• Sonuç bulunamadı

Adnan Adıvar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adnan Adıvar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

0A Y F A : 2

Adnan Adiwar

YAZAN:

Ord. Prof. Dr. Kâzım İsmail Giirkan

İstanbul Üniversitesi eski Rektörü

idmanlarında n biri oldu.

Artık Adnan Bey tıpta değil, siyaset sahasın­ da idi ve hâdi­ T-N e r i n 1 i-

ğine tara bir bilgi anla­ yışım sarsıl­ ması imkân­ sız karakte­

riyle öyle sıkı ve sağlam bağ­ daştırmıştı ki onda r / J i r hika­ yecilerin tarif ettikleri ve mah­ dut idealistlerin hayal edebil­ dikleri insan tipini tanıdığınız zaman kendinizi mutat muhitle rin dışında, bir çeşit hayal âle­ minde hissetmeniz zaruri olur­ du.

Klâsik tıb tahsilinin doyura- madığı beyninde, dünya mese­ lelerine olan iştiyak, daha tah­ sil çağında fışkırmaya başlamış, insanlığa, insan haklarına ve ferdin hürriyetine âşık olan ben liği onu pek genç çağında istib­ dadın karşısına çıkarmıştı: Mül kiye Tıbbiyesi talebesinden Ad nan Efendi (Tarik) ve (İkdam) gazetelerinde «Zülfiyara doku­ nan» tercümesi yayınlandığı i- çin «Zaptiye kapısı» nda hapse­ dildi!

Avrupaya kaçışı tıb bilgisini genişletme kararından çok, dün yayı tanıma ve hürriyet hava­ sını teneffüs etme emelinden gelen hareketti. Ferdi olmakla övündüğü milletin o günkü ida­ resinin genç ruhunda yarattığı re günden güne büyüttüğü e- lem, garbin büyük kliniklerinde çalışan asistan doktor Adnanı her gün biraz daha fazla moral bilgileri öğrenmiye şevketti ve genç hekim böylece sosyoloji ve ilim tarihine nüfuz etraiyc baş­ ladı. Bu tetebbü devresinde Ad­ nan da her vatanperver «Jön- lürk» gibi gamlı idi, elemli idi, fakat ayni zamanda ümitlerle dolu idi.

1909 tstanbulda Askeri ve Mülki Tıb mekteplerinin Hay- darpaşadaki binada tek fakülte halinde birleştirildikleri tarih­ tir. İdealist «İttihat ve Terak­ ki» Sultan Mahmuttanberi içti­ mai ve siyasî çehresini belirt­ miş olan bu mektebe yakından ilgilenince onu idareye genç İt­ tihatçılardan Adnan Beyi me­ mur etmişti Bu tayin, ilk veh- lede hüviyeti ancak öğrenim ve öğretimle teessüs eden bir mü- esseseye idarenin tahakkümü endişesini doğurdu, fakat dok­

tor Adnan Bey mektebi idare­ deki titiz disiplini, öğretimi e- liııde bulunduranlara gösterdiği saygı ve tanıdığı hürriyetle bağ­ daştırmak zekâsını gösterince o- nu yadırgamadılar, sevdiler.

(Hilâliahmer) ikinci defa ku­ ruluyordu. Besim Ömer Paşa, Celâl Muhtar ve Âkil Muhtar bu teşekkülde genç ve cevval bir zekâya ihtiyaç görünce ko­ layca doktor Adnanı buldular, Trablusta, Balkan Harbinde ve Birinci Cihan Harbinde çok se­ vilen ve şerefli tarihi bu satır­ lara sığmıyacak kadar sayısız hizmetlerle dolu olan Kızılayı- mızın umumi kâtipliğini, hakiki motor vazifesini cidden başarı ile yaptı.

Aşhaneden hastaneye, çadır­ dan yaralı yuvalarına koşan fe­ dakâr gençlerle, yangından se­ falete ve felâketin her türlüsü­ ne uzanan yardım ellerinin te­ şekkülünde, işlemesinde, hattâ yardımın vücut bulmasında mil­

letçe seve seve gösterilen içten alâkanın itimat hâlesi; birkaç büyük ismin etrafında çevrele­ niyordu ve onların arasında Ad- nanın adı da sivriliyordu.

Bugün de cemiyet teşekkülü olarak değişik alanlardaki gay­ retini ve başarılarını gururla ta kip ettiğimiz Kızılayın organiz­ masında onun alın teri büyük hisse tutar.

i 918 mütarekesi Türk vatanı- A nı - nazari olarak - parçala­ dığı zaman Anadolunun stepin­ de yükselen sese katılmanın tek çare olacağını idrâk edenler a- rasında rahmetli Adnan Beyi ve muazzez hayat arkadaşını gö­ rürüz.

Orada gençliğine ve tecrübe­ sinin azlığına rağmen elimizde kalan son vatan parçasının üze­ rimi: birbiri ardısıra oynanan hâilelerde ön plânda rol aldı. Birinci Büyük Millet Meclisinin ikinci reisi ve değişik Vekâlet­ lerin vekili olarak tam mânasiy le vatan vazifesini yaptı, istik­ lâl ve inkilâbın birinci sıra

kah-seler onun bir müddet vatan- cüda yaşamasını zaruri kılınış­ tı.

Müstesna zekâsı, cemiyete fay dalı olmak yolundaki harikulâ- de kararı ve kendine emniyeti Adnan Beyin bu yeni hayat saf hasını boş geçirmesine engel ve istikbal için yeniden hazırlanma sına âmil oldu. Böylece o, on dört sene okudu. Yâd illerde hayatını kazanmak için kabul ettiği türkçe öğretimi, onun hakiki ve çok geniş çalışma ve öğrenme hayatı içinde bir kö- şecikten ibaret kalıyor, Adnan Bey Parisin zengin kütüphane­ lerini didik didik didikliyor, mo dern bilgileri hazmediyordu.

İhtiyarî menfasından yurda döndüğü zaman doktordan ve siyasetçiden başka, yepyeni bir Adnan Bey gördük: Filozofi ve sosyolojiyi ana hatlariyle, ilim tarihini hakkiyle ve hele şark - garp ilim mukayeselerini eşsiz bir itina ile öğrenmiş ve sin­ dirmişti.

Bu son safhada memleket en­ dişesi insiyakının içindeki siya­ set korunu yeniden kıpırdattı­ ğını bi rdaha gördük ve teşrii vazifede onu cidden çalışkan, vazifesever bir milletvekili ola­ rak tamdık. Kendi iç âleminde büyük payı olan hislerini müm­ kün olduğu kadar yenmiye sa­ vaşarak doğru bildiğini tanıtmaya ve iyi olduğuna inandıkları: ı yaptırmaya gayret ederken ye niden didindi; sokaktan şehre, a ğaçtan tarlaya ve kâğıttan maa­ rife kadar her problemin te­ ferruatına karıştı, uğraştı.

A

ncak Adnan Adıvarın haya­

tının son on beş yılını dol­ duran çalışmalarında bilgiye a yırdığı kısmın bütün diğer ça­ lışmalarının çok üstünde ve hattâ bir insanın bütün hayatını doldurup taşmaya yeter değer ve hacimde olduğunu tereddüt süz söyliyebiliriz: İki ciltlik «Tarih Boyunca İlim ve Din», bir ciltlik Bilgi Cumhuriyeti Haberleri» ve fransızca olarak yayınlanmış olan «Osmanlı Türklerinde ilim tarihi« ile «Dur, Düşün!» mevzuları, alı­ nış tarzları, ifade ve üslûpları bakımından insan muhakemesi­ ni çok dolduran, doyuran, za­ man zaman değişik âlemlerde düşünmeye sevkeden ve bil­ hassa Vulgarisation şeklindeki makalelerinde çarçabuk çok şey öğreten pahası ağır bir küçük kütüphane teşkil etmiştir.

Bizde ilim ile dinin telifi yo­ lunda verilmiş eserlerin hemen hepsinde müşterek bir şıyk ta­ savvuf fikrinin hareket noktaSÎ teşkil etmesine karşılık Adı- var o esaslı telifinde mevzua ilim tarihinin ve bizzat bu ta­ rih ilminin her köşesindeki penceresinden getirdiği renkli ışıkları vermiş ve^sonunda bun­ ların bir sentezini yapmıştır.

Osmanlı Türklerinde ilim ta­ rihi, mübalâğa ve tefahiire as­ la sapmadan, aşağılık hissini de hiç duymadan hâdiselere zama­ nın kıymetlerini izafe edip vâ- kıâlann tesbit ve mukayesesi i- le vücut bulmuş, tamamen ob­ jectif bir eserdir.

Hakiki bir ilirrt adamının bu zaviyeden görüp düşünüşü ile bize sunduğu eser, milletimizi küçümseyenleri de. hiç bir şe­ yin hakikatine ulaşmadan kuru böbürlenmelerle şişenleri de memnun etmemiş olabilir. Ad­ nan Adıvar bu iki kutbun iki­ sine de lâkayıttır, çünkü o, ya­ kın tanıdığı ve çok sevdiği Tev fik Fikretin «Hak bellediği yo­ lunda» yalnız yürümüştür.

Aslında çok yumuşak, hattâ zayıf olan ruhunun nahif bede­ niyle kurduğu imtizaçtan mey­ dana gelen İstanbul çocuğu Ad nan Bey; büyük ceddi Aziz Hü-

(Devamı Sa: t! Sü: 8 de)

-I l l l l l l l M l İ l i K l l t l l l l l l l l l i l l l l t I K I I M I I I I I I I I I I 11111111111(111 M III İ t i İ l i l M I I I I I I M I I I I I l l l l l l t l l l l l l l l l l l l l l l l İ l i l I II

t *

K azanm a ih tim allerin in daha fa zla olm ası iç in :

TÜRK TİCARET BANKASI

ndakî

Mevcut hesabını*., artırım ı!

Hessbrnız yoksa hemen hesap açtırınız/

á ^ A P A f t m A H 1

250000

§ £ MİR£Sİ \

( İ R A M PAKA İKRAM 'm S R İ Her 150 Ü raya bir kura numarası

T

ürk

T

icaret

B

ankasi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kanunda, Hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda, Orman Kanunu'na göre orman sayılan yerlerden hangilerinin çevre ve Orman Bakanlığı'nca, Kültür ve

Kamu İnternet Erişim Merkezleri, halk eğitim merkezleri, gençlik merkezleri, kütüphaneler, e-devlet hizmeti verecek hastane ve İŞ-KUR binaları gibi yerler, yerel

Limak taraf ından organize edildiği çok belli olan haberlere göre, leyleklerin 3 yavru ile birlikte kaldıkları yuvalarının, Peri Çay ı üzerindeki Tatar HES Baraj

Bana şimdiye kadar adığım, bundan sonra da alacağım en değerli ödülü verdiniz, bir parkorman ödülü, sağ olunuz. Ya şar Kemal'in 8 Eylül Cumartesi günü Batman

Kraliçe Kral Kuğu Çalgı Yunus Andromeda Balıklar Büyük Kare Balina Pompa Güneybalığı Kova Kanatlı At Kertenkele Kalkan Kartal Yılancı Yılan Yay Kuzey Tacı Vega

Şeffaf sır altı, boyun bölü­ mündeki iki sıra sülüs, şişkin gövdesini sı­ nırlandıran zerecek bordürleri ve runıili sti­ lize bitkisel motiflerle dikkat çeken

Viranelerden toplanan ay- landoz dallan, çalı Çırpılar tıkılır, hızı saman alevi gibi çabucak geçer, kızar- masile kararması bir olur, sanki ateş yüzü

Bunlar İngiltere Ulusal Meteoroloji Merkezi (Met Office) ve Doğu Anglia Üniversitesi tarafından elde edilen verilerin değerlendirildiği HadCRUT, NASA God- dard Uzay