• Sonuç bulunamadı

Kendi yılbaşımız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kendi yılbaşımız"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kencli Y ı l b a ş ı m ı z

r

L

Y a z a n

HAŞAN- ÂL İ YÜCEL

1

i

T ır ın a k « « » « u t 24 t* 19H bitiyor. 1957 başlıyor. Böyle oluyor; çünkü 1946 y ıl öne« Hz- İsa, Meryem Anamız dan dünyaya gelmiş sayılmaktadır. Hıristiyan veya başka dinden, milyarı geçen insan, bu rakamlarla zamanını belirtiyor. O milyarlar içindeki milyon­ lardan bir kısmı da bizimdir ve biz. Hz. İaanm doğduğunu düşünmeden y ıl değişiminin keyfine, zevkine kendimizi kaptırıp boşça vakit geçirmeye, kud­ retimize* eğlenmeye bakıyoruz. Mu­ hakkak ki. doğum gününün tayininde türlü tnezhebleri İhtilâf e tanLf olan İsa ümmetinin pek çoğu da bizim gibi yapıyor. İşin ibadet ta raflı« hiç ilg i­ lenmeden yeni y ıla güle oynaya girma- nln yolunu arayor.

Böylesi. «İlen gelen yılbaşı dır. Or. taklaşa yılbaşı... Malûm. Allahın Re­ sulü' Tsa, İnsanlığa merhamet öğretme­ ye gelmişti. Romalı zulmuna, mutaaa- sıb Yahudi hahamlarının dar inanış­ larına isyan etti. «İnsanlar, aynı gü­ neşin ış ık la rıd ır» diye kutsal toprak­ lan yakıp kavuran güneşin altında -başı açık, ayakları çıplak- vaaz eder­ di. «Sîzler, aynı babanın evlâdısınız; kardeşsiniz S öğüdl erile kendin! dinle, yenleri yumuşatmaya çalışırdı. Gördü­ ğü karşılık. 12 havâriden birinin iha- netile çağdaşlan tarafından çarmıha gerilerek öldürülmek oldu. Tarihin b i­ ze anlattığı bul... Doğru yanlış, vebal onunl... Şüphe götürmıyeu taraf şu ki, etrafındakilerden pek az insan müs­ tesna, yurddaşları onun bu iyilik sa­ çan varlığına çok acı çektirmişler, gene yaşında ve ıstırablar İçinde ha­ yattan uzaklaşmasına vesile vermiş­ lerdir. İşte beşer İçin ortaklaşa dediği­ miz yılbaşı, bu mazlum nebinin acıklı hayatına başladığı gündür!...

Garbda eskiden, y ılın son haftası İçinde devam lı bir ibadet dönemi olan bugünler, gide gide lâllüeşmiş. bugün­ kü durumu almıştır- Nasıl olsa öğüd dini em iyen; her devre, her yere göre hıramın meydana çıkmasına engel ta. nımıyan İnsen, senede bir gün olsun birbirinin canına kıymaktan vazgeçip komşusunun başına belâ olmadan ya­ şarsa o bile büyük bir kâr sayılma­ malı m ıdırT Semavi dinlerden İkisinin ç ık tığ ı ülkelerde acaba bu yılbaşı ge­ cesi rahat bir uyku uyunabilecek m i­ dir? Gene silâh elde, hududda nöbet­ ler beklenecek: gene bir ik i kurşun alışverişinde bir kaç cana kıyılacak­ tır. Nitekim. Mısırda yılbaşı, dört beş yüksek rütbeli subayın tdamile kar­ şılanmıştır. Gidaniera rahmet, kalan- lara kanan btr yeni jul mukadder ol­

sun-bnkân e l*» <1* W lt«n insanlık bizim

Hicreti yılbaşı olarak alsa... Çünkü hicret, Hz. Muhımmedln Mekkeden

Medineye gelişini, yani düşmanların­ dan kurtulup emniyete erişini remze- der. Bizim gibi btr çok insanlar turla- tiyan olmadıkları halde mttâd yılb aşı­ nı tamamlle din dışı olarak kabul et­ miyorlar mı? Biz milâd yılbaşını kut. larken nasıl hıristiyan ötmüyorsak, başka dinde bulunanlar da bu aebeble Müslüman olacak değillerdir. Hem ol­ salar da fena mı? Böyle bir ihtimal gerçekleşse, meselâ Ortaşarkta tüten ateşin, hiç değilse bir kısmı «önmüş olmaz mı?

Çocukluğumu düşünüyorum da, dedi­ ğim gibi sevineli bir kurtuluş olan Hicreti remzeden gün, dinin ve tarihin bu büyük hakikati hiç bir »liretle ha­ tırlara getirilmez; gene kanlı Kerbelâ olaylarile herkes gözyaşı döker, kan ağlardı.

M âtı-ı m uharrem oldu m eserret harâm dır M&trm bugün ş e ria t« b ir

İhtiram d ır O günlerden h a fıa m d s aşureden başka tatlı bir İz yoktur.

Her ne ha! ise. o günler de tarihe karıştı. Söyle böyle çeyrek asırtUn- berl İşler değişti. Ocak başında Hz.

gününe göre de y ı l İçinde kendimizin veya yakınlarım ızın doğumlarımızı kutluyoruz. İnsanlıktaki özcülük duy­ gularına bakacak olursak kendi doğu­ mumuz, diğerlerinklnden daha da ö- nemli olsa gerek!... Ortaklaşa yılbaş­ larında ra s ılı kıemetıe öylesinden e ğ ­ lenip glrtiyoruz. Hele o, tam geceyarı- aında ışıkların söndüğü en var ya, bu heyecanlı karanlık, hiç bir ışığın sağ­ layamadığı bir İÇ aydınlığı veriyor. Birleşmiş M illetler smayasasma özel bir madde koyarak eskisinden yen! y ı ­ la geçiş anında İnsanların birbirini öp­ melerinden gayri hareketlerini »uç İlân etmeli. Hiç değilse senede bir kaç da­ kika sevgi mütarekesi yapılm ış olur.

Yıib aşım n zorlusu, bence, kendi yılbaşlarım ızt Çocukken. gençken, hattâ kırklarda, ellilerde bile o kadar mühim değili... re k a t lf altmışa da­ yandı m ı zorluk başlıyor. Her ne kadar doğduğumuz andan itibaren ölüme g i­ diş yolun« giriyorsak d » bunun farkına varmak için h a y » yürüyüp yorulmamız lâzım geliyor. Yürümek ve yorulmak I. Yaşamanın en güzel tanımı da bu ga­ liba!... Bir zamanlar Yakub Kadrtden e! yanalla resmini istemişler de »H attı- destimla resmim; kim için, ne tçin?» •İsanın değduğu ortaklaşa y ılım ın .

diye cevab vermişti; onur, gibi »yürü­ mek ve yorulmak; kim için, ne için?» diyebiliriz.

Hiç bu soruyu vakit ve fırsat bulup kendinize sordunuz mu?

Diyeceksiniz kİ, yarın akşam şurada burada maaa tutup, yahud evde veya dost evlerinde güzel bir gece geçirmeye hazırltnırker. bu türlü tatsız şeyleri hatırlatmakta ne mana var? Bu h a m ­ lıklarla uğraşanlardan kaç kişi bu sa­ tırları okur ki, bana öyle desin? Gene garibler blzbiz« kalıp derdleşeceğiz. Derdlesınenin bir faydası olsa buna da ran olalım. Zati derd, başkaları İçin yaşamasını bilmtyenlertedir. Bir bur­ gu gibi kandl v a rlığ ın ı hırslar İçinde delenler, elbette derdli olmaya mah­ kûmdurlar. Nebi tsa. ıstırab çekti; ama d erd » değildi. Kendi gibi muztarib in­ sanları düşündü. İçinden bahtiyarli. Onun doğduğu gün. hiç olmazsa o gün, başkaları İçin yaşamasını tecrübe et­ meli değil miyiz?

Bu duyguya ruhumuzu a lış tır d ığ ı­ m ız zam 'n gö-eceğlz kİ, derd yok. d i­ lek vardır. Sevgi vardır, dostluk var­ dır. bir kelime İle İnsanlık vardır. İn­ sanlıktan ve inaanlığı yaradandan umu dumuru kesmlyelim. îstiyellra. her za­ man ve her zaman iyilik ¡»üyelim ; ondan ve kendimizden!... Yaşım ız ne­ rede. beşim iz hangi yükseklikte olur­ sa olsun, fenalıktan, nefretten, ktoıdon. düşmanlıktan tiksinmesini bilelim !... Almadan değil, verm-den haz dövm e­ sini öğrenelim!.., Neş'e, ruhun doyma­ sıdır. Ruh. ancak iyilik ederek ken­ dini «ucuzluktan kurtarabilir. Baş ağ rın vermtyen bu tanrısal içkiyi bol bol. hem kendimiz İçelim, hem her­ kese sunalım!...

Kendi yılbaŞlanm ızın biriken zehir­ lerini ortaklaş« yılbaşlarında eritmek ha büyük saadet olacak!... 1997 yİ bu düşüncelerin tadı içinde karşılıyorum. Yeni y ıl, insanlığa yani İyilik ler ge­ tirsin t

EUmlzden ne gelü r h ayr

duâdan g a y r ı!»

Taha Toros Arşivi * 0 0 1 5 8 4 4 5 2 0 1 0 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Vergilerimizle çarpıklıkları arttıracak yeni bir köprü değil, daha dengeli bir bölgesel geli şme politikası, daha çok eğitim, daha çok sağlık, daha insani

Siyasi ve Ekonomik Bağımsızlığımızın Kazanılması Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923... Lozan

Onun kuşağından, Cevdet Kud­ ret gibi, daha başka birçok ye­. tenek de, kalemlerinin

cık sağında, karşıya bakan, fakat yaygın yapılarıyla geniş bir alanı kucaklayan Topkapı Sarayı ve az ilerde, Ayasof- ya’yla boy ölçüşmenin ilk eseri,

Satvet Lûtfi Tozan hakkın- daki hacir kararı İstanbul Asliye 8 inci Hukuk Mahke­ mesi tarafından kaldırılmış­ tır.. Bu arada Tozan, kendi­ sinin ve Zeynep

Fakat düşman istilâsının hududu İzmir ufuklarını aşıp ta büyük tehli­ ke başgösterir göstermez, yurdunu ve milletini sevenlerin hisleri birden bire

Hence, the managers should at least possess the knowledge of the existence of various quantitative methods so that they will be able to desire the needed and right

Müzecilik sahasında gös­ terdiği kabiliyetten dolâyı âmirlerinin teveccü­ hünü kazanmış olan Aziz Bey 1914 senesinde tzmire asarı atika müfettişi olarak