• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Sarayın muzıka taburu ve kızlar ağasının meşhur notaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Sarayın muzıka taburu ve kızlar ağasının meşhur notaları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

21 Teşrinisani 193S ■< . A K Ş A M

A ■ I

S A R A Y «a B A B I A L İ N I N İÇ Y U Z U

Ya» ani SÜLEYM AN KANI IRTEM

-

Tercttmo, iktibas hakkı mahfuzdur

-

Tefrika No. 591

Sarayın muzıka taburu ve kızlar ağasının meşhur notaları

lstanbulda mevkip alayı ter* tip edildiği günlerde sarayda ha» deme ve muzıkai hümayun da" beyaz Martini tüfeklerde teslih edildi.

Muzıkai hümayun efradı 500« den, hademe de iki yüzden faz« laydı. Bunlara maiyet bölüğün­ den zabit ve çavuşlar geldi.

Sesi gür olduğu için muzıka- dan miralay Reşad bey taburuni binbaşısı makamına geçirildi.

İki bando tertip edildi. Ban­ donun biri padişahı saray kapı­ sında diğeri de selâmlık nerede! yapılacaksa orada karşılardı,

Nişantaşı semti o zamanlar ta- mamile tarla idi. Tabur talimi­ ne o tarafa gidilirdi.

Taburun silâh ve süngü tali­ minde hayli ilerlediği sırada idi ki Suavi vakası olmuştu.

O gün tekmil efrad muzıka kışlasında toplandı. Kendileri­ ne cephane tevzi olundu. Tabur silâh çatarak bekledi. Beşiktaş- tan silâh sesleri geliyordu. Necip paşanın ise yukarıda odada pi­ yano çaldığı duyuluyordu!

Taburların hareketi kendisin­ den istizan edildikçe Necip paşa:

— Daha vakit var! Cevabını veriyordu.

Maksadı neydi? İşi anlamıştı da sonunda kimin galip ve mu­ vaffak olacağına mı intizar edi­ yordu?

Her halde sonuç muzıkalıların zararına tezahür etti!

Tabur nihayet Hacı Hüseyin bağına, oradan Yıldıza gönderil­ di. Efrada silâh çattırılarak du­ var dibinde beklettirildi. Beşik- taşta iş bitince tabur kışlasına iade edildi.

Hünkârın Necip paşaya; — Benim taburum nerede? Diye sorduğu, Necip paşanın da:

— İçlerinde bazı sultan Murad taraftarları var. Tarafgirlik eder­ ler korkusile vaka yerine gön­ dermedim. Cevabını verdiği, A b - dülhamidin bunların defteri ya­ pılmasını irade ettiği şayi oldu.

Bundan sonra ocakta tensikat yapıldı. Deftere dahil olanların kimi tekaüd edildi, kimi ciheti askeriyeye devredildi. Muzıkai hümayun 320 kişiden ibaret kaldı.

Abdülhamid bu kalanlar için: — Bunlar asker değildir. İşle­ rinde olsunlar. Bana dua et­ sinler.

Diyerek muzıkai hümayun ef- radile hademenin ellerindeki tü­ fekleri toplattı; bu silâhlar sa­ rayda tüfekçiler debboyuna tes­ lim olundu.

Kızlarağasının notaları

Saray muzıkasına nefer ola­ rak alındıktan birkaç sene son­ ra istidadile bu teşkilâtta önem­ li bir mevki tutmağa başlıyan bay Zati musikîye merak saika- sile nota da öğrenmişti.

Muzıkai hümayunda hanende berber Seyid efendi şarkı söyler­ ken bay Zati notaya çekerdi.

Bu kabiliyeti ile arkadaşları arasında temayüz ediyordu.

Alaturka musikî meraklıların­ dan Ethem paşanın topladığı no­ taları vefatında terekesinden kızlar ağası H afız Behram muzıkadan kaymakam yin teşvikile

Bu notalar

Fulü t üstadı miralay Saffet bey

te veya şarkının terennümünde farklar gösteren nüshalar pek çoktu.

H afız Behram ağa bu notala­ rı tasnif etmek, muhtelif teren­ nümlerin en doğru ve güzel eda­ larını toplayıp en mükemmel nüshalar vücuda getirmek için kaymakam Hilmi bey ile gene muzıkadan, meşhur musikişinas­ lardan binbaşı Lâtif efendi ve hariçten en yüksek hanendeler­ den Medeni A ziz efendiden mü­ rekkep bir heyet topladı.,

Hilmi bey bu heyete bay Za­ tiyi de nota kâtibi aldı.

Hilmi bey kızlar ağasına tak­ dim edeceği zaman bay Zatiye ayak öpmesini tembih etmişti.

Bir sabah ikisi birlikte kızlar ağası dairesine gittiler.

H afız Behram ağaya sarayda ikinci bir Bilâli Habeşî gibi önem verilirdi. Saray ve Babıâl ricali nazarında sanki Haceri esve- din canlı ve kudsî bir timsali idi!

Baş ağa hazretleri ziyaretçile­ ri «huzuru inayetpenahîsine» kendisi yatağında çıplak

ayakla-file Uzanmış olarak kabul etti! Bay Zati tembih mucibince aya­ ğı öpecek gibi eğildi; deneçsiz genç ağanın nezaket gösterip aya­ ğını çekeceğini yahut elile ken­ disini menedeceğini sanıyordu. A ğ a hareketsiz durdu. Bay Zati başladığını tamamlamağa mecbur kaldı; bu da kendisine fena hal­ de dokundu.

H afız Behram ağa bay Zatiye iltifatlar etti; tefeyyüzler temen­ nisinde bulundu. Çıktıktan' son­ ra bay Zati kaymakam Hilmi beye:

— Fena canım sıkıldı. Adam parmağını bile oynatmadı. Hiç sahiden ayak öpülür m ü?

Diye şikâyet etti. Hilmi bey: —- Sen ne söylüyorsun, canım! En büyük paşalar ağanın ayağı­ nı öpebilmeği kendilerine şeref biliyorlar. (1 )

Diyerek H afız Behram ağanın: saraydaki mevkii hakkında ma­ lûmat verdi. Fakat bay Zati bu teessürle uzun zaman bu intisa­ ba önem vermediği için Behram ağa da kendisini unuttu.

Bay Zati heyete devama baş­ ladı. İhtilâflı notaları birer, bi­ rer okuyor, beğenilen parçalarını alıp biri, birine ekliyerek ter­ kip ile yazıyor, bunları tegan- ni ediyor, heyetçe kabul olunun­ ca başkasına geçiyordu. Bu su­ retle (rast) faslı meydana çı­ karıldı.

Tadil ve ıslah olunan bu no­ talar bastırılıp satılacak ve gûya çok para kazanılacaktı!

Fakat nedense sonraları tavsadı. H afız Behram ağa öl­ dükten sonra bu notalar takımile ağanın yanında bulunan Hoca Tevfik efendinin eline geçti.

(Bay Zati bu notaların sonra Tevfik efendi tarafından musikî muallimi İsmail Hakkı efendiye verildiğini söylemiştir.)

(Arkası var)

( 1) Taktaka risalesinde İzzet H olo Paşanın tehzili sırasında hafız Behram ağa için (p ek pis kokardı. Lâkin bu mekruh kokusu hulûskârlara misk ve amber kokusundan güzel, vücudunun teri asrin emelperverlerine dilbeıduda- ğı tükürüğünden daha hoş görünürdü!) denilmektedir.

ağa Hilmi be- satm almıştı,

arasında ayni

bes-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mercekli, aynalı ya da katadioptrik te- leskoplar arasında, aynalı teleskoplar ama- tör teleskop yapımcıları tarafından diğer- lerinden çok daha fazla tercih edilir.. Çün-

1934'te Ürdün'ün Ankara Büyükelçisi Prens Emir Zeid'le yaptığı evlilik nedeniyle “ Prenses Zeid” olarak da tanınan sanatçı, diplomat, hattat ve tarihçi Şakir

Kirry insan yakınlarını istasyondan gurbe­ te yolcu etmiş, kimi ise en sev­ diklerini ardında bırakarak uzak diyarlara gitmenin hüz­ nünü yaşamıştır.. Bu şekliyle

Meğer uzaktan sadece baş üstünde bir hotoz gibi görünen kale ta aşağı­ ya kadar bir mustatil çizerek uzanıp inmekte imiş, iki yüz elli metre yüksekliğindeki

Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı Erol Aksoy'un yaptığı Avrupa ve Amerika Holding A.Ş., farklı sektörlerde faliyet gösteren grup şirketlerini aynı çatı altında toplamak

Anemia of prematurity (39%, n=17), respiratory illness (24%, n=10), urinary tract (24%, n=10) infections are the most common reasons for rehospitalization in premature infants,

Hansa kentindeki kapahçarşıyı anlatır. Han- sa’nın 6 ilçeye ayrıldığını, bu 6 ilçeden üçün- cüsünde Müslümanların yaşadığını, burada kurulan,

Ayaş mescidi civarında beylik dükkânlar adiyle 35 dükkân ve bunlardan başka şeh­ rin muhtelif yerlerinde darphane, kirişha- ne, Unkapanı çarşısı,