18 Ekim 1991 Cum a
11
Kandilli Rasathanesi nde 45 yıl uzayı gözleyen Prof. Dr. Muammer Dizer, uHiirriyet” e anılarını anlattı
M I*
+
¿/..BİROMUR
■ 1
+
■ ■
+ B ■
1
GÖKYÜZÜ
T
'
4
^
T
S E L M A
T Ü K E L
G
Ö K Y Ü Z Ü N Ü lutlarla kaplı... seyrederiz... Bazen buM avilikler içinde, pamuk yığınları gibi bembeyaz, hare ketli... Huzur veren, iyim serlik veren, dinlendiren bir boşluk... Bazen, güne şin ışınlarıyla renk oyunlarına girmiş, uçsuz bucaksız bir boşluk... G öz alabildiğine...G eceleri bir başka "âlem"... Bazen yıldızla do lu bir karanlık; yıldızlar ötesi bir uzayı düşündü ren... Bazen dolunayla aydınlanm ış bir başka ma vilikle kaplı bir gökyüzü, bakanı duygulandıran...
Evet, seyrederiz gökyüzünü, beş dakika, on dakika... Haydi haydi bir saat... Sonra, "Bu kadar seyretmek yeter" deyip odam ızın duvarlarıyla sı nırlı kendi dünyam ıza döneriz.
Gökyüzünün "seyri" bizim için bu kadar... Size, "Bir adam tanıdım, gökyüzünü bir saat, bir gün, bir yıl filan değil, tam 45 yıl ve her gün seyretmiş" desem ...
"Kim bu adam?" demez m isiniz?
Tam tamına 45 yıl gökyüzünü seyretmiş Prof. D r. Muammer Dizer... 45 yıl dile kolay... Tam bir ömür yani...
Prof. D r. Muammer Dizer, "Dürbünün" ar dında bir ömür geçirmiş, bir astronom, Türkçesi bir gök bilgini...
Şim di, artık emekli olup, dürbününü bırakm ış, masasının başına geçmiş, "Gördüklerini" yazı yor...
Onun da ufku artık, bizim gibi uzay boşlukları ile değil, çiçeklerle dolu odasının duvarlanyla sı nırlı. Am a, bir gök "tutkunu" için böyle bir sınır var mı? G özlerini kapatsa bile, uzayın tüm derin liklerini gördüğünden kuşku yo k...
"Kimbilir uzay hakkında ne çok şey biliyor dur?... Onun için uzayın sırrı yok" mu dersiniz?
Prof. D r. Muammer Dizer, şimdi sevim li se vim li gülümsüyor, "U zay hakkında bildiklerimiz, gördüğünüz uzayla karşılaştırılırsa bir nokta ka dar kalır" diyor.
Uttayla ilgili sırları çözmek için bir ömür ver dikten sonra, öğrendiklerine bir "nokta" kadar de mek, şaşırtıcı bir itiraf belki, ama gerçek...
Muammer Dizer, anlatmaya, bu gerçeğin özü ne inip çıktığı yolun başından başlıyor:
"İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olduktan sonra, her fakülteye girmem mümkünken, ben İs tanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ni tercih ettim. Çünkü matematik ve astronomiyi çok seviyor dum. M ezun oldum ve hoş b ir rastlantı He Kan dilli Rasathanesi'ne asistan olarak girdim. Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi'nde sermürettip olan
babama, bir gün, rasathanenin müdür yardımcısı, ■■■■ meteoroloji bültenlerini basılması için getirmiş ve rasatha nenin bir asistan aradığını söylemiş. Böylece orada çalış maya başladım ve geçenlerde emekli olup ayrıldım."
.
“BU UFO” DUR DİYE
AMERİKA AYAĞA KALKTI
m M
GÜNEŞ'İN ÖNÜNDEN GECEN UFO
1966 yılında güneşin önünden geçen bu yu varlak cismin. Muammer Dizer ve asistan arkadaşları tarafından fotoğrafı çe kildi. Fotoğraf, Amerika'ya gönderildi ve orada adeta bir bomba gibi patladı. Fotoğraf, Amerika'nın çeşitli dergi ve gazetelerinde yayınlandı ve "UFO” diye tanıtıldı. Ama o gün bugün, bu meçhul cismin ne olduğu bir türlü anlaşılamadı.Bilim adam larının bir özelliği, düzenli, sıralı anlatm ak... Bizim özelliğim iz de "En merak edilen" soruyu sorm ak...
Bir gök bilginini bulmuşsunuz, 45 yılını uzayı gözlemekle geçirm iş. Kendisine
" U F O " sorulmaz mı?
Kendisine, " U F O gördünüz mü?" diyo rum ... Profesör, gene sevim li sevim li gülüm süyor... Ve, 26 yıl önce gökyüzünde çektikleri bir fotoğrafın, gökbilim âlem inde yarattığı yankılarını anlatıyor:
"Sanırım 1966 yılıydı... Bir gün güneşi gözlemleyen asis tan arkadaşlarım, 'Güneşin önünden bir cisim geçiyor, bir cisim geçiyor' diye heyecanla bağırdılar. Hepimiz yerimiz den fırladık. Güneşin önünden, süratle yuvarlak bir cismin geçtiğini gördük. Hemen fotoğraflarını çektik. Bu şimdiye kadar gördüğümüz bir cisim ve olay değildi. Aynı zaman da, bizler için büyük bir meraktı. Ben bunun, 'Küçük bir gezegen veya Am erika'nın fırlattığı bir meteoroloji aracı'
olabileceğini düşündüm... Çektiğimiz fotoğrafları vakit
ge-1 9 6 6 yılında Kandilli
R asathanesi Güneş'in önünden
geçen bilinmeyen bir cismin
fotoğrafını çekti. Fotoğraf
Amerika'ya incelenm ek üzere
gönderildiğinde “U F O ” olduğu
ön e sürüldü ve büyük ilgi
uyandırdı. Pro f.D r. D ize r, bu cismin ne
olduğunun bugüne kadar anlaşılmadığını söyledi
çirmeden Amerika'ya gönderip, olayı ayrıntıları ile anlattık. Olay, Amerika'da inanılmaz bir ilgi gördü. Adeta bir bom ba gibi patladı. Amerikalılar bu cismi 'U FO ' diye tanıtıp fo toğraflarını çeşitli dergi ve gazetelerde bastılar. Onların
'U FCT diye ısrar ettikleri bu olay, Amerikan kamuoyunda müthiş yankılandı. Bu yayın ve geniş yankılanmadan sonra, Amerika'dan bize, bir dolu mektup geldi. Bazı Amerikalılar derdikleri mektuplann içine dolarlar da koyarak, 'Lüt- cektiğiniz fotografían gönderin, heyecanla bekliyoruz'
dediler. Tabii ki isteklerini karşıladık. Bu fotoğraflar, aynı
nemedi. Prof. Dizer meçhul ve sihirli cism i, " O bir U FO değildi. Fakat hâlâ ne olduğu bilinmi yor. Bir göktaşı olabilir" diye niteliyor sadece...
Hemen kendisine " U F O için düşüncelerini"
soruyorum.
Yanıtı aynen şöyle:
" U F O güzel bir fantezi... Biliyorsunuz, U FO bize nazaran çok akıllı, bize nazaran çok kafalı ve yüksek teknolojik bilgilere sahip kişilerin ara cı... Bunlar dünyamıza kadar geliyorlar, toprak larımıza iniyorlar, semalarımızda dolanıyorlar, ama nedense, ne hikmetse, bize bir mesaj bile bırakmadan, bir acı kahvemizi bile içmeden ge çip gidiyorlar... Fakat günümüzde, insanların böyle fantezilere ihtiyacı var. Astrolojiye inanan insanların sayısı günden güne artarken, bu gibi olaylar, insanları günlerin hayhuyu içinden çe kip çıkarabiliyor. İçine düştükleri stresler ve bu nalımlardan uzaklaştırabiliyor..."
Yerüstü ve yeraltı olayları, her zaman ve her yerde dalma insanların ilgisini çekiyor. Bu ilgi elbette, Türk insanı için de geçerli. Prof. Dizer,
bu konuya şu açıklığı getiriyor:
TELEFONLARIN
KİLİTLENDİĞİ GÜNLER
"Bizim insanımız da böyle olaylara çok düşkün... İlgi ve merakları olağanüstü fazla. Ö r neğin, donanmamızın, manevra için Karadeniz ve Marmara'ya çıktığının ertesi günü, bizim te-
A lefonlarımız susmaz olur... He yecanlı sesler bize durmadan aynı şeyi sorarlar... Tariflerini de yaparak, 'G ök yüzünde parlak bir cisim gördük, bu bir uçan
rdükle- ran
gönd ten ç
zamanda Ingiltere'de, bilimsel bir dergide yayınlandı. O ra da da ilgi gördü..."
0 GÜN BU GÜN, BU CİSMİN
NE OLDUĞUNU KİMSE ÖĞRENEMEDİ
Prof. Dr. Muammer Dizer, bu olayı an latırken, bunun kendileri için en ilginç yanı nın; Türk rasathanesinde yapılan bir gözle min bilim e aktarılması olduğunu vurgulu yor... O layın ve yansım alarının, Türk olarak, kendilerine büyük bir keyif ve mutluluk ver diğini sözlerine ekliyor.
Am erikalıları, "Bu kesin UFO'dur, bun lar UFO'nun fotoğraflarıdır" diye ayağa kaldıran o sihirli ve meçhul yuvarlağın ne olduğunu, o gün bugün, kimse
öğre-daire m idir, bu nedir?' derler. Aslında, gördükl ri ve onları heyecanlandırıp telefona koştun parlak cisim, donanmanın aydınlatma fişeğin den başka bir şey değildir. Bunu kendilerine an latınca, karşımızdaki insanın o coşkulu heyecanı birden kaybolur. Adeta hayalleri yıkılır. Sesleri eski canlılığını yitirir... Çünkü onların bizden al mak istedikleri 'Evet, bu bir uçan dairedir' ceva bıdır."
Profesörden, hep "Gökyüzünü seyreden adam" diye söz ettik.
Oysa, onu iyi anlatabilm ek için , bir gözü gökte, bir kulağı yerin altında demek gerek... Çünkü, depremler de rasathanenin görevleri arasında. Deprem kuşağında bulunan Türkiye'yi sallayan depremlerin tümü burada kaydedili yor... Bunların pek çoğunu insanlar hissedemiyor. Duyulup, hissedildiğinde de, rasathanenin telefonları susmak bilm i yor. Bu telefon ve merak yoğunluğunu Muammer Ho- ca'dan dinliyoruz:
"Hissedilen bir deprem olduğu zaman bizim üç telefon birden çalmaya başlıyor. Bir aksilik, bir yanlışlık olmasın diye, telefonların hepsine ben cevap vermeye çalışırım. Deprem karşısında vatandaşlarımız çok duyarlı ve endişeli dir her zaman, önce depremin nerede ve kaç şiddetinde olduğunu, can ve mal kaybını sorarlar. Ondan sonra da, bu konuda merak ettikleri her şeyi bu telefonla öğrenmek is terler. Elbette onlan mümkün olduğunca rahatlatmaya çalı şırız. İster istemez bu telefon görüşmeleri bir sohbet şekli ne dönüşür. Bu arada, ilk bilgileri almak için bizi arayan gazeteciler için, telefonlanmız meşgul çıkar. Bizimle bu nedenle temas kuramayan gazeteciler de, 'Siz orada ne ya pıyorsunuz öyle' diye bize serzenişte bulunur."
Dünyanın oluşumundan beri insanoğlu, deprem afetinin sırlarını çözm ek için uğraşıp duruyor... Bu konuda da, pek çok şeyin bilinmediğini yılların hocası şöyle yansıtıyor:
"Dünya ile ilgili deprem mekanizması hakkında bildik lerimiz yeterli değil. Bugün eğer, depremin özelliklerini bi- lebilsek, ne zaman olacağını anlar, ona göre anında önlemi alır, bunca can ve mal kaybını önleriz. Bu konuda dünyada bazı çalışmalar var, henüz kesin ve yeterli değil. Fakat bu nun gerçekleşeceğine biz inanıyoruz."
YARIN: GÜNEŞ SIRLARINI SAKLIYOR
EMCIfl İl İli İMİMİ ERİ
M uam m er Dizer, em eklilik günleriniEIVlEALILln KlUlıLCIıI
Aksaray'daki m ütevazı evinde, çalı şarak geçiriyor. Bilgilerini, yaşayıp gördüklerini yeni kitap lara a k ta rı yor. "Var olduğum sürece, çalışacağım" diyor. (F o to ğ ra f: M a h ir Ç erçi)Güneş'teki leke rasatları
dünyada büyük ilgi gördü
MUAMMER Dizer,
1 9 2 4 yılında İstanbul’da
Çarşam ba'da doğdu. İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesinde
okudu. 1 9 4 6 yılında Kandilli
R asathanesinde, asistan olarak
çalışmaya başladı. 1970'de
rasathanenin müdürü oldu. 21
yıllık müdürlük görevinden sonra,
bu yıl emekliye aynldı.
Çalışmalannı “Güneş Fiziği”
alanında yoğunlaştıran Prof. Dr.
Muammer Dizer'in
yaptığı
güneş leke rasatlan bütün
dünyada kabul gördü, astronom i
kitaplannda yer aldı. Paris ve
Londra R asathanelerinde
gerçekleştirdiği, Güneş'le ilgili
özgün buluş ve araştırmalan, pek
RASATHANE DE İLK CUMHURBAŞKANI G Ü N EŞ K U LES İ
Kandilli Rasathanesini ziyaret eden ilk Cumhurbaşka nı İsmet İnönü oldu. 1944 yılında Rasathane'yi gezen İnönü, ayrıca Rasathane'nin kurucusu Fatin Hoca'nın emekliye ayrılışı dolayısıyla takdirlerini bildirdi.
Kandilli Rasathanesi kurul duğu günden bu yana sürek li gelişme gösterdi. Yeni yeni araçlarla donatıldı. 1970 yıllarında Rasathane'ye yeni tesisler eklendi. Açılışa o dönemin Milli Eğitim Bakanı Orhan Oğuz da geldi. Ge ride o dönem yaptırılan “Güneş Kulesi" görülüyor.
Çizgilerle hayattan rakorlar
GUINNESS
çok yabancı bilimsel dergide
yayınlandı. Rasathaneyi dünyanın
sayılı ve önde gelen gözlem ve
bilim merkezlerinden biri haline
getirebilmek için bütün gücüyle
çalıştı. Konusu ile ilgili 5 0 kadar
kitap ve bilimsel araştırm a
yayınladı.
3 9 yıldan beri Profesör
Atıfe
Dizer
ile evli bulunan Prof.
Muammer Dizer,
halen
çalışmalannı evinde sürdürüyor.
UNESCO
’nun hazırladığı İslam
Uygarlığı ile ilgili kitabın bir
paragrafının yazım işi de halen
kendisine verilmiş bulunuyor. En
son olarak, eski astronom i
aletlerinin herbirinin tanımını
yapan bir kitap yazdı.
E n a ğ ı r k a m e r a
P lísİNYADA
HAVADAN
FOTOĞRAF Ç E KİLMESİ İLK KEZ ISTS YILINDA GASPARD FEUX TOURNACWON (1820 J9 I O) TARAFIN DAN PARÍS İN DIŞIN. DA VILLA COUBLA/DA BiR BALONDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
£ n KUÇLIK KULLANILAN KAME
RA EDWARD STİLİ BİR ARAZİ KA
MERASIDIR. 3 4 * 3 4 * I9 MM BOYUTUNDAKİ KAME RA ?O XI7M M B Ü YÜKLÜĞÜNDE FOTOĞRAF ÇEKEBİLİR. B U K A M E R A KİBRİT ÇÖPLERİNDEN VE PİRİNÇ MALZEME K U LLA N ILA R A K I989 YIUNDA ASCDT'TA WILLIAM P0CKLIN3. TON TARAFINDAN İMAL EDİLDİ.
Çizen: DICK MILLINGTON
£ - N BÜYÜK VE EN PAHALI ENDÜSTRİ
K A M E R A S I 2 7 TON AĞIRLIĞINDA BiR ROLLS ROYCE KAMERADIR. ©66 YILINDA SATIŞA ÇI KARILMIŞTI . G Ü N Ü M Ü ZD E BF’C C GRAPHICS LTV . Ş İ R K E . TİN İN ALALI OLAN BU KAMERANIN YÜKSEKLİĞİ 2.69 M GENİŞLİĞİ 2 .F M VE LENSLERİ.
BULBVİACA
Dünkü çö zü m
Soldan sağa
1- Değerli ve mühim say mak (iki kelime), 2- Anla yışlı ve zeki... Bitkilerden çı karılan kokulu ve uçucu sı vı, 3- Tavır... Sözde kalma yıp gerçekleşen, yapılan İş... Bir geyik cinsi, 4- Bir şeyin “ne” olduğu (mahi yet)... öğretmenin öğrenci lere sınıfta verdiği bilgi, 5- Sâfi... Tavana yakın küçük pencere... İlaç, 6- İtalya'da bir ırmak... Satranç taşla rından biri, 7- İsim ... Bahçe lerde kafes biçiminde yapı lan süslü çardak, 8- Elbise lerin üstüne giyilen, önü açık bir üstlük... Bir şeyin yerine başka bir şeyi koy
ma veya kullanma, 9- Seç kin... N eşeli... Uğur sayılır, 10- Çatı veya dam ... Bir de niz kuşu... Bir olumsuzluk eki.
Yukarıdan aşağıya |
1- İhtimam ve İtina... Alırt- yazısı, 2- Sebep... Bir yağış, 3- Bir çeşit büyük II... Doku teli, 4- MIsterTn kısa yazılı şı... inanç, 5- Uygunluk (es ki dil)... Bazı sazlarda kalın se s veren tel, 6- Ereğli Kö mür İşletmeleri'nl sim gele yen harfler... Hoşlanarak bakma ve seyretm e, 7- Yö netim... Erkek, 8- Allah ka tında bulunan ruhani var lıkların her biri... Açıkyü- rekll, güvenilir kim se (kalender), 9- Notada durakla ma zam anı... Çabuk üzü len, merhametli (rikkat sa hibi), 10- Bir ilim iz... Belli ve açık (eski dil), 11- Neon gazının sim gesi... Bir işye rinde çalışan insanların her biri, 12- Bollaşıp genişle m e... Bir göz rengi.
19 Ekim 1991 C u m artesi
13
Uzay, uçsuz bucaksız... V e çok çeşitli araştırm alara a ç , açık
i l i l # ! İ Ü .
S
E
L
M A
T Ü K E L
PİİNFÇ'İ İ7I CD|fCfc|
P ro f-D r - M u a m m e r D ize r, bu d ü rb ü n ü n a rd ın d a t a m 4 5 y ılı g eçir-UUIlCv
I lU LC im m
d i. B o ğ az'm ce n n e ti a n d ır a n v e d o ğ a n ın b ü tü n g ü ze lliğ in in s e r g i len diğ i K a n d illi s ır t la r ın d a , g ü n e ş fiz iğ i ile ilg ili ç a lış m a v e a r a ş t ır m a la r ın ı y o ğ u n la ştırd ı.n
AY A GİDEN
BAYRAĞIMIZ
İşte bu b a y ra k , Ay'a ilk giden A m erik a lı a stro n o t Neil A rm stron g 'u n g ötürüp g etird iğ i T ü rk B ayrağ ı. A m e rik a lı a stro n o t, d a h a so n ra , y u k a rıd a k i ko m po zisyo nu
y a p a ra k çe k tiğ i bu fo to ğ ra fı. C u m h u rb a şk a n ı F a h ri K o ru tü rk 'e hediye e tti. K o ru tü rk de bu değerli a rm a ğ a n ı, "Onun yeri b u ra sıd ır” diye
R asathane'ye v e rd i.
S A Z L A R LA G Ü N EŞ SAATİ
rakları arasında, güneş saatleri yapm ak da yer alıyor. Sazlarla yaptığı güneş saatlerinin şaşm adığını, yatay düzlem üzerindeki gölge doğrultusu ile saati tayin ettiğini söylüyor.M M
Kandilli Rasathanesi
EN
eski bilimsel
kuruluşlarımızdan biri olan
Kandilli Rasathanesi
Ve D eprem Araştırma
Enstitüsü,
1911 yılının
1 Temmuz günü, Vaniköy
- Kandilli arasındaki
İcadiye Tepesinde
kuruldu. Rasathanenin
kurulması için,
Fatin
Hoca
(Gökmen)
görevlendirildi. 5 0 0 altın
lira ödenekle işe başlandı.
Fatin
Hoca, ilk iş olarak
Fransa'dan meteoroloji
gözlemleri için gerekli
aletleri getirdi. Rasathane,
ilk çalışma ve rasatlan,
Fatin
Hoca
başkanlığındaki 5 kişilik
kadrosu ile yaptı. İcadiye
Tepesindeki Boğazlar
Komutanlığına ait bir
topçu birliği binası ile.
İstanbul Belediyesine ait
yangın haber verme kulesi
ve iki ufak oda,
Rasathanenin çekirdiğini
oluşturdu. Sonra
Rasathane genişletildi.
Başlangıçta adı
Rasathane- i Amire
olan Rasathane, daha
sonra, Kandilli
Rasathanesi, Astronomi
ve Jeofizik adını aldı.
Gelişimini Cumhuriyet
döneminde yapan ve en
son 10 yıl içinde büyük
aşamalar gösteren,
dünyanın sayılı
merkezlerinden biri haline
gelen kurumda, geniş
kapsamlı uzay ve yer
bilimleri çalışmalan
yapılıyor. Rasathane,
bugün, gelişen teknolojiye
ayak uydurarak, en
m odem cihazlarla
donatılmış bulunuyor. 140
kişinin çalıştığı bu gözlem
ve araştırma kurumunda,
güneş fiziği çalışmalannm
yanı sıra, yurt çapında
kurulan deprem
merkezleri ile deprem
kayıt ve saptamalan
yapılıyor. Çok çeşitli uzay
çalışma ve araştırmaları
Rasathanenin uğraş
alanları içinde yer alıyor.
Dünyanın manyetik yapısı,
boğaz sularının yükselip
alçalması gözleniyor,
nedenleri araştınlıyor.
Kayaların yaşlan
belirleniyor.
Rasathane, 1982
yılından beri Boğaziçi
Üniversitesine bağlı
olarak çalışmalarını
sürdürüyor.
ZAY ve uzayın incelenm esi, en sade va
tandaşından, en sorumlu devlet
adam larına kadar herkesin ilgi merke z i...
"Uzayda ne oluyor?... Uzay nasıl gözleni yor?...
Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün
Kandilli Rasathane s in i ziyaretini, Prof. D r. Muammer Dizer, "İlk Cumhurbaşkanı ziyareti" olarak şöyle anlatıyor:
"Fatin Hoca emekliye ayrılacaktı. Biliyorsunuz Rasat hane 1911 yılında Fatin Hoca tarafın dan kurulmuştur. Cumhurbaşkanı İs met İnönü, Fatin Ho- ca'ya hizmetlerine karşı teşekkür etmek, emekliliği için 'G üle güle' demek ve çalış maları yerinde izle mek için Rasatha ne'ye geldi. Fatin Ho camız, medrese eğiti mi görmüş, matema tiğe büyük ilgisi olan ve sonra üniversite eğitimini tamamlayıp üniversiteye hoca olan çok değerli bir büyüğümüzdü. O zi yaret günü, Cumhur başkanı İsmet İnönü, Fatin Hoca ile Rasat- hane'yi bir baştan bir başa gezdi. Her şeyi ile çok yakından ilgi lendi. İnönü, Rasat- hane'yi bilinçle ge zen kişilerden biriydi. Çünkü onun bilime karşı büyük bir me rak ve ilgisi vardı."
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ziyaretin den tam 11 yıl sonra, Kandilli Rasathanesi ikinci bir cumhurbaşkanının ziyaretini yaşar. Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1955 yılında Ra sathane'ye gelir. O günü ve bu ziyareti Prof. Dr.
Muammer Dizer şöyle anım sıyor:
"Cumhurbaşkanı Rasathane'yi şezerken, biz de yanındaydık. O na bilgiler veriyorduk. Bir den bizlere dönerek, 'H epiniz lise mezunu mu sunuz?' diye sordu. Bu soru karşısında bizler so ğuk bir duşla yıkanmış gibi olduk. Kendisine,
'H epim iz üniversite m ezunuyuz' dedik.
K
orutürkten
g e l e n
DEĞERLİ ARMAĞAN
Kandilli Rasathanesini ziya ret eden üçüncü Cumhurbaşkanı
Fahri Korutürk oldu. Muammer
H oca'yı dinliyoruz:
"Cumhurbaşkanı Fahri Ko rutürk, bütün servisleri gezdi. Bilgiler aldı. Dikkatle dinledi. Hepimize en iyi dileklerde bu lunarak ayrıldı. Şimdi burada, onunla ilgili ve bizi çok mutlu eden bir anıyı nakletmek istiyo rum. Cumhurbaşkanı Korutürk, bizden sonra Denizcilik Yüksek Okulu'na gitti. O rayı da, bir baştan bir başa dolaşmış. Orada gördükleri kendisini fazla memnun etmemiş olmalı ki, gö revlileri, 'G id in de bir avuç gencin Kandilli Ra sathanesinde neler yaptıklarını görün' diye uyarmış. Bizimle ilgili bu sözler, bize nakledil diği zaman, bizler çok mutlu insanlar olduk..."
Rasathane'de gördüklerinden, oradaki çalış malardan çok memnun kalan Fahri Korutürk,
bu- memnuniyetini Rasathane'ye özel olarak gönderdiği bir armağanla göstermiş. Bu armağa nın öyküsü, Prof.D izer'in anlatım ı ile şöyle:
.1
■
Uzay, araştırmaları bitmek tükenmek bilmeyen bir
alan. Yeryüzünde yaşamın kaynağı olan Güneş'in
özellikleri bile tam olarak bilinmiyor. Kandilli
Rasathanesinde 140 bilim adamı deprem
gözlemleri yanında uzayın derinliklerini inceliyor.
"Cumhurbaşkanı Korutürk'ün armağanı çok özel, çok müstesna bir fotoğraftı. Ay'a ilk giden Amerikalı astronot, yanında götürdüğü Türk Bayrağı ile Ay'ın fotoğrafını yan yana koyup çekmişti. Ay'a gidip gelen Türk Bayrağı'nı Ay'ın fotoğrafı ile gösteren bu resim, Amerikalı astro not tarafından Cumhurbaşkanı Fahri Koru türk'e bizzat hediye edilmişti. Fahri Korutürk, kendisine verilmiş olan bu fotoğrafı,
Rasatha-doktora çalışmasına orada başladım. Güneş le kelerinin özelliklerini araştırdım. Güneş üzerin deki lekelerin değişim tarihlerinin aynı güne rastladığını buldum. Bu, o zamana kadar bilin miyordu. Buluşum, Dünya literatürüne geçti ve astronomi kitaplarında yer aldı. Daha sonra, Fransız bursuyla gittiğim Paris'te, iki büyük ra sathanede çalıştım. Çalışmalarım Fransız
Aka-ne'yi ziyaretinden sonra bize aktarmaya karar vermiş. 1977 yılında düzenlediğimiz bir pozyumun arifesinde genel sekreteri B< ken'le, bu değerli armağanı bize gönderdi. Ha len müzemizde bulunan bu fotoğraf, şimdiye kadar Rasathane'nin almış olduğu en değerli armağandır."
G
ü n e ş
,
s i r l a r i
ç o k
AZ BİLİNEN BİR YILDIZ
U zay, uçsuz bucaksız... Ve | çok çeşitli araştırm alara aç ve
açık.
Bu araştırm alar, bilim adamı nın uzm anlığı ile de sın ırlı... Ö r neğin, Muammer Hoca'nın ça lışma alanı Güneş Fiziği ile ilgili. Kendisi, Kandilli Rasathanesinde başlattığı bu araştırm aları şöyle tanıtıyor:
"Rasathane'ye girdiğim günden itibaren bü tün amacım, orada Batı düzeyinde araştırmalar yapılmasını gerçekleştirmekti. Bunun için ilk
demileri Dergisi nde yayınlandı. Güneş'in etra fını çeviren saçakların özelliklerini ve hayat se rüvenlerini ortaya çıkardım. Daha sonra İngil tere'ye gidip Londra Rasathanesinde çalıştım. Orada yaptığım araştırmalar, İngiltere'deki der gilerde yayınlandı. 1970 yılında Rasathane Mü- aürlüğü'ne atandım. Bu aa bana, orada her ko nuda atılımlar yapma olanağını sağladı. Bugün Rasathane çok çeşitli enstitüleri, araştırmaları, buluşları ile dünyanın en önemli rasat merkez lerinden ve bilimsel araştırma kurumlarından biri haline gelmiştir. Bu benim için gurur verici bir olaydır."
Prof. Dizer'in G üneş'le ilgili önemli buluşla rının hepsi bütün dünyada kabul görüp, yayın landı. Kendisine göre Güneş, astrofizikte çok önemli bir laboratuvar. Ve Güneş, sırları çok az bilinen m ilyonlarca yıldızdan biri.
Bugün yeryüzü ve gökyüzünün sırlarının araştırıldığı Kandilli Rasathanesi, en modern c i hazlarla donatılm ış. Modern ve hassas sismog raflarla depremler kaydediliyor, Güneş izleniyor. 140 personeli ile her türlü uzay çalışm aları yapı lıyor.
Prof.Dr. Muammer Dizer, 80'inci kuruluş yıldönümünü tamamlayan Rasathane'yi, dünya
nın sayılı m erkezlerinden biri haline getirmek için var gücüyle çalışm ış.
Eşi Prof. D r. Atıfe Dizer'in belirttiğine göre, Rasathane, onun ikinci değil, birinci e vi, yuvası olmuş daim a. G üneş'in, yıld ızların , uzayın ince lendiği bu kurum un, soluk alıp veren, yeşeren
ve yaşayan bir yuvaya dönüşmesini sağlamış. Tarihi binaların ve yapıların ağaçlandırılıp, çi- çeklendirilm esini üstlenmiş. Bunları anlatırken,
"Rasathane'de ağacından çiçeğine, balığına ka dar hepsini ben yaptım. Yurt dışındaki ziyaret lerimden elim çiçek ve ağaç fideleri ile dön düm. Hepsini ellerimle diktim" diyor.
O , şimdi çalışm alarını evinde sürdürüyor. Ye ni kitaplar yazıyor. Bir ömür verdiği rasathanesi için , "Koptum gibi görünüyorum ama, aklım orada. Oradan kopmam kolay değil. Zaman za man gidiyorum. Bütün dileğim, Rasathane'nin gelişmesini sürdürmesidir" diye konuşuyor.
V
e
DE 39 YILLIK MUTLU
BİR EVLİLİK______________
İstanbul Üniversitesi Fen Fa- j kültesi'nde tanışıp Fransız Hükü m etinden ayrı ayrı burs alıp git tikleri Paris'te e vlilik kararı alan
D izer çiftinin, 39 yılı geride bı rakan mutlu bir e vlilikleri var. Bu mutluluğun sırrını Prof. Dr.
Atıfe Dizer şu sözlerle dile getiriyor:
"Benim alanım paleontoloji... Eşim gökyüzü ile ben de yeraltı ile uğraştım durmadan. Yeral- tındaki yapı ve değerleri araştırıp, ortaya çıkar maya çalıştım. İkimiz de çalışmayı çok seviyo ruz. Boş kalıp tartışacak zamanı bulamadık. Birbirimize anlayışla destek olduk. Şimdi artık ben de emekliyim. Ben da çalışmalarımı evde sürdürüyorum."
BİTTİ
-Çizgilerle hayattan rekorlar
GUINNESS
R e k o r a u l a ş m a k
O T A N D A R D BİR
A C A B A İÇ.İN EN YÜKSEK HIZ SA A TTE
3 2 5 KİLOMETREDİR. LAMB0R6HINI DtABLO M A R KA ARABANIN BU KADAR BÜYÜK. HIZ YAPMASI 5 729 CC VI2 MOTORUNDAN VE SADECE 0.3I’LIK DİRENCİNDEN KAY NAKLANIYOR. »UZ Ü S TÜ N D E YAPILAN EN BÜYÜK HIZ S A A TTE 399 KİLOMETRE.
SAMMY M/LLER OKSİJENLE CALI ÇAN ARACI l'Ş ŞUBAT I98I'DE
ABD. N EW YORK' TA GEORGE GÖLÜ ÜZERİNDE BU HIZA ULAŞTI. ____NSADAKl DENİZ SEVİYESİN DEN EN FAZLA YÜKSEKLİKTE KU RULAN BENZİN İSTASYONU HİN DİSTAN'DA LEH LADAKH'DA DENİZ SEVİYESİNDEN 3 3 İN 6S8M.VÜK.
B U L M A G A
Dünkü çö zü m
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
Soldan sağa
T Karasevda... Bir konut çeşidi, 2- Saygı görme (presti))... En çok, 3- Sazın en İnce teli... Fiyat indiri mi, 4- Bir renk... Yırtıcı bir hay van... Külhanbeyi bağırması, 5- Edebiyatta manzum olmayan ya zı, düz yazı... inek, manda gibi bü yükbaş hayvanlara verilen ortak ad... İlaç, 6- Haberleşme örgütü müzü simgeleyen harfler... Utan ma... Birbirine dikey olan doğru lardan oluşmuş, 7- İskambilde birliye verilen bir ad... Bir deniz İsmi... Göz (eski dil), 8- Deniz yo- sunlanndan çıkarılan bir tür Jela tin (agaragar)... Avcıların av bek lemek için taş yığınlanrıdan yap tıkları pusu, 9- Mukavemet.. Ö r dek (halk dili), 10- Legal (yasal)...
Afrika'da bir ülke.
Yukarıdan aşağıya- ]
1- Gazete, dergi gibi yayınlarda sayfa düzeni, 2- Fiyat yaftası... Naz ve işve, 3- Bir çalgı... Yakın tarihte bir Sovyet devlet adamı, 4- Su... Matematikte “3,1416” sayısı nın adı... Cevap gerektiren söz, 5- insanın yaratılıştan gelen yapısı... Kadın (eski dil), 6- Açık saman rengi... Bir nota... Nikelin simgesi, 7- Ad ve ün... Ekonomik, toplum sal veya siyasal nedenlerle birey sel ya da toplu olarak bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim ye rinden başka bir yerleşim merke zine güme İşi, 8- Karadeniz'in bir kısım halkına verilen ad... Arabis tan Yanmadası'nın güneyindeki körfezin ismi, 9- İzin almış olan...
Çocuk oyunlarında arkadaşlarına karşı tek başına oynayan çocuk, 10- Karışık renkli... Buhar makine lerinde, kalorifer tesisatında su yun kaynatıldığı kapalı kap, 11- Belirtl... Bir sayı, 12- Besinlerde bulunan ve yoklukları çeşitli has talıklara yol açan maddelerin or tak adı... Küçük mağara.
Taha Toros Arşivi