Fahr el Nissa Zeid
için anısal
’ ilk sergi
Bu ay geniş bir retrospektif
sergisini izleyeceğimiz Fahr el Nissa
Zeid sanatıyla henüz yeterince
değerlendirilemeyen derin izler
bırakmıştır Sezer Tansuğ
Şu sıralar Erol Kerim Aksoy Vakfı'ntn bir etkinliği olarak, ölümünden sonraki ilk anısal sergisi gerçekleştirilen Fahr el Nissa Zeid, sanatıyla derin yan kılar uyandırmış bir ressamdır ve gördüğü geniş ilgiyi hak et miştir.
Uzun yıllar Avrupa ülkelerin de yaşamış olan Fahr el Nissa
Zeid'in sanatı üzerine Batılı ya zarların eleştirel değerlendirme ve yargılan, bazan şaşaalı övgü lerin yıldız gibi kayıp geçtiği bir binbir tereddütler gecesinin se- rencammı oluşturmaktan öteye gitmiş değildir. Bu yargıların hiç biri, Batı sanat ansiklopedilerin de bazan tek uluslararası çağdaş Türk ressamı olarak gösterilen
sanatçının gerçek konumunu açıklamaya yetmemektedir. Prenses Zeid olarak da bilinen sanatçıya gösterilen bu ilgi, İs lâmî Doğu dünyasının Batılı mu- hayyelelerde yankılanmış egzo tizmine bağlı dar ve sınırlı bir çerçeveyi pek aşmamaktadır.
1901 doğumlu Fahr el Nisa Zeid'in Sanayii Nefise eğitimin den kazandığı bilgileri Paris'teki bir akademik atölyede pekiştir miş olduğuna dair kayıtlar var dır. 1930'lu yılların ortalarından itibaren eşi Ürdün ikinci prensi Zeid'in diplomatik görevleri ne deniyle gittiği değişik kent or tamlarında yeni deneyimler edindi. Bu deneyimler onu özel likle 2 .Dünya Savaşı ertesinde ortaya çıkan soyut akımların fi güre meydan okuyan cephesiyle karşı karşıya getirmiştir. Batıda 19.yüzyıl ortalarından bu yana doğan her akımın etki ve esin kaynakları Avrupa dışından gel diği kadar, kökenleri bu yüzyılın başına inen soyut sanat akımları da, Avrupa dışındaki tarihsel ve güncel verilerden esinlenmiş sis temler olarak görülürler. Yaygın bir tasnife bağlı tanımıyla, ister lirik, ister geometrik bir düzlem de olsun, soyut non-figüratif ve informel sanat akımlarının tümü, Avrupanın değil, özellikle İslâmî Doğunun geleneklerine bağlı bulunan, ancak Batılı zihinlerde yeniden biçim kazanmış bir ha reketin göstergeleri olarak de ğerlendirilebilir.
Fahr el Nissa Zeid, Osmanlıya özgü bir aristokrasinin çöküş sü reciyle bağlantılı olarak, çağdaş lığın Batı burjuvazisini belirleyen kaynaklanyla yoğun ilişki kurul muş bir aile ortamı içinde yetiş tirilmişti. Doğal olarak da çağdaş etkinliğin edebiyat ve özellikle plastik sanatlar alanında somut laştığı bir yenilenmeye intisab etmiştir. Kanımca en başta Fahr el Nissa Zeid'in geldiği bir sıra lanmayla, romancı Cevat Şakir ve ressam Aliye BergcTin izledi ği sanatçı kardeşler olgusu, ül kemiz sanat ve kültür çevrele rinde, Batı kültürünün kökenle rini oluşturan bir çevreye men sup olma iddiasını da içeren
tar-54 GÖSTERİ
t Fahr el Nissa Zeid'in (yanda) sergisindeki resim lerden: Bergam a' (karşı sayfada) Soyuta Karşı Savaş (üstte)
tışmalı bir eğilimin ekseni haline gelmiştir. Ancak bu türden bir iddia, çok mevzii bir etkinlik sağlamaktan öteye gitmemiştir.
1990 yılı ortalarında oğlu Prens Raad'ın da açılış törenine katıldığı, Paris'te 'Institut du Monde Arabe'daki son sergisi, Fahr el Nissa Zeid'in sanatım, geçmişteki olağanüstü sıcak en- teriyörlerin perspektiflerinde bi le temellendiren çarpıcı bir ret- rospektif niteliğinde idi. Prenses Zeid, bu sergisinde birbirini izle yen iki ana döneminden anıtsal örneklerde, gerek soyutlamadın İslam tasavvufuna uygun çağdaş uygulamaları, gerekse portreleri nin fiziksel 'descnption'dan çok yonımcu ölçütlere yatkın değer lerini, içeriklerinin tüm zenginli ğiyle gözler önüne koymuş ve tüm çalışmalarıyla Batı kültürü ne, köken araştırma psikozunun çok ötesinde, bir İslam çevresi nin bireyi olduğunu açıkça gös termiştir.
Çeşitli Batı başkentlerinde ya şamış bir yorum ustasının, özlü deneyimlerden sonra, Ürdün'ün kraliyet çevresiyle yakın bağlan tıların bir zorunluluğu olarak
Amman kentini karar gah seçmesi, bir ka der çizgisinin eseri sayılabilir. Ama kendi özgün ışığını arayan sanatçıda gönlün karargah öz lemi daima İstan bul'da kalmış olmalı dır. Fahr el Nissa Zeid'in 1991 sonlarında vefatın dan sonra, ailesi tara fından İstanbul Bü- yükşehir Beledi yesi Feshane Modern Sa natlar Mü zesine ba-GÖSTERİ 55 F o to ğ ra f: A ra G ü le r
büyük bir soyut kompo zisyonu, sanatçının ülke sine bağlı anıları ve genç lik yaşantısı için bir gurur vesilesi olarak anlam taşı malı ve aynı gurur vesile leri, sanatçının geçmiş yıllarda Ankara'daki Ana- -dolu Uygarlıkları Müzesi ile İstanbul'daki Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki sergi lerinde de bulunmuş sa yılmalıdır. Çünkü bu so run, Prenses Zeid'in sa natsal tüm yaklaşımların da, çağdaşlığına iman edilmiş eski bir impara torluk ülkesinin her kül tür yenilenmesine katılan coşkuları ile bağlantılıdır.
Fahr El Nissa Zeid'in sanatını yerel ve uluslara rası ölçütler bağlamında değerlendirmenin iki ana yolu bulunmaktadır, bunlardan ilki doğum tarihleri bu yüzyılın ilk beş on yılma • rastlayan sanat çılarımızın kuşak hareketi içinde ya da bu kuşağın oluşturduğu ekolleşme süreci kapsamında onun da yer almasıdır. Fahr el Nisa Zeid ile birlikte ilk Cumhu riyet kuşağı sanatçılarının da ay nı kapsamda ele alınabileceği bu ekolleşme sorunu, sanatçının uluslararası ortam
S ergilen en resim lerden: 'Soyut P apağan' (üstte), 'İstanbul'da B ir K ış G ünü' (a ltta )
la kurduğu yakın ilişkilerin daha çok vurgulanması yüzünden ye terince değerlendilmemiştir.
Uluslararası ortamın 2.Dünya Savaşı ertesindeki soyutlaman açılımları yönünden, Prenses Ze id'in tereddütsüzce mukayese edilebileceği bir sanatçı örneği. Portekizli ressam Vieira da Sil- va'dır. Fahr el Nissa Zeid ile Viei ra da Silva arasındaki kıyaslama zorunluluğu ise, soyutlamanın geometrik parçalanmayı içe
ren genel strüktüründe olu şan. bazı ilgi çekici benzeş
meler yönündendir. Vieira da Sil- va'nın optik eğilimlere yatkın, soğuk ya da donmuş ritmlere bağlı görünen soyutlayın yakla şımları, Prenses Zeid'de renk parçaları arasında adeta makam ilişkilerinin geçerli olduğu derin ve sıcak bir musikinin görsel tını larına dönüşmektedir. İçeriksel zenginliği henüz tüm boyutlany- la irdelenmemiş olan bu cesaret, Batı dünyasında ilgiyle izlenmiş, ancak verilen yargılar gene de Fahr d Nissa Zeid'e atfedilen de ğerin gerisinde kalmıştır. ■
FAHR EL NİSSA ZEİD
Fahr el Nissa (Fahrünnisa) Zeid,
1901
yılında İstanbul'da doğ du. Tarihçi ve diplomat Şakir Paşa'nın kızı. Halikamas Balıkçısıolarak tanınan Cevaı Şakir Kabaağaçlı ile ressam Aliye Berger'in kardeşidir.
1920
yılında Sanayii Nefise Mektebi ("Güzel Sanatlar AkademisO'ne girdi. Daha sonra Paris'e giderek Rançon Akademisinde Stalback Atölyesinde resim çalışmalannı sürdürdü. Tür kiye'ye döndükten sonra bir süre Namık İsmail'in atölyesinde çalıştı.
1934
yılında Ürdün'ün Ankara büyükelçisi olan ikinciprens Zeid ile evlendi.
Fahr el Nissa Zeid ilk sergisini
1942
yılında evinde açtı. Aynı yıldan başlayarak 'D Grubu' içinde yeraldı ve sergilerine kaül- dı. Eşinin Türkiye'den ayrılmasından sonra onunla birlikte birçok ülkeyi dolaştı ve sergiler açtı. Yapıtları. Londra, Paris, New York gibi büyük şehirlerin müzelerine alındı. Bu ülke lerde sanat ödülleri ve nişanlar da aldı. Batı ülkelerinde 'Prenses Zeid' olarak tanınan Fahr el Nissa Zeid eşinin ölü
münden sonra Amman'a yerleşti, son büyük retrospektif ser gisini
1990
yılında Paris'te açtı.1991
yılında Amman'da öldü.56 GÖSTERİ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi