• Sonuç bulunamadı

İdare Hukukunda istifa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İdare Hukukunda istifa"

Copied!
79
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANA BĠLĠM DALI

ĠDARE HUKUKUNDA ĠSTĠFA

Mahmut Nedim EPĠK

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Ramazan YILDIRIM

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)

İÇİNDEKİLER

ĠÇĠNDEKĠLER ... I KISALTMALAR ... II

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 3

ĠSTĠFANIN ĠDARE HUKUKUNDAKĠ YERĠ ... 3

I.ĠSTĠFAKAVRAMI ... 3

II.BENZERKAVRAMLARLAKARġILAġTIRILMASI ... 10

A. ĠSTĠFA – AZĠL ... 10

B. ĠSTĠFA - MÜSTAFĠ SAYILMA ... 10

III.ĠSTĠFANINTÜRLERĠ ... 12

A. ĠRADĠ ĠSTĠFA ... 12

B. ZORUNLU ĠSTĠFA ... 14

1. Anayasaya Göre ... 15

2. 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununa Göre ... 17

3. 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanununa Göre ... 20

IV.ESKĠGÖREVEDÖNME ... 22

V.ĠSTĠFAĠSTEMĠNDENVAZGEÇME ... 28

VI.KAMUGÖREVĠNDENĠSTĠFA’DAġEKĠL ... 35

A. OLAĞAN DÖNEMDE ĠSTĠFA EDERKEN ĠZLENMESĠ GEREKEN YÖNTEM ... 35

1. Yazılı Müracaat ... 36

2. Bekleme Süresi ... 38

3. Devir ve Teslim Süresi ... 40

B. OLAĞANÜSTÜ DÖNEMLERDE ĠSTĠFA EDERKEN ĠZMENMESĠ GEREKEN YÖNTEM ... 41

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ... 43

DEVLET MEMURLUĞU’NDAN ĠSTĠFA’NIN DOĞURDUĞU SONUÇLAR ... 43

I-SORUMLULUK ... 43

A. MALĠ SORUMLULUK ... 44

B. CEZAĠ SORUMLULUK ... 46

II.HAKMAHRUMĠYETĠ ... 47

A. ALTI AYLIK HAK MAHRUMĠYETĠNE TABĠ OLANLAR ... 56

B. BĠR YILLIK HAK MAHRUMĠYETĠNE TABĠ OLANLAR ... 57

C. ÜÇ YILLIK HAK MAHRUMĠYETĠNE TABĠ OLANLAR ... 59

D. HĠÇ BĠR SURETLE MEMURĠYETE ALINAMAYACAK ġEKĠLDE HAK MAHRUMĠYETĠNE TABĠ OLANLAR ... 60

SONUÇ ... 61

(9)

KISALTMALAR

AĠD : Amme Ġdaresi Dergisi

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AYĠM : Askeri Yüksek Ġdare Mahkemesi

C. : Cilt

D : Dergisi

DBB : DanıĢtay Bilgi Bankası

DD : DanıĢtay Dergisi

DMK. : Devlet Memurları Kanunu

E. : Esas

GÜHFD : Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

K. : Karar

KHK. : Kanun Hükmünde Kararname

m. : Madde

RG. : Resmi Gazete

RTÜK : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu

s. : Sayfa

(10)

TCK : Türk Ceza Kanunu

TMMOB : Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TODAĠE : Türkiye ve Orta Doğu Amme Ġdaresi Enstitüsü

vb. : Ve benzerleri

(11)

GİRİŞ

Bir Anayasa kuralı olarak çalıĢma, herkesin hak ve ödevidir. Ayrıca herkes dilediği alanda çalıĢma hürriyetine sahiptir.

Kamu görevi yapmak da kamu görevinden ayrılmak da bir haktır. Ancak bu hakkın kullanım zamanı ve Ģekli yasal kurallarla düzenlenebilir. Kamu hizmetinde sürekliliği esas alma amacıyla getirilecek düzenlemelerin de Anayasal bir hak olan çalıĢma hürriyetine aykırılık teĢkil etmemesi gerekir.

Kamu görevlisi olmak mecburi olmadığına ve kiĢi bu statüye kendi rızasıyla girmiĢ olduğuna göre yine kendi rızasıyla vazifesinden ayrılması ve bu statüsünden çıkması da hukuken mümkün kılınmalıdır. Kamu görevlilerinin kendi istek ve rızasıyla memuriyetten ayrılmasına “istifa” denir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanun’unun 94. maddesinde “Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan istifa isteğinde bulunabilir” hükmüne yer verilmiĢtir.

Ancak, her çalıĢma alanına yönelik uyulması zorunlu bazı kurallar konabilir. 657 sayılı Yasa’nın 94. maddesinin ikinci fıkrası ile, kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesinden hareket ederek, bu hizmetlerin aksamaması için bazı usul ve kurallara, 95. maddesinde devir ve teslim sürelerine, 96. maddesinde olağanüstü yönetim hallerinde istifa usulüne yer verilmiĢtir.

(12)

Bu kurallara uymamak bazen parasal sorumluluğu gerektirebileceği gibi bazen de hak mahrumiyetine yol açabilir. Hak mahrumiyeti; kiĢinin önceden yararlandığı belirli alanda hakkının sürekli ya da geçici olarak kaybedilmesidir.

Biz bu çalıĢmamızda, yukarıda bahsi geçtiği üzere memurlar ve diğer kamu görevlilerinin istifanın Ģartlarını, bu süreçte izlenmesi gereken usul ve kuralları, istifanın doğurduğu hukuki sonuçları doktrin, yargı kararları ve içtihatları da değerlendirerek açıklamaya çalıĢacağız.

ÇalıĢmamızı iki ana bölüm halinde inceleyeceğiz. Birinci bölümde; istifanın idâre hukukundaki yeri, kamu görevlilerinin çoğunluğunu kapsayan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer personel kanunları kapsamında devlet memurluğundan istifa, olağan ve olağanüstü dönemlerde istifa ederken izlenmesi gereken yöntemler,

Ġkinci bölümde de; istifanın doğurduğu sonuçlar incelenecektir.

Tüm bölümlerde; açıklanacak konularda, yargı kararları eĢliğinde açıklamalara yer verilerek Türk Hukuku’nda devlet memurluğundan istifanın yargı kararlarına nasıl yansıdığı incelenecektir.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

İSTİFANIN İDARE HUKUKUNDAKİ YERİ

I. ĠSTĠFA KAVRAMI

Ġstifa sözcüğü etimolojik olarak Arapça isti’fa sözcüğünün karĢılığı, af dileme anlamında dilimize girmiĢ olup, günümüz Türkçe’sinde “istifa” biçiminde, “çekilme” anlamında kullanılmaktadır. Sözlük anlamıyla istifa (çekilme), “görevden, isteğe bağlı olarak ayrılma, bir görevden çekilme”1, “seçim veya tayin ile kazanılmıĢ olan bir görev veya memuriyeti bırakma iradesini gösterme hareketi”2, "kendi isteğiyle

iĢten veya bir hizmetten ayrılma"3, “isti’fa: affını, azlini, bağıĢlanmasını istemek,

kendisinin memuriyetten affını talep etmek”4, “isti’fa: affını istemek, bir iĢten kendi isteği ile çekilmek5” ve "seçilme ya da atanma yoluyla bir görevi üstlenmiĢ kiĢinin o

görevden kendi isteğiyle ayrılması"6

anlamlarına gelmektedir.

Ġstifa, kamu görevlisinin görevinden kendi isteğiyle ayrılmasıdır.7

Ġstifa tek taraflı8, kabule bağlı olmayan9, kendiliğinden sonuç doğuran, yenilik doğurucu10

ve

1 YILMAZ, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Ankara 1992, s. 431.

2 ÖZCAN, Hüseyin, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, Ġstanbul 1993, s. 378. 3

www.tdk.gov.tr Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük.

4

www.osmanlicaturkce.com Osmanlıca- Türkçe Sözlük, eriĢim tarihi: 06.11.2010.

5

DEVELLĠOĞLU, Ferit, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 2010, s. 545.

6 BOZKURT, Ömer – ERGUN, Turgay – SEZER, Seriye, Kamu Yönetimi Sözlüğü (Fransızca ve

Ġngilizce KarĢılıklarıyla), Ankara 1998, s. 117.

7 YILDIRIM, Ramazan, Ġdare Hukuku Dersleri I, Konya 2009, s. 258; GĠRĠTLĠ, Ġsmet - BĠLGEN,

Pertev – AKGÜNER, Tayfun, Ġdare Hukuku, Ġstanbul 2006, s. 677; AKDOĞAN, Kamil, Devlet Memurlarının Hukuki Statüleri ve Yönetsel Yargı YaklaĢımı, TODAĠE Kamu Yönetimi Uzmanlık Tezi, Ankara 1994, s. 42; ÖZDEMĠR, Hayrettin, Devlet Memurluğuna Atanma ve Statünün Kaybedilmesi Hallerinde DanıĢtay’ın Tutumu, TODAĠE Kamu Yönetimi Uzmanlık Tezi, Ankara 1988 s. 75.

(14)

Ģahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır11

ve Ģarta bağlı bir tasarruf olmayıp kamu görevlisinin tek taraflı iĢlemi ve isteği ile sonuç doğurur.12

Bunun sonucu olarak da kiĢilerin kendi istekleri ile girdikleri kamu hizmetlerinde kalmaya zorlanması mümkün değildir.13

Kamu görevliliğine giriĢ bir haktır.14

Bu hak, Anayasanın “temel haklar ve ödevler” baĢlıklı ikinci kısmının, “siyasi haklar ve ödevler” baĢlıklı dördüncü bölümünün, “IV. Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı” baĢlığı altındaki, “A. Hizmete Girme” baĢlıklı 70. maddesinde; “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden baĢka hiçbir ayırım gözetilemez.” hükmüne yer verilerek memuriyete giriĢin bir vazife olmadığı, bir hak olduğu, bu hakkın yalnızca Türk vatandaĢları tarafından kullanılabileceği ve memurun bu statüye kendi rızasıyla girebileceği belirtilmiĢtir. Anayasa kamu görevliliğine girmede serbestlik ilkesini kabul etmiĢtir. Serbestlik ilkesi, serbest iradesi olmadan hiç kimsenin kamu hizmetlerinde çalıĢtırılmaya zorlanamayacağı ve

8

ÖZDEMĠR, s. 75, BĠLĠR, Faruk, Türkiye’de Milletvekilliği ve Milletvekilliğinin Sona Ermesi, Ankara 2001, s. 151.

9 GÖZLER, Kemal, Ġdare Hukuku Cilt II, Bursa 2003, s. 641, BĠLĠR, s. 151. 10 GÖZLER, s. 641.

11 KAYA, Cemil, Türkiye’de Mahalli Ġdarelerin SeçilmiĢ Organlarının Organlık Sıfatlarını

Kaybetmeleri, Ankara 2007, s. 210.

12 YILDIRIM, Ramazan, s. 258, DERDĠMAN, R. Cengiz, Ġdare Hukuku, Bursa 2007, s. 479;

DURMUġ, A. Alper, Açıklamalı, Ġçtihatlı, Notlu, Memur Disiplin Hukuku, Ankara 2008, s. 409.

13

GÜÇLÜ, YaĢar, Devlet Memurunun El Kitabı, Ankara 2009, s. 285; DURMUġ, s. 409.

14 AVCI, Mustafa, Devlet Memurları Kanunu Kapsamında Kamu Görevliliğine GiriĢ, Ankara

(15)

hiç kimsenin kamu görevliliğine girmesinin engellenemeyeceğini ifade eder.15

Anayasa’da kamu hizmeti kavramı ve hangi faaliyetlerin kamu hizmeti olarak kabul edileceği konusunda bir düzenleme yer almamakta olup bu nedenle de hangi faaliyetlerin kamu hizmeti sayılacağı konusunda Anayasa Mahkemesi kararları yol gösterici olmaktadır.16

Anayasa Mahkemesi bir kararında kamu hizmetini, Devlet ya da diğer kamu tüzel kiĢileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, ortak gereksinimleri karĢılamak ve kamu yararını sağlamak için topluma sunulmuĢ bulunan sürekli ve düzenli etkinlikler olarak tanımlamıĢtır.17

Anayasa’nın 70. maddesinde yer alan kamu hizmetine girme kavramını sadece Devlet memurluğuna girme olarak sınırlandırmamak, idare hukuku esaslarına göre istihdama iliĢkin, diğer kamu görevlerine giriĢi de “kamu hizmetlerine giriĢ” kavramı içerisinde değerlendirmek gerekir.18

Memuriyetin bir hak olmasının doğal sonucu da bu statüye giriĢin, kiĢinin talebi ile olmasıdır.19

Bu talep üzerine, baĢvuran kiĢi idârenin ihtiyaç duyduğu ve hizmetin gerektirdiği niteliklere sahipse, idârece memurluğa kabul edilir. Ġdarenin kabulü atama iĢlemi olarak ortaya çıkar. Kamu hizmetine girme hakkını kullanarak kamu hizmetine giren ve kamu görevlisi sıfatını taĢıyan her görevli için 657 sayılı

15

AKGÜNER, Tayfun, Kamu Personel Yönetimi, Ġstanbul 2001, s. 35; ATEġ, Mustafa, Kamu Hizmetlerinde ĠĢe Alma Sistemleri ve Türkiye’de Uygulanan Politikalar Üzerine Bir Ġnceleme, Ankara 1995, s. 98

16

ULUSOY, Ali, “Yeni Anayasal Durumda Kamu Hizmeti ve Kamu Hizmetlerinin GörülüĢ Usûlleri Kavramları”, Hukuk-Ekonomi Perspektifinden Yeni Anayasa DeğiĢikliği Sonrası Tahkim ve Kamu Hizmetlerinin GörülüĢ Usûlleri Sempozyumu, Liberal DüĢünce Topluluğu Hukuk-Ekonomi AraĢtırma Merkezi, Ankara 2000, s. 1.

17

Anayasa Mahkemesinin 22.11.2007 tarih ve E:2004/114, K:2007/85 sayılı kararı, 24.12.2007 tarih ve 26736 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıĢtır.

18 AVCI, s. 37.

19 CANMAN, Doğan – ERTEKĠN, Yücel – AR, A. Fikret - BENSGHĠR, Türksel Kaya – ÖZER,

(16)

Devlet Memurları Kanunu ve diğer personel kanunlarında öngörülen görev ve sorumlulukları yerine getirmek ise artık bir hak değil, görevden kaynaklanan bir ödevdir. Kamu görevliliğine giriĢ bir hak olduğuna göre kiĢinin kendi isteğiyle görevinden ayrılmasını ve memur statüsünden çıkmasını da kabul etmek gerekmektedir.20 Memurluğa giriĢ gibi memurluktan istifa da memur için bir haktır21 ve bu iĢlem tamamen memurun tek taraflı talebi üzerine, herhangi bir Ģarta bağlanmaksızın gerçekleĢir.22

657 sayılı Kanunun “Genel Haklar” baĢlıklı 3. bölümünün, “Çekilme” baĢlıklı 20. maddesinde, “Devlet memurları, bu kanunda belirtilen esaslara göre memurluktan çekilebilirler.” hükmüne yer verilerek istifanın, kamu görevinden kendi isteği ile ayrılmanın da bir hak olduğu vurgulanmıĢtır.

Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda istifa için belirli süre çalıĢma yükümlülüğü getirilmiĢ olması nedeniyle bu kanun kapsamına giren kamu görevlileri bu haklarını istedikleri zaman kullanamazlar. Benzer hüküm 3201 sayılı Emniyet TeĢkilatı Kanunun ek 24. maddesinde polisler için getirilmiĢtir. Fakat bu hallerde bile zorla çalıĢtırma durumu söz konusu olmayıp, belirlenen yükümlülüklere uymayanların bu kanunda öngörülen tazminatları ödemeleri halinde her zaman istifa etmeleri mümkündür. Bu görevlilerin istifalarında belli bir süre çalıĢma zorunluluğu getirilmesinin nedeni, bunların eğitiminde idarenin çok büyük harcamalar yapması ve

20 ONAR, Sıddık Sami, Ġdare Hukukunun Umumi Esasları II, Ġstanbul 1967 s. 1267. 21

GĠRĠTLĠ, BĠLGEN, AKGÜNER, s. 677; EROĞLU, Hamza, Ġdare Hukuku Dersleri, Genel Esaslar, Ġdari TeĢkilat ve Ġdarenin Denetlenmesi, Ankara 1974, s. 267; FINDIKLI, Remzi, Ġdare Hukuku, Ankara 2001, s. 161.

22 DanıĢtay 5. Dairesinin 03.03.1993 tarih ve E:1991/2002, K:1993/999 sayılı, DanıĢtay 8. Dairesinin

(17)

bunun karĢılığında, bu harcamaların personelin belli bir süre çalıĢtırılması suretiyle idareye verdiği hizmetle karĢılanıyor olmasıdır.

DanıĢtay’a göre de istifa, tek taraflı irade beyanı ile oluĢan memurluğun sona erme sebeplerinden biridir. Türk pozitif hukukunda istifa, Ģarta bağlı bir tasarruf olmayıp, kiĢinin kendi iradesiyle ilgili hukuki bir muameledir.23

DanıĢtay bir kararında, belediye baĢkanının istifa isteğinin kabulü ya da reddi yolunda mülki amirlerin yetkili olmadığını belirtmiĢtir.24

Belediye baĢkanının istifa dilekçesini belediye meclisine sunmasına hukuken bir engel bulunmamaktadır, ancak meclisin istifa isteğini kabul ya da reddetmek yetkisi bulunmamakta olup meclis istifayı mahallin mülki amirine bildirmek durumundadır.25

Yüksek Seçim Kurulu da, "... belediye baĢkanlığını yapılan seçim sonunda kazanmıĢ bir kimsenin bu sıfatını istifa suretiyle kaybetmesi, herhangi bir organ veya merciin kabulü Ģartına bağlı tutulmamıĢtır. Ancak, seçimle iĢ baĢına gelen organların istifalarının kendiliğinden hüküm ifade etmesi, seçimle kazanılmıĢ bir görevden istifa iradesini belirten dilekçenin yetkili mercie verilmesi ile mümkündür" Ģeklinde karar vermiĢtir.26

Devlet memurlarına kendi iradeleri ile memurluktan ayrılma hakkı, "Çekilme" baĢlığı altında, 657 sayılı Yasada gösterilen koĢul ve esaslara göre, Yasanın genel haklar bölümünde 20. madde ile tanınmıĢtır. Devlet memurları söz konusu kanunda belirtilen Ģartlara uymak kaydıyla tek taraflı iradeleriyle memurluktan istifa

23

DanıĢtay 5. Dairesinin 03.03.1993 tarih ve E:1991/2002, K:1993/999 sayılı kararı, DBB.

24

DanıĢtay 8. Dairesinin 28.09.1988 tarih ve E:1988/670, K: 1988/613 sayılı kararı, DBB.

25 YILDIRIM, Turan, Mahalli Ġdarelerin SeçilmiĢ Organlarının Organlık Sıfatlarını

Kaybetmeleri, Ġstanbul 2000, s. 95.

(18)

edebilecekleri gibi kimi durumlarda istifa etmiĢ de sayılabilirler. Memurluktan istifa Ģartları 657 sayılı Kanunun 94 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiĢtir.

Milletvekillerinin istifası Anayasanın “milletvekilliğinin düĢmesi” baĢlıklı 84. maddesinde düzenlenmiĢ olup bunun dıĢında bir hüküm bulunmamaktadır. Anılan madde de “Ġstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düĢmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaĢtırılır.” hükmüne yer verilerek, istifa milletvekilliğinden düĢme nedeni olarak nitelendirilmiĢ ve hüküm doğurabilmesi meclisin kararına bırakılmıĢ olup istifası Meclis tarafından kabul edilmeyen bir milletvekilinin milletvekilliği düĢmeyecektir.27

Kendi isteği ile aday olup milletvekilliğine seçilen bir kiĢinin daha sonra değiĢik nedenlerle istifa etmesi üzerine kendi kararı dıĢında bir karar mekanizmasının öngörülmesi, istifa müessesesi ile bağdaĢmayan bu durumdur ve kabul edilemez.28

Milletvekilinin istifa dilekçesini Meclis BaĢkanlığına sunması ile milletvekilliğinin de sona ermesi, Meclisin istifayı kabul edip etmeme konusunda bir yetkisinin de bulunmaması gerekir.29

Hakimler ve savcıların istifası ve sonuçları 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 51. ve 52. maddelerinde düzenlenmiĢ olup 657 sayılı Yasayla benzerliklerine ve farklılıklarına ilerleyen konularda değinilecektir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na tabi üniversite öğretim elamanlarının aylık, ödenek ve sair özlük haklarını kapsayan 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel

27 BĠLĠR, s. 150.

28 ÖZBUDUN, Ergun, Türk Anayasa Hukuku, Ankara 1995, s. 253.

29 KUZU, Burhan, 1982 Anayasasının Temel Nitelikleri ve Getirdiği Yenilikler, Ġstanbul 1990, s.

57; GÖZÜBÜYÜK, ġeref, Anayasa Hukuku, Ankara 1991, s. 174; DUMAN, Ġlker Hasan, Türk Anayasa Hukuku, Ġstanbul 1985, s. 157; BĠLĠR, s. 151.

(19)

Kanununda istifaya iliĢkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Kanunun 20. maddesinde; bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtildiğinden 2914 sayılı Kanunda istifaya iliĢkin bir hüküm bulunmadığından bu kanun kapsamına giren üniversite öğretim elemanlarının kamu görevliliğinin sona erme nedenlerinden olan istifa hakkında da 657 sayılı Kanunun istifaya iliĢkin hükümleri uygulanır.

Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subaylar, astsubaylar ile harp okulları, fakülteler, yüksek okullar ve astsubay okullarında öğrenim yapan asker öğrencilere uygulanan 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 9. maddesinde, subaylar ve astsubayların bu kanunda belirtilen esaslara göre subaylıktan veya astsubaylıktan çekilebilecekleri, 112 - 116. maddelerinde de istifaya iliĢkin yükümlülükler, istifanın usulü ve kabulü hususları düzenlenmiĢ olup ilgili hususlara ilerleyen konularda değinilecektir.

233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu iktisadi teĢebbüsleri ve bağlı ortaklıkları personelinin hizmete alınmalarını, görev ve yetkilerini, niteliklerini, atanma, ilerleme, yükselme, hak ve yükümlülükleriyle diğer özlük haklarını düzenleyen 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesinde de, sözleĢmeli personel için, bu Kanun Hükmünde Kararname ile sözleĢmesinde belirtilen Ģartlarda istifa bir hak olarak tanımlanmıĢtır.

(20)

II. BENZER KAVRAMLARLA KARġILAġTIRILMASI A. ĠSTĠFA – AZĠL

Ġstifa, bir görevden kiĢinin kendi isteği ile ayrılması iken; azil, bir görevi yapmakla görevlendirilen kiĢinin, kendisini görevlendiren kiĢi tarafından görevden alınmasıdır.30

Atayan – atanan, vekil eden – vekil iliĢkisinde atayan atananı, vekil eden vekili azledebilir iken; atanan görevinden, vekil vekillikten istifa edebilir. 657 sayılı Kanunda azil niteliğini taĢıyan ve tamamen atamaya yetkili amirin subjektif takdirine bağlı bir iĢlem bulunmamakta olup ancak belli hallerin veya Ģartların gerçekleĢmesi halinde göreve son verme öngörülmüĢ bulunmaktadır.31

Mevzuatımızda kamu görevlilerinin azline iliĢkin bir hüküm bulunmamaktadır. B. ĠSTĠFA - MÜSTAFĠ SAYILMA

Ġstifa, kiĢinin kendi isteği ile bir görevden çekilmesi iken, müstafi sayılma istifa etme iradesini beyan etmeyen görevlinin bazı koĢulların gerçekleĢmesi halinde istifa etmiĢ gibi sonucun oluĢması durumudur.

ÇekilmiĢ sayılma, yasal nedenlerle idarenin yaptığı bir iĢlemdir.32

Devlet memurlarının, memurluktan hangi durumlarda çekilmiĢ sayılacağı 657 sayılı Kanunun 94, 63, 79, 82, 83, 91 ve 108. maddelerinde belirtilmiĢtir. Memurların Yasalara uymamak suretiyle memuriyetten çekilmiĢ sayılmaları da iradi bir davranıĢın sonucudur.33

Memur hangi hallerde memurluktan çekilmiĢ sayılacağını önceden bilmektedir ve bu koĢulları kendi iradesi ile yerine getirdiği zaman çekilmiĢ sayılacaktır. Söz konusu koĢulların memurun iradesi dıĢında meydana gelmesi halinde memurluktan çekilmiĢ sayılma sonucu oluĢmayacaktır.34

Diğer bir ifadeyle

30www.tdk.gov.tr Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük.

31 DanıĢtay 5. Dairesinin 31.03.1983 tarih ve E:1981/725, K:1983/2214 sayılı kararı, DBB. 32 ÖZDEMĠR, s. 77.

33 PINAR, s. 512. 34

(21)

çekilmiĢ sayılmanın gerçekleĢmesi için fiillerin varlığı yetmez, bu fiillerin haklı mazerete dayanmaması da gerekir, o nedenle durumun soruĢturulmasından sonra çekilmiĢ sayılmaya karar verilmesi gerekir.35

Atamaya yetkili makam, yasanın öngördüğü koĢulların yerine gelmesi durumunda memuru çekilmiĢ sayar.36

ÇekilmiĢ sayılan memura, çekilmiĢ sayılma nedenleriyle birlikte, atamaya yetkili amir tarafından verilen çekilmiĢ sayılma kararının tebliğ edilmesi gerekir.37

657 sayılı Kanunda düzenlenen ve memurluktan çekilmiĢ sayılma sonucunu doğuran haller Ģöyledir:

1- Görev yerinin izinsiz ve mazeretsiz olarak kesintisiz 10 gün süreyle terki nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

2- Bilgilerini artırmak üzere yabancı memleketlere gönderilenlerin yasal süresi içinde dönmemeleri nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

3- Atandığı yerde yasal süresi içinde göreve baĢlamama nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

4- Muvazzaf askerlik dıĢındaki terhisten sonra yasal süresi içinde göreve baĢlamama nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

5- Muvazzaf askerlikten terhis sonrası yasal süresi içinde göreve baĢlamama nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

6- Kadronun kaldırılması halinde yasal süresi içinde göreve baĢlamama nedeniyle çekilmiĢ sayılma,

7- Aylıksız izin bitiminde göreve baĢlamama nedeniyle çekilmiĢ sayılma, Bu hallerin mevcudiyeti sonrası müstafi sayılmasına karar verilen kamu görevlisi için, kendi isteği ile istifa talebinde bulunmuĢ kamu görevlisi ile benzer hukuki sonuçlar ortaya çıkar. Tek farkı usulüne uygun olarak istifa eden kamu görevlileri için hak mahrumiyeti, diğer bir anlatımla yeniden kamu görevine dönmesi

35 DERDĠMAN, s. 480. 36 ÖZDEMĠR, s. 77. 37

(22)

için beklemesi gereken süre altı ay iken, müstafi sayılan kamu görevlilerinin beklemesi gereken süre bir yıldır.

III. ĠSTĠFANIN TÜRLERĠ A. ĠRADĠ ĠSTĠFA

Ġradi istifada memur “bulunduğum hizmette devam etmek istemiyorum. Memuriyetten ayrılıyorum” diye kendisini tayin eden makama baĢvurur. 657 sayılı Kanunun 94. maddesinin birinci fıkrasında, memurların bağlı oldukları kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle, memurluktan istifa edebilecekleri belirtilmiĢtir.38

Özellik arz eden diğer bir husus ise yapılacak müracaatın çalıĢılan kuruma yapılmasıdır. ÇalıĢılan kurumdan kasıt, memurun özlük ve disiplin yönünden kadrosunun bulunduğu kurumdur.39

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 51. maddesinde, Hakimler ve savcıların, Adalet Bakanlığı’na yazılı olarak baĢvurmak suretiyle mesleklerinden istifa edebilecekleri, 5393 sayılı Belediye Kanunun 29. maddesinde, belediye meclis üyelerinin istifa dilekçesini belediye baĢkanlığına verecekleri ve baĢkan tarafından meclisin bilgisine sunulacağı belirtilmiĢtir.

Ġstifa hakkının kullanılabilmesi için bir zaman sınırlaması yoktur. Kamu görevlisi istediği zaman bu hakkını kullanabilir. Ancak 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 116. maddesine göre, muvazzaf subay ve astsubayların kanunun 112. maddesinde belirtilen, subay ve astsubay nasbedildikleri

38

ġAHĠN, Haydar, Devlet Memurları Statüsü ve Ġdari Yargının Buna ĠliĢkin Tutumu, TODAĠE Kamu Yönetimi Lisansüstü Tezi, Ankara 1998, s. 78.

39 KÖSE, Ömer, “Memuriyetin Sona Ermesi (Ġstifa)”, Beklenen Mahalli Ġdareler Dergisi, Eylül

(23)

tarihten itibaren fiilen 15 yıl olan zorunlu hizmet yükümlülüklerini bitirerek istifa etme hakkını kazananlar, istifalarını ancak Ocak ve ġubat ayları içinde isteyebileceklerdir. Bu aylar dıĢındaki istifa istemleri, ancak ilgili kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının hizmet gerekleri itibarıyla uygun görmesi halinde kabul edilebilir.

Ġstifa için baĢvuru yeterlidir. Ġstifanın sonuç doğurması idârenin kabulüne bağlı değildir.40

Fakat Onar’a göre istifa, memurun talep ve tahriki üzerine onu memur statüsünden çıkarmak idarenin yaptığı bir Ģart tasarruftur.41

Özkan’a göre bu istem yeterli değildir ve tekemmülü için kabul edilmiĢ olması lazımdır.42

Özyörük’e göre, olağanüstü haller dıĢında, memurun istifasının hüküm ifade edebilmesi için kabulü Ģart değildir.43

Karabatak ise, seçilmiĢ bir organın istifa isteğinin tek taraflı bir irade açıklaması olduğu, vesayet makamlarının bu konuda bir yetkisinin bulunmadığı ve istifa isteminde bulunulduğu anda sonuç doğmuĢ olacağı görüĢüne varmaktadır.44

Ancak, idarenin sürekliliği ilkesi gereğince memurun istifa iradesini açıklamasından sonra yetkili amiri tarafından istifanın kabulü yönünde bir iĢlem tesis edilinceye kadar görevine devam etmesi gerekir.45

Ġstifanın kabulü beklenmeksizin memurun görevinden ayrılması durumunda yürütülen kamu hizmetinde aksamalar

40 YILDIRIM, Ramazan, s. 258, GĠRĠTLĠ, BĠLGEN, AKGÜNER, s. 677 – GÖZÜBÜYÜK, ġeref –

TAN, Turgut, Ġdare Hukuku Cilt I, Ankara 1998, s. 214, GÖZLER, s. 641.

41 ONAR, S. Sami, s. 1266. 42

ÖZKAN, Mustafa ġeref, Ġdare Hukuku Dersleri, Ankara 1935, s.114.

43

ÖZYÖRÜK, Mukbil, Devlet Memurlarının Hürriyetleri, Ankara 1956, s. 170.

44 KARABATAK, Rüstem, “Belediyelerin SeçilmiĢ Organlarının Devletçe Görevden Alınması (II)”,

Belediye Dergisi C. 5, 1998, s.22.

(24)

yaĢanabilecektir.46

Fakat, yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, memur üstüne haber vererek görevini bırakabilir.

Ġstifa isteğinin idârece öğrenildiği tarih olarak yazılı bildirimin idârî kayıtlara geçtiği tarih esas alınmalıdır. Ancak memur isteminde memurluktan istifa için belirli bir tarih belirtmiĢ ise, istifa isteği bu tarihten itibaren dikkate alınmalıdır.47 Ġdare dilekçede belirtilen tarihi değil de dilekçenin verildiği tarihi esas alamaz, çünkü tek taraflı irade beyanı ile kullanılan bu hak, yalnızca memurun iradesine bırakıldığından istifa tarihini de memur belirleyecektir.

Ancak memur geleceğe ait, tarihsiz istifa dilekçesi ile koĢullu olarak istifa isteminde bulunamaz.48 Ġstifa iradesinin ve tarihinin hiçbir tereddüte yer vermeyecek Ģekilde açık ve net olarak belirtilmesi gerekir. Aksi halde amire ilgilinin kamu görevlisi sıfatını, kendi belirlediği sürede sona erdirmesi hususunda bir olanak sağlanmıĢ olunacaktır.

B. ZORUNLU ĠSTĠFA

Hukukumuzda kamu görevlileri için istifanın zorunlu tutulduğu, memurun iradesine bağlı olmayan durumlar da vardır.49

46 YILDIRIM, Ramazan, s. 258. 47

DanıĢtay 12. Dairesinin 14.09.1998 tarih ve E:1997/2485, K:1998/2061 sayılı kararı, DBB.

48

DanıĢtay 5. Dairesinin 11.06.1975 tarih ve E:1974/8067, K:1975/4359 sayılı kararı, Aktaran: KARAN, Nur Kaman, Devlet Memurluğunun Sona Ermesi, Ankara 2003, s. 76.

(25)

1. Anayasaya Göre

Anayasanın 76. maddesinin 3. fıkrasına göre: "Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluĢlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından iĢçi niteliği taĢımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden istifa etmedikçe aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler".

Anılan madde oldukça kapsamlı bir liste ihtiva etmektedir. Buna göre Ģu kiĢiler görevlerinden istifa etmedikçe milletvekili adayı olamazlar;

- Hakimler ve savcılar, - Yüksek yargı mensupları,

- Yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, - Yükseköğretim Kurulu üyeleri,

- Kamu kurum ve kuruluĢlarının memur statüsündeki görevlileri,

- Yaptıkları hizmet bakımından iĢçi niteliği taĢımayan diğer kamu görevlileri, - Silahlı Kuvvetler mensupları,

Seçimlerde istifa etmeden milletvekili adayı olamayacak olanların listesi önceki Anayasalara göre oldukça fazladır. 1982 Anayasasının hazırlık aĢamasında, DanıĢma Meclisi metninde, kamu hizmetinde görev alanların milletvekili adayı olabilme Ģartlarının nasıl düzenleneceği, kanuna bırakılmıĢ, sadece hakimler ve silahlı kuvvetler mensuplarının istifa etmedikçe aday olamayacakları belirtilmiĢ ise de, Milli

(26)

Güvenlik Konseyi tarafından madde değiĢtirilmiĢ, kapsam geniĢletilerek maddede sayılan kamu görevlileri için de istifa etmeden milletvekili adayı olamayacakları düzenlemesi getirilmiĢtir.50

Kamu görevlilerinin seçimlerde, görevlerinden istifa etmeden aday olamayacakları yolundaki düzenlemedeki temel düĢünce, bunların kamu adına kendilerine verilmiĢ olan devlet yetki ve olanaklarını seçim sürecinde kendileri lehine kullanabilme ihtimallerinin olması veya yürüttükleri görevlerin, niteliği gereği siyasi bir kimlik kaldıramamasıdır.51

Adaylık için görevden çekilmesi gerekli kamu görevlilerinin kapsamının bu kadar geniĢ tutulması doktrinde bazı yazarlar tarafından yerinde görülmemektedir. Bunlara göre, devlet adına yetki kullanan belirli kamu görevlilerinin görevlerinden çekilmedikçe aday olamamasının altında yatan mantık, bu gibi kimselerin görevlerinden kaynaklanan yetki ve imkanlarını kullanarak seçim sürecini kendi lehlerine etkilemelerinin önüne geçmek ve hakimler ve silahlı kuvvetler mensupları gibi bazı kamu görevlilerinin mesleki niteliklerinden kaynaklanan sebeplerle siyasi kimliklerinin ön plana çıkmasının sakıncalarını ortadan kaldırmaktır. Oysa 76. maddede belirtilen tüm kamu görevlilerinin böyle bir imkan ve sakıncaları bulunmamaktadır.52

Ayrıca doktrinde bazı yazarlara göre de, bu durum Anayasanın eĢitlik ilkesine de aykırıdır. Çünkü kamu görevlisi olmayan adaylar iĢlerini bırakmadan aday

50 KUZU, s. 47.

51 DÖNER, Ayhan, “GeçmiĢten Günümüze Türk Hukukunda Kamu Görevlilerinin Seçimlerde

Adaylığı”, AÜHFD Ankara 2009, s. 740.

52 SABUNCU, Yavuz, “Seçim Sistemi/Adalet ve Ġstikrar”, Türkiye Barolar Birliği Anayasa

(27)

olabilmekte, bu Ģekilde de maddi kayba uğramamakta iken, aday olan kamu görevlileri adaylıkları süresince maddi kayba uğradıkları gibi, seçilememeleri halinde de görevlerine dönme konusunda ciddi sıkıntılar çekmektedir.53

Bu konuda Meriç, "... seçim hukukunda bu konuda bir eĢitlik bahse konu olamaz. Nitekim seçimi kazanamayanların eski görevlerine dönme imkanı sadece devlet memurlarına tanınmıĢ, aday olmak için istifa eden subay sınıfına ve yargıçlara bu imkan tanınmamıĢtır. Devlet memurları ile belediye baĢkanlarını kıyaslamak da mümkün değildir. Farklı hukuki statüde bulunanlar için hukuki eĢitlik düĢünülemez. Memur daimi ve sürekli bir statü içinde çalıĢan kendini kamu hizmetine adamıĢ kimsedir. Belediye baĢkanı ise geçici nitelikte kamu hizmeti ifa eden bir kimsedir"54

görüĢünü savunmaktadır.

Aslında burada kiĢi kamu görevliliğinden istifaya zorlanmamaktadır. Söz konusu kiĢiler bir tercihte bulunmaya zorlanmaktadır. Tercih milletvekili adayı olmak veya seçilmek ise kiĢilerin Devlet memurluğundan istifaları zorunludur.55

2. 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununa Göre

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 18. maddesinde (DeğiĢik madde: 08/04/2010 - 5980 S.K./29.mad.) Anayasada sayılanlar dıĢında aday olmak isteyen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, belediye baĢkanları, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu baĢkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi

53 ATAR, Yavuz, “Seçim Hukukunun Güncel Sorunları”, Anayasa Yargısı 23, Ankara, 2006, s.226;

BĠLĠR, s. 64.

54 MERĠÇ, Osman, “Kamu Görevlileri Kavramının Seçim Hukukundaki Kapsamı ve Anlamı ile

Belediye BaĢkanlarının ĠliĢkisi”, AĠD, C.24, 1991, s. 196.

(28)

üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluĢlarının ve katıldıkları teĢebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanların aday olabilmek için istifaları gerektiği hükme bağlanmıĢtır.

2839 sayılı Kanunun 18. maddesinde Anayasada sayılanlar dıĢındaki kiĢiler de eklenerek milletvekili adayı olabilmek için istifa etmeleri zorunlu olanlar listesi geniĢletilmiĢtir.

Anayasa’nın 76. ve 2839 sayılı Kanunun 18. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, milletvekili adayı olabilmek için istifa etmeleri zorunlu olanlar;

- Hakimler ve savcılar, - Yüksek yargı mensupları,

- Yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, - Yükseköğretim Kurulu üyeleri,

- Kamu kurum ve kuruluĢlarının memur statüsündeki görevlileri,

- Yaptıkları hizmet bakımından iĢçi niteliği taĢımayan diğer kamu görevlileri, - Silahlı Kuvvetler mensupları,

- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, - Belediye baĢkanları,

- Siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu baĢkan ve üyeleri, - Belediye meclisi üyeleri,

(29)

- Ġl genel meclisi üyeleri,

- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluĢlarının ve katıldıkları teĢebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar Doktrine göre, bunlardan RTÜK üyelerinin görevlerinin niteliği gereği madde kapsamına alınmasını anlamak mümkün iken, özellikle bir siyasi partinin il ve ilçe yönetim kurulu baĢkan ve üyelerinin aday olabilmek için görevlerinden çekilme zorunda bırakılmasını anlamak mümkün değildir.56

Bunun iki nedeni vardır; birincisi, bu gibi kiĢiler devlet adına bir yetki kullanmamakta, dolayısıyla, devlet gücünü ve imkanlarını seçimlerde kendi lehlerine kullanamamaktadır. Ġkincisi, bu gibi kimseler zaten bir siyasi partinin desteğiyle aday olmakta; yine aday oldukları seçim çevresinden istifa etmek zorunda bırakıldıkları siyasi partinin il ve ilçe örgütünün çalıĢmalarıyla milletvekili seçilmeye çalıĢmaktadırlar. O halde, devlet adına yetki kullanmayan, dolayısıyla devletin gücünü ve imkanlarını seçimlerde kendi lehlerine kullanamayan ve istifa etmek zorunda oldukları il ve ilçe örgütünün faaliyetleriyle seçilmek durumunda olan bu kimseler neden istifa etmek zorunda bırakılması anlaĢılır değildir. Maddenin genel olarak düzenleniĢ amacı, devlet yetki ve imkanlarını adayların lehlerine kullanmalarının önüne geçmek ve belirli mesleklerin tarafsızlık görüntüsünü yıpratmamak gibi görünmekte ise de bahse konu kiĢilerin ise bu amaçlarla hiçbir bağı bulunmamaktadır.

56

(30)

3. 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanununa Göre

Ġl genel meclisi, belediye baĢkanı, belediye meclisi üyeleri, köy ve mahalle muhtarları ve ihtiyar meclisi ve ihtiyar heyeti üyelerinin seçimine iliĢkin olarak kamu görevlilerinin istifa etmelerine iliĢkin Anayasal ve yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Diğer yandan, 2972 sayılı Kanunun 31. maddesine göre, köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği, mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde adaylık usulü bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu görevlere seçilme konusunda aday olmak isteyen kamu görevlilerinin seçimden önce kamudaki görevlerinden istifa etmeleri gerekmemektedir.

1994 yerel idare seçimlerine kadar, neredeyse her dönemde geçici maddeler konularak kamu görevlilerinin seçimlerden önce istifa etmeleri ve istifa sonrası seçilemeyenlerin kamu görevliliğine dönüĢlerine iliĢkin hükümlere yer verilmiĢtir. 2972 sayılı Kanunun Geçici 13. maddesinde de, 27 Mart 1994 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerinde, Hakimler ve Savcılar, Yüksek Yargı Organları mensupları, Yüksek Öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yüksek Öğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluĢlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından iĢçi niteliği taĢımayan diğer kamu görevlileri ile subaylar ve astsubayların 30/01/1994 tarihine kadar görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmadıkça adaylıklarını koyamayacakları ve aday gösterilemeyecekleri düzenlenmiĢtir. Durumun geçici maddeler ile düzenlenmesi ve günümüzde yürürlükte olan bir geçici maddenin de bulunmaması nedeniyle yerel seçimlerde kamu görevlilerinin istifa etmelerini zorunlu kılan bir durum bulunmamaktadır.

(31)

Ancak, hal böyle iken ve kanun koyucu geçici maddeler ile hangi yerel seçimler öncesi kimlerin istifa etmeleri gerektiğini düzenleyerek, geçici madde düzenlenmemesi halinde istifa etme zorunluluğunun bulunmadığını kabul etmiĢken doktrinden bazı yazarlar maddedeki bu boĢluğun 36. maddedeki atıf doğrultusunda Milletvekili Seçimi Kanununun ilgili maddelerine göre doldurulması gerektiğini belirtmektedir.57 Buna göre milletvekili seçiminde istifa etmesi zorunlu olanlar yerel seçimlerde de istifa etmek zorundadırlar. Yüksek Seçim Kurulu da bir kararında bu doğrultuda hareket ederek karar vermiĢtir.

Yüksek Seçim Kurulunun bu konudaki, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak seçimlere yönelik olarak da tekrar ettiği, yerleĢik içtihadında58

: “2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 17. maddesinde; milletvekilleri, belediye baĢkanları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile muhtarların mahalli idareler seçimlerinde adaylıklarını koyabilmeleri veya aday gösterilebilmeleri için görevlerinden istifa etmek zorunda olmadıkları belirtilmiĢ, ancak kamu görevlileri, siyasi parti yöneticileri ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının adaylığı konusunda bir hükme yer verilmemiĢtir. Bu durumda kamu görevlilerinin, siyasi parti yöneticileri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının adaylığı konusunda 2972 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile atıf yapılan 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 18., 19. ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 40. maddelerinin uygulanması gerekmektedir.” denilerek anılan seçimde mahalli

57

DÖNER, s. 763.

58Yüksek Seçim Kurulunun 15.11.2008 tarih ve K:2008/276 sayılı kararı,

www.ysk.gov.tr, eriĢim tarihi: 19.11.2010.

(32)

idareler seçimlerinde aday olabilmek için 2839 sayılı Kanunun 18. maddesinde sayılan kamu görevlilerinin istifa etmeleri gerektiğine karar verilmiĢtir.

IV. ESKĠ GÖREVE DÖNME

Anayasada, seçimler öncesi istifa eden ve seçilemeyen kamu görevlilerinin kamu görevlerine dönmesine iliĢkin bir hüküm bulunmamakta olup, konunun kanunlar ile düzenlenmesi yoluna gidilmiĢtir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunun 19. maddesinde, sadece ayrılma istekleri kabul edilen subay ve astsubaylardan milletvekili seçilmemiĢ olanların sonradan bu isteklerinden vazgeçemeyecekleri ve silahlı kuvvetlerine dönemeyecekleri hükme bağlanmıĢ olup, diğer kamu görevlileri için bir hükme bu kanunda yer verilmemiĢtir. Subay ve astsubaylar açısından ise sadece silahlı kuvvetlerine dönemeyecekleri belirtilmiĢ, baĢka bir kamu görevine atanmalarına ise bir engel getirilmemiĢtir.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 3617 sayılı Kanunla değiĢik ek 7. maddesinde ise, yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar hariç olmak üzere; milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde aday ve aday adayı olan Devlet memurları ve diğer kamu görevlilerinin adaylığı veya seçimi kaybetmeleri halinde, Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının ilanını takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmıĢ hak aylık derecelerindeki baĢka bir göreve dönebilecekleri hükmüne yer verilmiĢtir.

(33)

Kanun koyucu bu düzenlemeyle, seçimlerde aday olmaları halinde görevlerinden çekilmek zorunda bırakılan ve kapsamı geniĢ tutulan kamu görevlilerine, seçimlerden sonra tekrar görevlerine dönebilme imkanı sağlayarak, bunların seçimlere daha fazla sayıda katılmalarının önünü açmaya çalıĢmıĢtır.59

Ancak bu ön açma çabası uygulamada birçok kamu görevlisinin seçimlerde aday olma konusundaki çekingenliğini tamamen sona erdirecek gibi gözükmemektedir. Çünkü, kamuda çalıĢanların büyük bir çoğunluğu sadece maaĢlarıyla geçinmekte olup, bu gibi kimselere seçimlerden sonra göreve dönme imkanı verilse dahi, adaylık için istifa etmeleri gereken zaman ile tekrar göreve dönebilmeleri için gerekli zaman arasındaki sürenin uzunluğundan dolayı, bu süre içerisinde geçimini sağlayacak maaĢtan mahrum edildiğinden, bir kamu görevlisinin bunu göze alması da ülkemiz Ģartlarında zor bir durumdur.60

Öte yandan, 2005 yılına kadar sadece subay ve astsubayların seçimlerde aday veya aday adayı olmak üzere istifa etmeleri halinde görevlerine dönmeleri yasaklanmıĢken, kapsam, 2005 yılında 22.12.2005 tarih ve 5435 sayılı Kanunla geniĢletilmiĢ ve "yüksek mahkeme üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar" da görevlerine yeniden dönemeyecek olanların kapsamına dahil edilmiĢtir. Buna göre, yüksek mahkeme üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde aday olmak için istifa ettiğinde madde ile tanınan göreve dönme imkanından yararlanamamaktadır.

59 KAYA, Cemil, “Kamu Görevlilerinin Seçime Katılmak Üzere Görevden Çekilmesi ve Göreve

Dönmesi”, GÜHFD, C.VIII, Ankara 2004, s. 315.

60

(34)

Seçim sonrası eski görevine veya kazanılmıĢ hak aylık derecelerindeki baĢka bir göreve dönmeye iliĢkin olarak bir kararında DanıĢtay 12. Dairesi, Mersin Tarım Ġl Müdürü olarak görev yapmakta iken 22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimlerinde milletvekili adayı olmak için görevinden istifa eden davacının, aday olmaması nedeniyle eski görevine tekrar atanması istemiyle yaptığı baĢvurusu üzerine Mersin Tarsus Toprak ve Su Kaynakları AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğüne mühendis olarak atanmasına iliĢkin 5.7.2007 günlü iĢlemin iptali istemiyle açılan davada; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun değiĢik Ek 7. maddesinde öngörülen düzenleme göz önüne alındığında, davacıya disiplin cezası verilmesine iliĢkin iĢlemler ile soruĢturma ve inceleme raporlarındaki tekliflerin eski görevine dönmesini engelleyici mahiyette olmayıp baĢka bir göreve naklini gerektirebilecek nitelikte olması karĢısında, davacının eski görevine dönme talebinde bulunduğu tarihte boĢ olan Mersin Tarım Ġl Müdürlüğü kadrosuna ataması gerekirken Tarsus Toprak ve Su Kaynakları AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğüne mühendis olarak atanmasına iliĢkin dava konusu iĢlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile iptali yolunda Mersin 1. Ġdare Mahkemesi'nin DanıĢtay Onikinci Dairesinin 23.1.2009 günlü, E:2008/5511, K:2009/185 sayılı bozma kararına uyularak verdiği 29.1.2010 günlü E:2010/271, K:2010/161 sayılı kararının onanmasına karar vermiĢtir. 61

Aynı konuyla ilgili olarak bir baĢka kararında da DanıĢtay 12. Dairesi, 22.07.2007 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerine katılmak üzere 4/5/2007 tarihli dilekçesi ile istifa ederek daire baĢkanlığı görevinden ayrılan davacının,

(35)

milletvekili seçilememesi üzerine göreve dönmek istemiyle davalı idareye baĢvurduğu 30.07.2007 tarihinde, verilen ara kararı ile getirilen belgelerin incelenmesinden, kendisinden boĢalan daire baĢkanlığına 22/6/2007 tarih ve 745 sayılı onayla davalı idare Sanayi AraĢtırma ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü emrinde Ģube müdürü olarak görev yapan bir baĢka kiĢinin atanmıĢ olduğu, anılan tarihte hem Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığı hem de Ölçüler Standartlar Genel Müdürlüğü bünyesinde baĢka boĢ daire baĢkanlığı kadrosunun da mevcut olmadığı anlaĢıldığından, davacının kazanılmıĢ hak ve aylık derecesi ile uzman olarak atanmasında mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar veren Mahkeme kararının, “olayda; davacı, Sanayi AraĢtırma ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğünde, Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğünde ve en son Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığında daire baĢkanı olarak görev yapmıĢtır ve bu alanlarda davacının bilgi ve deneyiminin olduğu sabittir. Davacının göreve iade istemiyle baĢvuru yaptığı tarihte, en son görev yaptığı Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğündeki Daire BaĢkanlıkları ile Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığındaki Daire BaĢkanlıklarının dolu olduğu açıktır. Ancak eĢdeğer göreve atamanın temini amacıyla davacının daha önce görev yaptığı Sanayi AraĢtırma ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü bünyesindeki daire baĢkanlıklarının dolu olup olmadığının ve davacının atandığı uzmanlık kadrosu ile daire baĢkanlığı kadrosu arasında daire baĢkanlığına daha yakın boĢ kadroların bulunup bulunmadığının araĢtırılması gerekmektedir.

Bu durumda; davacının atanabileceği, görevine eĢdeğer boĢ kadroların olup olmadığı hususunda eksik araĢtırma yapılarak davanın reddi yolunda verilen idare

(36)

mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” denilerek bozulmasına karar verilmiĢtir.62

Bir baĢka kararında DanıĢtay 8. Dairesi, seçimlere katılmak üzere dekanlık görevinden çekilen fakat seçilemediği için tekrar dekanlık görevine dönmek isteyen bir dekanın talebi ile ilgili olarak: “Davacının asıl görevi öğretim üyeliği olup, istifa etmeden önce yürüttüğü Dekanlık görevi ise, seçimle gelinen ve belli bir süre ile sınırlı olan ikinci bir görevdir. Belirli bir süre için seçimle gelinen bir görevin istifa yoluyla boĢalması durumunda, ilgilinin yarım kalan görev süresini tamamlamak üzere doğrudan ayrıldığı görevine atanması mümkün değildir. Aynı göreve yeniden atanmasının ilk atanmasındaki usule göre yapılacağı, atanma Ģansının aynı görev için yeterliliğe sahip, diğer adaylarla eĢit olduğu ve atanıp atanmamasının, bu konuda takdir yetkisi verilmiĢ olan makam ve organların takdirine bağlı bulunduğu açıktır.” Ģeklinde karar vermiĢtir.63

Burada, ikinci göreve ve ikinci görevden istifaya değinmek gerekecektir. 657 sayılı Kanunun 87. maddesinde; bu kanun kapsamına giren memurlara ikinci görev verilemeyeceği genel kuralına yer verilmiĢ, 88. maddesinde ise bunun istisnaları düzenlenmiĢtir. Buna göre; “Bu Kanuna tabi kurumlarda çalıĢan Devlet memurlarına esas görevlerinin yanında;

A) Özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak memurlara gördürülmesi öngörülen sürekli hizmetler,

62 DanıĢtay 12. Dairesinin 21.05.2010 tarih ve E:2009/6607, K:2010/2728 sayılı yayınlanmamıĢ kararı. 63

(37)

B) Mesleki bilgisi ile ilgili olarak, hizmet olanakları elveriĢli bulunmak ve atamaya yetkili amir tarafından uygun görülmek Ģartiyle;

1) 87 nci maddede yazılı kurumların tabiplikleri, diĢ tabiplikleri, eczacılıkları, kimyagerlikleri, veterinerlikleri, avukatlıkları ile Adli Tıp Kurumu Uzmanlıkları,

2) Asıl görevlerinin bulunduğu bucak, ilçe ve zorunlu hallerde iller belediyelerinin yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar ve mimarlarca yürütülmesi gereken teknik hizmetleri,

Ġkinci görev olarak verilebilir. Asıl görevlerinin yanında;

a)Tabiplere; sağlık müdürlüğü, sağlık müdür yardımcılığı, sağlık grup baĢkanlığı, baĢtabiplik ve baĢtabip yardımcılığı,

b) DiĢ hekimlerine ve veterinerlere, meslekleri ile ilgili baĢtabiplik, c) Veteriner, diĢ hekimi ve eczacılara; baĢtabip yardımcılığı,

d) Öğretmenlere; okul ve enstitü müdürlüğü, baĢyardımcılığı ve yardımcılığı görevleri ikinci görev olarak yaptırılabilir.” Kendisine ikinci görev verilen bir kamu görevlisinin asıl görevinden veya ikinci görevinden istifası mümkündür, ikinci görevden istifa halinde, memur kamu görevinden ayrılmayıp sadece ikinci görevinden ayrılır ve asıl görevine döner. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda da seçimle gelinen rektörlük, dekanlık gibi seçim ve atama ya da yüksekokul, enstitü müdürlüğü gibi atama yolu ile gelinen görevler ikinci görevler olup, bu görevlilerin asıl görevleri öğretim üyeliğidir. Seçim ve atama ya da sadece atama yoluyla gelinen bu görevlerden istifa edilmesi halinde de öğretim üyeliği devam eder. Seçimler

(38)

nedeniyle istifa sonrası dönüĢler için DanıĢtay, yukarıda anılan kararıyla, doğrudan ikinci göreve dönüĢün mümkün olmadığına, ilk atama ve seçimdeki usullerle yeniden atanabileceğine ve doğrudan atanabileceği görevin ise asıl kadrolu görevi olan görev olduğuna karar vermiĢtir.64

Seçimle gelinen görevlerden milletvekilliği ya da mahalli idâreler seçimleri için istifa eden kiĢinin seçilememesi halinde tekrar göreve iadesini DanıĢtay 8. Dairesi Ģu gerekçe ile hukuka uygun bulmamaktadır: "Belirli bir süre için seçimle gelinen bir görevin istifa yoluyla boĢaltılması durumunda, ilgilinin yarım kalan görev süresini tamamlamak üzere doğrudan ayrıldığı görevine atanması mümkün değildir. Aynı göreve yeniden atanmasının ilk atamasındaki usule göre yapılacağı, atanma Ģansının aynı görev için yeterliliğe sahip, diğer adaylarla eĢit olduğu ve atanıp atanmamasının, bu konuda takdir yetkisi verilmiĢ olan makam ve organların takdirine bağlı bulunduğu açıktır."65

V. ĠSTĠFA ĠSTEMĠNDEN VAZGEÇME

Kamu görevlisinin istifa talebini yazılı olarak amirine bildirdikten sonra talebini geri alıp alamayacağı konusunda mevzuatta açıklık yoktur.66

Ancak, memurun istifadan vazgeçmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir.67

Milletvekilliğinden istifada ise istifanın, istifa dilekçesinin verilmesi ile değil, istifanın Meclis Genel Kurulunca kabul edilmesi ile hüküm ve sonuçlarını doğuracak

64 DanıĢtay 8. Dairesinin 14.03.1997 tarih ve E.1996/5080, K.1997/874 sayılı kararı, DBB. 65 DanıĢtay 8. Dairesinin 06.02.1997 tarih ve E:1996/5080, K:1997/874 sayılı kararı, DBB. 66 KARAN, s. 76, TAġKIN, s. 110.

(39)

olması nedeniyle Genel Kurulun istifaya iliĢkin kararından önce istifadan vazgeçilmesi mümkündür.68

DanıĢtay 5. Dairesine göre, istifa talebinde bulunma ve istifa tarihini saptama yetkisi bu hakkı kullananın iradesine bağlanmıĢtır. Buna göre, yukarıda açıklandığı gibi, dilekçesinde yıllık izninin bitim günü olan 28.8.1978 gününden itibaren istifa isteğinde bulunan davacının, bu isteminin 16.8.1978 günlü olur ile belirtilen tarihten geçerli olarak kabul edilmesinde mevzuata aykırılık yok ise de; istifa isteminin yürürlüğe gireceği tarihten önce talebini geri alan davacının, istifa hakkını kullanmaktan vazgeçtiğinin kabulü ile davalı idârece, onayın geri alınarak davacının istemi doğrultusunda iĢlem tesis edilmesi gerektiğine karar vermiĢtir.69

Aynı Dairenin bir baĢka kararında ise, istifanın onayından sonra memur istifadan vazgeçtiğini bildirirse, idâre bu isteği kabul edip etmemekte takdir yetkisine sahiptir.70

Ancak memur, istifasının geçerli olacağı belirli bir tarih belirtmiĢ ve bu tarih gelmeden istifadan vazgeçmiĢ ise DanıĢtay 12. Dairesi de, bu vazgeçme talebinin kabul edilerek, memurun görevine devamının sağlanması gerektiğini düĢünmektedir.71

DanıĢtay 5. Dairesi ise bir kararında, istifa dilekçesini verdiği tarihten itibaren bir ay içinde görevini bırakmayan davacının, bu konudaki isteğini geri aldığının kabulü gerektiği ve daha önce verilen istifa dilekçesi gerekçe gösterilerek görevden istifa

68 ONAR, Erdal, “1982 Anayasasında Milletvekilliğinin DüĢmesi”, Anayasa Yargısı, Sayı:14, Ankara

1997, s. 412.

69 DanıĢtay 5. Dairesinin 15.02.1983 tarih ve E.1980/7504, K.1983/1000 sayılı kararı, DanıĢtay 5.

Daire Kararları (1970-1981) Birinci Kitap Cilt 1, DanıĢtay Tasnif ve Yayın Bürosu Yayınları, s. 245.

70 DanıĢtay 5. Dairesinin E:1986/174, K:1987/137 sayılı kararı, DD. Sayı 68-69, s.366.

71 DanıĢtay 5. Dairesinin 09.04.1992 tarih ve E:1992/271, K:1992/855 sayılı kararı, DBB; DanıĢtay 12.

(40)

etmiĢ sayılamayacağı yönünde görüĢ bildirmiĢtir.72

Ancak daha sonraki tarihli bir kararında DanıĢtay 12. Dairesi,

“657 sayılı Yasanın 94. maddesi uyarınca memurluktan istifa etmenin, kiĢinin yazılı beyanı ile olduğu ve iradesini bu Ģekilde ortaya koyan memurun ancak idârenin bu tek taraflı irade beyanını kabul etmeden önce yine yazılı beyanı ile bu iradesinden vazgeçebileceği açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; “davalı belediyede ... müdürü olarak görev yapan davacının, 5.5.1998 tarihinde verdiği dilekçe ile 1998 yılı yıllık iznini müteakip 7.6.1998 tarihinden geçerli olmak üzere istifa ettiği, bu isteminin aynı günlü BaĢkanlık oluru ile kabul edildiği, davacının daha sonra 11.5.1998 tarihli noter kanalıyla gönderdiği dilekçe ile istifa isteminden vazgeçtiği, davalı idârece bu isteminin istifasının daha önce kabul edildiğinden bahisle reddedildiği anlaĢılmıĢtır.

Olayda, davacının 5.5.1998 günlü görevden istifa isteminin, davacının istemi doğrultusunda 7.6.1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aynı günlü BaĢkanlık oluru ile uygun bulunduğu ve bu tarih itibari ile görevden istifa etmiĢ sayılma iĢleminin hukuki sonuç doğuracağı açık olup, bu tarihten sonra 11.5.1998 tarihinde verdiği dilekçe ile yapılan vazgeçme isteğinin önceki iĢlemleri geçersiz kılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda davacının, memuriyetten istifa isteminden vazgeçme talebinin reddine iliĢkin iĢlemde hukuka aykırılık bulunmadığından ayrılma

72 DanıĢtay 5. Dairesinin 27.05.1982 tarih ve E:1980/5730, K:1982/6640 sayılı kararı, Aktaran;

(41)

talebinin vazgeçme tarihinden sonraya rastladığı gerekçesi ile iĢlemin iptal edilmesine iliĢkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiĢtir.”

Ģeklinde karar vermiĢtir.73

Daha yeni tarihli bu karardan DanıĢtay’ın görüĢ değiĢtirdiği söylenebilir.74

Giritli, Bilgen, Akgüner ile Yıldırım’a göre de istifadan vazgeçme isteğinin kabulünde idarenin takdir yetkisi vardır.75

Diğer bir anlatımla, bu görüĢe göre istifa etmede memurun, istifadan vazgeçmenin kabulünde idarenin takdir yetkisi vardır.76

Çünkü 657 sayılı Kanuna göre, istifa isteğini içeren yazılı dilekçenin atamaya yetkili amire verilmesi ile memur, hukuken memurluk görevinden ayrılmıĢ olmaktadır. Bu durumda vazgeçme talebi artık yeniden memuriyete giriĢ baĢvurusu olarak değerlendirileceğinden idârenin söz hakkı doğmaktadır.77 Ġdare, devlet

memurluğundan ayrılma talebinin nedenine göre ya da kiĢiye kamu hizmetinin görülmesinde ihtiyacının olup olmamasına göre karar verebilecektir.78

Ġstifa dilekçesini veren ancak görevine devam eden memura, kararını tekrar gözden geçirmesi için verilecek bir süre iyi niyet kurallarına uygun olacaktır. Bu sürenin belirlenmesinde ise 657 sayılı Kanunun 94. maddesinin ikinci fıkrası dikkate alınabilir. Maddeye göre, istifa etmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya istifa isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber

73 DanıĢtay 12. Dairesinin 25.01.2001 tarih ve E:1999/93, K:2001/197, DBB. 74

GÜÇLÜ, s. 287.

75

GĠRĠTLĠ, BĠLGEN, AKGÜNER, s. 677, YILDIRIM, Ramazan, s. 259.

76 YILDIRIM, Ramazan, s. 259. 77 TAġKIN, s.110.

(42)

vererek görevi bırakabilir. Karan’a göre, bu durumda yetkili amir, istifa isteğini hemen kabul etmeyerek veya istifa eden memurun yerine hemen atama yapmayarak memura bir aylık bir düĢünme süresi kazandırabilir. Ancak bu durum yalnızca istifa talebinde bulunmakla beraber, görevine devam eden memurlar için geçerlidir. Görevini terk eden ve bu terki on gün kesintisiz devam eden memur zaten istifa etmiĢ sayılacaktır 79

Askeri Yüksek Ġdare Mahkemesi bir kararında; "Davaya konu uyuĢmazlıkta, davacı 2 Ocak 1997 günü verdiği dilekçesinde, memurluktan istifa isteminde bulunmuĢ ancak davalı idârenin memuriyetten istifa isteğinin kabul edildiği yolundaki iĢlemini henüz tesis edemediği aĢamada, 6 Ocak 1997 günlü yeni dilekçesi ile bu isteminden vazgeçtiğini ifade ederek ilk dilekçesi üzerine iĢlem yapılmaması dileğinde bulunmuĢtur. Davacı ikinci dilekçesiyle Devlet memuriyetinden istifa isteminden vazgeçtiğine ve bu dilekçesini, istifa istemli dilekçesine bağlı kalınarak istifa isteminin kabul edildiği yolunda iĢlem tesis edilmeden önce ve yetkili makama ulaĢtırılmasına olanak sağlayacak bir sürede verdiğine göre artık ilk dilekçesindeki Devlet memuriyetinden istifa isteminin hukukî varlığından ve geçerliğinden söz edilmesi olanaksızdır.

Davacının Devlet memurluğundan istifa isteminden vazgeçtiği dilekçesini zamanında verdiği cihetle, bu dilekçenin yetkili makama iletilmemesi idârenin kendi iç sorunu olup, uyuĢmazlığın özünü ilgilendirmemektedir. Devlet memurluğundan istifa etmiĢ sayılma iĢleminin ön koĢulu, memurun yazılı istemde bulunmasıdır. Davacı özgür istenciyle

(43)

bulunduğu memuriyetten istifa isteminden, ikinci dilekçesiyle vazgeçtiğinden bundan böyle ilk istenç açıklamasının iĢlemin ön koĢulunu oluĢturduğu düĢünülemez. Bir diğer anlatımla iĢlemin maddî ve hukukî nedeni olan 'yazılı olarak istemde bulunma' koĢulu gerçekleĢmeden iĢlem tesis edilmiĢtir. Her iĢlemin mutlaka geçerli bir nedeni olmalıdır. Nedensiz iĢlem tesis edilemez. Bulunulan ama sonradan vazgeçilen bir istenç açıklaması, tesis edilen iĢlemin nedeni olamaz. Bu bakımdan idâresince tesis edilen iĢlem, nedensiz tesis edilmiĢ hukuka aykırı bir iĢlem olduğuna" hükmetmiĢtir.80

Yüksek Seçim Kurulu da, istifa eden muhtarın istifasını geri alıp alamayacağı sorusunu, olumsuz olarak cevaplandırılmıĢtır. Kurul, köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyelerinin istifalarının verilmekle birlikte derhal hüküm ifade edeceği ve bunların geri alınmasının mümkün olmadığı görüĢündedir. Yüksek Seçim Kurulu kararında, istifanın geri alınmasının kabulü halinde; "ara seçimi yapılıncaya kadar" bazı ahvalde olduğu gibi bir yıla yakın bir süre içinde daima istifasının geri alınması gibi bir iĢ-lemin yapmasına kanunen izin verilmiĢ ve dolayısıyla iĢler karıĢtırılmıĢ olur..."81

denilmektedir. Kurul, ara seçim yapılana kadar istifasını geri alınmasının kabul edi-lemeyeceğini söylemekte haklıdır. Ancak, istifa isteğinin verdiği andan itibaren hüküm ifade edeceği yolundaki görüĢün isabetli olduğu pek söylenemez.82

Turan Yıldırım’a göre, istifa eden belediye baĢkanının istifasını geri alamayacağını söylemek hakkaniyete uygun düĢmemektedir. Geçici bir zaaf anında

80

AYĠM 2. Dairesinin 08.10.1997 tarih ve 1997/266, K:1997/814 sayılı kararı, Askeri Ġdare Mahkemesi Dergisi, Sayı 12, Ankara 1998, s.512.

81 Aktaran, YILDIRIM, Turan, s. 133. 82 YILDIRIM, Turan, s. 133.

(44)

verilmesi muhtemel siyasal, sosyal, psikolojik baskıların etkisiyle düĢünülmeksizin verilmiĢ istifa kararına, geri dönülememe sonucu bağlanmamalıdır. Tabi ki istifa kararından vazgeçmenin de bir sınırı vardır. Belediye Kanunun (mülga 1580 sayılı) 93. maddesine göre görevden uzaklaĢtırılmasını gerektiren 20 günlük süre içinde tekrar görevine dönmesi kabul edilebilir. Ancak, bu süreden önce ilçe seçim kurulunca yeniden seçim yapılması kararlaĢtırılmıĢsa, istifa eden baĢkan istifasını geri alamamalıdır. Zira seçim kurulunun kararı aynı zamanda organlık sıfatının kaybına iliĢkin yargı mercii kararı niteliğindedir.83

DüĢünülmeksizin atılmıĢ bir adımın, psikolojik, sosyal, ekonomik, siyasal baskılar sonucu verilmiĢ bir kararın geri alınamayacağını kabul etmek adalet ve hakkaniyete aykırı olacaktır. Üstelik muhtarın istifası, Yasada düzenlenmemiĢ, içtihatlarla benimsenmiĢ bir usuldür, istifayı geri almasını engelleyen yasa hükmü de yoktur. Bu sebeple, ilçe seçim kurulunca muhtarlığın boĢaldığı ilan edilene kadar istifa isteği geri alınabilmelidir. Bu suretle Yüksek Seçim Kurulu kararında belirtilen uzun süreli belirsizlik sakıncası da ortadan kalkmıĢ olacaktır.84

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin istifa talebinin idârece uygun bulunmasından önce istifasından vazgeçebileceklerinin kabulü gerekir.85

83

YILDIRIM, Turan, s. 96.

84 YILDIRIM, Turan, s. 133.

85 SANCAKDAR, Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal

(45)

VI. KAMU GÖREVĠNDEN ĠSTĠFA’DA ġEKĠL

A. OLAĞAN DÖNEMDE ĠSTĠFA EDERKEN ĠZLENMESĠ GEREKEN YÖNTEM

Kamu hizmetinin insan öğesini oluĢturan memurlar, kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi nedeniyle, memuriyetten istifa haklarını ancak kanunda öngörülen yazılı Ģartlara uymak kaydıyla kullanabilirler.86

Kamu hizmetlerinin aksatılmaması için kanun koyucu, istifa hakkı kullanılırken uyulması gereken bazı kısıtlamalar getirmiĢtir.87

Herhangi bir kısıtlama getirilmemesi halinde kamu hizmetlerinde aksaklıklar meydana gelebilecek, hatta sunulan kamu hizmetlerinin durması söz konusu olabilecektir.88 Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinin 2. fıkrasına göre, istifa etmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine ya da istifa isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Ancak, bu söyleme bakarak, memurun süresiz olarak, idârenin kabulünü ya da yerine yeni gelecek memuru beklemesi gerekliği anlamını çıkarmamak gerekir.89

Ġstifa eden memurun yerine atanan memur bir aya kadar görevi baĢına gelmediği ya da istifa eden memurun yerine bir vekil atanmadığı takdirde, istifa isteminde bulunan memur, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.

86

KARAN, s. 78, DERBĠL, Süheyl, Ġdare Hukuku, Ankara 1959, s. 392.

87

PINAR, Ġbrahim, Devlet Memurları Kanunu ġerhi ve Ġlgili Mevzuat, Ankara 2001, s. 514, YILDIRIM, Ramazan s. 258.

88 ONAR, S. Sami, s. 1268. 89 TAġKIN, s. 109.

(46)

1. Yazılı Müracaat

Memur, görev yaptığı kuruma (bağlı olduğu kuruma) yazılı olarak baĢvurarak90, istifa etme isteğinde bulunmalıdır. Ġstifa dilekçesine tarih atılıp

imzalanmalıdır.91

Yazılı olarak yapılan istifa isteklerinde memur özgür iradesi ile davranmalı ve kiĢiye bağlı olan bu hakkını bizzat kendisi kullanmalıdır. ġahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için de bu hakkın vekil aracılığıyla kullanılması mümkün değildir. Bu hakkın bizzat memur tarafından kullanıldığının ispatı imzadır, Karan’a ve TaĢkın’a göre imzasız ya da baĢkaları tarafından verilen istifa dilekçeleri ya da sözlü olarak yapılan istifa beyanları kabul edilmemeli, geçersiz sayılmalıdır.92

Ancak dilekçenin baĢkası tarafından verilmesi ya da imzasız olması halinde imzanın ve istifa isteğinin istifa talebinde bulunan kiĢiye ait olduğunun yazılı olarak teyit ettirilmesi daha faydalı olacaktır. Teknolojinin geliĢmesiyle duyulan ihtiyacı karĢılamaya yönelik olarak hazırlanan 5070 sayılı Elektronik Ġmza Kanunu hükümleri göz önünde bulundurulduğunda elektronik imza kullanmak sureliyle yapılan istifa talebi de geçerlidir.

Ġstifa isteğini içeren dilekçenin atamaya yetkili amire bizzat verilmesi gerekmektedir.93 Seçimlerde aday olabilmek için zorunlu olarak istifa etmeye iliĢkin düzenlemeye 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 19. maddesinde yer verilmiĢtir. Buna göre, ayrılma talepleri en yakın amire verilecek bir dilekçeyle yapılır. Amir bu dilekçeyi derhal ilgili bakanlığa veya kuruma gönderir. Dilekçenin

90

ÖZDEMĠR, s. 76, GĠRĠTLĠ, BĠLGEN, AKGÜNER, s. 677.

91 KAYA, s. 211.

92 KARAN, s. 76, TAġKIN, s. 109.

Referanslar

Benzer Belgeler

KÜBRA PARMAKSIZOĞLU COŞKUN DOKTORA Atatürk Kültür Merkezi HATİCE NUR ALADAĞ YÜKSEK LİSANS Atatürk Kültür Merkezi YILDIZ YILMAZ YÜKSEK LİSANS

EMİR SAİT DEMİR YÜKSEK LİSANS Türk Tarih Kurumu.. ÖZLEM DİLBER DOKTORA Türk

[r]

"Gökçek istifa" yazılı tişörtlerle Kızılay Metrosu'ndaki turnikelere kendilerini zincirleyen öğrenciler, "Gökçek istifa et" diye slogan attı..

Tangül Akakıncı 1946 yılında Balıkesirde doğdu. Lise öğreniminden sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine girdi. 1970 yılında Yüksek resim bölümü Bedri

Bu inceleme, demokratik eksiklik konusunda teorik 235 tartışmalara girmeden, konunun daha ziyade siyasi saiklerini ele almakta ve Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) ile

O yıllarda konuştuğum çok ünlü ve çok saygın bir yazınerimiz, kendisine Oğuz Atay’ı, çok önemli bulduğumu söyledi­ ğimde: “İyi ama çok geveze” demişti. Bu

Güzel Sanatlar birliği mimari kısmı td'ire heyetinden muhtelif sebeplerle ayrılan üç aza ye- rine mimar Zühtü, mimar Arif beyler dahil ol- muşlardır.. Bunun biri