• Sonuç bulunamadı

Memduh Paşa Yalısı:Boğaz kıyısında nefes kesen lokanta

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Memduh Paşa Yalısı:Boğaz kıyısında nefes kesen lokanta"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S

o f r a

Bekri Çeşnici

r

/

M em duh Paşa Yalısı

Boğaz kıyısında nefes kesen lokanta

Kireçburnu'ndaki Memduh Paşa Yalısı, bir lokanta mekânı olarak, binası, geniş bahçesi ve genel havası İle gerçekten dikkat çekici... Ancak “ Frank Sinatra eşliğinde" İçkinizi yudumlamanın bedeli oldukça yüksek burada...

K

ültürüne sahip çıkamayan, geçmişten kalan hâzinelerini koruyamayan ülke­ mizde eski yapıların, özellikle konakla­ rın, yalıların korunması, umarsız, buyurgan devlet anlayışının en çarpıcı örneğini oluştu­ racak biçimde düzenlenmiştir.

Aileden kalma milyarlık Boğaz yalıların­ da oturanlar, bunları olduğu gibi korumak­ la yükümlüdürler. Bu yükümlülük, çoğu ai­ lenin gücünü aşmakta, üstelik insanlar kâğıt üzerinde milyarlık değerlere sahip oldukları halde yoksulluk çekmektedirler.

Kültürüne sahip çıkamayan, eskinin mira­ sını koruyamayan devlet kendi yükümlülü­ ğünü, zor yoluyla kişilere yüklemektedir ve doğallıkla bu tür koruma, amacına ulaşama­ maktadır.

Binaların korunması, ancak onlara geçer­ li işlevler yüklenmesiyle mümkündür. Boğaz kıyılarındaki yalıların restaurant, bar, lokan­ ta, pansiyon olarak kullanılmaları da bu çer­ çeve içinde düşünülebilir.

Çelik Gülersoy’un girişimiyle Turing Ku- rumu’nun otel haline getirdiği Yeşil Konak

hem gelir kaynağı oldu hem de kentin orta­ sında, korunmuş bir yer ve bina sağlandı. Ye­ şil Konak’ta geceleyecek olanağa sahip olma­ yanlar bile bu eski konağın bahçesinde son derecede makul fiyatlarla çay kahve veya iç­ ki içmek olanağına kavuştular.

Kireçburnu’ndaki Memduh Paşa Yalısf-

na ilk ayak bastığımızda, hemen bunları dü­ şündük. Gerçi yazlık bahçeden denizi görmek olanağı yoktu. Ama yine de yemyeşil, yüz­ yıllık ağaçlarla bezenmiş bakımlı bir bahçe­ de serin serin oturmak son derecede keyif­ liydi ve dans pisti de bar da mobilyaları pek içaçıcı olmasa bile masa ve sandalyeleri de tarihi yalının bütünüyle büyük bir çelişki için­ de değildi.

Yüksek duvarların ardında bu cennet bah­ çede, araba gürültüsünden olduğu kadar, arabesk yıvışıklığından da uzak bir gece ge­ çirmek, barda bir kadeh içtikten sonra ma­ salara kurulup felekten bir gece çalmak ola­ nağı vardı.

Barda kısaca oyalandıktan sonra masala­ rımıza kurulup Frank Sinatra eşliğinde, pat­ lıcan salatası, çerkez tavuğu, beyaz peynir, kavun gibi mezelerle rakılarımızı yudumlar­ ken uyanmahydık.

öyle ya, geçenlerde, Beşiktaş Iskelesi’nin hemen dibinde lüks (ama hanedan zevkinde) döşenmiş bir alafranga kebapçıda Joan Ba- ez dinleyerek kebap yemeyi, kötü birkaç me­ ze ile bir kebap ile 2 duble rakıyı adam başı 60 bin lira vererek ödediğimizi anımsamalıy- dık.

Ama demek ki yeterince ders alamamışız ki Memduh Paşa Yalısı’nda, Frank Sinatra eşliğinde rakımızı yudumlamanın bedeli önü­ müze geldiğinde, gerçekten nefesimiz kesil­ di.

Dört kişi barda birer içki (3 tane siyah bant

viski ile bir tekila) içtikten sonra masada, bir küçük şişe rakı ve az miktarda meze olarak, vasatın altında bir patlıcan salatası, herhan­ gi alelade bir meyhanede bulunacak cinsten beyaz peynir, hiçbir iyi yerde önünüze kon­ mayacak kadar kötü kavun (hiç değilse bu işin erbabının yaptığı gibi tatsız kavunun üs­ tüne biraz gülsuyu ile çok hafif pudra şekeri yedirilir ve şıklık olsun diye de bir iki kiraz konulurdu. Ama bunu düşünmek için ger­ çekten bu işe tutkulu olmak gerekir) vasat bir çerkez tavuğu, soğanlarının salmaya başla­ dığı kokudan bir gün önceden kaldığı anla­ şılan bir ahtapot salatası ile fasulye pilaki- nin ardından bir şişten sote (fena değil), bir külbastı (iyi) bir de “ Steak Meksiken” den (bildiğimiz bonfileye biber ekleyip üstüne peynir konarak yapılan, hiçbir özelliği ve pek

de fazla lezzeti olmayan bir et) oluşan yeme­ ğimiz (dört kişiden biri de et yemedi) üstü­ ne, meyve ile birlikte 486 bin lira ödeyince, güzel bir bahçede, vasatın altında bir yeme­ ği arabesksiz yemenin bedelini öğrenmiş ol­ duk.

Doğrusu Türkiye’de sayıları gittikçe aza­ lan iyi restaurantlar ve gittikçe tarihe karı­ şan camm Türk mutfağına karşın, dünyanın en iyileriyle atbaşı giden hesap pusulalarıyla karşılaşıyoruz.

Çarpık gelişmemizin ve ham ervahın ko­ lay kazancının, masalara yansıyan sonucu bu.

Dört kişi, 500 bin lira verdikleri zaman (200 dolar eder) dünyanın herhangi bir ye­ rinde vasatın üstünde bir lokantada, Mem­ duh Paşa Yalısı’nda yenenin çok daha iyisi­

ni yiyebilirler. Bundan kimsenin kuşkusu ol­ masın. Memduh Paşa Yahşi düzeyinde, ka­ litesinde ve fiyatında olan yerler ise ancak çar­ pık gelir dağılımının dorukta olduğu, azge­ lişmiş ülkeler ile Latin Amerika’da tutunur, bir de öyle görünüyor ki bizde... Yoksa baş­ ka varlıklı ülkelerde, bu fiyata, bu kalite ve bu hizmeti veren kurumların ömürleri fazla uzun olmaz.

Kısacası, güzel bir bahçede, vasatın altın­ da yemek yiyip vasatın çok üstünde bir para ödemek ya da kıyısından doğru paranızı Bo- ğaz’ın sularına atmak istiyorsanız, Memduh Paşa Yahsı’nı öneririm. Hiç değilse bahçe gü­ zel. □

Memduh Paşa Yalısı, Kireçburnu Tarab- ya Cad. No: 4 /6 Tel: 162 20 17

27

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi * 0 0 1 5 0 2 5 3 4 0 0 6 * Fot oğraf: H A S A N D E N İZ

Referanslar

Benzer Belgeler

Aksiyel tomografi kesitinde özefagus orta kesimde yaklaşık 2.5 cm uzun- luğunda lümeninde hava dansiteleri içeren divertikül ile uyumlu görünüm saptandı (beyaz ok)

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

Ünlü oyuncular tek tek incelen- diğinde, Kıvanç Tatlıtuğ ile ilgili satın alma niyetine istatistiksel olarak anlamlı etki eden marka denkliği unsurları, etki sırasına

Ankara Devlet Balesi, bu yıl Uluslararası İstanbul Festivali’- ne müziğini Bülent Tarcan’ın gerçekleştirdiği “Deli Dumrul” balesiyle katıldı.

Dilimin döndüğü, aklımın erdiği ka - dar anlatmak istedim, bunun adeta bir nevi talim ve terbiye tekniği olduğunu, talebeye usul tahtında nasıl ders

Çünkü, tam­ pon bölgeye girmiş olan Türk askerinin bu bölgeye girmiş olabileceğine ilişkin olarak Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Bartş Gücü'ne

Sinema bizde bir endüstri düzeni içinde kapitalist (hatta .kapitalist bile olamayan) sını-.. fınelindedir.Bunedenle bu sı­ nıfın koyduğu kurallara uymak

Maveraünnehr-Burası neresidir? Burası,eskilerin Oksus, Arapların, Ceyhun, yerlilerin, Amuderya dedikleri nehrin öbür yanı, doğu tarafında olan yerlerdir. Bu nehir,