• Sonuç bulunamadı

Mimar Sinan ve Süleymaniye Camii

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mimar Sinan ve Süleymaniye Camii"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

yet:

29 Aralık 198*

Mimar Sinan ve

Süleymaniye Camii

T

ürk Mimarisinin ölmez si­ ması Mimar Sinan 50 yıl­ lık sanat hayatında 81 ca­ mi, 400 mescit, 6- medrese ve bunların yanı sıra yekûnu yüz­ lere varan köprü, su yolu, hastaha- ne, hamam, kervansaray ve bugün birçoğu mevcut olmayan 33 saray inşa etmiştir.

Bu yazıda Sinan’ın İstanbul’da yapmış olduğu Süleymaniye Camii- nin bazı hususiyetlerinden bahsede­ ceğiz.

Kalfalık devri eseri olan bu Ca - miin inşaasına 1556 yılında başlan­ mış ve on yıl sonra, 1566 da tamam lan mistir. O zamandan kalan hesap­ lara nazaran cami 597 yük ve 60.180 akçeye mal olmuştur, bu pa­ ra 1.195.202 düka tekabül eder.

Koca Sinan, evvelce söz verdiği günde camiin anahtarlarım Kanuni Süleyman'a teslim etmiş; o da mi­ marın muhteşem eserini tamamlan­ mış görünce, elindeki anahtarları evirip çevirmiş bir anlık tereddüt­

ten sonra: “ Bu kapıyı açmak senin hakkındır,, diyerek iade etmiştir.

İnşaat esnasında binanın sağlam olmasına elden geldiği kadar ihti­ mam edilmiş, temelleri atıldıktan sonra bunların yağmurla, karla su­ lanıp güneşle iyice pişmesi ve böyle­ likle senelerin tahribatına dayana - bilmesi İçin, çalışmalara iki yıl fâ- 8ila vermişti. Aynı sebepten birçok yerlerde de harcın içine su yerine yumurta akı katmıştır. Cami bina edilirken yine bazı teknik sebepler yüzünden inşaata bir sene ara ve - rilmiş. Bunu işiten İran Şahı Teh • masp bin kese mal ve bir kutu na­ dir mücevherle birlikte bir mektup da yollamıştı. Şah mektubunda Pa­ dişaha şöyle diyordu: “ Duyduğuma göre paramz kalmadığı için camiin inşasından vaz geçmişsiniz. Dostlu­ ğumuza binaen size bu kadar mal ve mücevher gönderiyorum. Onları satıp, inşaatınızı tamalayın. Böy - lece hayratınızda benim de hissem olsun.,. Bu mektuba dehşetli kızan

Mimar Koca Sinan’ın, ressam muhayyilesine ve tariflere vyuiarak yapılmış temsili bir portresi.

Padişah Şah’ın elçisinin yanında mücevher kutusunu Sinan’ a vere - rek: “ Bu taşlar benim camiimin taş larınm yanında kıymetsizdir, derhal bu kutuyu da diğer taşların arası­ na koyarak bina eyle.,, diyerek İran Şahma güzel bir ders vermiş­ tir.

Camiin akustik hususiyetleri ha­ kikaten şayanı hayret derecede mü kemmeldir; meselâ kubbenin yakı­ nma yerleştirilen küçük bir cep sa­ atinin tıkırtısını 26 metre uzaktan işitmek mümkündür. Dört minareli olan eserlerin minarelerinin sayısı Kanunî’nin İstanbul’un zaptından sonra dördüncü Padişah olduğunu, minarelerdeki şerefe sayısı (10 ta­ nedir) da Kanunî’nin OsmanlI Pa - dişahlan arasındaki sırasını göste - rir. Minarelerden üç şerefeli olan iki tanesi 74 metre boylarıyla İs­ tanbul’un en yüksek minareleridirler. Bunlardan biri evvelce ahşap olan Beyazıt Kulesi yandığı zaman uzun müddet yangın kulesi olarak kulla­ nılmıştı. Camiin dahilî uzunluğu 69, genişliği ise 63 metredir. Yüksekli­ ğine gelince; kubbenin irtifaı Bizans Medeniyetinin iftihar kaynağı olan Ayasofya’nın kubbesinden 6 metre

uzun olmak üzer» T l metre ytUt • »ekliktedir.

Bu büyük kubbe, her biri 60 toa ağırlığında olan dört büyük granit sütuna dayanır. Dört sütunun ikisi Baalbek ve İskenderiye'den getirildi­ ği halde, İstanbul’da Kıztaşı d v a • nndan ve Topkapı Sarayından geti­ rilen diğer ikisinden hemen hiç a- yırt edilemez.

Süleymaniye sadece bir mabet ol­ mayıp, tam teşekküllü bir üniversi­ teden, hastahaneye, o zamana kadar başı boş bırakılan veyahut öldürü­ len delilerin tedavi edildiği bir tı • marhaneden, kervansaraya kadar as nnın bütün sosyal müesseselerini etrafında toplayan bir eserdir.

Sinan’m bu muhteşem eseri, sıfa­ tıyla münasip bazı rakamlar ar - zeder ki bunlara bugün dahi hayret etmemek kabil değildir. Evliya Çe­ lebi'ye göre, bir zamanlar camiin içi ni aydınlatmak için kullanılan kandil lerin yekûnu 22.000 e varıyordu. Bu büyük mabed halen 27.000 kişi­ nin ibadetine müsait bir durumda - dır. Bayram namazlarında ve kadir gecelerinde ibadet için yer bulamı yarak dış avluya yayılan cemaat bu rakamı 50.000 e kadar çıkarır

.... "»»llllllllllllllllllllllllllllllllllllllimillllllllllllllllllMIIIIimillIIIIIIIIlllIlııuı

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Histamin salgıladı- ğı bilinen mast hücre tümörlerinde lazer terapi tedavisinin mast hücre tümöründeki histamin sentezini inhibe edici özelliği göz önünde

Ancak literatüre göre ilgili konuda uzman olan bir kişinin görüşünün alınması mantıksal olarak böylesi durumlarda yeterli görünmektedir (Tekin 1991: 471. Genel madde

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Nakşbendi ve Safevi tarikatlarının karışımı olan Bayrami tarikatının kurucusu olan Hacı Bayram Veli Akşemsettin ve Bursalı Ömer De­ de gibi iki büyük

Kölner Sportökonomie- Kongresses; Horch / Heydel / Sierau Hrsg., (Edi- tion Sportökonomie und Sportmanagement, Bd.. riye yapılan yatırımlar, yalnızca kulüpler ve sporcularla

B U hatıralarda şiirleri, eserle­ ri üzerinde kısaca duracağım insanlardan biri de Muhip Dranas. Necip Fazı! Kısakürek. Fozıl Hüsnü Dağlarca. Nazım la Orhan

Bu mavi gözlü, hala dört yaşmdaki haline benzeyen, delifişek ve dobra kadım anlatmaya başlamadan önce açıldığa kavuşturmamız gereken bir soyadı sorunu var: Deniz

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir