• Sonuç bulunamadı

Haydi Abbas!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haydi Abbas!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 ARALIK 1997 PERŞEMBE

IŞILDAK VE YELPAZE

ATİLLA BtRKİYE

Haydi Abbasi

İlk önce, eski daktiloyu depodan çıkarmalı; ki­ tapları seçmeli ikinci iş olarak. Ki, en zoru da bu. Tüm kitaplar götürülemeyeceğine göre, özenle seçmeli. Gel de seç, seçebilirsen!

Belki de fazla abartmamalı. Birkaç top kâğıt. Bir gemici feneri, küçük bir radyo; haberler için yal­ nızca. Belki de almamalı...

Doğruca, özellikle telvizyondan, “yeni med-

ya "mızdan uzak bir yere göç etmeli. Güller yetiş­

tirmeli: Haziranda açan, kırmızı güller.

Bir kedi bir köpek; belki de bir tavşan, bir sin­ cap belki de; ve doğal arkadaşları: Kaplumbağa, kirpi gibi. Kuşlar, hiç kuşkusuz...

Fideler götürmeli; en önemlisi. Zordur tutması ama; niye olmasın bir karayemiş fidesi. Bakarsı­ nız tutar.

Geçenlerde bir arkadaşım nasıl olduğumu sor­ muştu. Bizim Cumhur Canbazoğlu’nun sürekli verdiği yanıtı vermiştim, ben de: Süper. Arkada­ şım, “Herhalde televizyon izlemiyorsun" demişti. Haklıydı.

Sayım günü, niye evde hapis kaldığımızı sorgu­ larken, bir yandan da televizyon kanallannda do­ laşıyordum ki, karşıma bir görüntü çıkıverdi. As­ lında gündüz televizyon izleme alışkanlığım yok­ tur. Ama madem televizyon kanalları sayım için özel(!) eğlence programları yapmışlardı; bir baka­ lım dedik.

atv’de iki sunucu bir türkücü yan yana yere bağ­ daş kurmuş, oturuyorlardı. Biraz sonra klarnetçi de geldi yanlarına; oturdu. Ortada bir tabak, bir şey­ ler atıştırılıyor; bir bardak, bir şeyler içiliyordu. Çi­ lingir sofrası mizanseni vardı, sizin anlayacağınız. Türkücü bir “şarkı" söylüyordu. Türkü ile şarkı formunda ve Arap ezgileri içeren, ki bir yandan da eller “oryantal” durumundaydı, bir “şarkı”ydı bu.

Ne var bunda diyeceksiniz. Genellikle eğlence programlannın genel görüntüsü böyledir. Ama şar­ kının sözleri Cahit Sıtkı’nın ünlü “Abbas” şiiriydi. Türkücü, yanındakilerle birlikte, zaman zaman bir oyun havası ritmiyle, zaman zaman da bir mak- ber ezgisiyle Cahit Sıtkı’nın kemiklerini sızlatıyor­ du.

Pazarları genellikle dışan çıkmam. Ama geçen pazar, “geçici mahkumluk” stresini yaşarken; bir de bir edebiyat yapıtına, bir şiire, bir şaire yapılan

“tecavüz” olayına tanık oluyordum!

Aslında şaşıracak ya da kızacak pek bir şey yok! Çünkü bu durum genelleşti. “Halkımız böyle isti­

yor" diyen, "medya iktidannı” eline geçirmiş ya­

yımcılar, birbirinden kötü programlara imza atmak için yarışırken, bir yandan da böylesine berbat “ic­

ra la ra yer veriyorlardı.

Çünkü zamanımız böyleydi! Tüm yaşantımız, her şeyimiz yatay bir durum almıştı. Yani yüzeysel öğrenme, yüzeysel eğlenme, yüzeysel sanat, yü­ zeysel bilgi, yüzeysel kültür, yüzeysel politika, yü­ zeysel estetik, yüzeysel etik vb.

Derinîîk hak getire... Derinlikten kaçar oldular. Felsefeden kaçar oldular. Bir iki laf ettiniz mi; bi­ raz yaşamı ve yapılanları sorgulamaya başladınız mı, “aman entelektüel olmayalım” yanıtını bulur ol­ duk.

Entelektüellikten neden korkuluyorsa!

Orhan Veli’nin şiirini anımsayarak söylersek:

Her şey ucuzladı. Sanat, kültür, ün, bilgi, önem. Her şey.

Geçmişin sanatsal ve kültürel zenginliğini, çiz­ gisini taşıyanlardan kaçar olundu. “Medya” da eli­ nizde ya, tamam; istediğiniz “estetiği” oluşturur­ sunuz!

Pazar günü Türkiye sayılırken, belki başka yer­ lerde de benzer durumlar oluyordu, Cahit Sıtkı’nın ciddi bir biçimde hakarete uğradığına tanık olduk. Tabii bu Türkiye’nin telif haklarını da gündeme ge­ tiriyor.

Kim, bu adamların böylesine "berbat” besteler yapmasına izin veriyor? Ya da izin alınıyor mu? Neyse bizim yapabileceğimiz bu yazının yanı sıra şiiri bir kez daha anımsatmak:

"Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun işte oldu akşam. / Kur bakalım çilingir soframızı / Dinsin artık bu kalp ağrısı. / Şu ağacın gölgesin­ de olsun; / Tam kenarında havuzun. / Aya haber sal çıksın bu gece; / Görünsün şöyle gönlümce.

/ Bas kırbacı sihirli seccadeye, / Göster hükmet­

tiğini mesafeye / Ve zamana. t Katıp tozu duma­ na, / Var git, / Böyle ferman etti Cahit, / Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan; / Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. ”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yayılışı: Avrupa, Güneybatı ve Orta Asya, Batı Kazakistan, Batı Sibirya, Transkafkasya, Orta Doğu, Kuzey ve Güney Amerika, Güney Afrika, İran ve Fas’ ta

F{x, y, z) = Pi + Qj+R k, vektör alanının S nin sınır eğrisi üzerindeki integralini hesaplamak icin gerekli integralleri Stokes teoremini kullanarak yazin. n normali yuzeyin

Alman Dili ve Edebiyatı alanında akademisyen Thomas Bleicher kitaptaki makalesinde, Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanını, Akdenizli Doğu Batı

Modern, farklılaşmanın söz konusu olduğu toplumlarda genelde bu fonksiyonu kitle iletişim araçları, gündemi (agenda) belirlemekte, bir başka ifadeyle; kitle iletişim

University in cooperation with Bursa City Council as a Scientific Research Project and it has aimed to gather information about the emotional involvement of the individuals

Buna göre, daha büyük anaçlar daha düşük nisbi yumurta verimine (yani anaç balığın sağım sonrası birim ağırlığı başına üretilen yumurta miktarı) sahiptirler ve

Her parselde tohum verimi, ot verimi, hasat indeksi, 1000 dane aguhgl degerlendirilmi§; aynea lO'ar bitkide bitki boyu, ilk meyve baglama yuksekligi, dal saylsl, meyve

surface contaminated activity for AL-Nahrawan site using portable devices are suitable in measuring the dose rate and surface contamination of all types of radiation