• Sonuç bulunamadı

Mahmut Esat Bozkurt...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mahmut Esat Bozkurt..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA CUMHURİYET

2__________________

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

Mahmut Esat Bozkurt...

Bozkurt ulusçuydu. Ancak bağnaz bir ulusçu değildi. Olmadığı için

de örneğin İsviçre Medeni Kanunu’nu alabildi. Ancak tüm

Atatürkçü ulusçular gibi dünyaya açıklığı korumasına karşın neyi,

ne zaman ve ne kadar alacağımızın kendi bağımsız kararımız

sonucu olmasına özen gösterdi._______________________________

Prof. Dr. S U N A KİLİ,

Boğaziçi Üniversitesi

A

tatürk’ün devrimci kad­rosunun önde gelen ki­ şilerinden, Türk hukuk devriminin mimarı

Mahmut Esat Bozkurt’-

un ölümünün 50. yıldö­

nümünde, doğduğu yer, Kuşadası’- nda, 21 Aralık 1993 tarihinde bir

sempozyum düzenlendi. Kuşadası Be­ lediyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ens- titüsü'nce ortaklaşa düzenlenen ve benim de katıldığım bu sempozyumda Mahmut Esat Bozkurt’un yaşamı, la­ ik hukuka geçişe katkıları, kapitülas­ yonlar konusundaki görüşleri, hukuk devriminin çağdaşlaşma ile olan ilişki­ leri gibi çeşitli konularda sunulan bil­ dirilerde Bozkurt’un Türk devrimine olan katkıları değerlendirildi.

Bundan önce, 1983 yılında “Cum­

huriyet Döneminin 10 Anıtlaşmış Hu­ kukçusu” birinciliği M ahmut Esat

Bozkurt’a lâyık görülmüş ve bu ödül, Balıkesir Barosu tarafından düzenle­ nen bir törenle devrin Anayasa Mah­ kemesi Başkanı Sayın Ahmet Boyacı-

oğlu tarafından Bozkurt’un hayatta

olan tek çocuğu, sevgili ve değerli ar­ kadaşım Gün Bozkurt Tekand’a veril­ mişti.

Atatürk’ün kadrosu, hukuk

devrimi ve Mahmut Esat

Devlet otoritesini sağlam bir temele oturtmak için, çağdaşlaşma girişimi

içinde olan bir önderin etkin bir kad­ roya ve bir siyasal örgüte gereksinimi vardır. Atatürk her zaman anayasal kuruluşlarla, TBMM ile, kurduğu si­ yasal partisiyle ve kadrosuyla danışa­ rak devlet otoritesini yasal ve çağdaş bir temele oturtmuştu. M ahmut Esat Bozkurt, A tatürk’ün kadrosunun seç­ kin bir üyesiydi. Denebilir ki, Atatürk döneminde siyasal yaşamın hem ilerici ve hem de istikrarlı olması önemli bir ölçüde bu kadronun ulusallığından, dinamizminden, tutarlılığından ve yüksek niteliklerinden kaynaklanıyor­ du. Bu kadro, amaç ve araçta birlik içindeydi. Amaç, çağdaş uygarlık dü­ zeyine ulaşmaktı. Araç ise ulusal güce, usa, bilime dayanarak cumhuriyetçi, halkçı, ulusçu, devletçi, laik ve devrim­ ci ilkeler doğrultusunda çalışmak ve çaba göstermekti.

Sempozyuma katılanlann vurgula­ dığı bir konu da, 1892 yılında doğan ve 1943 yılında ölen Bozkurt’un 51 yıllık yaşamına bu kadar işi nasıl sığdırdığı idi. Çok genç yaşta İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Boz­ kurt, İsviçre’ye giderek Fribourg Üni­ versitesinde hukuk dalında tekrar lisans eğitimi gördü ve sonra hukuk doktorası yaptı. 1918 yılında tamam­ ladığı hukuk doktorasının konusu

“Osmanlı kapitülasyonları” idi. Ülke­

nin işgal edilmesi sonucu yurda dönen Bozkurt, Kuşadası ve çevresindeki Kuvayı Milliye hareketi içinde yer al­

dı. Bu dönemde ve ondan sonraki yıl­ larda en yakın arkadaşlarından biri

Şükrü Saraçoğlu idi. 1920 yılında gir­

diği TBMM'de, öldüğü 1943 yılma kadar İzmir Milletvekilliği yaptı.

M ahmut Esat Bozkurt, Atatürk devrimini teörileştirme çabasının ön- cülerindendi. Ülkenin ilerlemesi için köktenci çözümlerden yana idi. Bu ne­ denle 1920 sonlarında Mustafa Ke­ mal’in onu Adliye Bakanı olarak aday gösteren yazısına verdiği yanıt, ülke­ deki yasalarda ve adliyede radikal de­ ğişiklikler yapılması gerektiği ve döne­ min Bakanlar Kurulu ile bunun ger­ çekleşemeyeceği ve bu nedenle adaylı­ ğı kabul edemeyeceği doğrultusun­ daydı. Bozkurt 1922-1924 yılları arasında İktisat Bakanlığı yaptı ve İz­ mir’de 1. İktisat Kongresi’nin toplan­ masına öncülük etti. 1924-1930 yıllan arasında yaptığı Adalet Bakanlığı dö­ neminde Atatürk ile birlikte Türk hukuk devrimine öncülük etti. Onun Adalet Bakanlığı döneminde, başta Medeni Kanun olmak üzere Ceza Ka­ nunu, Borçlar Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Mahkemeler Teşkilatı Ka­ nunu, Ceza Mahkemeleri Usulü Ka­ nunu, Kara ve Deniz Ticareti Kanun- lan gibi yasalar yürürlüğe girdi. Ayn- ca, yapılan bu hukuk devrimini uygulayacak hukukçu kadrosunu ye­ tiştirmek için Ankara Hukuk Mek- tcbi’nin (Ankara Hukuk Fakültesi) açılmasına öncülük etti. Çünkü bili­ yordu ki, “bilgili ve bilinçli hukukçular

yetişmedikçe karanlık ve kargaşadan kurtulunamaz”!1 2).

Önemle belirtilmesi gerekir ki,

“Cumhuriyet döneminin hukuk devri­ mi, geniş anlamda, hem kişiler ve dev­ letle kişi arasındaki ilişkileri düzenle­ yen çağdaş yasaların kabul edilmesi, hem de siyasal ve hukuksal olarak hu­ kuk devleti kavramını içeren bir yöne­ tim sistemini kapsamaktadır”!1). Ada­

let Bakanı Bozkurt, Türk Medeni Kanunu’nun gerekçesinde bu yasa ile laiklik arasındaki ilişkiyi şöyle anlatı­ yor: “Yasaları dine dayalı devletler,

kısa bir zaman sonra yurdun ve ulusun isteklerini karşılayamazlar. Çünkü din­ ler, değişmez kuralları kapsarlar. Ya­ şam yürür, gereksinimler hızla değişir. Din yasaları, her ne olursa olsun, ilerle­ yen yaşamın karşısında biçimden ve ölü sözcüklerden ileri bir değer ve anlam ta­ şıyamazlar. Bu nedenle dinlerin yalnız bir vicdan işi olarak kalması, çağdaş uygarlığın temellerinden ve eski uygar­ lıkla yeni uygarlığın en önemli ayırıcı niteliklerinden biridir. Kuşku yoktur ki yasaların amacı herhangi bir gelenek ve görenek veya yalnız vicdanla ilgili ol­ ması gereken din kuralları değil, siya­ sal, sosyal, iktisadi ve ulusal birliğin İıer ne pahaya olursa olsun sağlanması ve yerine getirilmesidir.”!3)

Hukuk devrimi, hem Aydınlanma devrimimizin özünü oluşturan laik düzene geçişimizin, hem de kadınları­ mızın özgürlüğe kavuşmalarının en önemli aşamalarından birini gerçek­ leştirmiştir. Ayrıca, M ahmut Esat Bozkurt kapitülasyonların tümüyle kaldırılması için büyük çaba göster­ miş, uğraş vermiştir. Öte yandan,

“Bozkurt” adlı Türk gemisini batıran

Fransız “Lotüs” gemisiyle ilgili davayı Lahey Adalet Divanı’na taşımış ve orada Türk tezini savunup davayı ka­ zanarak büyük bir hukuki başarı sağ­ lamış ve bu nedenle de Bozkurt soya­ dını almıştır.

Ulusçu ve devrimci___________

Bozkurt ulusçuydu. Ancak bağnaz bir ulusçu değildi. Olmadığı için de ör­ neğin İsviçre Medeni Kanunu’nu ala­ bildi. Ancak tüm Atatürkçü ulusçular gibi dünyaya açıklığı korumasına kar­ şın neyi, ne zaman ve ne kadar alacağı­

mızın kendi bağımsız kararımız sonu­ cu olmasına özen gösterdi. Onun ulusçuluğu laik, anti-emperyalist ve çağdaşlaştırıcı bir ulusçuluktu.

Devrimciydi. Atatürk devriminin köktenci yönünü anlamış, bu ulusun sonsuza değin yaşaması, var olması,

“Türklüğün unutulmuş medeni vasfı­ nın” tekrar gündeme gelmesi için

Atatürk devriminin gereğine inanmış ve bu devrim anlayışım şu sözlerle dile getirmiştir: “Ben, ‘ihtilal’ terimini doğ­

ru, ‘inkılap’ deyimini yanlış buluyorum. Bundan dolayıdır ki bu kitaba Atatürk

İhtilali’ adını verdim... İhtilal, bir şeyin

esasından değişerek, yerine yepyeninin konulmasıdır, inkılap ise bu değildir. İnkılap, bir şeyin aslını muhafaza ede­ rek başka bir kalıba girmesi, başka hale geçmesidir.”!4)

M ahmut Esat Bozkurt bilgiliydi. Onda Batı’ya karşı hiçbir aşağılık duy­ gusu yoktu. Namuslu idi. Erdemli idi. Coşkuluydu. Yurt sevgisiyle doluydu.

Katıldığım sempozyum bizi gerile­ re, Cumhuriyet’in ilk yıllarına götür­ dü, o dönemi tekrar değerlendirmemi­ zi sağladı. Aslında, geriye dönerek sözcükleri, Atatürk devrimini, M ah­ mut Esat Bozkurt’u anlatmıyor. Çün­ kü o dönem tüm özellikleriyle, kuram­ da ve eylemde ileriye, aydınlığa, çağdaşlığa açıktı. Ve M ahmut Esat Bozkurt bu ileriye, aydınlığa, çağdaşlı­ ğa açıklığı kişiliğinde taşıyordu.

Ölümünün 50. yıldönümünde M ah­ mut Esat Bozkurt’u inançla, sevgiyle ve saygıyla anıyoruz.

(1) Yekta G üngör Özden; “ A tatürk'ü Anlamak", Cumhuriyet’in 70. Yılında Geçmişten Geleceğe A tatürk, Ç Y D D yayını, 1993, s. 108.

(2) Aysel Çelikel; “Cumhuriyet Dönemi Hukuk Devrimi” , a.g.y., s.42.

(3) Gerekçenin öz Türkçe metni için bkz. H.V. Velidedeoğlu; Türk Medeni Kanunu, 4. Baskı, 1988.

(4) M ahm ut Esat Bozkurt; A TA T Ü R K İH T İ­ LALİ, Alım Kitapları Yayınevi, İstanbul - As M at­ baası. 1967, s.219-220.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kibns Turkleri Lideri Tahrikcilere Karsi Turk Halkma Metanet Tavsiye Etti Foot Londra'daki Temaslarma Devam Ediyor. Tiirk ve Yunan Hiikiimetlerinin Erken Temaslan Bekleniyor

5 OCAK 1972 (ÇARŞAMBA) YIL: 21 SAYI: 7236 BOZKURT GÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASİ GAZETE YURT .İÇİ HABERLER.. -Gazi Baf'ta Cumartesi

University Departments and Prescribed Course Titles (1869) (A Three Year Program, Academics required the Fourth Year) Arts and Sciences Lcıw School Sciences and Matlı.. Human

1960’lı yıllarda bir 27 Mayıs gecesi canlandı gö­ zümde, bir bayram gecesi, Ankara’da coşkulu bir toplantı, sahnede Ruhi Su, pistte Yargıtay, Danıştay, Anayasa

Birkaç yıl da böyle geçince Rabia artık gelinlik çağı­ na o devr için çoktan gelmiş bulunacak ve^ zaptiye nazırının konağında yıllardan- beri gördüğü

Ayrıca tübül epitellerinin fırçamsı kenarlarında ayrılma ve bozulmalar, tübül bazal membranlarında kalınlaşma, glukojenik vakuolizasyonu gösteren şeffaf görünümlü

usseau gibi deli sandığını* bir adama dayanmıyorum, Mon­ tesquieu gibi çok akıllı bir a- ristokrata dayanıyorum» de mek cesaretini gösterseydi, Mustafa Kemal

Müverrih Herdotun bildir­ diğine göre, (Burma direk) sütunu, Delfi’nin son zaman­ larında hatiflerin kürsüsü ol­ muştu- Palata muharebesini kazanan Yunanlılar,