı altında yaşadığını, gizli servis ve onun ajanı tarafından iz lendiğini, yanında gölgesi gi bi dolaşan TKP temsilcisi İs
mail Bilen tarafından jurnal
editdiğlnl yazdığı için, nerdey- se âforoz edilecekti. Bu kita bın asıl hedefi insan Nâzım’ı vermekti. Bu nedenle onun özel yaşamına, aşklarına ve insan zaaflarına geniş yer ve rilmişti. Bu yüzden de Nâzım’ı küçülttüğü söylendi.
M. Fuat, kitabının son bölü münde geniş ölçüde Sertel’in kitabına dayanıyor. İlginçtir ki, o da kitabının bütününde in san Nâzım’ı veriyor. O da, Nâ- zım’ın birtakım insan zaafları nı belirtiyor. Nâzım’ın aşkları konusunda Sertel’le araların da bir görüş birliği olduğu or taya çıkıyor: M. Fuat’a göre Nâzım, aynı zamanda iki ka dına birden âşık olabiliyordu. Sertel 'e göre ise o sürekli âşık tı. İkisi de şu görüşteler: Nâ zım muhakkak bir kadına âşık olmalı ve onun İçin şiirler yaz malıydı.
Bu dönemde Nâzım’ın, Sta-
lin’ln cinayetleri, Sovyetler Bir-
liği’nde gördüğü baskılar, yurt hasreti ve özel yaşamındaki çalkantılar yüzünden büyük bir sıkıntı içinde olduğu görü lüyor. Tek tutanağı; Dünya Ba rış Hareketi, bu örgüte bağlı olarak yazdığı güzel şiirler ve dünya banşçıları arasında kur duğu ilişkiler. Ne yazık ki, da ha Türkiye’de hapishanede başlayan anjin puatrin peşini bırakmıyor.
Büyük Nâzım’ı iyi tanımak için M. Fuat’ın bu kitabını mu hakkak okumak gerek. Her ne kadar son bölümde bazı yan lışları ve kaynak göstermeden yaptığı aktarmalar varsa da, Nâzım’ı bize bütünüyle tanıt tığı için ona teşekkür etmek ge rek. Kanımca UNESCO Nâ zım Yılı’na hazırlanırken Nâzım üzerine yazılmış bütün önem li kitapların yabancı dile çev rilmesini düşünmemiz gerek.
r
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi