• Sonuç bulunamadı

Şiir kitapları arasında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiir kitapları arasında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET/2

Şiir Kitapları Arasında

MELİH CEVDET ANDAY

Birden şiir kitapları ile dolu­ verdi çalışma masam: Yıllardan beri kendisini de, şiirlerini de gö­ remediğim Orhon Murat Arıbur- nu’nun “Buruk Dünya”sı, Cevat Ç apan’ın “Dön Güvercin Dön”ü, Erol Çankaya’nın “Asıl Adı Gökyüzü”sü ve İsmet Zeki

Eyuboğlu’dan “Yedi Askı”. Bu kitaplar Adam Yayınları arasın­ da çıktı. Nisan Yayınları da, Enis Batur’un “Sarnıç” adlı yeni şiir kitabını yayımladı.

1940’ların en özgün, en ilginç ozanlarından biri olan Orhon Murat Arıburnu’nun nicedir sö­ zü edilmez olmuştu; Adam Ya­ yıncılık iyi etmiş “Buruk Dün- ya”yı basmakla.

Dünya döndükçe Umut fakirin ekmeği Ye Mehmet ye Ye Mehmet ye!

dizelerini kim ansımaz! Kitabı okudukça o yıllar canlandı gö­ zümde. İşte tipik bir Arıburnu

J - k o

" “Bît üzerinde çürütürsün Bir içerinde

Ne biçim dünyasın böyle Bir yudum suyundan

içtikse... Memet Fuat, şöyle yazıyor Ce­ vat Çapan için: “Şiiri böyle kendi

dışında sevebilen ne kadar az şair var.” Evet, Çapan, kendi özgün

şiirini, sanki şiir çevirilerinin ar­ dında saklamakla “derin şiir

sevgisini” bize duyurmuş, sezdir­

miş oldu. Değerli bir bilgin ve gerçekten usta bir çevirmen olan Cevat Çapan’ın bu erdemleri, onun şairliğini örtmemelidir, ör­ temez. Yazık ki ondan bu kısa yazıya sadece bir şiir alabilece­ ğim.

Açığa Demirli Bir Gemiden Dağın eteklerinde orman - çam, sedir, ulu çınarlar... Birbirini seyrediyor

aynasında denizin. Çamlar pürleriyle suskun, sedirlerin gözleri uzakta,

“Ölünceye kadar şeninim” diyor denize Kendi gölgesinde yanan

' bir çınar. Bütün yazdıklarını ta baştan beri dikkatle izlediğim Enis Ba­ tur’un şairliğinde bir yalvaçlık, bir ermişlik bulur olmuşumdur hep.

Döndüm ki, döndüğüm yerde değildim Ölçülebilecek birşey

olsaydı ben ölçerdim, Unutuluş olsaydı

unuturdum ben. gibi dizelerin gizemli diyebilece­ ğim havasından mı, yoksa ken­ dini karşısına almasından, nes­ nelerin gizini araştırmasından mı, kesin olarak söyleyemeyece­ ğim. Hangi iyi şiirde yalvaçlık yoktur ki!

.... Ben miyim avlanan Avcı mı, kimse bilemez

artık. Enis Batur, denemeleri ile şii­

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

rini omuz omuza yürütmekle, sa­ nıyorum, ikisi için de başarılı bir bağımsızlık savaşı yürütüyor ve düzyazının hakkını düzyazıya, şi­ irin hakkını şiire bağışlıyor.

Arka kapaktaki yazısına “Gü­

nümüz şairi hâlâ W. B. Yeats’i onaylayan bir biçimde ası) sava­ şın ‘insan bilincinin derinlikle­ rinde’ olduğunu söyleyip bu de­ rinleşmeden bir medet umabilir"

diye başlayan Erol Çankaya, pek çoğu yayımlanmamış şiirlerini bir araya getirmiş “Asıl Adı

Gökyüzü” adlı ikinci şiir kitabın­

da. 1976 yılında basılmış olan ilk şiir kitabı, şiirseverleıin bildikleri gibi, “Cehennem Biziz” adını ta­ şıyordu. Onu bulup bir daha okuyacağım Erol Çankaya’nın şiir serüvenini değerlendirmek için, izlediği yolu daha yakından tanıyabilmek için. Değişik biçim­ ler ve yaklaşımlarla karşılaştım elindeki kitapta.

Kara bir şehri bırakınca Karşı karşıya kaldın Umuda yer olmasa

buralarda işin ne İşte bir sabah birdenbire Sise batmış İstanbul.

Gücün ne, kendini . . sınadın mı Aşkların yetecek mi bu

şehre? şiirinin uyandırdığı duyuş ve ba­ kış ile “ Neye Başlanır Tekrar” adlı şiirin tadı başka başka çalış­ malardan oluşturulmuş gibi geldi bana. Elbet şiir böyle yazılır. O şiirin son parçasını alayım yazı­ ma:

Elbet yeniden başlarız ama değil Elbet bir satır daha yazılır

ama değil Bir sigara yakarım kibrit

anında yanar Sesler alevsiz, sevdalar

hecelenmiş Söyle, bunca ıssız geceden

sonra Söyle neye başlanır tekrar?

“Yedi Askı”yı okuyalı kırk yıl­

dan fazla oldu belki de. Cahili- ye döneminin bu ilk Arap şiirle­ rini o zaman Diyanet İşleri Baş­ kanı olan rahmetli Ord. Prof. Şe- rafeddin Yaltkaya dilimize çevir­ mişti, baskı işi ile de Milli Eğitim Bakanlığındaki görevim dolayı- siyle ben uğraşmıştım. İsmet Ze­ ki Eyuboğlu, o çeviriden de ya­

-

7

-

I

rarlandığını söylüyor. Arkada­ şım, kitaba çok ilgi ile okudu­ ğum bir önsöz yazmış, Arap şii­ rinin doğuşunu anlatan. Çok şey öğrendim. Yedi Askı (Al Mulla- kat al-seb’a) İslâmiyet’ten önce Kâbe duvarına asılmış yedi şiirin bir araya getirilmesinden ortaya çıkmış ilginç bir yapıt. Eyuboğ- lu’nun da üstünde durduğu gibi, gerçekçi, açık saçık şiirlerdir bunlar. Yedi ozan içinde benim en beğendiğim İm riülkays’ (520-S65)tır. işte onun uzun şii­ rinden birkaç dize:

Ne kızlar, kadınlar, gebeler, emzikliler görmüşüm, Yaşına basmış boncuklu

bebeklerden ayırmışım, Emzirirken ağlayan

bebeğini yarısıyla Gövdesinin, altında oynardı öbür yarısı. Düzeltme:

Geçen haftaki yazımda “Scho- penhauer” adı “Schopenhau- ver” diye, “Oysa doğa kıs kıs gü­ lüyor arkamızdan” sözü “Oysa doğa kıs ıs..!’ diye, “Théophile Gautier” ise “Theophil..” diye çıkmıştı. Düzeltirim.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

NAZMI ZİYA— “Sultanahmet Meydanı’nda Cirit oyunu” Tuval üzerine yağlıboya. AVNİ LİFİJ SAMİ YETİK NAZMİ ZİYA FEYHAMAN DURAN

WMAP önce bu ›fl›n›m üzerinde, 1 derecenin milyonda biri s›cakl›k farklar› saptayacak duyarl›¤a eriflen ölçümlerle, evrenin yafl› (13,7 milyar y›l), içeri¤i

Yal­ nızca bahçeye çıkıp kardan adam yapacağım ya da arkadaşlarımla kar topu oynayacağım için değil, karın sessizliğini çok severdim.. O sessizliği

Türk sinema ta­ rihinde de adından söz edi­ lecek birçok senaryonun ya­ nı sıra “Karanlıkta Uyanan­ lar” (1965), “Kara Çarşaflı Gelin” (1977), Antalya Film

Kültür Servisi — İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda “ Ahmet­ lerim” , Ankara Devlet Tiyatro­ su’nda “ Vatan Diye Diye” , İs­ tanbul Belediyesi Şehir Tiyatro­

Yokluklar, varlıklar, şehir­ ler, ışıklar, karanlıklar, manzara­ lar, çiçekler, atlar, çocuklar, port­ reler, yıllarla “değişen” ortam lar­ da ortaya çıkmış,

Kadirin güzel türkçelerile başucu kitablarım «Aya öfkelenip türlü üzüntülerle kapkaranlık bir gece olduğum, sultana kızıp çırçıp- lak bir fakir haline

1999 ve 2001 y›llar›na ait alt› ayl›k periyodlar- da üriner sisteme ait yak›nmalarla poliklini¤e baflvuran hastalardan standard yöntemlerle izole edilen 242