• Sonuç bulunamadı

Başlık: KAFESTE BESLENEN TAVUK RASYONLARINDAKİ ENERJİ DÜZEYİNİN KARACİĞER YAĞLANMASI ÜZERİNE ETKİSİYazar(lar):AKKILIÇ, Mahmut;TANYOLAÇ, AttilaCilt: 21 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001398 Yayın Tarihi: 1974 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KAFESTE BESLENEN TAVUK RASYONLARINDAKİ ENERJİ DÜZEYİNİN KARACİĞER YAĞLANMASI ÜZERİNE ETKİSİYazar(lar):AKKILIÇ, Mahmut;TANYOLAÇ, AttilaCilt: 21 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001398 Yayın Tarihi: 1974 PDF"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A.

D.

Veteriner Fakültesi Yem Maddeleri ve Hayvan Besleme Kürsüsü Prof: ])r. Sabri DilmelZ

Ve

His/oloji ve l,'mbriyoloji Kürsüsü Prof Dr. Osman Hasa

KAFESTE BESLENEN TAVUK RASYONLARlNDAKİ ENERJİ

DÜZEYİNİN KARACİGER YAGLANMASI ÜZERİNE ETKİsİ

Mahmut Akkılıç* Attila Tanyolaç**

Effect of Energy Level of the Ration on Fatty Liver in Cage Layer Hens

Surnrnary: This C'xpC'rimcnt was designC'd to study t!ıe abilityol' various cnergy levels in diet to produce fatty liver in cagc layer hens, and to obscrve the changes that are produccd in the livC'r parenc!ıyma.

i20 Hem 22 weeks agc wcrc dcvicled into ıhrcc groups. J\Ietabolic energy content of the diets wcrc 2,;:>0. 26,,)0 and 28';0 kcal/kg in t1w 1.,2. and 3. groups resrectivcly.

Aftcr 40 wC'cks all bini were sIaughlC'rC'd,:n livcr from C'~eh group remos'cd and analy-sC'd for fal contenl. it was f,)ıınd thaı ıhc liver froırı the three group' (1,2 and 3) containcd 3:>.50 %, 37,59 % and 44.79 'j,) dry mall"r and of Ih:ıı36,26 %.36.79 'X) and 41.70 %was found ıo be fal.

Avcrage livc weighıs at 62 weC'ks ",ere 2:-,72, 2612 and 2830 gram for groups i, 2 and 3 rC'speelively, \-Veight gains for the three group dtıring thc tesı period werc observed to be 498, 502 and 740 gnıms per hird ",hile eg~s rmduetion "'as mea'tıred at 47. 40 % ;5ı. 42 % and 47.68 'I:) rC'spC'etivcly.

Using histological ,'xaminaıion nwıhocls fal deposiıion were classi ı'icd as low, medium and high. Fat degeneration \Vas observed to bC' 24.24 %,24,24 '\ and 42.42 %for the threc groups rcspecıively.

Özet: Bu araştırma, kafeste besknC'n Nl'\\'haırıps!ıire tavuklarında, rasyondaki cncrji miktarının karaciğC'r yağlanmas! üurine nC' bi\'irnde C'tkili olduğunu vC' karaciğcrin

paren-* A.Ü.Veıeriner FakülıC'si Ycm ~laddele(i ve Hays'an HC'slernC' Kürsüsü Doçenti. ANKARA-TÜRKİYE

** A.C.VcıerinC'r Fakültesi Hi"ıoloji s'c Embriyoloji Kürsiisü Doçenti. ANKARA -TÜRKİYE

(2)

Kafeste Beslenen Tanık Rasyonlarmnaki Enerji Diiıeyinin ... 371

şim dokusunda yağ birikimi l.'akınıından ne gibi değişiklikler meydana getirdiğini saptamak amacıyla yapılmıştır.

Araştırma 3 grup Iıalinde ve her grupta 40 tavt.k olmal< üzere 22 haftalık 120 tavuk üzerinde 40 hafta süreyle yürütülmüştür. 1.,2. ve 3. grupların rasyonlarındaki eneıji düzeyi, sırasıyla 2550, 2650 ve 2850 kcal jkg metabolik enerjidir.

Deneme sonunda I., 2. ve 3. gruplarda sırasıyla: Karaciğerde yağ depo edilmesi mik-tarının % 36.26, %36.76 ve %41.70 oranında; taze karaciğerdeki kuru madde miktarının

% 35.50, % 37.59 ve 'X) 44.')2; canlı ağırlıkların 2572. 26 i2 ve 2830 gr; 40 haftalık süre içinde canlı ağırlık artışının 498, .'ı07 ,'e 740 gr; yumurta iiretiminin ise %47.46, %51.42 ve % 'H.68 olduğu saptanmıştır.

Histolojik bakı, karaciğer epitel !ııierderinde lipidin az, orta ve fazla miktarda ya da dejeneratif şekilde birikimi olarak değerlendirilmiştir. Bnna göre dejeneratif yağl:ınma, her gruptaki 33 örnekte sırasıyla: % 24.24, %:!4.24 ,'e %42.4:;' oranında bulunmuştur.

Giriş

Son 20-30 yıl içinde giderek artan yumurta tüketimi gereksin-mesini karşılamak, işletme ve işçi giderlerini azaltmak ve üretimi ucuza mal etmek için kafes tavukçuluğu sistemi hızla geliştirilmiştir. Ancak, kafes koşullarında tutulan tavuklarda o gün için bilinmeyen nedenlerden ölüm oranının artması ve yumurta veriminin düşmesi, bilim adamlarını bu sorun üzerinde araştırmalar yapmaya yönelt-miştir. Bu olayların karaciğer yağlanmasından ileri geldiği ilk kez Amerika'da Chouch tarafından açıklanmıştır (4). Sonradan, Alman-ya ve diğer ülkelerde yapılan araştırmalarla da bu görüş doğru lan-mıştır (6,9, iO, i4,15,30,33) . Kafeste beslenen ve hareket olanakları kısıtlanmış olan yumurta tavuklarında karaciğer yağlanmasım mey-dana getiren çeşitli etkenler bulunduğu ve bunlar arasında rasyondaki enerji miktarının bl'. işte birinci derecede roloynadığı bir çok araştırı-cı tarafından ileri sürülmektedir (2,7, 14,18,25,30).

Marion'un (23) 1968 yılında yaptığı bir araştırmaya göre ka-raciğer yağlanmasının nedeni tavukların kafeste bulundurulmaları-dır. Bu araştırmada kafeste beslenen i6 aylık beyaz leghorn tavuk-larının yerde gezinenlere oranla canlı ağırlıklarının 200 gr daha fazla olduğu, kafesteki tavukların kaynatılmış etlerinde yağ oranının

%

21.7 olmasına karşılık yerdekilerde

%)

9 olduğu saptanmıştır.

Karaciğer yağlanmasıyla ilgili olarak Tüller (3i) tarafından yapılan bir araştırmada ayl1l düzeyde ,eneıji kapsayan rasyonlarla beslenen çeşitli kafes sistemleriyle, yerde tutulan tavuklarda karaci-ğer yağlanması olaylarnın aşağıdaki oranlarda olduğu açıklan-mıştır:

(3)

372 MalııılUl Akkı!,,:. - Auila Taııyolnç

Yetiştirme sistemi Yerdeki tavuklarda

Kafes (Koloni, bir kafestc 8 Kafcs (bir kafCste 3 tavuk) Kafes (bir kafeste i tavuk)

Karaciğer yağlanması olayı,

%

9

tavuk) 17

39

33

Kirchner et al. (20)

%

17.45 protein ve 2740 kcalj kg M. E. kap-sayan bir rasyonla besledikleri HNL tavuklarda 33'ncü haftada eanlı ağırlığın ortalama i783,8 gr olmasına karşılık karaciğer kuru madde-sindeki yağ oranını

%

42.64 bulmuşlardır. 33'ncü Haftadan sonra

i kg yeme 3,3 mg Gestalortin adlı bir progesteron lıormonu katılmış ve bu yemle beslenen tavuklarda 5Tnei haftada karaciğerdeki yağ oranı <Ya 25,22, kontrol grubundakilerde (yani yemine hormon katıl-mayanlarda)

%

43.33 olarak saptanmıştır.

Hartfiel et al. (i 4) kafestc ve yerdeki yetiştirme sistemlerini in-celemişlerdir. Bu araştırıcılar yer tavuklarındaki canlı ağırlığı, kafestekilere nazaran i 18 gr daha fazla bulmuşlardır. Karaciğer kuru maddesindeki yağ oranı ise kafestekilerde

%

3 1.2 olmasına karşılık, yerdekilerde

%

26,6 olarak tesbit edilmiştir.

Hartfiel et al. (13) tavuklarda hangi yaşta daha çok yağ depo edilmeye başlandığını ve kaleste hareketsizlikle hareketlilik hallerinde karaciğerdeki yağ miktarını saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada şu sonuçları elde etmişlerdir: Karaeiğer kuru maddesindeki yağ miktarı i7 nci haftada

%

ı

6,5, 23 ncü haftada

%

18,5 ve 38 nci haftada hareketsiz kafestekilerdc

%

44.08 ve bir band üzerindeki hareketli kafeslerde

%

35,89.

Hartficl ve Kirchner (16) tarafindan yürütülen üç ayrı denemede, rasyonlarda 1 kg yeme çeşitli düzeylerde (20,50,100 mg) Nitkoti-am id katılmasının, 22,4 mg (kg nikotinikasit kapsayan kontrol grubu rasyonuyla beslenen tavuklara nazaran, karaeiğerdeki yağ oranını önemli derecede düşürdüğü saptanmıştır.

Splitgerber (30) yaptığı araştırmada rasyonlara

%

65 oranında çeşitli tahıl katmak suretiyle elde ettiği yüksek oranda eneıji kapsa-yan rasyonlarla beslediği yumurta tavuklarında karaciğerdeki yağ miktarını, düşük eneıjili rasyonlara nazaran, daha yüksek bulmuş-tur. Üç ayrı denemede sırasıyla

%

65 mısır,

%

65 buğday ve

%

65 arpa kullanmıştır. Ayrıca çqitli düzeylerde bitkisel yağ katılarak

%

1 gram protein için Metabolik cneıji miktarı sırasıyla 1: 385, 1: 238 ve i:221 kcal'ye çıkarılan bu rasyonlarla beslenen yumurta ta-vuklarının karaciğerlerindeki yağ miktarları da sırasıyla

%

48,6;

~<)

30,6 ve

%

30,6 olarak bulunmuştur.

(4)

Kafeste Beslenen Tavuk Rasyonlarındaki Enerji Düzeyinin.. . 373

Sağlıklı ve yeni yumurtaya gelen tavuklarda karaciğer kuru mad-desindeki yağ miktarının

%

\2-

ı

5 olduğu, karaciğer yağlanması olaylarında bu miktarın

%

70'e kadaryükseldiği Creuel ve Hartfiel (9) tarafından bildirilmiştir. Buna karşılık Couch (5) sağlıklı tavuk-larda karaciğerdeki yağ miktarının

%

i5-30 arasında değiştiğini, hasta olanlarda ise

%

50-GO arasında olduğunu belirtmiştir.

ivy ve NeSIlCim (I 8)'ın araştırmalarında çeşitli oranlarda enerji ve protein kapsayan rasyonlar!a beslenen tavuklarda yumurtlama-ya başladıktan 6 hafta, 6 ay ve II ay sonra, karaciğerdeki yağ miktarı tesbit edilmiştir. Elde edilen sonuçlarda rasyondaki enerji-protein oranı yüksekliğinin karaciğer yağlanmasında etkili olduğu, fakat enerjinin yalnız başına bu işte daha büyük roloynadığı görülmüştür.

Criffith et al. (i i,

ı

2) rasyondaki enerji miktarı yüksekliğinin kara-ciğer yağlanması üzerine etkisinin yer tavukçuluğunda az, fakat kafes tavukçuluğunda daha yüksek oranda olduğuna değinmişlerdir. Ayrıca bu araştırıcılar temel rasyona protein, kalin, kolin -\- meti-yonin

+

Vit Bıı; yüksek eııeıji düzeyinde

%

20 yulaf ve düşük enerji düzeyinde

%

20 yulafın ayrı ayrı katılmasının karaciğerdeki yağ miktarını önemli derecede düşürdüğünü ve aynı rasyonlada paralel olarak beslenen yer ve kafes sistemleri arasında da büyük fark-ların bulunduğunu tesbit etmişlerdir.

ı

Numaralı grafikte bu durum açıkca görülmektedir. 5_ 6 :::e o '-o

.•..

~ E 70 ,m o >-60 :i

••

"cl ,r: 50 III co "ı::l "cl ~ 40

'-••

,m Ü 20 ~ o ~

Tızmel rasyon (3100 CaLME/kg. protein % 15,9 kükürtıü omina asitler % 53 kalin 850 mg/kg

]R .•% 2 9 Proteın

TR+ kalın (850 mg/kg

T

i

TR + kolın ve metıyonın (%0,1) B12 vıtamını TR+yulof (%20)- aynı enerji duzeyı

,-+_ \

TıRY"lOf;:

d",Ok ,"ocJ' d""yıOd,

4 - 2-5 i---- _ 4 6 3 TR"Tu,ıel rosyar Kofeste yerde

t~

Sısleme, yada __ ~t yıtistirme yönte mi

(5)

374 Mahmut Akkılıç. Attila Taııy"laç

Roberson et al. (27) rasyona metiyonin katılmasının karaci-ğerdeki yağ miktarını azalttığını açıklamışlardır. Neshcim et aL. (24) düşük düzeyde kolin kapsayan rasyonlarla beslemenin tavuklarda karaciğer yağlanmasını arttırdığını bildirmişlerdir.

Jensen et al. (19) mısır ve soya fasulyesi küspesine dayalı ras-yonlara selenyum katılması halinde karaciğer ağırlığının ve karaciğer-de yağ karaciğer-depo edilmesi oranının önemli karaciğer-derecekaraciğer-de düştüğünü ve bu yüz-den selenyumun kuvvetli bir lipotropik olduğunu tesbit etmişlerdir. Buna dayanarak selenyumun karaciğer yağlanması etiyolojisinde rol oynayabileceğini ileri sürmüşlerdir.

Hartfiel et al. (I 5) dört ayrı genetik yapıya sahip yumurta tavuk-ları üzerinde yaptıkları araştırmada aynı besleme ve bakım koşulla-rına rağmen üç beyaz hafif tip tavuklarda karaciğer yağlanmasının oldukça yüksek olmasına karşılık, kahverengi ağır tip tavuklarda önemli derecede düşük olduğunu tesbit etmişlerdir.

Yukarda da açıklandığı gibi bugüne kadar yumurta tavuklarında karaciğer yağlanmasını oluşturan çeşitli faktörler ileri sürülmüş olmasına karşın, yalnız başına bir faktörün bu duruma neden olduğu henüz kesin olarak ortaya konamamıştır.

Fakat kafes tavukçuluğunda genellikle rasyondaki enerji miktarı-nın yüksek olmasımiktarı-nın karaciğer yağlanmasının meydana gelmesinde birinci derecede roloynadığını çoğu araştırmacılar ileri sürmüşlerdir.

Büyük bir hızla gelişen Türkiye tavukçuluğuna paralelolarak kafcs tavukçuluğu da hızla gelişmektedir. Bu bakımdan ülkemiz şartlarında kafeste beslenen Newhampshirc tavuklarında rasyondaki enerji miktarının karaciğer yağlanması üzerine ne ölçüde etkili ol-duğunu ve karaciğerin parenşim dokusunda yağ birikimi bakımından ne gibi morfolojik değişiklildcr meydana getirdiğini saptamak amacıy-la bu araştırma düzenlenmiştir.

~teryaı ve ~etot

Araştırma, Lalahan Zootekni Araştırma Enstitüsünden bir gün-lük civciv iken temin edilen, 4 haftaya kadar elektrikli ana makina-larında ve 22 nci haftaya kadar yerde aynı koşullarda beslenmiş piliçlerden ayrılan 120 Newhaınpshire tavuk üzerinde yürütülmüş-tür. 22 nci Haftada tavuklar her grupta 40 tavuk olmak üzere ras-gele (random sample) 3 gruba ayrılmış ve hatal'yadaki (41 x 40 x 40 cm) büyüklüğündeki bir kafese 2 tavuk konulmuştur. Deneme ba-şında tavuklar tartılarak canlı ağırlıkları ve deneye alınanların

(6)

dı-Kafeste Beslenen Tavuk Rasyonlarındaki Enerji Düzeyinin ... 375

'-şmda, fakat aynı ~ürüden iO tavuk ayrıca kesilerek karaciğerlerindeki yağ miktarı tesbit edilmiştir.

Grupların rasyonlarında enerji miktarı hesap yoluyla ve diğer besin maddeleri miktarları da Weende metoduna göre analizlerle elde edilmişlerdir. Grupların beslenmesinde ku llanılan rasyonların kuruluşu ve kapsadıkları enerji miktarı ile ham besin maddeleri mik-tarları i Numaralı cetvelde gösterilmiştir.

CETVEL I. 1., 2. ve 3. Grup rasyanlarının kuruluşu

i II III --- _._---" ._--- ---Mısır S 39 :i2 Buğday LO S 4 Arpa 21 .25 3 .2:i 4.25 Yulaf ıs ;) 4 Kepek (Buğday) 14 16 6 Ayçiçcği küspcsi 8 S 8 Mısır Glutcni 5 5 6 Et-Kemik unu 4 4 4 Balık unu 4 4 4 Kireç taşı 6 6 6 Kalfos 1.5 ı.5 1.5

Vitamin karması (Roche 103). 0.25 0.25 0.25

100.00 100.00 100.00

Roche Vitamin Karması*

Rovimix 103'den rasyonların ikg'ma aşağıda gösterilen miktar-larda vitamin katılmıştır:

Vit A 12.000 LU. Vit DJ 1 .200 " Vit E 15 " Vit K 2.0 mg Vit Bı 1.5 " Vit Bı 4.0 " Niacin 20.0 " Caleium D-Pantotenat 6.0 " Vit B6 1.5 " Vit Bıı 10.0 mcg Folikasit 0.75 mg Kolin klorür 250.0 " Vit C 50.0 " Karafil, kırmızı 5.0

"

Karafil, sarı 5 .0 "

(7)

376 Mahmut Akkılıç - Attila Tanyolaç

CETVEL 2. I .• 2. "C 3. Crup rasynlarının Kapsadıkları Eoncıji vc llam Besin Maddeleri Miktarı

GRUPLAR i III

i

.

__

._---2850 17.18 i 4.48

i

4.783.32

i

0.74 i 0.39 i 0.24 i 679 i

i

il .._--- --- ---" 2550

i

2650 17.42 17.27 4.60 4.63 ii.91

i

5.03 3.18 3.21 0.78 O.SI 0.37 i 0.37 0.27

i

0.24 S69 ım keal/kg % o' /0 o. /0 % 0/ /0 0/ /0 o; LO mg/kg Mct. Enerji, Ham protein Ham yağ Ham sellüloz Kalsivum Fosfo;' Metiyonin Cistin Cholin

22 Haftalıkken kafeslere yerleştirilen 1.,2. ve 3. gruptaki tavııklara su ve kendi rasyonları add \ibitum olarak verilmiştir.

Deneme 40 hafta sürdürülmüş, bu süre içinde gruplardaki yu-murta üretimi, tavuklardaki ölümler tesGit edilmiş, deneme sonunda tavuklar 12 saat aç bırakıldıktan sonra teker teker canlı olarak ve ke-silip temizlendikten sonra yenebilen organlarıyla tartılıp ke!iim ran-dımanları hesaplanmıştır.

Histolojik incelemeler için, her gruptan 33 karaciğer numunesi, tavuklar kesilir kesilmez, 0,5 cm3 lük parçalar halinde

formol-cal-cium (I) içinde tesbite alınmıştır. Neutral yağların demonstrasyoııu için sudan schwarz B (22) ve sudan LV (28) ile Güyamalar yapıl-mıştır. Neutral yağların ekstraksiyonunda accton kullanılmıştır (2 I). KaraciğcrIerin önce taze iken ağırlıkları tesbit edilmiş, sonra 105°C deki kurutma dolabında tutulup sabit ağırlığa ulaşıncaya kadar kurutularak karaciğerldereki kuru madde miktarı tayin edil-miştir.

Kuru karaciğerler elektrikli değirmende öğütülerek Sokselet Eter Ekstraksiyon cihazında yağ analizleri yapılmıştır.

Elde Edilen Sonuçlar

Araştırmada çeşitli enerji düzeyindeki rasyonlarIa beslenen 1., 2. ve 3 üncü gruplarda elde edilen canlı ağırlık, kesim randımanı, karaciğerin taze ve kuru ağırlıkları, karaciğerdeki yağ oranı ve diğer bulgular 3 Nr. lı cetvelde gösterilmiştir.

(8)

Kafe.le Beslenen Tavuk Rasyonlarlllrıaki Enerji Diizeyinin ...

CETVEL 3. Araştırmadan ii2 nci haftada elde edilen sonuçlar GRUPLAR

377

Deneme süresi, hafta Denemeye alınma yaşı, hafta Deneme sonunda tavukların yaşı,

hafta Tavuk adedi: Deneme başıııda Deneme sonunda Ölen tavuk Karaciğer ağırlığı, 0 gr: Taze Kuru

Karaciğerde kuru madde, (~:) Karaciğer kuru maddesindeki yağ miktarı, %:

li2nci haftada 22 nci haftad:ı Canlı ağırlık, 0 gr:

Deneme sonunda Deneme başlangıcında 40 lIaftalık süredeki artış Karka~ ağırlığı. 0 gr (Yenelıilen kısımlar dahil) Ke.."im randımanı, % 'Yumurta üretimi, 10 40 Haftalık 40 22 fiZ 40 34 6 44.20 15.li9 35.50 3(j.2li 24.20 2572 2071 493 1881 73.13 47.1li i II III _1 ____ . ..- - - ----i

i

40 40 22 22 i 62 62 i i 40 40 i :.j(j 33 i 4- 7 45.28 52.94 17.02 23.57 37 .59 44.S2 3li.79 41.70 24.20 24.20 2lil2 2830 210S 2090 :)07 740 1900 2089 72./4 73.82 Si .42 47 .68 Histolojik Bak! :

Değişik düzeyde enerji kapsayan rasyonlada beslenen gruplar-daki tavukların karaciğerlerinin (her gruptan 33 karaciğer) hi~t()lojik yoklamaları, karaciğcrin parenşim dokusunda yağ birikimi bakımın-dan ne gibi değişiklikler meydana getirdiği 4 numaralı cetvelde ve

mikrofotoğraflarda gösterilmiştir. Bu değişiklikler, gruplardaki ka-raeiğerlerde lipidin az, orta ve [ızla miktarda ya da dejeneratif yağ-lanma durumunda bulunmasına göre sınıflandırılmıştır. Mikro-fotoğraflar, lipid birikimi yününden benzerlik durumuna göre sıralanmışlarrlır.

CETVEL 4. Histolojik lıakıda lipid kapsama derecelerine göre gruplardaki dağılımlar az (I) orta (2) fazla (3) dejeneratif (4) Toplam

.- ._--- _._- _...- . - --_._----

---adet % oranı adet i % 01a"11 aGet i ~/~ oranı adet

1-

% oranı_ adet

-- - -. -

1---.

-1---Grup T Cl I') . i:, 17

i

.~i.5i 3

i

9.09 8 i 24.24 33 Grup TT 4 12.12 \4 42 .42 7 21.2 \ 8

i

24.24 33 Grup III 3 9.09 9 27 .27 7 21.21 14 42.12 33

Genellikle lipidin az olduğu hallerde küçük, fazlalaştığında büyük granüller görülmektedir. Her iki halde de grahüller lobulusların

(9)

378 Mahmut Akkılıç. Attila Tanyolaç

periferinde toplanmakta (şekillA, B ve c) ve buradan lobulusun merkezine doğru bir yayılma olmaktadır. Ancak bu toplanışta, V. central is üzerine kurulan lobulus esas alındığında böyle bir lobulusu oluşturan basit acinus'ların bazılarında fazla lipid birikimi görül-mektedir (şekil 2b, 3b) .

(1) lipid granüllerinin çapı 1 mikrondan küçük

(2) " " " 1-2 mikron arasında

(3) " " 3-5 " "

(4) " " " 5 mikrondan büyük

Karaciğer epitel hücrelerinin sitoplazmaları içinde toplanan kü-çük lipid granülleri nukleusu bir taç gibi çepeçevre sarmaktadır

(şekil 3, 4A ve B). Daha sonra birbirleriyle birleşerek irileşen bu gra-nüller sitoplazmayı doldurup nukleusu bir kenara itmektedir. Bir lobulusun bazı kısımlarında bu tip iri granüllerle dolu hücreler bulun-makta, bazı kısımlarında ise küçük ve az miktarda granül taşıyan hücreler görülmektedir (şekil 5).

Hücrelerinin hemen tamamı büyük yağ damlalarıyla doldurul-muş olan dejeneratifyağlanma durumundaki lobuluslara ise (şekil 6) en fazla üçüncü grupta olmak üzere bütün gruplarda rastlandı. Dejene-ratif yağlanma gösteren karaciğer epitel hücrelerindeki lipid granül-lerinin çoğunun

ı

0- i2 mikro n olduğu görüldü.

Bütün numunelere ait ekstraksiyon denemeleri pozitif sonuç vermiştir.

Karaciğer yağlanması yönünden makroskopik bakıda en çok karşılaşılan görünüm de, gruplar itibariyle 7 numaralı fotoğraflarda gösterilmiştir.

Tartışma

Kafes sisteminde yürütülen bu araştırmada 2550, 2650 ve 2850 kcal Met. Eni kg olmak üzere değişik 3 enerji düzeyinin uygulandığı

ı.,

2. ve 3ncü gruplarda tavuklar 62 haftalık iken (Araştırmanın 40ncı haftasında) kesildikıcrinde 3 Nr.lı cetvelde gösterildiği üzere kilo-gramında 2850 kcal M.E. bulunan rasyonla beslenen 3 ncü gruptaki tavukların karaciğerlerindeki ortalama yağ miktarı diğer iki gruba (2550, 2650 Met. Eni kg) nazaran yüksek olup bu fark istatistik bakımdan önemli bulunmuştur (P <0,5). Birinci ve ikinci gruplar ara-sında aritmetik ve istatistik yönden bir fark bulunamamıştır. Birinci ve ikinci gruplardan elde edilen sonuçlar,Tül1er'in (31) her kafese

(10)

Kafe,lc Be,lcncn Tavuk Rasyonlarındaki Encrji Düzeyinin... 379

1 ve 3 adet tavuk koyarak cld,: ettiği sonuçların (% 33-39) arasında, 3 ncü gruptan elde edilen sonuç ise daha yüksek bulunmuştur.

Kirchner et al. (20)'ın 2740 kcal

i

kg Met. En. kapsayan rasyonla HNL tavuklardan (Hafif ırk tavuklar) 57 nci haftada elde ettikleri

(/"0 43,33 oranındaki yağ nisbeti, araştırmamızda düşük ve yüksek

düzeydeki enerjili rasyonlarla ede edilen sonuçlardan daha yüksektir. Araştırmamızda kafes sisteminin bir bölmesinde 3 tavuk yerine 2 tavuk konulduğundan tavuklar az da olsa bir hareket olanağına sahip bulunmaktaydılar. Her 3 grupta da elde edilen sonuçların tümü Hartfiel et al'ın (13) 38 nci haftada hareketsiz kafeslerden elde ettikleri sonuçlardan (% 44, 08) düşüktür. Aynı araştırmacıların hareketli kafeslerden elde ettikleri sonuçlarla (% 35, 89), 1 nci ve 2 nci grup-lardan elde ettiğimiz sonuçlar (% 36,26;

%

36,79) arasında büyük yakınlık görülmektedir.

Splitgerber (30)'in yüksek enerji düzeyindeki rasyonla elde et-tiği sonuç (% 48,08) araştırmamızda yüksek enerji düzeyindeki grup-tan elde edilen sonuçgrup-tan daha yüksek, düşük düzeydeki enerjili ras-yonlarla elde ettiği sonuçlar (% 30,6,

%

30,6) araştırmamızda düşük enerjili rasyonlarla. elde edilenlerden daha

.

düşüktür.

Jensen ct al. (i 9) 3100 kcal

i

kg metabolik enerjili rasyonla ka-feste yaptıkları araştırmada tavukların karaciğerindeki yağ miktarını

%62,5 bulmuşlardır ki, bu sonuç araştırmamızda 2850 kcal

i

kg M. Enerjili rasyondan elde edilen sonuca kıyasla çok yüksek olmasına rağmen, rasyondaki enerji düzeyinin yükselmesine paralel olarak ka-raciğerdeki yağ depo edilme oranının da yükselmesini kanıtlaması bakımından önem taşımaktadır.

Hartfiel et al. (15)'ın araştırmasında karaciğerde yağ depo edil-me oranının, aynı rasyonlarla beslenen hafif ırkıarda fazla, buna karşılık ağır ırkıarda az miktarda olduğu saptanmıştır. Bu durum ça-lışmamızda kullanılan ve ağır ırk sayılabilecek Newhampshirc yu-murta tavuklarının karaciğerlerinde, diğer araştırmacıların elde et-tikleri sonuçlara nazaran, daha az oranda yağ depo edilmiş olmasını açıklayan bir nitelik taşımaktadır.

2850 kcal

i

kg Metabolik Enerji kapsayan rasyonla beslenen 3 ncü grup tavuklarının taze karaciğer ağırlığı ile karaciğerdeki kuru madde miktarlarının diğer iki gruba nazaran daha fazla olduğu ve aradaki farkın istatistik bakımdan önem taşıdığı ve fakat diğer iki grup arasında önemli bir farkın bulunmadığı saptanmıştır.

Tavukların kafesc konuldukları sıradaki canlı ağırlıkları ile 40 haftalık araştırma sonunda canlı ağırlıkları arasında fark, i nci ve

(11)

380 Mahmut Akkılıç - Attila Tanyolaç

2 nci gruplarda yaklaşık olarak 500 gram iken 3 üncü grupta 740 gr bulunmuştur. Bu süre içinde 3 ncü gruptaki canlı ağırlık artışının 2 nci gruba nazaran

%

45,95 ve 1 nci gruba nazaran

%

48,59 ora-nında daha fazla olduğu görülmüştür. Marian (23) araştırmasında 64 ncü haftada kafesteki tavukların canlı ağırlıklarını yerdeki tavuk-lara nazaran 200 gr daha fazla. bulmuş olmasına karşılık Hartfiel

et al. (14) yerdeki tavukların canlı ağırlıklarını kafestekilere nazaran 118 gr daha fazla bulmuşlardır.

Kesim randımanları bakımından 1., 2. ve 3 ncü gruplar arasında herhangi bir fark bulunamamıştı r.

Histolojik yönden bazı araştırmacılar (3,29), insan karaciğerin-de yağın esas itibariyle lob"dusların merkezinde ve sonra orta bölge-sinde toplandığını, ancak fazla biriktiğinde perifer bölgelerinde görül-düğünü bildirmektediricr. Bnna karşılık, çeşitli laboratuvar hayvan-larında yaptıkları araştırmalarda yağ toplanmasının önce Iopçuk periferinde başladığını ve sonra orta bölgeye, oradan da merkeze yayıldığını saptamış olan araştırmacılar da (17,32) bulunmaktadır. Şekil lA, B ve C' deki bulgularımız, ikinci araştırmacıların görüşüne uymaktadır. Holmgren( i7), lobulusta toplanan yağın lobulusu terkedişte aksine bir yol izleyerekten en son merkezi bölgeden ayrıl-dığını bildirmektedir. Buna göre ilk grup araştırmacılar (3,29), yağın lobulusu terkedişi sırasındaki durumu- tesbit etmiş olabilirler.

Neutral yağların toplanışında şekil 3, 4A ve B'de görülen tablo, Feyrter'in (8) yapay otoliz yoluyla esterphosphatid'Ier için karaciğerde tesbitettiğine benzemektedir. Bu şekildeki yağ damlacıkları, Vacek ve Novotny'nin (32) bildirdikleri gibi zamanla sitoplazmayı doldur-makta (şekil 5 d) ve nihayet hücreler hem-~n tamamen büyük yağ damlacıklarından ibaret kalmaktadır (şekil 6).

Neutral yağların lobulusun belirli yerlerinde farklı bir birikim göstermesi, memeli karaciğerinde Rappaport'un (26) ortaya koyduğu basit acinus düzenine uygun düşmektedir. Hernekadar bulgularımızı böyle bir görüşe dayanarak değerlendirmiş bulunuyorsak da, kanat-lılarda, özellikle evcil tavukta lobulus yapısını bu açıdan inceleyen bir araştırmaya rastlayamadık.

Şekil Tdeki fotoğraflar, karaciğerin makroskopik görünümünün dahi, yağlanma derecesini ortaya koymak bakımından değer taşı-dığını göstermektedir.

Histolojik bakıda özellikle karaciğerin dejeneratif yağlanma durumunda elde edilen sonuçlar, soxhelet eter ekstraksiyonmetoduna göre elde edilen sonuçları doğrular niteliktedir.

(12)

Kafeste Bc,lenen Tanık Rasyonların,laki Enerji Düzeyinin. .. 381

Üçüncü grupta 33 karaciğerden 14 adedi (%) 42,42 oranında) dejeneratif yağlanma gösterdii!;i halde, diğer iki grupta bu miktar 8 er adet (% 24, 24 oranında) dir. Aradaki fark

%

75 olup istatistik yönden (P

<

0,01) çok ünemli hulunmuştur.

Özet olarak, yumurta veriminin az da olsa diğer gruplardan yüksek olması, karaciğerdeki y<'ğ miktarının düşük ve deneme süresi içinde ölüm oranının en az bulunması ve histolojik bakıda dejeneratif yağlanma durumunun yüksek enerjili rasyonla beslenenlere nazaran

%

75 oranında bir azIık göstermesi gibi sonuçlara dayanılarak kafcs tavuklarının 2650 kcal/kg M. Enerji kapsayan rasyonla beslenmesinin uygun olacağı söylenebilir.

Ancak, rasyonlara progesteron (20), kolin (Ii, 24), metiyonin (I 1,27) nikotinanıid (I 6) ve scIenyum (I 2) gibi lipotropik etkiye sahip olduğu iIeri sürülen maddelerin katılması halinde kakste tu-tulan yumurta tavuklarını daha yüksek düzeyde enerji kapsayan ras-yonlarla besleme olanağının bulunabileceği kanısına varılmıştır.

Literatür~

1 . Baker, J.R. (i 946): Tfıj Izistoehemieal reeognition of tipine. Quart.

.J.

micr. Sci. 87, 441-463'1

!

2. Barton, T.L., Fiegal, C.J. and Schaihle, P.J. (1966); "Fatty liver" syndrom in lGeyilıg he;ıs as influeneed hj proleinenergy raıian.

Poult. Sci. 45, 1068,

3. Berg, W. (1935): Ober Fetl-und Pigmenteinseltliisse in den Lcber-zellkernen des Mensehen. Z. mikr.- anat. Forsch. 38: 644-659.

4. Couch, j.R. (I 956): Fatty livm in laying hens-a condiıian whielz may oecur as a result

ql

inereased strain. FeedstulE, 28 (47), 46-54. 5. Couch, J.R. (1968): Fatty liver syndrom. FeedstuIE 40, 7, 12.,

48-51,

6. Dom, P. Grub (1912) : Fetlleberkranklzeiı fettlebersyndrom. Deutsche Geflügelwirtschaft und Schweineproduktion, 24 jg, 49, 1305-1306. 7. Duİie, M.H., Ringer, R.K., Wolford, J.H. (1968): Failııre

of plasma protein level to indieate developping fat~y liver in elziekcns.

Poultry Sci, 47: 1098-1100.

8. Feyrter, F. (1956): Über die ehromotrope mjeline E;nlmisehung der Leberzellen des Tieres dureh künstliehe Autolys!. Z. Zellforsch. 45, 51-59.

(13)

382 Mııhmut Aklulı~. Attila Tanyolııç

9. Greuel, E. und Hartfiel, W. (1968): Veraenderungen im Fettgelıall

und Feltsaeureıımuster bei Hennen mit FettleberS)'lldrom. Dtsdı. Ticr-aerztI. Wsrhr. 75, 294296.

iO. Greuel, E. und Hartfiel, W. (1969): Fetilebersyndrolil bei

Lege-Iıülm~m. Kraftfiıttcr 52, 167 170.

1i .Griffith, M., Olinde, A.J., Schexnaılder, R., Davenport, R.F., MeKDıgth, W.F. (1969): Ei/ert

0/

eltoline, metlıionine and vitamine Bıı on lher fat, /ô'gg Prodııetion and Aj"g wei,!',ltt in Heııs.

Poultry Sri, 48, 2160 2172.

12. Griffith, L., Sehexnailder, R. (1970): /njtueııce of temparatur vitamin defirieniees on liüer fat of I,aying Hens. Abstr. 59 th mcct.

Poult. Sci. Assoc. L.S.A. 28.

13. Hartfiel, W., Greuel, E. and H. Grassmann (1970 a): Weitere

Ergebnisse <um FettlebersJndrom bei Legelte1l1zen.Arclı. für Geflügclk.

5, 190-193.

14. Hartfiel, W., Greuel, E. und Wegner, Ro-M. (1970 b):

UntersuelıungelZ ;;:um Fettleber.f)'ndrom, Vergleielı von Boden und Kaaefig-Iıallung. Arch. f. Gc[Iüg~1~.:.34, 140-143 .

• •'.\;. -4.,.~..~:t!

15. Hartfiel, W., Grassınaİı,'H. und Lüke, F. (1973):

Untersuelı-lıngen über das Azıftreten von Fettlebem bei Leı?elıennelZ verselıiedener Herkünfte. Arcl1. f. Gcflügclkundc 2.

16. Harftfiel, W. und I. Kirehner (i 973): Die Bedeutung der

Nieo-tinsaeure und ihr 1'-'inf/uss auJ den Leberfettgelıalt der Legehenne. Areh.

für Geflügclkundc 3.

17. Holıngren, H.(1933): Beitrag ,:U1 lı~emztnis der FUlZktion der Le-her. Das Verltaeltnis wn Glykogeıı, Fett zmd SekretgralZula zueinander.

Z. mikr.-anat. Forsch. 32, 306--332.

18. Ivy, C.A., Nesheiın, M.C. (i 973): Faetor lnflueneing tlıe liver Fat eonteııt of laying Hem. POll.ltry Sci. 52, 28i-29

ı.

19. Jensen, L.S., Sehuınaier, G.W., Funk, A.D. and Smith, T.C. (I 970):A new lipotl'llpir agelZtfor tlıe la)'ing Izen. Poultry Sei. 49. 1401.

20. Kirehner, I., Hartfiel, W. und Greuel, E. (1972): Ehifluss geringer lv/engen Progesteron auf delZ Leber- und Serumlipidgelzalt ['on Legelzennen im Hinbliek aul das FettleberS)'ndrom. Dcutsche Tiera-crztlichc \Voclıel15clırift, 79, 1, i2- i6.

21 . Lennert, K. (1954/55): Die Histoclzemie der Fette uııd Lipoide.

(14)

Kafe,le Beslenen Tanık TIasyonlarınılaki Enerji Düzeyinin.. . 383

22. Lison, L. (1934): Sur des nouveaux coloran/s histologiques specifi-ques des lipides. GR. Soc. Biol. Paris, 115, 202-205.

23. Marion, j.E. (1968): An evaluation for processing of laj!ers haused

in cages and on thefloor. Poultry Scİ. 47, 1250-1254.

24. Nesheim, M.C., Norvell, M.J., Ceballos, E. and Leach, R.M. ( 1971): The effeet

~r

c!ıoline supplementation of diets for Growing Pultets and La)"ing Hens., Poultry Scİ. 50, 3, 820-831.

25. Palafox, A.L. (1967): Effect ~f dietary Energ} Source and

eoncent-ra/ian on Liver Lipids and Fatty Arids. Poultry Sci. 46, 1303.

26. Rappaport, A.M. (I 960): Betraehtungen :.:.urPatllOph}siologie der Leberstruktur. Klin. Wschr. 38, 561-577.

27- Roberson, R., Trujillo, V., Francis, O.W. (1970): The effect of Methionine Thiouracil, Dienestrol Diaeetate and Thyroprotein on the development and prn'ention ~ffatfy li ver in Pultels. Poultry Sci. 49, 426-427.

28. Romeis, B. (I 968) : lı1ikroskopisehe Terlınik. R. Oldenbourg

Verlag, München-Wicn.

29. Schiller, E. (1942): Über den Fettgehalt der Leber beim gesunden Mensehen. Z. mikr.-anat. Forsch. 5 I, 309-32

ı.

30. Splittgerber, H., Wein, F.K. und Arhelger, R. (1969):

Untersuebungen über die Hö'he des Fettgehaltes der Lebern von Hemzen bei versehiedenen Futlermisc!wngen. Dtsch Geflügclwirtsch. 12, (24),

1021-1022.

31 . Tınler, R. (1969): Stelten Hühner in Batlerie--und Kaefighalttung besondere Ansprüche an die Zusammensetzung des hıtters. Jahrb. f. Gcf-lügelwirtschaft, Ulmer, Stu ttgart.

32. Vacek, Z., j. Novotny (1959) : Fettablagerung in Leber und

Speiehel-drüsen der mit einer kariogen Zuekerdiaet gefütlerten Versuehsratten und Hamster. Z. ZcIlforsch. 49, 541-554.

33. Wolford, j.H., R.K. Ringer, C.C. Sheppard, D.L. Barton and

and C.j. Flegal, (197 I) : FatlJ' lher sJndrome, Fccdstum, 43 (4), 28. Yazı "Dergi Yazı Kuruluna" 14. 1. 1975 Günü Gelmiştir.

(15)

w

cx>

(16)

Kafe,te Beslenen Tayıık Rasyonlarındaki Enerji Dii7.Cvinin, , .

Re,im I. :"iötral yağların Iabulusun periferinde toplanışı. c) V.centralis, p) V. portac \'enul'ü; x 240.

Fig. I. Aecuınulation of nemral fats at the lobulus periphery c) central vein, pJ a ventIle bclonging to the porta i vein; x 240

385

Resim 2. Nötral yağ,ların lobuluslarda basit acinus düzcnine göre. dağılışı.

ann-o us, c) V. centralis, p) V. portae vCIHll'ü; x 95

Fig. 2. Distribution of ncutral fats in the lobules according to the paııcm of simpk acini. b) ,implc acinus, c) re.ıtral vein, p) vcnule of thc porta i yein; X 95.

(17)

3B6

Resim 3. Nötra! bir basit acinus'u

Mahmut Akkılıç. Attila Tanyolaç

(18)

Kafeste Beslenen Tavnk Rasyonlarıntlaki Enerji Diizeyinin.. . :IBi

Resim 4. Nötral yağların karaciğIT epitel hücrelerinin n"kleııslI çevresinde toplanışı;

x 600.

Fig. 4. i\ccumulation ofneutral fats at the periphery ofhepatic eell nuclei; x 600.

Resim. 5. Dejeneratif yağlanma sınırındaki lobulus bölümü (d) ilc az sayıda ve kü~:ük lipid gr~nülleri ihtiva eden lobnlus bölümü (n); x 240.

Fig. 5. Neigrbouring parts of a lobule; one (d) appearing at thefirst stage of fattY degenera-tion, and the other (n) bearing much less lipid in the form of smail granules; x 240.

(19)

388 \Ialımııt ,\kkllıÇ. Aııila Tarıyolar;

Şekil 6. Dejcrıeraıif yağı:ıııma dururııundaki hücrelerden oluşmuş lobulus; x 264. Fig. G. A lobıılc, consistirıg of eclls lIndergaing fatty degcneratiorı; x 2G4.

(20)

Kafeste Beslenen Tavuk Rasyonlarındaki Enerji Diizeyinin ...

Şekil 7. Gruplar itibariyle karaciğerIerin makroskopik görünümleri. Fig. 7. :Macroscopic appearance of the liver in each experimental group.

Şekil

Fig. I. Aecuınulation of nemral fats at the lobulus periphery c) central vein, pJ a ventIle bclonging to the porta i vein; x 240
Fig. 4. i\ccumulation ofneutral fats at the periphery ofhepatic eell nuclei; x 600.
Şekil 6. Dejcrıeraıif yağı:ıııma dururııundaki hücrelerden oluşmuş lobulus; x 264. Fig
Şekil 7. Gruplar itibariyle karaciğerIerin makroskopik görünümleri. Fig. 7. :Macroscopic appearance of the liver in each experimental group.

Referanslar

Benzer Belgeler

Central nervous system and skull malformations associated with Bovine Viral Diarrhea Virus in a calf.. Hasan Tarık ATMACA 1 , Güngör Çağdaş DİNÇEL 1 , Ali KUMANDAŞ 2 , Oğuz KUL

Thus, the aim of this study was to compare the changes in the RBC and platelet indices in dogs with CL and healthy dogs, and to evaluate whether RBC and platelet indices could

Cluster numbers, which were obtained with hierarchical clustering methods that were applied regarding the classification of Karayaka and Bafra sheep according to body

Prevalence of feline coronavirus (FCoV) and feline leukemia virus (FeLV) in Turkish cats.. Tuba Çiğdem OGUZOGLU 1 , Kezban CAN SAHNA 2 , Veysel Soydal ATASEVEN 3 , Dilek

First record of Myxobolus muelleri (Myxosporea: Myxobolidae) in flathead grey mullet Mugil cephalus (Teleostei, Mugilidae)

Summary: To investigate the occurrence of bovine herpesvirus type 4 (BoHV-4) infection in a dairy herd including cows with metritis, various methods were used for the

Summary: One female and two male nematodes were identified as Synhimantus (Synhimantus) laticeps (Rudolphi, 1819) Railliet, Henry et Sisoff, 1912 in the postmortem examination of

spermatological properties of mirror carp (Cyprinus carpio L. 1758) semen and evaluation of short-term preservation using different extenders.. Bozkurt Y, Secer S, Bukan N, Akcay