• Sonuç bulunamadı

Yatılı bölge ortaokullarında yatılı olarak kalan öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yatılı bölge ortaokullarında yatılı olarak kalan öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi"

Copied!
207
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ

ANABĠLĠM DALI

BESLENME EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

YATILI BÖLGE ORTAOKULLARINDA YATILI

OLARAK KALAN ÖĞRENCĠLERE VERĠLEN

BESLENME EĞĠTĠMĠNĠN BESLENME BĠLGĠ

DÜZEYLERĠNE ETKĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Hakan KARA

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Didem ÖNAY DERĠN

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Hakan KARA Numarası 144238022002 Ana Bilim / Bilim

Dalı

Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi /Beslenme Eğitimi Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı

Yatılı Bölge Ortaokullarında Yatılı Olarak Kalan Öğrencilere Verilen Beslenme Eğitiminin Beslenme Bilgi Düzeylerine Etkisinin Değerlendirilmesi

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (İmza)

(3)
(4)

TEġEKKÜR

Araştırmanın her aşamasında bilgi ve birikimlerini paylaşan her anlamda desteğini esirgemeyen yolumu aydınlatan değerli danışmanım Prof. Dr. Didem ÖNAY DERİN‟ e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışması boyunca yardımlarını esirgemeyen sınıf arkadaşım Feyza ALAY SEDAKATLI‟ ya, istatistiksel değerlendirme aşamasında katkı sunan Ferhat MALÇAK‟ a, çevirilerin yapılmasında her zaman destek olan değerli arkadaşım Yıldıray ÇEVİK‟ e şükranlarımı sunarım.

Lisansüstü araştırmalar kapsamında araştırma yapılan okullardaki değerli yönetici ve öğretmen arkadaşlarıma yardımlarından ötürü müteşekkir olduğumu belirtmek isterim.

Bugünlere gelmemde her türlü desteği veren aileme, aldığım tüm kararlarda beni daima destekleyen ve yanımda olan sevgili hayat arkadaşım Zikriye KARA‟ ya teşekkür ederim.

Hakan KARA

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Öğ renci ni n

Adı Soyadı Hakan KARA

Numarası 144238022002

Ana Bilim / Bilim Dalı Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi /Beslenme Eğitimi Bilim Dalı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Didem ÖNAY DERİN

Tezin Adı

Yatılı Bölge Ortaokullarında Yatılı Olarak Kalan Öğrencilere Verilen Beslenme Eğitiminin Beslenme Bilgi Düzeylerine Etkisinin Değerlendirilmesi

ÖZET

Bu araştırmada amaç, Yatılı Bölge Ortaokullarında yatılı olarak kalan öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirilmesidir. Çorum ilinde bulunan Merkez, Osmancık ve Kargı Yatılı Bölge Ortaokulları 5. 6. 7. ve 8 sınıf öğrencileri araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Okullarda yatılı olarak barınan öğrencilerden rastgele örneklem yöntemi ile öğrenciler belirlenmiştir. Araştırmaya Çorum Merkez YBO‟dan 120, Osmancık YBO‟dan 75 ve Kargı YBO‟dan 105 olmak üzere toplam 300 öğrenci katılmıştır. Katılan öğrencilerin beslenme alışkanlıklarını ve beslenme bilgi düzeylerini tespit etmek amacıyla ön test uygulanmıştır. Daha sonra haftada bir ders saati olmak üzere toplam 8 hafta beslenme eğitimi verilmiştir. Beslenme eğitimi broşürlerle desteklenmiştir. Eğitim bittikten bir ay sonra aynı öğrenci gruplarına beslenme eğitiminin kalıcılığını tespit edebilmek için izleme testi uygulanmıştır. Eğitimde sunum tekniği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre; öğrencilerin %80,7‟si daha önce beslenme eğitimi almadığını belirtmiştir. Beslenme eğitimi öncesinde öğün sıklığının üç kez olduğunu belirten öğrenci sayısı %57 iken eğitimden sonra bu değer %73,7‟ye çıktığı gözlemlenmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin %81.5‟i ara öğün tüketmektedir. Beslenme eğitimi yumurta tüketim alışkanlığını olumlu yönde etkilediği ve tüketim oranını artırdığı görülmektedir (p<0.05). Eğitimden önce YTP %47.06 iken eğitimden sonra bu sayı %52.78‟ e

(6)

yükseldiği görülmektedir. Sucuk, sosis, salam, pastırma vb. tüketim sıklığında önemli oranda bir azalış gerçekleştiği ve bu azalışın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (p<0.05). Eğitimden önce sucuk, sosis, salam, pastırma vb. tüketimi için hesaplanan YTP %48.04 iken beslenme eğitimi sonrasında bu oran %41,61‟e düşmüştür. Çikolata ve şekerleme tüketim sıklığında önemli oranda bir azalış gerçekleştiği ve bu azalışın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (p<0.05). Eğitimden önce çikolata ve şekerleme tüketimi için hesaplanan YTP %71.38 iken beslenme eğitimi sonrasında bu oran %64,8‟e düşmüştür. Ön teste katılan 300 öğrencinin beslenme bilgi sorularına verdikleri doğru yanıtlardan hesaplanan puanların ortalaması 66 olduğu ve alınan en düşük puan 8 iken en yüksek puanın 104 olduğu görülmektedir. Son teste katılan 300 öğrencinin beslenme bilgi sorularına verdikleri doğru yanıtlardan hesaplanan puanların ortalaması 88 olduğu ve alınan en düşük puan 20 iken en yüksek puanın 112 olduğu görülmektedir. İzleme testine katılan 300 öğrencinin beslenme bilgi sorularına verdikleri doğru yanıtlardan hesaplanan puanların ortalaması 91 olduğu ve alınan en düşük puan 44 iken en yüksek puan 112 olduğu görülmektedir. Ön teste katılan kız öğrencilerin beslenme bilgi düzeyleri erkeklere göre daha yüksek olduğu yorumlanmıştır. Öğrencilere verilen beslenme eğitimi neticesinde öğrencilerin beslenme bilgi düzeylerinde önemli bir artış olduğu yorumu yapılmıştır. Beslenme eğitimlerinin etkili olabilmesi, bireyler üzerinde kalıcılığın artırılması için; temel eğitimde beslenme derslerinin yaygınlaştırılmalıdır. Sağlıklı beslenmeyi okul kültürü haline getirerek öğrenciler bilinçli yetiştirilebilir.

Anahtar kelimeler: Beslenme, Beslenme Alışkanlıkları, Beslenme Eğitimi, Yatılı Bölge Ortaokulu

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Hakan KARA Numarası 144238022002 Ana Bilim / Bilim

Dalı

Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi /Beslenme Eğitimi Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Didem ÖNAY DERİN

Tezin İngilizce Adı

Assessment of The Effect of The Nutritional Education Given to The Students Staying in Regional Boarding Secondary Schools on Their Nutrition Knowledge Levels.

SUMMARY

The purpose of this study is to evaluate the effect of the nutritional education given to the students staying in the Regional Boarding Secondary Schools on their nutrition knowledge levels. 5th, 6th, 7th and 8th grade students of Central, Osmancık and Kargı Regional Secondary Boarding School in Corum consisted of sample of the research. Students were selected with Random Sample Method from the students staying in Boarding Schools. 120 students from Çorum Central Regional Boarding Secondary School, 75 students from Osmancık Regional Boarding Secondary School, 105 students from Kargı Regional Boarding Secondary School, total of 300 students participated in the study. Pre-test was applied for the purpose of determining the nutrition habits and nutritional knowledge levels of the participating students. Later, nutrition education was given for once a week during 8 weeks. Nutrition education was supported by brochures. A follow up test was applied to the same students groups in order to determine the permanence of nutrition education one month after the education. Presentation method was used in education.

(8)

According to the data acquired from the research; 80.7% of the students stated that they have not received nutrition education before. While 57% of the students indicated that the frequency of meals was three times before the nutrition education, it was observed this value increased to 73.7% after the education. As a result of the research, 81.5% of the students consume refreshment meals. Nutrition education affects positively eggs consumption habits and it is seen that it increases the consumption rate (p<0.05). While the PCP was 47.06% before the education, it increased to 52.78% after the education. There is a significant decrease in the frequency of consumption of sausage, salami, pastrami, wiener and so on, and this decrease is statistically significant(p<0.05). While the PCP calculated for sausage, pastrami, wiener, salami consumption before training was 48.04% , this rate decreased to 41.61% after nutrition education. There is a significant decrease in the frequency of chocolate and confectionery consumption and this decrease is statistically significant(p<0.05). While the PCP calculated for chocolate and confectionery consumption before the education was 71.38%, this rate decreased to 64.8% after nutrition education. It was interpreted that female students who participated in the pre-test had higher nutritional knowledge levels than boys. It has been commented that there is a significant increase in the nutritional knowledge levels of the students as a result of nutrition education given to the students. Nutrition education to be effective on individuals to increase permanence; nutritional courses in basic education should be expanded. By transforming healthy eating into a school culture, students can be trained.

Key Words: Nutrition, Nutrition Habits, Nutrition Education, Regional Boarding Secondary Schools

(9)

KISALTMALAR

BKI: Beden Kütle İndeksi

DRI: Diyetle Günlük Referans Alım Düzeyi MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

PİO: Pansiyonlu İlköğretim Okulu YBO: Yatılı Bölge Ortaokulu YTP: Yüzde Tüketim Puanı VKI: Vücut Kütle İndeksi WHO: Dünya Sağlık Örgütü

(10)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... I TEġEKKÜR ... III ÖZET ... IV SUMMARY ... VI

KISALTMALAR ... VIII

ĠÇĠNDEKĠLER ... IX TABLOLAR LĠSTESĠ ... XII

BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1.1.GİRİŞ ... 1 1.1.1. Problem Durumu ... 3 1.1.2. Araştırmanın Önemi ... 4 1.1.3.Varsayımlar ... 6 1.1.4. Sınırlılıklar ... 6 ĠKĠNCĠ BÖLÜM 2.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 7

2.1.1. Yatılı Bölge Ortaokulları (YBO) ... 7

2.1.2.Yatılı Bölge Ortaokullarının Kuruluş Amaçları ... 8

2.1.3. Yatılı Bölge Ortaokulları Hakkında Genel Bilgiler... 9

2.2.Beslenme ... 12

2.2.1.Yeterli ve Dengeli Beslenme ... 13

2.2.3. Okul Çağı Çocukların Beslenmesi ... 15

2.2.4. Okul Çağı Çocukların Beslenmesinin Önemi ... 17

2.2.4.1. Enerji Gereksinimi ... 19

2.2.4.2. Protein Gereksinimi ... 21

(11)

2.2.4.4. Yağ Gereksinimi ... 24

2.2.4.5. Vitamin Gereksinimi ... 25

2.2.4.6. Mineral Gereksinimi ... 26

2.2.4.7. Su Gereksinimi ... 27

2. 3. 1. Okul Çağında Görülen Beslenme Sorunları ... 28

2. 3. 1. 1. Malnütrisyon/ Zayıflık ... 29 2. 3. 1. 2. Şişmanlık / Obezite ... 30 2. 3. 1. 3. Anemi ... 32 2.3.1.4. Basit Guatr ... 33 2.1.3.5. Diş Çürükleri ... 33 2.3.1.6. Diyabet ... 34 2.3.1.7. İştahsızlık ... 35

2.4.Beslenme Eğitimi ve Önemi ... 35

2.5. İlgili Araştırmalar ... 37

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM 3.1.Araştırmanın Modeli ... 47

3.2. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 47

3.2.1. Araştırmanın Örneklem Hesabı ... 48

3.3. Araştırmanın Ölçme Araçları ... 49

3.3.1. Veri Toplama Anketi (EK-1) ... 49

3.3.2. Besin Tüketim Sıklığının Değerlendirilmesi (EK-2) ... 49

3.3.3. Beden Kütle İndeksinin Değerlendirilmesi ... 50

3.4.Araştırmada Kullanılan Eğitim Programı ... 51

3.5. Araştırmanın Genel Planı ... 52

(12)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR VE TARTIġMA

4.1. Öğrenciler Hakkında Genel Bilgilere Ait Frekans Tabloları ve Yorumlar ... 55

4.2. Öğrencilerin Beslenme Alışkanlıkları ve Besin Tüketim Sıklıkları ile İlgili Sorulara ait frekans Tabloları ve Yorumlar ... 63

4.3. Beslenme Bilgi Düzeyi İle İlgili Frekans Tabloları ve Yorumlar ... 115

BEġĠNCĠ BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 121

5.1. Öğrencilerin Demografik Özellikleriyle İlgili Sonuçlar ... 121

5.2. Öğrencilerin Beslenme Alışkanlıkları Ve Besin Tüketim Sıklıkları İle İlgili Sonuçlar ... 122

5.3. Öğrencilerin Beslenme Bilgi Düzeyleri İle İlgili Sonuçlar ... 125

5.4.Öneriler ... 125

KAYNAKÇA ... 127

(13)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Okul Çağı Çocuklarında Günlük Enerji İhtiyacı İçin Tüketilmesi Gereken

Besin Miktarları ... 20

Tablo 2. Okul Çağındaki Çocukların Günlük Almaları Gereken Vitamin Miktarları 25 Tablo 3. Okul Çağındaki Çocukların Günlük Almaları Gereken Mineral Miktarları 26 Tablo 4. Okul Çağında Yaygın Olarak Görülen Beslenme Sorunları ... 29

Tablo 5. Okul Çağındaki Çocuklar İçin Kan Hemoglobin Ve Hematokrit Ortalama Ve Alt Sınırları ... 32

Tablo 6. Beden Kitle İndeksinin Sınıflandırılması ... 50

Tablo 7. Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımları ... 55

Tablo 8. Öğrencilerin Yaşlarına Göre Dağılımları ... 55

Tablo 9. Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Dağılımları ... 56

Tablo 10. Öğrencilerin Annelerinin Yaşlarına Göre Dağılımları ... 56

Tablo 11. Öğrencilerin Babalarının Yaşlarına Göre Dağılımları ... 57

Tablo 12. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ... 57

Tablo 13. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ... 58

Tablo 14. Öğrencilerin Annelerinin Mesleki Durumlarına Göre Dağılımları ... 58

Tablo 15. Öğrencilerin Babalarının Mesleki Durumlarına Göre Dağılımları ... 59

Tablo 16. Öğrencilerin Beslenme Eğitimi Alma Durumlarına Göre Dağılımları ... 59

Tablo 17. Öğrencilerin Beslenme Eğitimi Aldıkları Yere Göre Dağılımları ... 60

Tablo 18. Öğrencilerin Beslenme Bilgi Düzeylerine Göre Dağılımları ... 61

Tablo 19. Öğrencilerin Beden Kitle Endekslerine Göre Dağılımları ... 62

Tablo 20. Öğrencilerin Günlük Öğün Sayılarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 63

Tablo 21: Öğrencilerin Günlük Öğün Sayılarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 65

(14)

Tablo 22. Öğrencilerin Öğün Atlama Vakitlerinin Dağılımlarını Gösteren Frekans Tablo Değerleri ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 66 Tablo 23. Öğrencilerin Öğün Atlama Nedenlerinin Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 67 Tablo 24. Öğrencilerin Öğün Aralarında Besin Tüketme Durumlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 68 Tablo 25. Öğrencilerin Öğün Aralarında Besin Tüketme Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 69 Tablo 26. Öğrencilerin Öğün Aralarında En Çok Tükettikleri Yiyecek ve İçeceklerin Sıklıklarını İfade Eden Frekans Tablo Değerleri ve Bağımlı Örneklem T Testi

Sonuçları ... 70 Tablo 27. Öğrencilerin Yemek Yeme Hızlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 71 Tablo 28. Öğrencilerin Yemek Yeme Hızlarının Cinsiyet Değişkenine Göre

İndependent T Testi Sonuçları ... 72 Tablo 29. Öğrencilerin Yemek Seçme Durumlarına Göre Frekans Değerleri ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 73 Tablo 30. Öğrencilerin Yemek Seçme Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 74 Tablo 31. Öğrencilerin Düzenli Kahvaltı Yapma Durumlarına Yönelik Frekans Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 75 Tablo 32. Öğrencilerin Düzenli Kahvaltı Yapma Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 76 Tablo 33. Öğrencilerin Kahvaltıda Tükettikleri Besinlerin Yüzde Tüketim

Puanı(YTP) ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 77 Tablo 34. Yumurta Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

(15)

Tablo 35. Çorba Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 80 Tablo 36. Bal Reçel Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 81 Tablo 37. Pekmez Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 81 Tablo 38. Tahin Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 82 Tablo 39. Zeytin Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 83 Tablo 40. Peynir, Çökelek Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 84 Tablo 41. Salam-Sosis-Sucuk Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre

Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 85 Tablo 42. Tereyağı Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 85 Tablo 43. Domates, Salatalık(Söğüş) Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 86 Tablo 44. Mısır Gevreği Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 87 Tablo 45. Ekmek Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 88 Tablo 46. Tost, Poğaça vb. Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 88 Tablo 47. Simit Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 89

(16)

Tablo 48. Börek Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 90 Tablo 49. Çay Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 90 Tablo 50. Bitkisel Çay Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 91 Tablo 51. Kahve Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 92 Tablo 52. Süt Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 93 Tablo 53. Ayran Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 93 Tablo 54. Hazır Meyve Suyu Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre

Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 94 Tablo 55. Taze Hazırlanmış Meyve Suyu Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 95 Tablo 56. Öğrencilerin Satın Alınan Yiyecekleri Sağlığa Uygun Bulup Bulmama Durumlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 95 Tablo 57. Öğrencilerin Satın Alınan Yiyecekleri Sağlığa Zararlı Bulma Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 96 Tablo 58. Öğrencilerin Okul Kantininden Yiyecek Satın Alıp Almama Durumlarına Göre Dağılımlarını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 97 Tablo 59. Öğrencilerin Okul Kantininden Yiyecek Satın Alıp Almama Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 99

(17)

Tablo 60. Öğrencilerin Çikolata, Gofret Ve Şekerli Yiyecekleri Tükettikleri Zamanın Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi

Değerleri ... 99 Tablo 61. Öğrencilerin İştah Durumlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 100 Tablo 62. Öğrencilerin Yemek Yeme Hızlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 101 Tablo 63. Öğrencilerin Yemek Yeme Hızlarının Cinsiyet Değişkenine Göre

İndependent T Testi Sonuçları ... 102 Tablo 64. Öğrencilerin Tabaklarında Yemek Bırakma Durumlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 102 Tablo 65. Öğrencilerin Tabaklarında Yemek Bırakma Durumlarının Cinsiyet

Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 103 Tablo 66. Öğrencilerin Yeterli Ve Dengeli Beslenebilme Durumlarının Dağılımını Gösteren Frekans Tablo Değerleri Ve Bağımlı Örneklem T Testi Sonuçları ... 103 Tablo 67. Öğrencilerin Yeterli Ve Dengeli Beslenebilme Durumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre İndependent T Testi Sonuçları ... 104 Tablo 68. Öğrencilerin Tükettikleri Besinlerin Yüzde Tüketim Puanı(YTP) Ve Bağımlı Örneklem T Testi Değerleri ... 106 Tablo 69. Yumurta Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 112 Tablo 70. Kuru Meyve Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 112 Tablo 71. Margarin Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız

Örneklem T Testi Sonuçları ... 113 Tablo 72. Süt Tüketim Sıklığının Cinsiyet Değişkenine Göre Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 114

(18)

Tablo 73. Ön Test- Son Test Ve İzleme Test İçin Hesaplanan Betimleyici İstatistik Değerleri ... 115 Tablo 74. Ön Test- Son Test İçin Hesaplanan Wilcoxon Signed Ranks Testi İstatistik Değerleri ... 116 Tablo 75. Son Test- İzleme Test İçin Hesaplanan Wilcoxon Signed Ranks Testi İstatistik Değerleri ... 119 Tablo 76. Cinsiyet Değişkenine İlişkin Beslenme Bilgi Düzeyi Ön Test, Son Test Ve İzleme Test Puanları Mann-Whitney Testi ... 120

(19)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1.1.GĠRĠġ

Beslenme, insanlığın ortaya çıkışı kadar geçmişi olan bir sözcüktür. Zira beslenme bireyin varoluşu ile birlikte gelişme gösteren en mühim ihtiyaçlardan birisidir. Avcılık ve toplayıcılık insanların beslenme ihtiyaçlarını karşıladıkları ilk yöntemlerdendi. İlkel dönemlerde karşılaşılan bu beslenme biçimi, zamanın sosyokültürel gidişatını ortaya koyan en dikkat çekici örneklerdendir. Dolayısıyla, bu süreçte tüketilen ürünler genellikle avcılıkla elde edilen yiyecek ve doğadan toplanan bitkilere dayanmaktadır (Işkın ve Sarıışık, 2017: 34).

Beslenme; büyüme, gelişme, hayatın ve fizyolojik fonksiyonların devam ettirilmesi, sağlıklı ve üretken olmak için gıda ürünlerinin kullanılmasına denir (Şanlıer ve Ersoy, 2005: 1). Beslenmenin temel amacı insanların yaşamlarını devam ettirmeleridir. Çünkü yaşamın normal düzeyde seyretmesi ancak sağlıklı beslenme ile mümkündür (MEB, 2013: 4).

Kişinin sağlıklı şekilde hayatını sürdürebilmesi için kırktan fazla besin maddesine gereksinim duyulmaktadır. Dolayısıyla ihtiyaç olan oranlarda alınmalıdır. Çünkü beslenme denildiğinde akla gelen şey canının her çektiğini tüketmek ya da karın doyurmak değildir (Şanlıer vd., 2003; 48). Beslenme; sağlığı muhafaza etmek, yaşam kalitesini artırmak için vücudun ihtiyacı olan besinleri yeteri kadar ve uygun vakitlerde alıp bilinçli bir şekilde kullanmak olarak tanımlanabilir. Besinler, günlük beslenme örüntüsünde yer alan yenilebilen ve yenildiğinde yaşam için gerekli besin ögelerini içeren bitki ve hayvan dokularıdır (TÜBER, 2015: 31). İnsanlar söz konusu besin maddelerini bireysel tercihlerine göre tüketirken, yaşanılan sosyal çevre de bireyin tükettiği besin türleri üzerinde belirleyici olabilmektedir (Arslan, 2018: 61).

(20)

Beslenme iki şekilde gerçekleşmekte olup, bunlar yeterli ve dengeli beslenme ile yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Yeterli beslenme; büyüme ve gelişmenin sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesi, bunun yanında sağlığın korunması için gerekli olan besin ve enerji miktarının kaliteli, düzenli ve sağlıklı bir biçimde vücuda alınmasını ifade etmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme ise vücudun gereksinim duyduğu besin ve enerji düzeyinin istenilen çeşit, miktar ve nitelikte vücuda alınmamasını ifade etmektedir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 17). Son yıllarda evde geçirilen sürenin azalması, iş hayatındaki yoğunluk ya da hayatın büyük bir bölümünün trafikte geçmesi gibi nedenlere bağlı olarak insanlarda yetersiz ya da sağlıksız beslenme alışkanlığının yaygınlaştığı görülmektedir (Arslan, 2018: 61). Sağlık durumunun muhafaza edilmesi ve hastalıkların düzelme hızının artırılmasında beslenmeye ilişkin kişilerin ve toplulukların bilgilendirilmesi gerekmektedir. Okul çağlarında çocuk beslenme eğitimi sayesinde büyüme, gelişme ve sağlık halinin korunması arasındaki bağı; gıda maddelerinin besin değerleri ve gündelik besin ihtiyaçlarını; toplu beslenme gerçekleştirilen yerlerde uygun besin tercihini öğrenir. Bu dönemde edinilecek sağlıklı beslenme davranışları ve gıda tercihleri, beslenme problemleriyle karşılaşmanın yaşanmamasının yanı sıra, ilerleyen süreçte anne-baba olduğu zaman ailesinin de beslenme davranışlarına faydası dokunacaktır (Sabbağ, 2003: 3-4). Bu noktada başta beslenme uzmanları olmak üzere beslenme alanında uzman kişiler tarafından insanların beslenme konusunda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir (Çelik Kayapınar ve Aydemir, 2014: 23).

Okul dönemi çocuklarda 7-12 yaş aralığını kapsamaktadır. Adölesan dönemine göre bu evre son derece sakin aynı zamanda da bir takım değişikliklerin meydana geldiği bir evredir. Bu süreçteki bireylerde bedensel anlamda büyüme sürekli iken aynı zamanda yavaş ilerlemektedir. Bu dönemdeki çocuklar bir taraftan olgunlaşma sürecinde, diğer taraftan da motor beceriler kazanma sürecindedirler. Okul evresinin sonlarına doğru öncelikle kızlar sonra da erkekler ergenlik dönemine girerler. Bu

(21)

dönemdeki çocuklarda gıda tercihinde aile baskısı azalırken, çevre etkisi dikkat çekmeye başlamıştır. Çocukta okula başlama ile beraber dış çevreyle etkileşimin de etkisiyle para harcama olayı yalnız başına gıda seçimleri ve satın alma olaylar başlar. Çocukların para harcama noktasında reklamlar, medya, akran grubu ve aile etkilidir. Okul döneminde öğretmen rehberliğinin önemi artmaktadır (Küçükkömürler vd., 2003: 181). Bunun yanında çocuklarda beslenme eğitimi beslenme alışkanlıklarını pozitif yönde etkilemektedir. Literatürde çocuklar üzerinde yapılan deneysel araştırma sonuçları da beslenme eğitiminin beslenme alışkanlıklarını pozitif yönde etkilediğini göstermektedir (Ataman, 2009: 2). Bilindiği gibi okul çağındaki çocuklarda beslenme hem okul başarısı hem de büyüme ve gelişmenin sağlıklı olması açısından önemlidir (Şimşek vd., 2009: 99). Okul çağındaki çocuklarda beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesi için beslenme eğitiminin önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda Çorum il merkezinde, Osmancık ve Kargı ilçelerinde bulanan Yatılı Bölge Ortaokullarında yatılı kalan öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi düzeylerine etkisi araştırılmak istenmiştir.

1.1.1. Problem Durumu

Çocuklarda okul çağında beslenme alışkanlıkları sağlığı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle okul çağındaki çocuklarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması için beslenme eğitimi önemli bir yere sahiptir. Buna karşılık ülkemizde okul çağındaki çocuklarda beslenme eğitiminin beslenme alışkanlıkların üzerindeki etkilerinin ele alındığı çalışmaların sınırlı olduğu görülmüştür. Bu noktada “Çorum ilinde bulunan Merkez, Osmancık ve Kargı Yatılı Bölge Ortaokullarında yatılı olarak barınan 5-6-7-8 öğrencilerine verilecek olan beslenme eğitimini besin tüketimine ve beslenme bilgi düzeylerine etkisi etmiş midir, verilen eğitim beslenme davranışlarında anlamlı farklılık oluşturmuş mudur?” sorusunun yanıtlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır.

(22)

Bu araştırmada şu alt problemlere cevap verilecektir:

 Yatılı Bölge Ortaokullarında eğitim hayatına yatılı olarak devam eden 9 – 15 yaş grubu öğrencilerin boy uzunlukları, kiloları (büyüme gelişme özelliklerinin) ve Beden Kitle İndekslerinin (BKİ) standartlarına uygun mudur?

 Yatılı Bölge Ortaokullarında eğitim hayatına yatılı olarak devam eden 9 – 15 yaş grubu öğrencilerin beslenme alışkanlıkları nasıldır?

 Yatılı Bölge Ortaokullarında eğitim hayatına yatılı olarak devam eden öğrencilerin beslenme bilgi düzeylerinin hangi seviyededir, cinsiyet durumlarına göre farklılık göstermekte midir?

 Öğrencilere verilen beslenme eğitimi sonrası, eğitim öncesine göre kahvaltı atlama sıklığı durumlarında farklılık var mıdır?

 Ön test ve son test arasında öğrencilerinin beslenme bilgi düzeylerinde anlamlı bir artış var mıdır?

 Öğrencilerine verilen beslenme eğitimi sonrası besin tüketimlerinde miktar açısından anlamlı farklılık var mıdır?

1.1.2. AraĢtırmanın Önemi

Beslenme, hayatın devam ettirilmesi, sağlık durumunun korunması ve iyileştirilmesi adına besin maddelerinin tüketilmesi şeklinde nitelendirilmektedir. Bireyin sağlıklı olması konusunda etkili olan esas tutumların başında “yeterli ve dengeli beslenme” gelmektedir. Sağlıklı beslenme; direkt olarak kişi, aile ve toplumun sağlık kapasitesinin iyileştirilmesi ve gelişmesinin sağlanmasına ciddi katkıda bulunur (Özcebe ve Bosi, 2013: 1). Beslenme, bireyin anne karnında yer edinmesi sürecinden itibaren insan sağlığının iyileştirilmesi ve korunması konusunda en dikkat çekici unsurlardan birisidir. Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme başta çocuklar olmak üzere herkes için gereklidir, zira bu süreçte oluşturulacak beslenme rutinleri yaşam boyu devam ettirilmektedir (Karaağaoğlu, 2012: 1). Beslenme

(23)

alışkanlıklarındaki değişimlerin bilincinde olmak, bunların sosyoekonomik ve sosyodemografik unsurlarla olan ilişkisini belirlemek, beslenme rutinlerinin sebeplerini ve sonuçlarını algılamaya ciddi oranda yol göstermektedir. Şüphesiz bu da, bireylerin daha sağlıklı beslenmeleri için gerekli olan değişimlerin gerçekleştirilebilmesi ve geliştirilebilmesi noktasında destek olacaktır (Kaşıkçı, 2010: 3).

Okul dönemi çocuk yaştaki bireyin toplumsal hayata ilk defa bilinçli şekilde adım attığı bir süreci ifade etmektedir. Okul öncesi dönemde çocuğun beslenme rutinine en büyük katkıyı aile sağlarken, okul döneminde arkadaş çevresi, reklamlar gibi faktörler, okul bünyesinde beslenme konusunda yeterli denetlemenin gerçekleştirilmemesi, özellikle annenin çalışması sebebiyle çocukların okuldan eve geldiklerinde, kendi kendilerine yiyecek hazırlaması neticesinde çocukta bazı yanlış beslenme davranışları ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla ailenin, okul idaresinin, öğretmenlerin ve öğrencilerin beslenme konusunda bilinçli, eğitimli ve beraberinde işbirliği içerisinde olmaları çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmesi için önemlidir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2011: 3). Bilindiği gibi okul çağında bulunan çocuklarda beslenme bozuklukları ve yetersizlikleri yaygın olarak görülmekte olup, literatürde yer alan araştırma bulguları da bu görüşü desteklemektedir (Bilgen Sivri ve Özpulat, 2015: 20; Tokuç vd., 2009: 459).

Çalışmaya konu olan Yatılı Bölge Ortaokullarında gündüzlü, taşımalı ve okul bünyesinde yatılı kalan olmak üzere üç öğrenci grubu mevcuttur. Yatılı Bölge Ortaokullarında öğrenim gören öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirildiği çalışmalar bulunmasına karşın bu okullarda yatılı olarak kalan öğrenciler üzerine yapılan çalışmalara rastlanmamış olmaması nedeniyle önem taşımaktadır. Bu çalışmada Yatılı Bölge Ortaokullarında okul bünyesinde yatılı olarak kalan öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme alışkanlıklarına ve beslenme bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi

(24)

amaçlanmıştır. Konu üzerine gelecekte yapılacak çalışmalarda kullanılabilmesi açısından da değerlidir.

1.1.3.Varsayımlar

Araştırma için kullanılacak anket formu araştırmacının amacına hizmet edecek nitelikte olduğu, araştırmaya konu olan öğrenciler beslenme alışkanlıkları, besin tüketim sıklıkları ve beslenme bilgi düzeylerinin değerlendirilmesine yönelik ankete samimi ve içtenlikle cevap verdikleri, araştırmada kullanılacak eğitim materyalleri, broşürler ve yöntem amaca uygun seçildiği varsayılmaktadır.

1.1.4. Sınırlılıklar

Araştırma Çorum Merkez, Osmancık ve Kargı ilçelerindeki Yatılı Bölge Ortaokullarında yatılı kalan öğrencilerle sınırlıdır. Aynı okullarda yatılı kalan ilkokul öğrencileri kapsam dışı bırakılmıştır.

(25)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM 2.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1.1. Yatılı Bölge Ortaokulları (YBO)

Eğitim süreci bireyin anne karnında yer ettiği dönemle birlikte başlayıp yaşamı sona erene dek devam eden bir dönemi kapsamaktadır. Bu evrenin bazı aşamaları diğerlerine kıyasla daha kısa ya da uzun olabilmektedir. Yaşam boyu devam eden bu aşamada, ilk etapta içinde yer aldığı dünyayla alakalı pek bilgi sahibi olmayan bebeğin, ilk olarak anne, baba, kardeşler, akrabalar, arkadaşlar vb. yakın çevresinde hayatını sürdüren kişiler, bu dünyayı ona anlatmaya çalışmaktadırlar. Burada amaç, gelecek süreçte yakın çevrenin desteğine gereksinim duymaksızın yaşamını devam ettirebilmesidir. Yaygın veya informel eğitim olarak da ifade edilen bu süreç kendi kendine gelişir ve çok fazla da plan ve program barındırmaz. Fakat bu evre bireyin yaşamı için son derece önem taşır (Şenol ve Yıldız, 2009: 360). Eğitim sistemi içerisinde yatılı bölge okulları önemli bir yere sahiptir.

Bilindiği üzere ilköğretim süreci sekiz yıllık zorunlu bir eğitimi kapsamaktadır. 1973 yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, Türk eğitim sistemini bir bütünlük içerisinde düzenlemekte ve ilköğretimi de içermektedir. Yasa kapsamında, ilköğretimin süresi 7-14 yaş grubundaki çocuklar için 8 yıl olarak düzenlenmiştir. Ülkemizde 8 yıllık temel eğitim ilk defa bu yasa dahilinde yer bulmuştur. 1997 yılında yayınlanan 4306 sayılı Yasa ile zorunlu eğitim 8 yıla yükseltilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın beraberinde, iki aşamalı olan ilköğretim (ilkokul ve ortaokul) 8 yıllık bütünlük içerisinde değerlendirilmiştir. Fakat 21. yüzyılda yaşamamıza karşın henüz okulu bulunmayan yerleşim birimimiz ve çocuğunun eğitim giderlerini yanıtlayamayacak ekonomik olanaksızlıklarla karşı karşıya olan insanlarımız bulunmaktadır. Bu kişilere eğitimde fırsat eşitliği sunabilmek için, bulundukları köylerde eğitim-öğretim hizmeti sunabilecek bir

(26)

kurumun olmaması ve okul dönemindeki çocukların eğitim öğretimlerinin yapılabilmesi için Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO) 05.01.1961‟de kabul edilmiş ve 222 no‟lu İlköğretim ve Eğitim Kanununun 9. maddesinde yer almıştır (Şenol ve Yıldız, 2009: 361). İlgili madde de “Nüfus yoğunluğunun az ya da dağınık olduğu bölgelerde; köyler gruplar halinde, merkezi konuma sahip olan ya da yapısı müsait olan köylerde ilköğretim bölge okulları ve buna bağlı pansiyonlar, bu şekilde gruplandırmanın olanaksız olduğu bölgelerde ise yatılı ilköğretim bölge okulları ya da gezici okullar eğitim-öğretim imkânı sağlayabilir. Gezici okul kapsamında gezici öğretmenler görev alır” ibadesine yer verilmekte ve YİBO‟lar bu kanun kapsamında kurulmaktadır (Kırımoğlu vd., 2010: 102). 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına sadece 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri kabul edilmiştir. Önceden bu okullarda okumakta olan ilk 4 sınıf öğrencileri ise taşımalı eğitime devredilmiştir (Çetinkaya, 2013: 4).

2.1.2.Yatılı Bölge Ortaokullarının KuruluĢ Amaçları

Türk millî eğitiminin hedef ve ilkeleri paralelinde Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının kuruluş amaçları, şöyle belirlenmiştir (MEB, 2008).

1. Yerleşimin dağınık olduğu bölgelerde öğrencileri bir eğitim kurumuna ve öğretmene kavuşturmak,

2. Kimi yerleşim yerlerinde Türk kültür ve dilini yaygınlaştırma çalışmalarına destek olmak

3. Kırsal bölgelerdeki yerleşim birimlerinde özel eğitim için, korunmaya muhtaç çocuklar adına ve okul öncesi eğitim için sınıflar açılmasını sağlamak

4. Çevrenin halk eğitimi, sağlık, tarım ve her nevi kalkınma çalışmasına bir merkez görevi görmek

5. İlkokulu tamamlayanlar için zorunlu eğitim dönemini tamamlayana dek destekleyici kurs ve derslikler açmak ve bölge koşullarına göre öğrencilere uygulama

(27)

yaptırmak, bu öğrencilerden kabiliyetli olanlara devam eden eğitim olanakları sunmak

6. Bağımsız eğitmene sahip eğitim kurumlarında mezun olan öğrencilerin beş sınıflı ilkokulu tamamlamalarına fırsat sunmak

7. Çevrede tek öğretmene sahip olan ilkokullarda eğitim gören dört ve beşinci sınıf öğrencilerinin birkaç öğretmene sahip olan eğitim-öğretim kurumlarından yararlanmalarına ortam hazırlamak birbirlerine aktardıkları bir yer olmak ve öğretmenlerin işbaşında yetiştirilmelerine hizmet sağlamaktır (Aktaran: Çetinkaya, 2013: 26-27).

2.1.3. Yatılı Bölge Ortaokulları Hakkında Genel Bilgiler

Bazı görüşler, YİBO‟lara yüksek bütçeler ayrılmasına karşın başarının düşüklüğünü ve öğrencilerin küçük yaşlarda ailelerinden ayrılmasının pedagojik bakımdan yanlışlığını iddia ederek okulların kapatılıp burada okuyan çocukların taşımalı eğitim görmeleri görüşünü desteklerken, bir kesim de YİBO‟ların daha nitelikli eğitim vermek üzere düzenlenerek yaygınlaştırılmasını istemektedir. Konuya ilişkin tartışmalar hala devam etmekte ve konuya ilişkin siyasetçiler, eğitim uzmanları, yatılı okul yönetici ve öğretmenleri görüş beyan etmektedir. Bütün bu olumsuz eleştiri ve düşünceler dolayısıyla 2012‟de 4+4+4 eğitim sistemine geçiş sürecinde yatılı okullar için de bir takım yenilikler yapılarak, 1. 2. 3. ve 4. Sınıf düzeyindeki öğrenciler yatılı okul bağlamından ayrılmış, taşımalı eğitime geçilmiştir. 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde gerekli koşulların sağlandığı şehirlerde ilköğretimin ilk dört kademesi 2012 yılında yatılı okullara alınmamıştır (Çetinkaya, 2013: 6).

YİBO‟lar yapı olarak genel itibari ile öğrencilerin uzak bölgelerden gelerek eğitim sürecini gerçekleştirmeye çalıştıkları kurumlardır. Dolayısıyla bu kurumlarda eğitim alan ergenlik dönemindeki öğrencilerin, kendi aile ortamlarında eğitim alan

(28)

yaşıtlarına kıyasla daha çok riskli tutumlarla karşı karşıya gelebileceği düşünülebilir. Bu riskli tutumlar madde kullanımı, yalnızlık, umutsuzluk, depresyon gibi olumsuzluklar olabilir (Kırımoğlu vd., 2010: 102). Bu olumsuzlukların önüne geçilmesi için yatılı bölge okullarında çocukların, eğitim süreçleri haricinde zaman geçirebilmeleri için uygun alanlar ve faaliyet alternatifleri vardır. Bu çocuklar; her gün kendilerine özel, yeteri kadar ve uygun boş zaman dilimine sahiptirler. Okul idaresi; öğrencilere eğitim-öğretim yılı süresince, okul bünyesinde, okul haricinde ve ders harici zamanlarda tatmini sağlayacak oranda faaliyet alternatifleri sunar. Öğrencilerin ders haricinde hobi, dinlenme, eğlence ve spor olanaklarına sorunsuz erişebilmelerine yardımcı olunur. Resmî tatil dönemlerinde veya izin günlerinde evine gidemeyerek okulda kalan öğrenciler için boş vakitlerini değerlendirmek adına faaliyetler planlanır (Kazu ve Aşkın, 2011: 40).

Okulda görülen öğrenci disiplin problemleri, ebeveynlerin yeterince ilgilenmemesi, materyal eksikliği, mevcudu fazla derslikler, gereksiz yere talep edilen bürokratik işlemler yönetim ve öğretmenlerin strese girmesine neden olmakta devamında ise tükenmişlik ortaya çıkmaktadır. Özellikle yatılı ilköğretim bölge okullarında, idari kadroyu ve öğretmenleri daha yoğun mesai gerektiren iş şartları karşılamaktadır. Öğrencilerin yatılı olarak öğrenim görmesi dolayısıyla, öğretmenler ve idareciler örgün eğitim veren okullarda tutulan 6 saatlik nöbetin yerine 24 saat nöbet tutmak durumundadır. Bu zaman zarfında; öğrencilerin uyku, ders çalışma, giyinme, beslenme, sağlık durumları vb. durumların tümünden öğretmen ve idareciler sorumlu kabul edilmektedirler. Yalnızca ders zamanlarında değil, bütün gün sorumluluk gerektiren yatılı ilköğretim bölge okullarında görev almak, zihinsel, duygusal ve fiziksel sorunları dâhilinde olan tükenmişlik duygusuna yol açmaktadır (Dağlı ve Gündüz, 2008: 18-19).

(29)

Öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin yanında yatılı bölge okullarının karşı karşıya olduğu bazı kurumsal sorunlar da bulunmaktadır. Söz konusu sorunlar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır;

 Eğitim kurumlarının fiziksel koşulları yeterli değildir.

 Bakım ve tadilat işleri yeteri kadar ve süresinde yapılamamaktadır.

 Kimi yatılı ilköğretim bölge okullarında gıda ve yiyecek ihalelerinde usulsüz durumlarla karşılaşılmaktadır.

 Taşıma, transfer işlemleri için araç adedi yeterli değildir ve kimi okullarda ise hiç araç bulunmamaktadır. Aracın gerekli olduğu hallerde okul yönetimi kendi araçları ile öğrencileri hastaneye taşımaktadır.

 Sağlık çalışanı açığı ciddi düzeylerdedir. Öğrenciler uzun saatler sağlık ocaklarında sıra beklemekte, bu durumda dersleri kaçırmaktadırlar. Çoğu zaman pansuman yapma, öğrencilerin ilaçlarını kullandırma gibi sağlık çalışanlarının yapması gereken işlemleri öğretmenler yapmaktadır.

 Kimi okullarda aşçı ve aşçı yardımcısı da bulunmamaktadır. Bu gibi hizmetler asgari ücretle iş gören, temizlik için istihdam edilen işçilerden sağlanmaktadır.

 Öğretmenlerin iş şartlarının ağır olmasının yanı sıra, gündüz ders veren öğretmenlerin dersler sona erdikten sonra etüt verdikleri ve nöbet gibi işlemleri de yerine getirdikleri dikkati çekmektedir.

 Birçok okul kapsamında öğretmenler, yeteri kadar memur ve hizmetli olmaması dolayısıyla yerine getirmeleri gereken sorumluluklardan oldukça fazlasını yapmak durumunda kalmaktadırlar. Hatta bu fazla çalışmalar karşılığında ekstra mesai ücreti almamaktadırlar.

 Müdüriyet ve öğretmenler arasında hiyerarşi düzen mevcuttur. İletişim ve demokratik katılım yoktur. Bu hiyerarşik düzen öğretmenlerin çalışma koşullarını olumsuz etkilemektedir (Çetinkaya, 2013: 38).

(30)

2.2.Beslenme

Kavramsal açıdan ele alındığı zaman beslenme “insan vücudunun varlığını devam ettirebilmesi, yaralanan veya yıpranan dokuların tamir edilmesi, organizmanın kaybettiği maddeleri geri alması ve büyümesi için besin maddelerinin sindirim vasıtasıyla vücuda alınmasından onların organizmada asimile edilmesine kadar geçen süreç” şeklinde tanımlanmaktadır. Bir bilim dalı olarak beslenme aşağıdaki olguları incelemektedir;

 Besin öğelerinin miktarları, türleri, vücuttaki görevleri ve çalışma özellikleri,  Besinlerin kimyasal ve fiziksel özellikleri, besinlerin bileşimleri, tarladan

sofraya kadar uygulanan işlemlerde besin kalitesinde meydana gelen değişimler,

 Farklı cinsiyet, yaş, çalışma ve özel sağlık durumu olan bireyler veya gruplar için en uygun beslenme programlarının planlanması (Tayar ve Haşıl Korkmaz, 2007: 4).

Beslenme, kişilerin büyüme ve gelişme kapasitelerine erişebilmeleri, hastalıklara karşı korunma ve kaliteli bir hayat yaşamaları için temel bir ihtiyaçtır. Beslenme bireyin anne karnındaki süreciyle başlayarak yaşlılığa dek insan hayatının her döneminde önem teşkil etmektedir (Şanlıer vd., 2017: 43). Çünkü beslenme insanların fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan gelişmiş bir vücuda sahip olmalarına, bunun yanında sağlıklı yaşam tarzını ömür boyu korumalarına katkı sağlamaktadır. Yaşam kalitesinin yüksek olması ve bunun ömür boyu sürdürülebilmesi giyim ve barınmanın yanında beslenme gereksinimlerinin de karşılanmasına bağlıdır. Beslenme ve besinler üzerinde yapılan araştırma bulguları da insanların gıdasız yaşayamayacaklarını göstermekte, sağlıklı yaşam için gıdaların dengeli ve sağlıklı bir biçimde alınmaları gerektiğini ortaya koymaktadır (Tayar ve Haşıl Korkmaz, 2007: 1).

(31)

2.2.1.Yeterli ve Dengeli Beslenme

Yeterlilik; diyetin sağlıklı bir bireyin gereksinim duyduğu yeterli besin maddeleri ve enerjinin tamamını sağlamasına denir. Söz gelimi, gündelik hayatta insan bedeni önemli bir gıda unsuru olan demiri farklı sebepler dolayısıyla kaybeder. Bu nedenle demir barındıran besin maddelerini tüketerek bu açığın giderilmesi gerekmektedir. Diyeti demir açısından yeterince zengin olan gıdalar tüketmeyen bir birey demir eksikliği dolayısıyla kansızlık (anemi) yaşayabilir, kendisini zayıf, bitkin ve yorgun hisseder. Bunun yanı sıra sıkça bağ ağrıları yaşayabilir, hatta yapmış olduğu en küçük bir kas hareketinin kendisini iş yapamayacak düzeyde yorduğunu fark eder. Söz konusu yetersizlik belirtilerin önüne geçmek için bireyin yeteri kadar demir sağlayan besin maddelerini diyetine dâhil etmesi gerekmektedir. Diyetin dengeli olması denilince fazla abartmamak şartıyla her çeşit besinden yeterli oranda ihtiyaç kadar yararlanmayı kapsar. Diyet dengesi beraberinde birkaç farklı besini orantılı olarak almak demektir (Yaman vd., 2003: 49). İnsan, hayatını yeterli ve dengeli beslenerek sağlıklı bir biçimde devam ettirebilir. Yiyecekler bireyin temel ihtiyaçlarını giderirken sağlık şartlarına uygun olması şartıyla bireylere yardımcı olabilirler (Küçükkömürler vd., 2003: 59). Sağlıklı beslenme çeşitli besin maddeleri ile dengeli beslenerek, bütün besin unsurlarını bireyin ihtiyaç duyduğu kadar alması ve olması gereken vücut ağırlığını korumasıdır. Sağlıklı beslenmeye henüz anne karnındayken başlanmalı ve hayat boyu vücudun büyümesi, yenilenmesi, çalışması ve kronik rahatsızlıkların önüne geçilmesi için sürdürülmelidir. Söz konusu faaliyetlerin devamı için gereken enerji ve besin maddelerinin yeterince tüketilmesi ve vücutta uygun olarak kullanımı dengeli ve yeterli beslenme şeklinde ifade edilmektedir. Yani dengeli ve yeterli beslenme sağlıklı beslenme olarak ifade edilmektedir (Batmaz, 2018: 5).

(32)

Hastalıkların engellenmesi, tedavisi ve hayat kalitesinin artırılması için dengeli ve yeterli beslenmenin bilincinde olmak ve öğrenmek gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenme hastalık durumu, genetik, fizyolojik özellikler, fiziksel aktivite, yaş ve cinsiyet vb. farklı faktörlere göre enerji ve besin maddelerinin hepsini yeterli düzeyde alabilmek, bunların kaynağı olan gıda maddelerini besin değerini yitirmeden ve sağlığı bozacak hale getirmeden işleyerek tüketebilmektir. Dengeli ve yeterli beslenmenin sağlık halinin korunması ve yeniden kazandırılmasındaki yeri her geçen gün önem arz etmektedir. Dolayısıyla beslenme; kişiye özel olarak hazırlanmalı ve uygulanmalıdır (Şanlıer vd., 2017: 43).

Diyet yapılan değişimler hayat süresince sağlığa ilişkin olumlu ve olumsuz etkilere neden olmaktadır. Gerçekleştirilen olumlu değişimler insanların sağlık hallerinin muhafaza edilmesine yardımcı olurken, ortaya çıkabilecek kanser, diyabet, kalp-damar hastalıkları, osteoporoz, yüksek tansiyon vb. hastalıkların gelişme olasılığını da düşürmektedir. Birey sağlıklı ve üretken olduğu müddetçe hayat kalitesi artar. Dengeli ve yeterli beslenme, hayatın her evresinde uygun çevre şartları ile beraber bireyin sağlığının temelini meydana getirmekte, sağlık hizmetlerinde tedavi edici ve koruyucu boyutu daha fazla dikkat çekmektedir (Şanlıer vd., 2017: 43). Görüldüğü üzere insan hayatını dengeli ve yeterli beslenerek sağlıklı bir biçimde devam ettirilebilir (Küçükkömürler vd., 2017: 66).

2.2.2. Okul Çağı Çocuklarının Genel Özellikleri

Okul dönemi çocuklarda 7-12 yaş aralığını kapsamaktadır. Adölesan dönemine göre bu evre son derece sakin aynı zamanda da bir takım değişikliklerin meydana geldiği bir evredir. Bu süreçteki bireylerde bedensel anlamda büyüme sürekli iken aynı zamanda yavaş ilerlemektedir. Bu dönemdeki çocuklar bir taraftan olgunlaşma sürecinde, diğer taraftan da motor beceriler kazanma sürecindedirler.

(33)

Okul evresinin sonlarına doğru öncelikle kızlar sonra da erkekler ergenlik dönemine girerler (Küçükkömürler vd., 2010: 199; Küçükkömürler vd., 2017: 208).

Okul döneminde yavaş, fakat devamlılık arz eden büyüme ve gelişme ergenlik sürecinde artar. Kızlarda 10-12 yaş aralığı, erkeklerde ise 11-14 yaş aralığı en hızlı büyümenin görüldüğü dönemdir. Kız çocuklarında beden ağırlığı ve boy uzunluğunda görülen artış ilk adet kanamasından bir yıl öncedir. Beden ağırlığındaki artış ortalama 20 yaşına dek sürer. Boy uzunluğu ise kızlarda 17 yaş itibari ile genel olarak durmakta; fakat erkeklerde yavaşlayarak sürmektedir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2013: 16).

2.2.3. Okul Çağı Çocukların Beslenmesi

Okul dönemindeki çocuklarda gıda tercihinde ailelerin etkisi daha az görülürken, çevrenin katkısı önem teşkil etmeye başlar. Okul dönemindeki bireylerin en dikkat çekici özelliği beden imajıdır. Dış görünüşün son derece önemli teşkil etmesi beslenme alışkanlıklarına direkt olarak etki etmektedir. Günün trend eğilimlerden en çok etkilenilen çağdır. Çocuklarda okul dönemine başlamasıyla birlikte okul ortamının da etkisiyle kendi başına gıda tercihi, para harcama ve kendi başına satın alım eylemleri de başlamaktadır. Çocuğun para harcama kriterlerinde aile, arkadaş çevresi, reklamlar ve medya etkili olur (Küçükkömürler vd., 2010: 199; Küçükkömürler vd., 2017: 208).

Hayatın ilk senesi içerisindeki hızlı büyümeyi takip ederek oyun dönemi ve erken okul dönemine giren çocuklarda büyümenin yavaşlamasıyla birlikte bir latent dönemi başlar. Geç okul çağı veya ergenlik dönemiyse fiziksel değişimin yanında cinsel, sosyal ve duygusal olgunlaşma da karakterizedir. Süt çocukluğu dönemi olarak nitelendirilen hayatın ilk senesinde beslenme, büyüme sürecinin en önemli belirleyisiciyken, oyun dönemi ve okul çağı çocuklarının kazandığı sağlıklı ve yeterli beslenme alışkanlıklarının, bireye yetişkin yaş dönemlerinde etkisini görebilecek

(34)

olan farklı sağlık problemlerinin önüne geçilmesi bakımından önem arz etmektedir. Okul çağı çocuğunun sağlıklı beslenmenin yanında hareketsiz bir hayat standardının engellemesi ve yaşına uygun düzenli bedensel faaliyet alışkanlığının kazandırılması da yetişkinlik çağında sağlıklı bir birey olabilmesini için gereklidir (Durmaz Süoğlu, 2004: 157).

Büyüme ve gelişmenin hızlanmasıyla birlikte çocukların enerji ve besin ögesi ihtiyacı yeterli ve dengeli bir şekilde karşılanmalıdır (TÜBER, 2015: 109). Enerji ve besin ögelerinin dengeli ve yeterli düzeyde karşılanabilmesi için okul dönemindeki çocukların almaları gereken besin maddelerinin iyi kalitede ve yeterli oranlarda olması önemlidir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2013: 16).

Okul dönemi çocuklarının kendilerine ait besin ve enerji öğesi ihtiyaçları mevcuttur. Çocuklar besinlerden aldıkları enerjiyi, temel fizyolojik işlevler (kalp atması, nefes almak vb.), beden eğitimi ve büyüme için kullanmaktadırlar. Çocukların gündelik enerji ihtiyacını pek çok unsur (sağlıklı ya da hasta oluşu, büyüme durumu, fiziksel aktivitesi ve büyüklüğü gibi) etkiler. Fakat okul öncesi dönemdeki çocuklar, bebek ve daha büyük çocuklara göre çok daha yavaş büyüme gösterir ve gelişimleri esnasında dikkat süreleri kısa, yalnızca belirli besinlere ilgi ve diğerlerinin tüketmeme ve düzenli beslenme geçiş sürecinde zorluk yaşarlar. Dolayısıyla söz konusu yaş dönemi için gıda çeşitliliği sağlanabilmesi yeterli gıda ve enerji maddesi alımı bakımından oldukça önem arz etmektedir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2013: 21).

Okul çağında bulunan çocukların beslenme durumları ailenin yeme alışkanlıklarından etkilenmektedir. Yemeklerde aile bireyleri arasında tartışma olması çocuğun yemeyi reddetmesine neden olabilir. Bu nedenle çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesi için stressiz ve huzurlu bir ailede yetişmesi oldukça önemlidir. Bunun yanında okul çağındaki çocuklar genellikle aile içindeki bireyleri beslenme alışkanlıklarını taklit etmektedirler. Bu nedenle çocukların beslenme alışkanlıkları

(35)

genellikle aile bireyleri ile paralellik göstermektedir (Küçükkömürler vd., 2010: 203).

Okul çağında bulunan çocuklarda beslenme alışkanlıklarını etkileyen diğer bir faktör ise aile gelir düzeyidir. Aile gelir düzeyinin düşük olması beslenmeye harcanacak para miktarını da azaltmaktadır. Bu nedenle gelir düzeyi düşük ailelerde çocukların kötü beslenmesi muhtemel bir durumdur. Buna karşılık gelir düzeyi düşük olan aileler beslenme konusunda eğitim alırlarsa gelirlerine uygun sağlıklı besimler alabilirler. Böylece gelir düzeyi düşük aileler de çocuklarının sağlıklı beslenmesini sağlayabilirler (Küçükkömürler vd., 2010: 203).

Okul çağındaki çocukların beslenme alışkanlıkları üzerinde arkadaş çevresinin de önemli bir etkisi bulunmaktadır. Bu çağda bulunan çocuklar arkadaş çevrelerinden olumlu yönde etkilenebildikleri gibi olumsuz yönde de etkilenebilmektedirler. Bu nedenle okul çağında bulunan çocuklarda arkadaş çevresi iyi kontrol edilmelidir. Okul çağındaki çocuklar para ile tanıştıkları için bu dönemde ailesinden aldığı para ile okul kantinleri ya da marketlerden alışveriş yapmaktadır. Bu noktada çocukların paralarını nerelerde harcadıkları iyi takip edilmelidir (Küçükkömürler vd., 2010: 203).

Çocukların normal bir şekilde büyüyüp, büyümediğini değerlendirme adına, o toplumda normal sayılan beslenme şartları belirlenmiştir. Mevcut kriterlere göre çocukların büyümeleri belirlenerek bu kriterlere göre değerlendirilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü çocuklarda büyüme sürecinin takip edilmesi amacıyla boy ve kilo ağırlığı kriterleri geliştirmiştir (Küçükali, 2006: 227).

2.2.4. Okul Çağı Çocukların Beslenmesinin Önemi

Modern ve sağlıklı bireylerin yaşadığı toplum düzeyine ulaşabilmek için birincil derecede öneme sahip kişilerin yetiştirilmesinde doğum sürecinden itibaren düzenli, dengeli ve yeterli beslenme, çocuğun en elverişli şekilde gelişim

(36)

sağlayabilmesinde esas ve yadsınamaz bir önem arz etmektedir (Zembat vd., 2015: 417). Okul dönemindeki çocukların beslenmesi fiziksel gelişimlerini sağlamanın yanında bu çağdaki çocukların metabolizmaları hastalıklara karşı direnç göstermesi bakımından da önemlidir. Okul dönemindeki çocuklar için beslenme uygulamasının iki esas amacı mevcuttur. Öğrenme dönemi içerisindeki çocuğa, temel düzeydeki beslenme eğitiminin ve sağlıkla beslenme arasındaki doğrudan ilişkileri öğretmek ve sağlıklı bir birey olabilmek adına dengeli ve yeterli beslenme alışkanlığının kazanılmasını sağlamak, bir diğer amaç ise mevcut imkânları kullanarak okul dönemindeki çocuğun dengeli ve yeterli beslenmesi için gerekli şartları hazırlamaktır (Küçükali, 2006: 229).

Çocuklar için sağlıklı beslenebilme alışkanlığı, yüksek bilimsel başarıyla bağlantılıdır. Beslenmenin bilişsel gelişme sürecindeki rolüne ilişkin yapılan incelemeler, beslenme alışkanlığını çocuklarda bilişsel gelişime etki eden değiştirilebilir bir unsur olarak değerlendirmektedir. Çocuklarda besin değeri düşük olan gıdaların (şekerli yiyecekler, kızartılmış yiyecekler, şekerler) sınırlı bir şekilde tüketilmesi, kahvaltı öncelik olmak üzere kaliteli ve düzenli öğün alışkanlığının kazandırılması, mikro besin öğelerinin, balık, süt ve meyve, sebze tüketiminin yeterli şekilde olmasının, okuldaki başarısı ve bilişsel performansı üzerine olumlu açıdan katkı sağladığı kanıtlanmıştır. Dolayısıyla hamilelik dönemi ve bebeklik dönemi de dahil, küçük yaştaki çocukların bilişsel işlevlerinin gelişmesini destekleyen gıda maddelerinin tüketimi noktasında, ilk sırada anneler olmak üzere, ebeveynlere, eğitimcilere, okullara ve yurttaşlara önemli sorumluluklar düşmektedir (Meydanlıoğlu, 2016: 373).

(37)

2.2.4.1. Enerji Gereksinimi

Kişinin gıda ihtiyacını etkileyen öncelikli unsur fiziksel etkinlik düzeyidir. İnsan vücudu termodinamik kurallar doğrultusunda çalışır ve bunun manası enerji üretimine karşı enerji tüketilmesidir. Kişinin bedensel olarak çalışmasıyla gıda tüketimi doğru orantılıdır. Bedensel aktivite azaldıkça da besin tüketimi azalması gerekmektedir. Bu denge sağlanamadığı sürece boy ve ağırlık dengesi bozulur ve sağlık sorunları gelişir (Baysal, 2003: 66). Okul çağındaki çocuğun gündelik besin ile enerji ihtiyacı, oyun çağına göre artış göstermektedir. Çocuk büyüdüğü sürece kilo ve boy artığı paralelinde gündelik olarak alınması gereken düzeylerde de artar. Okul çağı çocuğunun bir günde tüketmesi gereken gıda gruplarından Tablo 1‟de gösterilen miktarlarda alması gereklidir (TÜBER, 2015: 38-43).

(38)

Tablo 1. Okul Çağı Çocuklarında Günlük Enerji İhtiyacı İçin Tüketilmesi Gereken Besin Miktarları Besin Grupları Alınması Gereken Porsiyon Miktarı 1 Porsiyon/Ölçü 1 Standart Porsiyon (Kcal) Süt ve Ürünleri 2-4 porsiyon Süt: 1 kupa veya 240 ml

Yoğurt: 1 kupa veya veya 200ml Beyaz peynir: 2 kibrit kutusu Kaşar peyniri: 2 parmak veya 40 g

Yaklaşık 150 kkal Et-Tavuk-Balık- Yumurta-Kurubaklagil Yağlı Tohum-Sert Kabuklu Yemiş 2-3 Porsiyon

Yumurta: 2 küçük boy veya 100 g Kırmızı et:3-4 adet köfte veya 80 g Fındık: 28-30 adet veya 1 avuç veya 30 g

Kurubaklagil:8-10 yemek kaşığı veya 130 g Yaklaşık 150 kkal Sebzeler Günde en az 5 porsiyon 2.5-3 porsiyonu sebze, 2-3 porsiyonu meyve

Domates, havuç (çiğ veya pişmiş ): 1 orta boy veya 1 kupa veya 1 yumruk Ispanak: 5-6 yemek kaşığı veya 2 orta kepçe

Yaklaşık 25-85 kkal

Meyveler

Elma, portakal, şeftali, nektari: 1 orta boy; 7 cm çapında veya 1 yumruk büyüklüğünde

Kayısı: 4 büyük veya 7-8 küçük Çilek: 7-8 iri veya 15 orta boy

Yaklaşık 50-100 kkal Ekmek ve Tahıllar 3-7 porsiyon

Ekmek: 2 ince dilim veya 50 g Simit: ½ adet veya 50 g

Mısır gevreği: 1 kupa veya 2 silme orta kepçe veya 30 g

Patlamış mısır: 3 kupa veya 1 büyük kase veya 25 g

Yaklaşık 150 kkal

(TÜBER, 2015: 38-43).

Okul çağındaki çocukların almaları gereken günlük kalori miktarları 7-9 yaş grubunda 1870 kalori, 10-13 yaş grubunda bulunan erkeklerde 2445 kalori, 10-13 yaş grubunda bulunan kız çocukları için ise 2200 kaloridir (Baysal, 2007: 378). Günlük enerji alımının sağlanmasında okul çağındaki çocukların besin öğelerine olan gereksinimleri erişkinlerden farklıdır. Bu farkları şu şekilde sıralaya biliriz.

(39)

2. Yeni dokuların oluşturulması, mineral, protein ve vitaminlere olan gereksinimi artırmaktadır.

3. Çocukların kendi kendilerine yiyebilme özelliklerinin sınırlı oluşu, sindirim sisteminin özellikleri, belirli besinleri almalarını ve bunların belirli şekillerde hazırlanarak onlara verilmesini gerektirir (Küçükali, 2006: 226).

2.2.4.2. Protein Gereksinimi

Proteinler aminoasitlerden meydana gelen besin öğeleridir. Her bir aminoasit hidrojen, karbon, azot ve oksijenden meydana gelmekte olup, bazı aminoasitlerin yapısında kükürt bulunmaktadır. Proteinler hücrenin temel yapı taşını oluşturmakta olup, yetişkin bireylerin vücut yapılarının yaklaşık olarak %16-18‟i proteinden meydana gelmektedir. İnsanların vücudu protein üretme özelliğine sahip olmadığı için proteinlerin dışarından besin yoluyla alınması gerekmektedir. Bunun yanında alınan proteinin vücuda yararlı olabilmesi için proteinlerin emilim ve sindirimlerinde herhangi bir sorun olmaması gereklidir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 21).

Çocuklarda proteinli gıdaların yetişkin bireylerde olduğu gibi vücuda birçok katkısı bulunmaktadır. Literatürde proteinlerin vücuttaki temel görevleri aşağıdaki gibi açıklanmıştır;

1. Hücrelerin hem yapım hem de çalışma süreçlerinde görev alırlar. Bu nedenle çocukların büyüme ve gelişme süreçlerinin sağlıklı olması için yeterli düzeyde protein almaları gerekmektedir.

2. Yeterli düzeyde protein alımı organizmanın bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.

3. Vücutta bazı hormon ve enzimlerin yapımında proteine gereksinim duyulmaktadır. Bunun yanında vücudun asit ve baz dengesini sağlamada proteinler önemli rol oynamaktadır.

(40)

4. Proteinler vücudun enerji gereksinimi karşılayan besin maddelerinin başında gelmekte olup 1 gram protein 4 kalori enerji sağlamaktadır (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 22).

Çocuklarda protein yetersizliği ya da eksikliği birçok sağlık sorununa zemin hazırlamaktadır. Bu sorunların başında sık sık hastalığa yakalanma, zayıflama, hastalık sonrası geç iyileşme, gerek büyüme gerekse de gelişme süreçlerinde gerileme gözlenmesi, sinir ve sindirim sistemi bozuklukları gelmektedir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 23). Bu nedenle protein gereksinimi yetişkin bireylerde olduğu gibi okul çağında bulunan çocuklarda da önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle çocukların protein ihtiyacı yeni dokuların sentezi, vücut bileşimindeki değişimleri ve dokuların sürekliliğini sağlamalıdır. Tavsiye edilen protein ihtiyacı et, yumurta, süt gibi besinlerde yer alan iyi kalite proteinlerden sağlanmalıdır. Farklı besin maddeleri tüketen ve yeterli enerji alan bir çocuk yeteri kadar proteini de alır (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2013: 22).

2.2.4.3. Karbonhidrat Gereksinimi

Karbon, hidrojen ve oksijenden meydana gelen moleküllerdir. Karbonhidratlar kendi aralarında basit ve kompleks olmak üzere iki grupta değerlendirilebilirler. Bu gruplandırma karbonhidratların içinde barındırdıkları şeker molekül sayısına göre yapılmaktadır. Vücudumuzun enerji gereksinimi için en hızlı ve ekonomik kaynaktır. Vücudun harcadığı enerjinin büyük bir kısmı, %45-60‟ı karbonhidratlardan karşılanması önerilir. Yetişkin bir insanın vücudunda yaklaşık olarak 250-300 gram karbonhidrat bulunmalıdır (TÜBER, 2015: 31-32). Karbonhidratlar bitkisel besinler ile vücuda alınmakta olup, karbonhidratların vücuda faydalı olabilmeleri için sindirim ve emilim sürecinde herhangi bir sorun olmaması gerekmektedir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 24).

(41)

Özdemir (2010: 3)‟e göre; toplam enerji miktarının %60-65‟i karbonhidratlardan karşılanmakta olup, günlük enerji seviyesinin yüksek olmasında kas glikojen depolarının dolu olması oldukça önemlidir. Bu nedenle günlük 10-12 g/kg karbonhidrat tüketilmelidir. Çocuklarda günlük enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %55‟i karbonhidratlardan karşılanmakla beraber, yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi ya da hastalık gibi durumlarda bu gereksinim düzeyi de değişmektedir (Baysal, 2009: 9; Aktaran: Soylu, 2017: 11).

Karbonhidratların da diğer besin maddeleri gibi vücutta bazı görevleri bulunmakta olup, literatürde karbonhidratların temel görevleri aşağıdaki gibi açıklanmıştır; 1. Karbonhidratlar vücudun temel enerji kaynakları olup, 1 gram karbonhidrat 4 kalori enerji sağlamaktadır.

2. Karbonhidratlar su ve elektrolitleri hem vücuda alınmasına hem de vücutta tutulmasına katkı sağlarlar.

3. Karbonhidratlar proteinlerin enerjiye dönüşmelerini engelleyerek proteinlerin asıl görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olurlar.

4. Vücutta metabolizma sonucunda oluşan atık ürünlerin bağırsaklar vasıtasıyla vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Bağırsakların peristaltik hareketini arttırdığı için dışkı atılımını hızlandırır.

5. Karbonhidratlar vücuttaki çeşitli maddelerin sentezinde kullanılırlar.

6. Karbonhidratlar ketozisi önlerler. Ketozis; kanın asitlik oranının artması ve alkalilik oranının düşmesini ifade etmektedir. İleri düzeyde ketozis bireyin komaya girmesine neden olabilmektedir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 26).

Okul çağındaki çocuklarda fiziksel aktivitenin artması ya da spora katılım gibi durumlar söz konusu olduğu zaman karbonhidrat gereksinimi artmaktadır. Nitekim literatürde yer alan çalışmalarda spor yapan çocukların karbonhidrat gereksinimi %60-65 oranında olduğunu, spor yapmayan çocuklarda ise %50-55 civarında olduğunu söylemektedir (Ersoy ve Hasbay, 2008: 12). (MEB, 2011)‟e göre ise

(42)

bireylerin günlük karbonhidrat alımlarının bazı demografik değişkenlere göre farklılık gösterdiği ve bireylerin günde ortalama olarak vücutlarına %50-60 düzeyinde karbonhidrat alınması gerektiğini söylemektedir.

2.2.4.4. Yağ Gereksinimi

Bitki ve hayvan dokularının benzin, eter ve kloroform gibi yağ çözücülerde eriyebilen bölümleri lipid olarak tanımlanmaktadır. Yağlar da lipidlerin içerisinde yer almaktadır. Yağların temel yapıları yağ asitleri ile gliserolden (bir tür alkol) meydana gelmektedir. Yağların bir bölümü ısı ve enzimlerin etkisiyle ağızda parçalanırken bir bölümü de mide de parçalanmaktadır. Ancak yağların sindirimi ince bağırsakta gerçekleşmektedir (Şanlıer ve Ersoy, 2003: 27).

Yetişkin bir bireyin vücudunun ortalama % 18‟i yağdır. Bireyin enerji ihtiyacı karşılamada yağların önemi büyüktür. Günlük alınan enerjinin %30‟u yağlardan karşılanmaktadır. Vücuda yeterli enerji alımı gerçekleşmediğinde vücut yağ deposundan kullanmaya başlar. Yağlar en çok enerji veren besin öğesidir. Vitaminlerin bir bölümünün vücuda alınmasında yağların işlevi vardır. Yağlar mideden çıkışında yavaş hareket etmesi sebebiyle doygunluk hissi verirler. Vücudun düzenli çalışmasında etkinliği olan yağlar bazı hormonların yapımı için de gereklidir (Sağlık Bakanlığı, 2004: 13).

Ancak okul çağında bulunan çocuklarda fazla kalori alımının ve obezitenin önlenmesi için günlük yağ tüketiminin sınırlandırılması gerektiği belirtilmektedir (Sağlık Bakanlığı, 2019: 1).

Şekil

Tablo 2. Okul Çağındaki Çocukların Günlük Almaları Gereken Vitamin Miktarları
Tablo 3. Okul Çağındaki Çocukların Günlük Almaları Gereken Mineral Miktarları
Tablo 5. Okul Çağındaki Çocuklar İçin Kan Hemoglobin Ve Hematokrit Ortalama  Ve Alt Sınırları
Tablo  8  incelendiğinde  araştırmaya  katılan  öğrencilerin  %1,3‟ü  9  yaşında,
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kinetin’in farklı konsantrasyonlarında çimlenen tohum sayıları ve çimlenme yüzdeleri.. denemede 4 tohum çimlenmiş, dört denemede toplam 16 tohum çimlenmiş ve

Çal (ma grubumuzun kimyasal olarak sentezlenen 4-metil benzilamin glioksim (MBG) maddesinin Elektron Paramanyetik Rezonans özelliklerini ara(t rmaya karar vermesinde bi- yolojik

類別:奶類 營養素:主要提供鈣質、蛋白質及維生素B2

Türk üniversite öğrencilerinin Japonların niteliklerine ilişkin sahip oldukları yargılar arasında en güçlü olanları Japonların çalışkan (yüzde 93,1),

Buna paralel olarak Umay ve Kaf (2005), matematik öğretiminde sonuç yerine süreci sorgulamanın üzerinde durulmasının oldukça önemli olduğunu vurgulamıştır. Bu

İslam dünyasını bir süre için doğudan gelen istilalara karşı koruyan ve “Tamgaç” gibi, Çin’e hakimiyeti ifade eden ünvanlar kullanıp, Türkler arasında “Dünya

Ob die Massen durch die Massenmedien gesteuert werden können oder ob die Sprache eine Einflusskraft hat und welche Rolle auf Massen die Sprache dabei spielt, wie sie

Bu korku on- da kimi zaman ölüm korkusu, kimi zaman da görünmeyen yaratıklara karşı (özellikle fantastik öykülerinde) korku olarak ortaya çıkmaktadır.. Bunu “O (mu)?”