• Sonuç bulunamadı

Asit ve bazik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübre ve potasyum uygulamalarının domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Asit ve bazik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübre ve potasyum uygulamalarının domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri"

Copied!
66
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ASĠT ve BAZĠK REAKSĠYONLU

TOPRAKLARDA FARKLI AZOTLU

GÜBRE ve POTASYUM

UYGULAMALARININ DOMATESĠN

VERĠM ve VERĠM UNSURLARINA

ETKĠLERĠ

Mahmoud NAZZAL YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim DalınıToprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim

Dalını

……… Anabilim Dalını Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı

Aralık-2018 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Mahmoud NAZZAL tarafından hazırlanan “ASİT ve BAZİK REAKSİYONLU

TOPRAKLARDA FARKLI AZOTLU GÜBRE ve POTASYUM

UYGULAMALARININ DOMATESİN VERİM ve VERİM UNSURLARINA ETKİLERİ” adlı tez çalışması 28/12/2018 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/ oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Prof. Dr. Sait GEZGİN ……….

DanıĢman

Prof. Dr. Mehmet ZENGİN ……….

Üye

Prof. Dr. Süleyman TABAN ……….

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Mustafa YILMAZ FBE Müdürü

Bu tez çalışması S.Ü. BAP Koordinatörlüğü tarafından 18201002 nolu proje ile desteklenmiştir.

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

İmza

Mahmoud NAZZAL Tarih: 28/12/2018

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ASĠT VE BAZĠK REAKSĠYONLU TOPRAKLARDA FARKLI AZOTLU GÜBRE VE POTASYUM UYGULAMALARININ DOMATESĠN VERĠM VE

VERĠM UNSURLARINA ETKĠLERĠ

Mahmoud NAZZAL

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı

DanıĢman: Mehmet ZENGĠN 2018, 66Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Sait GEZGĠN Prof. Dr. Süleyman TABAN

Prof. Dr. Mehmet ZENGĠN

Günümüzde, sağlıklı bir beslenme için sebzelerin oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Sera sebzeciliğinin en önemli ürünleri arasında olan domates, beslenmemiz açısından da çok önemli bir sebzedir. Bu araştırma, asidik (Nevşehir) ve bazik reaksiyonlu topraklarda (Konya) farklı azotlu gübreler (500 mg N/kg - amonyum sülfat-AS, inhibitörlü amonyum sülfat-inh.AS ve kalsiyum nitrat-CaNit) ve potasyum sülfat dozlarının (0-kontrol, 240 ve 480 mg K2O/kg) oturak sofralık domatesin verim ve verim unsurlarına etkilerini incelemek amacıyla 2017 yılında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Araştırma Serasında yapılmıştır. Söz konusu deneme iki farklı toprakta, üç farklı azotlu gübre ve üç farklı potasyum dozu ile tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre, asidik ve bazik reaksiyonlu topraklarda farlı azot kaynakları ile potasyum dozları domatesin verimini istatistiki olarak önemli ölçüde artırmıştır. Asidik toprakta „CaNit ve K240 mg/kg dozu‟ interaksiyonu en yüksek meyve verimini (747.70 g/saksı) sağlarken, bazik toprakta „inh.AS ve K480 mg/kg dozu‟ interaksiyonu en yüksek meyve verimini (549.00 g/saksı) sağlamıştır. Farklı topraklarda değişik azot kaynakları ile potasyum dozlarının domateste verim ve verim unsurlarına etkileri istatistiksel olarak önemli olup uygulamalara göre meyve ağırlıkları 70.95 ile 140.78 g arasında değişmiştir. Diğer taraftan meyve sayıları 6.25 ile 12.33 adet/bitki, bitki gövde çapları 9.25 ile 14.66 mm, bitki boyları 49.50 ile 75.50 cm, meyve çapları 52.86 ile 60.63 mm, meyve pH‟ları 4.07 ile 4.35, meyve sertlikleri 2.79 ile 4.33 kg/cm2 ve briks değerleri ise %5.00 ile 5.47 arasında belirlenmiştir. Ayrıca yaprağın makro ve mikro besin elementleri içerikleri istatistiki olarak önemli (P<0.01 ve P<0.05) bulunmuştur. Yaprakta N/K oranları uygulamalara göre değişmiş ve genellikle ideal düzeylerin üzerinde çıkmıştır. Diğer taraftan yaprağın besin elementleri ile verim ve verim unsurları arasında önemli korelasyonlar tespit edilmiştir.

(5)

v ABSTRACT MS THESIS

EFFECTS OF DIFFERENT NITROGENOUS FERTILIZERS AND POTASSIUM APPLICATIONS ON THE YIELD AND YIELD COMPONENTS

OF TOMATO GROWN IN ACIDIC AND ALKALINE SOILS Mahmoud NAZZAL

THE GRADUATESCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUKUNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE

Advisor: Prof. Dr. Mehmet ZENGĠN 2018, 66Pages

Jury

Prof. Dr. Sait GEZGĠN Prof. Dr. Süleyman TABAN

Prof. Dr. Mehmet ZENGĠN

Nowadays, it is known that vegetables are very important for a healthy diet. Tomato is the most important crops of greenhouse vegetable, and also very important vegetable for our feeding. This study was carried out to determine the effects of different nitrogenous fertilizers (500 mg N kg-1 ammonium sulfate-AS, inhibitory ammonium sulfate-inh.AS and calcium nitrate-CaNit) and potassium sulfate doses (0-Control, 240 and 480 mg K2O kg

-1

) on the yield and yield components of dwarfish for meal tomato grown in the acidic (Nevşehir) and alkaline soils (Konya) in the Research Greenhouse of Selcuk University, Faculty of Agriculture, Department of Soil Science and Plant Nutrition in 2017. In question experiment was done in the two different soils by three different nitrogenous fertilizers and three different potassium doses based on a randomized plots experiment design with four replications.

According to the results, the different nitrogen sources and potassium doses significantly increased the tomato in the acidic and alkaline soils. While „CaNit and 240 mg K2O kg

-1‟ interaction supplied the highest fruit yield (747.70 g pot-1) in the acidic soil, „inh.AS and 480 mg K kg-1‟ interaction gave the highest fruit yield (549.00 g pot-1) in the alkaline soil. The effects of different nitrogen sources and potassium doses on the yield and yield components of tomato in the different soils were statistically significant and it was found that the fruit weights varied between 70.95 and 140.78 g according to the applications. On the other hand the number of fruits ranged between 6.25 and 12.33 fruit plant-1, the plant stem diameters was between 9.25 to 14.66 mm, the plant heights were between 49.50 and 75.50 cm, the fruit diameters ranged between 52.86 and 60.63 mm, the fruit pH values were between 4.07 and 4.35, the fruit hardness varied in the range of 2.79 and 4.33 kg cm-2 and the brix values were between 5.00% and 5.47%. In addition, the macro-and micro-nutrient contents of the leaf were found statistically significant (P <0.01 and P <0.05). N/K ratios in the leaf changed according to the treatments and generally they have been found over the ideal levels. On the other hand, important correlations have been obtained between nutrients of the leaf and yield and yield components.

(6)

vi ÖNSÖZ

Bitkilerin besin elementi ihtiyaçlarının karşılanmasında yaygın şekilde kullanılan kimyasal gübreler temelde azot, fosfor ve potasyum içermektedir. Tarım toprakları ise genellikle azot ve fosfor yönünden noksanlık gösterirler. Ancak topraklarımızda potasyum yeterli ve hatta fazla olsa bile kireçli topraklardaki yüksek kalsiyum nedeniyle bilhassa domates gibi potasyum obur bitkilerde potasyum yetersizliği görülebilmektedir. Bu nedenle gübreleme programında azotlu ve fosforlu gübrelere ilaveten toprak analiz sonuçlarına göre gerekli ise toprak koşullarına uygun potasyumlu gübre ve dozuna da yer verilmelidir. Araştırmamızda farklı azot formları ve potasyum dozlarının sera saksılarında yetiştirilen domateste verim ve kaliteye etkileri incelenmiştir. Bitkiler azotu kökleri ile nitrat (NO3-), amonyum (NH4+) ve amin (NH2) formlarında alabilirler. Potasyum (K+) kültür bitkilerimiz için azottan sonra diğer bitki besin elementlerine göre topraktan daha fazla alınan bir besin elementidir. Bitkilerin geliştikleri ortamda ihtiyaç duydukları potasyumu bulmaları ve bunu yeterince ve dengeli bir şekilde almaları gerekir.

Bu Yüksek Lisans tezinde farklı azotlu gübrelerle potasyum dozlarının sera saksılarında asidik ve bazik pH‟lı topraklarda yetiştirilen domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri araştırılmıştır.

Yüksek Lisans tezimin yürütülmesi sürecinde çalışmamın gerçekleştirilmesinde değerli bilgilerini benimle paylaşan, bilgi ve tecrübelerini bana aktaran ve gelecekteki mesleki hayatımda da bana verdiği değerli bilgilerden faydalanacağımı düşündüğüm tez danışmanım Sayın Prof. Dr. Mehmet ZENGİN‟e, çalışmamda yardımlarını esirgemeyen değerli Bölüm Başkanı Hocam Sayın Prof. Dr. Sait GEZGİN‟e, sera ve laboratuvar çalışmalarımda yardımlarını gördüğüm Arş. Gör. Dr. Fatma GÖKMEN YILMAZ Hocam ile laboratuvar personeline ve son olarak yalnızca tez çalışmam süresince değil her daim yanımda olan ve destekleriyle beni bu günlere taşıyan değerli aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Mahmoud NAZZAL KONYA-2018

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... viii

1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 5 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 12 3.1. Materyal ... 12 3.1.1. Deneme yeri ... 12 3.1.2. Deneme bitkisi ... 12 3.1.3. Deneme toprakları... 12 3.1.4. Denenen gübreler ... 13 3.2. Yöntem ... 14

3.2.1. Denemenin kurulması ve yürütülmesi ... 14

3.2.2. Toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal analizleri ... 16

3.2.3. Yaprak örneklerinin alınması ve analizleri ... 17

3.2.4. Bitki ölçümleri ... 18

3.2.5. İstatistiksel analiz metotları ... 18

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 19

4.1. Bazik ve Asidik Topraklarda Yetiştirilen Domateste Farklı Azotlu Gübreler ile Potasyum Dozlarının Verim ve Verim Unsurlarına Etkileri ... 19

4.1.1. Domates verimi ... 20 4.1.2. Gövde çapı ... 21 4.1.3. Bitki boyu ... 23 4.1.4. Meyve sayısı ... 24 4.1.5. Meyve çapı ... 25 4.1.6. Meyve ağırlığı ... 27 4.1.7. Meyve sertliği ... 28 4.1.8. Meyve pH‟sı ... 29

4.1.9. Meyve briksi (Kuru madde) ... 30

4.2. Bazik ve Asidik reaksiyonlu topraklarda Yetiştirilen Domateste Farklı Azotlu Gübreler ile Potasyum Dozlarının Yaprağın Besin Elementleri Kapsamına Etkileri . 32 4.2.1. Uygulamaların yaprağın makro besin elementleri kapsamına etkileri ... 32

4.2.2. Uygulamaların yaprağın mikro besin elementleri kapsamına etkileri ... 40

4.3. Yaprağın Besin Elementleri Kapsamları ile Verim ve Verim Unsurları Arasındaki Korelasyonlar ... 45 5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 49 5.1. Sonuçlar ... 49 5.2. Öneriler ... 49 KAYNAKLAR ... 52 ÖZGEÇMĠġ ... 58

(8)

viii SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler N: Azot NH4+: Amonyum NO3 -: Nitrat NH2-: Amin NH3-:Amonyak NO2-: Azot dioksit P: Fosfor K: Potasyum Ca: Kalsiyum Mg: Magnezyum S: Kükürt Fe: Demir Zn: Çinko Mn: Mangan Na: Sodyum Kısaltmalar kg: Kilogram mg: Miligram g: Gram mL: Mililitre L: Litre cm: Santimetre

KDK: Katyon Değişim Kapasitesi Ort: Ortalama

pH: Asitlik – alkalinlik derecesi %: Yüzde

o

C: Santigrad Derece

EC: Electrical Conductivity (elektriksel iletkenlik)

ICP-AES: Inductively Coupled Plasma-Atomic Emission Spectrometer IU: International Unit; Uluslararası birim

SÇKM: Suda çözünür kuru madde TA: Titre edilebilir asitlik

AS: Amonyum Sülfat AN: Amonyum nitrat

İnh.AS: inhibitörlü amonyum sülfat CaNit: Kalsiyum nitrat

(9)

1. GĠRĠġ

Domates (Lycopersicon esculentum Mill.) dünyadaki en önemli sebzelerden birisidir. Nispeten vejetasyon süresi kısa bir ürün olduğu ve yüksek verim sağladığı için ekonomik olarak cazip ve yetiştirilen alanlar gün geçtikçe artmaktadır. Domates; patates, tütün, biber ve patlıcan gibi sebze türlerini de içeren Solanaceae ailesine ait bir bitki olup meyveleri çok önemli bir vitamin kaynağıdır. Domates Peru orijinli bir bitki olup, Bolivya ve Ekvator‟dan 16. yüzyılda Avrupa‟ya getirilerek kültür yetiştiriciliğine başlanmıştır (Dam ve ark., 2005).

Sera sebze yetiştiriciliğinin en önemli ürünleri arasında olan domates, beslenme açısından da önemli olan sebzelerden biridir. Sainju ve ark. (2003), domatesin önemli bir vitamin ve mineral deposu olduğunu, 100 gramında 0.06 mg Tiamin, 900 IU vitamin A, 0.7 mg Niasin, 23 mg Askorbik asit, 27 mg P, 244 mg K, 13 mg Ca, 3 mg Na ve 0.5 mg Fe içerdiğini bildirmişlerdir.

Toprak asitliği, çözünebilir alkali tuzların topraktan uzun süre yıkanması sonucunda yerini hidrojen, demir, alüminyum ve manganın geçmesinden kaynaklanan bir durumdur. Oysaki toprak alkalinliği, bu tür bir yıkanma olmadan meydana gelir. Karakteristik olarak topraklar, yağışlı bölgelerde asidik, kurak bölgelerde ise alkalin reaksiyonludurlar (Black, 1957). Asidik, nötr veya alkalin reaksiyonlu topraklar arasındaki farklardan biri, asidik topraklarda organik maddenin mikrobiyal mineralizasyonu ile bitkilere azotun nitrat formunda, nötr veya alkalin topraklarda ise genel olarak amonyum iyonu şeklinde sunulmasıdır. Bunun nedeni, nitrifikasyon bakterileri olan Nitrosomonas ve Nitrobacter aktivitelerinin, pH değeri 5.0‟ın altındaki topraklarda çok düşük olmasıdır (Gigon ve Rorison, 1972).

Kültür bitkilerinde gerekli olan bitki besin maddeleri metabolizma olaylarına katılarak, bitkileri hastalık ve zararlılara karşı dirençli kılarlar. Bu etkileşimde, diğer bitki besin maddelerine oranla azot ve potasyumun özel bir yeri olmakla birlikte bu elementlerin ayrı ayrı etkilerinin yanı sıra N/K oranı, konukçu anatomi ve morfolojisini etkilemesi nedeniyle oldukça da önemlidir (Perrenoud, 1990).

Bitki besin elementlerinden en önemlilerden biri olan azot bitkide vejetatif gelişmeyi artırırken generatif büyümeyi azaltır. Bu yüzden bitki dokularında N/K dengesi önemlidir. Yaprakta optimum N/K oranı 1.2 ile 1.8 arasındadır (Campbell, 2000).

(10)

Domates, uygun su tutma kapasitesine ve havalandırmaya sahip organik maddece zengin ve tuzsuz topraklarda iyi yetişir. Derin, geçirgen, iyi işlenmiş, kumlu tınlı toprakları tercih eder. Domates, geniş bir pH aralığında yetişebilirse de yeterli besin kaynağı ve onların elverişliliği için 5.5-6.8 pH değerlerine sahip topraklar daha uygundur. Buna ek olarak ayrıca organik maddenin eklenmesi genel olarak iyi bir gelişme için çok elzemdir. Turba gibi yüksek organik maddeli topraklar, yüksek su tutma kapasiteleri ve besin maddesi eksiklikleri nedeniyle dezavantajlıdır (Dam ve ark., 2005). Hafif asidik-nötr pH‟lı, tuzsuz, az-orta kireçli, fazla organik maddeli, tınlı, makro ve mikro besin elementlerince yeterli ve dengeli, derin, geçirgen ve koyu renkli topraklar, allüviyal ova toprakları domates yetiştiriciliği için ideal topraklardır (Zengin ve Özbahçe, 2011).

Azotlu bileşikler, bitkilerin toplam ağırlığının önemli bir bölümünü oluşturur. Örneğin %1.6 azot içeren bir bitkide, bitki ağırlığının yaklaşık yüzde 10‟u azotlu bileşikler tarafından sağlanır. Azot, bitkilerde hem inorganik hem de organik formlarda bulunur. Azotun inorganik formları, toplamın sadece küçük bir kısmını oluşturur. Nitrat, bitkilerin topraktan azotu absorbe ettiği temel formdur ve zararlı etkilere yol açmayacak miktarlarda bitkide biriktirilebilen tek inorganik azot şeklidir. Nitratın, amonyuma indirgenmesi ve ardından organik formlara katılması ile asimile edilir. Amonyum ve nitrit genellikle küçük miktarlarda bulunur (Black, 1957).

Günümüz dünyasında, fazla ve kaliteli ürün alabilmek için, doğru ve dengeli bir gübreleme en önemli etkenlerden biridir. Bitki yetiştiriliciliğinde, genel olarak ve en fazla miktarlarda kullanılan gübrelerden biri azotlu gübrelerdir. Azotlu gübreler amonyak (NH3)‟tan elde edilir. Azotun bitkinin ihtiyacından fazla miktarlarda kullanılması ise bitkinin çok fazla azot almasına ve proteinlere dönüşümünde kimi faktörlerce engellenmesi sonucunda NO3- ve NO2- birikimine neden olmaktadır (Maynard ve ark., 1976).

Azot, bitkilerin yeşil aksamını geliştiren bir besin elementidir. Dengeli beslenme domates yetiştiriciliğinin vazgeçilmezidir. Kacar ve Katkat (2007)‟ın bildirdiği gibi, azot noksanlığında bitkiler normal gelişemez, yapraklar açık yeşil ve sarı renkli olur, ürünün miktarı ve kalitesi düşer. Domates yaprakları alttan yukarıya doğru kurur, bitki boyu kısalır, meyveler normal büyüklük ve sertliğe ulaşmadan kızarır, başlangıçta uç kısımlarda oluşan siyah lekeler zamanla meyvenin tüm yüzeyine yayılır ve meyveler dökülür. Kullanılan aşırı azotlu gübre ise verim, kuru madde miktarı ve salça verimini

(11)

düşürmektedir. Azot fazlalığı bitkilerin vejetatif aksamını artırarak zayıf yapılı olmasına ve kolay kırılmasına yol açar. Böyle bitkilerde hastalıklara dayanıklılık azalır ve meyve ile tohumun kalitesi bozulur.

Diğer taraftan kültür bitkilerince azottan sonra en fazla alınan potasyum; enzimlerin çalışması ve dokularda turgor basıncını sağlaması, stomaların açılıp kapanmasını düzenlemesi gibi fizyolojik fonksiyonlara sahiptir (Humble ve Raschke, 1971). Potasyum tüm canlı varlıklar için gerekli bir besin elementidir. Bitki fizyolojisinde potasyum sadece bitki dokularındaki miktarı yönünden değil, bunun yanı sıra fizyolojik ve biyokimyasal işlevleri yönünden de en önemli katyondur (Leigh ve Wyn Jones, 1984). Potasyum, bitki metabolizmasında çok önemli roller oynayan bir makro besin elementidir (Dibb ve Thompson, 1985). Domates meyveleri topraktan yüksek miktarda K+ absorbe ederler. Optimum beslenme koşullarında, meyve büyüme döneminde besin alımı hızla artar. Meyve büyüme döneminde K+ en fazla tercih edilen bir besindir (Huett ve Dettmann, 1988). Bitkilerin büyüme ve gelişme evrelerinde topraktan en fazla kaldırdıkları elementlerin başında potasyum gelmektedir. Potasyum bitki bünyesinde, meristematik hücre gelişmesi, fotosentez, karbonhidrat ve protein sentezi, hormon aktivitesi su rejimi ve enzim aktivasyonu gibi birçok fizyolojik ve metabolik olaylara katılmaktadır. Ayrıca bitki bünyesinde lignifikasyonu ve silifikasyonu artırıcı etkinliği de bulunmaktadır (Aktaş, 1995).

Potasyum noksanlığı kumlu, hafif tekstürlü topraklar üzerinde yetiştirilen bitkilerde daha çok görülür. Bitkilerde gözle görülebilir semptomlar hemen ortaya çıkmaz. Önce büyüme oranında bir gerileme olur, daha sonra kloroz ve damar aralarında klorofil kalmaz ve nihayet hastalık şeklinde benekler görülür. Yaprak kenarları önce sararır, daha sonra bu kısımlarda renk koyu kahverengine döner. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde ise bu kısımlar siyaha döner. Potasyum noksanlığı çeken bitkilerde turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevrek dokulu bir hal alır. Yaprakların zamansız erken dökümü ve filizlerin kuruması potasyum noksanlığının en belli başlı arazlarıdır. Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık azalır. Bitkilerde ksilem ve floem dokularının oluşumu geriler (Aktaş ve Ateş, 1998; Boşgelmez ve ark., 2001).

Bitkiler bulundukları ortamda potasyumu K+ katyonu şeklinde alırlar. Bitkide fazla miktarda potasyumun olması kök hücre zarlarının potasyumu daha fazla

(12)

geçirmesindendir. Bu olgu kök hücre zarlarında yüksek miktarda iyonofor bulunması ile açıklanmaktadır (Kacar ve ark., 2002).

Sebze türleri itibariyle Türkiye‟de en fazla (12.75 milyon ton) domates üretilmektedir. Bunu sırasıyla; karpuz (4.01 milyon ton), biber (2.6 milyon ton), soğan (2.13 milyon ton), hıyar (1.82 milyon ton), kavun (1.81 milyon ton), patlıcan (924 bin ton) ve diğer sebzeler takip etmektedir (Anonymous, 2018a). Türkiye‟nin toplam 30.82 milyon tonluk sebze üretiminde, örtü altı sebze üretiminin payı %24‟tür. Bu rakam yaklaşık olarak 7.4 milyon tonluk bir üretime işaret ederken, örtü altı domates üretimi toplam 3.83 milyon ton üretimle başı çekmektedir. Antalya 2.3 milyon ton üretimle, örtü altı domates üreticiliğinin merkezi durumuna gelmiştir (Anonymous, 2018a). Antalya‟da 2017 yılı verilerine göre, 278.068 da serada yapılan sebze üretiminin 137.326 da‟ında domates üretilmiş olup, 2.3 milyon ton ürün elde edilmiştir. Bu durumda ortalama verim 11.65 ton/da olarak gerçekleşmiştir (Anonim, 2018).

Ülkemizde tarım alanlarının yaklaşık %80‟i kireçli alkalin topraklar iken geriye kalanı asidik pH‟lı topraklardır. Bu topraklarda domates yetiştiriciliğinde farklı davranışlar sergileyecek amonyum sülfat, inhibitörlü amonyum sülfat, kalsiyum nitrat gibi azotlu gübreler ile farklı potasyum dozlarının etkilerini ortaya koyacak bilimsel araştırmalar ülkemizde hemen hemen hiç yapılmamıştır. Bu amaçla söz konusu araştırma asidik pH‟lı Nevşehir toprağı ile bazik pH‟lı Konya toprağında yetiştirilen sofralık oturak domatesin verim ve verim unsurlarına farklı azotlu gübrelerle potasyum dozlarının etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

(13)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Kirkby ve Mengel (1967), su kültüründe yetiştirdikleri domates bitkisinin gelişme ve mineral içeriğine üre, NH4 ve NO3 azotunun etkisini araştırdıkları bir çalışma sonucunda, NH4 azotu uygulanan bitkilerin daha küçük, koyu yeşil yapraklı, kısa ve zayıf köklü olduklarını, Na hariç diğer katyonların en fazla NO3, en az ise NH4 uygulamasında biriktiğini bildirmişlerdir.

Bitkilerde K seviyelerindeki artma sonucu azalan Ca düzeyleri bu iki iyonun fizyolojik özelliklerinden kaynaklanan rekabetle ilgilidir (Johansen ve ark., 1968; Maas, 1969).

Adams ve ark. (1973), farklı azot dozları (100, 150, 200 ve 250 ppm N) ve potasyum dozlarının (200, 300 ve 400 ppm K) otomatik alt sulama sisteminde yetiştirilen domatesin verim ve kalitesine etkisini araştırmışlar ve en yüksek verimi 250 ppm N ile 400 ppm K dozundan elde etmişlerdir.

Potasyum ile beslemenin domates yapraklarındaki protein ve toplam azot üzerindeki etkisi bitki büyümesi ile ilişkili olarak incelenmiştir. K noksanlığı gösteren bitkilerin genişleyen yapraklarındaki protein konsantrasyonu, yeterli dozda K uygulanmış bitkilerin yapraklarına oranla %130‟a kadar yükselme göstermiştir. Aynı zamanda yaprak başına düşen protein miktarında 25 kat azalma görülmüştür. K‟un yeterli (2.03 me K+/l) ve noksan olduğu durumlarda (0.28 me K+/l) yaprakların toplam N miktarı artmıştır. K noksanlığı ile yaprak dokusunun genişlemesi fosfataz konsantrasyonu ve ayrıca fosfataz aktivitesinin artmasına sebep olurken K noksan yapraklarda protein konsantrasyonlarında azalma görülmüştür. Yapılan çalışmada 0.53-2.03 me K/L dozunda bitkilerde büyüme hızında belirgin artışlar görülmüştür (Besford, 1975).

Pill ve ark. (1978), azot formu ve dozlarının domateste iyon konsantrasyonları, su stresi ve çiçek burnu çürüklüğüne etkilerini incelemişler ve en yüksek meyve ağırlığı ve meyve sayısını NO3 uygulamalarında bulmuşlardır.

Wilcox ve ark. (1985), domates bitkisine farklı doz ve formlarda azot (14, 56 ve 112 ppm NO3- ve NH4+) uygulamalarının bitkide verim ve besin elementi alımlarını araştırdıkları bir çalışmada 112 ppm NH4-N uygulaması ile bitkilerde amonyum toksisitesi semptomları görülürken, NO3 uygulaması ile bitkilerin kuru ağırlığı olumlu yönde etkilenmiş, bitkiler 14 ppm NH4-N uygulamasında normal gelişirken, 14 ppm

(14)

NO3-N‟nda bitki kuru ağırlığı artmış, NH4-N uygulaması 14 ppm‟den 112 ppm‟e yükseltildiğinde bitki dokularında NH4 artarken, K, Ca ve Mg içerikleri azalmıştır.

Kooner ve Randhawa (1989), üre ve CAN‟ın 0 ile 20 kg N/da dozlarının domateste gelişim ve verime etkilerini incelemişlerdir. Deneme sonucunda N dozu arttıkça bitki büyümesi ve meyve veriminin arttığını ve CAN gübresinin üreye göre daha iyi sonuç verdiğini tespit etmişlerdir.

Su kültüründe yetiştirilen „Yalova 9‟ domates çeşidinin, vejetatif gelişme ve kuru madde verimi ile N, P, K, Ca, Mg, Fe, Zn ve Mn içeriklerine NH4 ve NO3 [(NH4)2SO4 ve NaNO3] beslemesinin etkileri araştırılmıştır. Sonuç olarak, büyüme ortamında bulunan NO3 tek başına ve NH4 ile NO3 kombinasyonlarının, bitki gelişmesini, tek başına NH4‟a göre daha fazla artırdıkları tespit edilmiştir (Yıldız ve Aydemir, 1995).

Farklı azot kaynaklarının allüviyal ve kollüviyal topraklarda yetiştirilen domates bitkisinin verim ve kalitesine etkileri incelenmiştir. Denemede AN, AS, CAN, Ü ve PN‟ın 0, 4, 8, 16 ve 32 kg N/da dozları ile temel gübreleme olarak 10 kg P2O5/da (TSP) ve 5 kg K2O/da (PS) verilmiştir. Sonuçta, en yüksek domates verimi kollüviyal toprakta AN gübresi (4.665 kg/da) ve 32 kg N/da dozu (5.168 kg/da) ile elde edilmiştir. Yine parseldeki en yüksek toplam meyve sayısı ile meyve ağırlığı kollüviyal toprakta AN ve 32 kg N/da dozunda meydana gelmiştir. Meyvede en yüksek azot içeriği kollüviyal toprakta AS gübresi ve 32 kg N/da dozunda, en yüksek fosfor kapsamı kollüviyal toprakta AS ile CAN gübrelerinin ve 0 kg N/da dozunda, en yüksek potasyum içeriği kollüviyal toprakta PS ve 32 kg N/da dozunda ve en yüksek C vitamini kapsamı ise allüviyal toprakta CAN gübresi ve 8 kg N/da dozu ile elde edilmiştir (Karaman ve Brohi, 1996).

Güneş ve Aktaş (1996), farklı azot formları (NO3/NH4/üre) ve oranlarının (90/10/0, 80/20/0, 80/10/10 ve 70/20/10) domatesin verim ve kalitesine etkilerini araştırdıkları bir sera çalışmasında, bitkinin N, K ve Fe içeriklerinde bir değişiklik olmadığını, besin çözeltisindeki amonyumun azalması ile bitkinin fosfor içeriğinin olumsuz etkilendiğini, amonyum veya „amonyum + üre‟nin artması ile arttığını belirlemişlerdir. Bitkinin Mn konsantrasyonunun besin çözeltisinde nitratın %80‟den daha yüksek olduğu uygulamalarda azaldığını, buna karşılık NO3-/NH4+/üre oranlarının 80/20/0, 80/10/10 ve 70/20/10 olduğu uygulamalarda yükseldiğini, en yüksek domates veriminin ise NO3-/NH4+/üre‟nin 90/10/0 ve 70/20/10 oranlarında

(15)

olduğunu tespit etmişlerdir. Amonyum ve „amonyum + üre‟ muamelelerinde meyve eti sertliği daha yüksek, meyve suyunun pH‟sı ve nitrat konsantrasyonu ise daha düşük bulunmuştur.

Gezgin ve Uyanöz (1998), Niğde-Misli Ovası‟nda yaygın olarak kullanılan yüksek çözünür azot kaynakları ile birlikte az çözünür azot kaynaklarının sera koşullarında patates bitkisinin yumru verimine, yumruda protein, nişasta ve nitrat içeriğine etkilerini araştırmışlardır. Azot; amonyum sülfat (AS), amonyum sülfat+N-serve (AS+N-sülfat+N-serve), amonyum sülfat+fosfojips (AS+FJ), kükürtle kaplı üre (KKÜ), floranid (FLD), azolon (AZN), 1/2 amonyum sülfat+1/2 kükürtle kaplı üre (AS+KKÜ), 1/2 amonyum sülfat+1/2 floranid (AS+FLD), 1/2 amonyum sülfat +1/2 azolon (AS+AZN) şeklinde 0, 15, 30, 45 ve 60 kg N/da dozları halinde uygulanmıştır. Azot kaynaklarının ortalaması olarak, en yüksek yumru verimi (259.1 g/saksı) 30 kg N/da dozunda olup bunu 15, 60, 45 kg N/da (sırasıyla 252.4, 218.3 ve 207.4 g/saksı) ve 0 kg N/da (126.8 g/saksı) dozları takip ederken, uygulanan azot dozu arttıkça protein ve nişasta içeriği yükselmiştir. Azot dozlarının ortalaması olarak, en yüksek yumru verimi AS+AZN, en düşük AS+FJ uygulamalarından elde edilmiş, yumru verimine etkileri bakımından azot kaynaklarından AS+AZN, AS+KKÜ, AZN. FLD birinci; FLD, KKÜ ikinci; KKÜ, AS+FLD, AS+N-serve üçüncü; AS, AS+FJ dördüncü sıralamayı oluşturmuş ve gruplar arasındaki farklar istatistiki olarak önemli çıkmıştır.

Topçuoğlu ve ark. (1998), damla sulama ile uygulanan Ca(NO3)2 ve (NH4)2SO4 gübrelerinin domateste meyve verimi, meyvede sertlik, kuru madde oranı, pH ve titrasyon asitliği gibi bazı kalite parametreleri ile yaprak, yaprak sapı ve meyve dokularındaki toplam azot, fosfor, potasyum ve kalsiyum içeriklerine etkilerini araştırmışlardır. Sonuçta; Ca(NO3)2 uygulamasında meyve verimi, meyvede sertlik ve pH ile toplam azot ve nitrat içeriklerinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Domates bitkisinin incelenen tüm dokularında P içeriği (NH4)2SO4 uygulamasında daha fazla iken K, Ca ve Mg içerikleri Ca(NO3)2 uygulamasında daha fazla çıkmıştır.

Aydın (1999), tarla koşullarında, Rio-Grande salçalık domates çeşidinde, beşer farklı N, P ve K‟lu gübre dozlarının meyvenin Ca, Mg, Na, Fe, Zn, Mn ve Cu içeriklerine etkilerini araştırmıştır. Azotun yarısı amonyum sülfat, yarısı amonyum nitrat olarak (0, 8, 16, 24 ve 32 kg N/da); fosfor TSP olarak (0, 4, 8, 12 ve 16 kg P2O5/da), potasyum ise potasyum sülfat olarak (0, 8, 16, 24, 32 kg K2O/da) verilmiş, her bir besin elementine ait denemede diğer iki element sabit miktarlarda (N = 24, P2O5 =

(16)

12, K2O = 24 kg/da) uygulanmıştır. Sonuçlara göre; artan N‟lu gübre uygulamaları karşısında meyvenin Mg içeriğinin düştüğü ve artan K‟lu gübre uygulamalarının Ca, Mg ve Na içeriğini azalttığı saptanmıştır. Ayrıca, N, P ve K dozlarındaki artışın meyvedeki mikro element içeriklerinde önemli artışlar oluşturmadığı belirlenmiştir.

Farklı kombinasyonlarda (kontrol; 15 kg AN/da; 15 kg AN + 10 kg P + 5 kg K/da; 15 kg AS/da; 15 kg AS + 10 kg P + 5 kg K/da; 15 kg üre/da; 15 kg üre + 10 kg P + 5 kg K/da) N, P ve K‟lu gübre uygulamalarının domatesin verim, meyve ağırlığı ve bitki başına toplam meyve ağırlığına etkileri araştırılmıştır. AS, domates üretimi için en uygun azot kaynağı olarak bulunmuş ve en iyi uygulamanın „15 kg AS + 10 kg P + 5 kg K/da‟ kombinasyonunda olduğu ve meyve ağırlığında (50.8 g), bitki başına toplam meyve ağırlığında (1.990 g) ve verimde (2.186 kg/da) en yüksek artış sağladığı belirlenmiştir (Khalil ve ark., 2011).

Ceylan ve ark. (2001), tarla koşullarında NH4NO3 ve üre gübrelerinin farklı dozlarının (0, 12, 24 ve 36 kg N/da) domatesin azot alınımı ve birikimine etkilerini araştırmışlardır. Bu amaçla yaprak ile meyvede % toplam N, NO3-N ve NO2-N miktarlarını belirlemişlerdir. Yaprak ve meyvede 1. ve 2. hasatlarda en yüksek NO3-N ve NO2-N miktarlarını 36 kg N/da uygulamasında bulmuşlardır. NH4NO3 uygulamaları üre uygulamalarına göre daha yüksek NO3 ve NO2 birikimlerine sebep olmuştur. En yüksek verim ise 24 kg N/da muamelesinden elde edilmiştir.

Azotlu ve potasyumlu gübrelemenin kivi bitkisinin verim ve yaprakların K kapsamının mevsimsel değişimine etkileri araştırılmıştır. Denemede; farklı azot dozları (0, 200, 400 g N/omca) ile potasyum dozları (0, 150, 300 g K2O/omca) amonyum nitrat (%33 N) ve ORMİN-K (%57 K2O) gübreleri ile verilmiştir. Yaprakların K dağılımı incelenmek üzere, kivilerden meyve tutum döneminden itibaren 4‟er hafta aralıklarla yaprak örnekleri alınmıştır. Birinci yıl verim sonuçlarına göre, 400 g N/omca ile 300 g K2O/omca dozlarıyla en yüksek verim (32.4 kg/omca) ve en yüksek meyve ağırlığı (136.0 g) elde edilmiştir. Yaprakların K kapsamlarının örnekleme zamanına, yıla ve uygulama düzeylerine bağlı olarak değiştiği bildirilmiştir (Tarakçıoğlu ve Aşkın, 2005).

Öktüren Asri ve Sönmez (2010), farklı potasyum (150, 300, 450 mg K/L) ve demir dozlarının (1, 2, 3 mg Fe/L) su kültüründe yetiştirilen domatesin besin konsantrasyonlarına etkilerini araştırdıkları bir çalışmada, uygulanan Fe dozlarının azalmasıyla bitkide N konsantrasyonunun azaldığını, K uygulamasıyla da arttığını belirlemişlerdir. K ve Fe uygulamalarının bitki gövdesinde P, Ca, Mg, Zn ve Mn

(17)

konsantrasyonlarında etkisinin olmadığını, yaprağın Ca ve Mg konsantrasyonlarının uygulamalara bağlı olarak azaldığını ve P ile Mn konsantrasyonlarını etkilemediğini bulmuşlardır. Ayrıca yüksek düzeyde K ve Fe uygulamalarının besin alımı üzerine antagonistik etkiye neden olduğunu ve bunun da bitkinin mineral beslenmesinde dengesizliğe neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır.

Çolpan ve ark. (2013), toprağa artan dozlarda (0, 4, 8, 12 ve 16 kg K2O/da) uygulanan potasyumun sofralık sırık Şimşek domatesin verim ve verim unsurlarına etkilerini tespit etmek amacıyla 2010 yılında Antalya‟nın Varsak Kasabasında yürüttüğü bir sera çalışması sonucunda en yüksek domates veriminin (19.574 kg/da) 12 kg K2O/da dozu ile elde ettiklerini, potasyum dozlarının domates verimi ve verim unsurlarına etkisinin istatistiki olarak önemli olduğunu ve uygulamalara göre gövde çaplarının 14.12-14.99 mm arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Ayrıca bitki boyunun 173.05-181.69 cm, meyve çapının 70.33-73.84 mm, meyve sayısının 29.20-34.57 adet/bitki, meyve ağırlığının 160.45-185.63 g, delinme direncinin 2.45-2.99 kg/cm2

, meyve pH‟sının 5.10-5.20 ve briksin ise %3.67-3.97 arasında değiştiğini ve yaprağın makro ve mikro besin elementi kapsamları ile verim ve verim unsurları arasında önemli (P<0.01 ve P<0.05) pozitif ve negatif korelasyonların bulunduğunu rapor etmişlerdir.

Ege Üniversitesi deneme tarlalarında farklı azot dozları (12 ve 24 kg N/da) ile potasyum dozlarının (6, 12 ve 18 K2O kg/da) yerli (Falcon) ve hibrit (Marmara) domates çeşitlerine etkileri araştırılmıştır. Sonuçlara göre, artan dozlarda uygulanan K‟un her iki domates çeşidinin verimini önemli ölçüde artırdığı tespit edilmiştir. Meyve sertliği, SÇKM (suda çözünür kuru madde), TA (titre edilebilir asit) miktarı, pH, C vitamini ve likopen miktarı gibi kalite özelliklerinin K‟un artan dozlarında arttığı gözlemlenmiştir. Artan dozlarla uygulanan N ile kalite parametrelerinden SÇKM, TA, pH, EC ve C vitamini miktarının arttığı, likopen içeriğinin ise azaldığı bulunmuştur. En yüksek verim (7.917 kg/da) yerli çeşitte 24 kg N + 6 kg K2O/da ve hibrit çeşitte (5.832 kg/da) ise 12 kg N + 18 kg K2O/da uygulamasından elde edildiği belirlenmiştir (Öncel, 2014).

Sousa ve ark. (2014), Ceará sahilinde, fertigasyonla uygulanan potasyum dozlarının çilek çeşitlerinde kuru madde birikimi ve verime etkilerini araştırmışlardır. Çalışmada Oso Grande ve Verão çilek çeşitlerine 0.65, 0.97, 1.29, 1.61 ve 1.93 g K2O/bitki/hafta dozlarını uygulamışlardır. Bitki başına meyve sayısı, meyve çapı, meyve uzunluğu, meyve ağırlığı ile hasat döneminin sonunda toplam verimi

(18)

değerlendirmişlerdir. Sonuçlara göre Oso Grande çeşidinde bitki başına meyve sayısı için ve Verão çeşidinde ise meyve ağırlığı için en etkili K dozunun 0.65 g/bitki/hafta olduğu görülmüştür. Artan K konsantrasyonunun ise her iki çilek çeşidinde de verimi düşürdüğünü bildirmişlerdir.

Reboucas ve ark. (2015), kalsiyum nitrat, amonyum sülfat ve üre gübreleri ile 0, 14, 28 ve 42 kg N/da dozlarının domateste meyve sertliği, meyve pH‟sı, briks ve titrasyon asitliğine etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta artan azot dozlarının meyve asitliğini azalttığını, meyve pH‟sı ve briks değerlerinin değişmediğini ve sadece kullanılan gübrelerde farklı etkilerin görüldüğünü bildirmişlerdir. Farklı azotlu gübreler verim unsurlarını olumlu etkilemiş ve kaliteyi artırmak için nitrat ve amonyum uygulamalarını tavsiye etmişlerdir.

Kubar ve ark. (2016), potasyum sülfat gübresi ile 0, 5, 10, 15, 20 ve 25 kg K2O/da dozlarının saksıda yetiştirdikleri domates bitkisinin büyümesine, biomasa ve bitkide K birikimine etkilerini araştırmışlardır. Aynı zamanda 15 kg N/da ve 7.5 kg P2O5/da ile temel gübreleme yapmışlardır. Sonuçta K uygulamalarının bitkide büyümeyi, bioması ve bitki bünyesinde K birikimini önemli derecede artırdığı görülmüştür. En iyi sonuç 10 kg K2O/da dozunda elde edilmiş, bu uygulama ile yaş ağırlık %134, kuru ağırlık %182, yaprak sayısı %75, bitki boyu ise %49 oranında artmış, bitkide K 3.1 katına çıkmış ve erken olgunlaşma sağlanmıştır.

Hüvely ve Vojnich (2016), kumlu topraklarda artan dozlarda (10, 20, 40, 80 ve 160 kg K2O/da) uyguladıkları potasyum klorür ve potasyum sülfat gübrelerinin biber bitkisinin gelişimine etkilerini araştırmışlardır. Gübrelerin yarısını ekimden önce, diğer yarısını ise çiçeklenme sonrası sulu çözelti şeklinde uygulamışlardır. Sonuç olarak potasyum sülfat ile potasyum klorür karşılaştırıldığında en yüksek verimi (9.83 ton/da) potasyum sülfatın 20 kg K2O/da ve potasyum klorürün ise 40 kg K2O/da dozundan (8.19 ton/da) almışlardır.

Mishra ve ark. (2016), OUAT Bhubaneswar araştırma alanında, artan dozlarda (12.5, 15, 17.5 ve 20 kg N/da) azot ile potasyum dozlarının (12.5 ve 15 kg K2O/da) domateste bitki başına meyve sayısı, askorbik asit içeriği, briks, 100 tane tohum ağırlığı, parsel başına verim ve hektar başına verime etkilerini araştırmışlardır. Sonuçta artan azot dozları ile bitki başına meyve sayısı (7.63 adet), askorbik asit içeriği (168.30 mg/100 g), briks (%6.17), 100 tane tohum ağırlığı (0.59 g) ve hektar başına verim (7.63 t/ha) artmıştır. Bunun yanı sıra „17.5 kg N/da + 15 kg K2O/da‟ uygulamasıyla sabit 7.5

(19)

kg P2O5/da uygulamasının tarla koşullarında en ekonomik ve verimi artırıcı bir uygulama olduğunu bildirmişlerdir.

Özkan ve Müftüoğlu (2017), farklı azotlu gübreler (amonyum nitrat, kalsiyum nitrat, üre) ile artan dozlarda (0, 100, 200 ve 300 kg Ca/da) kalsiyum sülfat uygulamalarının Rio Grande çeşidi domatesin verimi ile meyvedeki kalsiyum içeriklerine etkilerini araştırmışlardır. Sonuçta en yüksek meyve veriminin „100 kg Ca/da + amonyum nitrat ile üst gübreleme‟ uygulamasından, yaprakta en yüksek Ca değerinin ise „300 kg Ca/da + üre ile üst gübreleme‟ muamelesinden alındığını ifade etmişlerdir. Meyvede ise en yüksek Ca birikiminin yetiştirme ortamına „100 kg Ca/da + üre ile üst gübreleme‟ uygulamasından elde edildiğini bildirmişlerdir.

(20)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

3.1.1. Deneme yeri

Bu çalışma 2017 yılında, Konya‟da Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Araştırma Serası (Foto 3.1) ile aynı Bölümün Araştırma Laboratuvarında yürütülmüştür.

Foto 3.1. Denemenin yürütüldüğü sera ve domates bitkilerine ait bir görüntü

3.1.2. Deneme bitkisi

Çalışmada materyal olarak Fidesan Sebze Firması‟nın Mirsini çeşidi oturak (Bodur-yer) sofralık domatesi kullanılmıştır. Çeşidin bazı tarımsal özellikleri şunlardır (Anonymous, 2018b): Güçlü meyve yapısına sahiptir, bitki yapısı meyveyi tamamen kapatır, meyveleri serttir ve aynı zamanda çok iyi renk alırlar ve sezon olarak baharlıktır.

3.1.3. Deneme toprakları

Denemede kullanılan iki farklı toprak örneğinin (Konya‟da Selçuk Üniversitesi Kampüsü‟nden alınan yüksek kireçli ve hafif alkalin pH‟lı toprak ve Nevşehir İli‟nden alınan hafif tekstürlü, asidik pH‟lı toprak) analiz sonuçlarına göre (Çizelge 3.1); Konya toprağı 7.74 pH‟lı (hafif alkalin) olup tuzsuz, fazla kireçli, çok az organik maddeli ve

(21)

tınlı bünyelidir. Ayrıca N, K, Mg, Fe, Mn ve B bakımından fakir olup P, Zn ve Cu açısından yeterli, Ca bakımından ise fazladır. Nevşehir toprağı ise 5.50 pH‟ya (hafif asidik) sahip olup tuzsuz, az kireçli, çok az organik maddeli ve kumlu bünyelidir. Ayrıca N, Ca, Mg ve Zn bakımından fakir olup K, Mn, B ve Cu açısından yeterli, P ile Fe bakımından ise fazladır.

Çizelge 3.1. Deneme topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları

Parametreler

Sonuçlar

Parametreler

Sonuçlar Bazik (Konya) Asidik (NevĢehir) Bazik (Konya) Asidik

(NevĢehir) pH (1:2.5 t:su) 7.74 (Hafif alkalin) 5.50 (Hafif asidik) K (mg/kg) Ekstrakte edil. 86 (Az) (0.22 me/100 g) 214 (Orta) (0.55 me/100 g) EC (1:5t:su,µS/cm) 74 (Tuzsuz) 71 (Tuzsuz) Ca (mg/kg) Ekstrakte edil. 4.910 (Fazla) (24.55 me/100 g) 621 (Az) (3.10 me/100 g)

Kireç (%) 30.6 (Aşırı) 0.3 (Az) Mg (mg/kg)

Ekstrakte edil.

131 (Az) (1.09 me/100 g)

100 (Az) (0.83 me/100 g)

Org.madde (%) 0.7 (Çok az) 0.7 (Çok az) Na (mg/kg) Ekstrakte edil.

20.4 (0.09 me/100 g)

12.0 (0.05 me/100 g)

Kil (%) 22.6 9.6 DSY 0.34 (İyi) 1.10 (İyi) Silt (%) 32.0 3.7 Fe (mg/kg)

Alınabilir 1.33 (Az) 31 (Fazla) Kum (%) 45.4 86.7 Zn (mg/kg)

Alınabilir 1.10 (Yeterli) 0.46 (Az) Tekstür sınıfı Tınlı Kumlu Mn (mg/kg)

Alınabilir 1.52 (Az) 13 (Yeterli) N(NH4-N+ NO3

-N) (mg/kg) 2.6 (çok az) 10.9 (Az)

B (mg/kg)

Alınabilir 0.02 (Az) 0.72 (Yeterli) P (mg/kg)

YarayıĢlı 8.1 (Orta) 34 (Fazla)

Cu (mg/kg)

Alınabilir 1.34 (Yeterli) 0.28 (Yeterli)

Ekstrakte edilebilir katyonların birbirlerine oranları:

Oranlar Sonuçlar Ġdeali Kararlar Konya NevĢehir Konya NevĢehir Ca/K 111.6 5.6 12 K ver Ca ver

Ca/Mg 22.5 3.7 6 Mg ver Ca ver

Mg/K 4.9 1.5 2 K ver Mg ver

3.1.4. Denenen gübreler

Çalışmada azotlu gübre kaynakları olarak; amonyum sülfat (AS; %21N). inhibitörlü amonyum sülfat (inh.AS; %21 N) ve kalsiyum nitrat (CaNit; %15.5 N + %26 CaO), potasyum kaynağı olarak ise potasyum sülfat (%51 K2O) kullanılmıştır. Ayrıca temel gübrelemede fosfor kaynağı olarak TSP (Triple Süper Fosfat; %43-45 P2O5) ve bor kaynağı olarak da Etidot-67 (%20.8 B)‟den yararlanılmıştır.

(22)

3.2. Yöntem

3.2.1. Denemenin kurulması ve yürütülmesi

Deneme Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü‟ne ait araştırma serasında yürütülmüştür. Deneme süresince serada gerekli havalandırma, süresince sera içi sıcaklığı 25±3 ºC, solar radyasyon 1750±50 kcal/m 2 ve nispi nem ise %60±10 civarında tutulmuştur. Tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak düzenlenen sera denemesinde saksılara 4 mm‟den elenmiş topraktan fırın kuru ağırlık esasına göre 5 kg doldurulmuş ve Şekil 3.1‟de verilen planda yürütülmüştür.

Deneme Deseni (Konya Toprağı)

CaNit + K480 Ġnh.AS + K0 CaNit + K0 AS + K0

Ġnh.AS + K0 AS + K480 Ġnh.AS + K480 AS + K480

AS + K240 Ġnh.AS + K480 AS + K0 CaNit + K240

Ġnh.AS + K480 AS + K240 AS + K480 CaNit + K480

AS + K480 AS + K0 CaNit + K240 Ġnh.AS + K0

Ġnh.AS + K240 CaNit + K0 AS + K240 Ġnh.AS + K240

CaNit + K0 CaNit + K480 Ġnh.AS + K0 AS + K240

CaNit + K240 Ġnh.AS + K240 CaNit + K480 CaNit + K0

AS + K0 CaNit + K240 Ġnh.AS + K240 Ġnh.AS + K480

Deneme Deseni (NevĢehir toprağı)

CaNit + K480 Ġnh.AS + K0 CaNit + K0 AS + K0

Ġnh.AS + K0 AS + K480 Ġnh.AS + K480 AS + K480

AS + K240 Ġnh.AS + K480 AS + K0 CaNit + K240

Ġnh.AS + K480 AS + K240 AS + K480 CaNit + K480

AS + K480 AS + K0 CaNit + K240 Ġnh.AS + K0

Ġnh.AS + K240 CaNit + K0 AS + K240 Ġnh.AS + K240

CaNit + K0 CaNit + K480 Ġnh.AS + K0 AS + K240

CaNit + K480 Ġnh.AS + K240 CaNit + K480 CaNit + K0

AS + K0 CaNit + K240 Ġnh.AS + K240 Ġnh.AS + K480

Şekil 3.1. Deneme planı

Azotlu gübreler olarak amonyum sülfat (AS), inhibitörlü amonyum sülfat (inh.AS) ve kalsiyum nitrat (CaNit) gübrelerinden 250 mg N/kg fide dikiminde saksı toprağına tabana ve 250 mg N/kg meyve bağlama döneminde saksı toprağına üste olmak üzere toplam 500 mg N/kg uygulanmıştır.

(23)

Potasyum dozları: Potasyum sülfat (PS) gübresi ile 0, 240 ve 480 mg K/kg dozlarının yarısı fide dikiminde tabana, kalan yarısı da meyve bağlama döneminde üste uygulanmıştır.

İnteraksiyon şeklinde yapılan uygulamalar ile toplam 72 saksı üzerinde çalışılmıştır. Saksı sayısı = (2 Toprak) X (3 Azotlu Gübre) X (3 Potasyum Dozu) X (4 tekerrür) = 72 saksı.

Tüm saksılara temel gübreleme olarak toprak analiz sonuçlarına göre eksik olan besin elementlerini taşıyan fosfor ve borlu gübreler ekimde çözelti halinde saksı toprağına uygulanmıştır.

Fosfor: Tüm saksılarda P düzeyi 60 mg P/kg‟a TSP gübresiyle (%45 P2O5) fide dikiminde ayarlanmıştır. Kampüs toprağında 8.1 mg P/kg olduğundan 51.9 mg P/kg (119 mg P2O5/kg) saf sulu çözelti halinde eklenirken, Nevşehir toprağında 34 mg P/kg olduğundan 26 mg P/kg (59.5 mg P2O5/kg) ilave edilmiştir.

Bor: Kampüs toprağı borca fakir, Nevşehir toprağı ise yeterlidir. Kampüs toprağına 36 saksıya temel gübreleme olarak dikimde her bir saksıya 1.5 mg B/kg olacak şekilde Etidot-67 gübresi çözelti halinde uygulanmıştır.

Deneme deseni ve uygulamalar:

Uygulama 1- Amonyum sülfat ve 0 mg K/kg (AS + K0). Uygulama 2- Amonyum sülfat ve 240 mg K/kg (AS + K240). Uygulama 3- Amonyum sülfat ve 480 mg K/kg (AS + K480). Uygulama 4- Kalsiyum nitrat ve 0 mg K/kg (CaNit + K0). Uygulama 5- Kalsiyum nitrat ve 240 mg K/kg (CaNit + K240). Uygulama 6- Kalsiyum nitrat ve 480 mg K/kg (CaNit + K480).

Uygulama 7- İnhibitörlü Amonyum sülfat ve 0 mg K/kg (inh.AS + K0). Uygulama 8- İnhibitörlü Amonyum sülfat ve 240 mg K/kg (inh.AS + K240). Uygulama 9- İnhibitörlü Amonyum sülfat ve 480 mg K/kg (inh.AS + K480).

Tüm muameleler Konya ve Nevşehir toprakları olmak üzere iki farklı toprak için uygulanmıştır.

Fide dikimi: Domates fideleri her saksıya bir tane olacak şekilde 7 Haziran 2017 tarihinde dikilmiş ve hemen can suyu verilmiştir. Hava koşullarına bağlı olarak sulama ölçülü bir şekilde safsu ile yapılmış ve gerektiğinde ilaçlama, ot alma gibi bakım

(24)

işleri gerçekleştirilmiştir. Denemenin 1 Temmuz 2017 tarihinde çekilmiş bir görüntüsü Foto 3.2‟de görülmektedir.

Tarımsal mücadele: Kırmızı Örümcek, Beyaz Sinek ve Thrips ile mücadelede Mostar (30 g/100 L su dozu), Dikotalon (30 g/100 L su dozu), Oberon (100 mL/100 L su dozu) kullanılmıştır. Ayrıca bakteriyel hastalıklara karşı Herkül (300 g/100 L su dozu) uygulanmıştır.

Foto 3.2. Sera domates denemesinden bir görüntü

Hasat: İlk hasat dikim gününden 65 gün sonra (10 Ağustos 2017) başlamak üzere toplamda 4 kez hasat yapılmıştır. Son hasat tarihi ise 31 Ağustos 2017‟dir.

3.2.2. Toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal analizleri

pH (Toprak reaksiyonu): 1:2.5 oranındaki toprak:safsu karışımında cam elektrotlu pH metre ile belirlenmiştir (Richard, 1954).

EC (Elektriksel iletkenlik; μS/cm): 1:5 oranındaki toprak:safsu karışımında elektriki geçirgenlik aleti kullanılarak ölçülmüştür (U.S. Salinity Lab. Staff, 1954).

Kireç (Toplam CaCO3, %): Scheibler Kalsimetresinde HCl ile karıştırılan topraktan

açığa çıkan CO2 gazı hacminden % kireç miktarı hesaplanmıştır (Çağlar, 1949).

Organik madde (%): (Bayraklı, 1987)‟da belirtilen esaslara göre Smith-Weldon metoduyla tespit edilmiştir.

(25)

Tekstür (Bünye; Mekanik analiz): Toprak örneklerinin kil, silt ve kum fraksiyonları Bouyoucos, (1951)‟da belirtilen esaslara göre, hidrometre metodu ile belirlenmiştir. Ġnorganik N (NH4-N + NO3-N; mg/kg): Kjeldahl Metodu ile 2 N KCl çözeltisi ekstraktında belirlenmiştir (Bremner, 1965).

Y YarayıĢlı fosfor (mg/kg): Ekstrakt çözeltisi 0.5 M NaHCO3 (pH 8.5) olan Olsen ve ark. (1954) tarafından geliştirilen yöntemle tayin edilmiştir.

Ekstrakte edilebilir K, Ca, Mg ve Na (mg/kg): Jackson (1965) tarafından bildirildiği şekilde 1 N amonyum asetat (pH = 7.0) ile ekstrakte edilerek süzekteki K, Ca, Mg ve Na miktarları ICP-AES ile saptanmıştır.

Alınabilir Fe, Zn, Mn ve Cu (mg/kg): Lindsay ve Norwell (1978)‟e göre 0.005 M DTPA + 0.01 M CaCl2 + 0.1 M TEA (pH: 7.3) ile ekstrakte edildikten sonra ICP-AES (Varian-Vista) cihazında okunmuştur (Soltanpour ve ark., 1979).

Ġz elementlerden B (mg/kg) ise Cartwright ve ark. (1983) tarafından bildirildiği şekilde 0.01 M CaCl2 + 0.01 M Mannitol çözeltisi ile ekstrakte edilerek ICP-AES (Varian-Vista) ile belirlenmiştir.

3.2.3. Yaprak örneklerinin alınması ve analizleri

Domates bitkisinde makro ve mikro besin elementi içeriklerini belirlemek amacıyla, tepeden itibaren 4. genç olgun yapraklardan örnek alınmıştır. Alınan yaprak örnekleri kağıt keselere konularak laboratuvara getirilmiş ve çeşme suyu, 0.2 N HCl çözeltisi ve safsu ile yıkandıktan sonra örnekler 70 ºC‟de 48 saat süre ile kurutma dolabına kurutulup öğütülmüştür.

Öğütülmüş örneklerden 0.15-0.25g alınıp mikrodalga kaplarına konularak 5ml HNO3 ve 2 ml H2O2 ile mikrodalga cihazında yüksek sıcaklık (210 ºC) ve basınç (200 PSI) altında çözündürülmüştür. Analizin güvenilirliğini sağlamak için 40 hücrelik mikrodalga setine 1 şahit ve 1 sertifikalı referans materyal (1547 Peach Leaves NIST; şeftali yaprakları) ilave edilmiştir. Çözündürülen numunelerin hacimleri deiyonize su ile 20 mL‟ye tamamlanmıştır. Elde edilen süzüklerdeki toplam P, K, Ca, Mg, Fe, Zn, Mn, Cu ve B miktarları ICP-AES (Varian, Vista Axiel Simultaneous) cihazıyla belirlenmiştir (Soltanpour ve ark., 1979).

(26)

Diğer taraftan yaprak örneklerinin toplam N içerikleri H2SO4 + H2O2 ile yaş yakılan örneklerde Mikro Kjeldahl Yöntemi ile belirlenmiştir (Bayraklı, 1987).

3.2.4. Bitki ölçümleri

Toplam verim: Saksıdaki meyveler her hasatta toplandıktan sonra tartılıp saksı başına verim belirlenmiş ve bundan da dekar başına verim (kg/da) hesaplanmıştır.

Bitki gövde çapı (kalınlığı): Her bir saksıdaki bitkinin gövdesi toprağın 5 cm üzerinden ve tek yönden kumpasla ölçülerek, gövde çapı mm olarak tespit edilmiştir.

Bitki boyu: Her bir saksıdaki bitkinin uzunluğu (cm) metre ile ölçülerek belirlenmiştir. Bitkideki meyve sayısı: Her bir saksıdaki meyveler toplam hasat bitene kadar sayılıp aritmetik ortalaması alınmak suretiyle bitki başına meyve sayısı (adet/bitki) tespit edilmiştir.

Meyve çapı: Her bir saksıdan her bir hasatta alınan meyvelerin çapları kumpas ile ölçülüp aritmetik ortalaması alınmak suretiyle ortalama meyve çapı (mm) saptanmıştır. Meyve ağırlığı: Her bir saksıdan her bir hasatta alınan meyveler tartılıp aritmetik ortalaması alınmak suretiyle ortalama meyve ağırlığı (g) tespit edilmiştir.

Meyve sertliği (delme direnci): Her bir saksıdan alınan meyvenin, kabuk sertliği (kg/cm2) düz uçlu el penetrometresi ile ekvatoral düzlem çevresinden ve karpel duvarı dışından ölçülerek hesaplanmıştır (Bayraktar, 1970).

Meyve pH’sı: Laboratuarda pulp haline getirilmiş meyve örneklerinin pH‟sı, pH metre ile sulandırmadan direkt ölçülerek kaydedilmiştir.

Meyvede suda çözünebilir kuru madde (briks): Suda çözünebilir kuru madde oranı (%), laboratuarda pulp haline getirilmiş meyve örneğinden bir tatlı kaşığı alınıp filtre kağıdından süzüldükten sonra elde edilen örnekten bir damla refraktometrenin prizması üzerine damlatılarak 3 kez tayin yapılıp ortalama sonuç % briks olarak ifade edilmiştir (Cemeroğlu, 1992).

3.2.5. Ġstatistiksel analiz metotları

Uygulamalar sonucunda elde edilen verim ve verim unsurları değerleri Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre MİNİTAB paket programı kullanılarak varyans analizine tabi tutulmuştur. İstatistiksel bakımdan önemli çıkan uygulamaların ortalama

(27)

değerleri ise LSD önem testine (%5 ve %1) göre MSTAT programında gruplandırılmıştır (Yurtsever, 1984).

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

Bu araştırma, asidik ve bazik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domates bitkisinin verim ve verim unsurlarına etkilerini incelemek amacıyla yapılmış ve sonuçlar aşağıda verim ve verim unsurları ile yaprağın besin elementi kapsamlarına etkileri şeklinde ayrı ayrı sunulup tartışılmıştır.

4.1. Bazik ve Asidik Topraklarda YetiĢtirilen Domateste Farklı Azotlu Gübreler ile Potasyum Dozlarının Verim ve Verim Unsurlarına Etkileri

Farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının asidik ve bazik reaksiyonlu topraklarda yetiştirilen domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları Çizelge 4.1 ve 4.2‟de verilmiştir.

Çizelge 4.1. Bazik reaksiyonlu toprakta farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları

Varyans SD Kareler ortalaması Domates verimi Gövde Çapı Bitki boyu Meyve sayısı Meyve çapı Meyve ağırlığı Meyve Sertliği Meyve pH’sı Briks Azotlu güb. (A) 2 ** ** ** ** ** ** ** ** ö.d. K dozu (K) 2 ** * ** ** ** ** ** ** ** A x K 4 ** ö.d. ** ** ** ö.d. ** ** ** Hata 27 152 0.75 1.16 0.72 7.17 71.04 0.0006 0.0001 0.0003 **(p<0.01), *(p<0.05).

Çizelge 4.2. Asidik reaksiyonlu toprakta farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domatesin verim ve verim unsurlarına etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları

Varyans SD

Kareler ortalaması Domates

verimi

Gövde Çapı Bitki boyu

Meyve

sayısı Meyve çapı ağırlığı Meyve Sertliği Meyve Meyve pH’sı Briks Azotlu güb. (A) 2 ** * ** * ** ** ** ** ** K dozu (K) 2 ** ö.d. ** ** ** ** ** ** ö.d. A x K 4 ** ** ** ** ** ** ** ** ** Hata 27 156 0.68 1.29 1.20 7.11 20.8 0.0015 0.00009 0.00034 **(p<0.01), *(p<0.05).

(28)

4.1.1. Domates verimi

Bazik ve asidik topraklarda „azotlu gübre x potasyum dozu‟ interaksiyonu domates verimine istatistiksel olarak önemli (%1) etki yapmıştır (Çizelge 4.1 ve 4.2). Uygulamaların saksı başına domates verimine etkileri ile ilgili değerler ve Duncan Grupları ise Çizelge 4.3‟de verilmiştir.

Çizelge 4.3. Bazik ve asidik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domates verimine etkileri ve Duncan Grupları

Domates verimi (g/saksı)

Bazik toprak Asidik toprak Azotlu

gübre

Potasyum dozları Potasyum dozları

0 240 480 Ort. 0 240 480 Ort. AS 482.9 b 542.2 a 537.1 a 520.7 A 487.5 f 620.1 d 589.9 e 565.8 C

CaNit 407.0 c 394.5 c 396.9 c 399.5 C 408.8 g 747.7 a 706.3 b 621.0 B

inh.AS 334.1 d 470.6 b 549.0 a 451.2 B 615.2 de 684.0 bc 668.6 c 656.0 A

Ort. 408.0 C 469.1 B 494.3 A 457.2 503.8 C 683.9 A 655.0 B 614.2

Azotlu gübre*potasyum dozu: p<0.01, Azotlu gübre: p<0.01, potasyum dozu: p<0.01

Çizelge 4.3‟den görüldüğü gibi, bazik reaksiyonlu Konya toprağında en düşük verim (334.10 g/saksı) inh.AS‟nin kontrol muamelesi, en yüksek verim (549.0 g/saksı) ise „inh.AS x K480‟ interaksiyonundan alınmıştır. Ayrıca bazik toprakta azotlu gübreler dikkate alındığında, en yüksek domates verimi (520.7 g/saksı) AS gübresiyle elde edilmiş, artan potasyum dozları ile domates verimi 0 mg K2O/kg dozundan 480 mg K2O/kg dozuna kadar artmıştır.

AS gübresi asit karakterli bir gübre olduğu için nötr ve kireçli alkalin topraklarda rahatlıkla kullanılabilir. Bazik toprakta inh.AS‟in kontrol uygulamasında yavaş salınımlı azottan bitki optimum yararlanamadığından, potasyum da verilmediğinden ve toprakta bu besin elementleri de normal bir bitki gelişimi için yeterli olmadığından, beklenen bir şekilde, bitkinin iyi beslenememesi nedeniyle meyve ağırlığı ve sonuçta saksı başına verim düşük kalmıştır.

Diğer taraftan, asidik Nevşehir toprağında en düşük verim (408.8 g/saksı) CaNit‟in kontrol muamelesi, en yüksek verim (747.5 g/saksı) ise „CaNit x K240‟ interaksiyonundan alınmıştır. Ayrıca azotlu gübreler dikkate alındığında, en yüksek domates verimi (656.0 g/saksı) inh.AS gübre uygulamasında bulunmuş olup, farklı potasyum dozlarına göre ortalama olarak en yüksek verim (683.9 g/saksı) 240 mg K2O/kg dozu uygulamasında bulunmuştur. inh.AS ile verilen azot asidik topraklarda

(29)

yavaş ve düzenli bir şekilde, uzun süre bitkilerin alabileceği formda kalır ve kayıplara uğramadan bitkiler tarafından dengeli bir şekilde alınır. Topraklardan yıkanma ve denitrifikasyon nedeniyle N kayıplarının önlenmesi, bunun yanısıra NH4+ iyonlarının toprak pH‟sı üzerindeki etkinliğinin uzun süre devam etmesi amacıyla, amonyum formunda N içeren gübrelere nitrifikasyon inhibitörü olan bileşikler ilave edilmektedir.

En yüksek verim ise kalsiyumca fakir asidik toprakta CaNit gübresi ile sunulan 500 mg N/kg, yaklaşık 840 mg CaO/kg ve potasyum gübresi ile sağlanan 240 mg K2O/kg sayesinde bitkinin beslenme dengesi diğer muamelelere göre daha optimum olduğundan söz konusu uygulama ile meyve ağırlığı ve sonuçta domates verimi daha yüksek elde edilmiştir.

Nitekim Çizelge 3.1‟den görüldüğü gibi, Nevşehir‟in asidik toprağında N ile Ca az, K ise orta düzeyde olup K/Ca/Mg dengesi bakımından bazik Konya toprağı için K ile Mg gerekli iken asidik Nevşehir toprağı için Ca ile Mg gereklidir. Asidik toprağa CaNit ile sunulan Ca ve potasyum sülfat ile verilen K bitkinin daha optimum gelişimi için uygun dengenin kurulmasını sağlamış olabilir. Nitekim Ca/K ve Mg/K dengesi bozuk olan benzer özellikli topraklara artan dozlarda K ve Mg uygulayarak şeker pancarı yetiştiren Zengin ve ark. (2009), potasyum uygulamaları ile şeker pancarı verimi ve kalitesinin arttığını rapor etmişlerdir. Domateste meyve ağırlığı ile ilgili bulgularımız bazı araştırmacıların bulguları ile benzerlik göstermektedir. Karaman ve Brohi (1996), en yüksek domates verimini (4.665 kg/da) kollüviyal toprakta AN gübresinin 32 kg N/da dozunda tespit etmişlerdir. Kotsiras ve ark. (2005), en yüksek salatalık verimini NO3:NH4 % (100:0) oranından elde etmişlerdir. Ashraf ve ark. (2008), en yüksek şeker kamışı verimini (7.320 kg/da) kalsiyum ve üre gübreleri ile 150 mg K/kg interaksiyonundan almışlar, CaNit‟in üreden daha iyi sonuçlar verdiğini bildirmişlerdir. Souri ve Dehnavard (2017), domatese uygulanan farklı azotlu gübrelerin (AS, üre ve CaNit) yaprağın besin elementleri kapsamı ve meyve kalitesine etkilerini incelemişler ve en yüksek meyve verimini CaNit uygulamasından elde etmişlerdir. 4.1.2. Gövde çapı

Asidik reaksiyonlu toprakta „azotlu gübre x potasyum dozu‟ interaksiyonu domateste gövde çapına istatistiksel olarak önemli (%1) etki yapmıştır (Çizelge 4.2), bazik toprakta ise „azotlu gübre x potasyum dozu‟ interaksiyonu domateste gövde

(30)

çapına istatistiksel olarak önemli çıkmamıştır (Çizelge 4.1). Uygulamaların gövde çapına etkileri ile ilgili değerler ve Duncan Grupları ise Çizelge 4.4‟de verilmiştir. Çizelge 4.4. Bazik ve asidik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domatesin gövde çapına etkileri ve Duncan Grupları

Gövde çapı (mm)

Bazik toprak Asidik toprak Azotlu

gübreler

Potasyum dozları Potasyum dozları 0 240 480 Ort. 0 240 480 Ort. AS 12.75 ö.d 11.50 ö.d 12.00 ö.d 12.08 A 13.25 ab 12.33 b 13.00 ab 12.86 B

CaNit 10.75 ö.d 9.25 ö.d 10.25 ö.d 10.08 B 14.67 a 13.33 ab 13.50 ab 13.83 A

inh.AS 11.25 ö.d 10.75 ö.d 10.75 ö.d 10.92 B 12.50 b 14.25 ab 13.50 ab 13.42 AB

Ort. 11.58 A 10.50 AB 11.00 B 11.03 13.47 ö.d 13.31 ö.d 13.33 ö.d 13.37 Bazik toprakta; Azotlu gübre*potasyum dozu: önemli değil, Azotlu gübre: p<0.01, potasyum dozu: p<0.05 Asidik toprakta; Azotlu gübre*potasyum dozu p<0.01, Azotlu gübre: p<0.05, potasyum dozu: önemli değil

Çizelge 4.4‟den görüldüğü gibi, bazik reaksiyonlu Konya toprağında „azotlu gübre x potasyum dozu‟ interaksiyonunun gövde çapına etkisi önemli çıkmamıştır. Toprağa uygulanan farklı azotlu gübrelere göre ortalama olarak en yüksek gövde çapı (12.08 mm) AS gübre uygulamasından elde edilmiştir. Farklı potasyum dozlarına göre ortalama olarak en yüksek gövde çapı (11.58 mm) kontrol muamelesinde bulunmuştur. AS gübresi asit karakterli bir gübre olduğu için nötr ve kireçli alkalin topraklarda rahatlıkla kullanılabilir. Bazik toprakta yüksek Ca nedeniyle, Ca/K/Mg dengesinin bozuk olması, bir de CaNit ile Ca uygulanmasıyla bitkinin K ve Mg bakımından yetersiz beslenememesi yüzünden gövde çapı düşük kalmış olabilir. Nitekim Çizelge 4.16 ve 4.19‟dan görüldüğü gibi, bazik toprakta CaNit uygulamasında yaprağın K ve Mg kapsamları düşük çıkmıştır.

Diğer taraftan asit reaksiyonlu Nevşehir toprağında en düşük gövde çapı (12.33 mm) „AS x K240‟ interaksiyonundan, en yüksek gövde çapı ise (14.67 mm) „CaNit x K0‟ interaksiyonundan alınmıştır. Bitkiler tarafından nitrat asidik pH‟larda daha hızlı ve daha fazla alınır. Ayrıca Çizelge 4.4‟de görüldüğü gibi toprağa uygulanan farklı azotlu gübrelere göre ortalama olarak en yüksek gövde çapı (13.83 mm) CaNit gübre uygulamasında bulunmuş, ikinci sırada en yüksek gövde çapı (13.42 mm) inh.AS gübre uygulamasından elde edilmiştir.

En yüksek gövde çapı ise kalsiyumca fakir asidik toprakta CaNit gübresi ile sunulan 500 mg N/kg ve daha önemlisi yaklaşık 840 mg CaO/kg sayesinde bitkinin beslenme dengesi diğer muamelelere göre daha optimum olduğundan söz konusu uygulama ile elde edilmiştir. Nitekim Çizelge 3.1‟den görüldüğü gibi, Nevşehir‟in

(31)

asidik toprağında N ile Ca az, K ise orta düzeyde olup K/Ca/Mg dengesi bakımından bazik Konya toprağı için K ile Mg gerekli iken asidik Nevşehir toprağı için Ca ile Mg gereklidir. Asidik toprağa CaNit ile sunulan Ca ile bitkinin daha optimum gelişimi için uygun dengenin kurulmasını sağlamış olabilir. Domateste gövde çapı ile ilgili bulgularımız bazı araştırmacıların bulguları ile benzerlik göstermektedir. Ashraf ve ark. (2008), şeker kamışı bitkisinde, en yüksek gövde çapını CaNit ve üre gübreleriyle almışlar, CaNit‟in üre‟den daha iyi sonuçlar verdiğini bildirmişlerdir.

4.1.3. Bitki boyu

Bazik ve asidik reaksiyonlu topraklarda „azotlu gübre x potasyum dozu‟ interaksiyonu domatesin bitki boyuna istatistiksel olarak önemli (%1) etki yapmıştır (Çizelge 4.1 ve 4.2). Uygulamaların bitki boyuna etkileri ile ilgili değerler ve Duncan Grupları ise Çizelge 4.5‟de verilmiştir.

Çizelge 4.5. Bazik ve asidik reaksiyonlu topraklarda farklı azotlu gübreler ile potasyum dozlarının domatesin bitki boyuna etkilerive Duncan Grupları

Bitki boyu (cm)

Bazik toprak Asidik toprak Azotlu

gübreler

Potasyum dozları Potasyum dozları

0 240 480 Ort. 0 240 480 Ort. AS 51.00 e 58.67 d 58.83 d 56.17 C 75.17 a 68.67 c 75.50 a 73.11 A

CaNit 60.67 d 77.25 a 71.67 b 69.86 A 63.00 d 76.00 a 74.00 ab 71.00 B

inh.AS 49.50 e 71.00 b 68.33 c 62.94 B 65.67 d 65.67 d 72.25 b 67.86 C

Ort. 53.72 C 68.97 A 66.28 C 62.99 67.95 C 70.11 B 73.92 A 614.2

Tukey testi: Azotlu gübre*potasyum dozu: p<0.01, Azotlu gübre: p<0.01, potasyum dozu: p<0.01

Çizelge 4.5‟den görüldüğü gibi, bazik reaksiyonlu Konya toprağında en düşük (49.50 ve 51.00 cm) bitki boyu sırasıyla AS ve inh.AS‟nin kontrol muamelelerinde bulunmuş, en yüksek bitki boyu (77.25 cm) ise „CaNit x K240‟ interaksiyonunda tespit edilmiştir. Bazik toprağa uygulanan azotlu gübrelerin ortalamalarına göre en yüksek bitki boyu (69.86 cm) CaNit, potasyum dozlarının ortalamalarına göre ise en yüksek bitki boyu (68.97 cm) 240 mg K2O/kg dozundan elde edilmiştir. Bitkinin kısa kalması bazik toprakta inh.AS azotunun yavaş salınımlı olmasından ve potasyum gerekli iken verilmemesinden kaynaklanabilir. Diğer taraftan en uzun boy bazik toprakta CaNit‟deki nitrat azotu ile 240 mg K2O/kg sayesinde kurulan ideal denge nedeniyle elde edilmiş olabilir.

Şekil

Foto 3.1. Denemenin yürütüldüğü sera ve domates bitkilerine ait bir görüntü
Çizelge 3.1. Deneme topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları
Şekil 3.1. Deneme planı
Foto 3.2. Sera domates denemesinden bir görüntü
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

In addition to the results of this study, for comparison Table 1 also presents the results of the other studies including the gross alpha and beta activity concentrations of the

Abstract: The aim of the study was to investigate the acute effects of different types of training models (maximal strength, power endurance, interval running) on the magnesium

First, the firms in our sample that have one-day (large) negative returns do not, on average, experience a price reversal over the three-day period immediately following the short

Başta sağlık personeli olmak üzere hastanedeki tüm personelde aşırı yorgunluk, stres, yabancılaşma, çatışma ve tükenmişliğin artması sonucunda hastaların

İntihar Girişimi Olan ve Olmayan Ergenlerin Kendini Kabul ve Depresyon Düzeylerinin Karşılaştırılması, Ankara, Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden

Çizelge 4.1 Tuz stresi altında yetiĢtirilen kavun genotiplerinden ve bunların kontrollerinden elde edilen fide yaĢ ağırlığı ortalamaları (g),

Dans Pour Un Nouveau Roman, Robbe-Grillet nous parle de l’importance de l’homme : « Comme il n’y avait pas, dans nos livres, de personnages au sens traditionnel du mot, on en

Klâsik Türk edebiyatında gül, sevgilinin; bülbül de âşığın sembolüdür. Gülün benzetileni olduğu için sevgiliden doğrudan doğruya bahsedilmemiş;