• Sonuç bulunamadı

Başlık: DOKU LİPİDLERİNİN PARAFİN KESİTLERİNDE GÜMÜŞLEME YOLUYLA DEMONSTRASYONUYazar(lar):SAĞLAM, MahmutCilt: 17 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001652 Yayın Tarihi: 1970 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: DOKU LİPİDLERİNİN PARAFİN KESİTLERİNDE GÜMÜŞLEME YOLUYLA DEMONSTRASYONUYazar(lar):SAĞLAM, MahmutCilt: 17 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001652 Yayın Tarihi: 1970 PDF"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A.(J. Veteriner Fakültesi Histoloji ve Emhriyoloji Kürsüsü Prof. Dr. Zihni Erençin

DOKU LtptDLERİNİN PARAFİN KEStTLERİNDE

GÜMÜŞLEME YOLUYLA DEMONSTRASYONU

Mahmut Sağlam

*

SUD:ımary

A new Silver' IıDpregnation Method that d~tects the Tissue Lipids in Paraffin Sections .

A new silver impregnation method that demonstrates the tissuc lipids in paraffin sec-tions was developed. Onc percer. t of ammoniacal silver nitrate solution that also contained 100 mg of Na,CO, per 100 ml of the solution was used.Before impregnating them the sections were.divided into three gro~ps (i;e. unt'reated, pyridine extracted and diaslase ııretreated). These were compared to the others stained by Best', Carmine; 'P.A.S~, arid }Jaur?-Feulgen for glycogen.

Bp~in's and Gendre\.soluti9ns were the best fixatives for this new tcchnic ..

Özet

Bu çalışmada, doku lipidlerinin parafin kesitlerinde-demonstrasyonunu sağlayan bir gümüş impregnasyon met/odu geliştiriidi. Bu amaçla, amonyakhgümüş nitrat solpsyonundan yarilrlarııldı: Kesin bir sonuca varabilmek için, normal yolla gümüşlenen kestiler, Pyridine ekstraksiyonuna ve Diastase testine tabi tutulduktansonra gümüşlcnenlcrlc ve-ayrıca, gliko-jcn için Best Cumin, P.A.S. ve Bauer-Feulgen'le boyananlarl~ karşılaştırıldı. ,

Bouin ve Gendre solusyonlarının, gümüşlcne~ek materyal .için en iyi tespit şolusyonları

oldukları sonucuna varıldı. ' . - .

Giriş

Doku lipidlerinin :incelenmesinde genellikle Sudan grubu boya-lada boyanan dondurma kesitleri kullanılır. Bu boya metodlarının bazısakıncaları vardır. Bir defa, q.ondurma kesitleri alındıktan son;ra, arta kala~ parçaların uzun zaman saklanması olanaksızdır. Halbuki .çoğu ar~tırmal~r, kati. bir sonuca varabilmek için, aynı materyali • A.ü. Veteriner Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Kürsüsü Doçenti, Ankara, Türkiye

(2)

374 Malunut Sağlam

defalarca kullanmayı gerektirir. Bu da ancak, parafinle blok yapıla-rak bozulmayacak hale getirilmi~ meteryal kullanılmakla mümkün olur. Sudan boyalarının bir sakıncası da, bunların lipidlerle birlikte nötür yağları ve yağ asitlerini de boyamalarıdır.

Diğer taraftan, Sudan grubu boyalarla boyanmı~ preparatlar-dan tam net ve kontrastlı fotoğraflar çekmek her zaman kolay olma-maktadır.

cİACcİo (3), Mc MANUS (ro) ve ELFTMAN (5,6) lipid--leri-parafin kesitlerinde demonstre etmeyi ba~armı~lardır. Ancak bu

ara~tırmacılar, boya olarak Sudan grubu boyaları kullanmı~lardır. Çe~itli zamanlarda, retikulin ipliklerini HUMASON - LUSH-BAUGH (7) metoduna göre parafin kesitlerde gümü~lerken, bazı durumlarda karaciğer ve böbrek epitelIerinde siyah renkli granüllerIe kar~ıla~ıldı. Şekil ve lokalizasyon bakımından lipid tabiatında olmaları gerektiği kanısına varılan bu granüllerin etraflı bir ~ekilde incelenme-sine karar verildi ve neticede, lipid demonstrasyonuna yarayan a~a-ğıdaki gümü~leme metodu geli~tirildi.

~aterya1 ve ~etod

Ara~tırmada kedi ve kobaydan alınan karaciğer, böbrek, ince barsak ve kas materyali kullanıldı. Parçalar

%

ro formol, formol-al. kol, formol-kalşiyum (BAKER, r), Elftman (5,6), Bouin ve Gendre solusyonlarında tespit edildi; alkol serilerinden sonra 3 defa (toplam 48 saat) methylbenzoate-celloidin'de parlatıldı; benzoller ve benzol-parafinden geçirilerek parafin emdirildi ve parafinde bloka alındı.

7 Mikronlukkesitler a~ağıdaki ~ekilde boyandı:

r) Xylol'ler, absolu alkoller ve 95'lik alkolden geçirilen kesitler, 9S'lik alkol+Pyridine (aa)'da 15 dakika tutuldu,

2) 80 ve 7o'lik alkoller üzerinden distile suya indirildi, 3) 37 °C'ye kadar ısıtılmı~ d istile suda 5 dakika tutuldu,

4) yine 37 °C'ye kadar ısıtılmı~, amonyaklı gümü~ nİtrat eriyiğinde (etüvde) 60 dakika bırakıldı,

, 5)100 ml'sine i damla amonyak katılmış distile suda (oda ısısında)

kısaca çalkalandı,

6) tamponlu formolde 5 dakika süre ile redükte edildi (bu kademede 'kesitler hafif şekilde siyahlaşırIar. Mikroskopta - bakıldığında, açık kahverengine boyanmışsitoplazmada siyah granüller görü-nür),

(3)

Doku Lipidleriruh Demonstrasyonu 375

7) akarsuda 5 dakika yıkandı,

8) 100 ml'sine 5 ml sirke asidi katılmış %0,5'lik altmklorürde, sito-plazmamn rengi açılıncaya kadar (tahminen 10-15 dakika) dekolore edildi,

9) akarsuda 5 dakika yıkandı,

io) %5'lik Sodium thyosulphate'da 5 dakika tespit edildi, i i) akarsuda 5 dakika yıkandı,

12) Kernechtrot'la 10-15 dakika çekirdekler için boyandı,

i3) distile suda çalkalandı,

14) 95'lik alkollerden başlamak suretiyle alkollerden ve Xylol'lerden

geçirildi, .

i5) Kanada balzaıru ya da sentetik medyumlarla kapatıldı.

Sonuç: Lipid granülleri siyah, çekirdekler pembe.

Amonyaklı gümüş nitrat eriyiğinin hazırlanması: 100 ml' lik bir Er-lenmeyer'e LO ml distile su konur ve bunda i g gümüs nitrat eritilir.

Erlenmeyer devamlı çalkalanırken eriyiküzerine damla damla amon-yak akıtılır. Karışım önce kahverengi bir renk alır; amonamon-yak damla-tılmaya devam edilirse, renk açılmaya başlar ve sonunda eriyik ta-mamen berraklaşır. 2-3 Damla amonyak daha katıldıktan sonra eriyik distile su ile 100 ml'ye tamamlanır ve buna i00 mg kuru sodyum

karbonat katılır.

Tamponlu formol hazırlanması: 9S ml distile suya 5 ml formol katılır ve karışımda 25 mg kuru sodyum karbonat eritilir.

Not: Amonyaklı gümüş nitrat ve tamponlu form ol solusyonları her defasında taze hazırlanmalıdır.

Bazı gümüşlemeler, tespit edilmiş materyalin BAKER (ı)'ın lipidler için geliştirdiği Pyridine ekstraksiyon testine tabi tutulmasın-dan sonra. yapıldı. Bir kısım kesitler ise, Diastase testi ilc glikojen eri-tildikten sonra gümüşlendi. Diğer bir kısım kesitler de, glikojen de-monstrasyonu için, Best Carmine, P.A.S. ve Baucr-Feulgen metod-lar; ile boyandı. Bu gibi durumlarda, alınan seri kesitlerden biri gü-müşle, bunu izleyen kesit ise, adı geçen glikojen boyalarından biri ile boyandı.

Gümüşleme ile beliren granüllerin hangi grup yağlardan olduk-larını anlamak için, Nilblau sulphatc ve Sudanschwarz B (Romeis, paragraf 1069) ve Elftman (Romeis, paragraf 1084) boyamalarından yararlanıldı.

(4)

376 ~alımut Sağlam

Sonuçlar

Kı..ill~nııan' tespit solusyonlaqndan _,bir kısmı lipi~ de~onstnıs-yönuna uygun düşmemektedir. Bunlardan

%

ro'luk foyİnol, 'lipidleri iyi tespit etmemektedir. Formol-alkol tespitinden sonra, lipidlerle birlikte glikojen de hafif bir şekilde boyanmaktadır. Lipid derron:.-tra~yonlarında çok kullanılan formol-kalsiyum tespitiise, lipid ile birlikte çekirdeklerin de gümüşü tutmalarına yol açmaktadır. Elftman tespitinden so.nra lipid granülleri iyi boyanmakta fakat ~itopl-azriı.a koyu bir renk almaktadır. Bouin ve Gendre solusyonları ise

mükem-mel sonuçlar vermektedir. . ,

.., .

Boyamada kullanılan kapların temizliğine dikkat edildiği sürece metod kaprissiz olarak çalışmaktadır.

Bu gümüşlerne metodu ile lipid granülleri yuvarlak şek'lIi ve irili ufaklı olarak belirmektedir. En iri granüllerin çapı 1,5 mikronu geç-memektedir. hi granüllerden bir kı5ml, ortaları boş halkalar halinde gôiükinektedir.

, Karaciğer lopçuklarındagranüller homojen bir yayılm~ göster-mektedir. Lopçukların hem periferleri ve hem deV. centralis'e yakın iç kısımlar aynı miktardagra,nül taşımaktadır (Şekil ı). Granül-' lerin çoğunluğuna, Remark kordonlarının, safra ya!"ıklarına yakın iç kı5~mlarındarastlanmaktadır (Şekil 3) ; ancak, epitel hücrelerinin peri-fer kısımları da granülden yoksun değildir.

, Lipid granüllerinin böbrekteki lokalizasyonu özelliklere sahiptir. Bunların büyük b.ir çoğunluğuna böbreğin korteksinde rastlanmakta-, dır. Bunun da hemen hemen tamamını Pars convoluta proximalis'ler taşıtnaktadır (Şekil 4a). Pars convoluta distalis'lerde (b) ise, lipide çoğu hallerde hiç rastlanmamaktadır. Bulunduğu hallerde ise miktarı, Pars convoluta, proximalis'lerdekinden çok daha a7. olmaktadı.r. Her iki tür kanalcıkt<:. da granüllerin çoğunluğu, epitel hücrelerinin apikal yarımlarında toplanmaktadır. Barsak epitel hücrelerinde de duru~ aynıdır. Bu hücrelerin de apikal yanmıarı, özellikle Microvillus'ların altındaki dar bir Gölge granülden zengin bulunmaktadır. Buna kar-şılık iskelet kastellerinde granüller homojen bir yayılma göstermektedir.

Pyridine 'ekstraksiyonundan sonra gümüşleme negatif, Diastase testinden sonra ise pozitif sonuçlar vermektedir.

Tartışma

BAKER (r)'ın bildirdiğine göre, sfeak. Pyridine ekstraksiyonu,' dokulardaki lipidlerin tamamen erimelerine sebep olmaktadır.

(5)

Ger-Doku Lipidlerinin Demonstrasyonu 377.

çekten de bu işlemden sonra gümüşlenen preparatlar her defasında negatif sonuçlar verdi. Buha.karşılık Diastase w;ti ile glikojeni eritilen kesitler ise, normal yolla gümüşlenenlerde olduğu gibi, pozitifbir reak-. siyon gösterdi. Bu sonuçlar ve yukarıda adı geçen yağ hoyaları ile ya-pılan karşılaştırmalar göz önüne alın.arak, geliştirdiğimiz gümüşleme metodu ile boyanan granül1ei-in lipid tabiatında oldukları kanısına va-rıldı. MİTCHELL-wİsLOCKİ (ı ı) ve PRİTCHARD (ı'2) gümüş-lerne yoluyla dokulardaki glikojeni demonstre etmi~lerdir. Araştırma-cılar da bu amaçla amonyaklı gümüş nitrattan yararlanmışlardır. Bu durum, demonstre ettiğimiz granüllerin glikojen partikülleri ola-bileceğini akla getirebilir. Fakat granüllerin diyastazda erimernekl'i, buna karşılık piridin ekstraksiyonuna dayanıksız olmaları; ayrıcfl. miktarca glikojenden daha az bulunmaları, bu ihtimali ortadan kaldırmaktadır.

Çalışma sırasında, adi geçen granüllerin glik~jen tabiatında ol-madığını doğrulayan diğer bir hususla daha karşılaşıldı: Araştırmada kullanılan kobaylardan bir tanesinin karaciğerinde glikojen özel bir lokalizasyon gösteriyordu. Diğerlerinden farklıolarak bu hayvanın karaciğerinde glikojene, lopçukların sadece iç kısımlarında, V. cen-tralis dolaylarında rastlanıyordu (Şekil 2); perifer kısımları ise hiç glikojen taşımıyordu. P.A.S., Best carmine ve Bauer..:feulgen metod-ları daima bu durumu teyit ediyordu. Bunun ü7.erine, 'adı geçen ma:~

teryalden yapılan seri kesitlerden hiri Bauer-Feulgen metoduyla gli-kojen için boyandı (~ekil 2), bunu izleyen diğeri ise, lipid için gömüş-lendi (Şekil I). Gümüşlenen kesitlerde boyanan granÜııCr, lopçuk-. ların her tarafında eşit bir yayılma gösterdi; buna 'kaqılık diğer kc-sitlerde glikojene sadece lopçukların iç kısımlarında rastlandı. Bu durum da, gümüşleme ile bdiren granüllerin glikojen olmadığıP! göstermektedir.

MİTCHELL-WİSLOCKİ (ll) ve PRİTCHARO (12),

gü-müşlcme' ile glikojen demonstrasyonu sırasında kesitleri Po.tassium permangan.ate ya da' chramic acid gibi oksida.n maddelerle oksitle-mişlerdir. Kendi metodumuzla. yaptığımız gümüşlemeleröe, periyo-dik ve kromik asitle Oksidasyondansonra, lipid granüllcri ile birlik-te, glikojen partiküllerinin de az çok belirdiğini gördük. Bu demektir' ki, oksidasyondan sonra gümüşlernede glikojen ve lipid maddel~ri birlikte boyanmaktadır. Bu sakıncadan ötürü metodumuz oksitleme kademesini kapsamamaktadıt .. LUDWİG (9), MİTCHELL-wİS-LOCKİ (ll) ve PRİTCHARD (12) metodlarının spesifitesi üzerinde durmuş ve bu metodların glikojen için spesifik olmadıklarıru,diğer hücre unsurlarının da gümüşü tuttuklarını hildirmiş, fakat bu 'unsiır~

(6)

378 Mahmut Sağlam

ların neler olduklarını belirtmemi~tir. Ara~tırmacıya görc, diyastaz testinden sonra, adı geçcn metodlara göre gümü~lenen preparatlarda granüııer azalmayıp tersine ..artmaktadırlar. Bu da, bu metodlarla bo-yanan unsurların sadece glikojen partiküııeri olmadıklarını göstermek-tedir. Gerçekten de MİTCHELL-wİsLOCKİ'nin çalı~masındaki 1 nolu resmin gösterdiği granüııer, bizim fotoğraflarımızdaki lipid granüııerine çok benzemektedir.

Lipid gümü~lemesinde Pyridin~'in oynadığı rol ~öyle yorumla-nabilir: LİPP (B)'e göre, gümü~lemelerde renk husulü, ~ekiııi unsurların gümü~ partiküııerini yüzeylerinde tutmalarına bağlıdır. Yüzeylerinde Por'lar ta~ıyan unsurlar gümü~ü daha kolaylıkla tutar-lar. Pyridine'in bir yağ solventi olduğu bilinmektedir. Muhtemeldir ki bu madde, tespit edilmi~ dokularda kısa sürede (15 dakika) yağ granüııerinin yüzeylerini çok hafif ~ekilde eriterek pürüzlendirmekte, bu da granüııerin gümü~ü tutmalarını kolayla~tırmaktadır.

Geli~tirdiğimi:ı metodun en iyi sonuçları Bouin ve Gendre tes-pit solusyonlarından sonra vermesinin nedenine gelince: BRESLAU-GABE (2, s. 5), SPANNHOF (16, s. 18) ve ROMEİS (iS, s. 270) gibi ar~tırmaeılar kitaplarında, pikrik asit ta~ıyan solusyonların (Bouin, Gendre vs.), glikojen için ideal tespit solusyonları olduklarını bildirmektedirler. Bu bakımdan da, demonstre ettiğimiz materyalin glikojen olabileceği akla gelebilir. Ancak CONTİ et aL. (4) ve RİcCİ (13, 14)'nin çalı~malarından da anla~ılacağı gibi, pik-rik asit ta~ıyan tespit solusyonları sadece glikojeni değil, yağları ve proteinleri de ideal bir ~ekilde tespit etmektedirler. Nitekim adı geçen ara~tırmacılar, li~id eriten anzimlerden çok zengin olan Panereas'da lipidleri en iyi bir ~ekilde Bouin solusyon u ile tespit edebildiklerini bildirmektedir. Ara~tırmacıların bulgularına göre, iyi bir lipid tespit solusyonu olarak bilinen BAKER (1) 'in formol-kalsiyum solus-yonu bile, adı geçen dokuda Bouin kadar iyi sonuç vermemektedir. Rİccİ (14) bunun sebebini, Bouin'de bulunan asit pikrik'in anti-lipaz etkisine bağlamaktadır. Ara~tırmacıya göre asit pikrik, sitoplaz-madaki proteinleri denatüre ederek, bunların yağ damlaları etrafın-da, yağ anzimlerinden etkilenmeyen bir kabuk meydana getirmelerine yol açmakta, bu da yağların prezervasyonunu sağlamaktadır. Bizim görü~ümüz de bu merkezdedir. Esasen asit pikriğin kuvvetli bir pro-tein tespit maddesi olduğu bilinen bir husustur.

Periyodik asitle oksitlenmeyi de kapsayan HUMASON-LUSH-BAUGH (7) metodu, lipid granüııerini ender durumlarda ve seyrek bir ~ekilde meydana çıkarmaktadır. Bu metodla ayrıca muko-polisakkarid!er ve açık bir tonda da olsa, glikojen de boyanmaktadır.

i

(7)

Doku Lipidlerinin Demonstrasyonu 379

Geliştirdiğimiz metod ise, sadece lipid granüllerini demonstre etmek. tedir. Metodun tek sakıncası, hemen bütün gümüşleme metodlarında olduğu gibi, retikulinipliklerini de boyamasındadır. Bu bakımdan metod, bağdokuların ve düz kastellerinin lipid yönünden incclenme-lerine pek uygun düşmemektedir.

Literatür

. 1 _. Daker, J.R. (1946): The histochemical recognition of tipine. Quart.

J.

mier. Sci., 87:441-470.

2 - DresIau, A.M., Gabe, M. (1962): Handbuch der Histochemie.

Band II /i. Polysaceharidae. Gustav Fischer Verlag, Stu ttgart,

1962.

3 - Ciaccio, C. (1909): ()ber das Vorkommen von Lecithin in den zel-lularen Entzündungsprodukten und über besondere lipid-bildende Zellen (Lecithinzellen). Zentralb!. allg. Path. path. Anat., 20 :385-390. 4 - Conti, C., Ricci, P.D., Cavallini, L. (1955): Le sostanze

tipi-diche sudanofile nei diversi stadi del ciclo seminijero del ratto. Folia Endocrin., 7: 171.

5 - Eıetman, H. (1954): Controlled chromation.

J

.Histoehem. Cy-tochem., 2:1-8.

6 - Eıetman, H. (1957): Phospholipid fixation by dichromate-subli-mate. Stain Techno!., 32 :29-3

ı.

7 -- Humason, G.L., Lushbaugh, C.C. (1960): Selective demons-tration of elastin, reticulum and collagen by silver, orcein and anilin blue.

Stain Techno!., 35:209-214.

8 - Lipp, W. (1952): Die Spezijitiit histologischer Silberimpriignati-onen. Z. wiss. Mik., 61 :38-43.

9 - Ludwig, K.S. (1953): Zur Frage der Spezijitiit des histologisclzen Glykogennachweis durch Silbermethoden. Z. wiss. Mik., 61 :321-328. 10 - Mc Manus, F.A. (1946): The demonstration of certain fatty

sub-stances in paraffin sections.

J.

Path. Bact., 58 :93-95.

II - Mitchell, A.J., Wislocki, G. (1944): Selective staining of gly-cogen by ammonical silver nitrate: A new method. Anat. Ree., 90:261-266.

12 - Pritchard,

J.J.

(1949): A new histochemical method for glycogen.

(8)

380 'Mahmut Sağlam

i3 ~ Rieci, P.D. (ı 956): Comlazioni spleno-endocrine. Quad"ro istologi-' . co e dispozione dei lipidi del testicolo dcl ratto in accrescimen-'

_ to, ,dopo trattamento con estratti splenici. Folia Endocrin.,

9:409.

ı

4 - Rieci, P.D. (1957): L' avantage de la jixation au' liquide d~ Bouin pour la demonstration et l'itude des lipides pancreatiques. Rev. belg.

Path., 26 :212-2

ı

9.

15 - Roıneis, B.. (i 968): Mikroskopische Technik.

ı

6. Auflage, R. Oldcnbourg Verlag, München-Wien,

ı

968.

16 - Spannhof, L. (ı 964 ): Einführung in die Praxisder Histochemie. Veb Gustav' Fischer Verlag, jena,

ı

964 ..

(9)

Şekil: 2. Şekil i'dekir.İ izleyen kesii; B2.Uer-Feulgen ilc glikojen için boyanmış. Glikojene sadece lopçukların iç kısımlarında, V. centralisler (y.c.) etrafında r,.sıl?;'makta. 150 X. Fig. 2,.' The next section as in fig. I, stained for glycogenby Bauer-Feulgen. Glycogen is locatedonly at the inncrmost parts of the lobules, nanıcly around the central veins (V.c.).

(10)

Şekil 3. Fazla büyütülmüş karaciğer lopçuğundan bir kısım; gümüşlemeden sonra lipid granüllerinin yerleşme durumunu göstermekte, V.c. =Vena centralis. Kobay, 450 X. Fig. 3. Part of an hepatic lobule in high magnification, showing the distribution of lipid

granules af ter silver impregnation. V.c.=central vein. Guinea-pig,450 X.

Şekil 4. Böbrek korteksinde lipid granüllerinin yerleşme durumu.Pars convuluta proxi-malis'ler (a) lipid granüllerinden zengin; Pars convoluta distalis'ler (b) ise granül taşımıyor.

Kedi, gümüşleme, 350 X.

Fig. 4. The localisation of lipid granulcs at the renal cortex. The proximal convoluted tubules (a) contain much lipid granulcs. The distal convoluted tubules (b) are devoid of

Şekil

Şekil 4. Böbrek korteksinde lipid granüllerinin yerleşme durumu.Pars convuluta proxi- proxi-malis'ler (a) lipid granüllerinden zengin; Pars convoluta distalis'ler (b) ise granül taşımıyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplam 1024 serum örneğinin virus nötralizasyon testi ile kontrolü sonucunda elde edilen bulgular, koyun- larda BHV-1 enfeksiyonun örneklerin alındığı illere göre değişen

1 Department of Pathology, Veterinary Medicine, Ankara University, 06110 Diskapi, Ankara, Turkey; 2 Department of Internal Medicine, Veterinary Medicine, Ankara University,

Table 1: Mean aerobic mesophilic bacteria counts of chicken breast skins treated with trisodium phosphate solutions during refrigerated storage (log 10 cfu/g, n=4).. Table 2:

With the above as a basis, the purposes of the study reported here were to describe the complementary use of radiography and ultrasonography in the diagnosis of upper urinary

aureus strains from subclinic bovine mastitis collected in Hatay region by using protein patterns, antibiotic resistance, and plasmid profile analysis.. SDS-PAGE of proteins has

Safkan Arap atında plazma proteaz inhibitör lokusunda tespit edilen alellere ait gen frekansları ince- lendiğinde, en yüksek gen frekansının (0.357), U aleline ait olduğu, bunu

Physical examination revealed a narrowed urethral process and orifice that caused formation of a penile urethral diverticulum.. The narrowed urethral process was removed

The case of young German shepherd dog presented in this case has been diagnosed to have bilateral congenital severe hydronephrosis and hydroureter associated with