C U M H U R IY E 1 ~ T î —S o H 2íT_
£mirgânda
eski bir
yalı
Boğaziçiııin hüviyetini kaybeden, bozulan sem tlerinden biri de Em ir- gândır. Çınar altının h u zu r veren güzelliği yerine bugün kıyı boyunu bir çok kahvehane doldurm uş, h u sus! arabalarla bunların önünde çay içmek yeni b ir zevk halini a l m ıştır.
Beşyüz senedenberi içinde h u z u r la yaşadığımız eski Em irgândan
YAZA N:
i I
L
H a lû k Y. S e h su v a ro ğ lu
bahçelerini ihsan etmiş, Iranlı Han burad a yeni köşkler yaptırm ış ve padişah sık sık kendisini ziyaret e- derek, orada tertiplenen zevk â- bize bugün ancak b ir kaç eser kal- tem lerine katılm ıştı. Bu tarihten iti m ıştır. B üyük çınarlar, Şeriflerin baren köy İranlı nedimin adına iza. yalısı, camii, m uvakkithane ve çeş fetle (M irgün) diye anılmıştı, mesi. Eğer b ir giin onlar da kay- Evliya Çelebi gördüğü bu bah- bolup giderse Em irgân beton yalı- /ç e le rd e n ve köşkten bahsederken lılarile, geniş yollarile yepyeni b ir şöyle dem ektedir. (C üm le binası sem t olur. F akat biz orada k en d i- tarzı acem üzere tar'ı otunun, dört mizden, mazimizden ne bulabiliriz, duvarı billurdan bir âli hamam ı var H ayalim iz beşyüz senelik bir tarih dır. Gül ve gülistan içinde bulunan devri içinde nasıl dolaşabilir, eski bu ham am dan bülbüllerin yuvala- şiirimizden, eski m usikim izden-ne- rinda ynvrn’nn n ı »esledikleri şey le r hatırlıyabiliriz. Beşyüz sene hu- redilir. Bu bağın dışarısında hin- zur içinde yaşadığım ız b ir sem te lerre büyük ığpc vardır.)
bir vabancı gibi gelir: Boğazın gii- rV, Mora«1«»» ö1 ■’»ön len sonra zelliğine bakar, buradan tarihsiz Em iıgûne oğlu sahilsarayı şeyhiil. bir m illetin hüznile gelip geçeriz. isiâm Mirza M ustafa Efendiye ve- Em irgân Bizanslılar zam anının bir rilm iş Efendinin ölüm ünde ise yalı, servi orm anı idi. Bu sebeple b u ra - ¡oğullarına knlm ’s. on-buı sonra da ya K inarodis denilirdi. 16. asırda Vessaf A bdulah Efendiye tem ellük M ünşeat sahibi Feridun Paşa bu- olunm uştur.
rada oturm uş ve köy de (F eridun A bullah Efendiden sonra yalıda Pasa) adile anılm ıştır. oğlu Mehmcd F«uı! Efendi oturm uş,
W . Mehmcd zam anında F eridun Efendinin ölüm ünde yalı m ahlûle Pasa baheesi P am ad İbrahim P aşa
nın ziyafetlerile m eşhurdu. İbrahim Pasa zaman zaman Safiye S ultanın m idyelerine Nişancı F eridun Pasa bahçesinde. h er defasında a>tı hin d ° ,r a s a vf ederek ziyafetler çe kerlerdi (I).
IV. M ıırad R.evan’ı fethettiği za m an buranın hant Tahmns K ulu E- m irgûne oMu ile m ünasebet kurm uş, onun m eclislerinden. sntıhetlerinden pek hoslanm ıstı. B eraberinde ge tirdiği İranlı H ana F eridun Paşa
kaldığından I. Abdülham id burada bir köy kurulm asını irade etm iş ve bunun üzerine b ir cami, bir h a mam ve d ü k k ân lar inşa olunm uş tu (2).
Bugün selâmlığı mevcud olan ve Şeriflerin yalısı diye anılan bina nın Em irgüne oğlu yalısından za m anım ıza intikal etm iş b ir kısım olduğu kabul edilm ektedir.
Bugünkü binanın en dikkate şa. yan kısmı denize nâzır havuzlu ve büyük fıskiyeler salonudur. Bina nın sofasında 1803 te yapılmış ce viz ağacından oyma b ir k ü tü p h a ne, yanında oyma çerçeveli bir e n dam aynası y er alm ıştır. H avuzlu salonun tavan tezyinatı da devri nin oymacılık sanatinin nefis b ir örneğidir. Bu salondan ocaklı oda ya geçilm ektedir. Bu odada da yük
kapıları pek nefistir.
Yalı ilk sahipIcrinden.. -Şerif_ Ab duîfâh Paşaya intikal etm eden ev v e f b fr"k aç ei daha değiştirm iş II. M ahmud zam anında buraya Ağ? Kııseyın Paşa sahip olm uştu (3).
Boğaz m uhafızı olan Ağa H üse yin Paşa bu yalıda oturm uş, Sırp Beyi Miloşun İstanbulu ziyaretinde bu yalı kendisine tahsis olunm uş tu . Miloş Beyi H üseyin Paşa ağ ar- lamış ve devlet m isafirine beş yüz kese altın sarf etm işti.
Ağa H üseyin Paşa veresesi y alı yı. Sabıi Paşaya satm ışlardı (4).
Prenses Zeynep K âm il H anim e, fendi zevci Yusuf Kâmil Paşa ile lktanhula geldiklerinde b ir yaz mevsim ini bu valıda kiracı olarak geçirm işlerdi (5).
1876 senesi yaz m evsim inde de bu yalıyı M ithat Paşa kiralam ış ve o- rada bir kaç ay oturm uştu.
Em irgândaki ta rih î yalı zam anı mıza k ad ar m uhafaza edilebilmiş 1938 de Bebek - İstinye asfalt yo lunun inşası sırasında istim lâk e- dilip yıkılm ası m evzuubahis olmuş, fakat taşıdığı m im arî değer bakı m ından bu k arard an vazgeçilerek n r'h afaza olunm uştu.
Yalı bu iyi h arek ete rağm en h ü sü n pek harap b ir hâle gelmiş b u lunm aktadır. Sahipleri tarafından ivi bakılm adığı anlaşılan İstanbulun bu tarih î eserinin m uhafaza edilm e si bir tarih ve sanat hurcum uzdur. B unun Belediye veya H ühûm et ta rafından satın alınarak bîr müze haline getirilm esi, bu su retle Bo- ğazicinin pek az kalm ış kıym etle rinden birinin daha kurtarılm ası ^temenniye şayandır.
f i ) Ham m er.
(2) Hadikatülcevami’ cilt 2.
(3) Lutfi tarihi.
(4) Nezihe M uhittin, Boğaziçi mecmuası.
(5) İhniirem in M ahmud Kemal, Son Sadrâzam lar.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi