Biz kahve
yokluğu
içinde Türk
kahvesinin
b ir yudum unu
bile hasret
kalırken,
AvrupalIlar
Türk
kahvesini
yudum
yudum
içerek
zevkini
çıkarıyorlar
maddenin romancı Balzaç’ın ölümüne neden olduğu da o günlerde yakılmış. Ne var ki, kahvenin, çok içildiğinde zarar verdiği söylentileri kahve tiryakile rini azaltacağına arttırmış...
1800lerin, başlarında HollandalIlar Yemen den kahve fidanları satın alıp Endonezya'da ekmişler ve olumlu sonuçlar almışlar. Aynı yıllarda îspanyollar, Portekizliler ve Fransızlar da fidanlarını Atlantik Okyanusu’nda bulunan kolonilerinde ekmişler ve böylece Osmanlı devletinden kahve dışalımını azalt mışlar.
Sıcak iklimi seven kahve daha sonra Güney Amerika'ya götürülmüş ve Güney Amerika ülkeleri kahve üretimi ile ekonomisini düzeltmiştir... Bugün kahve tüketimi inanılmaz derecede fazla, öyle ki, uzmanlar 50 yıl sonra dünyada bir kahve sıkıntısının söz konusu olacağını iddia ediyorlar.
Tam 50 yıl sonra dünyada bir kahve sıkıntısı ola cağı olasılıklar içinde...
Ya bizde?.. Dünyaya kavurmasını, öğütülmesini, pişirmesini öğrettiğimiz kahverengi içkinin özlemi içindeyiz....
Acı kahvenin tadını da unuttuk, hatırını da, tir yakiliğini de... Ülkemiz 70 sente muhtaç oldukça galiba daha bir süre çayla veya nohut tozu ile avu tacağız kendimizi....
özci • i i yaygındır...
“Bir nncan kahvenin kırk yıllık hatırı vardır” derler...
Daveti kulağa hoştur...
“Buyurun bir acı kahvemizi için” derler... Tiryakiliği dillere destandır... Gecikince, "Nerede kaldı... Yemen’den mi geliyor” derler... Güncel yaşantımızın bir parçasıdır kahve... Daha doğrusu “parçasıydı” deyimini kullanmak gere kir... Yoklar listesinde artık seri başıdır bu sıcak iklimin meyvesi...
Dünyada kahve deyince akla üretici Brezilya ve Kolombiya veya Yemen gelmez... Türkiye gelir...
“Türk kahvesi"... Böyle alışılagelmiş, yıllarca, yüzyıllarca__
Ansiklopedüerde, kitaplarda, dergilerde bilgi de metlerinde kahvenin 15. asırda ilk kez Yemen de ye tiştirildiği, ancak aynı yüzyılda Türkiye'ye getirilip burada yaygınlaştığı, tutku ile arandığı ve bir gereksinme haline geldiği belirtüir.
Oysa tam beş yüzyıl sonra bir fincan kahvenin doğduğu ülkede atalarımızı kıskanıyoruz... Yemek
lerden sonra kahve isteğimizi ya çay, ya da kahve takıldı, nohut tozu ile gidermeye çalışıyoruz...
KAHVECİNİN ÖYKÜSÜ
Evet... Ne demiştik??.. Kahve, Yemen’den Türkiye'ye getirilmiş Türkiye'de bir tutku haline
gelmişti...
Kahvenin dünyaya yayılmasında en büyük rolü Osmanlı devletinde görev yapan yabancı büyükelçi ler almış...
1654'te İstanbul'dan kalkan bir gemi ilk kahveyi Marsilya limanına götürmüş. 1657'de ise başka bir gemi ile 25 kilo kahve İngiltere’de bir limana boşal tılmış. Ancak yaş çekirdeği bir şeye benzetemeyen AvrupalIlar bunları çürümeye terketmişler.
1665’de ise Osmanlılar. Viyana kuşatması sırasında zor günlerini kahve içerek geçirmişler, dö nüşlerinde ise çuvallarla kahveleri “yer tutmasın” diye Viyana kapılarında bırakmışlar. Böylece Avus turyalIlar da ilk kez kahveyi tatmışlar.
1669 da ise Avusturya Kraliyet Sarayı’nda genellikle yemeklerden sonra içilen kahverengi suyu çok merak eden Fransa Kralı 14. Louis,Osmanlı dev letindeki büyükelçisine emir vererek sarayına ilk - kahveyi getirtmiş. Elçi, Fransa Kraliyet Sarayı na
kahveyi kavurup, öğütüp pişirmek için bir de Türk hizmetkâr götürmüş.
Kahveyi çok beğenen 14.Ix>uis, saray mensupları ve yüksek rütbeli subay aileleri için İstanbul’da de vamlı kahve ithal etmiş.
Bu arada ilk kahvehane 1686 yılında Paris’te açümış. Adı "Cafe Procope” olan bu kahvehanede masalcı La Fontaine, filozof Voltaire, gazeteci Des- moulüıs, romancı Balzac, Victor Hugo ilk kez bu iç kiyi tatmışlar ve tiryakisi olmuşlar.
1720 yılının sonunda kahve, Fransa’da eıı az Os manlI devletinde olduğu kadar yaygınlaşmış ve tüm ülkede toplam 380 kahvehanenin açıldığı saptanmış. Tu rakam 1784’te 730'u bulmuştur.
Sosyetik içki olmaktan çıkarak halkın malı hali ne gelen kahve 1789 yılında ük kez Napolyon tara fından tadılmış ve daha sonra Fransa imparatoru o- laıı genç subay, Paris'te savaş taktiklerini “Cafe de- la Rotonde” kahvehanesinde günde 25 ile 30 fiücan kahve içerek hazırlamış.
ÖLÜM SAÇAN KAHVE
1793 yılında kahvede kafein olduğu tıp bilginleri tarafından saptanmış. Vücuda zarar veren bu
Türk kahvesi Avrupa’daki kahvehanelerin en çok aranan içkisi olmuştu. İşte Avrupa'da o yıllardaki kahvehaneler bu şekildeydi.
Cezve, fincanlar ve askı, ¡şte turistlerin Türkiye'de en çok aradıkları anı eşyaları...
TÜRK
KAHVESİ
j rsnn n mrımıın tit_____
UJJ.
AVRUPALININ ZEVK KAYNAĞI OLDU
Türk kahvesinin ün lü cezvesi ile değir meni Avrupa’da ka pişiliyor