• Sonuç bulunamadı

Mühürlü köşkte hazine gizliydi:Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablonun serüveni 27 Ocak'ta yeni bir dönemeçte

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mühürlü köşkte hazine gizliydi:Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablonun serüveni 27 Ocak'ta yeni bir dönemeçte"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

■ Park U n .,.

Türkiye

Türklerindir

Tarihi

29 Aralık 2001 Cumartesi

Kurucusu: Sedat Simavi 1896-1953

■ Kartalkaya'dı ■ Ve Türkiye' 2 0 0 2 'ye gireri« Ç Buluşma Nc 2 21 x1 20 ebadındaki bu dev tablo, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen İktisat Bankası'nın 27 Ocak'ta satışa sunulacak 322 tablosundan biri ve en pahalısı.

OSMAN

HAMDİ'NİN

ÜNLÜ TABLOSU

1,5 MİLYON

DOLARLA

MÜZAYEDEYE

ÇIKACAK

VE 100 YILA

YAKLAŞAN

ÖMRÜNDE

YENİ BİR DÖNEM

AÇILACAK

MÜHÜRÜ SÖKEREK BULDULAR

40 yıl önce Osm an Hamdi Bey hakkında araştırma yapm aya başlayan Profesör M ustafa Cezar ressarrun tablolarının envanterini çıkarırken Şişli'de,

mühürlenmiş bir evde beş tane tablosu olduğunu öğrenir. Tabloların sahibi Süleym an Saim Birkök, m anevi oğlunu öldürmekten Sultanahmet

Cezaevi'ndedir. Onun izniyle, hakim ve avukatlar eşliğinde köşkün mührü sökülür ve tablolarm fotoğrafı çekilir. İşte o tablolardan en kıymetlisidir Kaplumbağa Terbiyecisi. Sonradan Birkök'ün adına kurulan vakıf tarafından satışa çıkarılır.

HAYATINA BİR DE BDDK GİRDİ

1990 Aralık ayında 850 m ilyon hra başlangıç fiyatıyla m üzayedeye giren tabloyu Erol Aksoy'un İktisat Bankası 1 m ilyar 750 milyon liraya (610 bin dolar) alır. Bir dönem i haşm etli geçer, sonrası m alumdur: El konan bankalarla birlikte, Bankacılık Denetlem e ve Düzenleme Kurulu girer hayatına. Yalanda yeni bir serüven bekliyor 100 yaşına yaklaşan Kaplumbağa Terbiyecisi'ni. 27 Ocak 2002'de İstanbul'da Antik A.Ş. tarafından, 1,5 milyon dolar (2.2 trilyon lira) başlangıç fiyatıyla satışa çıkacak. Bakalım bundan sonra

kimlerin hayatında fırtınalar koparacak.

■ Em el ARM U TÇU' nun haberi sayfa 6'da

Osman Hamdi'nin İbrahim Çallı tarafından yapılmış portresi.

EN C O K S A T A N K İ T A P V E A L B Ü M Ü S T E L E R İ , T V P R O G R A M L A R I V E F İ L M L E R

à *

3

3 b

(2)

CUM ARTESİ, 2 9 Aralık 2001

ti

ı rn i” ı

sanemmı m— h

kctDctk konusu

Müzeler kurucusuna bir müze yapamadık

kurulması için henüz sonuçlanmayan girişimlerde bulunan ve evi en son ziyaret edenlerden biri olan ressam Süleyman Saim Tekcan, "Bomboş bir müze nasıl yaşatılır ki? Akademiyi, Arkeoloji Müzesi'ni kuran adam için biz ne yaptık, yapıyoruz? Kültür Bakanlığı sırasında Mesut Yılmaz, bir hemşehrisi müteahhide onarttı orayı. Bir sergi açılışı oldu. Sonra terkedildi. Çürüyor" der. Ve konağın arkasında, plamm elleriyle çizdiği mezarında uyumakta olan becerikli Osman Hamdi Bey bu beceriksizlikler karşısında ne düşünür acaba? (Fotoğraf: İlhami YILDIRIM)

Osman Hamdi Bey, 1884 yılında Gebze'ye beş kilometre mesafede olan Eskihisar köyünde bir köşk, resimhane, kayıkhane ve müştemilat yaptırır. Gerçi Kuruçeşme'deki yalısında ölür ama 26 yıl yazlarım burada geçirir. İsmet İnönü'nün Kurtuluş Savaşı'na giderken birkaç gün kaldığı, Atatürk'ün ziyaret ettiği köşk ve bahçesi, 1966'da tescil edilir, 1982'de de kamulaştınlır. 1985'te bir restorasyondan geçer. Ama müzeler kurucusuna layık bir müze yapılabilmiş midir orada? Hayır. Avrupa'nın, Rembrandt'm ahşap presinden, Van Gogh'un fi tarihinde bilmemkime

— _ _ ı —

' 1

a a l i ' Isı

jP

yazdığı mektuba kadar her şeyi sergileyen müze evlerinin tersine, bomboş, çürümeye terkedilmiş bir "müze" layık görülmüştür Osman Hamdi Bey’e. Bir Osman Hamdi Vakfı

Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablonun serüveni 27 O cak'ta yeni bir dönemeçte

• •

Üzerine bina

dikilecek tablo!

Kaplumbağa Terbiyecisinin hikayesindeki en hazin yanlardan biri devletin onu sanat tarihinin bir parçası olarak değil de "Satayım da üç-beş milyon dolarlık bir açığımı kapatayım" dediği bir ".mal" olarak görmesidir. Üzerine bina dikilecek bir arsa gibi... O ysa ki soru şudur: Devlet, içinde Kaplumbağa Terbiyecisi'nin de olduğu bu nadide koleksiyonu niye satar? Neden müzelerinde sergilemez, göğsünü gere gere, işte benim sanat tarihim demez? On yıllardır sanatla haşır neşir yaşayan Hamit Kınaytürk'e göre bu, bir nevi vatan hainliğidir.

Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi ve daha küçük ebatta Iranlı ressam Yakup Cem tarafından yapılmıştı (üstte). İbrahim Çallı

fırçasından Osman Hamdi (solda).

sman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842'de İstanbul’da doğar. Çocuklarının batı kültürüyle yetişmesini arzu eden Sadrazam İbrahim Edhem Paşa'nm en büyük oğludur. Hukuk eğitimi için 1860’ta Paris'e gönderilir. Hukuk eğitiminin yanısıra resim dersleri alır, Gerome ve Boulanger'in öğrencisi olur. Hayatı boyunca palet ve fırçasını yarandan ayırmayacak da olsa hukuk eğitimini tamamlar ve 1869'dan itibaren memleketine hizmet etmeye başlar: Bağdat’ta Umumi Ecnebiye Müdürlüğü, İstanbul'da Saray'ın Protokol Müdürlüğü, Beyoğlu Altıncı Daire Belediye Müdürlüğü yapar.

Sonraki görevi, Müze-i Hümayun (imparatorluk Müzesi) Müdürlüğü'dür. Kendi müzelerim zenginleştirmekle meşgul yabancı müdürlerin elindeki müze, Osman Hamdi yönetiminde kısa zamanda çok yol katedecektir. Eski eser­ leri devlet malı sayan ve yurtdışına çıka­ rılmasını yasaklayan Âsâr-ı Atika Ni- zamnamesi'nin (Eski Eserler Yönetmeli­ ği) çıkarılmasından, arkeolojik kazılara katılmaya kadar kendini müzeciliğe veren Osman Hamdi Bey, adı

Avrupa'da duyulan ilk arkeologdur aynı zamanda. Arkeoloji Müzesi'nin

bugünkü hah onun eseridir.

E

srareng

İ

z

sanatsever

Müze müdürlüğünün ardından Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) Müdürlüğüne

tayin edilir ve okulu kurar. Müdürlük koltuğunda 28 yıl oturacaktır, resim yapmayı hiç ihmal etmeden. Neyse ki sağlığında takdir görebilmiş bir sanatçıdır; pek çok devletten şeref payeleri, madalyalan vardır; hatta üç Alman ve iki İngiliz üniversitesinden fahri doktorluğu. Ama 24 Şubat 1910’daki ölümünden bugüne kadar, o ve bıraktığı miras için yapılanlar, hiç de takdire şayan olmayacaktır. Son 26 yılını geçirdiği ve öğrencilerin eğitimine açtığı Eskihisar'daki köşkü, niyetlenilse de

becerilip bir türlü müze yapılamayacak; bizzat kurduğu okula da nedense Mimar Sinan'm adı verilecektir. Bunun da hikayesi olacaktır: Osman Hamdi ile Mimar Sinan Cağaloğlu'ndan aşağı yürürken birbirlerine yaptıkları şeyleri aşılatmaktadırlar. Konuşa konuşa Güzel Sanatlar Akademisine gelirler. Osman Hamdi der ki,

- Bak bu da benim kurduğum okul. Ama üstünde senin adm yazıyor!

1960’ların başında, kurduğu okulda profesör olan Mustafa Cezar, onu araştırmaya başlar. Bu, Türk resim tarihinin ilk Osman Hamdi araştırmasıdır. Dokuz yıl süren araştırma İş Bankası tarafından yayımlanır. Kitap İktisat Bankası'mn sponsorluğunda yıllar sonra yeniden basılacaktır.

Mustafa Cezar, Osman Hamdi tablolarının envanterini çıkarırken, Şişli'de, mühürlenmiş bir evde beş tane Osman Hamdi tablosu olduğunu öğrenir. Mahkeme hakimine giderek kitap için tabloların fotoğrafını çekme izni ister. Hakim önce köşkün ve tabloların sahibinden izin alınması gerektiğini söyler. Binanın sahibi Süleyman Saim Birkök, manevi oğlunu öldürmekten Sultanahmet Cezaevi'nde yatmaktadır!

Aileden zengin bir armatör olan Saim Birkök, hiç evlenmemiş; bir askerlik

4 -T ü r k resim sanatının önde gelen ressamlarından Osman Hamdi Bey'in imzasını

taşıyan Kaplumbağa Terbiyecisi, Tasarruf Mevduatı Sigorta

Fonu'na devredilen iktisat Bankası'nın 27 Ocak'ta satışa sunulacak 322 tablosundan biri.

Ve 1,5 milyon dolar başlangıç fiyatıyla en pahalısı! Resim, 100'üncü yaşına dört kala yeni

bir serüvene hazırlanıyor ki hayatı hep inişler ve çıkışlarla

dolu: Hayranlıklar, övgüler, zenginlik, cinayet, hapis hayatı,

unutuluş, yeniden keşfedilme... Hepsi bu hikayede! Hikayeyi ve

etrafındaki pek çok hazin manzarayı anlatmaya çalışan

bu yazı, sanat ve kültür hayatımıza onca önemli katkısına rağmen, bırakın müzesini yaşatmayı, kurduğu

okula adını vermeyi bile başaramadığımız Osman Hamdi Bey'in ruhuna ithaf olunur. Ne de olsa, yarın O'nun

159. doğum günü!

HİKAYENİN YAKIN TANIĞI

Gazeteci, yazar, fotoğrafçı Hamit Kınaytürk, Kaplumbağa Terbiyecisi'nin fotoğrafını ilk çeken kişi. Tüm hikayenin de yakın tanığı. 22 yıldır çıkardığı Sanat Çevresi Dergisi'ni hiç aksatmadan 278'inci sayısına ulaştırarak bir rekor kırmış.

(Fotoğraf: Senih GÜRMEN)

arkadaşınm kendi adını verdiği oğlunu manevi evlat bilip yetiştirmiştir. Ancak okuması için İsviçre'ye bile gönderdiği, işini kurduğu küçük Saim biraz sorumsuzdur. Sık sık manevi babasını üzer. 1969'da Balat'taki tersanede bir tartışma sırasında manevi babası tarafından tek kurşunla öldürülür.

K

öşkün

mühürü

açildi

Prof. Cezar'm cezaevinde ziyaret ettiği Birkök izin verince, belirlenen günde -aylardan mayıstır- bir öğle vakti, Prof. Cezar, yanında tabloların

fotoğraflarını çeken gazeteci Hamit Kınaytürk, mahkeme hakimi, zabıt katibi, avukat ve köşkün bekçisi, balmumu mühürü sökerek içeri girerler. Kapıdan tozlar dökülür, lambalar yanar ve ortaya inanılmaz bir hazine çıkar: Duvarlar, birbirinden değerli tablolarla doludur. Kınaytürk heyecanla sayar;

beşi Osman Hamdi'ye ait, 200'den fazla Türk resmi vardır. Fotoğraflar çekilir, zabıtlar tutulur, kapı tekrar mühürlenir.

Kitap basılır: Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi Bey. Mustafa Cezar'm kitabı götürdüğü Saim Birkök çok memnun olur. Ancak yaşlıdır ve kanserden mustariptir. Kısa bir süre sonra, hakkında bir hüküm

verilemeden, sağlığı nedeniyle tahliye edildiği bir sırada evinde ölür (1971).

00 TABLO KAYIP

Peki, Osman Hamdi'nin 1906'da Paris'te yaptığı, 1907'de Berlin’de sergilenen Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu Birkök nereden satın almıştır? Burası bilinmez. Ama Saim Birkök'ün erkek kardeşi Haşan Sadi Bey, sanat okulunda öğretmendir. Belki de resim tutkusu daha çok onundur. Ama kuvvetle muhtemel olan, tablonun köşkün diğer eşyası gibi yurtdışmdan alındığıdır.

Saim Birkök, taa 1962'de bir vasiyet yazarak mal varlığını, kurulacak vakfa bırakmıştır. Ancak ölümünden sonra yaklaşık 40-50 varisi ortaya çıkar, vasiyetin iptali için davalar açılır. Vakıf, ancak 20 yıl sonra davalar

sonuçlandığmda kurulabilir. Bu arada mahkeme, tabloları yeddi emin saydığı Resim Heykel Müzesi'ne teslim etmiştir. Mimar Sinan Üniversitesi'nden üç kişilik bilirkişi heyeti (Profesörler Özdemir Altan, Dinçer Erimez, Doç. Oktay Anılanmert) köşkteki tabloların

envanterini çıkarırlar: Sadece 38 tablo! Kalan 200 küsür tablonun nereye gittiği bulunamaz. Ancak Birkökler Vakfı Başkan Vekili Avukat Erdoğan Özkısacık tabloların sayısının azaldığı iddiasının doğru olmadığını söyler. Sadece mahkeme masrafını karşılamak için bir tek tablo satılmıştır, o kadar. Sağlık ve eğitim amaçlarıyla kurulan Vakıf, bugün İTÜ'den 240 öğrenciye burs vermek ve Birkök'ün köşkünü bir sanat merkezi olarak restore edip bahçesine bir alışveriş merkezi kurmakla meşguldür.

H

a

YATINA BDDK GİRDİ

Tablolar 1990 aralık ayında satışa çıkar. 850 milyon başlangıç fiyatıyla müzayedeye giren Kaplumbağa Terbiyecisi, Erol Aksoy'un İktisat Bankası tarafından 1 milyar 750 milyon liraya satın alınır. Tablo artık yeni bir maceraya atılmıştır. Bir dönemi haşmetli geçer yine, sonrası ise malumdur. El konan bankalarla birlikte, hazin bir süreç daha... Artık devir çok değişmiştir: Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) girmiştir hayatına. Sonra Amerikan parası. Sonra Hülya Avşar ile Profesör Adnan Çoker'in kavga ettiği galeri olarak tarihe geçen Erol Kerim Aksoy Sanat Galerisi! Burada yeniden ekspertiz yapılır. Ama evet, rekor hala ondadır. Satılırken başlangıç fiyatı 1,5 milyon dolar olacaktır.

Tabii onun bir suçu yoktur elbet ama bir sahibi cinayetten hüküm giyecekken ölen, diğeri bankasını kaybeden Kaplumbağa Terbiyecisi, şimdi kimin hayatında fırtınalar koparmaya hazırlanıyordur acaba? En net cevap: "Ona verecek milyonlarca dolan olan birinin!"dir

Referanslar

Benzer Belgeler

Poşet Nerin’in midesinden çıkartıldıktan sonra Nerin, kendini daha iyi hissetti.. Yeniden yemek yemeye başlamış ve hatta havuzda yüzebilecek gücü bile

Yumuşak kabuklu kaplumbağalar denir, çok yassı olan kabuğun üst tarafı deri ile örtülüdür, keratin plaklar bulunmaz, burun öne doğru hortum şeklinde uzanmıştır,

Fakat tarafların aynı mecliste bulunmamaları halinde yazı nikah akdi için de geçerli bir irade beyânı sayılmaktadır.. Bu konudaki genel ilke “gâibin yazısı, hâzırın

Akdeniz Üniversitesi, Tarih Bölümü, Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı bünyesinde Phaselis antik kentinde yürütülen disiplinler arası yüzey araştırması

Biyoetik konularda kendilerini geliştirmek isteyen Yale lisans öğrencileri için 2003’te yaz stajı olarak başlayan ve 2009’da yaz okuluna dönüştürülerek tüm

resme tıklayarak Kaplumbağa Terbiyecisi isimli eğitici videoyu izleyin.. • Resim yapmanın bir sanat dalı

Honda Seçilebilir Tork Kontrol Sistemi (HSTC), tamamen LED aydınlatmalar, LCD gösterge paneli, akıllı anahtar özelliği, elektrikli ayarlanabilir ön camı, 2 kanallı ABS

"Kapıyı çaldığınızda beni her zaman bakımlı görürsünüz " diyen Sema Hanım, Rasputin Rus Lo­ kantasında, her gece konuklarıyla yakından ilgileniyor.