• Sonuç bulunamadı

"Üç boyutlu karikatür"ü ilk kez gerçekleştiren sanatçı:Semih Balcıoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Üç boyutlu karikatür"ü ilk kez gerçekleştiren sanatçı:Semih Balcıoğlu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi ad">- tladl 0Genel Yayın Mtıdurü: Haşan < enıal, Müessese M üdürü: Emine ;ll, Yazı lyleri Müdürü: Okay Gntıeesin, 0 Haber Merkezi Müdürü: Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmeni: AU Acar, 0 Temsilciler: ANKARA:

lan, İZMİR: Hikmet Çelinkaya, ADANA: Celal Baylanijiv.

776 ! X u y o Z

/İM: 21 AĞUSTOS 1989

V ' V*" Cengiz lürhan. Kültür: Celal Üsler,

^ T v ” 1 , 1L a r r n “ *rltm r k fl ’ fi * -Ş, Arayt.rrna: Şahin Alpay, ly,Sendika:Şük-* M , t ’ L D «i Yazılar. K « w » Ç al,,kan, 0 Koordinatör: Ahmet Korulsan, 0Malı işler Erol Erkul, 0Muhasebe: Bülent Yener 0Bütçe-Planlaına: Sevgi O sm anbeseoilu 0Reklam:

A »e lorun, t k Yayınlar: Hülya Altyol # İdare: Hüseyin (¿ürer, İşleıme: Önder Çelik, Bilgi İşlem: Nail İnal.

Haşan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık v e

34334 İst, HK 246-lStanbul. Tel. 512 05 C

Hur+iur:Ankara: Ziya G ökalp B|v. İnkılap !

133 II 41/428 # I* mir; M Ziya ölv 1352 ! • Adana: Indnu Cad. 119 S No: I Kat I. I

İmsak: 4.37 Güneş: 6.12 Öğle: 13.12 İkindi: 16.59 Akşam: 20.02 Yatsı: 21.30

( t

Ü ç boyutlu

karikatür”üilk kez gerçekleştiren sanatçı- Semih Balcıoğlu

Fikir gazeteciliği gitti,

lotarya yaygınlaştı. îş,

sabuna kadar düştü! Bu

ay sabun, önümüzdeki ay

kese, ondan sonraki ay

hamam parası mı

verecekler? Bilmiyorum

nereye kadar gidecek!

A L P A Y K A B A C A L I “ Başbakanlar gelip geçici, ka­ rikatür kalıcıdır.”

Kırk altı yıldan beri, hiç aralık­ sız karikatür çizen Semih Balcıoğ-

Iıı, onca deneyimden sonra bu yargıya varıyor.

Konumuz başbakanlar değil, karikatür ve basın. Semih Balcı- oğlu’nun bu görüşünü açıklama­ sının nedeni de, gazetelerde, der­ gilerde yayımlanan ve güncel olaylardan kaynaklanan karika­ türlerin kalıcı olup olmadığı so­ runu...

“ Bu tür karik atü rler eskiyebilir” diyor. “ Ancak belirli dönemlerin karikatürleri gazete­ lerden kurtarılıp kitap halinde ya­ yımlanırsa, bunlar da kalıcılık ka­ zanabilir. Ben bunu yaptım: 12 Mart’tan Seçime gibi, 1. MC gi­ bi albümler hazırladım. Bu yeterli değil elbet. Karikatürcü, yalnız gazetesi için değil, kendisi için de karikatür yapmak zorunda. Bun­ ların daha kalıcı olacağına inanı­ yorum. Bunu da yaptım: Güle Güle İstanbul, Yazısız Çizgiler gi­ bi albümler bu düşüncenin ürü­ n ü ...”

ilk karikatürü 7 Ocak 1943 günlü A kbaba’nın “ G enç

ızgıye saygı

PORTRE

SEMİH BALCIOĞLU

33 ödül

1928’de İstanbul’da doğdu. İşık Lisesi’ni ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü’nü bitirdi (1951). Küçük yaşta karikatüre başladı. Akbaba, Karikatür, Şaka, Amcabey, Taş, Taş-Karikatür vb. dergilerde çizdi. 1945’te Akşam Gazetesi’ne geçti. Sonradan Vatan, Dünya, Hürriyet, Tercüman, Politika’da çalıştı. Taş, Taş-Karikatür, Çarşaf,

f

?ivi adlı mizah dergilerinin yönetimine katıldı.

1 1 ...

-Semih Balcıoğlu — Karikatür evrensel olduğu za­ man güç kazanır.

İlk kez “ üç boyutlu karikatür” U gerçekleştirdi. Karikatürcüler Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı, iki dönem dernek başkanlığı yaptı. 1973-79’da Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanlığında bulundu. İtalya Bordighera’da aldığı “ Altın Palmiye” de içlerinde olmak üzere 15 uluslararası ödül kazandı; Türkiye’de ise İş Bankası ve Abdi İpekçi (Yunanistan jürisi) ödülleriyle birlikte 18 ödüle değer görüldü. 7 karikatür albümü, 2 inceleme kitabı yayımlandı.

Iık gösterdiği başka arkadaşlar da vardır.”

Fırçalar” köşesinde yayımlandı­ ğında on dört yaşındadır Semih

Balcıoğlu. Çok geçmeden de dö- c , N dj ne ka_.ndlrmı.tlr mrkrn.m1Za ht|der8,lerİndhkarİka' Semih Balc.oglu’na? Dahaogün-i , v T 8" &ettÇı a ‘T * terde birkaç dergide birden kari-

olup çıkar. Ve tam o sıralarda Ce- katürleri yaVyımı“nmıyor muydu?

nize göre değişebilir. Ama hoca­ dan bakış açısını kazanmak önemli. Bunları, akademiden ön­ ce Cemal Nadir’den öğrendim

mal Nadir’le tanışır:

“ 1943’te Cemal Nadir’in çıkar­ dığı Amcabey’e de bir karikatür götürdüm. Aldı baktı, ‘Bana lüt­ fen her hafta karikatür getirin'

dedi. O ilk karikatürü de arka ka­ pak yaptı. Onun 20 Şubat 1947’de ölümüne kadar, bir ağabey - kar­ deş çizgisi içinde dostluğumuz sürdü. Çok büyük yakınlık gör­ düm ondan. Gençlere çok önem verirdi, benim kuşağımdan

yakın-Böyle düşünmemek gerek:

“ Bu iş disiplin işidir. Çalışma saati, sanata saygı... Bunlar sa­ natta çok önemli şeyler. Hepsini ondan öğrendim. Çok küçük yaş­ ta başladığım için, ancak okulda­ ki resim derslerinde bir şeyler öğ- renebiimiştim. Resmin başlama ve biliş yeri, kompozisyon, konu­ ya nereden bakacaksınız, nasıl çi­ zeceksiniz... Bunlar sizin

kişiliği-ben. Yılmadan, usanmadan bana ve öteki genç arkadaşlara öğret­ ti.”

1944’te, yani ertesi yıl,

“ profesyonelliğe” geçer Balcıoğ- lu: Babacan adlı “ halk gazetesi”

için çizdiği siyasi karikatür, erte­ si hafta kapak olur. Eline de bir zarf tutuşturulur: “ Çok heyecan­ landım. Hemen çıktım, ara yo­ kuşta bir dükkâna alışveriş için girdim. Zarfı açıp baktım, içinde dört tane 50 kuruşluk vardı. Şim­ diki aklım olsa o paraları

sakla-W . l

İngiliz

bayrağını

yaktılar

Geçen pazartesi, Kuzey İrlanda’da yerel özerk yönetime son verilerek bölgenin

Londra’ya bağlanmasının 20. yıldönümüydü. Kuzey İrlanda’nın İngiliz

yönetiminden ayrılarak İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi için mücadele eden IRA’nın (İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) böyle önemli yıldönümlerini boş geçirmeyeceğini tahmin eden İngiliz makamları, başta Londra olmak üzere terör alarmı verdiler. IRA’nm, İngiltere’nin büyük

kentlerindeki askeri olmayan hedeflere yönelik terör saldırılarına girişmesinden çekinen polis yetkilileri, yoğun güvenlik önlemleri aldı ve halkı

“rasgele bırakılmış şüpheli paketleri ellememeye, kalabalık yerlerde dikkatli olmaya”

çağırdı. 14 ağustos ve bunu izleyen günlerde beklenen bombalı saldırılar olmadı. Ancak her iki İrlanda’da İngiltere’yi protesto gösterileri düzenlendi. İşte bu

gösterilerinden birinde, İrlanda Cumhuriyeti’nin başkenti Dublin’deki İngiltere

Büyükelçiliği önünde toplanan göstericiler, bu ülkenin Kuzey İrlanda’dan çekilmesini isteyerek İngiliz bayrağını ateşe verdiler. (Fotoğraf: AP)

rım, çerçeveletir asarım. Ama bir hafta dayanabildim, sonra harca­ dım .”

“ Şaka’cı Cemal” de (Erksan), Şaka’da yayımlanan karikatürleri için telif ücreti ödemektedir artık. Böylece, çok küçük yaşta “ pro­ fesyonelliğe” geçer Balcıoğlu. 1945’te de gazete karikatürcülü­ ğüne... Akşam’dan ayrılıp Cum- huriyet’te çizmeye başlayan Ce­ mal Nadir’in yerini alır. İlk tele­ fon edip kutlayan da, hocası Ce­ mal Nadir’dir...

Akademi öğrenciliği sırasında, öğretmenlerinin hoşgörüsü ile hiç ara vermeksizin karikatürcülüğü sürdürür. Ancak...

Yıl, 1950. Demokrat Parti, ik­ tidara yeni gelmiş. Akşam gaze­ tesi, sert bir muhalefet yürütü­ yor. ..Yaz sonunda, akademi mü­ dürü ve aynı zamanda atölye ho­ cası Zeki Faik Izer’den bir mek­ tup alır Balcıoğlu: “ Gunliik gaze­ telerde siyasi mahiyette karikatür­ leriniz görülmekledir. Bir hafta zarfında bunlara son vermezseniz okul talimatnamesinin falanca maddesi gereğince kaydınızın si­ lin eceği...”

Akşam’m sahiplerinden, başya­ zarı Necmettin Sadak, “ Bugün ııe çizdin?” diye sorunca, mektubu gösterir. “ Birkaç gün imzasız çiz”

der Sadak. “ Ben bu mektubu An­ kara’ya göndereceğim.”

Ve birkaç gün sonra gazetenin birinci sayfasında, Ankara temsil­ cisi Nİzaın Payzın’ın şu haberi çı­ kar: “ ...Semih Balcıoğlu’na okul idaresinden gönderilen mektubu Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’- ye verdim. Sayın Bakan mektubu okudu ve bundan sonra da Semih B a lcıo ğ lu ’nun karikatürlerini zevkle izleyeceğini, siyasete öğren­ cinin değil, öğretim üyelerinin ka­ rlamayacağını sözlerine ekledi ve Balcıoğlu’na bundan sonraki ça­ lışmalarında başarılar diledi.”

Dergi bir bukettir

Demokrat Parti döneminde kendi adına Taş, İlhan Selçuk’la

birlikte Taş-Karikatür adlı mizah dergilerini yayımlayan (1958-59), 1970’lerde Çarşaf ve Çivi dergi­ lerini hazırlayıp yöneten Balcıoğ- lu, bugünün “ çok satışlı” mizah dergilerini “ mizahı yaygınlaştır­ maları” yönünden yararlı buldu­ ğunu belirtiyor ve ekliyor: “ Her­ kes aynı espride, aynı çizgide... Oysa dergi bir bukettir; içinde de­ ğişik çizgilerin de bulunması ge­ rekir. Bu, hemen hemen her ülke­ de böyledir. Aynı çizgiyi vermek, sürekli aynı yemeği yemek gibi... Son zamanlarda değişik çizgiler de var, ama anlayış aşağı yukarı aynı. Bence, kalıcı değil. Yerel mi­ zah yapıyorlar. Karikatür evren­ sel olduğu zaman giiç kazanır.”

Türkiye’de “ üç boyutlu karika­ tür’^ ilk gerçekleştiren de Semih Balcıoğlu’dur. Bu, akademi yılla­ rından beri zihninde yer eden

“ karikatürü kâğıttan kurtarma”

düşüncesinden kaynaklanır. Çe­ şitli gereçleri denedikten sonra se­ ramik çalışmaya karar verir:

“ 1964 yazında, üç, üç buçuk ay her sabah Nişantaşı’ndaki evim­ den Kartal’daki Eczacıbaşı fabri­ kasına düzenli olarak gittim. Ça­ muru yoğurdum, malzemeyi gör­ düm. Boyadım, fınna verdim, so­ nucu gördüm. Olumluydu. İlk yıl rölyef karikatür yaptım, ikinci ve üçüncü yıl heykel-karikatür... İs­ tanbul ve Ankara’da beş sergi aç­ tım. İlki, 1965’teydi. Birkaçını da 1966’da Paris’te açtığımız Türk karikatürü sergisine götürdüm. Sonradan bıraktım, çünkü istedi­ ğimi aşağı yukarı elde etmiştim.”

Başta zorlandım

1973-79 arasında altı buçuk yıl Türkiye Gazeteciler Sendikası ge­ nel başkanlığında bulunur Semih Balcıoğlu. Çok zor bir dönemdir bu: Ofsete geçiş, “ fikir işçileri”

ile “ kol işçileri” nin aynı sendika­ da bir araya gelmesi, Milliyetçi Cephe hükümetleri, vb... “ Başta çok zorlandım” diyor. “ Ama Türkiye’nin o koşullarında herkes omzuna düşeni yapmak zorun­ daydı. Ben de bunu arkadaşlarım, mesleğim ve kendim için yapmak zorundaydım. Sorunların üstesin­ den geldiğimizi sanıyorum. Bir de bugünkü yasaları düşünü­ yorum. Bu yasalarla ne yapabilir bir sendikacı?”

Yalnız sendikacıların elini ko- ' lunu bağlayan yasalardan değil, günümüz basınından da yakınıyor Balcıoğlu. Diyor ki:

“ Basın, ofset geldikten sonra çok değişti. Bazı kuruluşlarda ma­ kinelerin değeri insanlardan daha öne geçli. Sonra lotarya çıktı, yaygınlaştı... İş, sabuna kadar düştü! Bunlar basınla, fikir gaze­ teciliğiyle uzaktan yakından ilgi­ si olmayan şeyler. Bir mizah der­ gisi bunu yapsa, komik bulur, ‘olabilir’ deriz. Bunlar bana çok garip geliyor; dünyanın hiçbir ye­ rinde böyle şeyler olacağını tah­ min etmiyorum. Bu ay sabun, önümüzdeki ay kese, ondan son­ raki ay hamam parası mı verecek­ ler? Bilmiyorum nereye kadar gi­ decek!”

Ya içerik yönünden?.. Bu yön­ den de eski basını arıyor:

“ Fikir gazeteciliği gilti! Fikir alıldı gazetelerden, onların yeri­ ne kupon geldi. Çok kötü! Ama iş işten geçti, hepsi birbiriyle bü­ yük savaşa girdi. Nereye kadar gi­ der, bilem em ... Bunların hepsini yapan, dostlarımız. Ama elimiz­ den ne gelir... Dost, acı söyler!”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hatırımda kaldığına göre, bu maksatla vaktiyle Kılıç Ali’nin de aleyhine bir yazı yazması üzerine ta­ bancanın kabzası ile dayak yerken tatlı canını

ister Çevre Yolu’ndan, ister sahilden Taksim’e 20 dakikalık mesafede.. Bir şenlik

Ateşin ve zamanın indiremediği duvarlar tamir edilecek ve Çirağan bir eğlence sitesi haline getirilecekmiş, hattâ bunun için bir heyet dünyanın en meşhur

Anadoluhisanmn en, güzel yerleri olan iki suyu vardır ki bunlar Gök su ve Küçüksu’dur Alemdağı civar larından gelen bu sular Anadoluhisa rında birbirine

Varı, yoğu herşeyi olan tiyatrodan yıllar sonra ayrılan Dümmüllü, hayat hikâyesini şöyle nakletmiştir.. « — Üsküdar Atlamataşı Selmanağa mahallesinde

Günler, aylar, yıllar geçtikçe, genç yasımda severek, sevinerek girdiğim iz bu yeni bayatı anlayı­ şımda yeni yeni hakikatlere ermiş olmama bakıyorum da

Tartışma ve Sonuç İşbirlikli öğrenme tekniklerinden biri olan jigsaw tekniğinin öğretim ortamında kul- lanımına ilişkin Türkiye’de yapılan ve araştırmanın

As observed in Table 5, the first 5 sectors with the highest total (indirect and direct) forward linkage effect in 2002 are Manufacture of basic metals, Manufacture