• Sonuç bulunamadı

Tanımadığımız meşhurlar:Ali Suavi kocaman bir pala ile matbaaya girdi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tanımadığımız meşhurlar:Ali Suavi kocaman bir pala ile matbaaya girdi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:

*

FîÜp efendi, Suavinin maksadını anlayınca

giiç hal!»

; > T*«.

ayı elinden

V t «3. fc.

.^ Z Z & L X '& g ..

|

Yanı birahanesini!¿ki masa

Ebazziyctnın kâfi hatla yazdığı Yani ism i

T

d

Birahanede ...diyeler

-—

A yd a ÇO altın

Gazetecilikten en çok para

kazanan insan

-—

«M aarif Nasırım öldürmek istiyorum

/ .» —

Suaoi Ba­

siret gazetesine nasıl girdi?.

Lâstik S a:.

” rn

*” iihim notları

Stıavi’-*

i

VLâ

nin ölümünden sonra

Zevcesinin çekmek istediği telgr^. ta neler

yazihydı?.

Beyoğlunda Yani birahanesi. Vakit Öğle zamanı. Yani biraha­ nesinin bizim neşriyat ve edebi­ yat tarihimizde mühim rolü var­ dır Kapıdan girildiği zaman ni­ hayetteki loş köşece zamanın eh mühim matbuat simalarını gö- ..■^aruz.

Yanideki masası Kemal pa..- zade Sait beyin âdeta sabit ad­ resi ve dostlarını kain i ettiği daimî bir yerdi. Me^.uı başmu­ harriri aııyanlar, / görmek, iste­ yenler doğru „.uya giderlerdi. Meselâ birisi gelmiş de kendisini bulamamış.Ne zaran vur?. Ma­ sasına oturup hem yemek yer, hem de Sait beyi beklerdi. Zira «Lâstik Sait» bütün öğle yemek­ lerini her halde burada, Yanidö aynı masada yerdi. Bütün ziya­ retçiler de bu c.,nada omya gel­ dikleri için bir kaç saat otuıu- luı*, konuşulur, yazılar okunur, fikirler ortaya atılırdı. Kemal paşa zade, kaleme aldsğ: hiciv manzumelerini hafif bir sesle bu­ rada okurdu.

Eu itibarla Yani«’ ki masanın etrafına yanaştırılmış olarak bir iki a —« dalıa bulunurdu. Ve

m â &**#&&* & M*-?:;r >• ^ -» ;;fr.‘ Vv" '• • , A**H ~ * . v • - A MfSÜfc -4& Jf .>* 'S-f ■». 0-^ V» i- i a İ'“'-‘ t. »**j# • -*>■■ « V' ’’İ, tUms. A m.. U A - . • - *.* 7. ->-4 ' * -Adi? , V, - ‘ - X . , - V. Ş p T ' , r "û ■ '■lc •¿•«. i

r m

>• V, w*-' . F? '>**•£*• • * i-’v-r v-m j rp t]«

y

i * V, . . s . w f • -i i . * d f

Keiüit! paça zade Sait bey» (solda) ve Cevdet paşa nüde Sadi bey

• T- .s,' .y*-.'

:■ *<*>» ."viví • •.£*.. - -••

i—--iıer zaman için burada bir kulüp havası eserdi. Buraya gelen m a ­ hurlar arası, .da Ebüzziya Tevfık harikulade bir küf! yazı ile «Ya­ ni» diye yfr.’Tmş, güzel bir çerçe­ ve ile duvara asılmıştı^ Bu o de­ rece güzel bir yazıydı kİ guı- n- ler Yaniye kimin tarafından ya­ zıldığım soruyorlardı.

Bu* ..da yemek yenilmekten, bira içilmekten ve konuşulmak­ tan maada okunurdu da. Süit beyin önünde daıtnu bir Fran­ sızca Tan gazetesi bulunurdu.

Bu zamanı çok iyi hatırlayan Hilmi kitaphaııesi ualıibi bay üilıni: - •

— Ebüzziya’nuı 1 hrt ile yazdığı Yani itani hakikî bir sa­ nat eseriydi. Sa.t beyin önünde «Tan» gazetesi hiç eksik olmaz­ dı. İlk kültürünü din kitapların­ dan alan bütün eski nesiller gibi okurken hafif hafif sallanıldı. Hattâ.Fransızca Tan gazetesini de böyle sallanarak okurdu.

Çelenlerin en başında Filip efendi göze çarpardı. Filip efen­ di zamanın u.eşhUr 0 te pat- ronlarm, h. Ve Lâstik baid’in başmuharrnlik ettiği gazetenin de saııiDiydl. Şişman, pos bıyık­ lı, k cid l halinde, neşeli bir adam­ dı. Gazetenin her hususunu ta- mamile Sait boye bırakmıştı,

«Filip efendi» de matbuat ta­ lihinde dikkate değer bir in­ sandı.

muharrirlikle bizde kazanç reko­ runu kıran şüphesiz ki Sait bey- ihr.

Sait bey, kalemile aym za­ manda üç zevcesini, ayrı ayrı üç evi gül gibi geçindirmiş, çocuk­ larını mükemmel surette okut­ muştur. Filip efendi matbaada olduğu gibi Yanide de, okuyucu­ su pek bol olan, muharririnden oir dakika bile ayrılmazdı. Za­ man zaman oturdukları masada Sait beyin meselâ, sadrâzam içir, yazdığı:

«Ak sakalınla utan, en ihtiyar.,»

mısraı, yahut Maarif Nazın için kaleme aldığı:

«—a ne iverameltir, okur elifbayı ezberden..» tarzındaki alaylı sözleri işiti­ lirdi.

Bunun için, son senelerde, Ab- dülhamit zamanında Yar.ideki masa daima tarassut altında bu-Babiâlide «kol çevirmek» diye

bir tâbir vardır. Eski baskı ma­ kineleri şimdikiler gibi elektrik le hattâ havagazı ile bile işleme dlği için kolla çevrilerek basılır­ dı. Bunun İçin de güçlü kuvvetli insanlar, ekseriya hamallar tu­ tulurdu. Bunlar makinenin ko­ lunu çevirirlerdi, İşte «kol çevir­ mek» tâbiri buradan çıkıyor.

«Filip efendi» de beş parasız geldiği Babıâîide kol çevirerek işe başlamış, çok zengin ve gaze­ te sahibi oimuş, nişanlar almış, nüfuz kazanmış bir adamdı. Böyle sıfırdan başlayıp kendi kendine milyona çıkmış bir in­ san Amerikada olsa hayatını muhakkak filme çekerlerdi. Filip efendi çok okuyucusu olan mu­ harriri pek İyi bilirdi ve hiç ka­ çırmazdı. Son derecede fazla okunması dolayıslle Kemal paşa zade Sait onu zengin edenlerin en başındaydı. Mamafih «Filip efendi» de bu başmuharrire ayda kaç para verirdi bilir misiniz?. 60 altın„,

O zamanki kıymet Ölçülerine nazaran bu fevkalâde bir para îdi. Aradan bu kadar uzun za­ man geçmesine rağmen bugün bu para, o zamanki kıymetile, Babıâlı yokuşu için efsanevî bir rakamdır. Kaleminden, gazetecl- Jikten en fazla kazanana misal olarak üstat Ahmet-Mithat efen­ di gösterilir. Ancak Ahmet Mit­ hat efendi muharrirliğinin, ya­ nma gazete sahipliğini, patron­ luğunu ve İş adamlığını da ko­ yarak kazanmıştır Patron olma­ dan yalnız kalemile ve sadece

j

lundurulurdu. Eiran^ueye hafi- yeler gönderilirdi. Bunlar yakın masada otururlar, kulak misafi­ ri olurlardı

A l ı S ı i a v i ’ n m p u la « « ! Hazır Lâstik Sait ve Filip efen- j didea bahis açılmışken şunu da kaydedelim. Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana verdi. S a it1 bey burada Ali Suavl vakasını | anlatıyor ve hâdisenin karanlık; kalmış köşelerine temas ediyor.

Bu notlarında Salt bey, bir gün bir kaç muhacirle saraya

s-.it« ı ı w o H o r o V c n l t f i n n t y d p î f l s t İ r *

Referanslar

Benzer Belgeler

Hâlen mevcut sur üzerindeki kapıla- rın isimlendirilmesinde çekilen zorluk, bu- gün pek azı kalmış olan ve bulunanların da bir kısmı inşa edilmiş evlerin arkasına

To cite this article: Rukiye Ayranci, Metin Ak, Mehmet Karakus &amp; Halil Cetisli (2016) The effect of the monomer feed ratio and applied potential on copolymerization:

40 yıldır tanıdığım Eyuboğlu, her çevrede, her yerde, dost top­ lantılarında, tiyatrolarda, hakim huzurunda hep insancıl, hep gü­ leç, hep anlayışlı, hep

Her cins insan; sarı veya kızıl saçh, mavi gözlü çerkez, kumral veya siyah saçh, yeşil gözlü gürcü, siyah parlak tenli, kıvırcık saçlı, geniş

Kulağı büker bükmez eczaneye ko­ şan, çanağı kenarcığa koyan, beş altı kova suyu da ilk döken gene ken­ disi!. Salonun yan kanapesinde, keten örtünün

Since the relationship between the amount of sediment and flow rate is known, the flow rate is considered as secondary data and sediment yield is mapped by

İkti- darı, “toplumsal bir aktörün diğer toplumsal aktörlerin kararlarını; güçlü aktör- lerin iradesi, çıkarları, değerlerini kayıracak biçimlerde asimetrik olarak

ve az bilinen çok bilinmezli denklemler oysa cevapsız bir soru kadardı dünya karahindibaların hasat zamanı yağmur asfalta düşerken eziliyor nefeslerim ve eziyor beni