İki senelik
Mektep tatili
Ju les V erne’iıı bu isimli me» h u r rom anım belki okum uşsu nuzdur. B en okum adım a t t ı tâ çocukluğum da adım dıtyf
muş, ve içinde sonsun sefa tt
h ü fiy etler tehayyül ederek, r« m anın kah ram an ları bulunan
lunan çocukların talihlerini
kıskanın iştim. Nice zamandan beri de İstanbul Şehir Tiy*tro(- su S an atk ârları 3d Nisanda — Ve sonbahar ilerledikten sonra sahnelerinin perdelerini tek rar
kaldırmak üzere — kapılarım
kapayınca, fransız rom ancısı
nın eserini bir daha h atırlar, hem de m em ur ve m em urların b ü tün haklarından istifade etj- meğe gayetle İtinalı olan bu a r
kadaşlarm kendilerine böyle
her sene altı aylık ta tiller tel
inin etm ek hususundaki m u
vaffakiyetlerini itiraf ederim
k i kıskanırım .
İstanbul senenin altı ayı şe(- h ir hayatını felce uğratacak ik limli b ir şehir değildir ki «1 M ayıstan itibaren sıcaklaruı
, şiddetinden dolayı ve tâ Ekim
aym a k ad ar kimse tiyatroya
gidemez.» gibi b ir m azeret ile(- ri sürülsün. S anatkârların altı aylık bir çalışma sonunda artık yeni b ir altı ay m utlaka din^ lenm eleri farzolacak kadar yo ru ld u k ları ise, elbetteki iddia edilemez. Zira, kadro »nevcuf dunun kabarıklığı dolayısiyle, tiyatronun açık bulunduğu alğ tı ay m untazam an ve daim î şe kilde sahnede değildirler. B ir ay filân piyeste rolü bulunan falan aktör, veya aktrisin bu piyesi takip eden piyeste bir buçuk ay dinlendiği çok defa h a ttâ hem en daima, vaki o l m aktadır. Esasen altı ay süren tem siller nihayetinde sanatkâr
larıım z a ıtık sahneye çıkam ıya cak derecde yorgun düştükleri nasıl iddia edilebili ki, İsta n bul'daki Dram ve Komedi t i
yatrolarının Kapılarına sürgii
çeker çekmez piirneşe ve ptir- âfiyet tren lere binerek iki gur
ru p halinde bilm em nekadar
sürecek olan Anadolu tu rn esi ne çıkmış bulunuyorlar!
Tabii kendi hesaplarına ve İstanbul şehrinin verdiği aylık la n İşlemek şartlyle...
Hemen ilâve edeyim ki, sa^
nalkârlarım ız kazançlarının
fazlasına da lây ık tırlar ve a l dıkları parayı çok bulm ak a f fedilmez bir ayıb olur. Bunun la beraber, ileri sürülen müda
faalarla h arek etler arasında
çok ahenksizlikler ve birbirini
nakzeden cihetler bulunduğu
da m uhakkaktır. Zira, meselâ «Katil» gibi insanı hayrete ve ya hiddete sevkeden bayat bir m elodram oynandığı zaman iti raz edilirse: «Efendim, biz muf ayyen bütçemizde varidat kıs mını ihmal edemeyiz, halk böy le piyesler oynanırsa tiyatroyu dolduruyor: elbette ki ya nıek lodnun. ya da vodvil oyıııya- cağız!» tarzında m ukabele erteli yor, ondan sonra da tiyatro her yıl altı ay kapalı bırakılarak turne k ârları veya ya* sefaları yapılıyor. Bu pek zararlı m an tıksızlığa nihayet verilm esi *a manı gelmiş değil, çoklan da geçmiştir. Çünkü dünyanın hiç
bir tarafında devletten veya
şehirden böyle yüklü tahsisat
aldığı halde senenin altı ayı
tatil yapan tiyatro yoktur.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi