4 Eylül 1937
Dumlupınar İntibaları
' ‘
MEÇHUL ASKER
ÂBİDESİ
Tren yorgunluğu ve gece uyku suzluğuyla arkadaşlarımın tatlı tatlı uyumalarına iştirak edemedim. Bir türlü gözüme uyku girmedi,. Hal buki saat 15 e kadar istirahat et tikten sonra şehri gezecektik.
Ben 14 de hazırlanıp arkadaş ları beklemek için otelin gazinosuna indiğim zaman bize intizarda olan Adanalı çehrelerle kaşılaştım.
Gariptir!.. Gurbette hemşehrili ğin ne kadar sağlam bir bağ oldu ğuna bir kerre daha inandım.
Az sonra bu hemşehrilerimiz bizi Afyonun muhtelif semtlerini gezdirdiler. Afyonda bir Adana ha vasının yaratılışına öyle içten bir sevinişimiz vardı ki.. Bunu dudakla rımız ifade etmiyor, fakat kalbimiz tatlı ürperişlerle bu hissi kaynatı yordu!
Afyon Belediye reisini ve K ol ordu Kumandanını ziyaret ettik. Da ha 29 ağustos akşamı Afyon sokak ları taşkın bir bayramın arefe kala balığına sahne olmuştu.
* * *
Süslü bir havuz başında akşam yemeğini yerken çok terbiyeli ve kibar bir belediye memuru bize yak laştı.
30 ağustos bayramına mahsus Afyon belediyesinin rozetini dağıta rak yarın Dumlupınaıa hareket ede cek olan ikinci hususî trenin saatini fısıldadı.
*
* *
Sabaha karşı hazırlığımızı yapa rak istasyona geldiğimiz zaman ne asker vt. uc de polisin o muazzam günü anmeğa gelen halkın izdiha mını durduramadığını seyrediyorduk. Nihayet 30 dan fazla yolcu va gonuyla hareket eden ikinci trene bütün harp sahalarını tiz düdüğüyle geçerek “Yıldırım Kemal„ istasyo nunda hızım aldı.
istasyon kapısında asılı duran genç bir Türk zabitinin resmi önün de yüzlerce halk derin bir sükûtla yalnız dudakları biribirine temas ederek o şehit Türk zabiti hakkın da yazılan uzun yazıyı okuyordu..
Bu “Yıldırım Kemal,, in resmî ve hatırasıydı ki genç ve kahraman bir süvari binbaşısı iken burada şe hit olmuş ve istasyona verilen adıyla hatırası yaşatılmak istenilmişti..
İleride burada şehit olan diğer zabitlerin künyelerini ihtiva eden sivri ve zarif bir taş vardı.. Etrafına halka olan halkın çoğu yüksek sesle bu yiğitlerin adlarını okuyor ve on ların sağ arkadaşları da izahat ve riyordu.
“Silki saray,, mevkiinde ve tek hat üzeinde duran trenimiz bütün yolcularını bıraktıktan sonra Dumlu pınar istasyonuna geçti.
Burada Millî Müd. faa Vekâle tince hazırlanan büyük otobüslerle, okadar kesîf halk kitlesi bir buçuk saatte Meçhul Asker âbidesine ta şındı..
Otobüsümüzün ilk çıktığı tepe den görünen ve bütün bir Türk şe hitliğinin kudsî bir ifadesi olan âbi de bize onbeş yıl evvelki ınuhare benin zaferini haykıran bir tarih
sahifesi gibi vakurdu.
Nihayetmermi taşının günüş ışığından insan gözlerine gelen pırıltıları ara sında ulvî şehitliğe yanaştık..
Türk azminin ve Türk enerjisinin bu tepede yarattığı inan ve istiklâl aşkiyle bütün kalblerde Türke has
ananevi bir çarpıntı vardı.
Büyük zaferler ve İlâhî günler yaralan Türk varlığının bu tepede-. ki taşta tecessüm eylemesi Anado lulum dört k ö j e sinden gelen vatan
çocuklarına bir Kâbe kudsiyeti gibi vecd aşıladı.
İşte Başkumandan çadırının ye ri. Ve işte , Arslanlı ve Çal köyü,, işte şu karşıki ormanlı tepe Triko pise mâküs bir tali veren esaret te pesi ve işte iki fırkamızın karar gâhları ... Yunan ordusu şu tepeden tarassut ediyor ve çevik Mehmedçik sol
dan ilerliyor gibi. Ve Türk’ün Türk tarihinin Başkumandanı da bu şe hitlik tepesinde dürbünle onları seyredip haritasına bakarak emirle rini veriyor gibi... işte hep bunlar ve buna benzer muharebe safhaları ara sında onları seyrediyor gibi oluyo ruz. Bu muharebede bulunanlar ve kumandanlar ellerile bu hâkim te peden etrafı birer birer göstererek o muharebenin safhasını arazi üze rinde Türk’ün ölmez kavgasının ha maset ve kahramanlık diyarlarını işa retliyorlar ve işte o muharebenin Mehmedçikleri atlarına binmiş bu merasime taşkın bir sevinçle işti rak ediyorlar, işte şehit çocukları bıyıkları terliyen delikanlılar, baba larının ruhlarile konuşmağa gelmiş ler .. işte şehit aileleri göz yaşlarile on binlerce halkın arasında dolaşı yorlar’;! .
Toplar atılıyor; tıpkı 30 Ağus tos 1922 de atıldığı gibi !.. Köylü ler haykırıyor; tıpkı 1922 deki 30 Ağustos gibi.. Mehmedçikler par- lak süngülerini takıyorlar tıpkı on beş sene evvel taktıkları gibi ..
Nihayet nutuklar söyleniyor, ta rihler canlanıyor ve Atatürk’ün nut kundaki 3 0 Ağu-^os h-nt:rası tekrarla nıyor ve on binlerce kitle on beş yıl evvele götürülmüş gibi heyecanlanı yor. Sesler kesiliyor, göğüsler ka barıyor, şehitliğin etrafını alan ce hennemi kalabalık içten içe konu şuyor...
Şehamet ve hamaset dolu zafer gününün 15 inci yıldönümü kalpler den kafalara ve kafalardan damar lara bütün çelikliğile akıyor ve ora da şahlanan Türk istiklâlinin ve Türk kudretinin hızını yaratıyor.
Bir genç subay söylüyor.. Üni versiteli haykırıyor. Ve nihayet Cev- det Kerim on beş yıl evveline g it miş gibi nutkuna başlıyor..
Göğüsler kabarık.. Herkes nefes ala ala dinliyor. V e’ ağlıyanlar men dilleri gözünden ' inmiyenler çoğalı yor. En sonra o muharebede bulu nan bağrı açık bir köylü çıkıyor . Ve haykıra haykıra keskin bir hita bede bulunuyor.. Bir heykel gibi vü- cuduyla, bir harp nutku gibi sözle ri! e etrafı coşturuyor, o günün Türk köylüsündeki şuuruna tercüm anoluyor.
* * *
Çelenklerinüzi en güzel köşele re yerleştiriyoruz. İstanbuldan husu sî olarak sipariş edilen Seyhanm çe lenkleri ilk bakışta göz bebekleri üzerine mıhlıyor.. Zarafet ve ihtişam itibarile Vekâletlerin çelenklerinden sonra Seyhanınkiler geliyor...
* * *
Tepeden bir insan seli, Dumlu- nun şehit kanı kokan kızıl eteklerine doğru akıp gidiyor...
Tayyareler abideye havadan ih tiramlarını sunuyor. Ve halkı selâm lamak için beş metreye kadar alça lıyorlar. Bando çalıyor ve asker bü
tün bir heyet ve haşmetile geçerken halk hava kuvvetlerimizin selâmla malarını alkışlıyor.. Nihayet büyük çadırlara çekiliyoruz..
* *
*
Herkes tarihten bir gün yaşamış gibi süıur içerisinde.. Ordu müfetti şine., bu günü tebrik ediyorlar. He
yetimiz de muhterem Generale yak laşıyor. Hassatan iltifatına nail ola rak sevincimize sevinç katılıyor..
11 saat süren bu merasime gi diş gelişin sonunu Afyondaki oteli mizin havai fişenklerin ışıklarıyla yanan penceresinden zafer abidesini seyrederek bitiriyoruz 1
Taka Toros
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi