• Sonuç bulunamadı

Bizans Devleti'nin Anadolu'da izlediği nüfus politikaları (VII.-X. yüzyıllar)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bizans Devleti'nin Anadolu'da izlediği nüfus politikaları (VII.-X. yüzyıllar)"

Copied!
192
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Mevlüt AKDERE

BİZANS DEVLETİ’NİN ANADOLU’DA İZLEDİĞİ NÜFUS POLİTİKALARI (VII. - X. Yüzyıllar)

Tarih Ana Bilim Dalı Doktora Tezi

(2)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Mevlüt AKDERE

BİZANS DEVLETİ’NİN ANADOLU’DA İZLEDİĞİ NÜFUS POLİTİKALARI (VII.-X. Yüzyıllar)

Danışman

Yrd. Doç. Dr. S. Haluk KORTEL

Tarih Ana Bilim Dalı Doktora Tezi

(3)

Akdeniz Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,

Mevlüt Akdere’nin bu çalışması, jürimiz tarafından Tarih Anabilim Dalı Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Prof. Dr. Muharrem KESİK (İmza)

Üye (Danışmanı) : Yrd. Doç. Dr. S. Haluk KORTEL (İmza)

Üye : Doç. Dr. Mehmet AK (İmza)

Üye : Doç. Dr. Şahin DOĞAN (İmza)

Üye : Doç Dr. Dinçer Savaş LENGER (İmza)

Tez Başlığı: Bizans Devleti’nin Anadolu’da İzlediği Nüfus Politikaları (VII.-X. Yüzyıllar)

Onay: Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Tez Savunma Tarihi : 22/09/2017

(İmza)

Prof. Dr. İhsan BULUT Müdür

(4)

AKADEMİK BEYAN

Doktora Tezi olarak sunduğum “Bizans Devleti’nin Anadolu’da İzlediği Nüfus Politikaları (VII.-X. Yüzyıllar)” adlı bu çalışmanın, akademik kural ve etik değerlere uygun bir biçimde tarafımca yazıldığını, yararlandığım bütün eserlerin kaynakçada gösterildiğini ve çalışma içerisinde bu eserlere atıf yapıldığını belirtir; bunu şerefimle doğrularım.

Mevlüt AKDERE

(5)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ’NE

ÖĞRENCİ BİLGİLERİ

Adı-Soyadı Mevlüt AKDERE

Öğrenci Numarası 20088603202

Enstitü Ana Bilim Dalı Tarih

Programı Doktora

Programın Türü ( ) Tezli Yüksek Lisans (X) Doktora ( ) Tezsiz Yüksek Lisans Danışmanının Unvanı, Adı-Soyadı Yrd. Doç. Dr. S. Haluk KORTEL

Tez Başlığı Bizans Devleti’nin Anadolu’da İzlediği Nüfus Politikaları (VII.-X. Yüzyıllar) Turnitin Ödev Numarası 857655402

Yukarıda başlığı belirtilen tez çalışmasının a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana Bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 187 sayfalık kısmına ilişkin olarak, 05/10/2017 tarihinde tarafımdan Turnitin adlı intihal tespit programından Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Orijinallik Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nda belirlenen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan ve ekte sunulan rapora göre, tezin/dönem projesinin benzerlik oranı;

alıntılar hariç % 5 alıntılar dahil % 6’dır.

Danışman tarafından uygun olan seçenek işaretlenmelidir: (X) Benzerlik oranları belirlenen limitleri aşmıyor ise;

Yukarıda yer alan beyanın ve ekte sunulan Tez Çalışması Orijinallik Raporu’nun doğruluğunu onaylarım. ( ) Benzerlik oranları belirlenen limitleri aşıyor, ancak tez/dönem projesi danışmanı intihal yapılmadığı kanısında ise;

Yukarıda yer alan beyanın ve ekte sunulan Tez Çalışması Orijinallik Raporu’nun doğruluğunu onaylar ve Uygulama Esasları’nda öngörülen yüzdelik sınırlarının aşılmasına karşın, aşağıda belirtilen gerekçe ile intihal yapılmadığı kanısında olduğumu beyan ederim.

Gerekçe:

Benzerlik taraması yukarıda verilen ölçütlerin ışığı altında tarafımca yapılmıştır. İlgili tezin orijinallik raporunun uygun olduğunu beyan ederim.

05/10/2017 (imzası)

Danışmanın Unvanı-Adı-Soyadı Yrd. Doç. Dr. S. Haluk KORTEL

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ ÇALIŞMASI ORİJİNALLİK RAPORU

(6)

İ Ç İ N D E K İ L E R

KISALTMALAR LİSTESİ ... iii

ÖZET ... v SUMMARY ... vi ÖNSÖZ ... vii KAYNAKLAR ... ix GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM VII. ve X. YÜZYILLAR ARASI ANADOLU NÜFUSUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1.1 . Doğal Afetler…... 12 1.1.1 Salgın Hastalıklar ... 12 1.1.2 Depremler ... 19 1.1.3 Sel-Kıtlık ve Kuraklık... 24 1.2 . Savaşlar İstilalar ... 28

1.2.1 Bizans-Sasani Mücadelelerinin Etkisi ... 29

1.2.2 Bizans-Avar-Slav Mücadelelerinin Etkisi ... 31

1.3 . Bizans-İslâm Mücadeleleri ... 32

1.3.1 Doğu Sınırlarında Yaşanan Değişim ... 34

1.3.2 İslâm Ordularının Anadolu Seferleri ve İstanbul Kuşatmaları ... 41

İKİNCİ BÖLÜM DIŞARIDAN ANADOLU’YA YAPILAN NÜFUS NAKİLLERİ 2.1 . Thema Sistemi ve Askeri Birliklerin Anadolu’ya Nakledilmesi ... 60

2.1.1 Thema Sayısının Arttırılması ve Yeni Kurulan Thema’lara Yapılan Nüfus Nakilleri . 66 2.2 . Merdailerin Antalya’ya Nakil ve İskânları ... 68

2.3 . Slavların Anadolu’ya Nakil ve İskanları ... 74

2.4 . Kıbrıs Adasından Yapılan Nakil ve İskanlar ... 81

(7)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ANADOLU’DAN DIŞARIYA YAPILAN NÜFUS NAKİLLERİ

3.1 . Mezhep Çatışmaları ve Heretik Tarikat Mensuplarının Tehciri ... 93

3.2 . İsyanlar ve Güvenlik Gerekçesiyle Yapılan Tehcirler ... 104

3.3 . Trakya ve Balkan Sınırlarına Yapılan Nakiller ... 110

3.4 . Nüfus Politikaları ve İstanbul’un Durumu ... 124

SONUÇ ... 131

KAYNAKÇA ... 139

EK 1- Nüfus Nakilleri Haritası ... 153

EK 2- Minyatür 1. Slav Thomas’ın Araplara İltica Etmesi ... 154

EK 3- Minyatür 2. İmparatorluk Kıyafetleri Giyen Thomas’ın Araplarla Görüşüp Destek Alması ve Aldığı Destekle Anadolu Şehirlerini Yağmalaması ... 155

EK 4- Minyatür 3. Thomas’ın Birliklerinin Anadolu’da Bir Şehre Saldırması ve Şehir Halkını Katletmesi ... 156

EK 5- Hükümdarlar Listesi ... 157

EK 6- Tarihsel Depremler Listesi ... 160

(8)

KISALTMALAR LİSTESİ

Attaliates : Michael Attaliota, Historia, ed. I. Bekkerus, CSHB, 1853. a. mlf. :Aynı Müellif

Bk. :Bakınız

c. :Cilt

CSHB :Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae

çev. :Çeviren

DOP :Dumbarton Oaks Papers

DAI :De Administrando Imperio

ed. :Editör

H. :Hicrî

Genesius :Joseph Genesius, Regum Libri, ed. C.Lachman, CSHB, Bonn, 1834; HDB :The Historical Dictionary of Byzantium

İA :İslâm Ansiklopedisi

İng. :İngilizce

Kedrenos :Cedrenus Ioannis Scylitzae ope, I-II, ed. I.Bekker, Bonn, 1838-39. Krş. :Karşılaştırınız

Malalas :Ioannis Malalae, Chronographia, ed. L.Dindorfii, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, Bonn, 1831.

M. :Miladi

m.ö. :Milattan Önce

Nikephoros :Nikephoros Patriarch of Constantinople, Breviarium, ed. C. de Boor, Leipzig, 1880; Short History, ing. Çev: C. Mango, Washington D.C, 1990.

nşr. :Neşreden

ODB :The Oxford Dictionary of Byzantium, ed. A. Kazhdan, Vol. I-III, Newyork, Oxford University Press, 1991.

Ö. :Ölümü, ölüm tarihi

Skylitzes :Ioannes Skylitzes, A Synopsis of Byzantine History 811- 1057, (İng. çev. John Wortley) Cambridge, 2010

s. :Sayfa

(9)

Theoph. Cont. :Theophanes Continuatus, Chronographia, ed. I. Bekkerus, Bonn, CSHB, 1838

Theophanes :Theophanes, Chronographia I- II, ed. Carl De Boor, Leipzig, 1883-1885.

TIB :Tabula Imperii Byzantini

trc. :Tercüme eden

ts. :Tarihsiz

TTK :Türk Tarih Kurumu

TT :Tarih ve Toplum

TDVİA :Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi

vb. :Ve benzeri

v.dğr. :Ve diğerleri

Zonaras :Ioannis Zonarae, Annales, I-II, ed. Pinderi, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, Bonn, 1841-44.

(10)

ÖZET

Bu tez, Bizans Devleti’nin VII.-X. yüzyıllar arası Anadolu coğrafyasında izlediği iskân, tehcir ve yer değiştirmeler gibi nüfus politikalarını incelemektedir. Anadolu VII. yüzyıldan sonra ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşamış ve devletin en önemli toprak parçası olarak öne çıkmıştır. İlk olarak VII. yüzyılla birlikte devletin içinde bulunduğu siyasi durum ve bu durumun Anadolu nüfusuna etkileri üzerinde durulmuştur. Bizans, bu dönemde hem doğu hem de batı sınırlarından ciddi tehdit altında bulunmaktaydı. Özellikle Sasanilerin Anadolu içlerine uzanan seferleri ve hemen akabinde devam eden İslâm ordularının seferleri, devleti yıkılmanın eşiğine getirmiştir. Doğuda önemli zengin eyaletlerini kaybeden Bizans, son bir hamleyle Anadolu’ya sarılmış ve Anadolu’nun da elinden alınmasına izin vermemiştir. Devlet Anadolu’da giriştiği bu yeniden var olma mücadelesi esnasında çok yoğun bir nüfus politikası izlemiş ve ihtiyaç duyduğu insan gücünü ırk, dil, din, coğrafya ayırt etmeksizin Anadolu’ya nakil ve iskân etmiştir. İlerleyen yüzyıllarda ise Anadolu’da varlığını kuvvetlendiren Bizans, hem iç huzuru korumak hem de batı sınırlarını güvene almak için bu defa da Anadolu’dan önemli sayıda insanı tehcir yoluna gitmiştir. İzlenen nüfus politikaları sayesinde Anadolu’daki durumunu kuvvetlendiren devlet Anadolu’dan aldığı destekle hâkimiyetini diğer bölgelerde de pekiştirmek istemiş ve X. yüzyılla kadar bir denge siyaseti içerisinde bu politikaları sürdürmüştür.

Anahtar Kelimeler: Bizans, Slavlar, Müslümanlar, Doğal Afetler, İskân, Tehcir, Nüfus Politikası.

(11)

SUMMARY

POPULATION POLITICS OF THE BYZANTINE STATE IN ANATOLIA (7th- 10th Centuries)

This thesis examines the population policies of the Byzantine Empire, such as settlement, relocation and displacement, in the Anatolian geography between the 7th and 10th centuries. Anatolia has undergone a serious change and transformation since the 7th century and it has emerged as the most important land piece of the state. First, The political situation of the state in the 7th century and its effects on the Anatolian population are emphasized. Byzantine was under serious threat from both the eastern and western borders during this period. Particularly the expeditions of the Sassanids to Anatolia and the ongoing campaigns of the Islamic armies immediately brought them to the brink of destruction of the state. Byzantine, losing important rich provinces in the east, was wrapped up in Anatolia with a final move and did not allow the removal of Anatolia. During this re-emergence struggle, which the state has embarked on in Anatolia, a very intensive population policy has been followed and the human power that it needs has been transferred and settled to Anatolia without discrimination of race, language, religion and geography. In the following centuries, Byzantium strengthened its presence in Anatolia and this time it has moved to a significant number of people from Anatolia to relocate in order to protect inner peace and to secure the western borders. Thanks to the population policies observed, the state which strengthened the situation in Anatolia wanted to consolidate its dominance in other regions with the support it received from Anatolia and continued these politics by following a full equilibrium policy until the Xth century.

Keywords: Byzantine, Slavs, Muslims, Natural Disasters, Settlement, Relocation, Population Policy.

(12)

ÖNSÖZ

Bizans tarihine karşı ilk ilgim lisans yıllarında Işın Demirkent’in Dünya Yayınevi’nden çıkan Haçlı Seferleri adlı eserini aldıktan sonra başladı. Eserde kullanılan renkli gravürler ve eserin muhteşem anlatımı ortaçağ tarihine ve Bizans’a karşı olan merakımı arttırdı. Sonrasında Bizans’a ait Türkçeye neşredilmiş tüm ana kaynak eserleri temin etmeye ve okumaya başladım. Anna Komnena’nın Alexiad’ını okurken dipnotta görüp altını çizdiğim “Pophyra / Porphyregenetos = Mor Odada Doğan” kelimesiyle yıllar sonra yüksek lisans tezimi belirlemeye çalışırken değerli danışman hocam Prof. Dr. Zerrin Günal’ın: “Sana VII. Konstantinos Porhyregenenetos’un eserlerinden birinin tercüme ve tenkidini vereceğim” demesiyle tekrardan karşılaşmış oldum. Yüksek lisans tezi olarak VII. Konstantinos’un İmparatorluğun İdare Usulü adlı eserinin tercümesini yaparken sık sık Anadolu’da geçen siyasi olaylarla karşılaştıkça konuları daha derinlemesine, diğer kaynak eserlerle karşılaştırarak araştırmaya başladım. Özellikle II. Justinianus zamanında Antakya ve Lübnan civarından bu gün yaşadığım şehir olan Antalya’ya yapılan nüfus nakilleri, Kıbrıs adasından Anadolu’nun farklı yerlerine yapılan nakiller ve yazarın olayları heyecanlı bir üslupla anlatması bu konuya karşı derin bir ilgi duymama neden oldu.

Bu çalışmayla VII. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya iskân edilmiş ya da Anadolu’dan tehcir edilmiş olan milletlerin durumları ve Anadolu’nun demografik yapısında yaşanan değişimleri irdelemeye çalıştık. Üzerinde yaşadığımız bu toprakların atalarımızın intikalinden önceki durumu hakkında yapılan çalışmaların çok değerli olduğu ve bu bağlamda Anadolu tarihi hakkında her alanda yapılan çalışmanın aynı zamanda kendi tarihimizi anlamlandırma ve kavrama adına büyük katkılar sağlayacağı kanaatindeyiz.

Öncelikle tez konumun belirlenmesi ve tamamlanmasında büyük destek ve katkılarından dolayı değerli danışman hocam Yrd.Doç.Dr. S. Haluk KORTEL’e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca tezle ilgili görüş ve önerilerini esirgemeyip, değerli vaktini ayıran sayın hocam Prof. Dr. Zerrin Günal’a da minnetlerimi sunarım. Yoğun iş tempom nedeniyle tezi tamamlayabilmek için hafta sonları ve uzun geceler boyunca çalışmak zorunda kalmama rağmen her daim beni destekleyip yanımda duran sevgili eşim Betül ve minik kızım Ecem’e de hoşgörüleri için minnetlerimi sunarım.

Sosyal bilimler alanında yapılan çalışmaların eksiksiz ve mükemmel olduğunu iddia etmek elbette mümkün ve doğru değildir. Ülkemizde özellikle Bizans Tarihi alanında yapılan çalışmalarda yaşanan kaynak sıkıntısı malum bir konudur. Muhakkak ki bu çalışmada da gözden kaçan, fark edilmeyen noksanlıklar olabilir. Yoğun iş temposu içerisinde elimden

(13)

geldiği kadar bilimsel sınırlar çerçevesinde hazırladığım bu çalışmanın Türk bilim dünyasına faydalı olması temennilerimle.

Mevlüt AKDERE

(14)

KAYNAKLAR

A. Bizans Kaynakları

Bizans Devleti’nin VII. yüzyıl başlarında içinde bulunduğu siyasi durumla birlikte yaşadığı köklü değişiklikler ve Anadolu’da izlediği iskân, tehcir ve yer değiştirmeler gibi nüfus politikalarını daha iyi irdeleyebilmek için VII. yüzyıl öncesine ait Bizans kaynaklarının verdiği bilgiler önemlidir. Sonuçta VII. Yüzyılda Bizans’ın girdiği kriz ortamının ve Anadolu’da meskûn olan nüfusu etkileyen olayların evveliyatı, bir gelişme süreci vardır. VI. Yüzyıl kaynak eserleri incelendiği zaman görülmektedir ki yaşanmış olan bazı olayların ve devletin bu dönemlerde Anadolu’da izlemiş olduğu iskân-tehcir gibi nüfus politikalarının etki ve sonuçları sonraki yüzyıllara kadar sirayet etmektedir. Bu sebeple araştırmaya VI. yüzyıl kaynak eserleri incelenerek başlanıldığı gibi çalışmayı alakadar eden hususlar ve devletin bu dönemde izlediği nüfus politikalarının sonraki yüzyıllara olan tesirleri çağdaş kaynakların verdiği bilgilerle kıyaslanarak değerlendirme yoluna gidildi.

Anadolu nüfusunun VI. asırdaki durumu için eserlerinden yararlanılan ilk Bizans tarihçisi, kaleme aldığı Anekdota isimli eserinde “Benim doğum yerim Kayseriye..” diyerek, Filistin’in Kayseriye kentinde doğduğunu belirten Kayseryalı Prokopius’dur1. Yazar, Bizanslı General Belisarius’un doğuda Sasaniler’e, Kuzey Afrika’da Vandallar ve batıda Gotlara karşı yaptığı seferlere bizzat iştirak etmiştir. I. Justinianus döneminde yaşanan önemli olayların ilk elden tanığı olduğu için verdiği bilgiler son derece önemlidir. Çalışmada, Prokopius’un, Savaşlar ve Gizli Tarih isimli eserlerinden istifade edildi. Yazarın bu eserlerinde, I. Justinianus zamanında yaşanan veba salgınının nüfusa olan tesiri, Anadolu’ya iskân edilen bazı kavimler ve değişik zamanlarda yaşanan doğal afetlerin neden olduğu toplu ölümler gibi tezi ilgilendiren konulardan faydalanıldı. Prokopius’un araştırmamızda kullandığımız her iki eserinin de Bonn2 neşirleri esas alınarak, Savaşlar adlı eserinin İngilizce çevirisinden3 ve Gizli Tarih isimli eserinin ise Türkçe ve İngilizce4 çevirilerinden karşılaştırma yapılmak suretiyle istifade edildi.

Anadolu’nun VI. yüzyılına ışık tutan bir diğer kaynak eser ise Ioannes Malalas’ın Khronographia () adlı eseridir. Antakyalı olan yazarın M.

1

Duru, 2001: 84. 2

Procopius, De Bello, ed. G. Dindorfii, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, 1833; Procopius, Historia. Arcana, ed. G. Dindorfii, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, 1838.

3

Procopius, Secret History, çev. Richard Atwater, Chicago, 1927. 4

(15)

490-570 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir5. Hz. Âdem’den başlayıp I. Justinianus dönemine kadar olan olayları içeren bir dünya tarihi kaleme almıştır. Araştırmamızda yazarın bugenişkapsamlıeserinin I. Justinianus (527-565) dönemiyle ilgili olan 18. Kitabından [ istifade edildi. Bu kitapta I. Justinianus döneminin siyasi olaylarının yanı sıra, veba ve deprem gibi unsurların özellikle başkent ve Anadolu’da sebep olduğu toplu ölümler hakkında önemli kayıtlar bulunmaktadır. Ayrıca Malalas’ın, Avarların Trakya ve İstanbul’a kadar olan bölgeye akınlarının neden olduğu tahribat, salgın hastalıklar ve doğal afetlerin Anadolu nüfusuna tesiri gibi konularda verdiği bilgiler, Prokopius gibi çağdaş tarihçilerin verdiği bilgilerle de örtüşmesi bakımından önemlidir. Malalas’ın bu eserinin Bonn neşri6

esas alınarak, İngilizce7 tercümesinden de istifade edildi. VI. yüzyıl yazarlarından olan Agathias 532 yılında Myrina’da8

doğmuş ve 580 yılında ölmüştür. Yazarın Historia9

adlı eseri, VI. yüzyıl ortalarında görülen depremler ve veba salgınlarının neden olduğu ölümler hakkında önemli bilgiler vermektedir.

Aynı dönem için kullanılan bir başka Bizans yazarı ise 431-549 yılları arası olaylarını anlatan bir Kilise Tarihi kaleme alan Evagrios Scholastikos’dur (536-594). Evagrios’un Kadıköy konsülü, Hıristiyanlık ve kiliselerle ilgili bilgiler verdiği eserinin veba salgınları ve depremlerle ilgili bölümlerinden yararlanıldı10

.

VI. yüzyıl için kullanılan bir diğer kaynak ise Theophylactus Simocatta’nın, Historia

--adlı eseridir. 580 yılında Mısır’da doğduğu tahmin edilen yazar, Herakleios’un tahta çıkmasından kısa bir süre sonra İstanbul’a gelmiş ve farklı devlet kademelerinde görev almıştır. Simocatta’nın Historia’sı Mavrikios dönemi hakkında bilgi veren en önemli eserdir. Simocatta eserinde Trakya bölgesine ve başkent civarına kadar olan Avar saldırıları ve neden oldukları yıkımlar hakkında önemli tespitlerde bulunmuştur. Ayrıca yine bu dönemde meydana gelen veba salgını, Tiberius zamanında Kıbrıs Adasına tehcir edilen Ermeniler gibi konularda verdiği bilgiler, sonraki yüzyıllarda Kıbrıs Adasının demografik yapısı ve Ermenilerin Bizans dünyasında ki durumları açısından da önemlidir. Theophylactus Simocatta’nın bu eserinden, Boon neşriyatı içerisinde ki I. Bekkeri11

tarafından hazırlandığı şekli esas alınarak, İngilizce12

tercümesinden faydalanılmıştır.

5

Baldwin, “John Malalas” ODB., II, s. 1275. 6

Ioannes Malalas, Chronographia, ed. L.Dindorfii, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, 1831. 7

Malalas, The Chronicle of John Malalas, çev. Elizabeth Jeffreys vd., Melbourne, 1986. 8 Aliağa yakınlarında bulunan antik bir kent.

9

Agathias, The Histoies, çev. Joseph D. Frendon, New York 1975. 10

Evagrios Scholasticus, Ecclesiastical History (AD431-594), çev. E. Walford, 1846. 11

Theophylactus Simocatta, Historia, ed. I. Bekkeri, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, 1828. 12

(16)

Dönemin bir başka kaynağı ise anonim Paskalya Kroniği’dir. Yaradılışla başlayan eser yazıldığı döneme yani Herakleios’un hükümranlığının 17. yılına kadar süre gelen olaylar hakkında bilgiler içerir13

. Eserde çalışmayla ilgili Herakleios dönemi Avar saldırıları, Depremler gibi konulardan yararlanıldı.

Bizans Devleti tarihine ışık tutan kaynaklar VII. ve VIII. yüzyıllar için son derece kısıtlıdır. Bizans’ın bu karanlık yıllarına ışık tutan kaynakların başında Rahip Theophanes’in Khronographia’sı ile İstanbul Patriği Nikephoros’un Breviarium adlı eserleri gelir. VIII. yüzyıl ve sonrasında kaleme alınan Bizans kaynakları VII. ve VIII. yüzyıl olayları için bu iki önemli eserden istifade etmişler ve hatta hemen hemen onların yazdıklarını tekrarlamışlardır14

.

Rahip Theophanes’in zengin ve yüksek rütbeli bir ailenin çocuğu olarak, 752 -760 tarihleri arasında İstanbul’da dünyaya geldiği düşünülmektedir. V. Leon (813-820) zamanında sürgüne gönderildiği Samastras’da15

vefat etmiştir16. Yazar, dünya kroniği mahiyetindeki eserini 810-814 tarihleri arasında kaleme almıştır. Eser, Roma İmparatoru Diokletianus’un (284-305) tahta çıktığı yıldan başlayıp, kendisini sürgüne gönderen V. Leon döneminin 813 yılı arası olaylarını kapsamaktadır. Theophanes’in kaleme aldığı bu eser Georgios Synkellos’un dünya kroniğinin devamı niteliğinde olup, Bizans Devleti’nin VII. ve VIII. yüzyılları için en önemli kaynak eserdir.

Theophanes, eserinde olayları yıllara göre kronolojik bir sıra ile anlatmıştır. Ayrıca her bölümün başına hangi yılın olaylarını anlatıyorsa o yıl; Bizans imparatorunun kim olduğu, Sasani hükümdarının kim olduğu ya da –İslâmiyet’ten sonra- hilafet makamında kim olduğu, dört büyük patriklik makamında kimlerin olduğu ve görev sürelerinin kaçıncı yılında oldukları gibi konularda başlıklar koymuştur.

Theophanes’in bu eserinde; hem VII. yüzyıl öncesi yaşanan olaylar hem de VII. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun maruz kaldığı işgaller, savaşlar, salgın hastalıklar, dışarıdan Anadolu’ya getirilerek iskân edilen gruplar, mezhep çatışmaları, Anadolu’dan yapılan tehcirler gibi Anadolu’nun demografik yapısını etkileyen konularda ve Bizans Devleti’nin yürüttüğü nüfus politikaları hakkında önemli kayıtlar vardır. İkona kırıcılığın Bizans’ı kasıp kavurduğu bir dönemde yaşayan Theophanes, ikonaların kutsallığına inanan cephede yer

13

Chronicon Paschale, ed. L. Dindorf, Corpus Sciptorum Historiae Byzantninae, 1832. 14

Ostrogorsyk, 1999:81-82; Mesela VII. Konstantinos Porphyregenitos kaleme aldığı De Administrando Imperio’da VII. yüzyıl olayları için Theophanes’in bu eserinden fazlasıyla yararlanmış, hatta bazı noktalarda kendiside eklemelerde bulunmuştur. Theophanes’in kroniğinden aktardığı kısımları ise “Rahmetli Theophanes’in Kroniğinden” diye başlıklar altında vermiştir. Bk., Konstantinos Porphyregenitus, De Administrando Imperio, çev. G. Moravcsik, -R.J.H Jenkins, Dumbarton Oaks Papers, Washington 1967, Bölüm 17-25.

15

Ege denizinin kuzey doğusunda Makedonya yakınlarında bulunan bir şehir. Bk., T.E. Gregoy, “Samothrace” ODB, c. III, s. 1837.

16

(17)

almış ve bu nedenle ikona kırıcı imparatorlara karşı tavır almıştır. Yazarın ikonoklast imparatorlara karşı düşmanlığı ve ön yargısı eserine de yansımıştır. İlgili dönemde Bizans’ın başına gelen her türlü musibetin sebebi olarak ikona kırıcı imparatorları mesul tutar. Mesela V. Konstantinos zamanında İstanbul ahalisini fazlasıyla etkileyen veba salgını hakkında detaylı bilgiler verdikten sonra bu musibetin nedeni olarak “Kutsal ikonalara karşı yürütülen saygısız politikalar” ve “dinsiz” olmakla itham ettiği ikona kırıcı imparatorları mesul tutmuştur. Theophanes’in bu üslubu ile tarafsızlıktan uzak ve olaylara yanlı yaklaşmış olduğu kabul edilse de, eserini kaleme alırken faydalandığı düşünülen çağdaş kaynakların günümüze intikal etmemiş olması verdiği bilgilerin kıymetini azaltmamıştır17. Araştırmada Theophanes’in bu kroniğinin 1838 yılındaki Bonn tabı esas alınarak18, İngilizceye yapılan tercümelerinden19

karşılaştırma youlyla isfade edildi.

VII. ve VIII. yüzyıl Bizans dünyası için kullandığımız bir diğer Bizans kaynağı ise İstanbul Patriği Nikephoros’un Breviarium ya da Historia Syntomos (Kısa Tarih) isimli eseridir. Nikephoros, 758 yılında İstanbul’da zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İlerde tıpkı babası gibi imparatorluk sekreteri olarak sarayda görev yapacak olan Nikephoros, imparator I. Nikephoros zamanında 806 yılında İstanbul patrikliğine getirilmiş ve V. Leon tarafından gönderildiği sürgünde 828 yılında ölmüştür20

. Theophanes ile birlikte Nikephoros’un bu eseri Bizans’ın karanlık yıllarına ışık tutan en önemli kaynak eserlerdendir. Eser, Phokas’ın 602 yılında imparator oluşuyla başlayıp 769 yılına kadar süre gelen olaylar hakkında bilgiler vermektedir. Eserde araştırmamızla ilgili olarak; Herakleios’un tahtta geçtiği yıllarda Bizans’ın içinde bulunduğu siyasi ortam ve Sasanilerin Anadolu’ya yaptıkları seferlerin neden olduğu tahribatlar hakkında bilgiler aktarılmıştır. Bunun yanı sıra Nikephoros’un bahsi geçen dönemle ilgili verdiği pek çok bilgi Theophanes’in verdiği bilgilerle paralellik göstermesine rağmen bazı noktalarda Theophanes’in bahsetmediği orijinal bilgiler de vermektedir. Mesela Sicilya civarında başlayan ve İstanbul’a kadar yayılan veba salgınının başkent nüfusuna ve sosyal yaşama olan etkisi, V. Konstantinos’un Ege adalarından başkent civarına yaptığı nüfus nakilleri gibi konularda da önemli bilgiler vermiştir. Nikephoros’un eserinde verdiği bilgiler hacim olarak Theophanes’den daha az

17

Ostorogorsky, 1999: 81-82. 18

Theophanes, Chronographia I, ed. I. Classeni, Corpus Scriptorum Historia Byzantinae, Bonnae 1839. Theophanes, Chronographia II, ed. I. Bekkeri, Corpus Scriptorum Historia Byzantinae, Bonnae 1841. 19

Cyril Mango-Roger Scott, The Chronicle of Theophanes Confessor, Byzantine and Near Esatern History AD. 284-813, Clarendon Press Oxford, 1997; Harry Turtledove, The Chronicle of Theophanes, University of Pennsylvania, 1982; Ayrıca bk., Hatice Aydın, Bizans Kaynağı Theophanes Confessor’un Kroniğinde Türkler: 284-813 (Açıklama, İnceleme, Değerlendirme), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2013.

20

(18)

görünse de en az onun eseri kadar önemli olup, olaylar tarafsız bir şekilde ele alınmıştır21 . Eser, C. Mango tarafından Short History22 adıyla İngilizceye tercüme edilmiştir. Araştırmamızdada Mango’nun bu tercümesinden ve aynı zamanda orijinal Grekçesinden de karşılaştırma yapılarak yararlanılmıştır.

Joseph Genesios’un Basileia() ya da İmparatorlar Tarihi diye de bilinen eseri de X. yüzyılın önemli Bizans kaynaklarındandır. Genesios’un hayatıyla ilgili net bir bilgi yoktur. Hatta bu eseri kaleme alan kişinin gerçek adının Genesios olup olmadığı hakkında da kesin bir bilgi mevcut olmamakla birlikte, Skylitzes’in eserinin önsözünde Genesios’dan bahsetmiş olması vesilesiyle kendisinden haberdar olunmaktadır23

. O, Makedonya hanedanlığı döneminde İmparator VII. Konstantinos’un isteğiyle 945 - 959 yılları arasını kapsayan 4 kitaptan oluşan bir eser kaleme almıştır. Eserde; birinci kitapta Amalek soyundan V. Leon (813-820) dönemi; İkinci kitapta Amorionlu II. Mikhail (820 -829) dönemi; üçüncü kitapta II. Mikhail’in oğlu Theophilos (829-842)dönemi ve son olarak dördüncü kitapta da Theophilos’un oğlu III. Mikhail (842-867) dönemi ve I. Basil (867-886)dönemiolayları anlatılmıştır.

Genesios’un kayıtları ile IX. yüzyıl Anadolu’sunun demografik yapısı hakkında önemli bilgilere ulaşılmaktadır. Eserde II. Mikhail döneminde (820-829 ) yaşanan Slav Thomas isyanı ve bu isyana iştirak eden Anadolu’da meskûn olan halkların ya da etnik grupların adları tek tek verilmiştir. VI. yüzyıldan itibaren Bizans’ın izlediği nüfus politikaları sonucu pek çok farklı etnik ve kültürden insan topluluğu değişik nedenlerle Anadolu’nun farklı bölgelerine iskân edilmiştir. Farklı etnik ve kültürel yapıda bu kadar insanın üst üste yığılması beraberinde bir takım sıkıntıları getirmiş ve Thomas isyanında olduğu gibi sosyal bir patlamaya neden olmuştur. Bu bilgiler doğrultusunda IX. yüzyılda Anadolu’nun sosyal ikliminin ne kadar renkli ve kültürel çeşitliliğinin de o denli karışık olduğu ortadadır. Yazar ayrıca yurtlarından çıkarılan ve tehcire mecbur bırakılan Pavlikanlar hakkında da önemli bilgiler vermektedir. Bu noktada eserde, Pavlikanların Anadolu içlerine olan akınları, Bizans ordularını zor durumda bırakarak başkent civarına kadar seferler düzenlemeleri, Müslümanlarla iş birliğine girerek Bizans Devleti’ni tehdit etmeleri, Bizans’ın Pavlikanları yurtlarından çıkartma çabaları ve Trakya’ya sürgüne göndermeleri gibi bilgiler yer almaktadır. Araştırmada Genesios’un bu eserinin Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae24

21

Ostrogorsky, 1999: 82. 22

Nikephoros, Patriarch of Constantinople Short History, çev. Cyril Mango, Dumbarton Oaks Research Library and Collection, Washington, 1990.

23

Kazhdan, “Genesios” ODB, c. II, s.828-29. 24

Joseph Genesios, Regum Libri, ed. C. Lachman, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, Bonn, 1834; Joseph Genesios, Historia, çev. Anthony Kaldellis, Australia 2006.

(19)

serisinde C.Lachman tarafından Grekçe metin ve Latince tercüme ile neşredilen baskısından faydalanılmıştır.

Çalışmada kullanılan bir diğer önemli kaynak eser ise Diyakoz Leon’un 959-976 yılları arası olaylarını anlattığı Historia isimli eseridir25

. Leon, kendi ifadesine göre 950 yılında Anadolu’da Tmolos’da ki Kaloe’de (Kiraz) dünyaya gelmiş ve 992 ya da 994 yılında ölmüştür. Gençlik yıllarında İstanbul’a gelmiş ve iyi bir eğitim aldıktan sonra sarayda diyakozluk görevine kadar yükselmiştir. Eserinde bahsettiği çoğu olaya tanıklık etmiş olması, verdiği bilgilerin önemini de arttırmaktadır. Mesela 986 yılında II. Basil’in Bulgarlara karşı başlattığı ve felaketle sonuçlanan askeri sefere bizzat iştirak emiştir. Yazarın eserini 992 yıllarında İstanbul’da kaleme aldığı düşünülmektedir26

. Eser, II. Romanos (959-963), II. Nikephoros Phokas (963-969), ve Ionnes Çimiskes (969-976) dönemleri hakkında bilgiler veren en önemli çağdaş eserdir. Leon’un eserinde bahsettiği konulardan özellikle Nikephoros Phokas döneminde Girit’in Araplardan geri alınmasından sonra (961) Kiliya bölgesinden Ermeniler ve yine Anadolu’dan farklı grupların adaya tehcir ve iskan edilmesiyle ilgili önemli kayıtları vardır. Ayrıca Çimiskes zamanında Pavlikanların Anadolu’da takibata uğratılmaları ve Bulgar sınırlarına tehcirleri gibi konulardan da faydalanılmıştır.

X. yüzyıl Bizans dünyasına ışık tutan bir diğer tarihçi ise İmparator VII. Konstantinos Porhyregenitus’dur. İmparator VI. Leon’un oğlu olan VII. Konstantinos, 905 yılında dünyaya gelmiş ve 959 yılında da ölmüştür. Annesi, VI. Leon’un önce metresi sonra da karısı olan Zoe’dir27. Hayatı başkalarının vesayeti altında geçen ve daima tahtan uzak kalan VII. Konstantinos, sarayda bulunmanın verdiği avantajı da değerlendirerek ömrünü bilimsel çalışmalara adamıştır. Pek çok konuda kitap yazan ve yazdıran tarihçi imparatorun araştırmada faydalanılan ilk eseri İmparatorluğun İdare Usulü = De Administrando Imperio28 adlı çalışmasıdır. Esasen oğlu II. Romanos’a itafen kaleme aldığı bu eser Bizans’ın komşularıyla olan ilişkileri, değişik zamanlarda meydana gelen olaylar ve sonuçları hakkında yönetimsel örnekler ve tavsiyelerle doludur. Bir nevi oğlu için bir başucu kitabı hazırlamıştır. Eserin çoğu bölümü Theophanes’den bire bir kopya edilmiş olmasına rağmen, Theophanes’in değinmediği ya da kısa bilgilerle geçiştirdiği konuları tamamlaması bakımından önemlidir. Araştırmada da faydalanılan, Lübnan civarından Antalya’ya nakledilen Merdailerin sonraki

25

Leo the Deacon, Historiae, ed. C.B. Hase, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, Bonn, 1828; Alice-Mary Talbot -Denis F. Sullivan, The History of the Leo The Deacon, Dumbarton Oaks Papers., 2005.

26

Kazhdan, “Leo The Deakon”, ODB., c. II., s.1217. 27

Porphyrogenitus, DAI, s.7-8; Kurat, 1937:1-2; Baker, 1995: 113-114; A.Kazhdan-A.Cutler, “Constantine VII Porphyrogennetos”, ODB., c. III., s. 502; Mevlüt Akdere, Konstantinos Porphyregenitus, De Administrando Imperio (Açıklama ve Değerlendirme), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale 2008

28

K. Porphyrogenitus, De Thematibus Et De Administrando Imperio, ed. Immanuel. Bekker, X, CSHB, Bonnae.

(20)

yüzyıllarda ki durumları, Kıbrıs adasından Anadolu’ya yapılan tehcirler ve Bizans’ın monofizit Ermeniler ile olan ilişkileri gibi konularda tamamlayıcı önemli kayıtlar vardır.

VII. Konstantinos’un faydalanılan diğer eseri ise De Cerimoniis aulae Byzantinae’dır29. Bu önemli eser, saray kutlamaları, taç giyme merasimleri, resmi devlet törenleri ve dini bayramlar gibi konularda teferruatlı bilgiler veren nadide bir eserdir. Bizans saray hayatının yanı sıra, Bizans Devleti tarihi için son derece önemli bir görev üstlenmeye başlayan Thema sisteminin işleyişi, hangi Thema’nın devlet protokolünde diğerlerine nazaran ön plana çıktığı gibi konularda verilen bilgiler eserin içeriğini derinleştirmektedir.

İstanbul patriği Photius’un eseri de çalışmada kullanılan öenmli eserlerin başında gelir. IX. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’a yapılan Rus saldırısı ve neden olunan yıkım hakkında kayıtları vardır. Ayrıca IX. yüzyılda Bizans’ın Anadolu’da bazı şehirlerin yeniden mamur hale getirilmesi amacıyla girişilen mücadeleler hakkında önemli bilgiler verilmektedir30.

Rahip Theophanes’in çalışmasının devam ettirilmesi gerektiğini düşünen İmparator VII. Konstantinos, Theophanes’in eserinin bittiği yıl olan 813’den itibaren gelişen olayların kayda alınması için çalışmaları başlatmış ve bu görevi ilk olarak Genesios’a vermiştir. Genesios’un bu görevi yerine getirememesi üzerine birden fazla yazarı bu işle görevlendirmiştir. Böylelikle Theophanes Continuatus31

adlı çalışma ortaya çıkmıştır. Eserin oluşturulmasında birden fazla yazar görev aldığı ve Rahip Theophanes’in bıraktığı yıldan itibaren başlatılması sebebiyle Theophanes’in Takipçileri diye de bilinir. Eser, 813 yılı olaylarıyla başlayıp 961 yılına kadar olan olayları kapsar32

.

Bizans’ın VII. yüzyıldan X. yüzyıla kadar izlediği nüfus politikalarının sonraki yüzyıllara sirayet eden önemli sonuçları olmuştur. Özellikle X. yüzyıl sonrası kaynaklarda bu politikaların ne gibi sonuçlar doğurduğuna dair kayıtlara rastlamak mümkündür. Belirli bir bölgenin yeniden iskân edilmesi ya da o bölgede yaşayan insanların değişik sebeplerle alınarak başka yerlere göç ettirilmesi beraberinde bir takım sıkıntıları da getirmiştir. Devletin izlediği bu nüfus politikaları bazen istenen başarıyı sağlasa da genellikle devlet ilerleyen zamanlarda bu izlenen nüfus politikalarının neden olduğu sorunlarla da boğuşmak durumunda kalmıştır. İskân siyaseti güdülen bölgeler ve tehcire mecbur bırakılan grupların yerleştirildikleri bölgenin kültürüne uyum sağlamaları ve alışmaları kolay olmamıştır. O an

29

K. Porphyregenitus, De Cerimoniis aulae Byzantinae, ed. J.J.Reiske, Bonn, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae.

30

Photius, The Homilies of Photius Patriarch of Constantinople, çe. Cyril Mango, Harvard Üniversitesi Yayınları, Washington 1958.

31

Theophanes Continuatus, ed. Immanuel Bekker, Bonn, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae, 1838. 32

(21)

için sorunsuz gibi görünen bir nüfus nakli ve iskân olayı ilerleyen yıllarda devletin başına daha büyük sıkıntılar açmıştır. Dolayısıyla X. yüzyıl sonrasına ait bazı Bizans kaynaklarında VII. yüzyıldan itibaren izlenmiş olan bu nüfus politikalarının neden olduğu sorunlarla ilgili önemli tespitlere, eleştirilere ve övgülere rastlamak mümkündür.

Bu bağlamda araştırmada kullanılan X. yüzyıl sonrasına ait kaynakların en önemlisi Anna Komnena’nın Aleksiad isimli eseridir33. İmparator I. Aleksios Komnenos’un kızı olan Anna, 1083 yılında İstanbul’da doğmuş ve 1153 ya da 1154 tarihinde ölmüştür. Babası Aleksios’un 1118’de ölümünden sonra kardeşi I. Ioannes ile giriştiği taht mücadelesini kaybedince eserini yazacağı manastır hayatına çekilmiştir34. 1069-1118 yılları arasını kapsayan eserde, araştırmada da kullanılan özellikle Anadolu’dan Balkanlara, Bulgar sınırlarına tehcir edilen unsurlarla ilgili verilen bilgiler son derece önemlidir. Pavlikanların Balkanlarda faaliyetleri, başkentle yaşadıkları sorunlar, Pavlikanların bölgeye iskân edilmiş olmasının önemi ve tenkidi gibi konularda faydalı bilgiler mevcuttur.

Bu dönem için yararlandığımız bir başka kaynak ise Ioannes Zonaras’ın Epitome Historion adlı eseridir35. XI. yüzyıl sonlarında yaşadığı düşünülen Zonaras, I. Aleksios Komnenos döneminde imparatorluk muhafızlarının komutanlığını yapmış ve sonradan da keşiş olarak hayatını tamamlamış ve eserini de inzivaya çekildiği bu dönemde kaleme almıştır36

. Dünya tarihi mahiyetinde yazdığı eserinin I. ve XII. kitaplar arası dünyanın yaradılışından başlayıp Büyük Konstantinos zamanına kadar olan olaylar hakkında bilgiler verir. Yazarın kaleme aldığı kroniğinin belirli bölümlerinde çalışmaya ışık tutan önemli bilgiler mevcuttur. Genellikle VII. ve VIII. yüzyıla ait olayları verirken Theophanes başta olmak üzere kendisinden önceki yazarlardan etkilendiği açıktır. Bu nedenle çalışmamızda X. yüzyıl sonrası kaynaklarda olduğu gibi önceki yüzyıllarda izlenmiş olan nüfus politikalarının sonuçları ya da etkileri hususunda verilen bilgilerden yararlanma yoluna gidilmiştir. Bu nedenle Zonaras’ın kapsamlı bir dünya tarihi olan eserinin yaşadığı döneme denk düşen olayları üzerinde durulmuştur. Örneğin Pavlikanlara ve Monotelist Ermenilere yönelik izlenen takibat ve tehcir politikalarının XI. hatta XII. yüzyıla değin uzanan etkilerinin izlerini hem Zonaras hem de Anna Kommena gibi çağdaşlarının eserlerinde bulmak mümkündür.

Anadolu’nun X. yüzyıl sonrası dönemi için kuşkusuz en önemli tarihi kaynakların başında Mikhail Attaliates’in Historia’sı gelir37. Attaliates’in 1020 ile 1030 yılları arasında Antalya’da doğduğu ve 1085 yılında da öldüğü düşünülmektedir. Yargıçlık yapan yazar

33

Annae Comnenae, Alexiadis, ed. L. Schopenus, CSHB, 1839; Alexiad, 1996: 5. 34

Kazhdan, “Komnena Anna”, DOB, c. II, s. 1142. 35

Ionnis Zonarae, Annales I-II, ed. M. Pinderi, CSHB, 1841-44. 36

Kazhdan, “Zonaras, John”, ODB, c. III, s. 2229. 37

(22)

eserinde, 1034 ve 1079 yılları arası olaylar hakkında önemli bilgiler vermiştir38. Yazarın eserinde bahsettiği ve araştırmada kullanılan en önemli kısım ise Doğu Anadolu’da yaşanan Bizans-Selçuklu mücadeleleri esnasında Bizans Devletinin Ermenilerle yaşadığı sorunlardır. Uzun yıllar boyunca dini inançları nedeniyle Bizans tarafından takibata ve çeşitli zulümlere maruz bırakılan Ermenilerin, Selçuklularla beraber Bizans’a karşı aldıkları tavır; İmparator Romanos Diogenes’in doğu seferinde iken ordusunda bulunan askerlerini Ermeni saldırılarından korumak için almak zorunda kaldığı bir takım önlemler hakkında önemli bilgiler verir. Ayrıca o dönemde Bizans’ın başına gelen her türlü musibetin sorumlusu olarak da Ermeniler mesul tutulmuştur. Türk akınlarının çoğalması, Anadolu’nun önemli kentlerinin yağmalanması ve bir türlü durdurulamıyor olmalarının tek nedeni olarak dinden sapan günahkâr Ermeniler yüzünden Bizans’ın tanrı tarafından cezalandırıldığı şeklinde yorumlanmıştır. Dolayısıyla Attaliates’in bu kroniği Bizans’ın V. yüzyıldan beri Ermenilere karşı yürüttüğü nüfus politikalarının XI. yüzyılda Bizans Devletinin karşısına nasıl problemler çıkardığına dair önemli kayıtları içerir.

X.yüzyıla ait önemli diğer kaynak ise Ioannes Skylitzes’in Synopsis Historion adlı eseridir39. I. Aleksios Komnenos döneminde avukatlık ve üst düzey yöneticilik yaptığı bilinen yazarın, eseri I. Nikephoros’un 811 yılında ölümüyle başlayıp 1057 yılları arasında meydana gelen olayları kapsamaktadır40. Yazarın, Theophanes Continuatus, Diyakoz Leon ve günümüze ulaşmamış pek çok eseri kullanması eserinin değerini arttırmıştır41. Bu bağlamda Bizans’ın Trakya’da izlediği iskân siyaseti, Anadolu’dan tehcir edilen Pavlikanlar, Slav Thomas isyanı ve IX.-X. yüzyıllarda Anadolu’nun etnik kompozisyonu hakkında aktardığı bilgiler önem arz etmektedir.

Dönemin kaynaklarından olan George Kedrenos’un Synophis Historion42

adlı eserine gelince; dünyanın yaradılışından 1057 yılına kadar olan olaylar hakkında bilgiler içermektedir. Hayatı hakkında bilgilerin müphem olduğu Kedrenos’un özellikle 811 yılı sonrası olayları hakkında verdiği bilgiler, Skylitzes’in eserine dayanmaktadır43

.

38

Kazhdan, “Attaliates Michael” ODB, c. I, s.229. 39

John Skylitzes, A Synopsis of Byzantine History 811-1057, çev. John Wortley, Cambridge 2010. 40

Kazhdan, - A. Cutler, “Skylitzes John”, ODB, c. III, s. 1914. 41

Ostrogorsky, 1999:197-198. 42

Kedrenos, Cedrenus Ioannis Scylitzae ope, I-II, ed. I.Bekker, Bonn, CSHB 1838-39. 43

(23)

B. Süryânî Kaynakları

Pseudo-Joshua Kroniği44 494-506 yılları arasını kapsamakta olup Edessa, Antakya, Tarsus ve Mezopotamya bölgesi hakkında önemli bilgiler veren bir Süryani kaynağıdır. Eserin yazarı hakkında net bir bilgi sahibi değiliz. Eser, Bizans-Sasani mücadeleleri, depremler, veba salgınları ve kıtlıkların bölgeye etkileri hakkında kayıtlar içerir. Pesudo-Joshua kroniği sayesinde bahsi geçen bölgelerin nüfusunun VI. yüzyıldan itibaren nasıl düşüş eğilimine girdiğine şahit oluruz.

Araştırmada kullanılan ilk Süryânî kaynağı Mısır Kobt Kilisesi Piskoposu Ioannes’in eseridir45. Eser, Herakleios dönemi olayları hakkında önemli bilgiler verir. Müellif, eserinde özellikle Mısır çevresinde gelişen olaylar hakkında bilgiler vermiş olsa da Sasanilerin Antakya ve civarına olan saldırıları ve önemli sayıda yerli ahalinin esir edilmesi ve bölgede Bizans nüfusunun geriletilmesi, Antakya civarında yaşanan sel baskınları ve depremler gibi doğal afetlerin yerli nüfusa etkisi gibi konularda önemli bilgiler vermiştir. Bu bağlamda yazarın özellikle Antakya ve civarında ki doğal afetlerin nüfus üzerine etkisi hususunda verdiği bilgiler Prokopius ve Malalas gibi Bizans tarihçilerinin verdiği bilgilerle paralellik oluşturması bakımından da dikkat çekicidir.

Antakya Yakubi patriği Tell Mahreli Dionysios'a (Ö. 845) atfedilen Süryani kroniği çalışmada kullanılan önemli Süryani kaynaklarındandır. Yazar eserinde, Güney Doğu Anadolu’da meydana gelen depremler, Emevîlerin Anadolu içlerine uzanan seferleri ve Bizans’ın Pavlikanlara karşı mücadeleleri gibi konularda 775 yılına kadar yaşanan olaylar hakkında bilgiler vermektedir. Eser, Chabot tarafından Fransızca'ya tercüme edilmiştir46

. Bir diğer Süryani tarihcisi ise Melki piskoposu Agapios b. Konstantinos el Menbicî’dir (Ö.941). Agapios’un hayatı hakkında çok az şey biliniyor. Arapça kullanan ilk yazarlardandır. Yaradılıştan başlayıp kendi zamanına uzanan bir eser kaleme almış ama sadece 776 yılına kadar olan kısmı günümüze ulaşmıştır. Yazarın Kitabu’l-Unvan adlı eseri değişik zamanlarda vukuubulan doğal afetler ve Anadolu’da İslâm-Bizans mücadeleleri hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eser, Alexandre Vasiliev tarafından 1909 yılında Fransızçaya tercüme edilmiştir47

. V asiliev’in bu tercümesinden Roger Pearse tarafından 2009 yılında yapılan İngilizce çevirisinden faydalanılmıştır48

.

Bar Hebreus olarak da bilinen Abû’l-Farac Gregorius (1225-1286) ise çalışmamızda kullandığımız diğer önemli Süryânî tarihçidir. 1225 yılında Malatya’da doğan yazar 1286

44 The Chronicle of Joshua the Stylite, çev. J. Watt ve F. Trombley, Liverpool 2000. 45

The Chronicle of John, Bishop of Nikiu, çev. Charles, R.H., London 1916. 46

Denys de Tell-Mahre, Chronique, çev. J. B. Chabot, Paris 1895. 47

Agapios de Hierapolis, Histoire Universelle, fran.çev. Alexandre Vasiliev, Patrologia Orientalis, Paris 1909. 48 http://www.tertullian.org/fathers/agapius_history (erişim tarihi 17.08.17)

(24)

yılında ölmüştür49. Bu eserin Ö.R. Doğrul50

tarafından Türkçeye tercüme edilmiş halinden faydalanılmıştır. Müellifin kaleme aldığı bu eserinde çalışmamızla alakalı olarak; VII. yüzyılla birlikte Herakleios dönemi olayları, Bizans’ın Hazarlar ve Kafkas milletleriyle olan münasebetleri ve Sasanilere karşı yardım çağrısında bulunması ve asker talebi hakkında bilgilere rastlamak mümkündür. Bunun yanında özellikle Müslüman-Bizans mücadeleleri esnasında Suriye-Antakya sınırlarında yaşanan olaylar, Merdailerin iki taraf arasında oynadığı kritik rol, Bizans tarafından Müslümanlara karşı kışkırtılmaları, Anadolu’ya iskân edilmiş olan Slavların Müslüman Arapların safına geçmesi ve Müslümanlar tarafından iskân edildikleri yerler, Anadolu’nun değişik bölgelerinde hem Araplarca hem de Bizanslılar tarafından izlenen nüfus ve iskân politikaları, Ermenilerin iki taraf arasında oynadıkları roller gibi hususlarda Bizans kaynaklarında değinilmeyen farklı ve önemli bilgiler verilmiştir. V. Konstantinos zamanında Maraş ve civarına yapılan seferler, esir alınan ahali, Slav Thomas’ın Anadolu’da başlattığı isyan ve Müslümanların bu isyanın büyümesi için nasıl destek oldukları, hususunda da önemli bilgiler mevcuttur.

Bir diğer önemli Süryâni kaynağı ise 1126-1199 tarihlerinde yaşamış olan Süryani Mihail’in eseridir51. Mihail’in dünya tarihi mahiyetindeki bu eseri dünyanın yaradılışından 1195 yılı olaylarına kadar değinmiştir. Aslında eser yazılış tarihi itibariyle bazı olaylara uzak kalmış ve vermiş olduğu bilgiler zayıf olsa da, özellikle Suriye ve Antakya bölgesinde cereyan eden olaylar hakkında verdiği bilgiler önemlidir. Özetle Süryani tarihçinin Herakleios dönemindeki Bizans-Sasani mücadeleleri, Lübnan dağlarındaki Merdailer, Anadolu’ya iskân edilen Slavların Müslümanların safına geçmesi, bölgedeki veba salgınları gibi konularda verdiği bilgilerden çalışmamızda istifade edilmiştir.

Araştırmamızda faydalandığımız bir diğer Süryani kaynak ise The Chronicle of Zuqnin’dir. Eser dünyanın yaradılışından VIII. yüzyıla kadar olan olaylar hakkında bilgiler verir. Eserin Zuqnin manastırı keşişlerinden Joshua tarafından yazıldığı düşünülmektedir. Eser erken dönem Abbâsî halifeliğinin ekonomik politikaları ve özellikle Halife Mansur dönemi siyasi olaylarından çokça bahsetmektedir. Araştırmamızda eserin Amir Harrak tarafından İngilizceye çevrilen III. ve IV. bölümlerinden faydalanılmıştır52. Eserde 488’den 775 yılına kadar olan olaylar hakkında önemli kayıtlara rastlamak mümkündür. Bu tarihler arasında meydana gelen veba salgınlarının İstanbul’a kadar uzanması ve etkileri, Bizans- Abbâsî savaşlarının sınır bölgelerine ve Anadolu nüfusuna olan tesirleri gibi konularda bilgiler vermiştir.

49

Gregory, T. “Gregory Ab’ûl-Faraj”, ODB, c. II, s. 878-879. 50

Gregory Abû’l-Farac, Abûl-Farac Tarihi, I,II. çev. Ömer Rıza Doğrul, TTK, Ankara, 1999. 51

Robert Bedrosian, The Chronicle of Michael the Great, Patriarch of the Syrians, N.J. 2013. 52

(25)

Araştırmada ayrıca bazı Süryani kroniklerinin VII. yüzyılla ilgili verdikleri bilgiler Andrew Palmer tarafından İngilizceye tercümesi edilerek yayımlanmıştır. Gerekli bölümler için bu eserden de faydalanılmıştır53

.

C. Ermeni Kaynakları

VII. ve VIII. yüzyıllar için kullanılan ilk Ermeni kaynağı Sebeos’un eseridir. Sebeos’un eseri aslında İmparator Herakleios’un kısa bir tarihi niteliğindedir. Bizans’ın Herakleios nezdinde Kafkaslarda Sasanilere karşı yardım araması, Kafkas milletlerinin kalabalık nüfuslarının Bizans’ın dikkatini çekmesi gibi hususlarda kayıtlar vardır. Eser, ağırlıklı olarak Bizans-Sasani mücadeleleri hakkında bilgiler verse de özellikle Mavrikios döneminde Bizans ve Ermeniler arasında yaşanan mücadeleler ve Mavrikios’un isyankâr Ermenilere karşı Sasani hükümdarına kaleme aldığı mektup hakkında verdiği bilgiler önemlidir. Sebeos’un, İmparator Mavrikios’un yazdığını belirttiği bu mektubu sayesinde bir yerde Bizans’ın doğu sınırlarındaki Ermenilere bakış açısı hakkında önemli fikirler edinilmektedir. Bizans tarihi boyunca Monofizit inançları nedeniyle takibata ve tehcirlere maruz bırakılan Ermeniler, her zaman sorun çıkartan ve istenmeyen millet olarak algılanmışlardır. Sadece Sebeos’un kayıtlarında değil aynı zamanda Bizans kaynaklarında da Ermenilere karşı devletin bakış açısını yansıtan benzer ifadelere rastlamak mümkündür. Bizans imparatorlarından tarihçi K. Porphyregenitos’un da belirttiği gibi Ermeniler hem Sasanilerle hem de Müslümanlarla iş birliği yaparak Bizans’a karşı ihanet içinde olmakla itham edilmişlerdir. Bu nedenle Bizans’ın bölgede oturan Monofizit Ermenilere karşı bakışı pek de sıcak olmamıştır. Çalışmada Sebeos’un bu eserinin İngilizce54

tercümesinden istifade edilmiştir.

Araştırmada faydalanılan bir diğer önemli Ermeni kaynağı ise Leontios’un (Ghevond) Ermenistan Tarih’dir55. 632-788 yılları arası olayların anlatıldığı eserde Bizans-Müslüman mücadeleleri ve Anadolu’nun doğu sınırlarında yaşanan siyasi olaylar anlatılır. Ghewond, o dönemde yaşanan Bizans-islâm mücadeleleri hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Ermeni tarihçinin bu eserinin çalışma için önemi, Doğu Anadolu, Kafkaslar ve Ermenilerin yaşadıkları topraklarda Arapların ilerleyişi ve bölge nüfusunu olumsuz etkileyen seferleri ile bölgede izledikleri iskân siyaseti hakkında verdiği bilgilerdir. Aynı zamanda V. Konstaninos zamanında Paulusçu Monofizit Ermenilerin kitleler halinde Trakya’ya göç etmeye mecbur bırakılmaları hakkında da önemli bilgiler verir.

53

Andrew Palmer, The Sevent Century in the West-Syrian Chronicles, Liverpool 1993. 54

Sebeos, Sebeo’s History, çev. Robert Bedrosian, Sources of the Armenian Tradition, New York 1985. 55

(26)

Movses Dasxurants'i's’in History of the Aghuans (Ablbanya Tarihi) adlı eseri ise üç kitaptan oluşur. Eserin birinci kitabı Ermeni tarihi hakkında kısa bilgiler vererek başlar ve V. yüzyıla kadar gelir. İkinci kitap ise 683 yılına kadar gelen olaylar hakkında bilgiler vermektedir. Üçüncü kitap ise Arap egemenliğinin sürdüğü yıllardan başlayıp X. yüzyıla kadar olaylar hakkında bilgiler vermektedir56

.

Katholikos Yovhannes Drasxanakertc‘i’nin Ermenistan Tarihi adlı eseri ise X. yüzyılın önemli kaynak eserlerindendir. Bagratuniler hanedanlığı tarihi hakkında önemli bir eserdir57. Ağırlıklık olarak Ermeni prenslikleri arasındaki siyasi olaylar hakkında bilgiler verse de Bizans’ın bölgedeki faaliyetleriyle ilgili bilgiler de aktarmaktadır58.

Bir diğer önemli Ermeni kaynağı ise Urfalı Mateos’un Vekayi-nâmesi’dir. Yazarın 952 ile 1136 yılları arası olaylarını anlatan Vekayi-nâme’sininTürk Tarih Kurumu Yayınlarından çıkan Türkçe tercümesinden yararlanılmıştır59

.

XII. yüzyıl Ermeni kaynaklarından olan Simbat’ın Kroniği ise kullanığımız bir diğer eserdir. Eser, 950-1113 yılları arası olayları kapsamaktadır. Kilikya Ermenilerinin tarihi için önemli olan eserin dörtte üçü Urfalı Mateos’un kroniğinin bir özeti niteliğindedir60

.

D. İslâm Kaynakları

VII. yüzyılla birlikte başlayan İslâm-Bizans mücadeleleri neticesinde Bizans’ın elinden alınan Suriye başta olmak üzere diğer bölgeler ve bölgenin demografik değişimine ışık tutan kaynak eserlerin başında Belâzurî61’nin Futûhu’l-Büldân adlı eseri gelmektedir. Eserde, Suriye’nin fethinden sonra Herakleios’un Suriye-Antakya sınır hattını boşalttırması, yerli nüfusun iç kesimlere çekilmesi ve Bizans’ın bölgede izlediği iskân siyaseti hakkında önemli bilgiler aktarılmıştır. Bizans’ın İslâm ordularına karşı olan savaşı daha iç kesimlere taşımak istemesi ve bölgede insansız bir boş arazi yaratma çabası hakkındaki bilgileri Belâzurî sayesinde öğreniriz. Bu sayededir ki Bizans’ın Balkanlardan tehcire mecbur ettiği Slavların iskân edildiği yerler hakkında da fikir sahibi oluruz. Her ne kadar Bizans kaynaklarında Slavların iskân edildikleri yerler olarak çoğunlukla Bitinya civarı olarak anlatılsa da önemli sayıda Slav’ın doğuya, boşaltılan bu sınırlara gönderilmiş olduğuna şüphe yoktur. Zira eserde, Bizans tarafından Herakleios’un boşalttığı bu doğu sınırlarına iskân

56

Movses Dasxurants'i's History of the Aghuans, çev. Robert Bedrosian, New Jersey, 2010; Bir diğer çevirisi için bk., Movses Dosxurancı, The History of the Caucasian Albanians, çev. C.J.F.Dowsett, London, 1961. 57

Attar, 2007:9. 58

Yovhannes Drasxanakertc‘i, History of Armenia, çev. Krikor H. Maksoudian, Atlanta-Georgia, 1987. 59

Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayınamesi ve Papaz Grigor’un Zeyli, çev. Hrand D. Andreasyan, TTK, Ankara 2000.

60

Smbat Sparapet, Chronicle, çev. Robert Bedrosian, New Jersey 2005. 61

(27)

edilmiş olan Slavların zaman zaman taraf değiştirerek Müslümanlar tarafından Bizans’a karşı bir hamle olarak bölgede değişik yerlere iskân edilmiş olmaları hakkında da önemli bilgilere rastlamak mümkündür.

İbn-ül Esir’in62 El-Kâmil-Fit Tarih adlı eseri ise aynı Belâzurî gibi Suriye’nin fethinden sonra sınırlarda yaşanan olaylar, Herakleios’un Suriye’den çekilmesi, Antakya-Tarsus hattının boşaltılması ve devam eden yüzyıllarda iki taraf arasında yaşanan siyasi olaylar hakkında önemli bilgiler vermiştir.

Araştırmada istifade edilen bir diğer İslâm kaynağı ise İbn Havkal’ın kaleme aldığı Sûrat el-Arz (Yer’in Haritası) adlı eserdir63

. Nusaybin’de doğan yazar, ticaretle uğraştığı için pek çok yere gitmiş ve bu vesile ile yazacağı eserine bol bol malzeme toplamıştır64. Müellifin, X. yüzyıl İslâm dünyası hakkında önemli kayıtları mevcuttur. Araştırmamızda ise yazarın özellikle Bizans hâkimiyetinin sürdüğü Akdeniz adaları ve kıyıları, Antalya-İstanbul güzergâhları arasında bulunan yerleşim yerlerinin demografik yapısı ve yoğunluğu hakkında verdiği bilgilerden yararlanılmıştır.

İbn Hurdazbih’in el-Mesâlik ve’l-Memâlik65 (Yollar ve Ülkeler Kitabı) adlı eseri de kullanılan İslâm kaynaklarındandır. Horasan’da doğan yazar Bağdat’a gelmiş ve iyi bir eğitim almıştır. Yazar, halife el- Mu’temid (869-885) zamanında Cibal yöresine Berîd sorumlusu olarak gönderilmiş ve sonrasında ise Bağdat’a çağrılmıştır. Yazar eserini Abbâsî sarayından üst düzey bir görevlinin talebi üzerine 846-847 yıllarında kaleme almıştır66

.

Yine bir diğer İslâm kaynağı Ya’kubî’nin Kitâbu’l-Buldân (Ülkeler Kitabı)67 adlı eseridir. Hindistan, Çin, İran, Endülüs, Suriye ve Magrib gibi ülkelere seyahat etmiş olan yazar, gezdiği bu ülkelerin coğrafyaları, iktisadi ve kültürel hayatlarıyla ilgili önemli bilgiler aktarmıştır. Eserde özellike Suriye ve Anadolu Themaları hakkında verdiği bilgilerden yararlanılmıştır.

İlk büyük İslâm tarihçilerinden olan Muhammed el-Vâkıdi ise 747 yılı başlarında Medine’de dünyaya gelmiştir. Abbâsî halifesi El-Me’mun zamanında 819 yılı başlarında kadılıkla görevlendirildiği Bağdat’ta vefat etmiştir68

. Yazarın Fütûhu’ş-Şâm69 adlı eseri İslâm ordularının Şam bölgesindeki fetih faaliyetlerini gayet coşkun bir dille aktarmaktadır.

62

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t Tarih, redaktör, Mertol Tulum, Bahar Yayınları, İstanbul 1987, c. I-XII. 63

İbn Havkal, Sûrat el-Arz, Tr. çev., Ramazan Şeşen, Yeditepe Yayınları, 2014. 64

Şeşen, 2001: 14. 65

İbn Hurdazbih, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, çev. Murat Ağarı, Kitapevi Yayınları, İstanbul 2008. 66

C.V. Arendonk, 1987: 755. 67

Ya’kubî, Kitâbu’l-Buldân, çev. Murat Ağarı, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2002. 68

Şeşen, 1986: 150-153; Fayda, 2012: 471-475. 69

Al-Imâm Al-waqidî, Futûhushâm (The Islamic Conquest of Syria), İng. Çev. Mawlânâ Sulaymân al-Kindî, Ta-ha Publishers, 2000; Muhammed el-Vâkıdi, Fütûhu’ş-Şâm, Tr.çev. Hasan Gülşen, Nüve Kültür Merkezi Yayınları, İstanbul 2016.

(28)

Bir diğer İslâm kaynağı ise İbnü’t-Tıktaka’nın El-Fahrî70

adlı eseridir. 1262 yılında dünyaya geldiği düşünülen yazar, eserini Moğolların Musul valiliği yapan Fahr al-Din İsa’ya itaf ettiği için eserin adı da El-Fahri olmuştur71. Araştırmada eserin Dört Halife dönemi, Emevî ve Abbâsî hanedanlığı dönemleri İslâm-Bizans siyasi ilişkileriyle ilgili verdiği bilgilerden faydalanıldı.

Araştırmada kullanılan bir diğer İslâm kaynağı ise Mesudî’nin Murûc Ez-Zeheb adlı eseridir. İslâm coğrafyacılarının önemli bir ismi olan Mesudî 893-894 yıllarında dünyaya gelmiştir. 912-913 yıllarında Bağdat’a gelen yazar burada eğitimini tamamladıktan sonra seyahatlere çıkmış ve eseri için bilgiler toplamıştır. Pek çok el yazma nüshası olan bu eserinin D. Ahsen Batur tarafından Türkçe’ye tercüme edilen halinden istifade edildi72

.

Taberi’nin (Ö. 923), Târîhu’l-Ümen ve’l-Mülûk adlı umumi tarihi ise Anadolu’da vukuulan İslâm-Bizans mücadeleleri için başvurulan kaynakların başında gelmektedir. Bu eser aynı zamanda Târîhu’t-Taberî adıyla da bilinir. Eser dünyanın yaradılışından başlayıp H.302 (M.915) yılına kadar gelen olaylar hakkında bilgiler vermektedir73

. Bu geniş hacimli eserin tezi ilgilendiren kısımlardından yararlanıldı74.

Hûdül’l-Âlem Mine’l-Meşrık ile’l Magrib adlı eser ise Kuzey Afganistan’ın Cûzran bölgesinde hüküm süren Ferîgünîler hânedanından Emîr Ebü’l Hâris Muhammed b. Ahmed’e sunulmuştur. Minorsky anonim olan eserin Ferîgunîler’den İbn Ferîgun tarafından yazıldığını ileri sürmektedir75

(982-983). Farsça yazılan ilk coğrafya kitabı olma özelliği taşıyan eserin Minorsky tarafından yapılan tercümesinden yararlanılmıştır76

.

Araştırmada kullanılan bir diğer İslâm kaynağı ise Halîfe b. Hayyat’ın eseridir. Yazarın bu eserinin Emevîler ile ilgili olan 660-750 yılları arasını kapsayan kayıtlarından yararlanılmıştır77

.

70

İbnü’t-Tıktaka, El-Fahrî, çev. Ramazan Şeşen, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2016. 71

Hizmetli, 2000: 232-233; Cl.Huart, 1987: 874-875. 72

Mesudî, Murûc Ez-Zeheb (Altın Bozkırlar), çev. D.Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul 2014. 73

Tülücü, 1984: 39-40.

74 Taberî’nin 40 ciltlik bu devasa eserinin araştırmada kullanılan ciltleri için bk., Bibliyografya. 75

Kurtuluş, 1998:304. 76

Minorsky, V., Hud’ud al-Alam “The Regions of the World”, Cambridge 1982.

77 Halîfe b. Hayyât, History on the Umayyad Dynasty (660-750), çev. Carl Wurtzel, Liverpool Üniversitesi, İngiltere 2015.

(29)

GİRİŞ

Bin yıla yakın bir zamandır üzerinde yaşadığımız bu topraklarda var olan kültür ve milletlerin tarihlerinin aydınlatılması pek çok noktada olduğu gibi kendi tarih ve kültürümüzü de anlama açısından çok mühimdir. Asya ve Avrupa gibi iki büyük kıtayı birbirine bağlayan ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Anadolu toprakları tarih boyunca, sahip olduğu ticaret yolları, yer altı - yer üstü zenginlikleri ve köklü kalabalık şehirleriyle her zaman için büyük öneme sahip olmuştur. Anadolu sahip olduğu bu zenginlikler ve stratejik öneminden dolayı eski çağlardan beri ilgi çeken ve kendisine sahip olmak isteyen siyasi güçlerin mücadelesine sahne olmuştur. Dolayısıyla geçmişinde Hititler, Firigler, Urartular, Lidyalılar, Persler, İskender İmparatorluğu ve Seleukos Krallığı gibi pek çok devlet ve kültüre ev sahipliği yapmış olup, kültürel açıdan da son derece zengin bir coğrafyadır78. M.Ö. 64 yıllarında Roma İmparatorluğu hâkimiyetine giren Anadolu, M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğunun yönetimsel bakımdan ikiye ayrılmasıyla da Doğu Roma İmparatorluğu ya da sonradan isimlendirildiği şekliyle Bizans İmparatorluğu idaresi altında kalmıştır79

.

Anadolu toprakları sahip olduğu bu stratejik önem ve insan yaşamı için uygun tabiat şartları nedeniyle bilinen en eski tarihlerden beri milyonlarca insana ve pek çok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Anadolu, geniş ve büyük platolar, kıyı ovaları ve bunları birbirinden ayıran sıradağlardan oluşur. Batı bölgelerinde 1.000 metre civarında olan platolar, doğuya doğru ilerledikçe 1.800 metre seviyesine kadar yükselir. Anadolu’nun Karadeniz kıyıları sıcak yazlara ve ılıman kışlara sahipken, yıl boyu en fazla yağış alan bölgesidir. Batı ve Akdeniz kıyıları yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılıman ve yağışlı bir iklime sahiptir. İç ve doğu bölgeleri ise karasal iklimin hüküm sürdüğü, diğer bölgelere göre yaşamın daha zor olduğu, sert kışlara sahip bölgelerdir80. Anadolu’nun coğrafi yapısındaki çeşitlilik ve iklim özellikleri Anadolu’da yürütülen iktisadi faaliyetleri ve tarımsal üretimi yakından etkilemiştir. Dolayısıyla Anadolu’nun coğrafi şartları ve iklim özellikleri, nüfus yoğunluğu ve nüfus dağılımında da belirleyici olmuştur. Ilıman iklimin hüküm sürdüğü batı ve kıyı bölgelerinde ekilebilir ve işlenebilir topraklarda her türlü meyve-sebze ve tahıl üretimi kolaylıkla

78

Babinger ve Köprülü, 1996, 11 vd; Anadolu’nun geçmişinden gelen bu çok kültütlülüğü ve pek çok millete ev sahipliği yapması son yıllarda genetik bilimcilerinde dikkatini çekmiş ve bu konuda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Batı Anadolu ve Sagalasos civarı hakkında yapılmış olan böyle bir çalışma olan bu makalede bu bölgede yaşamış olan insanların nerelerden geldiği ve hangi bölgelere gittikleri, DNA akrabalıkları için bk.,

Ottoni , C., Ricaud. F., Vanderheyden, N., Brucato, N., Waelkens. M. ve Decorte. R. (2011). “Mitochondrial analysis of a Byzantine Population Reveals the Differential İmpact of Multiple Historical events in South Anatolia”. European Journal of Human Genetics, 19, ss. 571–576.

79

İplikçioğlu, 1992: 109-110; Eyice, 1971: 1-2. 80

(30)

yapılabilirken, daha fazla yağış alan Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi bölgelerde hayvancılık ve orman ürünleri üretimi daha fazla yapılmaktadır81

.

Bu gün “Anadolu” diye nitelendirdiğimiz coğrafyanın Bizans dünyasındaki karşılığı tam olarak günümüzle aynı sınırlara sahip değildir. VII. yüzyıldan itibaren Bizans dünyasında kullanılan Anadolu / kelimesi bugünkü Güneybatı Anadolu’ya iskân edilmiş olan Anatolikon Theması’nı (Anadolu Ordusunu) belirtmek için kullanılmış olan bir terimdir82

. Ege denizine sınırı olan bu topraklara Romalılar Asia Minor (Küçük Asya) demişlerdir. Anadolu kelimesi Bizans döneminde askeri bir eyalet adıyken, günümüzde Türkiye Cumhuriyetinin Asya kıtasındaki toprakları için kullanılan bir coğrafi terim olmuştur83

. Araştırmada Anadolu diye nitelendirilip ele alınan toprak parçası; ağırlıklı olarak VII. yüzyıldan X. yüzyıla kadar Bizans egemenliğinin sürdüğü yerlerdir. Yani VII. yüzyıl başlarında Bizans’a ait olan Suriye, Mısır, Mezopotamya ve Filistin gibi toprakların kaybedilmesinin ardından başlayan İslâm ordularının ilerleyişi karşısında Bizans hâkimiyetinin devam ettiği topraklar ele alınmıştır. Bu hat, Suriye’nin kaybedilmesinden sonra Bizans’ın sınır birliklerini ve bazı yerleşim yerlerini de boşaltarak geri çekilmesiyle oluşan insansız boş bölge göz önünde bulundurulursa; Trabzon’un kuzey doğu sınırlarından başlayıp Malatya’nın batısından Divriği’yi içine alan ve Kayseri’den güneye inerek Tarsus’tan Silifke’ye kadar uzanan hattır. Bu hattın doğusunda kalan Silifke, Kilikya, Tarsus, Maraş, Malatya, Urfa ve Diyarbakır gibi şehirler VII. yüzyıldan itibaren Bizans hâkimiyetinin tam olmadığı yerler olarak dikkat çekmektedir. VIII. yüzyıl ve sonraki yıllarda ise kazanılan bir takım askeri başarılar neticesinde bu hattan biraz daha doğuya uzanan toprak parçası ele alınmıştır. Bizans Devleti bu hattın doğusunda kalan topraklar üzerinde uzun süre tam bir hâkimiyet kuramamış, bu bölgelerde hâkimiyet kurmak isteyen Bizans, öncelikle Ermeni ve Sasaniler ile daha sonra ise Müslüman Araplar ve en son olarak da Türkler ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyasının tamamına hiç bir medeniyet uzun süre tek başına sahip olamamıştır. Anadolu yarımadası devamlı olarak farklı medeniyetlerin ilgisini çekmiş ve kendisine sahip olmak isteyen güçler arasında bitmek tükenmek bilmeyen mücadelelere sahne olmuştur. Anadolu’nun, Asya ve Avrupa kıtalarının ortasında yer alması, doğal kaynaklar ve zengin topraklara sahip olması nedeniyle neredeyse tarihinin her döneminde kendisine sahip olmak ve düşmanlarına karşı üstünlük kurmak isteyen siyasi güçlerin mücadele alanı olmuştur. Dolayısıyla Anadolu

81 Haldon, 2007: 20. 82 Foss., 1991: 205-207; a. mlf., 1991: 89-90; Rosser, 2001: 37. 83 Darkot, 1978: 428-430.

Referanslar

Benzer Belgeler

International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic.. Volume 4/3

DEDE EFENDİ

Elazığ, Samsun, Sivas, Tokat ve Yozgat İllerindeki Sığır ve Koyunlarda Kırım Kongo Kanamalı Ateş Virüs Enfeksiyonunun.. Seroprevalansının

S›n›f II tip A kabinin- den d›fl at›m havas› alan bütün kanal sistemi, kanal sistemini negatif bas›nç alt›nda tutacak ve kabinin d›fl at›l›m taraf›nda, iç

Pozitif alarm veren 27 örnekte her iki boyama yöntemi ile bakteri görülmemesine ra¤men, bunlar›n 2’sinde inkübasyonun sekinzinci günün- de Brucella cinsi bakteri

1-Boztafl MZ: ‹stanbul Belediyesi Darülaceze Müessese- si’nde Ba¤›rsak Parazitlerinin Kontrolü Üzerine Çal›flma- lar, ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p

The employer brand images of Vodafone and Turk Telekom that have the best and the worst reputation status in the market depending on being involved in a serious scandal, did

[r]