GÜRPINAR ★ M E Ş H U R L A R A N S İ K L O P E D İ S İ * 209
Türk edebiyatında önemli yeri olan Reşat Nuri’nin eser lerinden bir çoğu sinemaya da aktarılmıştır. Bu eserlerin başlıcaları. Taş Parçası (Tiyat ro), Hulleci (Tiyatro), Yap rak Dökümü (Tiyatro), Tann- dağ Ziyafeti (Tiyatro), Çalı kuşu, Damga, Dudaktan Kal be, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Yaprak Dökümü, Miskinler Tekkesi (Romanlar) dır. Bunların dışında yazarın, Fransız yazarları, Zola, Camus Lacretelle, Rousseau’dan yap tığı çevirilerle Cervantes'in «Don Kişot» çevrisi vardır.
GÜRPINAR (Hüseyin Rah mi) 1864 - 1944 Yazar
Türk edebiyatının en büyük romancılarından sayılır. îstan- bulda doğdu, Mülkiye Mekte bini bitirdi, Fransızca öğren di. Sağlık durumu, genç ya- şıridan beri pek sağlam olma dığından evlenemedi ve hayatı nın büyük kısmını Heybelia- da’daki evinde geçirdi, ilk ro manı 1888 yılında yayınlandı.
Realizm’; benimsemişti. Bu a- rada açık saçık romanlar da yazdı ve zaman zaman mah kemelere verildi bu yüzden, îlk büyük şöhretini sağlayan eseri «iffet» tir, onu «Müreb- biye» ve diğer romanlar izledi.
Cumhuriyetten sonra beşin ci dönem Ankara Milletvekili olan Gürpınar, sonra siyaset le de ilgisini kesip kendini ta mamen yazarlığı verdi. Türki ye'de eserlerinden gelen paray la hayatını, sürdürebilen nadir yazarlardandı. Hayatını büyük bir yalnızlık içinde, Heybelia- da'daki evinde tamamladı. Başlıca romanları arasında, «Şık.» «iffet», «Mürebbiye». «Metres», «Nimetşinas». «Şıp sevdi», «Kuyruklu yıldız altın da bir izdivaç», «Hakka Sığın dık», «Gulyabani» «Efsuncu Baba», «Kaynanam Nasıl Ku durdu», «Utanmaz Adam», sa yılabilir. Çağının ünlü yazar ları. Gaboriau, Paul de Kock ve Musset’den yaptığı çeviri ler vardır.
GÜRSEL (Cemâl) 7895 - 1966 Devlet adamı
Türkiye Cumhuriyetinin dör düncü Cumhurbaşkanı olan Gürsel, bir subay çocuğuydu. Erzurumda doğdu. Erzincan askeri Rüştiyesi, Kuleli Aske ri idadisinde okudu. Birinci dünya savaşı patlayınca okulu bitiremeden Çanakkale sava şma katıldı. Oradan Filistin'e gönderildi. Daha sonra İstik lâl Mücadelesine giren Gürsel Kemalettin Sami Paşa komu- • tasındaki 1. Orduda batarya kumandanı olarak İnönü sa vaşlarında bulundu. Dumlupı- nar ve Sakarya’da savaştı.
Türkiye Cumhuriyeti kurul duktan sonra askerlik öğreni mini tamamlama fırsatını bu lan Gürsel, Harp Akademisine girdi ve bu arada, 1927 yılın
da evlendi. Bu evlilikten bir oğlu doğdu. Haıp Akademisi ni bitirdikten sonra kurmay olarak orduda görev »alan Gür. sel; 1953 yılında Korgeneral, iiç yıl sonra da Orgeneral oldu 1959 da kara Kuvvetleri Ko mutanlığına getirilen Gürsel, 27 ı\|ayıs inkılâbından sonra Milli Birlik Komitesinin başı na geçti. 1961 seçimlerinden sonra da Cumhurbaşkanı oldu. Ancak bir yıl ‘ sonra başlıyan rahatsızlığı artarak devam et ti. Sonunda Gürsel birkaç ay süren bitkisel hayattan sonra yavaş yavaş söndü.
HACI ARİF BEY 1831-1885 Besteci
Türk müziğinin ünlü beste-, cilerindendir. Istanbulda doğ du. babası mahkeme kâtibiy di. Çok küçük yaşta sesinin
güzelliğiyle dikkati çekti. Ze- kâi Dede’den ilk müzik ders lerini aldı. Eyyubî Mehmet be yin yanında da bulunduktan sonra Mızıka’i Humayun’a gir di. Sarayda Haş:m beyden dersler aldı. Büyük sevgi top ladı ve padişah Abdülmecit’e mabeyinci oldıi. Haremdeki cariyelere müzik dersleri de veren Hacı Arif Bey, bu ara da, padişaha zevce olması dü şünülen 15 yaşındaki Çeşmi- dilber adlı bir Çerkeş kızıyla sevişti. Çıkan dedikodular ü- zerine padişah Hacı ’Arif Bey'i emekliye ayırdı. Sevgilisi Çeş- midilber’le de, hükümdarın da yardımıyla evlendi. Ama bir kaç yıl sonra padişahın affetiği Hacı Arif Bey, yeni den saraya döndü. Mabeyinci lik ve müzik öğretmenliğine devam etti. Ama bu arada, bü yük olaylar sonunda evlendi ği Çeşmidilber’den ayrılmıştı. Bu kere, bir başka Çerkeş gü zeli Zülfinigâr'la sevişti ve evlendi. Ama ikine; karısı da veremden öldü. Tahta, Abdül- aziz çıkınca saraydan uzaklaş tırılan besteci, bir süre sonra yine saraya döndü. Bu kere de Pertevniyal Valde Sultan m cariyelerinden yine bir Çer kes dilberiyle evlendi. Ünü Osmanlı ülkesi sınırlarını çok tan aşmıştı. Ama burnu büyü müş. çekilmez olmuştu. Bir kere daha saraydan uzaklaştı rıldı. 1876 da, 2. Abdülhamit tahta çıkınca yeniden sara ya dönen Hacı Arif Bey,
1885 yılında, ani bir kalp krizi sonucu sarayda öldü. Üç kı zı bir oğlıı olan bestecinin oğlu batı müziğile uğraşmış, Mızıka-yi Humayun’da viyolonselist olarak çalışmıştır. Kürdili Hicazkâr Ma kamını Ibulan, bin küsur şarkı bes teleyen Hacı Arif Beyden günü müze üçyüzü biraz aşkın şarkı kalmıştır.
HACI BAYRAM VELİ 7—1430 (DİN ADAMI). Büyük mutasavvıflar arasında adı geçen Hacı Bayram Veli, An- karada doğdu. Ankarada, Melike Hatun medresesinde müderrislik yaptı. OsmanlIlardan büyük saygı ve yakınlık gördü. Türkçe, aruz ve hece vezniyle şiirler yazdı. An karada öldü ve- orada gömüldü. Nakşbendi ve Safevi tarikatlarının karışımı olan Bayrami tarikatının kurucusu olan Hacı Bayram Veli Akşemsettin ve Bursalı Ömer De de gibi iki büyük tarikat kurucu sunun hocasıdır.
HACI BEKTAŞ VELİ 1209— 1271 (Din Adamı) Bektaşi tarikatının kurucusudur.