• Sonuç bulunamadı

Konya ve Çevresindeki Mukarnaslı Şadırvanlar (I)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya ve Çevresindeki Mukarnaslı Şadırvanlar (I)"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Konya ve Çevresindeki

Mukarnash Şadırvanlar (d

Doç. Dr. Yılmaz ÖNGE

arnas, mukamas veya stalâktit (Yunanca stalaktos) kelimesi bir sanat tarihi terimi olarak sözlüklerimizde "Mimarîde içerlek bir k ı ­ sımdan üstte bulunan çıkıntılı bir satha geçerken, bir destek ve aynı zamanda süs teşkil etmek üzere kullanılan menşurî küçük bindirmeliklere verilen i s i m " diye t a r i f e d i l i r . ( 2 ) Bu tarifin ne dereceye kadar yeterli o k l u ğ u , mukarnas süslemeii kemerler ve tavanlarO) gibi bazı mimarî detaylar dikkate alınarak tartışılabilir.

Kamaş veya mukamas, İslâm mimarîsinde, bilinen ömeklere göre X . yüzyıldan itibaren kulla­ nılmaya başlamıştır. Büyük köşe tromplarının içindeki hücrecikler biçiminde görülmeye baş­ layan bu i l k mukarnaslara örnek olarak Özbekis­ tan'da 978 M . tarihli Arap A t a Türbesi ve 1080 M. tarihli İsfahan Mescid-i Cuma'sı gösterilebilir. Ana­ dolu'da ise X I I . yüzyıldan itibaren mihrap (1179 M. tarihli E r z u m m Ulu Camii), taç kapı (1196 M. u r i h l i Divriği Sitte Melik Türbesi) gibi mimarî de­ taylarda mukamasa rastlanmaktadır.

Makarnaslı şadırvanlar olarak isimlendirdiği­ miz su tesisleri, hazneleri ile ortalarındaki göbek çanaklarının i ç veya dış yüzleri mukamas dilimleri yahut sıraları ile süslenmiş şadırvan örnekleridir. Bunları, X I - X I I I . yüzyıllarda ç o k rastlanan, ke­ narları dilimli havuz ve şadırvanların daha gelişmiş ömekleri olarak da düşünmek m ü m k ü n d ü r G a z -ne Sarayında, Isfahan Mescîd-i Cuma'sında böyle havuzların varlığı bilinmektedir. Hazne kenarları yarım daire plânlı silindirik nişciklerle zenginleş­ t i r i l m i ş , poligonal plânlı havuz veya şadırvanla-rın(5) Anadolu'da bilinen en eski örneği, son durumunu X I I . yüzyılda Eyyubîler zamanında almış olan Harran U l u Camiinin abdest şadırvanı­ dır ( R e s . l , Şek. 1). Alanya yakınında 1223 M. y ı ­ lında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın fet­ hettiği Alara kalesinde de, kenarları daire ve üç­ gen plânlı dilimlerle süslenmiş bir şadırvan çanağı

bulunmaktadır.(6) Aslında böyle plânlanmış havuz ve şadırvan örnekleri, antik devirlerden başlayarak

(1) 1 9 7 2 y ı l ı n d a t a m a m l a d ı ğ ı m ı z " A n a d o l u Osmanlı ve S e l ç u k C a m i i l e r i n d e S e b i l ve Ş a d ı r v a n l a r " k o n u l u d o k t o r a t e z i m i z d e , A n a d o l u ' d a k i şadırvan çeşitle­ rinin taritıf gelişimini incelerken, mukarnaslı şadır­ van ö r n e k l e r i n e de y e r v e r m i ş t i k . S o n r a k i tetkikleri­ m i z sırasında, bilhassa K o n y a ve çevresinde benzer b i ç i m d e süslenmiş y e n i örneklere rastlamamız dola­ yısıyla mukcarnaslı şadırvanları ayrı bir gurup halinde i n c e l e m e n i n doğru olacağını düşündük. B u k o n u y u 4 - 8 M a y ı s 1 9 8 1 tarihleri arasında l . O . E d e b i y a t Fakültesi Sanat T a r i h i Enstitûsü'nce, A t a t ü r k ' ü n 1 0 0 . D o ğ u m Y ı l d ö n ü m ü n e ithaf edilen sanat tarihi s e m i n e r çalışmalarında bir bildiri olarak s u n d u k ; a n c a k bugüne kadar y a y ı n l a y a m a d ı k .

(2) S . K e m a l Y e t k i n , İslâm .Mimarfei, A n k a r a 1 9 5 9 , S . 4 7 5 . D o ğ a n H a s o l , .\nsiklopcdik Mimarlık Sözlüğü, " k a r n a s " m a d d e s i , i s t a n b u l 1 9 7 5 , S . 2 3 2 . Celâl Esat A r s e v e n (....Aslı Y a k u t Türkçeslnde ç ı k ı n t ı mânâsına gelen karnas kelimesinden alınarak A r a p l a r c a , m u k a r ­ nas ve cemi halinde mukarnasat tabir olunan bu m i ­ mari u n s u r a , lisanımızda şu son zamanlarda istalâktit d e n i l m e s i o l d u k ç a m â n â s ı z d ı r . H a l b u k i şivemize u y ­ m a y a n b u Y u n a n c a ( s t a l â k t i t ) kelimesi y e r i n e , aslı T ü r k ç e olan m u k a r n a s kelimesini k u l l a n m a k daha d o ğ r u olur) demektedir. B k . Sanat Ansiklopedisi, Cilt I I , F a s . X I , İstanbul 1 9 6 6 , S . 9 6 5 .

(3) B k . Y ı l m a z ö n g e , A n a d o l u ' n u n T ü r k - i s l â m Devri Y a p ı l a r ı n d a Enteresan Bazı T a ş K e m e r ve T o n o z ­ lar, Edebiyat Fakültesi Araştırma Dergisi (Prof. A l ­ bert G a b r i e l ö z e l Sayısı), A n k a r a 1 9 7 8 , S . 3 2 1 - 3 2 8 . (4) S a n a t ve m i m a r l ı k tarihimizde bugüne kadar havuz ile şadırvanların bilimsel tarifleri y a p ı l ı p , biribirden f a r k l a r ı a ç ı k ç a ortaya k o n u l m a m ı ş t ı r . K a n a a t i m i z c e , h a v u z l a r ı , su hazneleri b u l u n d u ğ u zemin seviyesine göre ç u k u r d a ; şadırvanları ise su hazneleri b u l u n d u ­ ğu z e m i n e göre yüksekte olan su tesisleri olarak birl-b i r l n d e n a y ı r m a k gerekir. Her İkisinde de s u , hazneye ortası fıskiyeli bir göbekten akıtıiabildiği halde, ha­ vuzlarda b ö y l e bir göbeğe mutlak İ h t i y a ç y o k t u r , i s ­ tenirse döşeme seviyesinde düzenlenen kanallar vası­ tasıyla, havuz haznesine su doldurulabilir. H a l b u k i , şadırvanlarda h a z n e y e su d o l d u r m a k İçin mutlaka lülen veya fıskiyeli bir göbek gereklidir.

(5) B u tip şadırvanların daha eski tarihlerde de yapılmış o l d u ğ u n u , X I . yüzyıla ait Palermo Saray Killsesl'nin t a v a n ı n d a k i bir resimden a n l ı y o r u z . B k . Ugo Monne-ret de Villard, l x Pitture Musulmane al Soffitto dclla Capella PaUtina in Palermo, R o m a 1 9 5 0 , S . 4 2 ve

F i g . 5 6 , 1 0 0 , 2 3 0 .

(6) Şerare Y e t k i n , Sultan 1. A l a e d d i n K e y k u b i t ' ı n Alara K a l e s i Kasrının H a m a m ı n d a k i F r e s k l e r , Sanmt Tarihi Yıllığı 111, i s t a n b u l 1 9 7 0 , S . 8 0 , R e s . 6. i ç i v« dışı bu b i ç i m d e yani radyal olarak kaval ve y l v U r l »

(2)

dilimlen-96 Doç. Dr. Yılmaz ÖNGE günümüze kadar, Anadokj'da hemen her zaman

ya-pılagelmiştlr. Çünkü, düz kenarlı ve köşeli şekiller­ le daire veya eğri kenarlı geometrik şekillerin kom­ binasyonlarından ortaya çıkan karmaşık kompo­ zisyonların, özellikle üç boyutlu uygulamalarda ışık - gölge oyunları dolayısıyla dikkate değer görü­ nüşler meydana getirdiği antik devirierden beri bi­ liniyordu. Türk-İslâm sanatında da, mimârinin kendi formundan kaynaklanan böyle bir süsleme tarzının rağbet gördüğünü söyleyebiliriz. Nitekim bu yüzden bazı prizmatik veya silindirik kütlelerin böyle karma şekilli plânlara göre inşa edilmiş, dilimli kütleler hâlinde biçimlendirildiği görülür. Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklular zamanla­ rında inşa edilmiş minareler, yüksek duvar payele­ ri ; kule biçimindeki mezar anıtlarında olduğu gibi. Anadolu Selçuklu mimârisinde de benzer örnekler bulmak mümkündür. Konya Alaaddin Camii avlu­ sundaki türbelerin içleri ile Ahlat Usta Şagirt Küm­ beti'nin dışı, Konya İnceminareli Darülhadisin ve Hoca Hasan Camii'nin minareleri. Kayseri Kara-tay ve Tuzhisarı Sultan hanlarındaki duvar ve köşe payandaları gibi.

Havuz veya şadırvanlarda ise, hazne kenarları­ nın dilimlenmesi hattâ mukarnas hücrelerinin ve sıralarının işlenmesi ile bu tür kompozisyonlar daha zengin bir görünüş kazanmışlardır. Çünkü bu uygulamalarda, ışık-gölge oyununun yanısıra sıyun yansıtıcı tesiri de söz konusudur. Bu yüzden, erken tarihli şadırvan örneklerinde mukarnaslar hazne kenarlarının iç yüzlerine işlenmiş ve bunların dışa­ rıdan kolayca göriilebilmeleri için hazne kenarları fazla yüksek tutulmamıştır. Bunların ortalarında kaideler üstünü yerleştirilmiş, fıskiyeli çanakları da aynı biçimde süslenmiştir.

Konya ve çevresinde rastladığımız mukamaslı şadırvanlar genellikle beyaz veya gökmermerden, devşirme antik yapı malzemelerinin yeniden işlen­ meleri ile meydana getirilmişlerdir. Hattâ bazıla­ rında, sütün başlığı gibi parçalar kullanılmıştır. Şa­ dırvan hazneleri, büyüklüklerine göre, ya yekpare veya muhtelif parçalardan oluşturulmuştur. Parça­ lı haznelerde kenarlar, yanlardan ince harçla, üst­ ten de demir kenetlerle biribirlerine bağlanmışlar­ dır.

Bugün Anadolu'da bilinen en eski tarihli, mu­ kamaslı şadırvan, Sivas'ta 1271 M. tarihli Sahip A t a Medresesi'ne (Gök Medrese) aittir.(7) Bu su tesisi aynı zamanda şimdiye kadar rastlanan şadır­ vanların en büyüğüdür. 1967 yılında, medreseye ait taşlar arasında ve dört parça hâlinde tarafımız­ dan bulunan bu şadırvan, hazırladığımız restitüs­ yon projesine göre, yirmiiki parçadan oluşan ve dıştan dışa 5.60 m. çapında bir hazneye sahip­ t i r (Şek. 2 ) . Haznenin kenarları hem içten, hem dıştan dilimlenmiş; ayrıca iç yüzler üçgen ve yarım

daire plânlı, basit mukarnas nişçikleri ile süslen­ miştir (Res. 2). Bu şadırvanın mukarnas k o m p o -zisyonu ve işçiliği, medresenin cümle kapısındaki mukarnas kompozisyonları ile işçiliğine ç o k y a k ı n benzedik gösterdiğinden bu su tesisini, medrese­ nin mimarı Konya'lı üstad Kaluyan'ın eseri, dola­ yısıyla Konya ve çevresindeki mukamaslı şadırvan­ ların Sivas'taki bir temsilcisi olarak kabûl e t m e k mümkündür.

Selçuklu devrine ait olduğunu tahmin e t t i ğ i ­ miz şadırvanlardan birine ait bir kenar parçası (Res. 3), 1980 yılında Konya'da bir sokak köşesin­ de tarafımızdan bulunarak müzeye kaldırtılmış-tır.(8) Bu parçanın, hazırladığımız restitüsyon projesine göre ondört parçadan oluşan, dıştan dışa takriben 4.00 m. çapında, yirmisekiz köşeli bir şadırvana ait olduğu anlaşılmıştır ( Ş e k . 3 ) . Bu büyük şadırvan da muhtemelen bir medresenin veya sarayın bahçesinde yer alıyordu.

Koyunoğlu Müzesine yıkılan Türbe hamamın­ dan getirildiği söylenen üç kenar parçası, K o n y a ' -daki XIII. yüzyıl makarnaslı şadırvanlarının deği­ şik bir örneğini tanıtmaktadır (Res. 4 - 5 ) . Hazır­ ladığımız restitüsyon projesine göre ( Ş e k . 4 ) dış çapı yaklaşık 3.00 m. olan bir şadırvan hazne­ sine ait bu parçaların, hamamın hem erkekler hem de kadınlar kısmının soyunma mahallerinin şadırvaniarı mevcut olduğundan, başka b i r yapı­ dan buraya getirildiği söylenebilir. N i t e k i m evvelce iç yüzü yanyana ters mukarnas dilimleriyle süslen­ miş, 51 cm yüksekliğinde, silindirik bir hazneyi oluşturan bu parçaların, sonradan dış yüzlerine musluklar yerleştirilmiş olması bu şadırvanın da­ ha değişik amaçlı kullanıldığına işaret etmektedir. Türbe Hamamı'hm kadınlar kısmı soyunma mahal­ linden çıkartıldığını tesbit ettiğimiz diğer b i r m u ­ kamaslı şadırvan ise'^°>, 1981 yılma kadar Alavar-dı Aksarnıç Camii'nin yanında yer almakta iken

mIş şadırvan hazneleri ve göbek ç a n a k l a r ı O s m a n l ı şadırvanlarında da görülmektedir, i s t a n b u l ' d a F a t i h C a m i i ' n i n , K o n y a ' d a IVlevlâna D e r g â h ı ' n m ş a d ı r v a n -larındaki göbek çanakları gibi. H a t t a h a z n e v e y a gö­ bek çanağı olarak k u l l a n ı l m a k üzere bazı a n t i k sütun başlıklarının bu biçimde o y u l a r a k süslendiği ö r n e k l e r mevcuttur. B k . Semavi E y i c e , " A r s l a n h a n e " ve Ç e v ­ resinin Arkeolojisi, istanbul A r k e o l o j i Müzeleri Y ı l l ı ­ ğı 11 - 1 2 , İstanbul 1 9 6 4 , S . 3 1 , R e s . 1 2 .

(7) Y ı l m a z ö n g e , Anadolu'da Bilinen E n B ü y ü k S e l ç u k l u Havuzu, tJnasya, cilt Mi, Sayı 2 5 , E y l ü l 1 9 6 7 . (8) S u mimarisi tarihimiz y ö n ü n d e n ö n e m t a ş ı y a n b u

parçanın muhafazası için gayret gösteren K o n y a IVIu-zesi ilgililerine teşekkür ederiz.

(9) Evinin bahçesinde büyük bir küpe k a i d e l i k y a p m a k üzere bir araya getirttiği bu p a r ç a l a r ı n T ü r b e H a m a ­ mına ait olduğunu bizzat İ z z e t K o y u n c u o ğ l u ' n d a n öğrenmiştik.

(10) B u şadırvanın ilgi çekici bir h i k â y e s i v a r d ı r . K o n y a Sultan Selim C a m i i civarmda B a l ı k ç ı l a r D ü ğ ü n S a l o -nu'nun sahibi Necati B e y ' d e n 1 9 8 1 y ı l ı n d a ö ğ r e n d i ­ ğimize göre. Türbe H a m a m ı n ı n B e l e d i y e t a r a f ı n d a n

(3)

97 Res. 6 - 7), bugün K o y u n o ğ l u Müzesinin iç avlu­

sunu süslemektedir. Y i n e gökmermerden işlenmiş beş parçanın o l u ş t u r d u ğ u bu şadırvan haznesinin dış çapı 2.20 m.dir ( Ş e k . 5 ) . Biz bu şadırvanın, inşası sırasında hamamın kadınlar kısmına daha eski bir Selçuklu yapısından getirilmiş okluğunu tahmin ediyoruz. Keza, şadırvanın beyaz mermer­ den işlenmiş 76 c m . çapında, onbir dilimli göbek

çaıuğmın da orijinal olmadığını düşünüyoruz. X I V . yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Türbe Hamamının, erkekler kısmı soyunma mahallindeki şadırvan, K o n y a ' d a parçasını bir sokakta b u l d u ğ u ­ muz büyük şadırvan ile parçalan yine Türbe Ha­ mamında k u m a aynası olarak kullanılan, es­ ki şadırvanın mukarnas kompozisyonunu tek­ rarlar (Res. 8 - 9 , Şek. 6 ) . Diğerlerinden da­ ha küçük olan bu örnek, fıskiyeli göbeği hariç, tamamdır. Gökmermerden altı parçanın meydana getirdiği, o n i k i köşeli b u şadırvan haznesinin dış çapı 1.90 m.dir. Hamam y ı k ı l d ı k u n sonra. Kara­ ta Medresesi'nde tesis edilmiş olan müzenin bah­ çesine getirilerek monte edilmiştir.(^

X I V . yüzyıla ait olduğunu tahmin ettiğimiz bir diğer örneğe ait parçaları Akşehir'de Seyyid Mahmud Hayran Zaviyesinin yıkıntıları arasında bulmuş (Res. 10) ve Türbe Hamamının erkekler kısmı şadırvanı ile birlikte 1964 yılında yayın­ lamıştık! 12). Restitüsyon projesine göre gökmer­ merden işlenmiş altı parçadan oluşan ve dıştan onikigen, içten ise altıgen olan bu şadırvan haz­ nesinin dış çapı 2.20 m.dir (Şek. 7 ) . İç yüzlerden her biri yarım yıldız plânlı bir mukarnas nişi ile bunun iki tarafında daha küçük birer silindirik niş­ le süslenmiştir.

Karaman'da Emir Süleyman Bey Hamamı'nın soyunma mahallindeki şadırvan (Res. 11), 1982 y ı ­ lına kadar orijinal b i ç i m i n i ve yerini koruyabilmiş, X I V . yüzyıl şadırvan örneklerinden biri i d i . ( i 3 ) Bu örnekte her kenarı 1.84 m. olan kare plânlı şadır­ van haznesi, iç derinliği az bir blok halinde yüksel­ tilmiş ve b u n u n ortasına, profilli bir silme ile iç ta­ bana oturan, her kenarı 72 c m . ölçüsünde kare plânlı bir göbek çanağı yerleştirilmiştir ( Ş e k . 8 ) . Ortası fıskiyeli bu çanağın i ç i , yarım yıldız b i ç i ­ minde, ters mukarnas dilimleri ile süslenmiş sekiz­ gen prizma halinde işlenmiştir.

1979 yılında Beyşehir'de rastladığımız, yekpa­ re beyaz mermerden işlenmiş bir şadırvan haznesi (Res. 12 - 13), bu t i p şadırvanların, şimdilik bili­ nen en küçük örneğidir. Dıştan dışa 91 c m . çapın­ da ve sekiz köşeli bu haznenin dış yüzlerinde alt ve üst kenarlar birer profil şeridiyle çerçevelenmiştir. İç yüzler ise üst sırada dairevî, alt sırada üçgen plânlı ters mukarnas nişçikleriyle süslenmiştir (Şek. 9 ) . Bu şadırvanın Beyşehir'de İsmail Ağa'nın

yaptırdığı, bugün Belediye Hamamı olarak bilinen yapıdan çıkartılmış olduğunu tahmin ediyoruz.c ı*) Muhtemelen X I V . yüzyılındS) en dikkate de­ ğer mukamaslı şadırvan örneklerinden birinin, bu­ gün müze olarak kullanılan Aksaray Zindriye Med­ resesi avlusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Taş işçiliği ve motiflerinin benzerliği dolayısıyla bu medreseye ait olduğuna inandığımız bu şadırvanın, mermer haznesinden günümüze ancak üç kenar par­ çası kalabilmiştir. İç yüzlerinin üçgen ve yarım daire plânlı nişçiklerden ibaret oldukça sade süs­ lemesine mukabil, dış yüzler zeminden itibaren yükselen dört sıra mukarnas örgüsüyle fevkalâde bir görünüşe sahiptir (Res. 14 - 15). Haznenin kenarları üstünde de, oluk ve kaval biçiminde profillenmiş, zikzaklı bir tezyinat şeridi dolaş­ maktadır. Hazırladığımız restitüsyon projesine göre dıştan dışa takriben 3.00 m . çapındaki bu şadırvan haznesi otuziki kenarlıdır (Şek. 10). Haznenin ge­ nel kompozisyonu ile kenarlarının iç süslemesi, Si­ vas'taki Gök Medrese şadırvanını hatırlatmaktadır. Yine Zinciriye Medresesinde bir şadırvana ait, yarı­ sı kırık bir göbek çanağı mevcuttur. İç ve dış

ke-y ı k t ı r ı l m a s m d a n s o n r a , Necati B e ke-y ile babası Balıkçı H a s a n , kadınlar kısmındaki şadırvanın parçalarını kendi bahçelerine taşımışlar. D a h a sonra ailenin b a s m a gelen bir f e l â k e t dolayısıyla bu şadırvan uğursuz sayılmış. B a k k a l M e h m e d U y a n ı k bu şadır­ vanı alarak Alavardı'da A k s a r n ı ç C a m i i y a n ı n d a k i d ü k k a n ı n ı n önüne taşımış ve suyu da bağlanan şa­ dırvan 1 9 8 2 yılına kadar burada k a l m ı ş t ı r . Söz k o n u s u tarihte yeni inşa edilen K o y u n o ğ l u Müzesi'* nin içine bir şadırvan konulması düşünüldüğünde, ta-rîhi ve m i m a r i k ı y m e t i n i dikkate alarak, bu eserin u y ­ gun olacağını söylemiştik Müze Müdürü Sayın Gürbüz A l p ' i n düşüncemize katılması ve M e h m e d U y a n ı k ' ı n muvafakati ile bu şadırvan Belediye tarafından itina ile y e r i n d e n sökülmüş, K o y u n o ğ l u Müzesine götürü­ lerek gerekli temizlik ve o n a r ı m ı n d a n sonra, iç avlu­ y a m o n t e e d i l m i ş t i r .

(11) M e h m e t ö n d e r , .Mcvlânâ Şehri Konya. K o n y a 1 9 6 2 , S . 2 5 3 ; i. H a k k ı K o n y a l ı , .\bidclcri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, K o n y a 1 9 6 4 , S . 1 0 6 9 ; Y ı l m a z Önge, X I v ! Y ü z y ı l a Alt i k i E s k i T ü r k H a v u z u , . \ r k i t f U . N o . 3 1 7 , istanbul 1 9 6 4 . Türt>e H a m a m ı n ı n erkek­ ler kısmındaki bu şadırvana ç o k b e n z e y e n bir örnek d e , Halep'te X I V . yüzyıla alt I I . Y u s u f Zaviyesinin avlusunda b u l u n m a k t a d ı r . B k . H . Z i y a ü l k e n , İslâm Sanatı, i s t a n b u l 1 9 4 8 . S . 2 1 3 .

(12) (9) numaralı nota bakınız. B u şadırvana ait parçalar, müracaatımız üzerine. Akşehir Muze Müdürü S a y ı n A l i M e r i ç tarafından Taşmcdrese'deki müzeye kaldı­ rılmıştır.

(13) B u şadırvan için i. H a k k ı K o n y a l ı " G ö k kubbesine eşlik y a p a n t a s kubbesinin a l t ı n d a k i şadırvan göbeği

k ı y m e t l i bir e s e r d i r " demektedir, . \ b i d c l e r i ve K i t a ­ beleri ile Karaman Tarihi, istanbul 1 9 6 7 , s. 5 3 6 . B u orijinal su tesisi, 1 9 8 2 yılında hamamın sahibi tarafından yaptırılan onarım sırasında, maalesef sö­ külerek, yerine yeni bir şadırvan yerleştirilmiştir. ( 1 4 ) Beyşehir Belediye H a m a m ı hakkındaki bilgi Sayın

i. H a k k ı K o n y a l ı ' d a n alınmıştır.

( 1 5 ) Z i n c i r i y e Medresesinin Karamanoğullarının eseri ol­ d u ğ u kesinlikle bilinmekle beraber, İnşa edildiği ta­ rih veya yüzyıl hakkında, çeşitli yayınlarda, farklı görüşler İleri sürülmüştür. B k . i . H a k k ı K o n y a l ı , Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde .\ksaray Tarihi I, i s t a n b u l 1 9 7 4 , s. 1 3 5 2 - 1 3 5 8 .

(4)

9 8 Doç. Dr. Yılmaz ÖNGE narlarının ortası yarım daire şeklinde nişlerle ha­

reketlendirilmiş olan, sekizgen plânlı bu göbek parçasının, söz konusu hazneyle ilgili olup olmadı­ ğı anlaşılamamıştır.

Karaman'da X V . yüzyıla ait Seki Çeşme Ha-mamı'nın erkekler kısmı soyunma mahallindeki es­ ki şadırvana ait yekpare beyaz mermerden işlen­ miş fevkalâde güzel bir göbek çanağı, halen girişin bir köşesinde durmaktadır (Res. 1 6 ) . l i 6 > Sekizgen plânlı bir kaide ile haznenin ortasına yerleştirildiği anlaşılan, dıştan dışa 93 x 107 cm. ölçüsünde ve 55 cm yüksekliğindeki bu çanağın dış ve iç yüzleri değişik mukarnas kompozisyonlarıyla süslenmiştir (Şek. 11). Aynı hamamın erkekler kısmı soğuklu­ ğunda, Emir Süleyman Hamamı şadırvanındaki fıs­ kiyeli çanağın çok yakın bir benzerini buluyoruz Verden 73 cm. yüksekliğinde ve antik sütundan bir kaide ile antik bir başlıktan oyularak işlen­ miş bu su tesisi, aslında bir şadırvan değil, su iç­ mek için yapılmış, şadırvan göbeği biçiminde bir s u l u k t u r . d ^ '

Mukarnaslı olduğunu tahmin ettiğimiz XV. yüzyıl şadırvanlarından biri de Konya'da Mahkeme Hamamının erkekler kısmı soyunma mahallinde görülmektedir (Res. 17).(i8) jç döşeme sevi­ yesinin sonradan yükseltilmesi yüzünden ze­ mine gömülü kalmış olan bu orijinal şadırvanın haznesi dıştan oniki kenarlı olup çapı 2.98 m.dir (Şek. 12). Hazneyi meydana getiren parçalar, kenarların ortalarında birbirlerine eklenmiş ve bu ek yerleri haznenin dış yüzünde çizgisel süslemeler oluşturmuştur. Gökmermerden işlenen kenar parçalarının iç yüzleri, alt uçları sonradan dökülen mozaik taban dolgusu ile gizlenmiş bulunduğundan mukarnas dilimleriyle süslenip süs­ lenmediği kesinlikle anlaşılamamaktadır. Ortada, silindirik bir kaidenin taşıdığı, dış ve iç yüzü dilim­ lenmiş, fıskiye ile bir çanak yer almaktadır.

Mukamaslarla süslenmiş şadırvanların Anado­ lu'da hangi tarihlerde ve nerelerde görüldüğü konu­ sunda şimdiye kadar yapılmış bir çalışma bulun­ mamakla beraber, yukarıda sıralanan örnekler, bu tip su tesislerinin X l l l - X I V . yüzyıllarda bilhassa Konya ve çevresinde çok yaygın olduğunu ortaya koymaktadır. Selçuklu ve onu takiben Karaman-oğlu dönemlerinin yapılarında yer alan mukarnaslı şadırvanlar, birbirlerine çok benzemekte; hatta çok defa kesinlikle ayrılmaları mümkün olmamak­ tadır. B u , Karamanoğullan'nm diğer Anadolu Beyliklerine göre, başka mimarf türlerde olduğu gibi su mimarîsinde de Selçuklu geleneğine daha bağlı kalmış bulunmalarının bir sonucudur. Ancak, Sanat ve mimarlık tarihimiz yönünden dikkatimizi çeken diğer bir önemli husus, bu tip şadırvan gele­ neğinin, özellikle Konyr ve çevresinde halâ yaşa­

makta oluşudur. Fakat bugünün şadırvanları eski örnekler gibi mermerden ve mukarnas dilimleriyle işlenmiş olmayıp, hazır kalıplara dökülerek i m â l edilmiş renkli çimento mozaikten, dilimli tekneler halindedir (Resim 18, 19). bunlar o l d u k ç a kaba görünüşlerine rağmen, muhtemelen eski b i r gelene­ ği, şuurlu olmasa bile, yaşattıkları için hemen her evin bahçesinde, hâlâ sevilerek kullanılmaktadır.

(16) i. Hakkı K o n y a l ı , hamamın e r k e k l e r kısmı s o y u n m a mahallinden bahsederken " O r t a d a y a p r a k ş e k l i n d e bir şadırvan var idi. B u T ü r k taşçılık san'atının şahe­ ser bir örneği idi. S o n yıllarda b u r a y a b e t o n bir h a ­ vuz yapılmış ve muhteşem eser h a m a m ı n k a p ı aralı­ ğına atılmıştır" demektedir. A b i d e l e r i ve K i t a b e l e r i ile K a r a m a n T a r i h i , s. 5 3 4 .

(17) B k . Yılmaz önge, T ü r k S u Mimarfsinde S u l u k A d ı n ı Verdiğimiz Çeşmeler. S e l ç u k Üniversitesi E d e b i y a t Fakültesi Dergisi 1, K o n y a 1 9 8 1 , s. 1 2 0 , r e s . 1 5 . K a ­ raman Müzesinde, bu suluğun t e z y i n a t ş e m a s ı n ı , b e n ­ zer bir kompozisyonla ve fakat a l ç a k k a b a r t m a olarak tekrarlayan, mermerden işlenmiş bir çağa veya süzgeç taşı mevcuttur. K a r a m a n B e l e d i y e s i n i n itfaiye deposunda 1964 yılında gördüğümüz bu par­ çanın, bir Karamanoğlu devri eseri o l d u ğ u a n l a ş ı l ­ makla beraber, nereden getirildiği b i l i n e m e m e k t e d i r .

Her ne kadar bu yazının k o n u s u dışında k a l ­ makta ise de, mukarnasa benzer şekilde v e y a m u k a r -naslarla süslenmiş çağa taşlarının m e v c u d i y e t i n e d i k ­ kat çekmek isteriz. A n a d o l u ' d a A m a s y a G ö k m e d r e s e ile Bursa L a l a Şahin Paşa Medresesinin, A n a d o l u d ı ­ şında da T u n u s ' t a K a y r u v a n C a m i l n i n a v l u s u n d a k i çağa taşları bunlara örnek gösterîlebilir.

(18) i. H a k k ı K o n y a l ı , A b i d e l e r i ve K i t a b e l e r i ile K o n y a T a r i h i , s. 1 0 7 0 . H a m a m ı n erkekler kısmı s o y u n m a mahallinde yapılan değişiklikler ve o n a r ı m l a r s o n u n ­ da, örtü sistemi ve döşemesi ile birlikte ş a d ı r v a n ı n görünüşü de bozulmuştur. H a z n e içine m o z a i k y a p ı ­ larak zemini yükseltilmiş o l d u ğ u n d a n , k e n a r l a r ı n iç tarafındaki dilimlerin alt kısımları g ö r ü l e m e m e k t e d i r . Bu şadırvanın bir benzeri, E r d e b i l ' d e Ş e y h S a f r C a -miinin avlusunda b u l u n m a k t a d ı r . B k . F r i e d r i c h Sarre, D e n k m a l e r Persischer B a u k u n s t , Berlin 1 9 1 0 s. 3 8 , A b b . 3 5 .

(19) Haznesinin kenarları dilimli bu K o n y a şadırvanları iki türlü imâl edilmektedir. T a k r i b e n 1.50 m . ç a p ı n a kadar şadırvan hazneleri, mevcut kalıplara d ö k ü m suretiyle, tek parça hâlinde elde e d i l e b i l m e k t e d i r . Bunlar genellikle piyasada satılan, f a b r i k a s y o n i m a ­ lâttır. Daha büyük veya değişik b i ç i m l i bazı ö r n e k l e r ise, özel olarak ve itinalı bir şekilde, önceden hazır­ lanmış yerinde yapılmaktadır. B u n l a r a ö r n e k o l a r a k , Sayın Avukat M. Ali Apalı B e y i n , M e r a m - K ö y c e ğ i z ' i deki bağının şadırvanını gösterebiliriz. Ortasında i n c e bir mermer sütünün taşıdığı, zarif bir m e r m e r ç a n a k ­ tan ibaret göbeği olan bu şadırvanda h a z n e n i n iç ve dış yüzleri ile üst kenarı, muhtelif renkli desenlerle süslenmek suretiyle i m â l e d i l m i ş t i r . B u eser, M. A l i B e y tarafından 1948 y ı l ı n d a . Sağır A l i n a m ı y l a m a ­ ruf Sille'li A l i Usta'ya, o z a m a n ı n parası ile 1 1 8 0 TL.'sına yaptırılmıştır. B u eseri g ö r m e m i z i ve h a k ­ kında bilgi edinmemizi sağlayan S a y ı n A v u k a t M. A l i Apalı Beye şükranlarımızı sunarız.

(5)

99 a :

İS

R E S İ M : 1 Harran U l u C a m i i şadırvanı

4 «

i f f ^ 1 4 RESİ M : 2 Sivas Gökmedrese şadırvanı

- V /

R E S İ M : 3

A n o n i m K o n y a şadırvanı RESİ M: 5

K o n y a Türbe H a m a m ı n a ait (?) şadırvan

R E S İ M : 4 K o n y a Türbe H a m a m ı n a alt (?) şadırvan

R E S İ M : 6 K o n y a Türbe H a m a m ı n ı n kadınlar kısmı şadırvanı

0

3

I

•tv-f - , -,..1. . # r L < . •1! RESİ M : 7 K o n y a Türbe H a m a m ı n ı n kadınlar k ı s m ı şadırvanı RESİ M : 8 K o n y a T ü r b e H a m a m ı n ı n erkekler k ı s m ı şadırvanı

(6)

100 Doç. Dr. Yılmaz ÖNGE

I

R E S İ M : 9

K o n y a Türbe Hamanının erkekler kısmı şadırvanı

R E S İ M : 1 0 Akşehir S e y y i r Harun V e l i Zaviyesi ş a d ı r v a n ı

r i / • ' •

S

0

7>V W ] 7W

I

R t ; S İ M : 1 2 Beyşehir İsmail Ağa H a m a m ı n ı n ( ? ) ş a d ı r v a n ı

R E S İ M : 11 Karaman

E m i r Süleyman H a m a m ı n ı n şadırvanı

RESİIVI:13

fi ' Beyşehin ismail Ağa H a m a m ı n ı n (?) şadırvanı

R E S İ M : 1 5 Aksaray Zinciriye Medresesinin ş a d ı r v a n ı

a RESİ M: 14 Aksaray Zinciriye Medresesinin şadırvanı • İ T 5-?

(7)

101 R E S İ M : 16 K a r a m a n Seki Çeşme H a m a m ı n ı n şadırvanı

r

•»I

...

R E S İ M : 17 K o n y a M a h k e m e H a m a m ı n ı n şadırvan ı

1

i 1 R C S İ M : 18 M. Alı Apalı Bey'ın Dag evindeki > şadırvan

(8)

102

Doç. D r Yılmaz ÖNGE

l

ÇİZİM:)

Harran Ulu Camilnln şadırvanı

Ç İ Z İ M : 3 K o n y a a n o n i m ş a d ı r v a n Ak r

L

M m

ÇİZİM:2

(9)

n T — ' ' ^ - ! r - ' -T

1.. , ,1,^^.^

.^3

Y

CİZİM:5

KonyaTQrbe Hamamının kadınlar kısmı şadırvanı

C İ Z İ M : 6

Konya Türbe Hamamının erkekler kısmı şadırvanı

t;

ÇİZİM:7

Akşehir Seyyid Harun Veli Zaviyesinin şadırvanı

CİZİM:B

(10)

7

ÇlZİM:9

Beyşehir tsmail Ağa İHamamı (?) şadırvanı

ÇİZİM: 10

Aksaray ZIncIrIye Medresesi şadırvanı

///

50 c n

L . . . _ . , _

J

Ç İ Z İ M : ! !

Karaman Seki Çeşme Hamamının şadırvanı

ÇİZİM: !2

(11)

105

RESİM :1 Konya Türbe Hamamı kadınlar kısmı soyunma mahallinin şadırvanı (Halen Koyunoğlu Müzesinde) RESİM: 2 Konya Türbe Hamamı erkekler kısmı soyunma mahallinin şadırvanı (Halen Karatay Müzesinin bahçesinde)

(12)

106

Doç. Dr. Yılmaz ÖNGE

R E S İ M : 3 Karaman Seklçeşme H a m a m ı erkekler kısmı ılıklığındaki suluk R E S İ M : 4 K o n y a Mahkeme H a m a m ı erkekler kısmı soyunma mahallinin şadırvanı

(13)

107 V . /

i J

V..- < . V i '

R E S l M : 5 T ü r b e H a m a m ı n ı n k a d ı n l a r kısmına aid şadırvan parçaları ( K o y u n o ğ l u Müzesinde) R E S İ M : 6 K a r a m a n o ğ l u d e v r i n e aid bir çağa taşı ( K a r a m a n Müzesinde)

e-.fi.

V

(14)

a, •

f

ft

i

RESİM: 7 Nlğde-AKsaray Zincirli .Medresesinin $adırvah|t)a altjıir«(>ar«a .(AHsar^y MOzeslnde) RESİ M :8 Konya-Ladik Şehir ParkındakI havuz , .-»^ .< -fi>»v.:- * > ' .

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 7’ye göre “Kurumsal Yönetim işletmemizin değerini arttırabilir.” bağımlı önermesine “İşletmelerin, Kurumsal Yönetim ilke ve uygulamalarına vermiş

Tornalama iĢleminde kullanılan parametreler kesme hızı (V, m/dk), ilerleme miktarı (f, mm/d) ve talaĢ derinliği (a, mm) Çizelge 5.4 ve Çizelge 5.5’de verilmiĢtir. Ġzleyici uç

Çalışmalar sırasında ortaya çıkan ilginç bir durum da deney ve kontrol grubu öğrencilerinin sayıları birbirlerine çok yakın olmasıdır. Örneklem üzerinde oranlar

Kendi içerisinde iki parçadan oluşan beden, başpare tarafındaki ahşap üzeri gümüş kaplamalı iken etek ağzı tarafındaki sade koyu vişne renkli kehribar

Sığırlarda görülen Babesia türleri, büyüklüklerine göre büyük ve küçük Babesia türleri olmak üzere iki grupta incelenebilir. Küçük Babesia türleri;

Yoksulluk ve eşitsizlik arasındaki bu ilişki ve yoksulluğun giderek artan bir sorun olarak varlığını koruyor oluşu nedeniyle DSÖ de raporunda (1995)

Firma büyüklüğü ve AR-GE harcamaları arasındaki ilişkiyle, pazar ya- pısı ve teknolojik değişme arasındaki bağlantının incelendiği bu çalışmada, büyük

Bu nedenle, meyhanede gördüğü, durmadan içen ve ertesi gün tıraş olup öğrencilerine toplumun manevî değerlerinin öneminden bahseden bir öğretmen gibi