• Sonuç bulunamadı

Kadir...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadir..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K

repen Pasajı” 1950-

’lerde, tramvayın In­ giliz konsolosluğunu sollanmasını müteakip, İstiklal caddesine çıkıldığı sokak du­ rağının tam karşısına rastlı­ yordu, hemen hemen.

Şimdi tavanı açık hava o- lan, kartpostal kitap ve her türlü kasetin satıldığı postaha- ne altı mahal, Beyoğlu zen­ gin lerin in özellikle pahalı gömlek ve kravat satın aldık­ ları, yörenin en aristokrat ma­ ğazası “Zara”ya ait bir me­ kandı.

İstiklal caddesini dönüp is­ tikameti Ingiliz konsolosluğu­ na alıp, önce “Zara”yı sonra

“Aynalı pasajı” geçtiğinizde,

çok dar her zaman gölgeli ve Pera kokan küflü delhiz, so­ nunda “ Krepen pasajı”na götürürdü, sizi..

Beyoğlu’nun meyhane bol­ luğuna karşılık, balıkpazarının iki büyük içki mabedi olan

“çiçek ve krepen pasajı”

gözlerin hayata açıldığı sa­ bahlardan tutun da, gözlerin hayata kapandığı gece ötele­ rine kadar, çeşitli katmandaki insanların her saat hiç boşalt­ madığı, alkol limanlarından ilk ikisi idi.

Beyoğlu ve İstanbul’un di­ ğer semtlerinin alkol alım tir­ yakiliğini sürdüren bilmem ka­ çıncı kuşağı, hayat tokatları­ nın ruhsal tahtada yarattığı kırmızılıklara hep bu dükkan­ larda içki serinliği dökmüşler, ömürlerinin sonunu hareket­ siz bir mumya gibi sarmala­ yıp, çıkıp gitmişlerdir, bu dün­ yadan...

★ ★★

Şimdi çökertilmiş “Krepen

pasajı”nın her ölü tuğlasının

altında kalan “alkollü anılar”ı her hatıra getirdiğimde yeni kadehlerime bir sarmaşık gibi çepeçevre dolanır, kaybolan eski güzel alkoliklerle dükkan sahipleri ve garsonlar, bir ta­ rih müzesinin paslı demirlerin­ den ellerini çıkarıp selam sal­ larlar, bana.

Sinema ve tiyatro sanatçı­ ları ile gazeteci şair hikayeci romancı ve ünlü Beyoğlu bo- hemcilerinin o yörelerde ka­ dehlerine yaptırdıkları sarhoş­ luk dansları, 50 yılın 40 yılın ötelerinde kalan sarı ve flu fo­ toğraflardır, artık.

Bu kentin üstünde 50 yıldır 40 yıldır esen değişim boraları İstanbul çatısında İstanbullu kiremitlerini öteye beriye u- çurmakla kalmamış, Beyoğ­ lu’nun içki gustosunu yaratan nesli bir bir ecele teslim

ede-İ s l a m

Çupi

KADİR..

rek, o içinde nezaket ve be­ yefendilik içilen meyhaneleri de, taşra grayderinin altında kalan bir hayal dünyasına dö­ nüştürmüştür.

Beyoğlu’nun iki zaman dili­ mi içinde eski yakadan yeni yakaya atlamasını bilen, eski meyhane sanayii ile yenisin­ den bir yaşama ve geçim ka­ rışımı yapan, bir hatıra mez­ beleliği olan “Krepen pasa- j r ’ndan Nevizade varoşlarına atlayan nadir dükkancılardan biridir, Kadir...

K ad ir’i “ Krepen Pasa­ jım d a tanıdığım zaman, yıl 1960-65 arası bir takvim yap­ rağından zarif eller sallıyordu, Beyoğlu’na...

Her zaman güleç yüzlü ve siyah kıvırcık saçlı olan Kadir, dünya sempatiği Kel Kazım’ın yanında, hizmet dağılımını ve emek trafiğini müşteriye son süratle götüren bir usta gar­ sondu, o sıralar.

Kel Kazım ve Kadir’in ta­ kım kaptanlığı yaptığı meyha­ ne, öğlen ve akşam seansla­ rında inanılmaz güzellikte bir insanlar mozaiğinin Kifaf-ı nefs yaptığı bir podyum olur­ du.

Ş airler dize akım larının hangi yöne doğru mürekkep- lendiğini tartışırlar, gazeteciler yazdıkları haber ve fıkraları ile Türkiye’nin hangi kapısını sal­

ladıklarını bir mesleksel heye­ can buharı çıkararak anlatır­ lar, felsefe tutkunları en çok içmiş düşünür üstüne, orta çağ şaraphanelerinde bir hafı­ za yolculuğuna çıkarlardı.

Hassas bir kulağa sahip olup ta, bir de dinleme disipli­ nine şartlı iseniz, bu daldan dala atlayan konuşmalar, me­ raklı olan müşterilerin önleri­ ne bir üniversite kürsüsü ko­ yar ve insanlar değişik bilgile­ ri kitap zorlamasına tabi ol­ maksızın, kafalarına damlatır- dı, gram gram...

Sezgileri ve tanrı vergisi doğal yetenekleri ile, Beyoğlu damağı ve Rum balık pişirme ustalığını kısa sürede öğren­ miş olan Konyalı ahçı Musta­ fa, müşterilerine hergün ve her akşam tencere harikaları yaratır, hizmet dışı saatlerde ise üst kattaki mutfağının sa­ lata ve domates doğranan to­ nozuna koyduğu rakısını, kü­ çük yudumlarla içerdi.

Melih Cevdet usta, gerek meze seçimi titizliği, gerek ra­ kı içim temposu ve gerekse müşterileri gözlemleme has­ sasiyeti yönünden, “Kel Ka-

zım -Kadir” anonim şirketli

dükkanının, imparatoru idi o sıralar...

Edebiyatın şiir deneme ro­ man ve tiyatro gibi biribirin- den güç dallarında dört kale­

mi olan üstad Melih Cevdet, belki biraz huysuz, belki ortak yaşama “kılı kırk” yaran e- leştiriler gönderen, “rakı artı

meze” düzenine bir beraber­

lik estetiği yapıştıran, bir ma­ sa uzmanı idi galiba...

Bir gün “Kel Kazım Ka­

dir” dükkanının içki anayasa­

sını hiç bilmeyen taşralının bi­ ri, huruç etmişti iki kişilik bir masaya...

Rakısını söylemiş, önüne gelen tepside ne varsa hepsi­ ni önüne koydurmuş, masaya sinek inecek alan bırakmadan içmeye koyulmuştu.

Tuhaftı adamın rakı içiş bi­ çimi... Önce masanın üstünde ne kadar tabak varsa, her yerden bir çatal ya da kaşık hamulesi alıyor, sonra bir ba­ lon haline gelmiş avurtların­ dan kılcal bir yer kalmışsa, o- radan rakı yudumları ile suyu binbir güçlükle içine gönderi­ yordu.

Manzarayı bir 10-15 dakika seyreden Melih Cevdet usta patlamıştı, sonunda...

“Ulan sen rakıyı kendi iradenle mi içiyorsun, yok­ sa devlet zoru ile mi? Kalk siktir masadan...”

O yıllarda komi ön garson­ luk arası bir staj basamağında olan ve sakalla daha tanışma­ mış kadar toyluk yaşayan, ama yemeği yerken avurt şi­ şiren Çetin’e, lastiği patlatan bir son ders oldu, galiba...

Önce kel Kazım meyhane­ cilik kadehini kırdı, sonra da İstanbul “Krepen pasajı”nın bardaklarını...

Kadir’in alkol ailesi, şimdi Nevizade sokağına taşınmış, orada hizmet vermektedir.

Kadro yenilenmiştir, artık. Çetin’in ihtiyarlığa basmış baş garsonluğu yanına iki ateş parçası Hüseyin ve Haşan dahil olmuştur. Bunlara komi maratoncuları Dursun Süley­ man eklenmiş, soğuk mezele­ rin buzdolabına Haşan diye bir sıcak el yapışmış, ak saçlı Konyalı Mustafa’nın asistanlı­ ğına Bekir terfi etmiştir.

Patron Kadir ile baş ahçı Mustafa sık sık müşteri ve İs­ tanbul kirliliğini ileri sürerek, yorgunluklarını da ona ekliye- rek, Kastamonu ve Konya’yı

“yeni mekan” olarak göster­

mektedir.

Demek dükkan veliaht Er­ dinç’e kalacak. Müşteri ve İs­ tanbul daha da kirletmezse, Erdinç müzmin bademcikleri­ ni aldırırsa, “ K adir’in ye- ri” nde üçüncü kuşak yaşana­ cak, herhalde.

FİESTA 22

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha başka yazarlarımızın yaşamı ile ilgili bilgiler yanında yapıtla­ rı ile ilgili bilgiler de noksan olabilir.. Sözgelimi, benimle ilgili bölümde Ankara Hukuk

Verilen m do¤rusu ve bu do¤ru üzerinde bulunmayan bir P noktas›n› kullanarak, sadece pergel yard›m›yla P’den geçen ve m do¤rusuna paralel olan do¤ruyu bulman›z

tışılabilen ürünü nedeniyle müze ve sanat dergileri gibi yüksek sanat kurumlan tara­ fından teşvik görmekte, ticari bir mal olma­ sı nedeniyle Yaşam gibi Sanat

TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, Prof. Tütengil’ln de kanlı terörün kurbanları arası­ na katıldığını belirtmiştir. Türk basın mensuplarının

Selmek Taksim, Segâh Taksim, Mahur Şar­ kı, Mahur Taksim, Hüzzam Gazel (Hafız Kemal'e eşlik), Hüseyni Taksim, Nihavend Taksim, Hicazkâr Taksim (Piyano ile),

Bunun so­ nucu olarak, sanat galerileri azalma­ ya; nitelik olarak da profesyonel, sorumlu, başarısı kadar saygın bir yeri olan, başarısızlığı kadar da ça­ buk

Birden şiir kitapları ile dolu­ verdi çalışma masam: Yıllardan beri kendisini de, şiirlerini de gö­ remediğim Orhon Murat Arıbur- nu’nun “Buruk Dünya”sı, Cevat

Belki an›msars›n›z, bundan neredeyse bir y›l kadar önce ODTÜ Biyoloji Bölü- münden iki genç arkadafl›m›n bana nas›l gül çiçe¤inin DNA’s›n› izole etmeyi