R ızkulesi’ni
ne yapm alı?
HALUK SEZGİN_____________İstanbul’un sahip oiduğu taşın maz kültür varlıkları arasında, son günlerde devamlı gündemde olan bir tanesi üzerinde medya aracılığı ile olumlu gösterilmek istenen giri şimlerde bulunulmaktadır. Bu, İs tanbulluların yakından tanıdığı, bil diği ve çok sevdiği Kızkulesi’dir.
Kızkulesi nedir? Ve ne değildir? Kızkulesi’nin anlamım ve taşıdığı değerleri gerektiği gibi özümseme den bu varlık hakkında girişimde bulunmaya yeltenmek, onu kurtar mak yerine, zarar verici faktörlere davet çıkarmak olacaktır.
Yeryüzünde birçok nesne, içinde yer aldığı kenün en belirleyici sem bolü durumuna gelmiştir. Örneğin, yuvarlak bir kaya üzerinde ufka ba kan genç kız heykeli Kopenhagen’i, eğri bir kule Pisa'yı, yansı yıkık bir arena Roma’yı, sivri kuleli bir bina önündeki nehrin nhtımına bağlı es ki bir savaş gemisi St. Petersburg’u simgeler. Bu simgeler, yanı başlann- da belirtilen kent
ler için ne anlam taşıyor iseler, Kı- zkulesi de İstan bul için aynı an lamı taşımak tadır, İşte bu nes- rieicr, ister bir bina, ister bir gemi veya heykel olsun, aynca bünyelerinde es kilik, tarih tanığ olma, izlenim hatta kullanım gibi değerleri taşımış olsalar dahi bütün bir
kenti, hatta metropolü temsil etmiş olmaları nedeni ile özel bir konuma ve dokunulmazlığa sahiptirler.
Kızkulesi ile ilgili girişimler yakla şık bir yıla yakın bir süredir türlü yayın araçlan ile gündemde tutul mak istenmektedir. Bu girişimin ön- derliğni Üsküdar Belediyesi yapar görünmektedir. Nitekim, Kızkule- si’ne bir işlev verme çabalan kamu oyuna, televizyon aracılığı ile orada yapılan bir nikah töreni ile sunul muştur. Evet, bu tür bir kutsal bağlılık töreninin değişik bir yerde olması insanlara ilginç gelebilir. Bu, Kızkulesi’ne ilk adımı atmak için masum ve dikkate değer bir yoldur. Ne var ki, Üsküdar Belediye Baş kanlığı geçen yılın m art ayı içinde iki üniversiteye müracaat ile “bu tarihi
eserimizin ülkemiz turizmine kazan dırılması bakımından, restorasyonu konusunda...” resmen görüş istemiş
tir. Üniversitelerin ortak raporu ise, Kızkulesi’nde turistik faaliyete kar şıdır.
Aradan geçen yaklaşık bir yıllık süreden sonra, bu defa Kızkulesi'ne kültürel bir işlev verilmesi gündeme
gelmiştir. Yeni çıkan “Rıhtım” der gisinin ilk sayısı, adeta bu konuya tahsis edilmiş gibidir. Dergide genç yazar Ümit Elgin, Kızkulesi’nde en gin bir romantizme erişiyor. Birkaç sayfa sonra da bir başka genç yazar,
İlknur Demirlek, bu defa patetik bir
üslûp ile Kızkulesi’ni kurtaracak
“Küçük İstanbul” projesine taraf ve
karşı olanlan sergiliyor. Nihayet ga zetemiz Cumhuriyet’in 18 Temmuz 1993 tarihli sayısında yazar Enis
Onat, Kızkulesi'nin kültürel amaca
tahsisi için Varlık dergisinin 60. yıl dönümünü m otif olarak kullanıyor. Ve yine Cumhuriyet’in 25 Temmuz 1993 tarihli sayısının Dergi ekinde, yazar Abdullah Ekşioğlu haklı ola rak binanın harap durumuna işaret ederek, bu ihmalin faturasını TC Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na çıkarıyor; yazısının sonunda da yine Üsküdar Belediyesi'nin hazırlattığı halka açılma projesine resmî ve özel sektörden yardım isteyerek destekte bulunuyor. Bütün bu yorum ve di lekler bir yana bırakıldığında Kız-
kulesi nedir? İstanbul Bo- ğazı'mn güney girişinde Anado lu kıyısına yakın durumda olan Kızkulesi, ken tin en eski iki ef sanesini barındı ran bir yerdir. Batılılarca Le- andr Kulesi ola rak da bilinen bu yapı, Salacak açıklarında yer alan bir kayalık üzerine bilinme yen bir tarihte inşa edilmiş ve çeşitli evrelerden ge çerek günümüze kadar son durumu ile gelmiştir. Eski gravürlerde de yer alan Kızkulesi, Fenerbahçe ve Ahı- rkapı fenerleri ile birlikte Boğaziçi’ nin gemi trafiğinin düzenlenmesin de görev almıştır. Bina, basit ve pen- ceresiz bir zemin kat içinde yer alan ve yüksek olmayan bir kuleden iba rettir. Kulenin üstünde bir balkon bulunmakta ve kule, Sultan II. M ahmut dönemi bir dilimli kubbe ve bayrak direği ile sona ermektedir. Kızkulesi için, turistik veya kültü rel amaçlı ve halka açık bir işlev dü şünülmektedir. Bina doğal bir kaya lığın üstünde ve kısıtlı bir alana sa hiptir. Aynca dışarıya açık pence resi yoktur. Yeni pencere açılması sözkonusu değildir. Zemin katın ça tısının teras durumuna getirilmesi mümkün değildir. Kızkulesi’nin oturduğu doğal kayalık, insan kitle sini getirecek deniz araçlannın ya naşmasına uygun değildir. Binanın bulunduğu coğrafi nokta, İstanbul’ un rüzgâra en açık yeridir; bu nedenle dışarda oturmak sadece yılın birkaç gününde mümkündür. Binaya veri
K
jzkulesi’nin
kendine özgü gizemi
ve bakir hali ile
kalması hem kendisi,
hem de İstanbul
için en hayırlı
olanıdır.
Kızkulesi ile ilgili girişimler yaklaşık bir yıla yakın süredir türlü yayın araçları ile gündemde tutulmak isteniyor. Fotoğrafta yüzyılımızın başındaki Kızkulesi görülüyor. (Fotoğraf: SEBAH - JOAILLIER - BURÇAK EVREN KOLEKSİYONUNDAN)
lecek sosyal veya turistik işlev için her şeyden önce fizibilite hesaplan yapılmalıdır. Bu kadar küçük alan lar ne sosyal ne de ekonomik yön den rantabl olmayabilin Bina kara dan kopmuş durumdadır; bu ne denle güvenliğinin sağlanması çok zordur.
İstanbul gerçekten kültüre hizmet eden yapılar açısından yoksuldur. Ancak kültürel amaca uygun, Kız- kulesi’nden başka onca bakıma muhtaç eser varken özellikle bu ese rin seçilmesi, başka nedenler arama yı ister istemez akla getirmektedir.
Bunu, yaklaşan yerel seçimler için belediyelerin özellikle eski eserlere ve yörelere yönelik yatırımlarında aramak gerekir. Her belediyenin bir vitrini vardır. Fatih, Samatya mey danını; Eyüp, Rami Kışlası’m; Üm raniye, Hekimbaşı Av Köşkü’nü; Beyoğlu ise Kasımpaşa’ya dört şe ritli Haliç sahili otoyolunu seçmen lerine sunmaktadır. Üsküdar ise Kı- zkulesi’ni topluma açarak hizmet getirmeyi tasarlamaktadır.
Kızkulesi gerçekten bakıma muh taçtır. Doğa etkilerine karşı özellikle ahşap malzemenin dayanıklılığı çok
azdır. Binanın hızla restore edilmesi, tahkim ve takviyesi gereklidir. Bu koruma, Kızkulesi sadece Kızkulesi olduğu için yapılmalıdır. Oysa, öne rilen yeni işlevler karşısında bina restorasyonu bir amaç olmaktan çıkmış bir araç olarak dikkati çek mektedir.
Sonuç olarak şu hususlann belir tilmesinde yarar vardır: Kızkulesi’- nin toplumun ziyaretine turistik veya kültürel amaçla açılması, gerek binamn gerekse üzerinde yer aldığı doğal kayalığın özgünlüğünü kay betmesine yol açacaktır. İnsan kitle
sinin gelmesi için yapılması şart olan rıhtım, doğal kayalığın; kullanım için yapılacak düzenlemeler ve alt yapı ise binanın değişmesine yol açacaktır. Önemli olan, İstanbul’u Kızkulesi’nden değil İstanbul’dan Kızkulesi’ni izlemektir. Bu gerçekle ri belirten rapor, M imar Sinan ve Yıldız Teknik Üniversitesinin Bi na Bilgisi, Mimarlık Tarihi ve Res torasyon Ana Bilim dallan tarafın dan hazırlanarak Üsküdar Belediye Başkanlığı’na sunulmuştur. Bu, üniversitenin bilimsel görüşüdür. Bu tür konularda hassasiyet göste
ren Mimarlar Odası, Kültür ve Ta biat Varlıklannı Koruma Kurulu ile Anakent Belediyesi’nin tavırlannın ne olacağ, olayın tırmanışa geçtiği şu sırada merak edilmektedir.
Kızkulesi, iki bin yıla yaklaşan geçmişi, efsaneleri ve taşıdığı üstün sembolik değeri ile İstanbul’u sim gelemektedir. Pisa Kulesi’ni resto ran, Kolisseum’u açık hava tiyatro su, Aurora Zırhlısı’nı yüzer diskotek yapmak nasıl düşünülemezse, Kız- kulesi’nin de ne amaçla olursa olsun insanlar ile doldurulması akla geti rilmemelidir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi