• Sonuç bulunamadı

Samet Ağaoğlu'nun edebiyat hatıraları 10:Dranas duygularının açık denizinde kaldı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Samet Ağaoğlu'nun edebiyat hatıraları 10:Dranas duygularının açık denizinde kaldı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Samet Ağaoğlu’nun edebiyat hatıraları

Dronas duygularının

açık denizinde kaldı

Ağrı dağını görmesini istemiştim, gitti, gördü ve

şiirini yazdı, şimdi o şiiri okumadan dağı görmemeli,

{¡¡)

dağı gören mutlaka şiiri okumalı.

B

U hatıralarda şiirleri, eserle­ri üzerinde kısaca duracağım insanlardan biri de Muhip Dranas. Son yarım yüz yılda, bir başka ölçü ile Yahya Ke­ mal'den bu yana beş büyük şair var bence: Nazım Hikmet. Orhan Veli. Necip Fazı! Kısakürek. Fozıl Hüsnü Dağlarca. Muhip Dranas. Nazım la Orhan Veli'yi hem çeşnilerinin deği­ şikliğ i. hem onlara gerçekten bü­ yüklük veren şiirlerinin azlığı yüzün­ den bir yana bırakıyorum . Ayrıca Orhan Veli ile sadece tanıştım . Na­ zım la hiç karşılaşm adım bile. Ne­ cip Fazıl. Fazıl Hüsnü bir noktadan sonra sanattcnn: inançlarının em­ rine verdiler, böylece bono zaman zaman acaba onlarda duygunun o sırlı âleminden de izler var mı diye sorduracak derinlikteki sanat kud­ retlerini yine bence zayıflattılar. Y al­ nız Dranas duygularının acık deni­ zinde kalabildi. Yukarıda yazdım, nasıl bazı şiirle ri bana eski Yunan heykellerini düşündürdü ise yine bir­ çok şiirle ri klasik ressam ların resim­ lerini hatırlattı. Dranas şiirlerinde meselâ ölüm konusunu bir acım a, bir korkma duygusu ile değil, yaşa­ manın düşündürücü bir olayı diye ele aldı, o klasik ressam gibi. Ölü­ mü değil, ölümle insanın aldığı yep­ yeni bir görünüşü dile getiriyor:

DARAĞACI

«Ve günlerden bir gün. bir sabah erken Kuşluk vaktinde bülbüller

öterken Kentin meydanında bir darağacı. Sallanıyor boşlukta bir yabancı. Geçiyor sabahın yolu akım dan Ve yalın ayaklan gecede... (Yeni yotlar mı düşünmede Bu ayaklar?.. Son durağına kadar Ne uysal yürümüştür bu

ayaklar.) Çekilirken gece batıya doğru. Konmuş da bir çatıya karga ruhu Söylenip duruyordu: «Gün

doğmoda «Ya sallanır gördüğüm kim

sehpada? «Ben miyim bu? Ben mi bu baş,

bu eller, «Bu ayaklar? Ya hani nerde

yollar? «Ben insan oğlunun aynası

m ıyım ?

«Şu garip yolcunun aynısı m ıyım ? «Benzeten kim bana d arağacını? «Orada sadece bir darağacı «Ve onda rüzgârla sallanan bir

d a l... «Yalnız beni düşünür gft>i bir

hal.*

«Vardım eteğine secdeye kapandım. Koşup bir koluna sım sıkı

abandım. Karlı başın yüce dedikleyin yüce. Sükûn içindeki heybetin

gönlümce. Devce yapında ilk rahatlığı

duydum. DRANAS’ın Ağaoğkı He dostluğu gene aynı dönemde başladı ve zamanla sıcak bir aile dostluğuna dönüştü. Ağaoğkı onun şa ir yanını son derece beğenirdi. AYAKLAR

«Otmuş o. ayrı düşmüş sürüden Ayaklan dışarıda örtüden Ölmüş herkes gibi ölen insan Yalnız ayaklar kalm ış yaşayan. Ardından ölüme düşen başın İki kardeş bakakalm ış şaşkın. Burada ansızın susup kamış Koyunlan başı boş bırakm ış Der ki bu ayakları görenler Başım değilm iş düşünen meğer, Ayakianm az gide, uz gide. Ayaklarım ümitler peşinde. Yolcu ölmüş, işte ayaklar hür. Yolcu ölmüş ayaklar düşünür...« Dranas'ın şiirle ri ile çizdiği tab­ loların en düşündürücülerinden biri Ağrı Dağı. O dağı gördükten sonra Muhip’in şiirin i okumak lâzım . Ya­ hut o şiiri okuduktan sonra Ağrı da­ ğına bakm alı. Pamuk yetişen bir o- vada birdenbire yükselen bu dağın efsaneler doğuran görünüşü Muhip' in şiirinde beliriyor:

Ş ifası mı, ne ki ruha bu ilk yudum Hayal arkasında baş

çırpınışiann. Sen uygun bir vakti gelince

rüzgârın Sonsuzluğa doğru kalkacak

sih irli Bir gemisin göklerde demirli Ve ben rıhtımında bekleyen

tek yolcu Dranas'ın gençlik yıllarındaki şiir­ lerini Baudler’in şiirlerine benzetir­ lerdi. Hatta onun etkisi altında oldu­ ğunu söyleyenler de vardı. Gerçek­ ten de Dranas'ın bazı parçalarında Baudler’in havası yok değil. İşte meselâ selâm şiirinden parçalar:

«

...

Selâm sonsuzluğun aydınlık bahçesinden Selâm, senelerce, senelerce

evvele

H atırası kalbe ışıklarla dökülen En sevgiliye, en iyiye, en güzele Geçm iş bir zamanı kalbim

. > . bulmak üzredir. Tam am lanacaktır yan kolmış

rüyalar. Ey hafıza, cömert memenden

beni emzir Zengin renklerini ufkuma dök

ey bahar. Dranas'ın Baudler'den yaptığı ter­ cümeler var. Bunları şiir kitabında bulamadım, koymamış, bilmem ne­ den. Ama hafızamda birkaçı çok canlı duruyor:

«De bana kalbin uçor mı bazen Bu pis şehrin kara ümmanından

uzak başka bir ummana Sade renk ve hayat.

Ve bekâret gibi mavi, derin, berrak De bana kalbin uçar mı bazen

Ağat Götür beni vagon, kaçır beni

9emi Uzak, uzak. Çamur göz yaşı bu

yerde Sahiden Ağatın mahzun kalbi

der mi bazen Cürümden, azaptan, dertten öte Götür beni vagon, kaçır beni

gemi. Kaçamak hazlarla dolu masum

dünya Daha mı uzakta Hind'den,

Çin'den Mümkün mü çağırmak geri ahu

zarla Ve gümüş bir sesle yaşatmak

yeniden Kaçamak hazlarla dolu masum

dünya.» Muhip Dranas'ın sanatı üzerinde son sözümü söyleyeyim: Şiirlerini nasıl hic bir fikrin emrine vermedi ise d ili de şiirin âhenginden başka ölçülerle ele alm adı. Bunun içindir ki hep tertemiz kaldı.

Dranas'ın perdesini kapıyorum artık. Aslında bu kendi hayatımın bir perdesini kapamaktan başka bir şey değil. Ne yaparsak yapalım ka­ derin çizdiği yoldan ayrılam ıyoruz.

Gelecek S a y ı:

SAİT FAİK

ABASIYANIK

HayalfTI

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ali Mirabi ve diğ., katı faz ekstraksiyon için yeni sorbent olarak Fe3O4 manyetik nanopartiküllerinin üzerini difenil karbazon/ sodyum dodesil sülfat ile kaplayarak eser

Arvasi, Kuzpınarı ve Uslu (Arvasi, Kuzpınarı ve Uslu, 2010) yarı direkt ayrıĢım yerine kullanarak, için benzer denklikleri tanımlamıĢlar ve 3-

F elsefe öğrenimi yapan, özellikle “kadın” konusunda “mastır” de­ receli çalışmaları bulunan Tansu Bele’yi ilk, “Ah Benim Birbaşıma İstan­

Evaluating ICFs that have exactly same text only once, a total of 69 consent forms were evaluated for the sentence num- ber, word number, letter number, character number, syllable

Otobüsün camında Yılmaz Güney, duvarlar boyu Yılmaz Gü­ ney, kahve ocağının yamacında Yılmaz Güney, manavın dük­ kânında Yılmaz Güney, gezgin

Şu sıralar gösterimde olan "M ektup" ve "H am am " filmlerinde izlediğimiz Necdet Mahfi Ayral, 89 yaşında ve aktörlükte 65 yılını geride bıraktı.. Yedi

İstanbul surlarının ehemmiyeti nazarı dikkate alınarak, bunların muhafazası kati surette lcabeden kı- sımlarile yıkılması icabeden kısımla­ rının tesfoiti

Onun için sa­ bahın en erken saatinde gidilir, kurna kapılır, yıkanılır, yemek yenilir, göbek taşında saatlerce dinlenilir ve akşam eza­ nına kadar, hava